• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

4.2 Öğretmenlerin Karar Verme Biçimleri ve Tüketici Davranışları

4.2.8 Öğretmenlerin alışverişte kullandıkları ödeme biçimi

Öğretmenlerin ödeme biçimleri cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.16’da gösterilmiştir.

Çizelge 4.16 Öğretmenlerin ödeme biçimlerine göre dağılımları Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Alışverişte ödeme biçimleri

Sayı % Sayı % Sayı % Nakit ödeme 32 32.0 28 28.0 60 30.0 Taksitli ödeme 16 16.0 5 5.0 21 10.5

Kredi kartı 50 50.0 66 66.0 116 58.0

Diğer 2 2.0 1 1.0 3 1.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

χ2=8,569 sd=3 p < 0,05

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin yarıdan fazlasının (%58.0) kredi kartı ile ödeme yaptığı, %30.0’unun nakit ödeme yaptığı, %10.5’inin ise taksitli ödeme yaptığı görülmüştür (Çizelge 4.16). Öğretmenlerin alışveriş yaparken ödeme biçimleri cinsiyetlerine göre incelendiğinde , en sık kullanılan ödeme şekli olarak görünen kredi kartını kullanan kadınların oranının (%50.0), erkeklerin oranından (%66.0) düşük olduğu görülmüştür. Bir başka tercih edilen ödeme şekli olan nakit ödeme de ise kadınların oranının (%32.0), erkeklerin oranından (%28.0) yüksek olduğu gözükmektedir. Erkek öğretmenlerin kredi kartı ile ödeme şeklini daha çok kullanmaları, büyük ödemeleri gerektiren alışverişlerin genelde erkekler tarafından yapılmasına bağlanabilir.

Öğretmenlerin alışveriş yaparken ödeme şekilleri ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olduğu saptanmıştır ( p < 0.05).

Kongar ve Berksoy’un (1990) İstanbul’da halkın günlük hayat biçimi ve tüketim kalıpları konusunda yaptıkları araştırmada, gelir yükseldikçe taksitle mal alma eğiliminin arttığı bulunmuştur.

Atlıoğlu’nun (1996) değişik sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların tüketim davranışlarına yönelik araştırmasında, kadın tüketicilerin satın almada çoğunlukla nakit para kullandıkları, kredi kartı ile alışveriş yapanların daha çok (%57.6) bir veya iki mağazadan alışveriş yaptıkları görülmüştür.

Çınar ve Yapraklı’nın (2001) ekolojik tarım ürünlerinde iç pazarın oluşmasının önemi üzerine yaptıkları araştırmada, kadın ve erkek tüketicilerin ödemelerini bazen nakit (sırasıyla %51.5 ve %58.2) bazen ise (sırasıyla %44.6 ve %46.8) kredi kartı ile yaptıkları saptanmıştır.

Ersoy ve Arpacı’nın (2003) ev kadınlarının tüketici hakları konusunda bilgi düzeylerinin saptanmasına yönelik yürüttükleri araştırmada, kadın tüketicilerin %38.2’si mal ve hizmetleri taksitli satış ile, %18.2’si peşin para ile satın aldıklarını belirtmişlerdir.

4.2.9 Öğretmenlerin reklamlar hakkındaki görüşleri

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin reklamlar hakkındaki görüşleri cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.17’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.17 Öğretmenlerin reklamlar hakkındaki görüşleri Cinsiyet

Kadın Erkek n= 100 n= 100

Toplam

N= 200 Reklamlar hakkındaki görüşleri

% % %

Yararlı bilgi veriyor 10.9 6.0 8.3

Ürünü tanıtıyor 38.6 23.1 30.3

Hiçbir yararı yok 2.0 1.7 1.8

Aldatıcı ve yanıltıcı 6.9 18.8 13.3

Aldatıcı ve yanıltıcı değil 2.0 0.9 1.4

Tüketimi arttırır 39.6 49.6 45.0

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin %45.0’i reklamların tüketimi arttırdığını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin %30.3’ü reklamların ürünü tanıttığını, %13.3’ü aldatıcı ve yanıltıcı olduklarını, sadece %8.3’ü yararlı bilgi verdiklerini ve %1.8’i hiçbir yararının olmadığını belirtmişlerdir (Çizelge 4.17). Öğretmenlerin reklamlar hakkındaki görüşleri cinsiyetlerine göre incelendiğinde, en sık karşılaşılan düşünce olan tüketimi arttırır fikrini benimseyen kadınların oranının (%39.6), erkeklerin oranından (%49.6) düşük olduğu görülmüştür. Bir diğer yoğun düşünce olan ürünü tanıtır fikrini benimseyen kadınların oranının ise (%38.6), erkeklerin oranından (%23.1) yüksek

olduğu gözükmektedir. Kadın öğretmenlerin %6.93’u, erkek öğretmenlerin ise %18.8’i reklamların aldatıcı ve yanıltıcı olduklarını belirtmektedir. Erkek öğretmenlerin reklamların tüketimi arttırdığını, aldatıcı ve yanıltıcı olduklarını belirtenlerin oranının kadınlara göre daha yüksek olduğuna göre, erkeklerin reklamlar konusunda daha dikkatli oldukları söylenebilir.

Özyürek (1998) yılında insanların bir bilgilenme aracı olarak reklamı nasıl gördükleri ve bir reklamdaki aldatıcılık ve inandırıcılık unsurları olarak nelere önem verdikleri saptamak amacı ile yaptığı araştırmasında, tüketicilerin %28’i reklamların amacının ürünün tüketimini daha geniş bir tabana yaymak olduğunu, %15’ lik bir kesim ise reklamın amacı olarak bilgi vermeyi gördüklerini söylemişlerdir. Kadınların %80’i reklamların bilgi verici olmasına katılırken, bu oran erkeklerde %64 ‘ tür. Kitlenin 2/3 reklamlarda verilen bilgilerin pek güvenilir olmadığını ifade etmiştir. Ancak bu güvensizliğe rağmen kitlenin nerdeyse tamamına yakını (%98.4) reklamların gerekliliğini kabul etmiştir. Reklamların satın almada zamandan tasarruf sağlaması konusuna yaklaşık olarak % 60’lık bir kesim katılmaktadır. Reklamların ihtiyaç dışı alıma neden olmasına oldukça büyük bir çoğunluk (% 91.8) katılmaktadır.

Nazik ve Şanlıer’in (2001) ailelerin tüketim davranışlarına reklamların etkisinin tespiti üzerine yaptıkları araştırmada; ailelerin %59.7’sinin reklamları bazen inandırıcı buldukları, %27.1’inin inandırıcı bulmadıkları, %25.0’inin reklamlardan bilgi verici olduklarından dolayı hoşlandıkları, %48.1’inin reklamların eğitici, eğlendirici, ikna edici olması ve aynı oranda ürün hakkında bilgi vermesi gerektiğini düşündükleri belirlenmiştir.

Bayraktar (1995) çalışan kadınların %32.24’ünün reklamların tüketimi arttırdığını,

%28.95’inin reklamların inandırıcı olmadığını; ancak %25.66’sının reklamların ürüne ilişkin yararlı bilgiler verdiğini düşündüklerini saptamıştır.

Özsabuncuoğlu’nun (2003) tüketici haklarının korunmasına ilişkin araştırmasında, tüketicilerin %30.0’unun reklamların rekabeti teşvik ederek kaliteyi yükselttiğini,

%22.0’si üretimi arttırarak hayat standardını yükselttiğini, %40.0’ının insanları aşırı savurganlığa teşvik ettiğini, %26.0’sının kişileri yanıltarak mantıklı tercih yapmayı zorlaştırdığını düşündükleri belirlenmiştir.

Sabbağ (2003) araştırmasında, öğretmenlerin %25.66’sının reklamların ürüne ilişkin yararlı bilgiler verdiği görüşünde olduklarını saptamıştır.

4.2.10 Öğretmenlerin sadece reklamı yapıldığı için ürünü satın alma durumları

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin sadece reklamı yapıldığı için ürünü satın alma durumları Çizelge 4.18’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.18 Öğretmenlerin sadece reklamı yapıldığı için ürün satın alma durumları Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Sadece reklamı yapıldığı için ürün satın alma

durumları Sayı % Sayı % Sayı %

Evet 9 9.0 9 9.0 18 9.0

Hayır 67 67.0 72 72.0 139 69.5

Bazen 24 24.0 19 19.0 43 21.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

χ2=0,761 sd=2 p > 0,05

Öğretmenlerin %69.5’i sadece reklamı yapıldığı için ürün satın almadıklarını, %21.5’i bazen satın aldıklarını belirtmişlerdir. %9.0’unun ise bir ürünü sadece reklamı yapıldığı için satın aldıkları görülmektedir. Öğretmenlerin sadece reklamı yapıldığı için ürün satın almaları, cinsiyetlerine göre incelendiğinde, sadece reklamı yapıldığı için ürün alan kadınların oranı ile erkeklerin oranının birbirlerine eşit (%9.0) olduğu görülmüştür.

Ancak sadece reklamı yapıldığı için ürün almayan erkeklerin oranının da (%72.0), kadınların oranından (%67.0) yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 4.18).

Öğretmenlerin reklamlardan fazla etkilenmedikleri, reklamları çok inandırıcı bulmadık- ları ve genel olarak reklamı yapıldığı için ihtiyaç dışı ürün satın almadıkları anlaşılmaktadır.

Öğretmenlerin sadece reklamı yapıldığı için ürün satın almaları ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptanmıştır ( p > 0.05).

Mert’in (1993) yerleşim yeri – tüketim biçimleri etkileşimi üzerinde yaptığı araştırmasında, ailelerin %52.2’sinin reklamı yapılan ürünü satın aldıkları, %40.8’inin almadıkları saptanmıştır.

Özyürek (1998) reklamın etkilerini saptamak üzere yaptığı araştırmasında, reklamların ihtiyaç dışı alıma neden olmasına oldukça büyük bir çoğunluğun (% 91.8) katıldığı bulunmuştur.

Nazik ve Şanlıer’in (2001) ailelerin tüketim davranışlarına reklamların etkisinin tespiti üzerine yaptıkları araştırmada, ailelerin %47.3’ünün reklamlardan bazen etkilendikleri,

%31.1’inin etkilenmedikleri ve %21.7’sinin etkilendikleri saptanmıştır.

Ersoy ve Arpacı’nın (2003) araştırmasında, kadın tüketicilerin sırası ile %35.4 ve

%47.3’ünün reklamlardan tamamen ya da biraz etkilendikleri, %17.3’ünün ise hiç etkilenmedikleri görülmüştür.

4.2.11 Öğretmenlerin reklamların etkisinde kalarak satın aldıkları ürünler

Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin reklamların etkisinde kalarak satın aldıkları ürünler cinsiyet değişkenine göre Çizelge 4.19’da gösterilmiştir.

Çizelge 4.19 Öğretmenlerin reklamların etkisinde kalarak satın aldıkları ürünler Cinsiyet

Kadın Erkek

Toplam Reklamın etkisinde kalarak satın aldıkları ürünler

Sayı % Sayı % Sayı %

Gıda 19 19.0 13 13.0 32 16.0

Giyim 6 6.0 4 4.0 10 5.0

Dayanıklı tüketim malları 21 21.0 21 21.0 42 21.0 Kişisel bakım ürünleri 16 16.0 3 3.0 19 9.5

Hepsi 14 14.0 8 8.0 22 11.0

Hiç etkilenmem 24 24.0 51 51.0 75 37.5

Toplam 100 100.0 100 100.0 200 100.0

χ2=21,776 sd=5 p < 0,05

Genel örneklemde öğretmenlerin %37.5’inin gıda, giyim, dayanıklı tüketim malları, kişisel bakım ürünlerinin satın alınmasında reklamların etkisinde kalmadıklarını belirtmişlerdir (Çizelge 4.19). Araştırma sonuçları reklamlardan etkilenen öğretmenlerin

%21.0’nin, dayanıklı tüketim mallarını satın alırken reklamlardan etkilendiklerini göstermiştir. Öğretmenler en az giyim eşyası satın alırken (%5.0) reklamların etkisinde kalmaktadır.Öğretmenlerin reklamların etkisinde kalarak aldıkları ürünler, cinsiyetlerine göre incelendiğinde, en çok etkilenilen ürün olarak ortaya çıkan dayanıklı tüketim mallarını alan kadınların oranının (%21.0), bu malları alan erkeklerin oranına (%21.0) eşit olduğu görülmüştür. Ancak ürün alırken reklamlardan etkilenmeyen erkeklerin oranının da (%51.0), kadınların oranından (%24.0) yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 4.19).

Erkeklerin reklamlardan kadınlara göre daha az etkilenmeleri, reklamın tüketimi arttırmak amaçlı yapıldığını ve yararlı bilgi vermediğini düşünmelerinden kaynaklanabilir. Ayrıca erkeklerin satın alma sırasında rasyonel bir inceleme ve değerlendirme yaptıkları, satın alma faaliyetlerini yerinde ve doğru olarak gerçekleştir- dikleri söylenebilir.

Öğretmenlerin reklamların etkisinde kalarak aldıkları ürünler ile cinsiyetleri arasındaki ilişkinin istatistiksel açıdan önemli olduğu saptanmıştır ( p < 0.05).

Yaman’ın (1984 ) Ankara ilinde farklı sosyo-ekonomik bölgelerde yaşayan ailelerin hazır gıda tüketimlerinde reklamların etkisini incelediği araştırmanın bulgularına göre;

sosyo-ekonomik düzeye göre televizyon reklamlarından etkilenerek hiç kullanmadıkları bir gıda maddesini satın alan aileler % 96 ile yüksek, %89 ile orta, % 40 ile düşük sosyo- ekonomik düzeyde oldukları görülmüştür.

Çelik (1990) farklı sosyo-ekonomik ve eğitim düzeylerindeki çalışan erkek ve kadın tüketiciler ile çalışmayan ev kadını tüketicilerin gıda kontrolü ile ilgili bilgileri ve uygulamaları üzerine yaptığı araştırmasında, tüketicilerin reklamlardan etkilendiklerini, ancak alışveriş yaparken reklamların etkisinde kalmadıklarını; fiyat, kalite ve besin değerini ön plana aldıklarını (%39.7) görmüştür.

Çelik ve Ünver (1991) Ankara ilinde tüketicilerin gıda reklamları ile ilgili tutum ve davranışları üzerine yaptıkları araştırmada, tüketicilerin %51.3’ünün gıda reklamla- rından etkilendiklerini, %48.7’sinin etkilenmediklerini saptamıştır.

Ersoy (1993) düzenli gelire sahip ailelerin tüketim harcamaları ve bunu etkileyen faktörleri saptamak amacıyla yaptığı araştırmada, ailelerin %10.5’inin elektrikli ev araçları satın alırken TV reklamlarından etkilendiklerini bulmuştur.

Mert’in (1993) ailelerin tüketim davranışları ve tüketim biçimlerini belirlemek amacıyla yürüttüğü araştırmada, ailelerin %26.9’unun temizlik ve kişisel bakım malzemelerine,

%20.6’sının dayanıklı tüketim mallarına ilişkin reklamlardan etkilendikleri görülmüştür.

Bayraktar’ın (1995) yaptığı araştırmada, kadınların %49.6’sının gıda maddelerine yönelik reklamlardan, %62.25’inin dayanıklı tüketim maddelerine yönelik reklamlardan etkilendiklerini belirttikleri saptanmıştır.

Ortabostan’ın (1999) araştırmasında, Ankara’da gecekondu bölgelerindeki ev kadınlarının %49.6’sı gıda maddelerine yönelik reklamlardan, %62.25’i dayanıklı tüketim maddelerine yönelik reklamlardan etkilendiklerini belirtmişlerdir.

Nazik ve Şanlıer’in (2001) araştırmasında, ailelerin %27.0’sinin gıda maddesi satın alırken, %27.5’inin kişisel bakım ürünlerini satın alırken ve 16.1’inin giyim eşyası satın alırken reklamlardan etkilendikleri görülmüştür. Ailelerin en fazla (%52.6) giyim eşyası satın alırken reklamlardan etkilenmedikleri bulunmuştur.

Uludere’nin (2003) yılında reklamların tüketici davranışı üzerindeki etkilerini araştırdığı çalışmada, tüketicilerin %27.0’si televizyon reklamlarından etkilenmediklerini belirtmişlerdir.Tüketicilerin %21.0’i reklamlardan olumsuz yönde, %8.0’i ise olumlu yönde etkilendiklerini ifade etmişlerdir.

Benzer Belgeler