• Sonuç bulunamadı

2.4. Sanat Eğitimi

2.4.5. Çalgı Eğitimcisinde Bulunması Gereken Nitelikler

Müzik öğretiminde başarı sağlamak, öğretmenin kendini öğrencisine sevdirmesi ile başlar. Bir işe yeni başlayanların ruh hali göz önünde tutulmalıdır. Müziğe yeni başlayan bir öğrenci, öğretmenini hep memnun etmek ve ondan cesaret verici sözler duymak ister. Sarf ettiği çabanın armağanı budur. Müziğe yeni başlayan öğrenci, çalgıyla ilk karşılaşmasının uyandıracağı yadırgama ve güçlükler karşısında beklide cesaretini yitirecektir. Müziğin karmaşık kuralları, can sıkıcı alıştırmaları onu usandırabilir. Öğretmenin vereceği güzel örnekler ve karşılaştırmalar sayesinde öğrenci işin iç yüzünü kavrayabilir. (Fenmen, 97: 26). Bazı öğrenciler ortama hemen ayak uyduramayabilmektedirler. Her işte olduğu gibi çalgı öğretiminde de bu iş zaman alabilmekte ve öğretimi sınırlandırabilmektedir. Ama bu, öğrencinin hiçbir zaman ortama, dolayısıyla dersine adapte olamayacağı anlamına gelemez. Bu gibi öğrenciler çevreye ve ortama uyum sağlamaya başladıklarında eksikliklerini giderebilir, hatta diğer arkadaşlarının ilerisine geçebilirler. Bu yüzden bu gibi öğrencileri sorunlu zamanlarında desteklemek, başarısını artırmak için de yüreklendirmek gerekmektedir.

Müzik öğretiminde temel olan, öğrencinin müzikal gelişimin sağlamaktır. Müziğin amacı güzeli ifade etmek olduğuna göre, öğrenciden önce bunu beklemek gerekir. Ön planda teknik yeteneğin değil ifade zenginliğinin ve öğrencinin içinde kaynayan müzik duygusunun fışkırması olmalıdır. Öğretmenin asıl başarısı, öğrencisini işte bu yolda yürütmeye başlamasıyla belirecektir (Fenmen, 97: 26).

Öğretmenler, öğrencilerinin eğitim programında belirtilen amaçlara

ulaşmalarını sağlamak üzere görevlendirilmiş kişilerdir. Dolayısıyla eğitimde ulaşılan sonuçlarda öğretmenlerin büyük ölçüde etkisi bulunmaktadır. Öğrencilerin amaçlara ulaşma derecelerinde öğretmenin niteliği ve sınıf ortamında yaptığı davranışlar önem kazanmaktadır. Dolayısıyla etkili öğretmen, eğitim programında ulaşılması istenen amaçları başarmak için kendisinde olan yeterlilikleri sınıfta etkin bir şekilde uygulayan öğretmendir (Yüksel, 2003: 312–313).

Öğretmenler bütün öğrencilerin öğrenmesini kolaylaştırmak için gerekli koşulları oluşturmalıdır. Nitekim öğretmenin oluşturduğu sınıf ortamının öğrencinin öğrenmeye karşı tutumunda ve güdülenmesinde etkisi büyüktür (Akdağ ve Tuncer, 2006: 12).

Çalgı öğrencisinde konuyu ve olayları kavramaya yönelik algısal farklılıklar olabilmektedir. Buna göre öğretimde uygulanacak yöntemin bazen öğrenciden öğrenciye farklılıklar göstermesi gerekebilir. Bu yüzden çalgı eğitimcisinin, öğrencinin algısal özelliklerini iyi bilmesi gerekmektedir. Hatta “denilebilir ki, bir öğretmen ne kadar çok alanına hâkim, öğretmek için motivasyonu yüksek ve öğrenciyi seven bir yapıya sahip olursa olsun, eğer öğrencisinin doğal öğrenme stillerini dikkate almazsa, o öğretmenin öğretim işinde başarılı olması güçtür”( Saban, 2005: 1).

Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda çalgı eğitimi veren öğretim elemanlarının, çalgı çalmada teknik ve müzikal olarak belli sorunları aşmış olmaları, müzik öğretmeni adaylarının gelişmelerini sağlayacak temel teknik ve müzikal doğruları onlara aktarabilecek yetenek, kapasite ve donanımda olmaları, gelecekte çalgı eğitimcisi de olabilecek bu öğrencilerin çalgılarında yetkin olmalarını sağlamaya yardımcı olacak önemli bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır (Çilden, 2003: 301).

Eğitimciler, çalgı eğitiminde çalgı derslerinin büyük bir kısmını teknik becerileri öğretmeye ayırmaktadırlar. Bu beceriler çalgı eğitiminde büyük önem taşımakla birlikte buna paralel olarak yaratıcılığa da önem verilmesi, çalgı eğitim sürecine dâhil edilmesi gerekmektedir. Çalgı çalmanın niteliğini, teknik beceriler kadar parçayı çalan kişinin esere kattığı yorumlar da belli etmektedir. Örneğin bir konsere gittiğimizde ya da bir eserin kaydını dinlediğimizde çalan kişinin birçok özelliklerinin yanında yorumundaki yaratıcılığa da dikkat ederiz. Özmenteş’in Graham’dan (1998) aktardığına göre; çalgı eğitimcileri yaratıcılık konusunu gözden kaçırmaktadırlar. Çalgı derslerinde çalgı öğretmenleri genellikle öğrencilere yorum adına kendi istediklerini yapmalarını söyleyip hiçbir yaratıcı düşünceyi göz önüne almamaktadırlar. Çalgı derslerinde öğrenciler ve öğretmenler eserin gerektirdiği yorumu derste tartışmalı ve uygulamaya koymalıdırlar. Bu uygulamanın sonunda öğrenciler çalgıdaki yaratıcılığı daha iyi keşfedebilirler. Ancak bu hedefi başarıyla

yerine getirebilmek için çalgı eğitiminde teknik eğitimin ve yaratıcılığın iyi değerlendirilmesi gerekmektedir (Özmenteş, 2005: 96).

Çalgı eğitiminde önemli noktalardan bir diğeri ise öğrencinin sınıfı ne olursa olsun seviyesine ve yeteneğine uygun bir programla eğitilmesidir. Çalgı eğitimcisi hiçbir zaman öğrencinin kendisinden kaynaklanan başarısızlığı kendi üzerine almamalıdır. Aksi takdirde diğer çalgı eğitimcileri ve onların öğrencileri ile yarış içinde olma gibi bir hataya düşerek, uygulanacak öğretim programının özümsenmeden geçilmesine neden olacaktır. “İşin bir başka önemli yanı da nitelikle ilgilidir. Genellikle öğrencinin, bir etüt ya da eseri baştan sona bazı önemli ayrıntıları dikkate almadan çalıyor olması, bulunduğu teknik düzeyin üstünde etüt ve eserleri diğer yaşıtlarının ilerisinde çalabiliyor görünme güdüsüyle yetiştirilmesi yerine, öğrencinin teknik düzeyine uygun etüt ve eserlerin amaçlarına uygun bir biçimde titizlikle ve her türlü teknik ve müzikal ayrıntı sindirilerek öğrencinin gerçek anlamda öğrenmesi sağlanmalıdır. Çalınan etüt ve eserlerin daha nitelikli sesler elde edilerek daha etkili hale getirilmesi ve doğru çalışma alışkanlıklarının kazanılması konusunda öğrenciyi bilinçlenmeye yöneltecek yaklaşımlarda bulunulması son derece önemlidir. Daha basit anlamda ne çaldığından çok çaldığı eser ya da etüdü nasıl çaldığının çok daha önemli olduğunun, çalgı eğitiminin her aşamasında öğrenciye hissettirilmesi, öğrencinin çalgı çalmada nicelikten çok niteliğe yönelmesi açısından büyük önem taşımaktadır” (Çilden, 2003: 302).

Sonuç olarak çalgı eğitimcisinin kaliteli bir çalgı eğitimi gerçekleştirebilmesi için şunlara dikkat etmesi gerekmektedir; “Çağın gerisinde kalmayan, gelişen dünyaya koşut, çağdaş eğitimin gereklerini taşıyan, yeniliklere açık, teknolojik gelişmelerden en üst düzeyde yararlanılan, araç- gereç ve programların bu eğitimi gerçekleştirmeye uygun durumda olmasıyla ilgili ve orantılı olduğu söylenebilir” (Uslu, 1996: 2). Ayrıca öğretilecek çalgının ait olduğu kültürel yapı içerisinde neyi ifade ettiği bilinmeli, o toplumun kültüründen kopmadan öğretimi yapılmalıdır. Çalgı eğitimcisinin alanında sadece yeterli olmakla kalmayıp ileri düzeyde müziksel ve çalgısal performansa sahip olması ve çalgı öğrencisinin hocasından bir şeyler öğreneceğine inanması gerekmektedir.