• Sonuç bulunamadı

1. HĠLMĠ MALĠK BEY’ĠN HAYATI

1.3. ÇalıĢma Hayatı

Hilmi A. Malik Bey‟in 1925 senesinde Kolombiya Üniversitesi‟nin yine New York kentinde bulunan Teacher‘s College bölümünden mezuniyetinden evvel çalıĢma hayatına baĢladığını Yaratıcı Küçük Ġnsan ve Kabiliyeti adlı eserinde parantez içerisinde (New York Ģehri Spring Street Ġçtimai Müessesesi Çocuk Kulüpleri sabık müfettiĢi) beyanına istinaden iddia edebilmekteyiz. Yine bu unvanını teyit sadedinde ilk pedagojik çalıĢması olup sadece Osmanlıca baskısı bulunan ve tezimizin ilerleyen bölümlerinde teferruatıyla inceleyeceğimiz Çocuk Ruhu ve Terbiyesi adlı Osmanlıca kitabının 21. Sayfasında: “…ben New York‘ta 1923–24 senelerinde müfettiĢ bulunduğum Ġçtimai Terbiye Müessesesinin yurdunda…‖

ifadeleri yer almaktadır. “Türkiye‘de Suçlu Çocuk- Ġçtimai Dertlerimiz” isimli eserinin üzerinde adının hemen altında “Çocuk ruhiyatçısı” unvanı yer almaktadır.

Dr. Unvanı da bulunmaktadır. 1926 tarihinde Ankara‟da kız ve erkek çocuklarına tatbik ettiği test ve anket çalıĢmasını Maarif Vekâleti adına yürütmüĢ olduğunu da kendi ifadelerinden biliyoruz;146 fakat Hilmi Malik Evrenol Cumhuriyet döneminde yurda dönüĢü ile birlikte sadece Amerika BirleĢik Devletleri‟nin Ankara Büyük Elçiliği‟nde Türkçe Genel Sekreteri ve tercüman olarak çalıĢmıĢtır.147 Dr. Hilmi Malik Evrenol'un Ankara Amerikan Büyükelçiliğinde Türkçe Sekreter olarak çalıĢtığına dair elimizdeki bir baĢka delil ise bir kartvizit olmuĢtur.148 Hilmi Malik

146Hilmi Malik, “Esas Tabiat”, Türk Yurdu, Cilt:21, Sayı:199, Ankara, 1928, s. 272

147Hilmi Malik ile Berceste Malik‟in evlilik cüzdanlarında, Hilmi Malik‟in kiĢisel bilgilerinin bulunduğu sayfada çalıĢtığı iĢ yeri “Ankara Amerikan Sefareti” olarak belirtilmiĢtir. Bkz. Ek–9

148Amerikan Büyükelçiliğinde çalıĢan yetkililer ile yapmıĢ olduğumuz müteaddit görüĢmeler neticesiz kalmıĢtır. Yetkililer almıĢ oldukları kat‟i talimat gereği Ankara Amerikan Sefareti ve Konsolosluklarında çalıĢmıĢ olan bir kiĢi hakkında sınırlı dahi olsa bilgi veremeyeceklerini ifade etmiĢlerdir. Bu konuda Amerikan Büyükelçiliği‟nden alınmıĢ benzer bir olumsuz cevap için bkz. M.

Bülent Varlık, “Türkiye‟de Sinema ve Tesirleri Üzerine Notlar”, Kebikeç, Sayı: 28, 2009, s. 222. Bu

54 Bey‟in Resmi makamlarda herhangi bir memuriyet kaydı yoktur.149 Ancak Amerikan Sefaretinde Türkçe Genel Sekreteri ve Tercüman olarak çalıĢtığı dönemde TDK çalıĢmalarına “uzman” sıfatı ile katkı sağlamıĢtır.150 Chicago Üniversitesi ġarkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü tarafından 1930–31 yıllarında Anadolu'da yapılan bazı tarihi-arkeolojik araĢtırmalar için uzman sıfatıyla katkı sağlayan kiĢiler arasında Dr. Hilmi Malik Bey‟de yer almıĢtır. Bu arkeolojik çalıĢmaların yürütücüsü Alman arkeolog Hans Henning Von Der Osten151 tarafından derlenen Discoveries in Anatolia 1930–

31 adlı eserin önsözünde Dr. Hilmi Malik Bey‟e de teĢekkür edilmiĢtir.152 Bu tarihi-arkeolojik kazılar yani Chicago Üniversitesi ġarkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü eliyle yürütülen bu “bilimsel” araĢtırmalar; Kemalist Kadronun ulus-devlet projesini inĢaa ederken kullandığı en temel argümanlardan biri olmuĢtur. Arkeoloji marifetiyle tasarlanan ve inĢaa edilen bu “tarihi kanıtların” Türk Tarih Tezi‟nin omurgası niteliğinde çalıĢmalar olduğu hesaba katıldığında, Hilmi Malik Bey‟in kendi

“çalıĢma hayatı” içinde, Türk Tarih Kurumu‟na da bu manada destek sağladığını pekâlâ söyleyebiliriz. Hilmi Malik Bey Ankara Amerikan Sefareti‟ndeki pozisyonu sebebiyle bazı müĢterek çalıĢma platformlarında Mustafa Kemal Atatürk ile de yakın temaslarda bulunabilmiĢtir.153

kartviziti kiĢisel arĢivinden çıkartıp bizimle paylaĢma lütfünde bulunan Hilmi Malik Bey‟in gelini Mehpare Evrenol olmuĢtur. Bkz. Ek–10

149Bu konuda 18.04.2016 tarihinde BaĢbakanlık (BĠMER) ve 25.04.2016 tarihinde CumhurbaĢkanlık (CĠMER) ile yapmıĢ olduğum yazıĢmalar için bkz. Ek–11

150Dr. Hilmi Malik Evrenol‟un 1934–1936 yıllarını kapsayan dönemde TDK çalıĢmalarına sağlamıĢ olduğu katkıya dair “TDK 1934–1936 ÇalıĢmaları Üzerine Genel Sekreterliğin Raporu” bkz. Ek–12 www.tdk.gov.tr,(EriĢim)

http://tdkkitaplik.org.tr/kurultaylar/K03010019cb4ba5a0d83417f8c9dbb4e989c5043.pdf, 12.03.2016

151Hans Henning Von Der Osten 1899 senesinde Potsdam‟da doğdu. 1911 senesinde Alman prenslerle birlikte özel dersler aldı. 1918 yılında Berlin Üniversitesi‟ne kabul edildi. Burada Antik Çağ ve Arkeoloji çalıĢtı. 1922–1925 tarihleri arasında Chicago Üniversitesi‟nde doktora yaptı. ġarkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü tarafından 1926–1931 yılları arasında Anadolu‟da arkeolojik kazı çalıĢmaları baĢkanı olarak görevlendirildi. Von Der Osten Amerika hesabına çalıĢtığı için muhtemelen Ankara Amerikan Sefareti‟nde Türkçe Uzmanı olarak vazifeli Dr. Hilmi Malik Bey ile bu vesile ile tanıĢıp birlikte çalıĢmıĢ oldular. Von Der Osten, Mustafa Kemal‟in de dostuydu. Hatta 1936 yılında onu Ankara Üniversitesi Arkeoloji Kürsüsünü yapılandırıp yönetmesi için alıkoydu. Uppsala‟dan Hz.

Süleyman ile ilgili bir kazı çalıĢmasına giderken geçirdiği bir kalp krizi neticesi öldüğü 1960 yılına kadar muhtelif projelerde görev aldı. Daha detaylı malumat için bkz.

http://www.deutschebiographie.de/sfz73895.html,(EriĢim):

https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=2&cad=rja&uact=8&ved=0 ahUKEwiG6a22rZfNAhUOrRQKHZkDDr8QFggkMAE&url=http%3A%2F%2Fwww.deutschebiogr aphie.de%2Fsfz73895.html&usg=AFQjCNEY0YyIgG1OlOABXq4AXTlFbN_bpg, 08.06.2016

1521933 senesinde Hans Henning Von Der Osten tarafından kaleme alınmıĢ bu eserde Dr. Hilmi Malik Evrenol‟a yapılmıĢ teĢekkür kısmı için bkz. Ek–13

153Hilmi Malik Evrenol‟un büyük oğlu Önder Evrenol Bey‟in kiĢisel albümünden paylaĢma nezaketini gösterdiği Atatürk ve Amerikan Büyükelçisi Grew ve maiyetinde bulunan Hilmi Malik Bey‟in birlikte çektirdikleri fotoğraf için bkz. Ek–14

55 2. ESERLERĠ VE ESERLERĠNDEKĠ ĠNKILÂPÇI MUHTEVA

Dr. Hilmi Malik Evrenol; çeĢitli meselelere dair kaleme almıĢ olduğu hemen her çalıĢmasında “Ġnkılâp Prensiplerini” kendi “ulusuna” aĢılamayı “misyon”

edinmiĢ bir Cumhuriyet Aydını olarak karĢımıza çıkar. Onun kalemi her daim inkılâbın emrinde didaktik bir tonda, çokları “öğretmen edası” ile devrimlerin

“vatandaĢa” benimsetilebilmesine hasredilmiĢtir. Daha evvel de ifade etmeye çalıĢtığımız üzere tezimizde, Dr. Hilmi Malik Evrenol‟un eserlerinin detaylı bir tahlil ve tenkidini değil, bu eserlerin özüne sinmiĢ “inkılâpçı cumhuriyet aydınının değerler sistemini” ortaya koyabilmek asıl maksadımız olacaktır. Çok farklı disiplinlerde ve muhtelif konuları çalıĢmalarına taĢımıĢ olduğu için bundan fazlası tezimizin

“sınırlarını ve sınırlılıklarını” aĢmıĢ olacaktır. Tüm disiplinler onun canı gönülden bağlı olduğu “Türk Ġnkılâp Prensiplerini” halka benimsetebilmek yolunda

“araçsallaĢtırılmıĢ” birer imkândır. Böyle olunca Hilmi Malik Bey‟in pedagojik çalıĢmaları birer “politik pedagoji”, sosyolojik incelemeleri “politik sosyoloji”, edebi bir eseri dahi “Ġnkılâp edebiyatı” olmuĢtur. Esasen yazdığı hangi alana ve hangi konuya ait olursa olsun, “onun misyoner kalemi”, “Ġnkılâpçı Cumhuriyet Aydınının Değerleri” ile tüm “vatandaĢların” “terbiye edilmeleri” uğrunda seferber edilmiĢtir.

2.1. PEDAGOJĠ SAHASININDA VERDĠĞĠ ESERLER

Tanzimat Fermanı‟nın ilanından sonra Osmanlı Devleti‟nde görülen BatılılaĢma hamlelerinin önemli bir kısmı eğitim alanında gerçekleĢtirilirken toplumsal bir “kategori” olmak üzere “çocuk” ve çocuk terbiyesi” daha ehemmiyetli bir konuma yükselmiĢtir. ModernleĢme çabalarının ivme kazandığı bu dönemlerde;

“çocuk” ve “çocuk eğitiminin” politize edilmeye baĢlanılması Cumhuriyetin ilk yıllarında “Fenn-i Terbiye” uygulamalarına kadar uzanmıĢ ve Cumhuriyetin ilanını takip eden yıllarda “Fenn-i Terbiye” yani Pedagoji daha da politikleĢtirilmiĢtir.154

“Çocuk” ve “çocuk eğitimine” dair hemen her husus, bu politikleĢtirilmiĢ

154Güven Gürkan Öztan, Türkiye’de Çocukluğun Politik ĠnĢaası, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., Ġstanbul, 2013, s. 155

56 pedagojinin tamamlayıcı bir unsuru olarak düĢünülmüĢtür.155 Ulus-devlet projesi tabiatı gereği “Fenn-i terbiyeyi” milliyetçi değerler ile bezeyip evrensellikten arındırıp yerelleĢtirmiĢtir. Burada öncelenen amaç; tek tip ve tek tür bir “ulus” inĢa ederken, en genel anlamıyla instrümentalist bakıĢ açısıyla eğitimin netice de araçsallaĢtırılmasıdır. Bu “politik pedagoji” Cumhuriyet ideolojisinin yerleĢikleĢtirilmesi ve toplumun arzu edilen istikamete kolaylıkla sevk edilebilmesi için mühim bir “imkân” olarak görülmüĢtür.156 Bu noktada Hilmi Malik Bey‟in kendi uzmanlık alanı olan pedagoji sahasında kaleme aldığı kitap ve makalelerini ihata eden değerler bütünü, Cumhuriyet rejimini tesis eden “Kemalist kadro”nun karĢısında değil bilhassa yanında konumlanmıĢ görünmektedir.

2.1.1. “Eski Terbiyeden Yeni Terbiyeye” – “Ġlmi Pedagojiden Milli Pedagojiye” bir kitap: Çocuk Ruhu ve Terbiyesi

Dr. Hilmi A. Malik Bey‟in New York kentinde bulunan Kolombiya Üniversitesi Pedagoji Bölümünden157 mezun olduktan sonra Osmanlıca telif ettiği ilk pedagojik eseri olan “Çocuk Ruhu ve Terbiyesi” isimli kitabı158 kapağında yer alan

“her aileye ve mürebbiye lazım bir kitap” ifadeleri ile sloganlaĢtırılmıĢtır.

155Misal olarak; okullar için hazırlanmıĢ müsamerelerin, temsillerin çocukların terbiyevi faaliyetlerinin eğlenceli bir bölümünü teĢkil etmesinin yanında, asıl yararının öğrenci ve öğretmenleri bir amaç etrafında toplayacak içtimai faaliyetler olduğu vurgulanmıĢtır. Bkz. Nurettin Sevin, Pedagojik Temsiller, CHP Konferansları, Ankara Halkevi, 1938, s. 13

156Bu “araçsallaĢtırılmıĢ” “politik pedagoji” konusunda, Hilmi Malik Bey ile aynı yıllarda eser vermiĢ diğer yazarlarında aynı bakıĢ açısına sahip olmaları ve aynı istikamette yazmaları dikkate değer bir husustur. Birkaç misal vermek gerekirse; Z. Akkök, “Cumhuriyet Türkiye’sinde Terbiyevi Heyecanlarım”, Bozkurt Matbaası, Ġstanbul, 1935, Ġ. Hakkı Baltacıoğlu, “Resim ve Terbiye”, Kanaat Kütüphanesi, Ġstanbul, 1931, Ġ. Alaaddin Gövsa, “Ruhiyat ve Terbiye: Köy Muallim Mekteplerine Mahsus”, Devlet Matbaası, Ġstanbul, 1929, H. Zeynettin, “Milli Pedagoji ve Türk Ġçtimaiyatı”, Necmistikbal Matbaası, Ġstanbul, 1933, N. Sevin, “Pedagojik Temsiller”, CHP Konferanslar, Ankara Halkevi, 1938

157 Hilmi Malik Bey‟in “Çocuk Ruhu ve Terbiyesi” adlı eserinin kapak sayfasında: Müellif “Amerika Kolombiya Darülfünun Fenn-i Terbiye ġubesi Mezunu Hilmi A. Malik” yazmaktadır.

158Kitap; miladi 1926 senesinde Osmanlı elifbası ile Ġstanbul‟da Hilal Matbaasında basılmıĢ olup sekiz bölümden müteĢekkil ve 87 sayfadan ibarettir. Tetkik edebildiğimiz kadarıyla kitabın Latin alfabesine transkript edilmiĢ bir baskısı yoktur. Tez çalıĢmamız için transkripsiyonunu el‟an yapmıĢ olduğumuz bu kitabı ümit ediyoruz ki ilerde bastırabileceğiz. Kitabın muhtevası ise ilk sayfalarda Ģu sırayla yer almaktadır: 1-Mukaddime 2-Küçük çocukların terbiyesinde itiyadın ehemmiyeti 3-Cinsiyet ve onun terbiyesi 4-Cinsiyet ve terbiyesi 5-Cinsiyet ve terbiyesi(alt baĢlıklar farklı) 6-Cinsi terbiyede tatbik edilecek prensipler 7-Cinsiyet terbiyesinde aranılan prensipler 8-Veraset

57 ġekil–3: Dr. Hilmi A. Malik Bey’in telif ettiği “Çocuk Ruhu ve Terbiyesi” adlı 87 sayfalık Osmanlı elifbası ile yazılmıĢ pedagoji kitabının kapağı

Hilmi Malik daha kitabının ilk kısmı olan “mukaddime”sini ―a.Çocuğun Eski Terbiyesi‖ ve ―b.Çocuğun Yeni Terbiyesi‖ baĢlığıyla iki maddede toplarken

“üniversal-ilmi pedagoji”den159 yola çıkmak yerine kitabını, döneminin yaygın adlandırması ile “milli pedagoji” akımının usulüne göre vazetmeye baĢlamıĢtır. Bu akım, modern bir sosyal bilim disiplini olan pedagojinin genel ilkelerinden ziyade politik bir strateji olarak yeni rejim için yeni terbiye anlayıĢının hâkim kılınmasında etkin olmuĢtur.160

―Milletimiz bu büyük inkılâp neticesi olarak asrı yaĢıyor ve medeni bir millet olmağa katiyen azim ve karar veriyor. Asrı yaĢamıĢ bir memleketin evinde ve ana mekteplerindeki yavrularına hala eski terbiye prensiplerini tatbike kalkıĢmak, çocukların ve o çocukların teĢkil ettiği ve edeceği milletin cidden fenalığını arzu etmektir. Bu olur Ģey mi? ...161

Tarihin hemen her döneminde iktidarı ele geçiren elitlerin “devr-i idarelerinden” evvel olan yönetimi pejoratif bir kasıtla anciént régime olarak

159Cumhuriyetin ilk yıllarında Ġlmi Pedagoji‟ye dair bir tarifte; “Bütün milletlerin malı olan enternasyonal, vatanı olmayan, milletlerden milletlere intikal eden, dünyadaki âlimlerin ilmi tecrübelerle yeni istikamet verebildiği akli, ilmi, tecrübî vesait gibi pedagoji usulleri olan iradi, bedeni, hissi, ahlaki, iktisadi, hukuki fikirleri geliĢtiren ve yayan her millet için istifadeye uygun terbiyevi fikirler ve nazariyelerden oluĢan ilmi pedagoji…‖ ġeklinde ifade edilmiĢti. Bkz. H.

Zeynettin, Milli Pedagoji ve Türk Ġçtimaiyatı, Necmistikbal Matbaası, Ġstanbul, 1933, s. 16–18.

160 Hilmi A. Malik, Çocuk Ruhu ve Terbiyesi(Osmanlıca), Hilal Matbaası, Ġstanbul, 1926, s. 3

161 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 14

58 yaftalamaları ve bir “eski”-“yeni” mukayesesine dayalı karĢıtlık inĢaası Hilmi Malik‟in bu kitabında da hemen baĢlangıçta mevcuttur.

―Bizde bütün bu geçen seneler zarfında evde, sokakta, mektepte ehemmiyet verilen nokta büyükler idi… Birden altıya ve hatta on yaĢına gelen çocukların terbiyesi meselesi pek az kimsenin aklından geçerdi. Bu senedeki çocuklardan arzu edilen Ģey, itaat, sükûnet ve uyku idi. Ġtaat, körü körüne itaat idi…‖162

―...Millet eski köhnemiĢ düĢüncelerini ve faideden fazla zararı dokunan fikirlerini sökmeğe ve atmağa karar verdiği bir zamanda validelerin çocuklarını hala eski usullerle terbiye etmeye ve büyütmeye kalkıĢmaları ve devam etmeleri ne anlaĢılmaz bir muammadır? Millet büyük bir inkılâp geçirdiği bir vakitte, i‘tila ve inkiĢaf yollarına doğru kat‘i ve metin adımlar attığı bir zamanda…‖ 163

Hilmi Malik Bey kitabının; yeni rejim lehine “eski”-“yeni” mukayesesi ve muhasebesi yaptığı satırlarında “eski”nin yerilmesi hususunda mübalağa yapmaktan da geri durmamıĢtır.

―…(Eskiden) Sükuti olan hatta dilsiz doğan çocukların kıymetleri hayat-i içtimaiyyedeki kıymetleri, mevkileri, faal yani büyüklerce arsız çocuklardan daha büyüktür…‖164

“Çocuğun Yeni Terbiyesi” bahsinde kitabın sınırları çoktan “evrensel pedagoji”nin sınırlarını aĢarak “milli pedagoji”ye dönüĢmüĢtür ve bu vadeden sonra satırlarda bir eğitim uzmanı değil de inkılâpların hararetli savunucusu bir politik stratejist eğitsel telkinleri ile iĢ baĢındadır.

162 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 10

163 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 14

164 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 10

59

―...bu milleti yirmi beĢ sene sonra yetiĢecek nesle, yani yarınki çocuklara teslim etmek için milletin her ferdine Cumhuriyetin manasını, demokrasinin ehemmiyetini ve kıymetini anlatmak ve telkin etmek lazımdır.‖165

Hilmi Malik Bey; “geliĢi iĢtiyakla beklenen” bu inkılâpçı neslin arzu edilen istikamette eğitilmesine nereden baĢlanılması gerektiği ile ilgili “ …onun büyük gayesini kuvveden fiile çıkaracak amillerin en azimi en kuvvetlisi oyun ve ana mektepleridir ve oradan yetiĢtirilecek kıymetli vücutlardır.‖ diyerek geleceğin inkılâpçı neslinin teĢkili namına mühim planlamalar yapmaktadır.166 Hilmi Malik Bey‟in bu “politik pedagoji” kitabının basıldığı dönemlerde pek çok eğitimci ve bürokratta temayül bu istikamette görünmektedir ki misal olarak; Hilmi Malik Bey

“Çocuk Ruhu ve Terbiyesi” adlı pedagojik çalıĢmasını yayımlamadan üç sene evvel;

Maarif Vekili adına MüsteĢar Mustafa ġefik imzasıyla 1923 tarihinde yayımlanan tebliğe göre; “…terbiye usullerinde yeni bir yön vermek mecburiyetinde olunduğu;

dünün kör bir itaat isteyen, çocuğu ve genci münfail bir vaziyette bırakan mektep terbiyesinin yerine genci hür ve mes‟ul bir millet ferdi telakki eden faal bir terbiyenin olması gerektiği; mektep tedrisatında Cumhuriyet‟in esaslarına sadık kalmayı telkin etme mecburiyetinde olunduğu” gibi eğitim-öğretim uygulamalarının iĢe koĢulması istenmiĢtir. 167 Yine Milli Eğitim Bakanlarından Cemal Hüsnü Taray; 1929 senesinde muallimlere yaptığı konuĢmasında "Sizler Türk azim ve enerjisinin altı yüz sene gerçek doğrultusunu niçin ve nasıl kaybettiğini çocuklara anlatırken daima bu asîl Cumhuriyet neslinin yaratacağı dünyayı düĢüneceksiniz." diye ifade etmiĢtir. Bir diğer örnek; makalelerinde kesif bir biçimde “devrim felsefesi” ile meĢgul devrin meĢhur inkılâpçı yayınlarından Hayat mecmuasında, Talim ve Terbiye Müessesesi‟nin ilk reisi Dr. M. Emin EriĢirgil, iktidarın da arzusu istikametinde çocukların ve gençlerin “pozitivist ve pragmatik” bir dünya görüĢüne göre yetiĢtirilmesini istemiĢtir. Dergide “eski rejimin” değer yargılarının artık iĢe yaramadığı, “hayatın yoğun bir biçimde yaĢanmasını engelleyen, azaltan her inanıĢın reddedilmesi” hususları sıklıkla vurgulanmıĢtır.168

165 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 14

166 Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 14

167Ahmet Bekir Palazoğlu, BaĢöğretmen Atatürk (1919–1928), MEB Yayınları, Ankara, 1991,Cilt: 1, s. 148–149.

168Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi(M.Ö.1000-M.S.2011), PEGEM AKADEMĠ, Ankara, 2011, s.

332

60 Hilmi Malik Bey “çocuk ruhunu” incelemeye hasrettiği kitabının ilerleyen bölümlerinde “pedagoji ilminin prensiplerinden” yola çıkmıĢ olsa bile meseleyi çoktan “demokrasinin prensiplerine” ve “faziletine” vardırmıĢtır. Bu yaklaĢımı ile artık tamamen araçsallaĢtırılmıĢ “politik pedagoji” iĢ baĢındadır.

―…demokrat bir cemiyette herkesin izzet-i nefsine, Ģahsiyetine hürmet demokrasi prensiplerinin icabındandır.‖169

Kitabın yazıldığı tarih dikkate alındığında Türk toplumunda gerçekleĢtirilmeye çalıĢılan değiĢim ve dönüĢüm hamlelerinin yoğunluk kazandığı ve inkılâpların topluma benimsetilmeye çalıĢıldığı bir dönem olduğu hesaba katıldığında eserin geneline hâkim kılınan “değerler manzumesi” “Kemalist devrim”in arzu ettiği istikamette olmuĢtur. Hilmi Malik Bey kitabında hemen her mevzuyu iĢlerken “ilerlemeci” ve “modern paradigma”yı benimsemiĢtir. Sürekli iĢaret ettiği hususlardan birisi mutlak manada “değiĢim ve dönüĢümün kaçınılmazlığı” vurgusudur. Bu vurgu bazen sosyolojik bazen psikolojik herhangi bir konu üzerinden politikleĢtirilmiĢtir.

―…her nev‘i terbiyede olduğu gibi cinsi terbiye de zamanın, ananenin, dinin ve muhitin vazettiği ve emir ettiği birtakım esasların tesirinden hiçbir zaman kurtulamamıĢtır. Diğer bir hakikat da Ģudur ki; zaman geçtikçe, hayat değiĢtikçe her Ģey ve her nev‘i terbiye değiĢtiği gibi cinsi terbiye de değiĢmeye mahkûmdur ve öyle olması elzemdir.‖170

―Eskilerden beri edinilmiĢ adetler, itikad ve fikirlere yeni adetlerin, fikirlerin uygun olması pek de arzu edilir bir Ģey değildir. Eski adetler ve düĢünceler yeni adet ve düĢüncelerden daima üstün görülür. Öteden beri gördüğümüz, konuĢtuğumuz ve sevdiğimiz kimseler, yabancısı olmadığımız manzaralar ve her vakit iĢittiğimiz ve dinlediğimiz Ģarkılar daima güzeldir ve onları daima severiz. Yenilik ise bize yabancı ve yabancı olan Ģey de bize garip gelir. ĠĢte bu bir nev‘i zihniyettir ki; onu kesip atmak pek de kolay değildir.‖171

169Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 59

170Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 79

171Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 61

61 Hilmi Malik Bey kitabında; kadının toplumdaki yerini sorguladığı ve

“eski”-“yeni” mukayesesini merkeze aldığı bir tespitinde “modernist” ve “demokrat” bir yorum yaparak “demokrasi prensipleri” ile kadının toplumsal statüsündeki değiĢimi neden-sonuç iliĢkisi içinde bir arada değerlendirmiĢtir. “Kadın” ve “Kadın‟ın sosyal statüsü” konularında da “ilerlemeci” ve “modern paradigma”yı benimsemiĢtir.

―Kadının mazideki madüniyyeti onun, nahif ve nazik vücudundan istifade ile olmuĢtur. Dünyada fen ve ilim ilerledikçe, kadının kıymeti ve ehemmiyeti de yükseldi. Demokrasi prensipleri baĢladıkça ailede ve cemiyette kadına âli bir mevki verildi.‖172

2.1.2. “Ġnkılâbı yapan ve yoğuranlara” ithaf edilmiĢ bir kitap: Yaratıcı Küçük Ġnsan ve Kabiliyeti

Dr. Hilmi Malik Evrenol; Yaratıcı Küçük Ġnsan ve Kabiliyeti 173 adlı pedagojik eserinde ―çocuklarımızın ruhlarına nüfuz edüp, halet-i ruhiyelerini anlamak ve ruhi ihtiyaçlarını müspet tarzda tatmin etmekle yep yeni bir Türk nesli yaratabiliriz‖174 cümleleri ile kitabının kendince hazırlanıĢ gayesini “yep yeni bir Türk nesli yaratmak” olarak hulasa ederken aslında muhtevası “çocuk eğitimi” olan bir pedagoji kitabına direkt “politik” göndermelerle yüklü bir giriĢ yapmıĢ oluyordu.

Esasen kitap, geleceğin emanetçisi olarak görülen “çocuğun” bir “toplumsal kategori” olarak “ulus devlet” projeleri için elveriĢli bir “imkân” ve “en kuvvetli vasıtalar” olduğu prensibi hep hesapta tutularak ―Ġçtimai milletler kuvvetlerini çocuklarının sür‘atle ve ahenkle dönen ayaklarında görürler. Zira sür‘at, intizam ve

172Hilmi A. Malik, a.g.e, s. 59

173Dr. Hilmi Malik Bey‟in pedagoji sahasında kaleme almıĢ olduğu bu eseri 1932 senesinde Ankara‟da Hâkimiyet-i Milliye Matbaası‟nda basılmıĢtır. Eser 148 sayfa olup iki bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde çocuk psikolojisine dair muhtelif incelemelerin bulunduğu 17 farklı baĢlık altında kısa makaleler mevcuttur. Kitabın ikinci bölümünde ise; “doğuĢtan yirmi bir yaĢına kadar” çocuk terbiyesi üzerine bedeni, zihni, ahlaki, ameli ve içtimai terbiye Ģeklinde 5 ana baĢlık altında pedagojik izahlar ve prensipler yer almaktadır. Ayrıca “Türkiye‟de Suçlu Çocuk” adlı eserinin arka kapak sayfasında bulunan ve yazarın diğer kitaplarının da tanıtıldığı kısımda, bu eser hakkında, 1926–27 senelerinde “Türk Ocakları Konferansları” programı kapsamında Hilmi Malik Bey‟in “her yaĢtaki çocuk terbiyesine dair” vermiĢ olduğu yüze yakın konferansın bir hülasası olduğu belirtilmiĢtir.

174Hilmi Malik Evrenol, Yaratıcı Küçük Ġnsan ve Kabiliyeti, Hâkimiyet-i Milliye Matbaası, Ankara,

174Hilmi Malik Evrenol, Yaratıcı Küçük Ġnsan ve Kabiliyeti, Hâkimiyet-i Milliye Matbaası, Ankara,