• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE ÇÖZÜME YÖNELİK KAMU POLİTİKASI ARAÇLAR

3.7. TÜRKİYE KALKINMA STRATEJİLERİ

3.7.2. Çevre Uygulamalarında Türkiye ve GZFT Analiz

2005 yılı Eurostat verilerine göre Türkiye büyük miktarda korunmuş doğal yaşam alanına ve ekosistemlere sahip bir ülkedir. Ancak köyden kente göç, ekonomik gelişme ve hızlı nüfus artışı bu alanlar üzerinde büyük çevresel baskılar yaratmaktadır. OECD tarafından ilki 1999 ve ikincisi ise 2008 yılında yayınlanan çevresel performans inceleme raporuna göre Türkiye hava ve su yönetiminden, doğanın korunmasına, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden, uluslararası yükümlülüklerine kadar hemen her alanda olumlu gelişmeler göstermiş, çevre harcamalarının GSYİH içindeki payı %1.1’den %0,9’u kamu harcaması, %0,3’ü özel harcama olmak üzere %1.2’ye yükseltilmiştir. Ancak aynı raporda ifade edildiği üzere benzer olumlu gelişme vergi politikası alanında gözlenmemiştir277.

GZTF Analizi (Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) Bir konunun

olumlu ve olumsuz yönleri ile ele alınmasını sağlayan GZTF analizi yöntemi (SWOT analizi) çevre uygulamalarının Türkiye açısından gözler önüne serilmesi amacıyla tez çalışmasında tercih edilmiştir278.

¾ Güçlü Yanlar

• Doğal kaynak zenginliği ve bio-çeşitlilik

• Çevre bilimi ve teknolojisi konusunda eğitimli insan kaynağı • Çevre bilincinin yerleşmeye başlamış olması

• Çevre korumaya halkın destek vermesi • Eğitim düzeyindeki yükseliş

• Çevre koruma sistem/ekipman üretim kapasitesinin varlığı

• ISO 14001 gibi Uluslar arası çevre kalite standartları uygulamalarının işletmelerde yaygınlaşması

• Çevre konularına verilen önemin artış göstermesi

• Çevre bilincini oluşturma gayretlerinin varlığı, bu gayretlerin 1970’li yılların sonundan bu yana gündeme gelmiş olması

• Büyük sanayi kuruluşlarında çevre bilincinin gelişmekte olması

• Beş Yıllık Kalkınma Planlarında çevre sorunlarının ifade edilmeye başlanması

• Ulusal eylem planları ve AB Uyumluluk süreci uygulamalarının varlığı • 1972’den bu yana çevre ile ilgili kurumsallaşmanın başlaması ve ilgili mevzuatın sürekli güncelleniyor olması

• Çoğu uluslararası yükümlülüklerin akit altına alınmış olması

• Başta çocuklarda ve gençlerde olmaak üzere nüfusun eğitimli kesiminde çevre bilincinin gelişmesi279

• Ar-ge ve inovasyona TÜBİTAK aracılığı ile önem veriliyor olması

• Atık yönetimi kavramının işletmeler arasında gelir getirici yönüyle de fark edilmesi

278DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, (ÇÖİ)

www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/3192/oik688.pdf (16.07.2011), s.53-54.

279T.C.Çevre ve Orman Bakanlığı, Environment Operational Program (CCI No: 2007 TR 16 I PO

¾ Zayıf Yönler

• Ülke genelinde planların yapılmamış olması

• Çevre konusunda kurumlar üstü denetim faaliyetlerinde etkinsizlik • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kurumsal kapasitesinin zayıflığı • Ulusal sera gazı salımlarının e-ortamlı izlenmesinde eksiklik

• Yurtiçi ve dışı fon kaynaklarına yönelik proje hazırlayacak bilgi birikimine sahip personel ve deneyim yetersizliği

• Mevcut altyapı tesislerinin enerji yüksekliği ve eleman yetersizliği yüzünden İşletilememesi, denetlenmemesi

• Ekonomik ve sosyal kararlar alınırken çevre ile ilgili değerlendirmelerin karar mekanizmasında yeterince yer almaması

• Yasal düzenlemeler arasındaki uyumsuzluk, karmaşıklık

• Mevzuatın hızla oluşturulması, buna karşın denetimin yeterince yapılamaması

• Üniversite- özel sektör-kamu kesimi ortak iş bilincinde yetersizlik

• Karar vericilerde çevre bilinç ve bilgisinin eksikliği, önceliklendirme sorunu • Ekonomik yetersizlikler, ulusal kaynakların yeterli olmaması

• Yerel yönetimlerin çevre konusunda yetersiz kurumsal alt yapısı

• STK’ların sayısal azlığı ve mevcut çalışmalarının yetersizliği / verimsizliği • İnsan kaynağının yeterince değerlendirilmemesi

• İlgili kurumların (yerel ve merkez) görev tanımlarının çakışması/net olmaması

• Kurumların istisna ve muafiyetler arkasında gizlenmesi, yasal bütünleşiklik olmaması

• Siyasi irade ve kararlılığın hükümetler üstü yapılandırılamaması • Yerel yönetimlere ve yerele güvensizlik

• İşletmelerin çevre uyum kapasitelerini artırmaya yönelik devlet destek ve teşviklerinin yetersiz olması, kamuoyunun maliyet kaygılı isteksizliği

• Çevre koruma için yapılan harcamaların kamu/özel sektörlerde düşüklüğü • Çevresel dışsallıkların bütçeleme ve finansman politikalarında hesaplama dışı bırakılması

• Yatırımların çevreyi gözetir altyapı yatırımları ile paralel yürütülememesi •Ulusal sera gazı salımlarının ve karbon ayak izi hesaplarının eksiksiz hesaplanamaması

• Denetimlerde kamu ve özel işletmeler arasında ayrımcılık yapılması • Dış kaynaklı finansman seçiminde bilgisizlik ve bilinçsizlik

• Çevre standartlarının AB ile uyumsuz olması

• Yetersiz denetimlere bağlı olarak sanayi sektöründe haksız rekabet ortamının oluşması

• Sanayi atıkları yönetimi için altyapı hizmet tesislerinin eksikliği ve kurumları için mevcut bürokratik engellerin varlığı280

• Envanter ve veritabanının yetersiz olması

• Çevresel bilgiye erişim zorlukları ve/veya isteksizlik • Bio-çeşitlilikte envanter eksikliği

• Arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılıkla ilgili yeterli ve sağlıklı verilerin olmaması

• Katı atıkların toplanması ve değerlendirilmesi alt yapısı bilincinin çok eksik olması

•Planların gerçekleştirilmesi ile ilgili yönetsel ve kapasite zayıflıkları; izlenebilirliğin ve ölçülebilirliğin olmaması

•Özel ve kamu sektörünü içerir nitelikte atık ayak izinin ölçümlenmesi ve çevre bakanlığına bildiriminin zorunlu hale getirilmesi

• Çevre için toplanan mali kaynağın çevre sorunlarının çözümü için harcanmaması

• Kişi başına GSMH’nin gelişmiş ülkelere göre düşük olması • AB mevzuatı uyumlaştırılırken etki analizi yapılmaması • Var olan çevre koruma tesislerinin yeterince işletilememesi • Belediyelerce atık suların direkt akarsulara deşarj edilmesi • Çevre hekimliği konusunda çalışmaların yeni başlamış olması

• Kamu, özel kesim, STK’lar ortaklığında çevresel proje üretilememesi • Çevre ve sağlık etkileşimi konusundaki çalışmaların yetersizliği

280 Gökhan Tenikler, “Türkiye’de Tehlikeli Atık Yönetimi ve Avrupa Birliği Ülkeleri ile

Karşılaştırmalı Bir Analiz” (Yayınlanmamış Doktora Tezi) , Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir, 2007, ss. 382-388.

• Mevcut organize sanayi bölgelerinde e-ortamlı atık izleme yapılanması olmaması

• Yeni oluşturulacak organize sanayi bölgelerinde atık tüketim zinciri ile bağlı işletme kategorilerinin göz ardı edilmesi

¾ Fırsatlar

• Uluslararası yaptırımların çevre konusundaki zorunlulukları • Çevre ile ilgili AB mevzuatı

• Yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin Türkiye için büyük boyutta olması

• Türk kültür ve geleneğinde çevre koruma yönündeki güçlü inanç ve öğretiler

• AB uyum çalışmalarına verilen önem nedeniyle "çevre" sektöründe artan bilinç

• Çevrenin, uygun koşullu finansman sağlayan uluslararası kuruluş ve fonların büyük ilgi gösterdiği bir sektör olması

• Yüksek enerji tasarrufu potansiyeli

• Çevre kirliliğinin Türkiye için henüz korkunç boyutlara ulaşmamış olması • Her yıl çevre mühendisliği bölümlerinden mezun edilen çok sayıda yetişmiş eleman281.

¾ Tehditler282

• Endüstriyel kimyasallarda artış ve denetimsizlik • Hızlı nüfus artışı ve göç

• Milli servet olan doğal kaynakların çevresel açıdan hazineye gelir amaçlı kullanılması, rasyonel olmayan siyasal tercihlere konu olması ve bu konuda teamül oluşması

• Uzmanlık alanlarına siyasi görüşlerin olumsuz etkisi • Çarpıkve kısa vadeli planlanmış kentleşme

281 DPT, (ÇÖİ), ss. 53-54.

282 T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, “OECD Çevresel Performans İncelemeleri, Türkiye”, 2008,

• Kamu çevre altyapı yatırımları için özel sektörü özendirecek ve teşvik edecek politikaların, yasaların bulunmaması

• Tarımsal kaynaklı kirleticilerin artışı ve tarım alanlarının amaç dışı kullanımı

• Orman ve mera arazilerinin amaç dışı kullanımı • Denizlerimizde ve Boğazlarda artan tanker trafiği

• GDO’ların üretimi ve kullanımı, beklenmeyen ve istenmeyen yan etkilerini konusunda bilinçlendirme ve denetim eksiği

• Yenilenebilir enerji karşıtı lobilerin faaliyetleri

•Uluslararası ticarette çevre konulu tarife dışı engeller ve bunlara hazırlıksız olmamız

• Tüketim kalıplarının, alışkanlıkların değişmesi

• Çevre mevzuatı geçiş sürecinin olmaması nedeniyle uluslararası ticaretin olumsuz etkilenmesi

•Özellikle KOBİ’ler seviyesinde çevresel dışsallıkların göz ardı ediliyor olması

•Çevre mühendisi istihdamında devlet yaptırımı olmaması

•Ar-Ge ve inoasyon ve buna bağlı danışmanlık hizmetlerinden yararlanma oranlarının artış eğilimi göstermemesi

•Mevcut oranize sanayi bölgelerinin atık zinciri ile birbirlerine bağlı olmamaları

•Marina ve kıyı temizliği denetimlerinde zayıflık283

Tüm bu güçlü, zayıf önler, fırsatlar ve tehditlerin sadece tespit edilmiş olması bile daha olumlu çevresel çıktılara ulaşmak için belirlenecek stratejilere yön verebilecektir. Konunun sadece makro düzeyde değil fakat sektör liderleri ve meslek örgütleri dahil makro GZFT analizlerinin mikro ekonomik birimlere indirgenerek bütüncül bir yaklaşım ile değerlendirilmesi gerekmektedir.

3.8. TÜRKİYE’DE KAMU VE ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN ÇEVRE