• Sonuç bulunamadı

Çanakkale savaşının üzerinden tam bir asır geçti. 100 yıl sonra bile bu savaş, gerek uygulanış biçimi gerekse savaşan taraflar için gerçek anlamda öz varlığı

Belgede MURADİYE’DE GÜL DEVRİ (sayfa 30-36)

koruma ve öz benliğe kavuşma özelliklerini içermesi nedeniyle günümüze kadar

ilgi kaynağı olmuştur. Modern savaş taktiklerinin ilk kez denendiği bu savaş

alanında; amfibi harekatın, hava gücünün, denizaltıların, siper savaşlarında

kullanılan yöntemlerin, makineli tüfeklerin önemi anlaşılmıştı.

dosya konusu / Çanakkale / Çanakkale’yi Bursa’dan Savunmak

Türk askeri Çanakkale’de mevzisinden çıkıp hücuma kalkıyor...

Savaşın ilk evresi deniz saldırıları ve kıyı savunma faaliyetleri ile geçmişti. 18 Mart zaferinden sonra ağır kayıplar veren müttefikler, boğazın yalnız deniz gücü ile geçilemeyeceğini anladılar. 25 Nisan 1915 günü ise savaş tarihinde modern anlamdaki ilk büyük çaplı çıkarma harekatı başlatıldı. Kitlesel insanlık dramlarının en büyüğü olan savaşlara özgü kurallar, Çanakkale için de geçerli oldu. Karaya çıkan İngiliz, Fransız ve bu iki ülkeye bağlı dominyon kuvvetleri yurt savunması yapan

ve biraz da küçüm-sedikleri Türklerle vuruştular.

Savaşın getirisi olan vahşetle; Londra’da yaşayan bir soylu, Afyonlu bir Meh-metçik tarafından süngülenerek yaşa-mını yitirdi. Bursalı bir yedek subay ise adını bile duymadı-ğı bir coğrafyadan gelen Gurka’nın Kukri hançeriyle şehit düştü. Böy-lesi sayısız örneğin yaşandığı Çanakkale savaşı Türk ordusu-nun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır. Aradan 100 yıl geç-mesine karşın savaşa katılan taraflar için Gelibolu, halkların

folkloruna bile girmiş, hakkında sayısız araştırma, kitap çalışmaları yapılmış ve güzel sanatlarının tüm kollarında işlene-rek modern savaşların en önemlisi olarak

tarihteki yerini almıştır. Çanakkale Savaşının öne çıkan en önemli getirisi Kurtuluş savaşı-na olan özgüven ve özgürlük için savaşma anlayışı katkısıdır.

Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan Bursa, İmparatorluğun son savaşında üze-rine düşen görevi büyük bir gayretle yeüze-rine getirmişti.

Yeşil Bursa, Çanakkale savaşlarında en yoğun özveriyi göstermiş olan kentimizdir. Savaş coğrafyasına yakın olan Bursa,

Geli-bolu’da en fazla şe-hit veren kent olma özelliğini de taşır. Resmi kayıtlara göre Bursa vilayetinin şehit sayısı 3727 kişi olarak gösterilmekle birlikte, gerçekte şehit olan Bursalı-ların sayısının çok daha fazla olduğu bilinmektedir. Savaş döneminde özellikle kasaba ve köylerde sağlıklı biçimde tutulama-yan kayıt defterlerin eksiklikleri bu yan-lışlığın nedenleridir. Resmi kayıtlarda öncelikle Çanakkale cephesine ilk olarak gönderilen Bursa Vilayeti askerlerinin kayıtlarına ulaşılabi-linmektedir.

1. Dünya Savaşı sürecinde üniforma verilen tüm askerlerin isimleri kayıtlara geçirilmiştir. Ancak cephede verilen kayıplardan sonra çok sayıda Bursalı asker Çanakkale’ye sevk 1 Ocak 1916 Harp Mecmuası’nın 4. sayısının kapağı. Gazi,

Kireçtepe’de askerlerin top mermileriyle yaptığı anıtın önünde (Bursa Şehitliği)

edilmiş ve bunların büyük kısmıysa ünifor-masız olarak göreve alınmıştı. Bu Bursalı kahramanlar isimsiz şehitler olma kade-rini paylaşmışlardı. Bursa Vilayeti sınırları içerisinde gidenlerin geri gelmediği pek çok köy bulunduğu bilinmektedir. Şehit olan yüzlerce askerin şehadet haberinin köylere ulaşamaması nedeniyle bu bilgiler resmi kayıtlara alınamamış, bu da, resmi kayıtlara ilave olarak başka çok sayıda şehidimizin daha olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bursa, pek çok yiğit askeriyle Çanakkale savaşına katılmış, Bursalılar savaşın getirisi olan acıları hep birlikte paylaşmışlardı. Bir anlamda Çanakkale Bursa’dan da savunulu-yordu. Tümü Bursa’nın evlatlarından oluşan bir birlik Gelibolu’da destanlaşmıştı. Sefer-berlik talimatları doğrultusunda Bursa İlinin sabit jandarma birlikleri ve ikmal erlerinden oluşturulan Bursa Seyyar Jandarma Taburu, 1914 yılının Ağustos ayında henüz bir cep-he olmayan Çanakkale’ye intikal etti. Tabur 9. Tümen emrine verilerek, Teke Burnu’n-dan Ece Limanı’na kadar uzanan bölgede örtme, gözetleme ve koruma görevlerini üstlenmişti.

Savaşa girildikten sonra perdeleri açılan Çanakkale cephesinde tabyaların bombar-dıman edilmesi, karaya küçük keşif amaçlı amfibi hareketlerinden sonra 18 Mart 1915’te düşman donanması giriştiği büyük çaplı boğazı geçme harekatında yenilgiye uğratıldı.

İhtilaf Devletleri komutanları, boğazın donanmayla zorlanarak geçilemeyeceği gerçeğini anlamışlar, Mısır’da hazırladıkları güçlü ordunun Gelibolu Yarımadası’na çıka-rılmasına karar vermişlerdi.

18 Mart zaferi ile; amfibi harekatın ve kara muharebelerinin başladığı 25 Nisan 1915 tarihine kadar Bursa Jandarma Taburu, Koyun Limanından Büyük Arıburnu’na kadar olan bölgede görevini sürdürmüştü. 25 Nisan günü ordu komutanlığının verdiği emir gereğince Bursa Seyyar Jandarma Ta-buru, Kilye bölgesinde toplanarak verilecek müteakip emirleri beklemeye başlamıştı. Seddülbahir kıyılarında durumun gittikçe önem kazanıp, savaş koşullarının kritikleş-mesi üzerine üst komutanlık, taburu bu dosya konusu / Çanakkale / Çanakkale’yi Bursa’dan Savunmak

bölgede kullanma kararı almıştı. Gelişen bu durum sonucunda, Bursa Seyyar Jandarma Taburu, Güney Grubu’nun emrine verildi. Tabur, 27 Nisan günü ciddi bir şanssızlık yaşadı; Hisar tepeyi savunan tabur, Alçı-tepe istikametinden ilerlemekte olan diğer birliklerimiz tarafından ateş altına alınmıştı. Bu yanlışlığa Jandarmaların giydiği kıya-fetlerin Fransız askerlerinin kıyakıya-fetlerine olan benzerliği neden olmuştu. Bursalı

jandarmalar, sınıflarının resmi kıyafeti olan koyu mavi üniformalar giymekteydiler. Hisartepe’yi savunanların Türk Jandarmaları olduğu bir süre sonra anlaşılmış, ancak 20 kadar Bursalı kahraman yanlışlık sonucu şehit düşmüştü.

Bursa Seyyar Jandarma Taburu, Seddül-bahir bölgesi savunması sırasında toplam olarak 90 şehit vermiş, bir yüzbaşı ve 55 er ise yaralanmıştı.

Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Tahsin Bey, 25 Mayıs 1915 tarihinde üst komutanlığa bir rapor hazırlayarak gönderiyordu. Bu raporda Taburun Çanakkale’ye intikalden sonra geçen zorlu süreç şöyle anlatılmak-taydı;

“Bursa Seyyar Jandarma taburu, 12 Ağus-tos 1914 tarihinden beri hiç dinlenmeden görev yapmaktaydı. İki buçuk ay aralıksız olarak düşman bombardımanı altındaki

siperlerinde tabur son derece yıpranmış ve güçsüz düşmüştü. Tabur 26 Nisan günü Hisar Tepe’de tek başına kahramanca savunma yapmış, Düşmanı ilerletmemişti. Ancak tabur mevcudunu oluşturan erlerin çoğunluğu yaşlıydı. Bu yaşlı kahramanlar artık cephenin demirbaşları olmuşlardı ama artık daha fazla söz söylenilmeyecek bir duruma gelmişlerdi.

Gönderilen 300 ikmal eri ise üniformasız ve donatımsızdılar.

Tabur bu güne kadar karşılaştığı bütün zorluklara rağmen muharebe meydanla-rında bir adım bile geri atmamıştı. Bu güne

kadar Taburda, 110 şehit, 280 yaralı ve 50 kayıp olarak toplamda 440 kişi savaş dışı kalmıştı.”

Binbaşı Hasan Tahsin Bey raporunun son bölümünde;

“Taburun yeniden düzenlenerek toparlana-bilmesi için diğer bölüklerin savunma mev-zilerinde kalmaları koşuluyla, bir bölüğüyle uygun görülen bir yerde karargah kurarak takviye birliklerini beklemek ve sonrasın-da tüm taburunun istirahat ettirilmesinin gerekli olduğunu” belirtiyordu.

Bursa Seyyar Jandarma Taburu 1915 yılı Haziran ayının son günlerinde bu kez

savaşın en çetin muharebelerine sahne olan Anafartalar bölgesinde görevlendiril-di. Bursalı jandarmalar, kendilerine destek olan birliklerle yan yana, üstün düşman güçlerine karşı savaşın kadersel noktaları, Kocaçimen ve Conkbayırı’nın savunmasında yer aldılar. Kahraman Bursalılar, Anafartalar ovasına kilit vurarak düşmanın ileri yürüyü-şünü 36 saat engellemiş ve Çanakkale sa-vaşının bu en kritik muharebesinde önemli görevler paylaşmışlardı.

Çanakkale Cephesinde büyük kayıplar veren Bursa Seyyar jandarma Taburunun yiğit Mehmetçiklerinin kanları, Kireçtepe’de diki-len jandarma anıtının da harcı olmuştur. dosya konusu / Çanakkale / Çanakkale’yi Bursa’dan Savunmak

Başkomutan Vekili Enver Paşa, jandarma-ların gösterdikleri bu büyük kahramanlığı; “Anafartalar’a düşman taarruz etti. Onların on bin tüfeklisine karşı sekiz yüzer mev-cutlu Bursa ve Gelibolu Seyyar jandarma taburları düşmanı durdurdular. Gerçi bu taburlar eridiler, fakat vatanın kalpgahı emindir” sözleriyle betimlemişti. Bursa’dan çıkan bir önemli tarihçi saye-sinde Çanakkale savaşının öğrenilmesi de Bursa’nın savaşa olan bir başka katkısıdır. Çanakkale Savaşı ile ilgili ilk tarihçeler, Bur-salı Mehmet Nihat Bey tarafından gerçek-leştirilmiştir. Savaşa kılıcıyla katılan Nihat

Bey, sonrasında kalemiyle bu büyük savaşı günümüze yansıtmıştı. Onun tarafından yazılan; Harb-i Umumi’de Seddülbahir mu-harebeleri, Büyük harpte Çanakkale seferi gibi çalışmalar hala en önemli tarih yazılım-ları arasında yer almaktadır.

Çanakkale savaşı süresince cephede görev almayan tüm sivil Bursalılar, savaşın tüm yükümlülüklerine katılarak Çanakkale desta-nını paylaştılar.

Uzun süren savaş yıllarında, Kut ül Amara zaferinden sonra Bursa’ya getirilen İngiliz üst rütbeli tutsakların, Osmanlı gelenek-lerine yakışır biçimde ve onlar için tahsis

edilen bazı otellerde konuk gibi ağırlanma-ları da, savaş kuralağırlanma-larına uyulması açısından Bursa’nın savaşa bir diğer katkısı olarak tarihteki yerini almıştır.

İngiliz üst rütbeli tutsaklar Bursa’da.

KARTPOST

ALLARIN

Belgede MURADİYE’DE GÜL DEVRİ (sayfa 30-36)