• Sonuç bulunamadı

4. HİLE VE YOLSUZLUK KAVRAMLARI

4.2. Yolsuzluk kavramı

4.2.2. Yolsuzluğun Öğeleri

4.2.2.3. Çıkar Ögesi

Yolsuzluk kavramının en temel ögesi ise çıkar elde etme amacıdır. Burada çıkarın maddiyat amacı taşıması zorunlu değildir, direkt ekonomik anlamı olmayan manevi

107

nitelik taşıyan kayırmacılık da çıkar olarak görülebilir (Tarhan vd, 2006, s.25). Fakat maneviyat da önemli değildir, yetkinin kurallara aykırı biçimde kullanılması diğer kişileri ve sosyal yapıyı zarara uğratacağından bunun yolsuzluk olarak görülmesi için yeterlidir.

Mumcu (1985)’e göre yolsuzluk ilişkisinde yetkili tarafa sağlanan çıkarı sadece maddi şeylerle sınırlandırmak doğru değildir. Bu bakımdan cinsel temas, öpücük ve gülücük dahi yolsuzluk aracı olarak kullanılabilir (Mumcu, 1985, s.1).

4.2.3. Yolsuzluğun Nedenleri

Kamu gücü ve kaynaklarının kişisel çıkarlar için kötüye kullanılması ile tanımlanan yolsuzluk, tüm dünyada ekonomik, sosyal ve siyasal gibi nedenlerle karmaşık bir sorun haline gelmiştir.

4.2.3.1. Kişisel Nedenler

Yolsuzluğun nedenlerinin en başında insan doğasından kaynaklanan özellikler, sahip olunan değerlerin giderek unutulması ve yönetim sisteminin yapısı vardır. İnsanlar yapı gereği doyumsuzdurlar ve özellikle de kapitalist düzende maddi açlıklarını gidermek ve hatta daha fazlasını elde etmek amacıyla yolsuzluk gibi kural dışı yöntemlere başvurabilirler (Sayan ve Kışlalı, 2004, s.33).

4.2.3.2. Kurumsal Nedenler

Yönetim; kamu ve özel yönetimin birleşimiyle oluşan bir etik biçimidir. Ülkedeki kamu ve özel sektördeki kurum yapısındaki yozlaşmalar, kişilerin yolsuzluk yapmasına uygun ortam oluşturmaktadır. Bu yozlaşmış kurumlardaki yöneticiler ve çalışanlar kendi menfaatleri için etik değerleri hiçe sayabilmektedir (Fedai, 2000, s.10).

4.2.3.3. Toplumsal Nedenler

Yolsuzluk farklı seviyelerde, zamanın farklı dönemlerinde bütün kitleleri etkileyen geniş kapsamlı bir olgudur (Karagöz ve Karagöz, 2010, s.7). Ülkeler yolsuzluk karşısında benimsedikleri tutum açısından farklılık oluşturmaktadır. Bazı ülkelerde yolsuzluk sonuca varılmadan müdahale edilmezken, bazılarında ise hoş görülmemektedir.

108

Yolsuzluğun gerçekleşmesinde etkili olan sosyal nedenler birçok toplumda farklılık gösterebilir. Kaynaklar incelendiğinde; cinsiyet, kadın istihdamı, hızlı nüfus artışı, kentleşme ve eğitim düzeyi değişkenleri öne çıkmaktadır. Cinsiyet ile yolsuzluk ilişkisini araştıran Alolo (2007), yolsuzluk davranışının oluşumunu açıklamak için kullanmıştır. Kadınların erkeklere göre daha hümanist ve mentalist düşünceye sahip olması, yolsuzluğa daha az tolerans gösterdiğini bize açıklamaktadır. Böyle bir durum ortaya çıktığında kadınların verdikleri tepkiler yolsuzluk düzeyinin azalmasını sağlamaktadır. Swamy vd (2001) çalışmasına göre de cinsiyet ile yolsuzluğun negatif yönlü anlamlı bir ilişkide olduğunu kanıtlamış ve kadın sayısı arttıkça yolsuzluk oranını yok olmaya yakın seyir ortaya koymuştur. Eckel ve Grossman (1998)’a göre ise, kadınlar toplum hayatı içerisinde karşı cinslerine oranla daha yardımseverdir, bu sebep ile ekonomik uygulamalarında bencilce davranışlar sergilememektedirler. 4.2.3.4. Ekonomik Nedenler

Liberal ekonomistler, devletin ekonomiye müdahalesi ile izlediği ekonomi politikalarının yolsuzluğun ekonomik nedeninin ana nedeni olarak savunmuştur (Tayyar ve Çetin, 2013, s.108).

Ekonomik etkenler toplumların medenileşme seviyeleri ile ilişkilendirilebilir. Az gelişmiş toplumlarda ithalat ve ihracat problemleri ekonomik iyileştirmelerin gerekliliğini beraberinde getirir. Bunun sonucunda devlet, bürokrasinin denetleyici ve düzenleyici fonksiyonlarına başvurmaktadır. Denetleyici fonksiyon olarak; kişi ya da işletmelerin faaliyete geçebilmeleri amacıyla ruhsat almak, pek çok denetimlere tabi olmak, düzenleyici fonksiyon olaraksa; fiyat denetimi, kredi ve ucuz kredi olanaklarına dair uygulamalar gösterilebilir. Kamu kuruluşlarının içinde bulundukları mal ve hizmet alım ve satımına dair ihalelerdeki sonuçları lehlerine çevirmek isteyen kişiler kamu görevlilerine rüşvet verme usulüyle yolsuzluk yaparlar (Berkman, 1983, s.99-100).

Berkman, “Az gelişmiş toplumlarda herkesin kabul ettiği, kamu görevlisinin yakın akrabalarını kolladığı ve kayırdığı” görüşüdür (Berkman, 1983, s.83).

Gelişen ülkelerin serbest piyasa ekonomileri ve demokratik şartları küresel piyasalardaki ekonomik ve sosyal dejenerasyonlar nedeniyle zorlanmaktadır. Kurumsal güven ortamının sağlanamaması bunun nedenleri arasında gösterilebilir.

109

Ayrıca banka düzenlemelerinin yetersizliği, yanlış yatırımlar, çoğalan risk, kapitalizm ve yolsuzluk da gelişmekte olan ülkeleri zorlamaktadır.

4.2.3.5. Siyasal Nedenler

Ekonomik nedenler kısmında bahsettiğimiz bürokratik yapının sağlam olmayışı yolsuzlukların artışına zemin hazırlar. Yetki mercilerinin belirsizliği bürokratik yapıda ciddi karışıklıklara neden olarak isteğe bağlı değişikliklerin önünü açmaktadır (Çulpan, 1986, s.36).

Keefer ve Knack, ortaya koydukları çalışmada, yolsuzluğun etkisiz diplomatik kuruluşlarla ve ufak finansal kalkınmayla alakalı olduğu neticesini çıkarmışlardır. Politik fonksiyonlardaki yönetim ve yasa yapımı süresinde çıkar gözetilmesi ve hukuki düzenlemenin yanlış biçimde kullanılması siyasal yolsuzluğun içine kamu görevlileriyle birlikte politikacıların da bu hile dahil olduğunu göstermektedir (Demirel, 2003, s.3).

Siyasal yolsuzluklar, siyasal çökme biçimlerinden lobicilik ile yapılmaktadır (Çağlar, 2007, s.7). Birçok ülkede büyük çaplı işletmelerin yardımıyla iktidara gelen partiler bir şekilde yardımların karşılığını vermektedir. Belirledikleri finansal stratejiler ve finansal kaynak aktarımı şeklinde karşımıza çıkabilir (Özsemerci, 2003, s.7).

İktidar değişikliğiyle gelen üst düzey yöneticilerin değişmesi, kayırma fiili, bürokratik yapıda siyasallaşma ve örgütlenme yetersizliği de devletin siyasal boyutunda yolsuzluk için uygun zemini hazırlar. Adam kayırma adı altında aile, akraba ve hemşeri gibi toplumsal bağların bürokraside etkin rol oynaması, bunun sonucunda yönetimdeki insanların gerekli özellikleri taşımıyor oluşu, dikta ve merkeziyetçi devlet yapısı, hızlı nüfus artışı ve beraberinde getirdiği kötü kentleşme, bunların tetiklediği işsizlik, zorlu yaşam koşulları, devletin ekonomide büyük söz sahibi olması ve rant paylaşımları yolsuzluklar için çok uygun bir zemin hazırlamaktadır (Aydın, 2006, s.13).

Bugün devletlerinin yaptıkları kalıplaşmış kurallar bütününde düzenleme esnasında en çok idari yolsuzluğa neden olan kamuya ait maddi değeri olan işlerinde yetkiyi memurlara bırakmış olması vatandaş ve kamu görevlisini zorunlu ilişkiye itmektedir. Yolsuzluk o anda başlar ve memur kendi çıkarı karşılığında görevini yerine getirirken yolsuzluğa bulaşabilir. Memur yetkileri şeffaf olmayıp yapılan işlemler

110

denetlenmediğinde gerçekleştirilen hizmetler yolsuzluk için en uygun alan halini alır (Karacan, 2002, s.31).

4.2.4. Yolsuzluk Türleri

Yolsuzluk türleri genel olarak siyasal yolsuzluk, yönetsel yolsuzluk, diğer yolsuzluklar şeklinde sınıflandırılabilir.

4.2.4.1. Siyasal Yolsuzluk

Siyasal yönetim veya yapılanma sürecinde kişisel çıkarlar gözetilerek hukuki kurallara aykırı biçimde kullanılan kamu yetkisinin sonucu “siyasal yolsuzluk” olarak adlandırılır (Özsemerci, 2003, s.14).

Çoğu ülkede siyasal kayırmacılık; iktidar değişikliğinin ardından gelen yeni siyasi partiler kamu kurum ve kuruluşlarındaki yapılaşmaları sağlayarak ya da yenisini oluşturarak gruplarına yakın olanları istihdam etmesiyle yapılmaktadır. ABD’de 19. yüzyılda etkin olan “Spoils System” yönetimin en güzel örneği olarak görülür. Bu uygulamada her seçim neticesi, kamu çalışanlarının yerlerini, seçimde olumlu sonuç alan siyasal partinin memurlarına devretmektedirler. “Ganimet Sistemi” de denilen bu yaklaşımda, kamu personelliği iktidara gelen partinin siyasal anlamdaki taraftarlarına armağan ettiği ganimet olarak tanımlanmakta idi (Aktan, http://www.canaktan.org/ canaktan_ personal/ canaktan-arastirmalari / toplam- ahlak/aktan-toplamahlak.pdf, Erişim tarihi: 02/04/2015).

4.2.4.2. Yönetsel Yolsuzluk

Yönetsel yolsuzlukların, yürürlükteki kanunların ve hükümetin yürütmekte olduğu siyasi kuralların kamu bürokrasisi tarafından icra edilmesi vesilesiyle ortaya çıkmaktadır (Özsemerci, 2003, s.15).

Yolsuzluğun genel sorunları ile kamu yönetiminde karşılaşılan problemler ve bu problemlere ait negatiflikler anlatılmaktadır. Bunlar (Hasdemir, 2006, s.99):

 Bürokrasinin gereğinden fazla işlemesi,

 Toplum huzurunun yürütülmesinde karşılaşılan kurallardaki eksiklik,  Devlette istihdam sorunu,

 Devlette kurumsallaşmanın sağlanamaması,  Denetim ve denetçi eksikliği,

111

 Adli sistem menşeili güçlükler olarak sıralanmaktadır.