• Sonuç bulunamadı

ZAFER YANITI Ankara / Güvenpark

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ZAFER YANITI Ankara / Güvenpark"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PKK/HDP’nin hükümete taşınmasına tepki artıyor. AKP’de moraller bozuk, ge- rilim yüksek. Dağılmayı önlemek için ka- muoyuna AKP oylarını yüksek gösteren anketler servis ediliyor. 10’da

AKP

sahte anketlere sarıldı

AKP

sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

AKP

sahte anketlere sarıldı

AKP

sahte anketlere sarıldı

AKP sahte anketlere sarıldı

Türkiye dün ayağa kalktı. Yurdun dört bir yanında yurttaşlar PKK terörü ve AKP saltanatına karşı birlik ve kardeşlik için HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ sloganıyla alanları doldurdu

ISSN 2146-2356

Zafer’in yıldönümüde halk birleşti

HÜKÜMETİN 30 Ağustos kutlamalarını yasak- laması, halkı durduramadı. Edirne’den Gazian- tep’e, Hatay’dan Karabük’e birçok il ve ilçede yurttaşlar, Türk bayraklarıyla alanlara indi. Ey- lemlere TGB, TESUD, Vardiya Bizde, CKD, TSB, Taşeron İşçileri Derneği ve gaziler önderlik etti. Vatan Partisi de güçlü bir şekilde katıldı.

Mehmetçik özgürlüğün teminatıdır

ANKARA Güvenpark’taki eylemde konuşan TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, şunları söy- ledi: Biz, 93 yıl önce Dumlupınar’dan işgalci or- duların üzerine yürüyen Kurtuluş neferleriyiz.

Biz, PKK’ya karşı savaşan askeriz. Biz, Mehmet- çiğiz! Mehmetçik, bugün bağımsız bir ülkede özgür yaşamamızın teminatıdır. 8-9’da

KURULUŞ: 1921 31 AĞUSTOS 2015, PAZARTESİ

www.aydinlikgazete.com

1 TL

VATAN EMEK NAMUS

Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım Almanya’dan PKK’ya 30 TIR yardım

KOBİ krizi kapıda

KÜÇÜK ve Orta Ölçekli İşletmelerde (KOBİ) ekonomik sıkıntı büyüdü.

KOBİ’ler, kredi borçlarını ödemekte zor- lanıyor. Küçük sanayi sitelerinde faali- yet gösteren çok küçük işletmeler de iflas noktasına geldi. 5’te

Kabine toplanıyor gündem tezkere

SEÇİM hükümetinin ilk Bakanlar Kurulu toplantısını bugün ya da yarın yapması bekleniyor. Yeni hükümetin ilk sınavı; Irak ve Suriye tezkereleri olacak. 10’da ŞEMDİNLİ şehidimiz Ahmet Bıçak- çı’nın ailesi, dün Lice şehidimiz Ökkeş Korkmaz’ın ailesini ziyaret etti. İki baba birbirine sarıldı. Baba Hüseyin Bıçakçı,

“Dimdik duracağız” dedi. Ökkeş Kork- maz’ın ağabeyi de cenaze töreninde

“Ökkeşler, Mehmetler bitmez” diye haykırmıştı. 7’de

SOMA’DA terfi skandalı

TKİ Kontrol Şube Müdürlüğü’nde Başmühendis Adem Ormanoğlu ile maden mühendisi Efkan Kurt’un, yeni görevlere terfi ettirildiği ortaya çıktı. Ormanoğlu ve Kurt; Soma AŞ’nin bulunduğu sahalardan so- rumlu şube müdürleri oldu. 3’te

Şehit babaları:

Dik duracağız

TUNCA ARSLAN

Oktay Akbal’ın

‘Dondurmalı Sinema’sı

14

sayfa

NACİ BEŞTEPE

Şehitlerimizi incitmeyin, yeter

12

sayfa

YILDIRIM KOÇ

İşçi eylemleri geçici mi?

6

sayfa

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Kurtuluş Savaşı’ndan intikam alıyorlar

4

sayfa

MUSTAFA MUTLU

Kaç kitap okudun Recep Tayyip Bey?

3

sayfa

PKK Diyarbakır’da

SALDIRDI

TSK operasyonlarıyla ağır darbe yiyen PKK’nın imdadına Talabani yetişti

CELAL Talabani’nin oğlu Kubat Talabani; lojistik, silah ve gıda depoları büyük ölçüde imha edilen, militan kadro- sunda önemli zayiat veren PKK’ya yardım gönderdi. Al- manya’dan getirilen lojistik malzeme ve sağlık ekipmanı, 17, 18 ve 19 Ağustos tarihlerinde Kandil’e ulaştırıldı.

DENİZ KAHRAMAN’ın haberi7’de

2 polis şehit 1 çocuk öldü 7

Sayfa

TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI TEROR VE SALTANATA

ZAFER YANITI

Ankara’daki yürüyüte gaziler en öndeydi.

FOTORAF: OLCAY KABAKTEPE

Ankara / Güvenpark

(2)

G ÜNDEM

G ÜNDEM

halklailiskiler@aydinlikgazete.com

BURSA’nın merkez Osmangazi ilçesi Aksungur Köyü’nün ormanlık alanında önceki gün öğleden sonra başlayan ve daha sonra şiddetli poyrazın etkisiyle Göynüklü, Çağrışan ve Gündoğdu köylerinin ormanlık alanlarına da sıçrayan yangın 12 saat süren çalışmanın ardından dün sabaha karşı sön- dürüldü. Yangında 50 hektar fıstık çamı ormanı zarar gördü.

Nedeni henüz belirlenemeyen yangın şiddetli poyrazın etkisiyle Göynüklü, Çağ- rışan ile Gündoğu Köyü sınırlarındaki or- manlık alanı etkisi altına aldı. Tehdit altında olabilecek 40 ev önlem amacıyla boşaltıldı.

İki kişinin dumandan etkilendiği yangına 100’e yakın araç, çok sayıda iş makinası ve 250 personel müdahale çalışmalarına katıldı.

NEDENİ ARAŞTIRILIYOR

Ekiplerin gece boyunca sürdürdüğü ça- lışmalar rüzgarın da etkisini kaybetmesiyle sonuç verdi ve yangın dün sabah 04.00 sı- ralarında kontrol altına alındı. Bursa Orman Bölge Müdürü Ahmet Köksal Coşkun yaptığı açıklamada “Bursa’nın son yıllardaki en büyük yangınlarından biriydi” dedi.

Yangının çıkış nedeninin orman ve jan- darma ekipleri tarafından araştırıldığını kaydeden Coşkun, “Yol kenarındaki böl- geden başladığını biliyoruz. Ancak kesin nedeni belli değil. Araştırmalar sürdürü- lüyor” diye konuştu.

DATÇA’da denize açılan Suriyeli kaçaklar ile organizatörler ara- sında, Sömbeki (Simi) Adası’na 1 mil kala, kav- ga çıktı. Başından ta- bancayla vurulan 15 ya-

şındaki Suriyeli hayatını kaybetti. Datça’dan cuma gecesi yelkenli tekne ile denize açılan Suriye ve Afganistan uyruklu kaçak göçmenler ile organizatörler arasında Sömbeki Adası’na 1 mil kala kavga çıktı. Kaçakların adaya 1 mil kala bota inip, tekneden ayrılmak isteyen iki organi- zatöre izin vermemesi sonucu çıkan ve sopaların kullanıldığı kavga kısa sürede büyüdü. Yunanis- tan’ın ‘www.protothema.gr’ isimli internet si- tesinin haberine göre organizatörler, kendilerine engel olmak isteyen kaçak göçmenler arasındaki Suriyeli çocuğu başından tabancayla vurdu. 15 yaşındaki erkek çocuk kanlar içinde denize dü- şerken, kaçak göçmenleri Sömbeki’ye götürmek için kişi başı 2’şer bin dolar alan iki organizatör kaçtı. Yunan Sahil Güvenlik ekipleri, çocuğun cesedini sudan çıkartıp, diğer kaçaklarla birlikte Sömbeki Adası’na götürdü.

15 yaşındaki kaçak başından vuruldu

YUNANİSTAN’ın Midilli Adası’nda çıkan orman yangını evleri tehdit etmeye başladı.

Yangına orman işçilerinin yanı sıra askerler de müdahale etti. Midili Adası’ndaki Agia Maria Stadyumu yanındaki ormanlık alanda dün saat 08.00 sıralarında başlayan yangın, şiddetli rüzgarın etkisi ile kısa sürede büyüdü. Alevlere, yangın söndürme ekipleri ile vatandaşlar mü- dahale etti. Öğle saatlerine doğru yangının daha da büyümesi üzerine adadaki askeri birlikler de yangına müdahalede bulundu. Henüz kontrol altına alınamayan yangına halen 70 asker, 14 arazöz, üç yangın söndürme helikopteri ve 1 söndürme uçağı ve çok sayıda orman işçisiyle müdahale edilirken, alevlerin Kayani bölgesindeki evlere yaklaşması tedirginlik yarattı. Buradaki bazı evler tedbir amacıyla boşaltıldı.

50hektarlıkalandahelikopterdençekilengörüntüleryangınınboyutla- rınıgözlerönüneserdi.SoğutmaçalışmalarıiçinMudanya’dadenizdensu alarakolayyerindesoğutmaçalışmasıyapanOrmanBölgeMüdürlüğüne aithelikopterdençekilengörüntülerde,bazıbölgelerintamamensiyaha büründüğügözlendi.Kimialanlardaisearalıklarlaağaçlarınyandığıdik- katiçekerken,alevlerinyerleşimbölgelerineyaklaştığıortayaçıktı.Yanan alanınyarıyarıyatarımalanıolduğuöğrenildi.Yangınbölgesindekaradan vehavadansoğutmaçalışmalarınınsürdüğükaydedildi.

IĞDIR’ın Tuzluca ilçesinde etkili olan sağanak yağışın ardından oluşan sel nedeniyle 3 köye ulaşım kesildi. İl- çeye bağlı İnce köyünde, önceki gün etkisini gösteren sağanak nedeniyle menfezler tıkandı, Taşucan ve Alıköse köyleriyle ulaşımı sağlayan köprü, sel nedeniyle çöktü.

Bölgede güvenlik önlemi alan jan- darma ekipleri, vatandaşların yıkılan köprüyü kullanmaması için uyarıda bulundu. Bir çiftçinin arazisindeki 70 arı kovanını götüren sel suları, çok sa- yıda ağacı kökünden söktü. Bu sırada dere kenarında otlayan 15 koyun akın- tıya kapılarak telef oldu.

İnce köyü sakinlerinden Celal Taşkın, selin köylerine büyük hasar verdiğini belirterek, “Yaklaşık 2 saat süren yağ- murun ardından köy içinden geçen dere taştı. Köprü tıkandı, sular meraya taştı. Arpa ve buğday, herşeyi önüne kattı. Bu seneki mahsülüm, 70 kovan da arım gitti” diye konuştu.

Yangın sonrası alan siyaha

büründü

CİĞERLERİMİZ YANDI CİĞERLERİMİZ YANDI CİĞERLERİMİZ YANDI CİĞERLERİMİZ YANDI CİĞERLERİMİZ YANDI

Aydın alev alev Aydın alev alev Aydın alev alev Aydın alev alev Aydın alev alev Aydın alev alev

AYDIN’ın Didim ilçesinde makilik alanda ve Koçarlı ilçesindeki bir zeytinlikte yangın çıktı. Makilik alandaki yangın 2 saatlik çalışmayla güçlükle söndürülürken ilk belirlemelere göre 15 hektar alan kül oldu. Şiddetli rüzgarı etkisiyle büyüyen yangına, 4 arazöz, 3 adet itfaiye aracı, iş makineleri ve çok sayıda itfaiye ekibi müdahele etti. Didim Emniyeti’nin

yangının çıkış nedenini araştırdığı bildirildi.

Koçarlı’da dün sabah çıkan ve 2 saatlik çalışmayla kontrol altına alınan yangında ise 10 dönüm zeytinlik alan zarar gördü.

ANTALYA’DA ORMAN YANGINI Antalya’nın İbradı ilçesinde çıkan orman yangını kontrol altına alındı. Ormanlık alanda

başlayan yangına, 100 orman işçisi ve 15 arazözün yanı sıra Isparta, Burdur, Konya ve Mersin Orman İşletme Müdürlüklerinden gelen ekiplerle gece boyunca müdahale edildi.

Zor arazi ve hava şartlarına rağmen yangın kontrol altına alınırken, soğutma çalışmalarının ise devam ettiği bildirildi.

ARTVİN’in Hopa ilçesindeki sel felaketinde evleri toprak altında kalınca ‘kas erimesi’ hastalığı olan 3 kız kardeşin tekerlekli sandalyeleri de kulla- nılamaz hale geldi. Kardeşlerden en büyüğü Büş- ra’nın “Bir tane akülü tekerlekli sandalyemiz olsa bile yeter” çağrısı yanıt buldu. AFAD ekipleri, 3 kardeşe de birer tane tekerlekli sandalye verdi.

Küçük yaşta ‘kas erimesi’ hastalığına yakalanan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan 3 kardeş, anne ve babalarının sırtında okula gidip gelerek eğitimlerini sürdürdü. Düzenli bir işte çalışamayan İsrafil Çelik, yakınlarının verdiği bir eve yerleşti, çay toplayarak geçimini sağladı. Ailenin 3 kızına bağışlanan 2’si akülü, 3 tekerlekli sandalye, Hopa’da 7 gün önce yağan şiddetli yağışlar sonrası başlayan toprak kaymasının evi yerle bir etmesiyle kullanı- lamaz hale geldi. Hopa Kaymakamlığı tarafından kira yardımı yapılan aile komşularının eşya desteğiyle bir eve yerleşti. Maddi durumu olmayan babalarının akülü tekerlekli sandalye alamadığı 3 kardeş mütevazı bir çağrıda bulundu. Ailenin büyük kızı Büşra, “Bir tane akülü tekerlekli sandalyemiz olsa bile yeter, ortaklaşa kullanırız. Yeter ki olsun da bir tane olsun” demişti.

Taha Su, hala bulunamadı

HOPA’daki selde itfaiye aracının devril- mesiyle sele kapılarak kaybolan 4 yaşındaki Taha Su’yu arama ça- lışmaları sürüyor. Ça- lışmalara katılan Alican ve Adem Su da kuzen- leri Taha’ya ulaşmak için seferber oldu. Öte yandan selde kaybolan Melike Kakşi ile yeğeni milli atlet Nejla Kakşi’yi arama çalışmaları da devam ediyor.

Çukurova Belediye Başkanı makam aracını sattırıyor

ADANA’da merkez Çukurova Be- lediye Başkanı CHP’li Soner Çetin, 17 ay önce başlattığı ‘makam araçsız belediye’ uygulamasına kendisini de

dahil ederek, müdürlerinden sonra kendi makam aracının da satılması için talimat verdi.

30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Çukurova Belediyesi’ne başkan seçilen Çetin, 400 bin nüfuslu ilçeye hitap

eden belediyede, makam aracı uygu- lamasına son verdi. Çetin’in kamuoyuna

‘makam aracı saltanatı’ olarak da yan- sıyan eski uygulamaya son vermesi halktan da destek gördü.

BORÇ BİTİNE KADAR MAKAM ARACI YOK

Belediyede ‘araç havuzu’ sistemi başlatan Çetin, makam aracının satışı için talimat verdi. Çetin, “Belediyemizde bir buçuk yıl önce başlattığımız makam araçsız sisteme ben de katıldım. Borç bitinceye kadar makam aracı kullan- mayacağım” dedi. Çetin, başkan seçil- dikten kısa bir süre sonra 28 binek aracının Çukurova Belediyesi tarafından kiralamasına son vermiş, araçlar şir- ketlere iade edilmişti.

3 köye ulaşım kesildi 3 köye ulaşım kesildi 3 köye ulaşım kesildi 3 köye ulaşım kesildi 3 köye ulaşım kesildi 3 köye ulaşım kesildi

Midilli yanıyor

3 kız kardeşin yardım çağrısı dün akşam saatlerinde yanıt buldu. Artvin Valisi Kemal Cirit’in talimatı üzerine Artvin AFAD Müdürü Salih Avcı ekiplerle birlikte aileyi evlerinde ziyaret edip 3 adet

tekerlekli sandalyeyi kız kardeşlere teslim etti. AFAD Müdürü Salih Avcı, “Bu ailemizin kızları için te- kerlekli sandalye ihtiyacı olduğunu medyadan öğrendik. Valimizin ta-

limatıyla aileye ulaştık ve elim- izde bulunan 3 adet tekerlekli san- dalyeyi kızlarımıza teslim ettik.

Önümüzdeki günlerde temin ede- ceğimiz akülü tekerlekli sandalyeleri bunlarla değiştireceğiz” dedi.

Vali talimat verdi

1 istediler 3 geldi 1 istediler 3 geldi 1 istediler 3 geldi 1 istediler 3 geldi 1 istediler 3 geldi 1 istediler 3 geldi

CİĞERLERİMİZ YANDI

Bursa’nın Aksungur köyü ormanlık alanında başlayan yangın

50 hektarlık alanı kül

etti. Yangının inşaat

yatırımlarıyla ön plana

çıkan bölgede meydana

gelmesi ise dikkat çekti

(3)

3

31 AĞUSTOS 2015, PAZARTESİ

AYDINLIK / ANKARA

KÜÇÜK ve Orta Ölçekli İşlet- melerde (KOBİ) sıkıntının büyüdüğü ve kredi borçlarını ödemekte zor- landıkları bildirildi.

Yaşanan ekonomik kriz KOBİ’leri vurmaya başladı. Ankara, İstanbul, Kocaeli, Konya, Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş, Bursa gibi illerin Organize Sanayi Bölgelerinde faa- liyette bulunan birçok KOBİ’nin sı- kıntıda olduğu öğrenildi. Küçük sa- nayi sitelerinde faaliyet gösteren çok küçük işletmelerin de birçoğunun iflas noktasına geldiği bildirildi. Sı- kıntının ana nedeninin piyasada yaşanan durgunluk ve döviz kurlarında yaşanan yükselme nedeniyle hammadde fiyatlarında yaşanan yükselme olduğu ifade edildi.

Ankaralı bir işletmenin genel mü- dürü Numan Gedikli krizin artık iyice hissedildiğini kaydederek, “7 Haziran seçimleri sonrası belli bir istikrar oluşabileceğini ve işlerimizin açılacağını düşünmüştük. Ama tam tersi oldu. Döviz aldı başını gitti.

Birçok arkadaşımız aldığı siparişi üretmede zorlanıyor. İç ve dış talep daraldığı için büyük işletmeler de uzlaşmaya yanaşmıyor. 1 Kasım’da seçim var. Ne olacağı da belli değil.

Olan bizlere oluyor” dedi.

BANKALAR TETİKTE

KOBİ’lerin durumu bankalarca da yakın takipte. Verdikleri kredilerde

geri dönüş riski başlayınca işi sıkıya almış durumdalar. Aydınlık’a bilgi veren büyük bir özel bankanın yetkilisi, şunları söyledi:

“Son aylarda KOBİ kredilerinin geri dönüşünde sıkıntı yaşıyoruz.

Krizin önümüzdeki dönemde kendini daha fazla hissettireceği belli. Biz bankacılar olarak kredimizi garanti altına almak için gerekeni yapmak durumunda kalıyoruz.”

Krizin sadece KOBİ’lerle sınırlı kalmadığı, birçok büyük sanayi ku- ruluşunun da ödeme güçlüğü içine girdiği ifade edildi. Başta inşaat olmak üzere birçok sektörde şirket- lerin öz sermayelerini tüketmeye başladığı vurgulandı. Özellikle geç-

tiğimiz 10 yılda sanayinin ithalata bağımlı hale gelmesi nedeniyle döviz kurlarının kritik etmen olmasına vurgu yapılırken son 2 ayda yaşanan artışın bile birçok şirketi zor durumda bıraktığı kaydedildi. Bankacılar önü- müzdeki dönemde birçok sanayi ku- ruluşunun çok düşük fiyatlarla el değiştirmesinin büyük olasılık oldu- ğuna dikkat çekti.

Bu arada, kredi faizleri de mev- duat faizleri de arttı. Bankalarda mevduatlara yüzde 13’e kadar faiz verildiği belirlendi. Mevduat faizleri ile birlikte kredi faizleri de hızla yükselmeye başladı. Bankaların kre- dilerine garanti olarak aldığı temi- natları da artırdıkları öğrenildi.

KOBİ krizi kapıda

AYDINLIK / ANKARA

YARGIDA toplu izin kullanımı anlamına gelen ve 20 Temmuz’da başlayan adli tatil bugün sona eri- yor ve adli yıl başlıyor. Adli yıl, bu sene diğerlerinden farklı olarak resmi tören olmadan açılacak.

Adli tatil boyunca adliyelerde görev yapan nöbetçi mahkemeler, tutuklusu olan ve acil nitelik taşı- yan davaları görüştü. Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde de nöbetçi heyetler görev yaptı.

Adli tatil bugün sona erer- ken her sene 1 Eylül’de yapılan adli yıl açılış törenleri bu sene yapılmayacak.

Geçtiğimiz yıllarda adli yıl açılış törenlerinde iktidara yönelik eleş- tiriler yapılması sonrasında bu tö- renlerin kaldırılması gündeme gelmiş, yargı paketiyle birlikte de bu törenler kaldırılmıştı.

TBB 5 EYLÜL’DE TÖREN YAPACAK

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ise yeni adli yılı alternatif bir törenle

açacak. 5 Eylül’de TBB’nin Bal- gat’taki Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlene- cek törenin açılış konuşmasını TBB

Başkanı Metin Feyzioğlu yapacak.

Katılımcılar daha sonra toplu şekilde cüppeli olarak Anıtka- bir’i ziyaret edecek.

Adli yıl bugün başlıyor

SEDA AKYÜZ

HAZİRAN Ayaklanması’nda polislerin ve sivillerin saldırısı sonucu hayatını kaybeden 19 yaşındaki Ali İs- mail Korkmaz’ın anısını yaşatmak için Hatay’da kurulan ALİKEV vakfı 1 ya- şında. Baba Şahap Korkmaz’ın dizdiği tuğlalarla kurulan vakıf gençlerin umutlarını taşıdığı bir durak oldu.

Korkmaz ailesinin, Ali İsmail’in yarım kalan hayalleri için kurduğu ALİKEV Vakfı 7’den 70’e herkesin desteğiyle 1 yıldır faaliyet gösteriyor. Ali’nin doğa sevgisinin, eğitim aşkının, kitap tutku- sunun gençlerle yaşatıldığı vakıfta Ya- ratıcı Drama, İngilizce, Toplumsal Cinsiyet Atölyesi, İlk Yardım Atölyesi, Tiyatro ile Dans Topluluğu gibi birçok alanda eğitim veriliyor. Vakıf hakkında bilgi aldığımız Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz, şunları ifade etti:

Vakfa gelen her genç bizim için birer Ali İsmail. Ali yaşıyor olsaydı onun ya- pacağı faaliyetleri biz vakıf bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Annem ve babam da vakfa gelip gidiyor. Bu vakıf onlara hayata tutunmaları için bir umut oldu.

Gönüllülerin bağışlarıyla vakfı yaşat- maya çalışıyoruz. Düzenli bağış sis- temi kurduk. Az ama sürekli bağışlarla vakfın ayakta durmasını sağlıyoruz.

ALİKEV 1 yaşında

G ÜNDEM

G ÜNDEM

HAZIRLAYAN: EZGİ HOTALAK halklailiskiler@aydinlikgazete.com

MANİSA’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği katlia- mın sorumluları arasında gösterilip yargılanan TKİ Kontrol Şube Mü- dürlüğü’nde Başmühendis Adem Or- manoğlu ile aynı birimdeki maden mühendisi Efkan Kurt’un, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde, duruş- mada bulundukları sırada, yeni gö- revlere terfi ettirildikleri ortaya çıktı.

Ormanoğlu, katliamın yaşandığı oca- ğın bulunduğu bölgeden, Kurt ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin di- ğer 2 maden ocağının yer aldığı sa- hadan sorumlu şube müdürü oldu.

2 mühendis, faciada sorumlulukları bulunmadıkları yönünde savunma yapmışlardı.

SORGULANDIKLARI SIRADA TERFİLERİ GELMİŞ

Soma davasında yargılanan 46 sa- nık arasında, savcının iddianamesinde,

“bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle ceza- landırılmalarını istediği kamu görevlisi TKİ Kontrol Şube Müdürlüğü’nde başmühendis Ormanoğlu ile maden mühendisi Kurt yer aldı.

Ancak, sorgularında suçlamaları kabul etmeyen, kendilerinin olayla ilgili hiçbir sorumluluklarının bulun- madığını ileri süren Ormanoğlu, “Söz- leşmeler gereği, Soma Kömür İşlet- meleri A.Ş., İmbat A.Ş. ile Demir Export ocaklarında denetimlerde bu- lunuruz. Üretime yönelik görevimiz, iş güvenliğine yönelik sorumluluk ve müdahale yetkimiz yok. Ocaklardaki ölüm olaylarına yönelik bugüne kadar bize bilgi amaçlı bile soru sorulmadı”

şeklinde ifade verdi.

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin, 2017 yılına kadar çıkarması gereken rezervi, katliam tarihinden kısa bir süre sonra bitirecek olmasının hatır- latılması üzerine sahada halen 6 ile 7 milyon ton arasında kömür bulun- duğunu söyleyen Kurt, kaza gününde de havalandırmanın yeterli olduğunu savundu.

TKİ Kontrol Şube Müdürlüğü’nde görev yapıp davada yargılanan diğer görevliler Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu,

Mehmet Bayri ile birlikte hakim kar- şısına çıkan Ormanoğlu ve Kurt’un, sorgulandıkları günlerde, yeni ma- kamlara atandıkları ortaya çıktı.

O OCAKLARDAN SORUMLU OLDULAR

Katliamda kusurları olduğu için hapis cezası istenen Ormanoğlu, 301 madencinin öldüğü ocağın da içinde bulunduğu Eynez kömür sahasından sorumlu TKİ Kontrol Şube Müdür Vekili yapıldı.

Kurt ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Işıklar ve Ata Bacası maden ocaklarını içine alan Geventepe Böl- gesi TKİ Kontrol Şube Müdür Vekili oldu. Ormanoğlu, katliamın yaşandığı maden ocağının bundan sonraki de- netiminde, TKİ adına en yetkili isim oldu.

Kurt da daha önce güvensiz olduğu için üretimi durdurulan ancak sonra yeniden başlayan şirketin diğer iki madeninin denetiminden sorumlu en yetkili kişi durumuna geldi.

Ödül gibi atamaları öğrenen ma- denci aileleri, karara isyan etti. Aileler, madencilerin ölümünden sorumlu tutulan kamu görevlilerinin bu şekilde ödüllendirilmesine tepki gösterdi.

SOMA’DA TKİ ÇALIŞANLARINA ÖDÜL GİBİ ATAMA

Soma davasında katliamın sorumluları olarak gösterilen başmühendis Adem Ormanoğlu ile maden mühendisi Efkan Kurt terfi ettirildi. Ormanoğlu, katliamın yaşandığı ocağın bulunduğu bölgeden; Kurt ise Soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin diğer 2 maden ocağının yer aldığı sahadan sorumlu şube müdürü oldu

SANIKKEN

terfi ettiler

Adem Ormanoğlu Efkan Kurt

Mustafa MUTLU

mustafamutlu@aydinlikgazete.com

H

er pazartesi, okuduğum ki- tapları anlatıyorum. Bu hafta bir değişiklik yapıp sürekli okuduğum bir yazardan, geçen hafta kaybettiğimiz Oktay Akbal’dan söz edeceğim.

Oktay Akbal, sadece yazar değil, aynı zamanda çok iyi bir

“okur”du...

Okumayan insanlardan oluşan toplumun geriye gitmeye mahkûm olduğunu çok iyi bilir, okumayan ik- tidar sahiplerinden her türlü kötülük gelebileceğini sürekli yazıp söylerdi.

25 Temmuz 2013’te yayım- lanan, “Seçimleri Beklerken”

başlıklı yazısında Başbakan’a sor- du:

“Sen hayatında kaç kitap okudun?”

Bu yazıyı aynen yayımlamanın tam zamanı:

“Bana öyle geliyor ki önü-

müzdeki genel seçimler, ülke- mizde son seçim olacak...

İyi bilelim, bu son seçimi bir kez daha Tayyip partisi kaza- nırsa... Bir daha seçim yüzü görmeyebiliriz.

İyi kötü yıllar yılı seçimler gördük, yaşadık.

Bunların hemen hepsinde sağcı, aşırı sağcı, hatta Türkiye Cumhuriyeti’ne gizliden gizliye karşı partiler ve liderler kazandı.

Gidişi, varışı önceden belli artık;

elinden kurtuluş yok Tayyip’le- rin.

Bir geldiler, bir daha gitme- mek üzere...

‘Nasıl bu kadar emin olabi- liyorsun ey yaşlı adam?’

Görmedik mi gelenleri ve gi- denleri?

Gitti sandıklarınızın yeni ad altında yeniden geldiklerini...

DP’dir giden, gittiği sanılan...

Oysa hepsi yerinde duruyor.

Menderes yok, ama şimdi de Tayyip var. On yıl birincide, on bir yıl da ikincide...

‘Sonu nereye vardı?’

Menderes iktidarının çök- mesine...

Ama kısa süre sonra, Men- deres takımının başka partilerin adıyla iktidara gelmesine de...

Şu CHP var ya...

Bir kez bile seçim kazanma- dı.

Elli yıl geçti gitti, en çok hal- koyunu aldığı yok...

Hep sağa giden yol açık önü- müzde...

İster oy ver ister verme, o alacağını alır her zaman.

Lider değişir, ama aslında hepsi aynı soyun ürünüdür.

İktidara bir gelinir, bir daha gidilmez.

Nasıl değişir uygar ülkelerde iktidarlar?

Genel seçimlerde ön yeri ala- rak.

Bazen de başka türlü olur;

bir iç kalkışmayla, bir çeşit devrim ile...

Asker güdümüyle kendiliğin- den ya da iç ve dış kışkırtma- larla eyleme geçen...

Türkiyemizde hep askerler geldi iktidarları devirdi. Ama asker, uzun bir süre işbaşında kalmadı.

Hemen açıkladı gelir gelmez,

‘İlk genel seçimleri yakında ya- pacağız...’

Ve yaptı da...

Gazetelerde bazı arkadaşlar soruyorlar kendi kendilerine,

‘Bu iktidar nasıl yıkılır?’ diye...

Kaç kez aynı olayları yaşadık.

Bu konuda hepimiz az çok tec- rübe sahibiyiz. Demokrasiye ara vermek mi, yoksa demok- rasiyi yeniden sağlam bir yere oturtmak mı?

Şu ülkenin iç ve dış politi- kasını şöyle böyle kırk yıldır izleyenlerdenim.

Bir tek defa umutlanmadım.

Seçim yoluyla bir iktidarın değiştiğine, değişeceğine inan- madım.

Bence bunun nedeni doğru dürüst kuşaklar yetiştiremeyi- şimizdir. Aydınlık bir kültürle işbaşına gelen pek olmadı.

Sorsak bir lidere, ‘Sen ha- yatında kaç kitap okudun?’

diye, ne yanıt verir?

Ben de Tayyip Bey’e soru- yorum:

‘Sevdiğin, beğendiğin bir ya- zar var mı, kitaplarını okudun mu?’

Beklemiyorum yanıt verme- sini...

Herkes kendi yolundadır, ka- rışılmaz...

En iyisi de budur.”

Oktay Akbal bu sorunun yanıtını

öğrenemeden gitti...

Şimdi ben soruyorum aynı soru- yu:

Dinci birkaç şairin birkaç şiiri ve beylik birkaç kitap dışında, sahi; sen kaç kitap okudun Recep Tayyip Erdoğan?

Sevdiğin, beğendiğin bir yazar var mı, kitaplarını okudun mu?

OKUDUKLARIM

ANI

Anılarda Görmek Cüce Çeşme Sokağı Nerde?

Hiroşimalı Masahi Nii Kırmızı Tenteli Tramvay

Babıali’de 50 Yıl Şair Dostlarım Şairlere Ölüm Yok Hiroşimalar Olmasın ÇOCUK KİTABI Dondurmalı Sinema Yeşil Ev

DENEME

Bir de Simit Ağacı Olsaydı Ölümsüz Oyun

Dost Kitapları Geçmişin İçinden Kanatlı Sözler Uçar mı?

Konumuz Edebiyat Odamda Bir Güvercin Önce Şiir Vardı Senin Adın Aşk Sözcüklerle Yolculuk Temmuz Serçesi Yaşam Bir Uzlaşmadır Yaşasın Edebiyat Yazar Bir Tanıktır Yeryüzü Korkusu Yüzyıldır Umutsuzluk Zaman Sensin

Atatürk Bir Gün Gelecek ROMAN-ÖYKÜ Akşam Kuşları Atatürk Yaşadı mı?

Aşksız İnsanlar Batık Bir Gemi Bayraklı Kapı Berber Aynası Bizans Definesi Düş Ekmeği

Ey Gece Kapını Üstüme Kapat

Garipler Sokağı Güzel Düşlerin Sonu Hücrede Karmen İlkyaz Devrimi İnsan Bir Ormandır İstinye Suları Karşı Kıyılar Lunapark

Önce Ekmekler Bozuldu Suçumuz İnsan Olmak Tarzan Öldü

Yalnızlık Bana Yasak Yazmak, Yaşamak Sancak Kırmızısı ÖDÜLLERİ

1950 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü, Garipler Sokağı

1958 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü, Suçumuz İnsan Olmak

1959 Sait Faik Armağanı , Berber Aynası

1993 Sedat Simavi Ödülü, Senin Adın Aşk

2000 Orhan Kemal Roman Armağanı

Kaç kitap okudun Recep Tayyip Bey?

OKTAY AKBAL’IN

TÜM ESERLERİ

(4)

ORMAN ve Su İşleri Bakanlığı, dün- yaca ünlü Göcek’in eşsiz güzellikteki koyları Akbük, Taşyaka, Göbün ve Kü- çük Sarsala’nın mesire yeri olarak 10 yıllığına kiralanmak üzere ihale sürecinin devam ettiğini açıkladı.

Aydınlık’ın “Bakanlığın inadı Göcek koylarını öldürecek” başlıklı haberi üze- rine açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, “Mesire yerlerinde planların dışında herhangi bir yapı veya tesis yap- ma imkânı bulunmamaktadır” dedi.

Açıklamada, “Bu Bölgeler I.Derece Doğal Sit, Göcek- Fethiye Özel Çevre Koruma sahası ve Aynı zamanda 3621 Sayılı Kıyı Kenar kanuna tabi olması nedeni ile mevcut tesisler tadilat yapı- larak kullanıma sunulacak yeni yapılması gereken tesisler ise yapılmadan önce ilgili kurumlardan onay alındıktan sonra

yapılacaktır. Bu nedenle koylarda ke- sinlikle tahribat olmayacaktır. Aksi tak- dirde sözleşmeler derhal iptal edilmek- tedir. Bu konuda da Bakanlığımız tara- fından çok sıkı bir denetim yapılmak- tadır” ifadelerine yer verildi.

Bakanlığın açıklamasına konu olan haberde Aydınlık, mahkemenin yürüt- meyi durdurma kararı verdiği Göcek koylarının, bakanlığın itirazının kabulüyle yeniden ihaleye çıkarıldığını duyurmuştu.

Haberde daha önceki ihale süreci ha- tırlatılarak, “Dalaman halkı koyların kiralanmasına sert tepki göstermiş, iha- leler yöre halkı tarafından ‘Koylar hal- kındır’, ‘Uyuma Dalaman, bu son talan’,

‘Biz koruduk, biz koruyacağız’, ‘İhale değil, hile’, ‘Yeter artık beyler’, ‘Ekme- ğimizle oynama’ yazılı dövizlerle protesto edilmişti” ifadelerine yer verilmişti.

Ek yerleştirme kayıtları başladı

ÜNİVERSİTELERE ek yerleştirme sonuçlarına göre bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri bugün baş- ladı. Adayların kayıt işlemlerini 4 Ey- lül’e kadar tamamlaması gerekiyor.

ÖSYM, 2015 -ÖSYS ek yerleştirme sonuçlarını, 28 Ağustos’ta açıklan- mıştı. Buna göre, bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri, ilgili üniver- site tarafından 31 Ağustos ile 4 Eylül 2015 tarihleri arasında yapıla- cak. Adayların kayıt olmak için, yer- leştirildikleri yükseköğretim

programının bağlı bulunduğu üni- versiteye gerekli belgeler ile başvur- maları gerekiyor.

T OPLUM

T OPLUM

HAZIRLAYAN: ÖZGE ÖZTÜRK halklailiskiler@aydinlikgazete.com

Kurtuluş Savaşı’ndan intikam alıyorlar

B

ir kez daha tüm ciddiyet ve inancımla tekrar etmek istiyorum ki, emperya- list Haçlılar; İslam âlemi diye anılan dünyaya gelip Kâbe’nin yıkıl- ması şartıyla Anıtkabir’i yıkmayı teklif etseler, gözünü kırpmadan “Evet!”

diyebilecek ‘Müslüman’ yaftalı pek çok imansız alçak bulurlar.

Kurtuluş Savaşı’nı kirletme ope- rasyonu, ABD ve İngiliz gizli servisleriyle eşgüdümlü çalışan Haçlı strateji merkezlerinin çizdiği rota ve belirlediği program çerçevesinde çok sinsi ve şeytanî bir süreç izlenerek yürütülmektedir.

Bu tahrip operasyonundan birkaç örnek vereceğiz. Sondan başlayarak geriye doğru gidersek, ilk örneğimiz Vahdettin’e övgü veya Vahdettin’i aklama kampanyasıdır.

Patrikhane’nin ekümenikliği yoluyla Suriçi İstanbul’u Bizanslaştırmak isteyenlerin tezgâhladığı bu oyun, âlet olarak kullanacak bazı zavallılar elbette bulacaktı.

Buldu.

Vahdettin’i bir biçimde aklamaya yönelik bir operasyon, tevilsiz ve tartışmasız, Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’i bir biçimde kir- letme operasyonudur.

Bir başka örnek, Ermeni Soykırımı hezeyanıdır.

‘Müttefikimiz, hem de stratejik mütte- fikimiz’ (!) ABD’de eyaletlerce kabul edilen tasarıya göre, Kurtuluş Savaşımız açık bir insanlık suçudur. Ve bu suçun baş so- rumlusu da Mustafa Kemal Atatürk’tür.

ABD’de yuvalanmış bazı alçaklar, Atatürk’e

‘Kasap Kemal’ diyecek kadar şerefsiz- leşebilmektedirler.

Önünde secdelere eğildikleri ABD işte böyle yapıyor. Bunu yapana ‘stratejik müttefik’ mi denir, yoksa ‘stratejik sömürgeci’ mi?

Bu soruyu kim soracak? Özel çerçevede aydın, genel çerçevede ise basın soracak.

Ne yazık ki, basının ‘ulusal’ denen hol-

dingleşmiş kısmı, ‘stratejik sömürge- ciliğin öncü kuvveti, mandacı, mütarekeci’ lakaplarıyla anılır bir du- ruma gelmiştir.

Bu basın, İslam’ın büyük vicdanı Mehmet Akif’in dediği gibi:

“Şimdi Allah’a söver, sonra biraz bol para ver,

Hiç utanmaz, protestanlara zan- goçluk eder.”

Akif, büyük bir öngörüyle, Türkiye’de aydın denen birçok karanlık tipin mülkiyet ve şahsiyet belgesini önümüze koyuyordu.

BATI EMPERYALİZMİNİN KAHPELİĞİ ABD’de, Ermeni soykırım yalanıyla ilgili hazırlanan bir tasarıda Kurtuluş Savaşı’nın Doğu ve Güney cephelerindeki harekât soykırımla suçlanmıştır. Aynı tasarının 2.

maddesinde ise ‘Yunan ırkına karşı işlen- miş suçlar’ adı altında Yunanlılara da soykırım uygulandığı dile getirilmiş, yani Kurtuluş Savaşı’nın Batı cephesi de soykırım icra etmekle suçlanmıştır. Tasarıda, Kurtuluş Savaşımız, ‘insanlık karşıtı suçun bir örneği’ olarak gösterilmek- tedir. (Cumhuriyet, 15-17 Nisan 2005)

Öte yandan, üyesi olmak için her şeyi- mizden vazgeçmeye hazır olduğumuz AB’nin en büyük ülkesi Almanya’nın istihbarat şef- lerinden, Türk ve Atatürk düşmanı Tessa Hofmann, 1994 yılında yayınlanan ‘Er- meniler ve Ermenistan’ adlı kitabında şu akıl dışı kinci iddiaları öne sürüyor:

“İttihatçılar, gözlerini kan bürümüş ırkçılardı. Mustafa Kemal ise iki milyonu aşkın Ermeni ve Rum’un katilidir. Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon, Ermenilerin yurdudur.”

Kurtuluş Savaşı, ABD açısından, Huntington tezini yalanladığı için, AB açısından da kendilerini tokatlayıp hayallerini yıktığı için kirletilmesi gereken bir ‘düşman olay’dır.

DENİZLİ Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, 5 ayrı noktada ders kitaplarının okullara dağıtımının yapıldığını belirterek, velileri ka- pıdan kaynak kitap dağıtımı yapan kişilere karşı uyardı. 2 milyon 432 bin 888 kitabın dağıtımının yapıldığını belirten Oğuz, “Kapıdan satışlarda vatandaşlarımızın çok uyanık ol- masını istiyoruz. Asla gelen kişilerden bu tarz kaynakları almasınlar. Bütün imkanlarımız okullarımızda var. Geçen yıllarda olduğu gibi ücretsiz ders kitapları sıralarda öğren- cilerimizi bekliyor” dedi. Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, yeni eğitim yılının başlamasına kısa bir süre kala, Milli Eğitim Müdürlüğü’nden geldiklerini söyleyerek kitap, eğitim materyali ve eğitim setleri, ansiklopedi

satmak isteyen kişiler hakkında vatandaş- lardan şikayet ve duyum aldıklarını söyledi.

Oğuz, “Kendilerini Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelmiş gibi tanıtan bu kişileri vatandaşlarımız kabul etmesinler. Aksi durumda mağdur duruma düşebilirler. Maddi açıdan zarara

uğrayabilecekleri gibi satın almış oldukları ürünler sakıncalı yayınlar da olabilir. Velilerimiz eğitim alanında her ne konuda olursa olsun kendilerine en yakın okullara veya il ve ilçe milli eğitim müdürlüklere ulaşarak bilgi ala- bilirler” diye konuştu.

Ders kitabı satışı için kapınızı çalanlara dikkat

PROF. DR.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

info@yasarnuri.com

SÖZ VE IŞIK

‘Depreme hazır mıyız’ tartışması

İstanbul’daki hızlı ve çarpık yapılaşma uzmanları isyan ettirdi. 17 Ağustos’un yıldönümüyle tekrar tartışmaya açılan ‘İstanbul depreme hazır mı’ sorusuna Aydınlık yanıt aradı

EKİN EKEN

TARTIŞMAYA farklı bir bakış açısı getiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gök- çe, inşaat fakültelerinde verilen eğitime vurgu yaparak özel üniversitelerin artışıyla ortaya çıkan durumu şöyle özetledi: Yanlış yapılaşmanın sebeplerinden biri de yetersiz okullardan düşük puanlarla mezun olan niteliksiz diplomalılar... 196 puan alan da 520 puan alan da aynı diplomayı alıyor.

‘BASİT PROJELERLE

DENETLEYİCİ UNVANI ALINIYOR’

Aydınlık’a konuşan Gökçe, “İnşaat mühendisi olmak için artık bir diploma yeterli gelmektedir. Türkiye deprem bek- leyen bir ülke olmasına rağmen bir üni- versite diploması yeterli sayılıyor. Hatta diplomadan sonra mühendis olmaları 3 yılda yapacakları 3 basit projeye bağlı!

Bunu atlattıktan sonra çok katlı yapılara

‘denetleyici’ sıfatıyla girebiliyorlar. Meslek odalarının yapacağı seminerler ve vereceği sertifikalar da diploma kadar önem taşı- maktadır” dedi.

İnşaat fakütleri ve yüksekokullarında yeterli imkanların olmadığını ifade eden Gökçe, buna özel üniversitelerde de mü- hendislik bölümlerinin eklenmesiyle ni-

teliğin düştüğünü aktardı.

‘196 PUANLA DA MÜHENDİS OLUNUYOR, 520 PUANLA DA’

Türkiye’de inşaat mühendisliği diplo- ması veren 108 üniversite ve 182 inşaat mühendisliği bölümü olduğunu söyleyen Gökçe, “Fakülte ve yüksekokulların büyük kısmının yeterli fiziki şartları, laboratuvar ve öğretim kadroları yoktur. Ayrıca birkaç yıl sonra aramıza her yıl 8-9 bin diplomalı işsiz katılacaktır. Bu bölüm ve programlara 2014-2015 öğretim yılında 10 bin 363 öğ- renci yerleştirilmiştir. 196 puan alan da 520 puan alan da aynı diplomayı alacak”

diye konuştu.

Cemal Gökçe, mühendislik eğitimi verecek okullarda olması gerekenleri de maddeler halinde şöyle sıraladı:

“ İyi bir akademik kadro, nitelikli la- boratuvar koşulları, apartmandan bozma mahalle okullarının ötesinde fiziki şartları düzgün fakülteler olmalıdır.”

Gökçe, üniversite diploması yanında meslek odalarından alınacak eğitimlerin sonunda verilen sertifikaların çok önemli olduğunu vurgularken, şu sözleriyle oda- ların önünün kapatıldığının da altını çi- zerek “AKP, meslek odaları ile mesleği icra edenlerin arasındaki bağı koparmış ve diplomalı yetersiz mühendis sayısını

artırmıştır” ifadelerini kullandı.

İnşaat sektörüne “üretim” gözüyle ba- kıldığını ve sıkça yapılan “ucuz” mühendis aramanın çok büyük bir hata olduğunu kaydeden Gökçe, şunları vurguladı:

“Hastalandığımızda en iyi dok- toru ararız ya da hukuki bir işlemimiz olduğunda en iyi avukatı ararız. An- cak Türkiye’de inşaat sektörüne artık

‘üretim’ gözüyle bakılıyor ve inşaat mü- hendisleri seçilirken ‘en ucuzu’ aranıyor.

Bir doktorun hatası bir hastayı etkileye- cekken bir mühendisin hatası o hastaneyi, çalışanları, hastaları ve ekipmanları etki- lemektedir.”

İnşaatların mühendislerden çıkıp müteahhitler elinde olduğunu söyleyen Gökçe, “Yapı üretim sürecinde dikkate alınması gereken yer seçim kararlarından proje üretimine, proje üretiminden mal- zeme seçimine, malzeme seçiminden yapı denetimine kadar gerekli olan mü- hendislik kurallarına bugün bile uyul- mamaktadır. Oysa sağlıklı inşaatlar için her adımda mühendislik bilgisi ve bilime ihtiyacımız vardır.

Kentlerimizde bulunan yapılar bir mühendis, mimar ve kent plancısı an- layışıyla ele alınmıyor. Bir müteahhit anlayışı olan YIK-YAP anlayışıyla ele alınıyor” dedi.

Bakanlık, Göcek ihalesinde ısrarcı

mühendisler değil

İNŞAATLARI

müteahhitler yapıyor

(5)

dolar

2.9101

 avro 3.2795  cumhuriyet alt›nı BİST - 100

74.826

faiz

10.98 703 TL

b. petrol

$ 44.74 

 



AYDINLIK / ANKARA FINDIK rekoltesiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Fındık tüccarları rekolteyi yüksek göstererek üreticinin fındığını ucuza almayı hedeflerken, üretici fındığını ucuza satmamak için çare arıyor. Üretici Fiskobirlik’in tekrar eski konumuna getirilmesini ve üreticilerin çıkarına fiyat istikrarını sağlamasını is- terken AKP iktidarı buna yanaşmıyor.

Fındık rekoltesiyle ilgili olarak bir açık- lama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,

üreticinin geçen yıl da don nedeniyle sıkıntı çek- tiğini belirterek, üreticinin emeğinin karşılığını

alacağı bir fiyatın oluşması gerektiğini söyledi. Bayraktar, kurutması devam eden

fındıkta bu sezon iklim ve hastalıkların etkili olduğunu, bazı bölgelerde boş oranının yüksek görüldüğünü bildirdi.

Bayraktar, “Fındıkta bu yıl boş oranı bazı bölgelerimizde yüzde 25-30’a kadar çıkıyor. Tüm bu nedenlerle bu yılki rekolte, açık- ladığımız 590 bin ton tahminin- den düşük gerçekleşecek” dedi.

5

31 AĞUSTOS 2015, PAZARTESİ

halklailiskiler@aydinlikgazete.com

Piyasaların sakinleşmesi kalıcı değil

S

iyasetin kasvetli havasıyla piyasalar önceki hafta olabildiğince heyecan- lanmıştı. Aynı nitelikli ekonomideki rakamsal gerçekleşmeler ile dolar 3’e, avro da 3.5’e dayanmıştı.

İçeride anayasanın emrettiği tarzda geçici hükümetin kurulması, dışarıda ABD’de faiz artışının Eylül sonrasına kalacağı algısıyla geçen hafta piyasalar sakinleşti. 2.90’lara gerileyen dolar 2.92’de, avro ise 3.27’de istikrar kazandı. 70 binleri gören BİST, kayıpları kısmen toplayarak 74.642’de haftayı kapattı.

EKONOMİDE GELECEK İYİ GÖRÜNMÜYOR

Geçen hafta geçici pozitif gelişmelerle pi- yasalar sakinleşti. Önümüzdeki süreçte eko- nomi ve siyaset adına olumlu kanaat oluştu- racak neden, gerekçe bulmak çok zor.

Büyüme yüzed 2’lerde gerçekleşecek gi- bidir, uluslararası kuruluşlar beklenti ve tah- minlerini 3’ün altında bir büyüme rakamına göre yeniden formüle ediyor.

İhracat düşmektedir. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 3.çeyrek ihracat beklentilerini pozitif olarak açıklasa da devalüasyonun bir yara- rının olmayacağı açıktır. Girdiler daha pahalı hale gelmiştir.

İşsizlik yükseliyor, tarım dışı işsizlik ve dolayısıyla mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik yükselmekte.

Enflasyon yüzde 10’lara yaklaşacaktır.

Kur artışının enflasyonist etkisini önümüzdeki aylarda göreceğiz. Özelde özel sektör borcu, genelde kamu borcu yükseliyor, kaynak ih- tiyacı ve buna bağlı olarak döviz talebi arttıkça kur yeniden heyecanlanacak. Vel- hasıl; ekonomik cephe pek karanlık..

SİYASAL CEPHE ÇOK DAHA KASVETLİ

Yeni kabinenin kurulması ve dağılımı sınırlı pozitif algı yarattı. HDP ve terör örgütü müdahaleleri üzerinden oy devşire- meyeceğini anlayan Saray ve AKP, strateji değiştirmiş gibi. Milliyetçi oylarla tek başına iktidar olma planları devreye alınmış du- rumdadır. MHP ve ülkücüler üzerinden at- raksiyonlar bu yargıyı teyit ediyor.

Bu operasyonlara karşın, tek başına iktidar 1 Kasım’dan çıkmayacak gibi. An- ketler açıkça bunu söylüyor. Uluslararası kuruluşlar da değerlendirmelerini bu olasılık üzerinden yapıyorlar. Seçim sonuçları koa- lisyonu bir kez daha dayatacak gibidir. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de, seçim sürecinin uzamasına ve koalisyona bağlı olarak belirsizliğin ekonomide negatif etki yapacağı değerlendirmesinde bulunuyor.

Not düşürümü yakında gelecek gibidir.

Ekonomik ve siyasal cephedeki karanlık tablo belirsizliği kesinleştirmiş gibi. Belirsizliğin neden olacağı kaosun ülkeyi felakete gö- türmemesi temennimizdir sadece..

BİRAZ ARA VERME ZAMANI Sayın Doğu Perinçek’in ricasıyla başla- dığım Aydınlık Gazetesi köşe yazarlığında 2 yılı doldurdum. Tam bir özgürlük içerisinde yazılarımı yazdım. Makalelerimizi uygun bö- lümlerde toplayıp Kaynak Yayınları aracılı- ğıyla “Aydınlık’tan Karanlığa Baktım”

isimli kitapta yayımlayacağız.

Şimdi soluklanma zamanı; akademik ve politik çalışmaları ivmelendirmek için. Yeni yıla girmeden bu köşedeki yazılarıma devam edeceğimi düşünmekteyim.

aliakdemiral@gmail.com

HALKIN EKONOMİSİ

Prof. Dr.

Ali AKDEMİR

İSTANBUL Tekstil ve Hazır Giyim Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ile sektörü ve piyasa- larda yaşanan dalgalanmaların reel ekonomiye etkisini konuş- tuk. 40 yıldır sektörün içinde yer alan Tanrıverdi, aynı zamanda konfeksiyon, hammadde üretim ve ihracat şirketleri, dış ticaret sermaye şirketi ve otomotiv sek- töründe faaliyet gösteren şirketler- den oluşan İnci Grup’un da Yönetim Kurulu Başkanı.

 Döviz kurlarında son dönemde görülen aşırı dalgalanma sonucu bir kesim bunun, ihracatçı için rekabeti artıraca- ğını savundu. Gerçekten de 2.90’nın üze- rindeki dolar ve 3.30’un üzerindeki avro ile ihracatçının rekabet gücü artmış mı oldu?

Döviz kurunun rekabeti artırıcı etkisi var. Ama şu anda gelinen noktada bir be- lirsizlik ortamı var. Döviz kurunun ileri geri gitmesi kimseye bir fayda sağlamaz. İhra- catçıya da fayda sağlamaz. Çünkü bu arada yapılacak işlemlerde ihracatçı kur riskini kontrol edemediğinde zarar etmesi söz ko- nusu olabilir. İstikrarlı kurda ise rekabet şartlarını yakalamış olursunuz. O zaman ise işçilik, enerji ve diğer genel maliyetlerin düşmesinden dolayı olumlu etkiler. Ama istikrarsız kur rekabet sağlamaz.

ÇİN ŞU ANDA ETKİLEMEZ

 Çin’deki devalüasyonla birlikte kur sa- vaşlarından söz ediliyor. Bu durum Türk ihracatçısını nasıl etkileyecek?

Dünyada bir kur savaşı var. Bugün avro/dolar paritesinin de bu kadar hareketli olmasının nedeni Avrupa’nın yeniden ih- racatçı olmasının önünü açan bir hamle.

Devalüasyon Çin’in rekabetçiliğini daha da artıracak. Çin daha çok kendi etrafındaki ülkelerle rekabeti artırıyor. Buna baktığı- mızda diğer ülkelerin de paralarının değer kaybetmesiyle bizim açımızdan rekabetçi konuma gelecekler. Ama şu anda bizde kurlarda yaşanan dalgalanmanın boyutu içteki belirsizliğin etkisiyle daha fazla. Şu aşamada çok fazla etkileyeceğini düşün- müyorum ama uzun vadede Türkiye’de ku- run nerede istikrar yakalayacağı önemli.

Önümüzde karanlık bir tablo var. Dolar bugün 2.95’ler civarında ama bir ay sonra 2.80’e de inebilir, 3.50’ye de çıkabilir. Ne olacağı belli değil. Zaten ana sıkıntının te- melinde bu var.

YATIRIMLAR DURDU

Ben Türkiye’nin rekabet açısından hala avantajlı olduğunu düşünüyorum. Avrupa’ya baktığımızda daha 80’in üzerinde bir pazar

payına saldırabileceğimizi gösteriyor. Önemli olan bizim Türkiye’deki istikrarı ve yatırım yapılabilecek ortamı sağlamamız lazım. Şu anda bu belirsizlikler hem yatırımları hem de yeni yatırımları durdurmuş vaziyette.

Bizim yatırım aşkını geri getirmemiz lazım.

Bu da siyasi ve ekonomik istikrarın sağlan- masıyla olur. Ama şu bir iki seneyi kaybettik gibi görünüyor.

 Siz de karanlık tablo dediniz. Sektörel güven endekslerinde ve reel kesim güveni ile kapasite kullanımında Ağustos ayında düşüş görüldü. Tüketici güveni de düştü.

Karamsar tabloyu sadece kur yükselişi ile açıklayabilir miyiz?

Kur yükselişi psikolojik olarak insanları olumsuz etkiliyor. Bundan sonra gelen etken de siyasi belirsizliğin oluşması. Bu seçim dönemi istenen sonucu vermedi. Ne tek

parti çıktı ne de güçlü bir koalisyon imkanı ortaya çıktı. Bu da birçok insanın yatırımlarını durdurmasına veya biraz daha temkinli bakmasına neden oldu. Zaten seçim kararı alındığında 6 aylık süreç insanları beklemeye itmişti. Peşinden böyle bir durum çıkınca tekrar 6 aylık bekleme durumuna girildi.

KISIR DÖNGÜYE GİRDİK

Şimdilik tüketici talebinden kaynaklı bir hareketlenme devam ediyor. Ama önü- müzdeki dönemde bu kur artışlarından do- layı Eylül’den itibaren piyasaya çıkacak birçok yeni ürünün fiyatlandırmasında da artış olacağını düşünüyorum. Bu da içeride eflasyonu artıracak, Merkez Bankası mec- buren faiz artıracak, faiz artınca sanayicinin maliyeti artmış olacak...

Bir kısır döngü içerisine girmiş olacağız.

 Özel kesimin döviz açık pozisyonu için Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı endişe edilecek bir durum olmadığını III. Enflasyon Raporu sunumunda dile getirdi. Hem açık pozisyonu hem de borçluluk açısından ele alırsak yazılıp çizilenler yanlış mı?

Sanki döviz varlıklarıyla borcu birbirini karşılıyormuş gibi gözükebilir. Ama bire bir baktığınızda birçok firmanın özellikle Eylül bilançolarında ciddi şekilde kur zararı yazacaklarını düşünüyorum. Hazi- ran’da da yazdılar ama Eylül’de daha çok olacağını düşünüyorum. Bu da firmalarının kredibilitesini düşürerek yeni kredi imkanı bulmasını engelleyecek. Firmaların daral- masına neden olacak.

Böyle sıkıntılı dönemlerde bankaların dikkat etmeleri lazım. Özellikle sanayiciye, ihracatçıya destek vermesi lazım. Bugünkü şartlarda piyasadan duyduklarımıza göre bir firmanın yeni kredi açtırma şansı yok.

Borcu olanların da desteklenmesi ve baskı yapılmaması lazım. Çünkü bu borcu fir- maların ödeyememesi zincirleme şekilde sıkıntıya sebep olur. Burada tüm iş ban- kalara düşüyor.

HAZIR GİYİM KURTARIR

Hazır giyime bakınca ihracatçı kesimin bilançosunda bir sıkıntı olduğunu düşün- müyorum. Böyle dönemlerde hazır gi- yimciler çok hızlı şekilde kur farkı avantajını da dezavantajını yaşarlar. Kısa zamanda ticaret yapabilme özelliğine sahipler. Böyle sıkıntılı dönemlerde hazır giyim ülke men- faatleri açısından her zaman kurtarıcı ol- muştur.

 Siz de biraz önce ifade ettiniz aslında, diğer birçok sektörde yatırımların as- kıya alındığı belirtiliyor. Hazır giyimde durum nedir?

Bu ortamda sanayicinin yatırım yapma hevesi yok. Belirsizlik, olan yatırımların da durmasına sebebiyet verdi. Hem eko- nomik hem de siyasi anlamda bir belirsizlik var. Seçimin hemen sonunda hükümetin kurulup kurulmayacağı kesin değil, Ocak’ı bulur. Her şey olumlu gitse bile önümüzdeki Haziran’a kadar yatırımcılar kolay kolay karar vermezler.

Yatırım ve iş anlamında 2015’in kayıp olduğu netleşti. Seçimden sonra ekonomik kararlar hemen hayata geçirilmezse 2016’nın da ilk yarısını kaybedeceğiz gibi görünüyor.

İSTANBUL TEKSTİL VE HAZIR GİYİM KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ BAŞKANI HİKMET TANRIVERDİ:

Kur artışı bilançolara ZARAR YAZDIRACAK!

Birçok firmanın Eylül bilançolarında ciddi kur zararı yazacağını belirten Tanrıverdi, ‘Bu, firmaların kredibilitesini düşürerek yeni kredi imkanı bulmasını engelleyecek. Daralmaya neden olacak’ dedi

RECEP ERÇİN

özel söyleşi

Sanayiüretiminebakarsakilkya-

rıdayüzde3’ünüzerindebirbüyüme gelecekgibi.Yapılandeğerlendirme- lerdeikinciyarıdaekonominintopar- lanacağıifadeediliyordu.Sizceşu durumda,ikinciyarıdadayüzde3’ü aşarmıyız?

Sene başında yüzde 2 ile 3 arasında bir büyüme olacağını düşünüyordum.

Son olaylardan sonra da 2’ye yakın bir tahminde bulunabilirim. Bu da Türkiye için çok kötü bir büyüme oranı. Türki- ye’nin 5-10 yıl üst üste yüzde 7-8 bü- yümesi lazım ama bu maalesef olmadı.

Yeni oluşacak hükümetin, Türkiye’nin 5 sene boyunca hiç geri adım atmadan yüksek büyümeyi sağlayacak adımları atması lazım.

Büyüme bu yıl yüzde 2-3 olur

Tekstilürünleriimalatındailk6ayda geçenyılagöreyüzde7.6vegiyimeşya- sındaise0.28’likdüşüşvar.Aynıdönemde toplamsanayiüretimiiseyüzde2.6arttı.

Sektörnedenyoldakaldı?

İthalatın artmasından kaynaklanmış olabilir.

Ama tekstil ihracatında da pazarlarda bir da- ralma oldu. Özellikle Rusya gibi ülkelere yapı-

lan bavul ticaretinde ciddi daralma oldu. İhra- catta biz aynı miktarları ihraç ettik ama parite farkından dolayı değer olarak düşüş görünü- yor. Onun haricinde gerçek düşüş yüzde 1’ler civarında ama esas beklentimiz yüzde 10 ar- tıştı. Etrafımızda durum sakinleştiğinde bu kur avantajı da kaybolmazsa hızlı bir şekilde ihra- catı artıracağımızı düşünüyorum.

İhracatı parite farkı etkiledi

Kurlarınyükselmesisonucuithalmallar pahalanıncayerliürünebiryönelimbekliyor musunuz?

Bazı ürünlerde iç piyasada üretim artabilir ama bugünden yarına olmuyor. Yatırım yapıl- ması gereken sektörler var ama bu ortamda kimse yatırım yapmadığı için bu ikame edile- cek malların yerinin hızlı bir şekilde doldurula- bileceğini zannetmiyorum.

Biz hammadde konusunda ithalatta her- hangi bir engellemenin olmamasını savunuyo- ruz. Biz ithalataki engellemenin tamamen

tüketim ürünlerinde olması gerektiğini savunu- yoruz. Tekstilde yatırımların bundan sonra biraz daha bilinçlendirilmesi lazım. Yanlış yapan yatırımcıyı korumak için ithalatta engel- leme koyduğumuzda diğer sektörün yapısını bozuyoruz. Hazır giyimin daha yıllarca süre- cek rekabet üstünlüğü var. Burada marka, moda vs. gibi katma değeri artıracak etkenler var. Bunun için de elinizdeki hammaddenin çeşitli olması lazım. Siz bunu engeller ve bazı ürünlerle sınırlarsanız gerekli katma değerli ürünleri üretemezsiniz.

İHKİB’DEN TEKSTİLCİYE UYARI!

VODAFONE,işletmeleremaliyetavantajıveverim- lilikartışısağlayançözümlergeliştiren“VodafoneİşOr- tağım”çatısıaltındaesnafamaliyetavantajısağlayan kampanyalardanbiryenisiniaçıkladı.Karayolutaşı- macılığındaöndegelenşirketlerdenVaranişbirliğiyle hayatageçirilenkampanyakapsamındaVodafone EsnafaboneleriEylülayıboyuncaVaran’danalacakları tekyönbiletlerdeyüzde50indirimkazanacak.30Eylül 2015’ekadargeçerliolacakkampanyadanyararlanmak içinVARANyazıp6666’yakısamesaj(SMS)gönder- mekyadaVodafoneAvantajCepteuygulamasıüzerin- denşifrealmakyeterliolacak.

Otomotiv endüstrisi Rusya’dan vazgeçmiyor

Vodafone’lu esnafa Varan indirimi

Fındık rekoltesi beklenenden düşük

RUSYAFederasyonu’nu son yıllarda öncelikli hedef pazar olarak seçen otomotiv endüstrisi, bölgede yaşanan karışıklıklara rağmen bu beklentisinden vazgeçmedi. Ulu- dağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) organizasyonuyla MIMS Auto- mechanika Moscow Fuarı’nda milli katılım statüsünde 49 Türk firması yer aldı. OİB Başkanı Orhan Sabuncu, konuya ilişkin açıklamasında, “Rusya Federasyonu’na geçen yıl ihracatta düşüş yaşasak da endüstrimizin hedef pazarı değişmedi. Firmalarımızın fuara gösterdiği ilgi, Rusya Federasyonu’nun önemini gösteriyor” dedi.

E KONOMİ

HAZIRLAYAN: RECEP ERÇİN

Referanslar

Benzer Belgeler

• 1950-60 arasında öğretmenler için müze ile eğitim el kitabı, UNESCO Bölge Semineri kitapçığı Türkçe’ye çevrisi, Kültür şuralarında müze eğitimi vurgusu.

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın talebi üzerine 20 yıl aradan sonra zeytinyağının dökme olarak ihraç edilmesine

H İle Başlayan İngilizce Kelimeler had sahip olmak (geçmiş).

25 yıl önce dün Amerika kökenli Union Carbide firmasının Hindistan’ın Bhopal bölgesinde kurduğu böcek fabrikas ından 40 ton metil isosiyanat gazı dışarı

Kanında kurşun yüksek çıkan işçiler Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde bazen birkaç hafta, bazen birkaç ay tedavi görüyor, sonra yine işbaşı yapıyor.. Kurşun bir

Bu çalışmada belirlenen değerler (dikey sapmanın en yüksek mutlak değeri 4°, ortanca değeri kadınlarda 2° ve erkeklerde 2,5°) sağlıklı Türk genç erişkinler için

Radyo Klas sunucularından Ataman Erkul’un yaptığı açılış konuşmasının ardından söz alan İstanbul Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Öğretim

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve