• Sonuç bulunamadı

Çocuğun Mallarının Yönetimi ve Kullanılması

C. Çocuğun Malvarlığına İlişkin Yetki ve Görevler

1. Çocuğun Mallarının Yönetimi ve Kullanılması

Roma Hukuku’nda vasinin esas anlamda kendisine güvenilerek çocuğun ya da kadının mamelekinin yönetiminin bırakıldığı kişi olarak kabul edildiği anlayış,

121 Hatemi ve Kalkan-Oğuztürk, Kişiler… s. 32; Baygın, a.g.e., s. 313.; Aksi görüş Serozan’a göre yasak işlemlerin gerçekleştirilmesi halinde işlemin baştan kesin hükümsüz sayılması amacı aşmaktadır. İşlem hakimin onay vermesine kadar askıda hükümsüz olmalıdır. Serozan, a.g.e., s. 276 .

122 YRG. 2. HD 20.7.2011 T. 2010/22588 E. 2011/12782 K. “…Olayda miras bırakanın ortağı olduğu şirketteki hisselerin mirasçılara intikali ve mirasçılar arasında ergin olmayan bir çocuk bulunduğuna göre şirketteki hisselerin idaresiyle ilgili olarak bu çocuğun yasal temsilcisi ile çocuğun menfaati çatışma halindedir. Öyleyse, yasal temsilci ile küçüğün menfaatleri çatıştığından Türk Medeni Kanunu'nun 426/2. maddesi gereğince kayyım tayin edilmesi gerekir…” (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris. htm (Erişim Tarihi: 22.2.2014)

123 Usta, Çocuk…, a.g.e., s. 104.

modern hukukta yerini velinin çocuğun malları üzerindeki hak ve sorumluluklarını yüklenen kişi olarak devam ettirmektedir.124 Şöyle ki TMK’nın 352. maddesi ile çocuğun bakım, eğitim ve korunması gibi giderlerinden ana babanın sorumlu olduğu hükme bağlanmış olup, kural olarak, ana babanın bu giderleri bizzat kendi malvarlıkları ve kazançları ile sağlamaları gerektiği belirtilmiştir. Ancak ana ve babanın yoksul durumda olması ya da çocuğun doğuştan özürlü olması gibi olağanüstü harcamalarının bulunması hallerinde ana babaya bu giderler için çocuğun mallarına başvurma yetkisi tanınmıştır.125

Ana babanın çocuğun malları üzerindeki yönetim hak ve görevi çocuğun serbest malları dışındaki tüm mallarını kapsamakla birlikte, veli bu mallar üzerinde intifa hakkı sahibi gibi değil, vekil gibi sorumludur.

Malların yönetimi ile kast edilen, çocuğun malvarlığı içine giren tüm unsurların korunması, bakımı, onarımı, iyileştirilmesi ve ekonomik amacına uygun biçimde işletilmesine yönelik olarak tüm iş ve işlemlerin yapılmasıdır. Bu bağlamda veli yönetim hakkı çerçevesinde çocuğun mallarını kiraya verebilir, faiz ve kira bedellerini toplayabilir, çocuğa ait kıymetli evrakları ve taşınmaz malların satış ve tescil işlemleri yapabilir.126 Bununla birlikte hakimden izin alınmasına gerek olmaksızın, eskiyen eşyaların yenilenmesi, bozulanların tamiri ve elde edilen ürünlerin satılması da imkan dahilindedir.127 Ancak tüm bu taahhüt ve tasarruf işlemlerinin haricinde fiili tasarrufta bulunma hak ve yetkileri bulunmamaktadır.

Diğer bir deyişle yönetme hakkı olağan işleri ve tasarruf işlemlerini kapsayıp128, çocuğun mallarının işlenmesi, tüketilmesi, yok edilmesi, başka bir şeyle birleştirilmesi gibi işlemler yönetim hakkı kapsamına dahil değildir.129

124 Vasinin vesayet altında bulunan kişinin mamelekini idare etmesi en temel hak ve kural olarak görülmesi nedeniyle de vasinin bu kişinin mamelekini gerektiği gibi yönetmemesi, mameleki zarara uğratıcı tasarruflarda bulunması ya da yapması gereken işleri eksiksiz ve zamanında yapmaması vasiliğin sona ermesine sebebiyet vermektedir. Güneş-Ceylan, a.g.e., s. 149.

125 Kılıçoğlu, Medeni Kanunumuzun…, a.g.e., s. 150.

126 Serozan, a.g.e., s. 266.

127 Ertaş, a.g.m., s. 394.

128 Demir, a.g.e., s. 229.

129 Akyüz, Çocuk…, a.g.e., s. 248.

EMK’da ana babaya çocuğun mallarından yararlanma hakkı tanınmışken, TMK’nın 354. maddesi ile bu hakkın yararlanma değil, kullanma olduğu hüküm altına alınmıştır. Böylece çocuğa ait bir evin ana ya da baba tarafından kiraya verilerek yararlanılmasına engel olunmuş, sadece kullanma yetkisi verilmiştir.130 Dolayısıyla ana babanın çocuğa ait olan bir evde oturması halinde bu kullanımdan dolayı çocuğa herhangi bir ödemede bulunma borcu bulunmamaktadır. Ancak ana baba kullanım sırasında eşyalara şayet kusurları ile bir zarar vermişlerse bu zararlardan sorumlu olurlar.

Çocuğun mallarını kullanma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olması nedeni ile ana babanın bu haklarını herhangi bir üçüncü kişiye devri söz konusu değildir.

Bununla beraber kullanım hakkı ana babaya yükümlülük getirmediği için bu haktan vazgeçilmesi mümkündür.131

a. Çocuğun Mallarının Geliri

Ana babanın maddi gücünün çocuğun giderlerini karşılamaya yetmediği hallerde TMK md 355 çocuğun mallarının gelirini sarf etme hakkı vermiştir. Yani çocuğun mallarının gelirinin bulunması ana babanın bu yükümlülüğünü kaldırmamakla birlikte halin icabına göre hafifletebilir.132 Bu durumda veli, çocuğun mallarının gelirini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için harcayacaktır. Ayrıca madde hükmünde de belirtildiği üzere artan kısım ana babanın evin geçimini olağan koşullarda karşılayacak kadar gelirinin olmaması gibi “hakkaniyet gerektiren hallerde” hakimden izin alınmasına ihtiyaç olmaksızın ailenin ihtiyaçları için harcanabilecektir.133 Ancak ana babanın bu hakkını kullanabilmesi için velayet hakkının kendisinden kaldırılmamış olması gerekmektedir. Bu bağlamda Yargıtay babanın çocuğa ait bir taşınmazı kiraya verdiği gerekçesi ile annenin açtığı bir davayı dava konusunun 2006 yılına ait dönemleri kapsadığı velayetin annede olacağına

130 Serozan, ana babanın çocuğun malvarlığını satıp elde edilen geliri harcayamayacakları ancak faiz, kira, temettü gibi getirilerini harcayıp tüketmelerinin mümkün olduğunu kabul etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz Serozan, a.g.e., s. 268-29.

131 Akyüz, Çocuk…,a.g.e., s. 252.

132Akyüz, Çocuk…,a.g.e., s. 252 .

133 Kılıçoğlu, Medeni Kanunumuzun…, a.g.e., s. 151.; Ertaş, a.g.m., s. 395.

ilişkin kararın ise 2007 tarihinde kesinleştiğini bu nedenle davaya konu edilen dönemlerde babanın velayet hakkı bulunduğu gerekçesi ile reddine karar vermiştir.134

Çocuğun gelirlerinin tüm ihtiyaçların karşılanmasından sonra artan kısmının ne olacağı ise TMK’da değişiklik göstermiştir. Şöyle ki EMK’da çocuğun mallarının gelirlerinin öncelikle çocuk için harcanacağı, ancak çocuğun gelirlerinin karşılanmasından sonra artan kısmın ana ve babaya kalabileceği kabul edilmişken135, TMK’da BMÇHS’deki değerlendirmeler baz alınarak EMK’dan farklı olarak bir düzenlemeye gidilmiş ve artan kısmın ana babaya düşmeksizin yine çocuğa kalması gerektiği belirtilmiştir (TMK md 355/II).

b. Çocuğun Mallarının Bizatihi Kendisi

aa. Toptan Ödeme, Sermaye Gibi Toplu Paraların Sarfı

TMK’nın 356. maddesinde olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde çocuğa ait olan sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimlerin yalnızca çocuğun bakımı için harcanabileceğini ve bu harcamanın da kısmen yapılabileceği düzenlenmiştir.

Sermaye biçimindeki bu ödemeler çocuğun bakım giderlerinin karşılanması için yapılmış ve nafaka, sigorta ödemeleri gibi parasal ödemelerdir. Tazminatlar ise, çocuğun şahıs veya malvarlığına yönelik olarak yapılan hukuka aykırı saldırılar nedeni ile uğranılan zararın giderimi için yapılan ödemelerdir.

TMK’nın 356. maddesinde olağan ihtiyaçlar denerek yapılacak olan harcama miktarı sınırlandırılmıştır. Olağan ihtiyaçlar ise günlük hayatta her çocuk için karşılaşılabilecek olan ihtiyaçlardır. Dolayısıyla bir çocuğun hastalanması sırasında

134 YRG. 2. HD 22.4.2010 T. 2009/3578 E. 2010/8083 K. “…Velayete ilişkin hüküm kesinleşmiş olup, davaya konu kira alacağı istemi ise Mayıs-Aralık 2006 dönemine ilişkin olup, o tarih itibarıyla velayetin kullanma hakkı anne ve babaya aittir. Öte yandan Türk Medeni Kanununun 360 ve devamı maddeleri uyarınca açılan bir dava da bulunmamaktadır…”(Çevrimiçi) http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris. htm (Erişim Tarihi: 22.2.2014)

135 YRG. 2. HD 7.3.2000 T. 2000/337 E. 2000/2923 K. “…Velayet nez edilmedikçe, velayeti elinde tutan ana veya babanın çocuğun mallarının gelirinden yararlanma hakları vardır. Ana babanın yararlanmaması koşuluyla çocuğa bağışlanan mallar yararlanma hakkı dışındadır…” (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris. htm (Erişim Tarihi: 22.2.2014); Demir, a.g.e., s. 230.

ana babanın çocuk için normal tedavi giderlerini karşılamak için çocuğa ait paranın bir kısmının harcanması sırasında hakimden izin alınmasına ihtiyaç yoktur.136

bb. Para Dışında Çocuğun Diğer Mallarının Harcanması

TMK’nın 356. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kanuni düzenlemede zorunluluk bulunması halinde ana babanın çocuğun diğer mallarını paraya çevirerek yine çocuğun bakım ve eğitimi için harcanabileceği ifade edilmiştir. Ana ve(veya) babaya çocuğun mallarını harcayarak kendi ihtiyaçlarını karşılamaları yönünde hak ve yetki verilmediği gibi, çocuğun mallarını vakfetme ya da bağışlama gibi bir hak ve yetki de verilmemiştir.137

Ana ve babanın çocuğun mallarını satarken hakimden izin almak zorunda olup olmadıkları tartışma konusu olmuştur. Kılıçoğlu, velinin temsil yetkisini düzenleyen TMK’nın 342. maddesinde vasilerin vesayet altındaki kişilerin adına taşınmaz satın almalarında vesayet makamının (sulh hukuk mahkemesinin) iznini almaları gerektiğine ilişkin düzenlemeyi içeren 462. maddeye atıf yapıldığını, ancak 342.

maddede vesayet makamının iznine tabi tutulan işler hariç olmak üzere ibaresinin yer aldığını gerekçe göstermek sureti ile ana babanın çocuklarının mallarını hakimden izin almaksızın satabilme yetkisinin olduğunu savunmaktadır. Kılıçoğlu’na göre vasiye hakimden izin alınması gerektiği yönünde bir sorumluluk atfedilmesi çoğu zaman vesayet altındaki kişi ile arasında kan bağı bile bulunmayan vasinin bu yetkisini kötüye kullanabilme ihtimalinin bulunmasıdır; ancak kan bağı olan kişiler açısından bu yönde bir yoruma hacet yoktur. 138

Serozan’a göre139 TMK’daki tüm bu hükümler aslında ana babanın yönetim ve temsil yetkisi ile ilgili olmayıp, onların çocuğun bakımı ve eğitimi için de olsa kendilerine düşen bir yüküm için çocuğun malvarlığına el atma yetkisi ile, yani, olağanüstü

136 Akyüz, Çocuk…, a.g.e., s. 253.

137 YRG. HGK 4.5.2005 2005/1-298 E. 2005/308 K. “…"veli, velayeti altındaki kimsenin malını bağışlayamayacağı veya vakfedemeyeceği gibi onun adına kefalette yapamaz" değinilen yasal düzenlemeler karşısında paydaş reşit olmayan Mümine yönünden yapılan bağışın geçerli bir tasarruf olduğu söylenemez…” (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris. htm (Erişim Tarihi:

22.2.2014)

138 Kılıçoğlu, Medeni Kanunumuzun…, a.g.e., s. 153-159.

139 Serozan, a.g.e., s. 271.

yararlanım yetkisi ile alakalıdır. TMK md 345’e göre işleme özel bir kayyım atanmasını öngören menfaat çatışması hali saklı olmak üzere ana babanın hakimden izin almaksızın yönetim ve temsil yetkileri çerçevesinde serbestçe çocuğun mallarında tasarruf edebilme hakları bulunmaktadır.

Ertaş140 maddenin yorumunda taşınır mallar ile taşınmazları ayırarak bir değerlendirme öngörmüştür. Taşınır mallar üzerinde bunların korunması, semerelendirilmesi ve değerlendirilmesi için borçlandırıcı ve tasarrufi işlemler hakim iznine gerek olmaksızın yapılabilmelidir ve hatta eğer iyi bir yönetim gereği ise, bunların satılıp yerine yeni malların alınması da söz konusu olabilmelidir. Zira vesayette bile olağan yönetim işlemlerinin gereği olarak taşınır mallarla ilgili tasarrufta hakim iznine gerek görülmemiştir. Bununla birlikte taşınmazların sadece ana babanın çocuğun bu masraflarını karşılayamayacak kadar yoksul durumda olması, çocuğun özel durumunun olağanüstü harcamaları gerektirmesi ya da olağandışı herhangi bir sebebin varlığı halinde satılmasının mümkün olduğunu ve bunun için de ayrıca çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin karşılanması amacının ve hakim izninin zorunlu kılındığını kabul etmektedir. Ertaş, bu halde hakim izninin alınmaması durumunda hem velinin yapmış olduğu işlemin sakatlanacağını hem de TMK md 363’e göre sorumluluğunun doğacağını ileri sürmektedir.

Akyüz141 ise TMK md 356 f II’de hakimin ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabileceği şeklindeki düzenlemede kastedilenin, çocuğun malının, çocuğun ihtiyacı için satılması sırasında hakimin izninin aranacağı yönünde anlaşılması gerektiğini belirtmektedir.

Yargıtay kararlarına142 bakıldığında yasal temsilci durumunda bulunan ana ve babanın TMK’nın 327 ve 356. maddelerindeki koşulların oluşması dışında hakimden

140 Ertaş, a.g.m., s. 395-397.

141 Akyüz, Çocuk…, a.g.e., s. 254.

142 YRG. 2. HD 24.5.2002 T. 2002/5872 E. 2002/6944 K. “…Anne ve baba velayetleri çerçevesinde 3. kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcileridir. Yasal temsilci durumunda, bulunan anne ve baba 327 ve 356. maddesindeki koşulların oluşması dışında hakimden izin almaksızın çocuklarına ait taşınır veya taşınmaz malları satabilirler. 360 ve 361. maddelerdeki olumsuz koşullar gerçekleşmedikçe malları idare etmekle yükümlüdürler…” (Çevrimiçi) http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris. htm (Erişim Tarihi: 22.2.2014)

izin almaksızın çocuklarına ait taşınır veya taşınmaz mallarını satabileceklerinin kabul edildiği görülmektedir.

Kanımızca da velinin de vasi gibi izin alması gerektiğine ilişkin bir kanıya varmak TMK madde 342 ile açıkça çelişecektir. Dolayısıyla burada hakim ana babanın çocuğun mallarını satmasını değil ve fakat TMK’nın 356. maddesindeki şartlar mevcut değilse satışın çocuğun ihtiyaçları dışında yapılmasını yasaklayabilmektedir.

Bununla birlikte Medeni Kanun’da zorunluluk bulunmasının dışında çocuğun mallarının satışının mümkün olduğuna ilişkin bir düzenleme mevcut olmadığından hakimden izin alınmadan satışın yapılabileceğine ilişkin değerlendirme somut olayda zorunluluk halinin tespitini gerektirdiğinden fiilen uygulama alanı bulmamaktadır.