• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

4.4 Öğretmenlerin Tüketici Eğitimi konusundaki davranışları

4.4.6 Öğretmenlerin Tüketici Eğitimi Kursunda eğitim almak istedikleri

Tüketici Eğitimi kapsamındaki konular sıralanmış ve öğretmenlere Tüketici Eğitimi kursunda hangi konularda eğitim almak istedikleri sorulmuş, istedikleri konular cinsiyetlerine göre Çizelge 4.34’de gösterilmiştir.

Öğretmenlerin %41.69’u haklarını kullanma ve savunma konusunda, %14.2’si ürünlerin satın alınması, kullanılması ve bakımı konularında eğitim almak istediklerini belirtmişlerdir. Bu sonuçlar öğretmenlerin haklarını kullanma ve savunma konusunda duyarlı olduklarını ve bu konuda bilgi eksikliği duyduklarını göstermektedir.

Öğretmenlerin tüketici olarak eğitim almaları gereken konular, cinsiyetlerine göre incelendiğinde, en çok eğitim alınması gerekli görülen konu olan “haklarını kullanma ve savunma yolları” konusunda eğitim almak isteyen kadınların oranının (%41.7), erkeklerin oranı ile aynı olduğu, eğitim alınması gerekli görülen diğer bir konu olan ” ürünleri satın alma kullanım bakım-onarım” konusuyla ilgili eğitim almak isteyen kadınların oranının ise (%15.5), erkeklerin oranından (%13.1) yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 4.34).

Çizelge 4.34 Öğretmenlerin Tüketici Eğitimi Kursunda eğitim almak istedikleri konulara göre dağılımı

Cinsiyet Kadın

n=100

Erkek n=100

Toplam

N=200 Öğretmenlerin Tüketici Eğitimi Kursunda eğitim

almak istedikleri konular

% % % Haklarını kullanma ve savunma yolları 41.7 41.7 41.7 Ürünlerin satın alma kullanım, bakım-onarım 15.5 13.1 14.2

Hizmetlerin satın alınması 6.5 5.5 6.0

Aile geliri yönetimi 6.0 6.0 6.0

Tüketici sağlığı 8.9 9.0 9.0

Geleneksel yöntemler dışındaki satışlar 3.6 2.5 3.0 Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar 8.3 9.0 8.7

Tüketicilerin örgütlenmesi ve temsili 9.5 10.1 9.8

Diğer (Hepsi) - 3.0 1.6

Peker (1993) araştırmasında, yetişkin tüketicilerin %35.0’inin tüketiciyi koruyan haklar-yasalar, %33.0’ünün satın almada karar verme, %18.0’inin ekonomik çıkarların korunması ve %14.0’ünün reklamların etkisi konularında eğitim almak istedikleri saptanmıştır.

Babaoğul ve Hazer’in (1999) araştırmasında, en fazla bilgi ihtiyacı duyulan konuların sırasıyla %24.7 ile piyasadaki mal ve hizmetlerin kaliteleri, %18.2 ile mal ve hizmetlerin fiyatları ve %16.7 ile ayıplı mallar için başvurulacak yerler olduğu görülmüştür.

Ersoy ve Arpacı’nın (2003) araştırmasında, kadın tüketicilerin %13.7’si mal ve hizmetlerin fiyatı, %9.1’i mal ve hizmetlerin kalitesi, %2.7’si hatalı ürün durumunda başvurulacak yerler ve %1.8’i bakım ve kullanım kolaylığı ile ilgili konularda bilgi

ihtiyacı duyarken, %72.8’i bu konuların tümü için bilgi ihtiyacı duyduklarını belirtmişlerdir.

Gürdal’ın (2003) araştırmasında, tüketicilerin %82.0’si yasal haklarını kullanma ve savunma yolları hakkında eğitim almak istedikleri saptanmıştır.

4.4.7 Öğretmenlere göre Tüketici Eğitimi’nin alınması gereken kanallar

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlere Tüketici Eğitimi’nin alınması gereken kanallar ilgili soruda sıralanmış ve tercih ettikleri kanallar cinsiyete göre Çizelge 4.35’de verilmiştir.

Çizelge 4.35 Öğretmenlere göre Tüketici Eğitimi’nin alınması gereken kanallar Cinsiyet

Kadın n=100

Erkek n=100

Toplam

N=200 Öğretmenlere göre Tüketici Eğitimi’nin alınması

gereken kanallar

% % %

Gazeteler 10.0 11.0 10.6

Radyo 3.5 5.9 4.9

Televizyon 28.2 25.3 26.5

Internet siteleri 5.3 9.3 7.6

Okullarda ders programı olarak 28.2 19.0 22.9

Broşür afiş 10.0 10.1 10.1

Toplantı konferans 7.6 8.0 7.9

Halk eğitim merkezleri 5.9 8.9 7.6

Diğer (Hepsi) 1.2 2.5 2.0

Öğretmenlerin %26.5’i Tüketici Eğitimi’nin televizyon kanalıyla, %22.9’u okullarda ders programı olarak, %10.6’sı gazeteler kanalıyla, %10.1’i broşür ve afişlerle alınması

gerektiğini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin Tüketici Eğitimi’nin verilmesi gereken kanallar ile ilgili görüşleri cinsiyetlerine göre incelendiğinde, kadınların %28.2’si ile erkeklerin %25.3’ü televizyon aracılığı ile, okullarda ders olarak verilmesini belirten kadınların oranının ise (%28.2), erkeklerin oranından (%19.0) yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 4.35).

Bu araştırma sonuçları; tüketicilerin eğitiminde televizyonun bütün kitlelere ulaşılabildiğinden en önemli araç olduğunu, örgün eğitim boyutunun daha sonra geldiğini göstermektedir.

Peker’in (1993) yetişkin tüketicilerin eğitimi ile ilgili yaptığı araştırmada, tüketicilerin

%42.0’si TV yayınları ile, %26.0’sı yazılı basın ve kitaplarla, %19.0’u eğitim-söyleşi-konferans ve seminerler yolu ile ve %13.0’ü radyo yayınları yolu ile tüketici eğitimi almak istediklerini belirtmişlerdir.

Griffith ve arkadaşlarının (1994) kitle iletişim araçlarındaki besin hijyeni eğitimini inceledikleri araştırmalarında; tüketicilerin %46'sının besin hijyeni ve güvenliği hakkındaki bilgileri dergilerden almak istedikleri bulunmuştur.

Bayraktar’ın (1995) araştırmasında, kitle iletişim araçlarının hem çalışan (%98.03) hem çalışmayan kadınların (% 85.81) en fazla tercih ettikleri bilgi kaynakları olduğu bulunmuştur.

Ortabostan’ın (1999) araştırmasında, kadınların %48.0’i Tüketici eğitiminin bir öğretmen tarafından verilmesini, %42.4’ü ise tüketici eğitimi kurslarının televizyonda yayınlanmasını istemektedir. Kadınların %75.83’ü tüketici eğitimi kursunun ilkokulda,

%20.83’ü Halk Eğitim Merkezinde yapılmasını istemektedir.

Babaoğul ve Hazer’in (1999) tarafından yapılan araştırmada, tüketicilerin radyo ve TV ile eğitilip bilgilendirileceği görüşü (%25.7) ilk sırada görülürken, bunu tüketici danışma büroları ile (%15.0) ve reklamlar yolu ile (%13.4) görüşleri izlemektedir.

Varcoe vd. (2001) yılında Kaliforniya’daki gençlerin para yönetimi konularına ilgilerini saptamak,bilgiyi nasıl almak isteyeceklerini bulmak amacıyla yürüttükleri araştırmada, gençlerin %56’sı para konularını öğrenmek için en iyi çevrenin okul olduğunda aynı fikirde olmakla birlikte istisna olarak göçmen gençler (%38) okul dışındaki gruplardan öğrenmeyi tercih etmektedirler. Gençlerin %41’i dergiler ve belli aralıklarla abonelere postalanan haber bültenlerinden, ikinci seçenek olarak da okulun dışındaki grupları takip etmeyi (%26) ve Web sayfalarını (%21) önermişlerdir.

Gürdal’ın (2003) araştırmasında, tüketicileri %73.3’ünün tüketici eğitimini TV aracılığıyla, %30.0’unun gazeteler aracılığıyla almak istedikleri belirlenmiştir.

4.4.8 Öğretmenlerin örgütlenmenin önemine inanma durumları

Türkiye’de tüketici örgütlenmesi 1990 yılından sonra başlayan yeni bir harekettir.

Özellikle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’ un yürürlüğe girmesiyle birlikte tüketici örgütleri sayısında da artış olmuştur. Bugün itibarı ile özellikle de il düzeyinde olmak üzere kırkın üzerinde tüketici örgütü vardır. Ancak Türkiye çapında örgütlenebilenlerin sayısı sınırlıdır. Tüm tüketici örgütlerinin üye sayısının ise 50 bin dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Tüketici örgütleri kısıtlı ekonomik koşullara karşın örgün ve yaygın eğitim kapsamında tüketicilerin eğitilmesi, bilgilendirilmesine yönelik önemli çalışmalar yapmaktadırlar. Televizyon ve radyo programları, konferans, panel, seminer, basın açıklamaları bu çalışmaların bazılarıdır (Anonim 2003). Ancak, tüketicide örgütlenme bilincinin zayıflığı, yasal düzenlemeler- deki kısıtlayıcı ve caydırıcılık, maddi sorunlar gibi çeşitli nedenlerle ülkemizde

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin örgütlenmenin önemine inanma durumları cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.36’da gösterilmiştir.

Çizelge 4.36 Öğretmenlerin örgütlenmenin önemine inanma durumları

χ2=0,355 sd=1 p > 0,05

Genel örneklemde öğretmenlerin çok büyük bir oranı (%94.0) örgütlenmenin önemine inandıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin örgütlenmenin önemine inanma durumları cinsiyetlerine göre incelendiğinde, örgütlenmenin önemine inanan kadınların oranının (%93.0), erkeklerin oranından (%95.0) düşük olduğu görülmektedir (Çizelge 4.36).

Temsil ve dayanışmayı sağlayacak tüketici birliklerinin kurulmasının, öğretmenler tarafından önemli bulunduğu anlaşılmaktadır.

Öğretmenlerin örgütlenmenin önemine inanmaları ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptanmıştır ( p > 0.05).

Ortabostan’ın (1999) araştırmasında, kadınların %74.0’ü örgütlenmenin önemine inandıklarını belirtmişlerdir.

Gürdal’ın (2003) araştırmasında, tüketicilerin %30.7’sinin haklarını aramak için tüketici derneklerine/örgütlerine başvurdukları, %10.0’unun tüketici örgütleri hakkında bilgi almak istedikleri görülmüştür.

Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Öğretmenlerin örgütlenmenin önemine

inanma durumları Sayı % Sayı % Sayı %

Evet 93 93.0 95 95.0 188 94.0

Hayır 7 7.0 5 5.0 12 6.0

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

4.4.9 Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olma durumları

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin Tüketici Derneklerine üye olma durumları cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.37’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.37 Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olma durumları

χ2=0,338 sd=1 p > 0,05

Genel örneklemde üç öğretmen dışında (%1.5) diğer öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olmadıkları görülmektedir (Çizelge 4.37). Öğretmenlerin tüketici derneğine üyelikleri, cinsiyetlerine göre incelendiğinde, tüketici derneğine üye olan kadınların oranı sadece %1.0, erkeklerin oranı ise %2.0’dir. Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olmamaları, dernekler hakkında bilgi sahibi olmadıklarını göstermektedir.

Öğretmenlerin tüketici derneğine üyelikleri ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptanmıştır ( p > 0.05).

Atlıoğlu’nun (1996) farklı sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların tüketim alışkanlıklarını etkileyen faktörler ile tüketime ilişkin tutum ve davranışlarını incelediği araştırmasında, kadın tüketicilerin %84.8’i sosyal derneklere üye olmadıklarını belirtmişlerdir.

Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olma

durumları Sayı % Sayı % Sayı %

Evet 1 1.0 2 2.0 3 1.5

Hayır 99 99.0 98 98.0 197 98.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

4.4.10 Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olmak isteme durumları

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin Tüketici Derneklerine üye olmak isteme durumları cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.38’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.38 Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olmak isteme durumları Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Öğretmenlerin tüketici derneklerine üye olmak isteme

durumları Sayı % Sayı % Sayı %

Evet 54 53.0 43 43.0 97 48.0

Hayır 17 16.0 21 21.0 38 18.5

Fikrim yok 32 31.0 36 36.0 68 33.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0 χ2=1,866 sd=2 p > 0,05

Öğretmenlerin yaklaşık yarısı (%48.0) Tüketici Derneklerine üye olmak istediklerini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin %33.5’i üyelik konusunda fikrinin olmadığını, %18.5’i ise düşünmediklerini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin tüketici derneğine üye olmayı düşünmeleri, cinsiyetlerine göre incelendiğinde, tüketici derneğine üye olmayı düşünen kadınların oranının (%53.0), erkeklerin oranından (%43.0) yüksek olduğu saptanmıştır (Çizelge 4.38).

Öğretmenlerin tüketici derneğine üye olmayı düşünmeleri ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptanmıştır ( p > 0.05).

Bu araştırma sonuçları; tüketicilerin örgütlenmesi konusunda ciddi bir eğitim eksikliğinin olduğunu göstermektedir.

Durukan’ın (1995) araştırmasında, deneklerin %46.65’i tüketici haklarını koruyan bir tüketici derneğine üye olmak istemekte, %22.17’si istememekte, %31.18’i ise fikirlerinin olmadığını belirtmektedirler.

4.4.11 Öğretmenlerin “Tüketici Eğitimi”nin ders olarak eğitim programlarında yer almasının gerekliliği hakkında görüşleri

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin Tüketici Eğitimi’nin ders olarak eğitim programlarında yer almasının gerekliliği hakkında görüşleri cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.39’da gösterilmektedir.

Çizelge 4.39 Öğretmenlerin “Tüketici Eğitimi”nin ders olarak eğitim programında yer almasının gerekliliği hakkında görüşleri

Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Öğretmenlerin “Tüketici Eğitimi”nin ders olarak

eğitim programında yer almasının gerekliliği hakkında görüşleri

Sayı % Sayı % Sayı %

Çok gerekli 37.0 37.0 34 34.0 71 35.5

Gerekli 48.0 48.0 42 42.0 90 45.0

Az gerekli 11.0 11.0 15 15.0 26 13.0

Gereksiz 4.0 4.0 9.0 9.0 13.0 6.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

χ2=3,065 sd=3 p > 0,05

Genel örneklemde öğretmenlerin %45.0’i Tüketici Eğitimi adıyla bir dersin eğitim programlarında yer almasını gerekli, %35.5’i çok gerekli, %13.0’ü az gerekli ve sadece

%6.5’i gereksiz bulmaktadır. Öğretmenlerin “Tüketici Eğitimi” adlı bir dersin eğitim programında yer almasının gerekliliğine ilişkin düşünceleri, cinsiyetlerine göre incelendiğinde; bu dersin eğitim programında yer almasının gerekli olduğunu düşünen kadınların oranının (%48.0), erkeklerin oranından (%42.0) yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 4.39).

Öğretmenlerin “Tüketici Eğitimi” adlı bir dersin eğitim programında yer almasının gerekliliğine ilişkin düşünceleri ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptanmıştır ( p > 0.05).

Nazik’in (1999) araştırmasında, tüketicilerin % 60.1'inin okullarda tüketici dersinin olmasını istediği, öğrenim düzeyi azaldıkça tüketici dersinin verilmesi isteyenlerin oranın azaldığı görülmüştür.

Gürdal’ın (2003) araştırmasında, tüketicilerin %34.0’ünün tüketici eğitiminin okullarda ders olarak verilmesini istedikleri saptanmıştır.

Benzer Belgeler