• Sonuç bulunamadı

1.12. ĠLK ÇOCUKLUK DÖNEMĠ DĠN EĞĠTĠMĠ

1.12.2. Çocuğun Dini Sorularından Yararlanmak

Çocukluk döneminin en belirgin özeliklerinden birisi de soru sormaya düĢkünlüktür. Çocuk gördüğü, duyduğu kısaca çevresinde olup biten her Ģeyi sorgular, kendisini ve çevresini anlamaya çalıĢır. Çocukların sorularının önemli bir kısmını da dini sorular oluĢturmaktadır. Onlar baĢta Allah olmak üzere, peygamber, cennet-cehennem, ölüm, melek, Ģeytan, sevap, günah, ibadetler, kendilerinin nerden ve nasıl meydana geldikleri gibi konular çocuğun ilgisini çeker ve bunlarla ilgili sürekli sorular sorarlar. ĠĢte çocuğun bu soruları karĢısında takınılacak tavır ve onlara verilecek cevaplar çocuğun dini eğitimi açısından son derece önemlidir. Çocuğun soru sorduğu anlar öğrenmeye en açık olduğu zamanlardır. Bu durum iyi değerlendirilmelidir. O soruyu sorabilen çocuk cevabını da anlayabilecektir. Üstelik çocuk, kolay inanırlık özelliğinden dolayı sorduğu sorunun cevaplarına inanmaya hazırdır398

. Bu nedenle:

I. Çocuğun sorularını ciddiye alınız ve doğru cevaplar veriniz. Sorunun cevabı bilinmiyorsa asla yanlıĢ cevap verilmemeli, gerekirse anne-baba ya da öğretmen sorunun cevabını bilemediklerini itiraf edebilmelidir. Bu durum çocukta bir hayal kırıklığı yaratabilir, ancak cevabın yanlıĢ olduğunu öğrendiği zamanki

396 Köylü (Ed), GeliĢimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi, s.57. 397Özmen, Çocuk Eğitimi Ġzlenecek Metotlar, s.111.

109

hayal kırıklığı çok daha büyük olacaktır. Çocuğun sorularına cevap vermek adına ya da baĢımızdan bir an önce savmak için onlara yanlıĢ ve uygunsuz bilgi vermekten de kaçınmak gerekir. Çünkü ilk çocukluk döneminde çocuğun duygu ağırlıklı olarak eleĢtiriye tabi tutmaksızın öğrendiği bilgiler, çocukluk döneminin sonlarına doğru akılcı öğrenme döneminin zihin ağırlıklı öğrenmelerinin alt yapısını oluĢturacak ve orada bu bilgiler akıl süzgecinden geçirilerek eleĢtiriye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla önceki öğrendiklerinin yanlıĢ ve tutarsız olduğunun görülmesi, bireyin dini duygu ve düĢünce geliĢiminde bir takım olumsuzluklara neden olabilecektir399

. Çoğunlukla büyüklerin kendi Ģahsi otoritelerini sağlamlaĢtırmayı hedef alan yanlıĢ metotlar, aĢırı baskı, korkutma, hoĢgörüsüzlük, eksik ve yanlıĢ bilgiler gençlerde dini Ģüphe tereddütlerin uyanmasına, dine ilgisizliğe ve hatta dini inkâra neden olabilmektedir. Psikolog Doktor Henry Link, Dine DönüĢ adlı eserinde hayat hikâyesini anlatırken Ģöyle diyor: “Koleje girmeden önce ana-babamızın kısa cevaplarla baĢlarından savdıkları din konusundaki Ģüphelerimiz Ģimdi büyük önem kazandı. Gerçekten dinin asla tartıĢma konusu yapmadığımız birçok unsurları, ilmî ve tarihî araĢtırmaların mikroskobu altına alındı ve orada ufak zihinlerimizi tırmalayıp rahatsız eden bir hale geldi.”400

II. Soruların cevaplarını geciktirmeyin ve cevapsız soru bırakmayın. Daha önce de ifade edildiği gibi çocuğun öğrenmeye en hazır olduğu an soru sorduğu andır. Dolayısıyla sorunun cevabının geciktirilmesi veya cevapsız bırakılması, ondaki öğrenme isteğinin kaybolmasına neden olabilir. Çocuğun sorularını ciddiye alın, onları geçiĢtirmeyin, doğru fakat kısa ve çocuğun anlayabileceği kelimelerle cevap verin.

Anne ve babalar çocukların böyle sorularını anlayıĢla karĢılamalı, sorular geciktirilmeden cevaplandırılmalı, verilen cevaplar çocukların anlayabileceği Ģekilde olmalıdır.401

Aksi takdirde bu tür sorulan sormanın günah olduğunu söylemek, onları azarlamak, cezalandırmak, anlayabilecekleri tarzda cevaplar vermemek, çocukların

399Köylü (Ed), GeliĢimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi, s.57 400

Henry Link, “Çağımızda Dine DönüĢ“, Nahit Oralbi (Çev.), Dergah Yayınları, Ġstanbul 1979, s.94

110

dini konularda Ģüphe içinde kalmalarına ve zamanla bir boĢluk içerisine düĢmelerine neden olabilecektir402.

Ebeveyn tarafından açıklanmak üzere çocuğun sorduğu dini sorular verilen doyurucu cevaplar, onda dini yaĢayıĢın uyanıĢına yardımcı olur. Ayrıca çocuğun dini yaĢayıĢta kazandığı kiĢisel deneyimler onu dini yaĢayıĢın derinleĢmesine doğru götürür.403Öyleyse büyükler çocukların sorularına ciddi ve doğru cevaplar vermeli,

onların bu konudaki güvenlerini sarsmamalıdırlar. Çocuğun sorularına ciddi cevap vermek onun kendisini değerli görmek ihtiyacının da karĢılamanın en kestirme yoludur404.

III. Soru sorma çocukların büyüklere olan güvenin sonucudur. Büyüklere soru sorarak her Ģeyi öğreneceklerini düĢünürler. Zaten 4 yaĢ çocuğu 2 yaĢında baĢlayan sorgu çağının en yüksek düzeye ulaĢtığı dönemi yaĢamaktadır. Bu dönemde çocuk nasıl ve niçin sorularını ısrarla sorar.405

Çocukların sordukları dini sorular karĢısında bunalıp, çaresiz kalan bazı anne ve babalar, verecek cevap bulamamak veya anlayabilecekleri Ģekilde izahlarını yapamamaktan dolayı, onları susturma yoluna gitmektedirler.406Çocuğun sorularını

anlayıĢla karĢılayın ve çok soru soruyor diye kızmayın. Çocuklar bazen sorularıyla anne-babaları bunaltırlar. Bazen anne-babalar, meĢguliyetten, soruların cevaplarını bilmemekten veya seviyesine uygun açıklama yapamamaktan dolayı çocukların soruları karĢısında bunalmaktadırlar. Bu durumda çocuğa çok soru soruyor diye, “git baĢımdan Ģimdi iĢim var”, “senin aklın böyle Ģeylere ermez” gibi sözlerle kızmak, terslemek, azarlamak veya soruları duymazlıktan gelmek uygun değildir. Böyle bir tavır, çocuğun dini ilgisini ve araĢtırma ve öğrenme duygusunu köreltebilir407

.

402Özdemir, Çocuğun Din Eğitiminde Ailenin Rolü, s.121. 403

Yavuz, Çocukta Dini Duygu ve DüĢüncenin GeliĢimi, s.106

404Cüceloğlu, YetiĢkin Çocuklar, s.192 405Yavuzer, Çocuk ve Suç, s.134. 406

Mustafa Öcal, Din Eğitimi ve Öğretiminde Metotlar, T.D.V. Yayınları, Ankara 1991, s.79

111

IV. Çocukların seviyelerine uygun cevaplar veriniz. Peygamber Efendimizin “Ġnsanlara akıllarının alacağı kadar konuĢunuz.”408 Mevlana‟nın da (k.s); “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karĢıdakinin anladıkları kadardır” sözü insanların anlama ve kavrama düzeylerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. 409

Çocukların din eğitimi ve öğretiminde en önemli hususlardan birisi de onların geliĢim özelliklerinin ve özellikle zihinsel geliĢiminin dikkate alınması gereğidir. Çocuğunun „Allah‟ı niçin göremiyoruz?‟ Ģeklindeki sorusuna Bir anne, Ģöyle cevaplamıĢtır: “Allah çok büyüktür, O‟nun gözleri de büyüktür, hepimizi görebilir. Biz ise O‟na göre çok küçüğüz, gözlerimiz de küçüktür, bunun için O‟nu göremeyiz.” Çocuk bulunduğu geliĢim dönemine uygun olan bu cevabı yeterli bulmuĢtur.

V. Çocuğun sorularının gerçek amacını anlamaya çalıĢın ve aslında neyi sormak istiyorsa ona cevap verin; bazen çocukların sordukları ile aslında sormak istedikleri farklı olabilmektedir. Eğer çocuğun sorusunun altındaki gerçek niyet anlaĢılamazsa yanlıĢ sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin, ailede yeni bir çocuk doğduğuna, ailenin ve çevrenin tüm ilgisi ve sevgisi yeni doğan çocuğa yönelmiĢken, tüm hediyeler ve oyuncaklar ona alınırken, artık tüm bunları paylaĢmak zorunda kalacaktır. Çocuk ilginin azalmasından ve annesini paylaĢmaktan rahatsızlık duymaktadır. “Bu bebek nereden geldi?” diye sorduğunda belki “bu bebek de nerden çıktı” demek istemektedir. Dolayısıyla “Bu bebeği Allah verdi” Ģeklindeki bir cevap, çocuğun Allah‟ı endiĢe ve huzursuzluklarının sebebi ve kaynağı olarak görmesine yol açabilir. Çocuk ailede tüm ilgi üzerinde iken, Allah‟ın bu kardeĢ vermesiyle mutluluğu ve huzuru bozulmuĢtur.410

Ġlk çocukluk döneminde çocukların sordukları sorularla ile ilgili önemli bir husus da Ģudur: Çocuğa sorduğu kadar açıklamalarda bulunun. O sordu diye,

408Ġsmail b. Muhammed Acluni, KeĢfü‟l Hava, Beyrut: Daru Ġhayi‟t-Türasi‟l Arabi, H.1351, c.s.225;

Köylü (Ed), GeliĢimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi, s.58.

409Ġsmail b. Muhammed Acluni, KeĢfü‟l Hava, Beyrut: Daru Ġhayi‟t-Türasi‟l Arabi, H.1351, c.s.225;

Köylü (Ed), GeliĢimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi, s.58.

112

öğrenmeye ve inanmaya hazır diye, fırsat bu fırsat deyip onu bilgi yağmuruna tutmamak gerekir. Hiç bilgi vermemek ne kadar sakıncalı ise zamanından önce verilen ve seviyelerine uygun olamayan bilgiler de o kadar sakıncalı olabilir. Verilecek bilgiler tıpkı gıda, vitamin, ilaç gibi ölçülü ve uygun dozda olmalıdır.

Çocukta Allah‟ı arama ilk aĢamada soru sorma ve taklit yoluyla baĢlar, sonrasında eğitim aracılığıyla inanca dönüĢtürülmelidir. Allah inancını yerleĢtirme eğitimi ileriki yaĢlarda teĢvik ve telkin yoluyla geliĢtirilmelidir. Çocukların bu çağda duygusal algılama ağırlıklı olarak öğrendikleri bilgiler daha sonraki yıllarda zihinsel algılama olarak öğrenecekleri için temel oluĢturur. Bu yüzden öğretilenler geliĢigüzellikten kurtarılmalıdır.411

Benzer Belgeler