• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin Karar Alma Sürecine Katılımının Örgütsel Bağlılık İle

Karar alma sürecine katılımın, değişimin ana güdüleyicisi olduğuna ve örgütsel etkinliği arttırdığına dair yeterli derecede kanıt vardır (Rosenblatt,2007, s.2)

.Sık sık yapılan araştırmalar, öğretmenin karar alma sürecine katılımının, onun işteki tutumlarına pozitif bir etki yaptığını gösterir. Somech ve Bogler (2002, s.557), öğretmenlerin okuldaki kararlara katılımının, onların örgütsel bağlılığını ve örgütsel vatandaşlık davranışını arttırdığını keşfetmişlerdir. Kararlarının sonuçlarına katılanların yükselen bağlılığı ile kararlara katılım, okulda bir politika uygulama sürecini kolaylaştırmaktadır (Rosenblatt,2007, s.2).

İşbirliğine dayalı öğretmen ilişkileri, karar almaya katılım ve destekleyici yönetimsel liderlik, öğretmenlerin okullarının amaçlarını tanımlamalarında, sarf edecekleri çabanın ve gayretin miktarında ve okulla ilişkilerinin devam edip etmeyeceği gibi hususlarda belirleyici etkiler yapar. Bu aynı yapı ve süreçler, öğrencilerin hayatlarında bir farklılık yaratmak için, bir öğretmenin kendi yetenekleriyle ilgili algılamalarını etkileyebilir. İlgi literatürün birçoğunda bu bulgular tutarlılık göstermektedir (Reames, Spencer, 1998, s.21).

Öğretmen karar alma sürecine katıldığı zaman, öğretmen bağlılığı ve öğretmen etkiliği artmaktadır. Yönetimsel liderlik, kontrolcü olmaktan ziyade destekleyici olduğu zaman, öğretmenin örgütsel bağlılığı için önemli bir değişken olmaktadır (Hoy, Tarter& Bliss,1989, s.134).

Araştırmalar ve diğer raporlar, öğretmenin ilgisini ve bağlılığını yeniden canlandırmak için, okuldaki koşulların ve örgütsel süreçlerin değiştirilebileceğini varsaymaktadırlar (Reyes,1992, s.6). Ayrıca örgütsel model üzerindeki analizler; örgütsel destek, işbirliği ortamı, düzenli okul ortamı, yeniliğe özendirme, karar alma sürecine katılım ve denetim sıklığının öğretmenin örgütsel bağlılığı üzerinde direkt etkisi olduğunu ileri sürmektedirler (Reyes,1992, s.8)

Karar almaya katılım ile sınıf düzeyinde tüm kritik kararlara katılım ve öğrencilerin öğrenmesi ile ilgili tüm kararlara katılımdan bahsedilmektedir. Öğretmenler kritik kararlara katıldıkları zaman,örgütsel bağlılık düzeyleri artmaktadır (Lieberman & Miller, 1984; McLaughlin et al.,1986; Rosenholtz,1989).

Okuldaki liderler katılımcı olarak algılandıkları zaman, işgörenler örgüte daha çok bağlılık hissederler, daha üst düzeyde iş tatmini sergilerler ve performansları yükselir (Bogler, Somech, 2004, s.279).

Bazı çalışmalarda (Firestone & Pennell, 1993), öğretmenlerin sınıf kararları almada özerkliklerinin, okul çapında karar alma sürecine katılmalarının ve öğrenme imkânlarının, öğretmenin örgütüne bağlılığı ile güçlü bir ilişki gösteren örgütsel koşullar arasında olduğu belirtilmiştir (Bogler, Somech, 2004, s.279). Evers (1990), öğretmenlerin karar alma sürecine başarılı bir şekilde katılımının, diğerlerinin önerilerine karşılık vermek yerine bir şeyi başlatma hissinden ileri gelen sahiplenme duygusu ile açıklanabileceğini ileri sürmüştür. Gaziel ve Weiss (1990) de öğretmenlerin katılımının, kararlarda ve politikalarda güçlü bir söz hakkının inşa edilmesine dayandığını, karakteristik bir ‘mesleki oryantasyon’ olduğunu ve okul çalışanları arasında daha iyi çalışma ilişkilerini teşvik ettiğini iddia etmişlerdir. Yani öğretmenler, kendilerini herhangi bir öğretmen yetkilendirme bileşenini uygulayan bir çalışan olarak daha fazla algıladıkları zaman, örgütlerine ve mesleklerine olan bağlılıkları da daha fazla artmaktadır. (Bogler, Somech, 2004, s.279).

Başka bir araştırmada, Somech ve Bogler (2002), öğretmenlerin teknik kararlara katılımının örgütsel bağlılığı öngörmediğini fakat öğretmenlerin yönetimsel kararlara katılımının örgütsel bağlılığı da beraberinde getirdiğini saptamışlardır (Bogler, Somech, 2004, s.285).

Okullarda karar verme süreci önemli bir yönetim sürecidir. Bu sürecin etkili olarak işleyebilmesi büyük oranda öğretmenlerin de bu sürece katılımı ile mümkün olacaktır. Okulda eğitim ve öğrencileri ile ilgili verilecek kararlara katılan bir öğretmenin örgütsel bağlılığı da buna bağlı olarak artacaktır. Bu konu üzerinde çeşitli araştırmacıların da tespiti bulunmaktadır. Mercan’a göre (2006,s.23), davranışsal sonuçlar bağlılıkla güçlü ilişkiler içindedir. Bunlardan özellikle iş

doyumu, katılım ve örgütte kalma arzusu örgütsel bağlılıkla olumlu ilişkili bulunmuştur.

Hizmetin en iyi şekilde sunulabilmesi için çalışanların kurumun bir parçası olmaktan memnun olmaları, kurumun amaçlarına, değerlerine, politikalarına inanarak bunların gerçekleştirilmesi için katkı sağlamaları, kısacası duygusal bağlılıklarının yüksek olması gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için çalışanların görüş ve önerilerine değer verilmesi, kurum içinde alınan kararlara katılımlarının sağlanması gerekmektedir (Çakmakçı,2006, s.177).

Kuramsal olarak katılım örgütsel bağlılıkla çeşitli şekillerde ilişkilidir. Örneğin stratejik kararlar içsel güdülemeyi etkilemekte, bu etki ise, başarı için daha iyi koşullar oluşturmak için öğretmenlerin karar almalarına yön vermektedir. Bu nedenle katılım ve etkili olma yoluyla öğretmenler, kısa dönemde belli kararlara, uzun dönemde ise genel olarak örgüte daha çok bağlılık duyar hale gelirler (Balay,2000, s.88).

Katılımın örgütsel bağlılıkla ilişkisi bağlamında ayrıca, yerinden yönetilen okul yapılarında daha yüksek düzeyde öğretmen katılımı yaşandığı, bu okullardaki öğretmenlerin, geleneksel okullardaki öğretmenlere göre daha yüksek düzeyde öz saygı ve okulu sahiplenme duygusunu taşıdığı ve öğrencileriyle daha fazla etkileşim çabasında olduğu bulunmuştur (Balay,2000, s.88).

Özetle; öğretmenlerin okul örgütüne karşı bağlılıkların en azından yeterli seviyede olması gerekmektedir. Çünkü öğretmenler yaptıkları iş gereği, kurumlarına karşı bir aidiyet yani bağlılık hissi duymazlarsa, bu durum onların okuldan soğumalarına, yaptıkları işten zevk almamalarına ve de eğitim-öğretim faaliyetlerine yansıyabilir. Bundan öğrencilerin de etkilenmemesi zordur. Eğitim sonuçları çok sonradan kestirilebilen bir süreç olduğu için, öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki etkileri de zamanla ortaya çıkmaktadır. Bu aşamada öğretmenlerin okullarına yani örgütlerine karşı takındıkları olumsuz tavır da öğrencileri de etkileyebilecek ve

eğitim kalitesini düşürebilecektir. Okul yöneticileri ve üst düzey eğitim yöneticileri bu duruma önem vermeli ve öğretmenlerin örgütsel bağlılığını azaltan etkenleri araştırmalıdırlar.

2.17. İlgili araştırmalar 2.17.1. Yurtiçi Araştırmalar

A. Karar Alma Sürecine Katılım İle İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar

Erkılınç (1993), genel liselerde öğretmenlerin kararlara katılma isteklilikleri ve katılmayı sınırlayan etmenleri araştırdığı çalışmasında Eskişehir il merkezindeki genel liselerde çalışan 53 yönetici ve 248 öğretmeni örneklem olarak almıştır. Elde edilen bulgular şunlardır: Genel liselerdeki öğretmenlerin büyük çoğunluğu kararlara katılmak istemektedirler. Öğretmenler eğitim programı ve öğretimin yönetimi boyutlu kararlara; öğrenim hizmetlerinin, işgören hizmetlerinin ve genel hizmetlerin yönetimine iliksin kararlara kıyasla daha çok katılmak istemektedirler. Genel liselerde öğretmenlerin kararlara katılmasını aşırı merkeziyetçiliğin, kararın acil alınması zorunluluğunun, yöneticinin zaman yetersizliğinin, öğretmenlerin katılmaya isteksizliğinin, öğretmelerin bilgi, beceri, tutum eksikliğinin, öğretmenlerin sorumluluktan kaçma eğilimlerinin sınırlamalarına ilişkin öğretmen ve yönetici görüşleri farklılık göstermektedir.

Köklü (1994), tarafından Malatya ili şehir merkezi ve ilçelerinde 519 öğretmen ve 39 müdür üzerinde yapılan “Ortaöğretim Okullarında Öğretmenlerin Kararlara Katılımı” adlı araştırmada, okul müdürlerinin ve öğretmenlerin karara katılımı ile ilgili algı ve beklentilerine ilişkin şu bulgulara ulaşılmıştır: Öğretmenlerin karar konularına katılma durumlarına ilişkin algıları “çok az” seçeneği etrafında yoğunlaşmıştır ve kararlara katılma istekleri, kararlara katılma durumlarından daha yüksek görülmüştür. Öğretmenlerin öğretimsel alandaki

kararlara katılma durumları, isteği ve ilgileri yönetimsel karar konularından daha fazladır. Aynı şekilde öğretmenlerin, yönetimsel karar konularına göre kendilerini öğretimsel karar konularında çok daha fazla yeterli gördükleri gözlemlenmiştir. Öğretmenlerin karara katılma durumlarına ilişkin algıları cinsiyet ve okulun büyüklüğü değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Öğretmenlerin kararlara katılma isteklerine ilişkin algıları ise okul türü değişkenine göre anlamlı farklılık göstermiştir.

Aldemir (1996) tarafından Ankara ili, Altındağ ilçesinde yapılan ve ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin yönetime katılma düzeylerine ilişkin araştırmada elde edilen bulgular şunlardır: Öğretmenlerin okul yönetimine ilişkin algılar “kısmen” yönünde iken, okul yönetimine “kesinlikle” katılmak istemektedirler. Öğretmenlerin yönetime katılmaları hakkında uygulamadaki durum ve beklenen duruma ilişkin algıları arasında anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Sınıf ve ders öğretmenlerinin yönetime katılma dereceleri arasında anlamlı bir fark görülmediği gibi; öğretmenlerin kıdemleri ile yönetime katılma dereceleri arasında da anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ayrıca öğretmenlerin cinsiyetleri ile yönetime katılma dereceleri arasında da bir ilişki olmadığı görülmüştür.

Yıldız (1998) da yaptığı araştırmada ilköğretim okulu öğretmenlerinin okul yönetimindeki karar verme sürecine katılım düzeylerini incelemiş ve araştırma sonunda, öğretmenlerin okul yönetimindeki karar sürecine katılma dereceleri ara-sıra düzeyinde çıkmış olup, kararlara katılmaya istek dereceleri ise çoğunlukla düzeyinde bulunmuştur.

Gürkan’ın (2006), ‘Mesleki Ve Teknik Eğitim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin Karara Katılma Durumları’ adlı araştırmasında Mesleki ve Teknik Eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin okul düzeyinde alınmakta olan kararlara “çok az” katıldıkları, okul düzeyinde alınmakta olan kararlara “çok” katılmak istedikleri, okul düzeyinde alınmakta olan kararlara katılmakta

olduklarından daha çok katılmak istedikleri, okul düzeyinde alınmakta olan öğretimsel kararlara yönetimsel kararlardan daha fazla katıldıkları tespit edilmiştir.

B. Örgütsel Bağlılık İle İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar

Celep (1996), ‘Eğitim Örgütlerinde Öğretmenlerin Örgütsel Adanmışlığı’ ile ilgili araştırmasında, öğretmenlerin, çalıştıkları okula, öğretmen arkadaşlarına, öğretmenlik mesleğine ve öğretim işlerine dayalı olarak örgütlerine adanmışlıklarını saptamaya çalışmıştır. Tarama modelinde yapılan bu çalışmaya Zonguldak ili ve ilçelerinde çalışan 375 öğretmen katılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; örgütsel bağlılık boyutları bakımından en yüksek ilişkinin okula adanma ile öğretim işlerine adanma, öğretmenlik mesleğine adanma ile öğretim işlerine adanma, çalışma grubuna adanma ile okula adanma; en düşük ilişkinin ise, çalışma grubuna adanma ile öğretmenlik mesleğine adanma arasında meydana geldiğini ortaya koymuştur.

Demirkıran (2004) tarafından yapılan araştırmada, özel eğitim okullarında çalışan öğretmenlerin iş tatminleri ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki incelenmiştir. Tarama modelinde gerçekleştirilen araştırmada 441 öğretmen ankete katılmıştır. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin iş tatmin düzeyleri arttıkça örgüte bağlılıklarının da arttığı ortaya konmuştur. Ayrıca 21 yıl üzerinde çalışan öğretmenlerin iş tatmin düzeyleri daha yüksek bulunmuştur

Zeyrek’in (2008) yaptığı ‘Milli Eğitim Bakanlığı 2005 Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yükselme Sınavında Öğretmenlerin Başarı Durumları İle Örgütsel Bağlılıkları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi’ isimli araştırmada; öğretmenlerin örgütsel bağlılık toplam ve alt boyutları için aldıkları puanlar ile eğitim düzeyleri durumu, ek iş yapıp yapmama durumu, eşinin çalışma durumu değişkenleri arasındaki anlamlı bir fark olmadığı, öğretmenlerin örgütsel bağlılık toplam ve alt boyutları için aldıkları puanlar ile cinsiyet, medeni durum, yaş, çalıştıkları kurum türü, branş, mesleki kıdem, meslek değiştirmeyi isteme durumu, aylık gelirlerinin

yeterlilik algısı, mesleği seçme durumu ve hizmetiçi kurslara katılma durumu değişkenleri arasında ise anlamlı farklar görüldüğü tespit edilmiştir.

Terzi ve Kurt’un Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, 81 kadın, 74 erkek olmak üzere toplam 155 sınıf öğretmeni ile yaptıkları, ‘İlköğretim Okulu Müdürlerinin Yöneticilik Davranışlarının Öğretmenlerin Örgütsel Bağlılığına Etkisi’ adlı araştırmada ise aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:

• Öğretmenler çalıştıkları okullardaki yöneticileri büyük bir çoğunlukla demokrat olarak nitelemektedir. Diğer yandan öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarının da yüksek olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre çoğunluğu demokrat olarak nitelenen okul yöneticilerinin idare ettiği okullardaki öğretmenlerin örgütsel bağlılığının yüksek çıkması olumlu bir durumdur.

• Demokratik yönetici davranışları ile öğretmenin örgütsel bağlılığı arasında olumlu ve doğru orantılı bir ilişki olduğu görülmüştür. Demokrat yönetici davranışları öğretmenlerin örgütlerine yani okullarına bağlılığını artırmaktadır.

• Otoriter ve ilgisiz yönetici davranışları ile öğretmenlerin örgütsel bağlılığı arasında olumsuz bir ilişki vardır. Özellikle ilgisiz yönetici davranışlarıyla öğretmenlerin örgütsel bağlılığının düşüklüğü arasındaki ilişkinin kuvvetli olması dikkat çekicidir. İlgisiz yöneticilerin yönettiği okullardaki öğretmenlerin otoriter yöneticilerin olduğu okullardaki öğretmenlerden bile bağlılığı daha düşük görünmektedir.

• Demokratik yönetici davranışı örgütsel bağlılığın anlamlı bir yordayıcısıdır. Bir başka ifadeyle, yönetici davranışları ne kadar demokrat olursa öğretmenlerin örgütsel bağlılığı da o kadar fazla olacaktır öngörüsünde bulunulabilir.

2.17.2 Yurtdışı Araştırmalar

A. Karar Alma Sürecine Katılım İle İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar Clark’ın (1983, akt: Bilgin, 1996,s.31), “Müdür ve Öğretmenler Arasında Benzer Değerler Arasında Bir İlişkinin Olup Olmadığını ve Karar Verme Sürecindeki Öğretmen İlgisinin Derecesi” adlı araştırmasında şu bulgular elde edilmiştir: Doktora öğrenimi görmüş müdürler, altı yıllık çalışanlara ve yüksek lisans dereceli müdürlere; erkek öğretmenler, kadın öğretmenlere göre karar süreçleri ile daha çok ilgilenmektedirler. Okul müdürü ve öğretmenler, yaşlarının yakınlığı oranında kararlara ilgilidirler.

Reinhard’ın (1983) ders yükü ile ilgili görevler, idari liderlik ve okul gibi ile ilgili etkenlerin hangisinin, okulun genel, teknik ve yönetimsel durumlarında yüksek katılım algılayan lise öğretmenlerinin karakteristiğini belirlediğini saptamak amacıyla yaptığı araştırmada şu bulguları elde etmiştir:

1. Bölüm başkanları, kararlara diğer öğretmenlerden daha fazla katılmaktadır. 2. Okullar arasında genel, teknik ve yönetimsel karar durumlarında öğretmenlerin katılmalarında önemli farklılıklar görülmüştür (Saka, 1985).

Meshanko’nun (1990, akt: Köklü, 1994,s.39–40) “Öğretmenlerin Karar Vermesi: Öğretmenlerin, Yöneticilerin ve Okul Kurulu Üyelerinin Görüşlerinin Analizi” başlıklı araştırmasında şu bulguları elde etmiştir: Öğretmenlerin, karar vermenin paylaşılmasına katılma istekleri ve katılma durumlarına ilişkin olarak öğretmenler, yöneticiler ve okul yönetim kurulu üyelerinin algıları arasında anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür. İlkokul ve ortaokul öğretmenleri, karar vermenin paylaşılmasına daha fazla katılma isteği göstermişlerdir ancak öğretmenlerin karara katılma istekleri, kişisel değişkenlere göre anlamlı bir fark göstermemiştir.

Fields (1991, akt: Köklü,1994,s.41–42)’in, “Karar Vermeye Öğretmen Katılımı” ile ilgili araştırmasında elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir: Öğretmenlerin karar vermeye katılmasının yüksek düzeyli olması ile pozitif öğrenci çıktıları arasında doğru orantılı yüksek ilişki bulunmuştur. Öğretmenlerin hem öğretimsel hem de yönetimsel karar konularına katılma istekleri, karar vermeye katılmadaki gerçek durumlarından daha yüksek bulunmuştur.

Enderlin-Lampe (1993)’nin “Karar Vermede Paylaşım” adlı araştırmasında elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir: Okullarda karar vermeye katılımın başarılı olabilmesi için müfredat programının daraltılması gerekir. Müfredat başarıya yönelik olarak bir standarda ulaştırılmalıdır. Müfredatın yoğunluğunun başarıya olumsuz etkisi vardır. Öğrenci merkezli eğitim için katılımcı işbirliğine yönelik yönetim yapısının olması gerekir. Yönetim mevkiye bağlı değil paylaşmaya ve demokratik yapıya sahip olması gerekir. Okullarda katılmalı karar verme yönetimin başarılı olabilmesi için öğretmenlerin hazırlığı yeterli derecede olmalıdır. Hazırlıksız katılım alınan kararın yanlış veya zamansız olmasına neden olmaktadır (Akt: Karaca, 2001, s.32).

Jones (1995,akt: Karaca,2001,s.31–32), tarafından yapılan “Karar Vermede Öğretmenin Katılımı Personel Moraline ve Öğrenci Başarısıyla İlişkisi” adlı araştırmada elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir: Öğretmenler müfredat, öğretim programı ile ilgili alanlarda karar vermeye daha fazla katılmak isterlerken; personel, bütçe ve okul-halk ilişkisi konularına daha az katılmaktadırlar. Öğretmenlerin karar vermeye katılımı onun moralini yükseltmekte ve kendisini önemli biri olarak hissetmelerini sağlamaktadır. Büyük okullarda karar vermeye katılın oranı küçük okullardan daha çok olmaktadır. Öğretmenlerin karar vermeye katılımı asıl görevlerini başarmaları için daha fazla çalışarak zorlanmalarına neden olmaktadır. Öğretmenlerin karar vermeye katılımı ile öğrenci başarısı arasında ilişki bulunamamıştır. Ancak öğrenci başarısının, öğrencinin içinde bulunduğu sosyo- ekonomik düzeyi ve okul yapısı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Sosyo-ekonomik

düzeyi düşük olan yerlerde okullar minimum eğitim amaçlarına ulaşmayı hedeflemektedirler.

Rosenblatt’ın 10 ülkede(Avustralya, Kanada, Çin, Japonya, Macaristan, İsrail, Hollanda, Singapur, Güney Afrika, Amerika) yaptığı, ‘eğitimsel değişimde öğretmenlerin katılımı’ adlı araştırmada şu sonuçlara ulaşmıştır (Rosenblattt, 2007, s.5–6):

1. Öğretmenlerin kararlara katılım isteği; en düşük olarak Macaristan, İsrail ve Çin ve en yüksek olarak da Kanada, Amerika ve Güney Afrika ülkelerinde çıkmıştır.

2. Müdürlerin öğretmenlerin katılımına desteği, öğretmenlerin katılma isteğinden çok az miktarda fazla çıkmıştır. Sadece Güney Afrika’da bu durumun tersi yaşanmıştır, öğretmenlerin katılım isteği, müdürlerin desteğinden daha fazladır.

3. Tüm ülkelerde, müdürlerin, okul değişimi için, öğretmenlerin sorumluluğu paylaşma isteğini, öğretmenlerin isteklerinden daha az olarak algıladıkları ortaya çıkmıştır.

4. Tüm ülkelerde, müdürlerin, öğretmenlerin okulların değişiminde rol almalarını öğretmenlerin algılarına göre daha çok istedikleri ortaya çıkmıştır.

Öğretmenlerin karara katılma alanlarıyla ilgili tercihleri ve algılamaları tüm ülkelerde tutarlı bir şekilde aynı sırada çıkmıştır. Öğretmenlerin karar alma ile ilgili tercihleri şu şekildedir:

Öğretmenler en az yönetim ve koordinasyon ile ilgili kararlara katılmayı istemektedirler. İnsan ilişkileri ve öğretmen desteği gibi konularda biraz daha fazla ve öğrenme aktiviteleri ile ilgili en yüksek düzeyde kararlara katılmayı istemektedirler.

B. Örgütsel Bağlılık İle İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar

Koch ve Steers (1978), demografik faktörlerin, Morris ve Sherman (1981) ise örgütsel faktörlerin bağlılığı daha güçlü şekilde kestirdiğini ortaya koymuşlardır. Buchanan II (1974) ise, her iki faktör grubunun örgütsel bağlılığı kestirmede eşit derecede etkili olduğunu saptamıştır. Diğer yandan Oliver (1990), bu konuda yaptığı araştırmada, demografik faktörlerin örgütsel bağlılık üzerindeki etkisinin göreceli olarak daha az; örgütsel ödüller ve iş değerlerinin ise örgütsel bağlılıkla yüksek düzeyde ilişkili olduğunu gözlemiştir. Bu kapsamda, güçlü katılımcı değerler sergileyen iş görenlerin, daha yüksek düzeyde örgüte ilişkin bağlılık; güçlü araçsal değerlere sahip olanların ise, göreceli olarak daha düşük düzeyde bağlılık gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır (Balay, 2000,s.219).

Johnson (1990), ise konu ile ilgili olarak yaptığı araştırmada, özel okullarda görev yapan öğretmenlerin stratejik kararlar üzerinde daha çok etkili olduklarını; bu okullardaki daha yüksek bağlılığın öğretmenlerin yüksek katılımından kaynaklandığını saptamıştır (Balay,2000,s.220).

Bacharach ve diğerlerinin (1990), ilköğretim okullarındaki araştırma sonuçları, katılımın artmasıyla birlikte öğretmen bağlılığının arttığını ortaya koymuştur. Yazarlar ayrıca, orta öğretim okulu öğretmenlerinin, karar alma mekanizmalarına katılım olanağından yoksun kalmalarıyla örgütsel bağlılıkları arasında ters bir ilişki olduğunu saptamışlardır. Hoy ve diğerleri de (1990), New Jersey okullarındaki araştırmalarında benzer sonuçlara ulaşarak, öğretmenlerin görüşlerine göre davranan müdürlerin olduğu okullardaki öğretmen bağlılığının daha yüksek olduğunu görmüşlerdir. Katılımın örgütsel bağlılıkla ilişkisi bağlamında ayrıca, yerinden yönetim okul yapılarında daha yüksek düzeyde öğretmen katılımı yaşandığı, bu okullardaki öğretmenlerin, geleneksel okullardaki öğretmenlere göre daha yüksek düzeyde öz saygı ve okulu sahiplenme duygusu taşıdığı ve öğrencileriyle daha fazla etkileşim çabasında olduğu bulunmuştur (Balay,2000, s.221).

Rozenblum (1993), örgütsel bağlılığı geliştirme sürecinde öğretmenlerin örgütte kalma sebebini incelediği araştırmasında, geçmiş araştırmalara da dayanarak bir bağlılık modeli sunmaya çalışmıştır. Afrikalı, Amerikalı ve İspanyol öğretmenlerin oluşturduğu azınlık bir grup ile, diğer tüm öğretmenlerden oluşan gruba uygulanarak geliştirilen anketin pilot uygulaması sonucunda, örgütsel

bağlılıkla ilişkili bağımlı faktörlerin olası etkileri test edilmeye

çalışılmıştır.Araştırma sonucuna göre,yaşanılan bölgede geçirilen yılların, okul sisteminde çoğunluk olan öğretmenlerin bağlılığını güçlendiren bir faktör olmadığını;örgütsel bağlılıkta sadakat faktörünün önemli olduğunu; bu faktörün bağlılık yapısına ilişkin bir değişken olarak araştırmanın görüşme aşamasında ortaya çıktığını göstermiştir.

Karizmatik yönetici davranışları ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi araştıran Rowden (1999,s.32–33) yöneticilerin, üye gereksinimleri konusunda hassas olması açık bir şekilde örgütsel bağlılıkla ilişkili olduğu ve yöneticilerin üyelerin ihtiyaçlarına önem vermediği örgütlerde bağlılık gelişmediği şeklinde sonuçlara varmıştır.

BÖLÜM III

YÖNTEM