• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM BULGULAR

4.3. ÖĞRETMENLERİN YETİŞTİRİLMESİ, ÖZLÜK VE İSTİHDAMI İLE İLGİLİ

4.3.9. Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavı:

2013 yılında Nabi Avcı döneminde yapılan değişiklik neticesinde; öğretmen adayları KPSS genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri sınavı yanında mezun oldukları alanlar ile ilişkili alan bilgisi sınavına da girmeye başlamışlardır. Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavında adaylar 40 soruluk alan bilgisi testi ile 10 soruluk alan bilgisi eğitimi testine tabi tutulmaktadırlar.

Şekil 4. Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavına Katılım (2013-2017)

0 100.000 200.000 300.000 400.000 500.000 2013 2014 2015 2016 2017

Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavına Katılan Aday Sayısı

Sınava Katılan Toplam Öğretmen Adayı Sayısı

Atanan Öğretmen Sayısı

Öğretmenlik Alan Bilgisi Testine 2013 yılında 142.644 öğretmen adayı katılırken, 2014 yılında 209.774 öğretmen adayı, 2015 yılında 283.583 öğretmen adayı, 2016 yılında 311.759 öğretmen adayı katılmıştır. Tüm öğretmenlik alanlarından atanabilmek için KPSS’ye giren aday sayısı, 2013 yılında 252.741 kişi, 2014 yılında 312.688 kişi, 2015 yılında 415.508 kişi, 2016 yılında ise 455.119 kişidir. Bu adaylardan 41.579’u 2013 yılında, 50.990’ı 2014 yılında, 52.736’sı 2015 yılında, 49.015’i 2016 yılında da ve 22.857’si 2017 yılında öğretmenliğe atanmıştır. Buna karşın KPSS’ye girip öğretmen olarak atanamayan öğretmen adayı sayısı 2016 yılı itibarıyla toplam 438.134 kişidir (MEB ÖY GGM, 2017). 2017 yılında ise 308.125 öğretmen adayı öğretmenlik alan bilgisi sınavına, bunlarla beraber 412.005

kişi ise eğitim bilimleri sınavına katılmıştır (ÖSYM, 2017). 2017 yılı içerisinde 22.857 öğretmen ataması yapılmıştır.

Öğretmen seçiminde kullanılan sınavlara 2013 yılı itibariyle öğretmenlik alan bilgisi sınavı da eklenmiştir. 40 soruluk alan bilgisi testi ve 10 soruluk alan bilgisi eğitimi testinden oluşan öğretmenlik alan bilgisi sınavına tabi tutulan öğrenci sayısının arttığı gözlemlenmektedir.

Bu başlıklar altında ifade edilen değişiklikler dışında 2000’li yıllarda öğretmenlerin yetiştirilmesi, özlük ve istihdamıyla ilgili adımlardan bazıları şunlardır.

Metin Bostancıoğlu döneminde 2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” uyarınca, Nimet Çubukçu döneminde 2010 yılı referandumu neticesinde çıkan torba yasayla memurlara toplu sözleşme hakkı verilmiştir. Toplu sözleşme hakkı ile hükümet ve yetkili sendikalar arasında 2 yılda bir gerçekleştirilen kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Toplu sözleşme sonucunda tarafların üzerinde mutabık kaldıkları maddeleri içerisinde barındıran “toplu sözleşme” hayata geçirilmiştir (Yıldırım ve Köse, 2015).

2010 yılında Nimet Çubukçu döneminde 06.05.2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin "Zorunlu çalışma yükümlülüğü süreleri" başlıklı 27. maddesinde; 3 hizmet bölgesi ve 6 hizmet alanı ve bu hizmet bölgesi ve hizmet alanlarına ilişkin zorunlu çalışma süreleri belirlenmiştir. Yürürlük tarihinden önce atanan ancak zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamayan öğretmenler ise zorunlu hizmet yükümlülüğünden muaf tutulmuştur (memurlar.net, 2014).

Bir başka değişiklikte kılık kıyafet yönetmeliğinde meydana gelmiştir. 1980 darbesi sonrası Milli Güvenlik Konseyi'nin oluşturduğu Bakanlar Kurulu tarafından

'Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik'in 5. maddesine göre, kamuda kadınların başlarının daima açık olması gerekmekteydi. Uzun yıllar devam eden bu uygulama; 1 Ekim 2013'te açıklanan demokratikleşme paketi kapsamında yer alan karar ile, 2013 yılında Nabi AVCI döneminde “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’te değişiklik yapılarak kaldırılmıştır (aljazeera.com.tr, 2013).

2016 yılında Nabi Avcı döneminde “Cuma İzni ile ilgili 2016/1 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin Resmî Gazetede yayımlanmasıyla, okullarda ders saatlerinin cuma günleri, cuma namazına göre ayarlanabilmesinin önü açılmıştır (Hürriyet, 2016).

2014,2015, 2016 ve 2017 yıllarında Nabi Avcı ve İsmet Yılmaz’ın bakanlık dönemlerinde birçok eğitim biriminin hizmet bölgesi, hizmet alanı, zorunlu çalışma yükümlülüğü sürelerini yenilenmiştir. Yapılan güncellemeler neticesinde zorunlu hizmet kapsamındaki okul sayısı artırılmıştır. Birçok ilçe merkezi zorunlu hizmet kapsamına girerken birçok okulun hizmet puanı artırılarak hizmet süresi kısalmıştır.

Nabi Avcı döneminde, 2015 yılında imzalanan 2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşmesi ile öğretmen ve müdür yardımcılarına haftalık tuttukları nöbet karşılığı 3 saat ek ders ödenmesi kararlaştırılmıştır. Yine 3. Dönem Toplu Sözleşme göre İLKSAN üyeliği isteğe bağlı hale gelmiştir (Devlet Personel Başkanlığı, 2015). Ancak Danıştay 17. Dairesi bu düzenlemenin toplu sözleşme konusu olmayacağını belirterek hükmün yürürlüğünü durdurmuştur. Bu karar sonrası öğretmenler zorunlu İLKSAN üyeliğinden çıkamamaktadır (memurlar.net, 2016).

2015 yılında Nabi Avcı döneminde yapılan değişikliğe göre yeni atanan aday öğretmemelere bir senelik fiili çalışma süreleri sonunda asli öğretmenliğe geçiş için hem merkezi yazılı sınav hem de atandıkları illerde yapılacak olan sözlü sınav

şeklinde iki aşamalı sınav sistemi getirilmiştir (MEB ÖDSGM, 2016). Yapılan yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasından oluşturulacak puanda, 60 puan ve üzeri alan adaylar asli öğretmenliğe geçiş hakkı kazanacaklardır. Ancak sözlü sınav uygulamasına açılan iptal davaları ve kararları neticesinde 2017 yıl asli öğretmenliğe geçiş sınavından itibaren, aday öğretmenlere sadece yazılı sınav uygulaması yapılmıştır (memurlar.net, 2017).

2016 yılında Nabi Avcı döneminde 2 Mart 2016 tarihli ve 2456947 sayılı Aday Öğretmen Yetiştirme Sürecine İlişkin Yönergesi ile 6 ay süreli “Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci” uygulamaya geçirilmiştir. Uygulama kapsamında öğretmenler “sınıf içi faaliyetler, okul içi faaliyetler ve okul dışında gerçekleştirilen faaliyetleri” kapsayan 774 saatlik eğitime tabi tutulmuşlardır. Bunlara ek olarak yaz aylarında da aday öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca MEB tarafından belirlenen kitapları okuyup, yine MEB tarafından seçilen filmleri izlemişlerdir (SETAV, 2016).

17 Nisan 2015 tarihinde yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği´nin 54´üncü maddesinde, 6 Temmuz 2013 tarihinde Resmî Gazete ‘de yayımlanan 10. Kalkınma Planı´nda, kamuda performans değerlendirmesinin gerçekleştirilmesi hedefi doğrultusunda öğretmen performans değerlendirme sistemi taslağı oluşturulmuştur. Sistemin, 2017 yılında 12 ilde pilot uygulamasının ardından 2018-2019 eğitim-öğretim yılından itibaren ülke genelinde uygulanacağı duyurulmuştur. Çoklu değerlendirmeyi esas aldığı ifade edilen taslak performans değerlendirme modeline göre; öğretmenler her yıl kurum müdürü, zümre öğretmenleri, zümre dışındaki öğretmenler, veli, öğrenci değerlendirmeleri ile kendi öz değerlendirmesinin yer aldığı 6 kaynaktan değerlendirilecektir. Ayrıca tüm öğretmenler 4 yılda bir yeterliklerinin ölçüleceği sınava tabi tutulacaklardır. Değerlendirme sonucunda öğretmenlerin yetersiz bulundukları konularda hizmet içi

eğitim almalarının sağlanacağı ifade edilmiştir. Ancak performans değerlendirme sistemi eğitim sendikaları ve STK’larından yoğun tepki görmüş, uygulamanın yarardan çok zarara sebep olacağı ifade edilerek çeşitli sendikalar tarafından eylem kararları alınmıştır. Tüm bu tepkilerden sonra MEB tarafından açıklama yapılarak konu hakkında üniversitelerden gelen görüşlerin devam etmesi sebebiyle sistemin 2017-2018 eğitim-öğretim yılında uygulamaya geçmeyeceği belirtilmiştir. 2018 yılında Ziya Selçuk, bakan olması sonrası yaptığı açıklamada öğretmen performans sisteminin uygulanmayacağını ifade etmiştir (Öztürk, 2018; meb.gov.tr, 2018; Ntv,2018)

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası 668 sayılı KHK ile öğretmen atamalarında izlenilen yöntemde de değişikliğe gitmiştir. Daha önceleri KPSS puan önceliğine göre gerçekleştirilen öğretmen ataması yerine mülakat puanıyla öğretmen ataması yöntemine geçilmiştir. 2016 yılından itibaren uygulanmak üzere getirilen sisteme göre; her bölüm için ayrılan kontenjanın 3 katı kadar aday mülakata çağrılmış, ardından KPSS puanlarına bakılmaksızın mülakat puanı önceliğine göre atamalar yapılmıştır. Bu yöntemle yüksek KPSS puanı alan adayların düşük mülakat puanı alması ya da düşük KPSS puanlı adayların yüksek mülakat puanı alması sonucu sistemin haksızlıklara yol açtığı eleştirileri getirilmiştir. Bir sonraki atama döneminde sistemde değişikliğe giderek adaylara verilebilecek mülakat puanının, adayların aldıkları KPSS puanından 5 puandan fazla veya 5 puandan az olmaması kararlaştırılmıştır. Sisteme getirilen eleştirilerin devam etmesi üzerine mülakat geçti- kaldı formatında bir yapıya dönüştürülerek adaylara KPSS puanlarıyla yaklaşık aynı puanların verilmesi uygulamaya konulmuştur. Buna göre yapılan değerlendirme ve güvenlik soruşturması sonucunda 60 puan üstü alan adaylar tercihte bulunabilmişlerdir. Mülakat puanı eşitliğinde, atama adayların KPSS puanları göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmiştir (Akşam.com.tr, 2018; Karadaş, 2017; Memurlar.net, 2016).

2018 yılında Ziya Selçuk’un bakanlığı döneminde “2023 Eğitim Vizyonu” belgesinde öğretmenlerin yetiştirilmesi, özlük ve istihdamına yönelik; “mesleki yeterlilikleri yüksek, başarılı öğretmenlerin bilgi ve deneyim artırmak için yurt dışına gönderileceği, öğretmenlere yönelik yatay ve dikey kariyer basamaklarına yönelik lisansüstü düzeyde mesleki uzmanlık programları, yan dal programlarının açılacağı ve yine lisansüstü düzeyde mesleki gelişim programlarının tasarlanacağı, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sürekli desteklemek üzere üniversitelerle ve STK’larla yüz yüze, örgün ve/veya uzaktan eğitim iş birliklerinin hayata geçirileceği, elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlere ve yöneticilere yeni bir teşvik mekanizması kurulacağı, öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan öğretmenlik meslek kanununun çıkarılmasına yönelik çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir (MEB Vizyon Belgesi, 2018).

2000 yılından sonra öğretmenlerin yetiştirilmesi ve istihdamı ile ilgili yapılan değişiklikler özetle şöyledir: 2000 yılından sonra öğretmen atamalarının yıllık ortalama yaklaşık 40.000 seviyesinde gerçekleştirildiği, 18 yıllık dönemde atanan öğretmen sayısının mevcut öğretmen saysının 4’te 3’üne denk geldiği görülmektedir. Aynı dönemde milli sporcu, engelli öğretmen ve 28 Şubat mağduru öğretmenlerin atamaları da gerçekleştirilmiştir. 2000 yılından sonra atanan öğretmenlerin istihdam ediliş biçimlerinde de dönem dönem değişiklikler yapılmıştır. 1998 yılında pedogojik formasyon eğitimi almadan öğretmen olarak atananlara yönelik getirilen pedogojik formasyon uygulamasının ilerleyen dönemlerde eğitim fakülteleri dışındaki fakültelerden mezun olup öğretmen olmak isteyeleri de kapsayacak şekilde genişledildiği görülmektedir. Bu dönemde bazı okul türlerine öğretmen seçmede kullanılan sınav türlerinde de değişiklikler yapılmıştır. 2005 yılında öğretmenlik kayiyer basamakları getirilmiş, kariyer basamaklarına geçiş sınavı tek sefere mahsus uygulanmış, ancak konu ilerleyen dönemlerde de tartışılmaya devam etmiştir. 2006

yılından itibaren eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmek üzere uygulanan programlarda değişikliğe gidilerek, daha esnek yapıda bir program hayata geçirilmiştir. 2000 yılında sonra da hizmet içi eğitim faaliyetleri devam etmiş, dönem dönem faaliyetin ağırlıklı uygulanış biçimleri merkezi ve mahalli olarak değişiklik göstermiştir. 2012 yılından itibaren bilgisar tabanlı uzaktan eğitim faaliyetlerinin hizmet içi eğitim de uygulanmaya başlanması dikkat çekmektedir. 2000 yılından sonra bir öğretmenin sahip olması gereken yeterlikleri ifade eden öğretmen yeterlikleri paremetrelerinde, çeşitli tarihlerde bazı değişiklikler yapılmıştır. Yine aynı dönem 2002, 2005, 2007, 2012, 2014 ve 2017 yıllarında öğretmelere alan değişikliği hakkı tanındığı görülmektedir. 2013 yılı itibariyle öğretmen adaylarının girdiği KPSS sınavının kapsamında değişikliğe gidilmiş ve her öğretmen adayının kendi mezun olduğu alanda sınava tabi tutulduğu Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavı getirilmiştir. Bu değişikliklerin dışında 2000 yılından sonra öğretmenleri ilgilendiren; toplu sözleşme, hizmet alanı ve bölgelerinin gücellenmesi, kılık kıyafet yönetmeliğinde değişiklik, aday öğretmen yetiştirme sürecinde değişiklik gibi diğer bazı konularda da değişiklikler yapılmıştır.

Öğretmenlerin yetiştirilmesi, özlük ve istihdamları ile ilgili 2000 yılından sonra çeşitli başlıklar altında birçok değişikliğin yapıldığı görülmektedir. Eğitim sisteminin en önemli ayağını oluşturan öğretmenlerin yetiştirilmesinden seçimlerine ve atanma sonrası süreçte özlük haklarına kadar yapılan bunca değişikliğe rağmen eğitim sisteminin öğretmen ayağı hem öğretmenler hem de toplumun diğer kesimlerince hala memnun edici bir düzeyde görülmemektedir. Bu alanda yapılan değişiklikler incelendiğinde aynı başlık altında farklı tarihlerde benzer değişikliklerin yer aldığı hatta bazı alanlarda çokça geriye dönüşleri barındıran uygulamalarla karşılaşıldığı görülmektedir. Bu durum diğer alanlarda olduğu gibi öğretmenlerin yetiştirilmesi, özlük ve istihdamları alanında da uzun vadeli bir bakış eksikliği olduğunu düşündürmektedir.

4.4. FİZİKİ DONANIM, MATERYAL VE TEKNOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER: