• Sonuç bulunamadı

4. Bölüm, Bulgular ve Yorumlar

4.1. Öğreticilerin Değerler Eğitimine ve Mesleki Yeterliliklerine Yönelik

4.1.2. Öğreticilerin Değerler Eğitimi Hakkında Eğitim Alma Durumları,

Bu alt tema iki farklı açıdan incelenmiştir. Bunlar:

● Öğreticilerin Değerler Eğitimi İle İlgili Aldıkları Eğitimin Yeterliliği

4.1.2.1.Öğreticilerin Değerler Eğitimi İle İlgili Eğitim Alma Durumları

4-6 yaş Kuran kurslarında görev yapan öğreticilerin değerler eğitimi ile ilgili herhangi bir kurumdan eğitim alma durumlarını öğrenmek için “Okul öncesi düzeyde çocuklara değerlerin kazandırılması süreçleri hakkında eğitim aldınız mı?’’ sorusu yöneltilmiştir. Öğreticilerin büyük bir çoğunluğu(13) değerler eğitimi ile ilgili ekstra eğitim almadıklarını, değerler eğitimi ile ilgili kitap okuyarak kendilerini yetiştirmeye çalıştıklarını, (3) öğreticilerin bazıları(3) ise uzaktan eğitim ile değerler eğitimi sertifikası almışlardır. DİB tarafından ataması yapılan öğretmenlerin atandıktan sonra 1 haftalık bir eğitim programına katıldıklarını söylemişlerdir.

Şekil 3. Öğreticilerin Değerler Eğitimi İle İlgili Eğitim Alma Durumlarının Yer Aldığı Sayı Grafiği

Şekil 3’ bakıldığında Öğreticilerin(13) çoğu değerler eğitimini ayrı bir program şeklinde almamışlardır.

Eylül ayı seminer döneminde Müftülükte MEB aracılığı ile seminer aldığını söyleyen öğreticiler de şu ifadeleri kullanmışlardır:

“Eylül’de seminerler verildi.” (g7)

“Bir haftalığına bir eğitim görmüştük sonrasında… Hanımdan pratik eğitim aldık. Güzeldi ama süre kısıtlı olduğu için çok yeterli değildi, onun dışında bir eğitim almadım.”(g9)

“Özel bir eğitim almadım sadece Halk Eğitim Merkezinde...”(g14)

DİB ’in belli saat çocuk eğitimi üzerine eğitim almalarını zorunlu kıldığı eğitimden bahseden öğretici: “ İSMEK’ te öğrendiklerimiz kadarıyla” demiştir. (g20)

DİB’ in kadrolu ve sözleşmeli atadıkları öğreticiler ise aldıkları eğitimler ile ilgili şu ifadeleri kullanmışlardır:

“Yok almadım. Biz Manavgat’ta o eğitimi gördük ama dokuz gün keşke değerler eğitimine başlamadan önce alsaydık. Çünkü çocuklara bir şey anlatmak büyük insanlara ergenlere anlatmaktan daha profesyonel eğitim gerektiriyor. Daha onların seviyelerine inmek gerekiyor. Maalesef biz bunda geç kaldık. Ben Manavgat’a gidince anladım.” (g10)

“Antalya’ da eğitim aldık.” (g11)

“Hayır almadım. Antalya’ da seminere gittim. Nurten Güneş, Meryem Betül Akça, Derya Karacaoğlu gibi hocalarımız vardı seminerde. Diyanet’in düzenlediği bir programda hizmet içi eğitim olarak.”(g16)

“Hayır, sadece 10 günlük bir seminere katıldım.”(g19)

Kitap okuyarak kendilerini geliştirmeye çalışan öğreticiler(3) ve şu ifadeleri kullanmışlardır:

“Bu konuda ayrı bir eğitim almadık, içinde bulunarak öğrendik. Kitabımızda 1.ünite sevgi, 2. ünite merhamet gibi konu konu anlatılıyor. Yıl boyunca aldığımız seminerler, okuduğumuz kitaplarla, uzmanların görüşlerini okudukça kendimizi bu alanda geliştirdik.” (g2)

“Hayır, ayrıca bir eğitim almadım, seminerler dışında eğitim almadık.”(g4)

“Hayır, almadım çocuk kitapları okudum.”(g15)

Değerler eğitimi ile ilgili uzaktan eğitim sertifika programına katılan öğreticiler (3) şu ifadeleri kullanmışlardır:

“Sakarya Üniversitesinden çocuklara değerler eğitimi ile ilgili sertifikam var. Uzaktan eğitimle almıştım sertifikayı.” (g1)

“Evet, Sakarya Üniversitesi’nden almıştım.” (g6)

Seminer dışında da farklı söyleşilere katılan bir öğretici de şunları belirtmiştir: “…verilen eğitim var sosyal eğitimler var bazı kişilerin söyleşilerine katıldım. Hatice Tongar, Merve Gülcemal” (g9)

Öğreticilerin çoğunluğu değerler eğitimi konusunda özel bir eğitim almadıklarını söylemişlerdir. Sene başında tüm Kur’an kursu öğreticilerine müftülükte eğitim yapıldığını, süresinin az olduğunu, hızlandırılmış program yaptıklarını, kısaca kendilerini bilgilendirdiklerini söylemişlerdir. Sakarya ve başka yerden uzaktan eğitim alan öğreticiler ve Antalya’ da seminere katılanlar kadrolu öğreticiler aldıkları eğitimlerin de kısa, yetersiz ve geç verilmiş bir eğitim olduğunu, aldıkları kısa süreli eğitimle de değerler eğitimini çocuklara vermenin güçlüklerinden bahsetmişlerdir.

4.1.2.2. Öğreticilerin Değerler Eğitimi İle İlgili Aldıkları Eğitimin Yeterliliği Öğreticilerden aldıkları eğitimlerin yeterliliğini öğrenmek için “Eğitim aldıysanız bu eğitimi yeterli buluyor musunuz?” sorusu sorulmuştur.

Şekil 4. Öğreticilerinin Değerler Eğitimi İle İlgili Aldıkları Eğitimin Yeterliliğini Gösteren Sayı Grafiği

Şekil 4’e bakıldığında 15 öğretici yeterli değil, 3 öğretici kendimizi geliştiriyoruz, 1 öğretici uygulamalı eğitimin eksik olduğunu, 1 öğretici ise bilgi ve tecrübenin yetersiz olduğunu söylemiştir.

Göreve başladıktan sonra DİB’ in yaptığı eğitimlerin de yeterli olmadığını hep aynı konular üzerinde durulduğunu anlatımların teorik olduğunu belirten öğreticiler(15) şu ifadeleri kullanmışlardır.

“Yeterli bulmuyorum her ay olmasını talep ederdim seminerlerin. Konular belli başlı, daha farklı konulara yönelebilirdi. Çocuklara yaklaşım, farklı eğitim örnekleri verilebilirdi.”(g3) “ Hayır, yeterli bulmuyorum. Her gün yeni bir şey öğrenilebilir.”(g7)

“ Antalya’ da eğitim verildi. Keşke başında alsaydık biz bu eğitimi.” (g11)

“Uzaktan eğitim olduğu için yüz yüze eğitim kadar yeterli olduğunu düşünmüyorum.” (g1) “Kendimi geliştirdiğim için iyi ama normalde yeterli olduğunu düşünmüyorum çünkü hızlandırılmış bir süreçte aldık bu eğitimi.”(g6)

“Yeterli değil, eğitim değişen ve gelişen bir süreç…” (g17)

Eğitimler dışında kendilerini de geliştirmeleri gerektiğini söyleyen öğreticiler(3) ise şu ifadeleri kullanmışlardır:

“Sürekli kendimizi geliştiriyor yeniliyoruz. Her ay okumamız gereken kitaplar ve yayınlar var. Başkanlık bunları belirliyor biz de sürekli bir gelişim içerisindeyiz.” (g2)

“Yeterli olarak görüyorum ama kendimi geliştirmeye ihtiyacım var her zaman.”(g16)

“Tabii ki hem ben de kendimi geliştiriyorum tecrübe kazanıyorum. Seminerlere katılıyorum. Bunun yanı sıra tabii ki kendimi daha fazla geliştirmem gerekiyor.” (g20)

Uygulamalı bir eğitim olmadığı için çalışmalarda eksiklik yaşadığını söyleyen öğretici “Nasıl yeterli olabilir ki hem yüz yüze almadık eğitimi hem de değerler eğitimi gibi çok önemli bir konuda uygulama olması lazımdı. Uygulamalı bir eğitim alabilmiş olsaydık daha farklı olabilirdi, çalışmalarımıza da yansıyor bu durum, ne yapacağımızı şaşırıyoruz bazen…” (g5)

DİB ataması ile gelen ve zorunlu bu görevi yapan bir öğretici çocuk eğitimi ile ilgili hiçbir şey bilmediğini eğitimin de yeterli olmadığını şu ifadelerle belirtmiştir:

“Manavgat’taki eğitimi soruyorsunuz hocam. Yani çocuk eğitimi olarak mı? Çocuk gelişimi düşünmediğim için ben hafızlık bölümüne müracaat etmiştim. Hafız hocası olarak başvurmuştum. Tabi ki hiçbir zaman ilim yeterli değildir. Hele ki çocuk alanında

sanmıyorum yeterli olacağını. Çünkü ne kadar alanınız genişse ben mesela şu anda bizim daha önceki göreve başlayan fahri arkadaşlarımız var. Ben bu sene yeni olduğum için çocuk bölümünde hep ona sorarak yapıyorum çünkü inanın bir şey bilmiyorum. Gerçekten ondaki birikimin farkına vardım yani çocuklar alanında. Ben buradaki eksikliğimi burada gördüm.”(g10)

Öğreticiler eğitim aldıkça kendilerinde ki eksiklikleri daha iyi görmüşlerdir. Antalya da yapılan seminere katılan kadrolu ya da sözleşmeli olanlar geç kalınmış bir eğitim olduğunu ama memnuniyetlerini de dile getirmişlerdir. Fahri olanlar da kadrolu olmadıkları için eğitim alamadıklarını ve bunun eksikliğini ifade etmişler, çocuklara yaklaşım noktasında çok zorlandıklarını söylemişlerdir. Genel olarak eğitimin yeterli olmadığını, düzenli bir eğitim olmadığını, geç kalınmış eğitimler yapıldığını, onlarında kısa sürede yeterli olmadığını, yakın zaman aralıklarında sürekli olarak eğitimlerin tekrarlanmasını ve aynı konular üzerinde durmak yerine teoriden çıkıp öğreticilerin uygulamalı eğitimler almaları için talepte bulunmuşlardır.

4.1.3. Öğreticilerin Değerler Eğitimi Hakkındaki Yeterliliği ve Geliştirmek