• Sonuç bulunamadı

Çocuğun özelliklerine göre doğru eğitim yöntemi seçilirse ve uygun bir ortam sağlanırsa, eğitimde başarıyı artıran ilk şartlardan gerçekleştirilmiş olur. Çocuğun

gelişim basamaklarını öğrenip ve ona göre sanat eğitimi verilirse uygulama da böylelikle kolaylaşabilir.

Ünlü sanat tarihçi ve estetikçi Herbert Read çocuk resimlerinin sistematik olarak geliştiğine inanmaz. Read’e göre çocuk resminin karakteristikleri insan ırkının gelişiminden kalan izler taşır. Mandala, güneş, daire gibi biçimlerin hangi kültürde olursa olsun çocukların resimlerinde yer alması bu ortak bilincin bir kalıntısı, bir işaretidir (Kırışoğlu, 2005: 76).

Bir başka yönden konuya yaklaşan ve yüz binlerce resim üzerinde yaptığı araştırma sonucu çocuk resimlerini sistemleştiren Kellogg, çizgilerin doğal bir süreç içinde birbirinden etkilenerek geliştiğini söyler. Bu gelişmede çocuk bir düzen ve bir uyum aramaktadır. Lowenfeld’in gelişim evrelerine yaklaşımı, doğallık konusunda Gestalt’cılarla (Britsch ve Arnheim) aynı yöndedir. Lowenfeld de gelişimin doğal bir sonucu olarak çocuk resimlerinin çeşitli evrelerden geçtiği görüşündedir ancak ona göre çocuğun zihinsel gelişimi, kimlik sorunu ve yaratıcılığı sanatsal gelişimini etkilemektedir. Yaptığı resim çocuğun toplumsal, ruhsal, bedensel, ussal, çizgisel, yaratıcı, tüm yaşantısının göstergesidir. Dışarıdan herhangi bir etki bu gelişmenin doğal akışını engeller (Kırışoğlu, 2005: 75 ).

Lowenfeld’in kategorisine göre çocuğun sanatsal gelişim basamakları 6 aşamadan oluşmaktadır.

Bu sıralama şöyledir:

1- Karalama evresi (2-4 yaş). 2-Şema öncesi dönem (4-7 yaş). 3- Şematik dönem (7-9 yaş). 4- Ergenlik öncesi evre (9-11 yaş). 5- Mantık çağı (11-13 yaş)

6- Ergenlik krizi (13 yaş ötesi) (Buyurgan & Buyurgan, 2007: 51).

2.9.1. Karalama Evresi (2-4 Yaş): Karalama evresi (2-4 yaş arası öz anlatımın

ilk belirtileri). Her çocuk ilk resim çalışmalarına karalama ile başlar. İlk karalama ilk ağlama gibidir.

Önceleri kâğıt üzerine gelişigüzel çizen çocuk, sonraları bunları daha organize ve kontrollü bir biçime dönüştürür (Yavuzer, 1988). Başlangıçta gelişigüzel görünen karalamalar, zamanla yetişkinler tarafından tanımlanabilecek düzeyde çizgilere dönüşür. Bu karalamalar üç kategoride toplanır (Alakuş ve diğerleri, 2009: 126).

Bunlar:

1- Kontrollü karalamalar. 2-İsimlendirilen karalamalar.

3-Bir rahatsızlığı dile getiren karalamalardır.

2.9.2. Şema Öncesi Dönem (4-7 Yaş): Şema öncesi dönemde tüm çizgiler önden

olup yüzeysel görünümdedir. Son dönemlerde resimlerde derinlik faktörünü algılayabilseler bile zihinsel ve beceri gelişim düzeyleri gereği algıladıklarını ve bildiklerini çizememektedirler (Artut, 2006).

Çocuk bu dönemde daha bilinçli davranmaya başlar ve sürekli biçim simgeleri bulmaya çalışır. Bu simge çeşitleme gayreti 6 yaşa yaklaştıkça durulur. Çocuk kendine has bir insan tipi yaratmaya özen gösterir (Kehnemuyi, 1977).

Şema öncesi dönemdeki çocuklar genellikle yaptıkları resimleri göstermek ve açıklamak arzusundalar. Renklerin, özellikle üç ana rengin (sarı, kırmızı, mavi) adlarının öğrenilmesi 4-5 yaşlarına rastlar. Bu dönemden itibaren çocuklar, parlak ve açık renkler başta olmak üzere bol renk kullanmaya başlarlar. Bu yaşta yapılan figür ve boyamalarda, bir nesneyi boyamak için seçilen renk ile canlandırılan renk arasında ilişki yoktur. Hangi renkler çocuğun hoşuna gidiyorsa, o rengi kullanır. Örneğin yaptığı insan resmi kırmızı, mavi, yeşil ya da sarı olabilir. Önceleri çocuğun renk kullanımı, birçok resimde görüldüğü gibi çizilen objeyle ilgisiz, salt dekoratif ve süsleyici rol oynar (Yavuzer, 1995).

2.9.3. Şematik Dönem (7-9 Yaş): Resim yaparken giderek artan dikkati, gerçeği

gösterme tutkusu, uzam ilişkilerini (üç boyutu) yaratmaya yönelmesi gelişmenin bir başka boyutta sürdüğünü göstermektedir. Çocuğun okuma yazma öğrenmesiyle birlikte resimlerine yazı girmiştir. Resimle anlatım çoğu kez yazı ile desteklenir. Kimi zaman resim, yazılı açıklamada bir yardımcı durumuna gelir. Onların bu heyecanlarını ve isteklerini kırmamalı, ‘konuşan resimleri’ engellememelidir (Kırışoğlu, 2002: 97).

Çevresinin farkına varan, kendisini toplumun bir bireyi olarak gören çocuk, toplumla kurduğu ilişkide paylaşmayı öğrenir. Şema öncesi dönemde “ben” “beni” diyen çocuk artık “biz” demeye başlar. Çocuk okul yaşında kendi isteğiyle gerçeği yansıtma çabası içine girer. Bu zamandaki çocuklar, boşluktaki tüm varlık ve nesnelerin birbirleriyle bağlantı içinde olduğu sonucuna varır (Alakuş ve diğerleri, 2009: 131).

2.9.4. Ergenlik Öncesi Evre (9-11 Yaş): Bu dönemde çocuklar, gerçeklerle daha

fazla ilgilenmeye başlarlar. Artık çocuk, sosyal özgürlüğünün bilincine yavaş yavaş varmaktadır. Arkadaş guruplarında cinsiyet farkı açıkça görülür. 9-11 yaşları arasında ergenlik öncesi döneme giren çocukların bilişsel gelişimleri halen fiziksel gelişimlerin önündedir (Alakuş ve diğerleri, 2009: 132-133). Erken yılların ‘naif’ ve özgür havası kalmış bu çağdaki çocukta, içinde yaşadığı kültür ve toplumun bazı zevk ölçülerine uyma kaygısı egemen olmuştur (San, 1979).

2.9.5. Mantık Çağı (11-13 Yaş): Ergenliğin başlangıcı olan bu dönem, bedensel

ve ruhsal yönden oldukça kritiktir. Duyguların gelişmesini, düşüncenin gelişmesi izler. Görsel, bilişsel ve duygusal gelişimin belirgin özelliklerin yaşandığı bu dönemde, Dünyanın çocukluk yaşlarında görüldüğünden daha karmaşık olduğu düşüncesi oluşur. Bu çocuk resimlerine “gerçeği yansıtma” şeklinde yansır. Doğal çevrelerinden haberdar oldukları için, yakın çevresinden gördüğü objelerin orantılarını, boyutlarını, derinliklerini çizgilerine yansıtmaya çalışırlar. Zengin bir yaratma gücü vardır. Fakat eleştirme bilincinden dolayı yaratıcılığını yitirme olasılığı da görülür (Alakuş ve diğerleri, 2009: 134).

Bu evredeki çocuklar perspektif sorunu tam olarak çözülememiş, renk ilişkileri, mekânın düzenlenmesi, ışık gölge hareketi tam olarak verebilmeyi başaramamıştır. İnsan figürü büyük bir ayrıntıyla çizilir; cinsel özelliklerin farkına varan çocuk bunları resimlerine yansıtır. Natürmort çalışmaları için uygun evredir. Bu evredeki çocuklar genellikle ilk algılarını kâğıda yansıttıklarından nesneyi yanlış çizebilirler (Buyurgan & Buyurgan, 2007: 65).

2.9.6. Ergenlik Krizi (13 Yaş Ötesi): Bu dönemdeki çocukların yaptıkları

kompozisyonlarında bağımsız, imgesel düşünme alışkanlıkları edindikleri ve edindikleri bilgileri iyice geliştirdikleri görülür. İlk evrelerden bu zamana kadar birçok şemalar edinen çocuk artık genel bir şema ile yetinmemekte, tanımlayıcı ve aslına benzer

resimler çizmektedir. Aslına benzerlik çizimdeki biçimlerle sınırlı değildir; olayların anlatımında da aynı yaklaşımı sergiler. Bu durumla birlikte kopyacılık da resimlerinde görülür. Hatta karikatüre benzer ya da çizgi roman veya çizgi film kahramanları gibi popüler kaynaklara yönelmeleri söz konusudur (Yolcu, 2004: 158–159).

“Görünürde Doğalcılık Dönemi” ya da “Gerçeği Taklit Dönemi “diye de adlandırılan bu dönemde ergenlik sorunları başlamıştır (Gürtuna, 2003: 88). Bu evrede resimsel sorunlar öğrenilerek çözülür. Soyutlama, çok yönlü görüş kazanılır. Renk ilişkileri, çizgisel renklilik oluşur. İlköğretim döneminde resimde kaybolan bütünlük tekrar kazanılır. Genç, öğrenerek kendini ifade etmede çıkış yollarını daha kolay bulur (Buyurgan & Buyurgan, 2007: 66).

Resimsel birçok sorun artık öğrenilerek çözülür. Renk sorunu; renklerin birbirleriyle ilişkisindeki etkileşim, renk karışımları, rengin duygusal ve anlatımsal etkileri araştırılarak öğrenilir. Okul çağında ve ilk ergenlik çağında resimde kaybolan bütünlük tekrar kazanılır. Genç, öğrenerek bütünü kavrar. Bu öğrenme çok boyutlu bir öğrenmedir (Kırışoğlu, 2005: 96).