• Sonuç bulunamadı

2. KAVRSAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.8. Öğrenme Nesnesi Özellikleri

Öğrenme nesneleri sadece bir video, resim yada metinden çok daha fazlasıdır. Öğrenme nesneleri, tanımlayıcı bilgilere sahip, kolayca aranabilen, bulunabilen, sadece istenilen konuda kullanılabilen, birbirinden bağımsız özelleştirilmiş öğretime olanak sağlayan varlıklardır (Cebeci, 2003). Öğrenme nesnelerinin sahip olduğu birtakım özellikler vardır. Bunlar aşağıda açıklanmıştır.

1-)Yeniden Kullanılabilirlik

Öğrenme nesnelerinde en çok üzerinde durulmuş, en önemli özelliklerinden biridir. Öğrenme nesnesi kullanımını daha rahat ve daha ekonomik olmasını sağlayan özelliğidir. Geliştirilmiş bir öğrenme nesnesi bu sayede farklı derslerde, farklı amaçlarda tekrar tekrar kullanılabilir. Öyle ki CISCO öğrenme nesneleri için 'tekrar kullanılabilir öğrenme nesnesi' terimini kullanmıştır.

Cisco, öğrenme nesnelerinin yazarlar açısından sağladığı kolaylıkları şöyle özetlemektedir:

Standart şablonlar kullanılarak tasarlanan ve geliştirilen sistemlerin organizasyon içinde daha tutarlı olması sağlanır,

Yazarların daha etkin ve yeterli eğitim malzemesi hazırlaması sağlanır,

Yazarların tekrar kullanılabilen öğrenme nesnelerini diğer tasarımlarında da defalarca kullanmaları mümkündür,

Yazarlar daha önceki ve yeni tasarımlarında kullandıkları bu nesneleri bir arada kullanarak daha büyük sistemler oluşturabilirler,

Aynı veritabanı ya da tekrar kullanılabilen nesneler bir arada kullanılarak, kişisel eğitim ya da elektronik destek sistemi gibi farklı birçok amaca hizmet eden eğitim malzemelerinin hazırlanması mümkündür.

Tekrar kullanılabilirlik, geliştirme zamanı, emeği ve masraflarını azaltma potansiyeli ve avantajı sunmaktadır (Cebeci, 2003).

Çağıtay ve Çağıltay (2003) ise bir örnekle öğrenme nesnelerinin tekrar kullanım özelliğini vurgulamışlardır. Örnekte Ulu Cami kullanılmıştır. Ulu Cami'nin hem tarihi hem dini hem de Türkiye'de ki anıtlardan biri olmasından bahsedilmiştir. Başka bir örnekte Göktürk Kitabeleri olabilir. Bunu da hem edebi hem tarihi hem de arkeolojide tekrar tekrar kullanılabilen bir nesne olabilir.

Tekrar kullanılabilen nesnelerin bazı özelliklere sahip olması gerektiği belirtilmiştir. Bunlar amaca dayalı olması, bağlamdan bağımsız olması, etkileşimli olması, kendisini açıklar nitelikte olması, kendi kendine yeten özellikte olması, tek kaynağı olması, biçimden bağımsız olmasıdır (Koplay, 2005).

Tekrar kullanılabilmesi için öğrenme nesnesinin boyutu önem taşımaktadır. Yapılan birçok uygulama göstermektedir ki boyutu büyük olan nesnelerin tekrar kullanımı düşük olurken boyutu küçük olan nesnelerin tekrar kullanılabilirliği ters orantılı olarak artmaktadır (Gürol ve Türel, 2007).

Genellikle boyut küçüldükçe, ilgili kaynağın farklı bir öğretimsel bağlamda kullanılabilirliği artar. Mesela tek bir resmin, tüm bir derse göre daha çok yeniden kullanılabilir olduğu söylenebilir. Ancak daha büyük kaynaklar genellikle daha fazla öğretimsel değere sahiptirler.

Daha büyük kaynakların tekrar kullanılması, öğretmenlerin küçük ve temel bileşenleri kullanarak bir ders oluşturmaktan daha az zamanını alabilir. Bu yüzden kaynak boyutu, öğretimsel değerin arttırılması ve yeniden kullanılabilirliğin en üst düzeyde gerçekleşmesi arasında denge sağlanması gerekir (Karaman, 2005).

Şekil 4’de en uygun tekrar kullanılabilirlik seviyesinde en ideal nesne boyutunun yakalandığı çizgi gösterilmeye çalışılmıştır.

Şekil 4: Tekrar Kullanılabilirlik ve Parçalar Halinde Kullanılabilirlik Arasındaki İlişki (Plessis, 2005)

2-)Üretilebilirlik

İhtiyaçları en yüksek derecede sağlayacak biçimde nesnelerin düzenlenmesini içermektedir. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda birleştirilebilir.(Ceylan, 2008)

Öğrenme nesneleri öğrencilerin bireysel öğrenme ihtiyaçlarını mükemmel şekilde karşılayacak biçimde otomatik olarak birleştirilebilir. Bu aynı zamanda kontrolün öğrencinin eline geçebilmesi ve kendi öğrenme yolunu kendisinin belirleyebilmesi anlamına gelir (Karaman, 2005).

Üretilebilirliğin istenilen düzeyde gerçekleştirilebilmesi için, kaliteli üstveri etiketleri ile donatılmış çok sayıda öğretim bileşeni ve bunları uygun şekilde birleştirebilecek zeki öğretim sistemlerine ihtiyaç vardır (Türel ve Gürol, 2008).

Sonuç olarak üretilebilirlik sayende zamandan tasarruf yaparak bireye göre öğrenme nesnesi oluşturulup farklı öğrenme yolları geliştirilebilir.

3-)Uyumluluk

İçeriğin birey veya kurumlar için özelleştirilmesi ve sistemler arası çalışılabilirliği içermektedir. Bu özellik, platformdan bağımsızlık olarak da nitelendirebilir (Ceylan, 2008). Nesneler yardımıyla öğretim bireysel veya kurumsal ihtiyaçlara uyarlanabilir.(McGreal ve Roberts, 2003) Bireysel ve kurumsal ihtiyaçlar, içeriğin özeleştirilmesini gerektiğinden, öğrenme nesnesi yaklaşımı öğrenmenin özelleştirilmesinde 'tam zamanında' yaklaşımını kolaylaştırır. Modüler öğrenme nesneleri, yazılımlara öngörülen seviyede materyalleri yayınlanma ve yeniden birleştirme izni vererek, içeriklerin kişiselleştirme potansiyelini maksimuma çıkarır ( Longmire, 2000).

Aydın'a göre, öğrenim nesneleri farklı öğrenci ihtiyaçlarına ve farklı ortamlara uydurulabilir durumdadır.

Nesne yaklaşımı kurumların diğer öğrenim sistemleri ve platformlarıyla çalışabilirliğini korurken kurumsal gereksinimlere özel öğrenim nesneleri tasarımı, geliştirme ve sunumu hususunda tanımlamaları ayarlamasını sağlar.

Öğrenme nesneleri, farklı öğretim ortamlarında bireysel veya kurumsal ihtiyaçlara göre uyarlanabilir. Beklenmedik ihtiyaçları karşılamak için bir geliştiricinin yardımı dahi olmadan, yeni duruma uygun bir tasarımın yapılabileceğini belirtir (Friesen, 2001). Suppes, 1969 yılında, “her türlü beceri ve yetenek düzeyinde tüm öğrenciler için bir çesit bireyselleştirilmiş öğretim parçalarının oluşturulabileceğini” öngörmüş ve öğretimin zamanla bu şekilde uyarlanabilir bir yapıya kavuşabileceğini belirtmiştir (Gibbons ve

digerleri, 2000).

Farklı beklentilere farklı ve tam zamanında çözümler oluşturabilmesidir. Özellikle öğrenme hedeflerinin kişiselleştirilmesi gerektiği zamanlarda kullanılır. Bu şekilde içerik özelleştirilmiş olacaktır (Mutlu, 2004).

4-Esneklik

İhtiyaçların karşılanabilmesi için düzenleme ve ince ayarlar yapılabilmesini sağlayan esnek bir iş akışı ve süreç modelini ifade eder. Aynı zamanda bu özellik, öğrenme nesnelerinin farklı öğrenme tasarımı yaklaşımlarını ve öğrenme sürecinin çeşitli aşamalarını destekleyebileceğini vurgular (Singh, 2000). Esneklik, çok amaçlı kullanılmak üzere tasarlanmış bir materyalin basit değişikliklerle yeniden kullanılması anlamında da düşünülebilir (Cebeci, 2003).

Eğer materyal çok amaçlı olarak kullanılacak şekilde tasarlanırsa, yeni konular veya amaçların her biri için materyal yeniden yazılmaksızın çok daha kolay şekilde yeniden kullanılabilir. Bir nesneyi onun ebeveyni olan ders kapsamından ayırmak geliştirme ve tasarımın bir parçası olarak çalışmaktan çok daha zordur(Aydın, 2011).Materyalin yeni amaçlar ve konularda yeniden bir tasarım yapmadan kolayca kullanıma adapte edilmesini anlatmaktadır. Aynı içeriğin farklı yerlerde kullanılması onun yeniden geliştirilmesinden daha kolaydır (Ceylan, 2008).

5-)Dayanıklılık/Süreklilik

Süreklilik özelliği sayesinde nesneler, yazılım ve donanım güncellemelerinden etkilenmez, her zaman kararlı çalışır (Rehak ve Mason, 2003). Ayrıca, yeni sürümlerin çıkması durumunda büyük bir değişikliğe gereksinim duymadan çalışabilir (Karaman, 2005). Öğretim parçaları, kullanılamaz hale gelmeden, sürekli gelişen iletim ve sunum teknolojilerine karsı dayanıklı olmalıdır. Örneğin, gelişim sürecinin son ürünü kabul edilen basit HTML dosyaları seklindeki nesneler, gelecek teknolojik gelişmelerin sonucunda kullanılamaz hale gelmemelidir.

Aynı zamanda nesneler, HTML dosyalarının birleştirilmesine izin veren iletim veya sunum teknolojilerine karsı da dayanıklı olacaktır (Salas ve Ellis, 2006). Üstveri standartlarına uyum da öğrenme nesnelerinin kullanım ömrünü uzatır (Smith, 2004).

6-)Sistemlerarası/Ortamlararası Çalısabilirlik

Öğrenme nesnelerinin bir diğer potansiyel gücü ise birden fazla kullanım amacına göre uygulanabilmesidir yani öğrenme sistemleri ile çeşitli ortamlar arasında kolaylıkla yer değiştirebilirler (Christiansen ve Anderson, 2004). Bir araç seti veya platform ile bir yerde geliştirilen öğretim bileşenleri, bu özellik sayesinde farklı bir araç seti veya platform ile başka bir yerde kullanılabilir (McGreal ve Roberts, 2003). Öğrenme nesneleri, birçok farklı işletim sisteminde, donanımda ve farklı tarayıcılar aracılığı ile çalışabilirler.

Nesne yaklaşımı, kurumlara, nesnelerin tasarımına, geliştirilmesine ve sunumuna bağlı kalmaksızın, kendi ihtiyaçları çerçevesinde tanımlama yapma, aynı zamanda başka öğrenme sistemleri arasında çalışabilir olma konusunda kolaylık sağlar (Karaman, 2005).

Öğretim üniteleri, geliştiricisine veya Öğrenme Yönetim Sistemine (ÖYS) bakmaksızın birbirleri ile işbirliği içerisinde birlikte çalışabilmelidir. Bunun için geliştiriciler, kendi nesne geliştirmeleri sürecinde karmaşık yapıdaki teknolojik ortamlardan uzak durmalıdır. Yani orijinal deneme programları yerine daha yaygın kullanılan Microsoft Office Powerpoint, Macromedia Flash veya yeni nesnelerin geliştirilmesine kolaylık sağlayan basit HTML dosyaları gibi yapılar tercih edilmelidir. (Salas ve Ellis, 2006).

Çoğu öğrenme nesnelerinde görülebilecek olan ‘Yükleme Yapılıyor’ seklindeki ekran, kaynaktan aldığı bilgiye göre nesnenin boyutu ve yükleme süresi hakkında çalışacağı sisteme bilgi verir. Bu örnek, birlikte çalışabilirliğin ne kadar geliştiğinin göstergesidir (Haughey ve Muirhead, 2004). Uygun üstveri etiketlerinin kullanımı, Öğrenme Nesnelerinin farklı ÖYS’ler üzerinde çalışabileceğini garanti eder (Smith, 2004).

Öğrenme Nesnelerinin farklı bağlamlarda, farklı tipteki hedef gruplara uygulanabilir olması için, tam anlamıyla çeşitli donanımlarda, işletim sistemlerinde, web tarayıcılarında ve farklı bağlantı hızlarında sorunsuz çalışabilmesi gerekir. Yani birlikte çalışabilirlik, Öğrenme Nesneleri için önemli bir gerekliliktir. Platformdan bağımsız olarak çalıştığına emin olunan bir nesne, öğrenci ve diğer istemciler tarafından daha rahat ve güven içinde kullanılır. Ayrıca, bir modül içindeki nesne parçalarının tipi ne olursa olsun, o dosya tipine uygun genel yürütücü programlar üzerinde sorunsuz çalışabilmelidir.

Örneğin; nesne içinde bir video gösterisi varsa, bu dosya RealOne Player, Windows Media Player, Quicktime Player gibi programlar tarafından görüntülenebilir olmalıdır (Murphy, 2004).

eklenmesini zorlaştıran ağır kod satırları, her sayfada tekrar eden ‘ileri’, ‘geri’ butonları gibi tasarım problemlerinin birlikte çalışabilirliği olumsuz etkileyeceğini belirtmiştir.

Web içinden ulaşılabilir hale gelen nesnelerin, çok kısa sürede büyük gelişme göstermesi, kurumların ve eğitimcilerin kendi kurs geliştirme ve hizmete açma süreçlerini de benzer şekilde geliştirmiştir (Gaide, 2004). Nesne yaklaşımı, kurumların diğer öğrenim sistemleri ve platformlarıyla çalışabilirliğini korurken, kurumsal gereksinimlere özel öğrenim nesneleri tasarımı, geliştirilmesi ve sunumu hususunda tanımlamaları ayarlamaya destek olur (Cebeci, 2003).

E-öğrenme altyapısı, içeriğin ve diğer verilerin, internet aracılığıyla bağlanan farklı araçlar ve sistemler tarafından paylaşılabilmesi ve değiştirilebilmesi için izin vermelidir. Bu içerikler, tümüyle başka ortamlarda da yeniden kullanabilecek şekilde oluşturulmalıdır (Singh, 2000).

7-)Erişilebilirlik

Öğretim içeriği, her zaman ve her yerde ulaşılabilir durumda olmalıdır (Salas ve Ellis, 2006; Ryan-Jones ve Hamel, 2002; Singh, 2000). Uzak bir noktadan erişilen öğretim bileşenleri, başka birçok noktaya iletilebilir (McGreal ve Roberts, 2003). Kullanılan üstveri standartları, nesnelerin kolayca çağrılabilmesi için indeksleme yapar ve bu erişilebilirlik özelliğini destekler (Rehak ve Mason, 2003).

Etkili bir sistemde, kaynak erişiminin kontrolü ve kurulumu kolay olmak zorundadır. Ancak, telif hakları ve güvenlik sorunu gibi durumlarda, erişimin sınırlandırılması gerekebilir (Wiley ve diğerleri, 1999). Bazı araçlar, erişilebilir kaynakları diğerlerine göre daha kolay tasarlamaya imkân verdiği halde, erişilebilirlik ile ilgili birçok çalışmada, kullanılan geliştirme aracı ile ilgilenilmez. Ancak, yeni seçilen geliştirme aracının, güçlü bir erişilebilir içerik desteği vermesine dikkat etmek gerekir (Smith, 2004). Son yıllarda, öğrenme nesnesi ve nesne ambarı oluşturulmasına yönelik yaşanan gelişmeler, farklı kurumların bünyesinde geliştirilen Öğrenme Nesnelerine tek bir kaynaktan ulaşılmasını zorunlu kılmaktadır.

Bunun için farklı nesne ambarları, Z39.50 gibi çeşitli kütüphane standartları ve farklı veritabanlarında aramaya imkân veren SRW, SRU gibi standartları kullanarak daha geniş çaplı bir sonuç seti sunabilmek için çalışmalar yapmaktadır (Alfano ve Henderson, 2007). Öğrenme nesnelerinin üst verileri ile tanımlanması, içeriğin hızlıca aranması ve güncellenmesidir.(Aşkar, 2003).

8-)Taşınabilirlik

Nesnelerin, farklı yazılım ve donanımlarda, çeşitli uygulama ve ortamlar arasında taşınabilir olması gerekir. Bunun için bazı teknik kod standartlarına uygun ve öğretimsel olarak yeniden kullanılmaya imkân veren bir yapıda tasarım yapılmalıdır (Rehak ve Mason, 2003; Herridge, 2004).

Öğrenme nesneleri geliştirildiği ortamdan bağımsız olmalıdır. Sahip olduğu standartlar sayesinde farklı içerik yönetim sistemleri birlikte uyumlu bir şekilde çalışmalıdır (Küçükçoban, 2008).

Kısacası öğrenme nesneleri hem zamandan ve mekândan bağımsız olması için hem de farklı platformlarda çalışabilmesi için taşınabilme özelliğine sahip olması gerekir.

9-)Ölçeklenebilirlik

Ölçeklenebilirlik konusunda farklı disiplinlerce yapılmış çeşitli tanımlar bulunmaktadır. ‘Belirli zaman ve kaynak sınırlılığı içinde, belirli kalite düzeyinde nicelik üretimi’ ölçeklenebilirliği kavram olarak açıklar. Bir diğer tanımda ise ‘problemin boyutuna göre metotların, süreçlerin ve yönetimin kapsamının azalması veya artması özelliğidir’ ifadesi kullanılmıştır. Öğrenme nesneleri için ölçeklenebilirlik, farklı boyutlardaki gruplarla kolaylıkla uyum sağlayarak, kullanımına olanak veren yapıdır. Uygulayıcılar için tasarlanan bir öğrenme deneyiminde ölçeklenebilir yapıdaki nesne, 10 kullanıcılı gruba da, 50 kullanıcılı gruba da kullanılabilir. Dolayısıyla tasarlanan aktiviteler, sayıca geniş bir aralıktaki kullanıcıları kapsayacak şekilde düzenlenir (Gürol ve Türel, 2009).

Ölçeklenebilirlik, yüzlerce hatta binlerce potansiyel kullanıcının, geniş çaplı nesne ambarlarına erişim hakkına sahip olmasını temsil eder. Çoğunlukla bu işlemin gerçekleşebilmesi için, çevrimiçi öğrenme içerikleri üzerinde büyük hacimli işlem yapabilme kapasitesine sahip, çok-işlemcili sistemlerin kullanılması gerekebilir (Singh, 2000). Bu yüzden bağlantı hızlarının, kullanılan donanım kapasitesinin geliştirilmesinin, ölçeklenebilir nesnelerin gelişimini ve kullanımını kolaylaştıracağı söylenebilir (Gibbons ve digerleri, 2000).

10-)Özelleştirebilirlik

Özelleştirilebilirlik, öğretmen tarafından oluşturulan web sayfalarındaki nesnelerin yerlerini değiştirmeyi ve ek açıklama araçlarının kullanımı üzerinde gerekli ihtiyaca göre özelleştirme yapmayı mümkün kılar (Christiansen ve Anderson, 2004). Bireysel bilgi,

beceri ve tutum eksikliklerini karşılamak için uygun olan çok sayıda nesnenin birleştirilebilmesidir. Su anda üniversiteler ve diğer eğitim kurumları, müşteri ya da öğrenci gruplarının uygun oldukları zaman ve ihtiyaç duydukları eğitim için kuralları olan, dinamik öğretim ortamları oluşturabilmektedir (Herridge, 2004; Cebeci, 2003).

İçeriğin özelleştirilmesine gereksinim duyan birey veya kurumlar için, öğrenim nesnesi yaklaşımı özelleştirmeye tam zamanında yaklaşımı kolaylaştırır. Modüler öğrenim nesneleri arzu edilen parçacıklaşmayla materyal ulaştırma ve yeniden birleştirmeyi sağlayarak yazılım potansiyelini maksimize eder.(Cebeci, 2003)

Öğrenim nesnesinin çalışması, kullanılan yazılım ve donanımdan bağımsız olmalıdır. Tüm platformlarda çalışabilmelidir (Tekdal, 2008).

Bu özellik sayesinde eğitimde bireysel farklılıklar ilkesine uygun olarak kaliteli bir eğitim sağlanabilmektedir.

11-) Üretilebilirlik

Öğrenme nesneleri, öğrencilerin ya da belli bir öğrenci grubunun öğrenim ihtiyaçlarını mükemmel şekilde karşılayacak biçimde otomatik olarak birleştirilebilir. Bu durum, aynı zamanda kontrolün öğrenenin eline geçebilmesi ve kendi öğrenme yolunu kendisinin belirleyebilmesi anlamına gelir (Cebeci, 2003; Karaman, 2005). Üretilebilirlik, ilkel mesaj ve etkileşim bileşenlerinin birleştirilerek yeni öğretim mesajları ve etkileşimleri oluşturmayı, bilgisayarlaştırılmış öğretim sistemleriyle gerçekleştirmektir. Amaca uygun üretimi sağlamak için sürekli yeni ve etkili araçlar piyasaya çıkmaktadır. Bireyselleştirilmiş alıştırma ve uygulamalar, bir öğrenci-öğretmen etkileşiminin olduğu öğretim sistemleri ve öğrencinin bilgisayarla dâhice iletişim kurmasına imkân veren ‘diyalog sistemleri’ gibi öğretim programlarının üç önemli unsuru, üretilebilirlik özelliğine ihtiyaç duyar. Bu yüzden, öğretimin üretken bir gramerinin geliştirilmesi gerekmektedir (Gibbons ve digerleri, 2000).Sonuç olarak, üretilebilirliğin istenilen düzeyde gerçekleştirilebilmesi için, kaliteli üstveri etiketleri ile donatılmış çok sayıda öğretim bileşeni ve bunları uygun şekilde birleştirebilecek zeki öğretim sistemlerine ihtiyaç vardır.

Öğrenim nesneleri belli bir öğrenicinin öğrenim ihtiyaçlarını mükemmel şekilde karşılayacak biçimde otomatik olarak birleştirilebilir. Bu aynı zamanda kontrolün öğrenicinin eline geçe bilmesi ve kendi öğrenme yolunu kendisinin belirleyebilmesi demektir (Aydın, 2009; Karaman, 2005).

İhtiyaçları en yüksek derecede sağlayacak biçimde nesnelerin düzenlenmesini içermektedir. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda birleştirilebilir (Ceylan, 2009).

12-)Keşfedilebilirlik

Keşfedilebilirlik, öğretim nesnelerinin, kullanıcı tarafından ihtiyaç duyulduğu zamanda bulunabilir olmasını ifade eder (Smith, 2004). Üstveriler kullanılarak, nesne ambarlarında yerleştirilmiş içeriğe daha kolay erişilebilir (Ryan-Jones ve Hamel, 2002).

Nesneleri ‘keşfedilebilir’, ‘erişilebilir’ veya ‘aranabilir’ yapan şey, onları kategorize etmek veya tarif etmek için kullanılan üstveri etiketleridir (Friesen, 2001).

Arama motorları web üzerinde indeksleme yapmaya ilk başladıkları zaman, kullanıcılar için ilgili konu başlığına göre tam metin arama yapılabilmesi çok heyecan verici olmuştu. Fakat tam metin dokümanların boyutları ve sayıları arttıkça, arama sonuçları kişinin istediğini bulabileceği durumdan uzaklaşmaya başladı. Günümüzde arama motorları, basit bir anahtar kelimeye milyonlarca sonuç üretir hale gelmiştir.

Üstveri etiketlerinin yardımı ile benzer problem, çevrimiçi öğretim materyalleri arama veya nesne ambarlarından öğrenme nesnesi seçimi konusunda büyük ölçüde çözülebilmektedir. Etiketlere islenen baslık, kısa açıklama, yazar adı ve bir takım teknik özellikler, aranan konunun ilgi düzeyine göre nesnenin yerinin belirlenmesinde büyük kolaylık sağlar. Ayrıca üstveri standartlarının farklılık göstermesinin, farklı etiketlerde farklı anlamlandırmalara sebep olacağından, arama sürecinde ciddi karışıklıklara yol açabileceği unutulmamalıdır (Wiley ve diğerleri, 1999).

Öğrenme nesneleri kolayca anlaşılabilen arama terimleriyle bulunabilir (McGreal and Roberts, 2003). Bu yüzden özellikle uygun metadata kayıtları, nesnelerin erişebilirliğini arttırır (Sicilia ve Garcia, 2003).

13-)Genişleyebilirlik

Modüler yapısı sayesinde mevcut kurslar genişletilebilir (Ryan-Jones ve Hamel, 2002). Teknoloji ve zorunluluklar geliştikçe, ilave bileşenler, bazı açık ve bileşen tabanlı sistemler kullanılarak kolaylıkla eski yapıya entegre edilebilir (Singh, 2000).

Oluşturulan öğrenme nesnesi kullanıldığı çevreye, gruba, kişiye ve konuya göre mevcut yapısında oluşturulacak eklemelere uygun olmalıdır. Çünkü her geçen gün artan bilgi ve teknolojiler bunu gerektirmektedir. Bu özellik sayesinde de öğrenilen konu hakkında detaylı bilgiye sahip olunabilmektedir.

14-)Düşük Bütçeyle Sahip Olunabilme

Gelişim maliyetlerinin azaltılması ile öğrenme nesneleri, kolaylıkla sahip olunabilir bir hale gelmiştir (Ryan-Jones ve Hamel, 2002). Nesne yaklaşımında, bir yandan öğrenmede etkililik artarken, diğer taraftan zaman ve para kaybının önlenmesi söz konusudur (Karaman, 2005).

Ticari olarak düşünüldüğünde, kaynakların yeniden kullanımı o kaynağın değerini artırır (Longmire, 2000). Aynı nesnenin, farklı gereksinimlere cevap vermesi ve farklı alıcılar tarafından ortaklasa kullanılması, gelişim ve tasarım maliyetinin düşmesi anlamına gelir.

Günümüzde nesnelerin, çok düşük fiyatlarla veya ücret ödemeden temin edilebilmesi de mümkündür. Çoğu nesne ambarı, sadece ücretsiz üyelik koşuluyla nesnelerine erişim hakkı vermektedir. Üstelik açık kaynak kodlu olarak da sunulabilen nesneler üzerinde İhtiyaca göre birtakım değişiklikler yapılarak, öğretim programları oluşturulabilir. Bir içeriğin değeri kullandıkça artar ve küçük parçaları geliştirmek, büyük parçaları geliştirmekten daha az masraflı olmaktadır. Yaratılan nesne tekrar tekrar kullanıldıkça kazanç artacaktır (Ceylan, 2011).

15-)Yönetilebilirlik

Nesneler, küçük parçalar halinde güncellenebilir, değiştirilebilir ve birleştirilerek farklı amaçlar için kullanılabilir. Bu özellikler, genel olarak nesnelerin yönetilebilir olduğunu vurgular (Ryan-Jones ve Hamel, 2002; McGreal ve Roberts, 2003).

Öğretim nesnelerine ait yukarıda belirtilen özelliklerin dışında, öğretimsel etkililiğinin, maliyetinin ve yeniden kullanılabilirliğinin değerlendirilebileceğini belirten değerlendirilebilirlik, bir nesnenin yerine baska birinin kullanılabileceğini gösteren değistirilebilirlik (McGreal ve Roberts, 2003), geliştirilen içerik nesnesinin uygun şartlarda ücretlendirilebileceğini gösteren satılabilirlik (Cebeci, 2003) ve farklı amaçlar için kullanımını ifade eden tekrar amaçlanabilirlik gibi özelliklere de literatürde rastlanmaktadır.

Öğrenme nesnesiyle ilgili tanımlanması gereken özellikler içinde nesne tipi, yazarı, dağıtım koşulları ve biçimi gibi özellikleri yer alır. Bununla birlikte uygulanabilir bir öğrenme nesnesi metadatasının, öğretim ya da etkileşim şekli, uzmanlık seviyesi, ön gereklilikler gibi öğretimsel özellikleri de kapsaması gerekir.

Benzer Belgeler