• Sonuç bulunamadı

JOURNAL OF PHILOSOPHY - SCIENCE RESEARCH MART2009

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "JOURNAL OF PHILOSOPHY - SCIENCE RESEARCH MART2009"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FELSEFE-BiLiM ARAŞTIRMALARI

JOURNAL OF PHILOSOPHY- SCIENCE RESEARCH

15

MART2009

BU SAYI

ÖLÜMÜNÜN SUD. YlLDÖNÜMÜNDE, iSLAM DÜŞÜNCESiNiN MiMARLARINDAN,

TÜRK DÜŞÜNCESiNiN REHBERLERiNDEN FiLOZOF VE KELAMCI, ALLAME FAHREDDiN RAZi'YE

iTH AF OLUNMUŞTUR.

ISSN: 1303-3387

(2)

HANS-GEORG GADAMER (1900-2002)'İ TANIMAK/ANLAMAK VE TÜRKÇE'DE GADAMER KAYNAKÇASI

Mehmet Ulukütük*

TO KNOW AND TO UNDERSTAND HANS-GEORG GADAMER

AND GADAMER-BIBLIOGRAPHY

ABSTRACT

This bibliography presents translations of Hans Georg Gadamer's work from both original German texts and texts in other languages; in addition essays; ar- ticles, surveys ete. on Gadamer's work publisbed in Turkish. The aim of this bibliography is to provide a modest contribution for those researching and wri- ting on Gadamer and this bibliography first Gadamer~s Turkish bibligraphy.

Keywords: Bibliograpby, L~nguage, Hermeneutics, Hans Georg Gadamer, Phi- losophy, Truth and Method

ÖZET

Bu çalışma 2008 yılı Aralık ayı itibariyle Türkiye' de bu güne kadar yayınlanmış

olan Hans- Georg Gadamer'in kendi yapıtlarının hem orijinal dilinden hem de farklı dillerden yapılmış çevirilerini ve onun üzerine yapılmış incelemeleri, de-

ğerlendirmeleri derli toplu bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu anlamıyla çalış­

ma, elden geldi_ğince Gadamer üzerine düşünen ve yazanlara bir katkı sağlama­

yı amaçlamaktadır ve ilk Türkçe Gadamer kaynakçasıdır.

Anahtar Kelimeler: Kaynakça, Dil, Felsefe, Henneneutik, Maı:tin Heidegger, Hakikat ve Yöntem

• Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Öğrencisi.

Kulatlguhilig Felrefo-Bilim Araşi/mıu/un Dergisi. Su)-1 15. M urt 1009. s. 173-192

(3)

. 174 lllehmet Olukiitiik

Giriş

Hans-Georg Gadamer'in 1960 yılında emekliliğine yakın bir dönemde yayımla­

dığı Hakikat ve Yöntem: Felsefi Hemıeneutiğin Temel Özellikleri adlı eseri, Heideg- ger'in Varlık ve Zaman (1927) adlı eserinden sonra felsefi Henneneutik alanındaki

en önemli eser olarak uluslar arası şöhrete ulaşmıştır. Kleine Sc/ı riften dışında yayım­

lanan çalışmalannın toplandığı on ciltlik Gesammelte Werke'ninı l. cildi olarak ye- rini alan ve A.B.D. 'nde İngilizce'ye çevrilmiş şekliyle ilk olarak 1975'te, gözden ge-

çirilmiş biçimiyle l989'da ikinci kez yayımlanan bu eser, Gadamer'in zengin ve de- rin düşüncelerinin kapsamlı ve bir bütünlük içindeki ifadesi olan magnımı opustur.ı

Gadamer'in özellikle bu eserde ortaya koyduğu ve diğer çalışmalannda desteklediği düşünceleri, sosyoloji, edebiyat teorisi, tarih, teoloji, hukuk, sanat felsefesi gibi sos- yal bilimlerde ve hatta tabiat bilim felsefesinde gittikçe artan ölçülerde izlerini bırak­

maya devam etmektedir. Ne var ki, ülkemizde Gadamer'in adı tümüyle yabancı ol- mamakla birlikte, henneneutik disiplini üzerine yazdığı makalelerinden bazı çeviri- lerinin dışında Türk okuruna doğrudan ve kapsamlı olarak hitap etme şansına tam an~

lamıyla henüz erişemeıniştirJ. Kaldı ki Gadamer'in çevrilen makaleleri ve Gadamer üzerine yapılan çalışmaların etraflı bir kaynakçası da yapılmamıştır. Bu anlamda bu makale Türkçe'de ilk Gadamer kaynakçasıdu. ·

Türkçe'de Hans-Georg Gadamer Kaynakçası, 2008 yılı Aralık ayı itibariyle Tür- kiye'de bu güne kadar yayınlanmış olan Hans-Georg Gadamer'in kendi yapıtlannın çeşitli dillerden yapılmış çevirilerini, üzerine yapılmış incelemeleri, değerlendirmele­

ri derli toplu bir biçimde ortaya koymayı ve elden geldiğince Gadamer üzerine oku- yan, düşünen ve yazanlara mütevazı bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Ama önce Gadamer'in hayat öyküsüyle ilgili -her· ne kadar bir filozofun bayatım kısaca anlat-

manın çok zor olduğunu bilsek de-kısa bir bilgi vermemiz yerinde olacaktır.

Gadamer'in

Kısa

Hayat Öyküsü

De nobis ipsis silemus (Kendi hakkında susmak dalıa iyidir). Gadamer'in dok- tora te~· danışmanı Paul Natorp'uo kendi öz geçmişiyle ilgili yazısının başında yer alan bu Latince ifadenin Gadamer iyin de geçerli olduğunu gösteren belki en önem- li kanıt, O'nun, aldığı felsefe eğitimi konusunda _1977'de yayımladığı Plıilosoplıisc-

ı Philosophische Lehıjahre: Eine Rückschau adlı hatıratını 1977'de neşrı:tmiş olan Gadamer'in külli-

yalı 1985-1995 yıllan arasında 10 cilthalinde (Gesummelte Werke, Tiibingen) yayımlanarak tamam-

lanmıştır.

ı Tatar, Burhanenin,"Hans-Georg Gadomer ve 'Hakikcıt ve Yöuıem' adlı Eseri", 19 Muyıs, Üuiversite- si, ilulıiyut FaJ.ıiltesi Dergisi, Sayı:l3, Samsun, 1999, s. 277.

J Gadamer'in baş yapın Hukikut ve Yöntem'in Hüsamettin Arslan ve İsmail Yavuzcan tarafından çevri- len ve üç ci lt halinde yayınlanılması planlanan çalışıı:ıa, bir istisna olarak verilebilir. İlk cildi 2008 yı­

lında Paradigm:ı yayınlan t:ınıfından yayınlanmıştır.

(4)

Hans-Georg Gadamer (19()().2002J"i Tanımak/Anlamak ı•e Türkçe'de Gadamer Kaynakç;JSI 175

/ıe Leluja/ıre (Felsefi Öğrencilik Yıllan) içinde kendisi hakkında hemen tümüyle sessiz kalırken daha çok hocalanndan söz etmesidir. Bununla birlikte araya serpiştir­

diği bilgi kınntılanndan yola çıkarak kendi felsefi hayatını ana hatlanyla belirlemek mümkün görünüyor.4

Gadamer, 1900 yılında Marburg'da bir kimya profesörünün oğlu olarak dünya- ya gelir. Gadamer babasının profesör olarak çalıştığı Breslau'da büyür ve liseyi bi- tirdikten sonra felsefe ve Almanca okumaya başlar. Okulu bitirdikten sonra 22 yaşın­

da, zamanının ileri gelen filozoflanndan biri olan Paul Natorp nezaretinde doktora-

sını tamamlar. Gadamer' in doktora tezi oldukça kısa bir kitapçıktır. Bu tez yazarı için sadece akademik kariyerio bir kuralını yerine getirmek için yazılmıştır. Gadamer ay-

nı yıl ağır bir hastalığa yakalanır. Bu hastalığına rağmen felsefe eğitimine devam et- mek için Freiburg'a Martin Heidegger'in yanına gelir. Gadamer ile Heidegger, daha önce Marburg'da tanışmışlardır. Gadamer doktoradan sonra doçentlik tezi yazmak için Heidegger'in yanına gider (Heidegger 1927 yılında Freiburg Üniversitesi Felse- fe Bölümü'nde Russeri'den boşalan kürsüye profesör olarak atanır). Fakat Heideg- ger eski Yunanca ve Latince'sinin yeteri kadar iyi olmadığından dolayı Gadamer'in doçe.ntlik tezini kendi yanında yapma isteğini geri çevirir. Gadamer burada bir sö- mestir kaldıktan sonra Marburg'a geri döner. Ga.damer, Marburg'da klasik filoloji okumaya başlar. Gadamer'in buradaki hacası Platon uzmanı olan Paul 'Fri- edlander'dir. Gadamer ünlü filoloji uzmanı Werner Jaeger'in düsüncelerini eleştiren

bir çalışma yapmasına rağmen onunla yakıniaşmayı da ihmal etmemiştir. Bu sayede Gadamer 1930'da Naumburg'da uluslar arası öneme h~iz klasik filoloji kuruluna üye olarak katılmayı başaracaktır. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra Martin Hei- degger'den yanında doçentlik tezi yazmak için davet alır.

Bunu parasal yönden sıkıntılarla geçen doçentlik yılları izlemiştir. Gadamer bu

yıllan hastalıklada boğuşarak geçirmiştir. Gadamer'in içinde yaşadığı kültürel çev- re başta şair Stefan Georg'un taraftarlan ile Grek edebiyat hayranlan ve diğer felse- fi okulların temsilcileri olmak üzere canlı bir entelektüel bir çevredir. Nasyonal Sos- yalizm diktatörlüğünden önce Gadamer kariyerini tamamlamıştır. Gadamer N azi dö- neminde de çalışmalarına devam etmiş ve kendisini bir kaç yıl süreyle Heideg- ger'den uzak tutmuştur. Gadamer 1937'de Leipzig Üniversitesi'ne profesör olarak

atanmıştır.

Gadamer Leipzig'de karİyerinden ve diplomatik ilişkilerinden dolayı büyük bir üne kavuştu. Leipzig Üniversitesi Almanya'nın en iyi üniversitelerin başında geli- yordu. Bu üniversitenin rektörü Helmut Berve gerçek bir nasyonalist ve aynı zaman- da iyi bir bilim adamıydı. Fizikci Werner Heisenberg, filolog Karl Reinhardt Gada-

ıner'in en iyi arkadaşlan arasındaydı.

Gadamer, 11. Dünya Savaşı'ndan sonra fizikci Cari Friedrich von Weizeckar ile

~ Tatar, Burhanenin,"Hans-Georg Gadamcr ve 'Hukikutı•e l'öntcmı' adlı Eseri", s. 279.

(5)

176 Mebmer 0/ukürük

birlikte Portekiz' e misafir öğretim üyesi olarak kabul edildi. Gadamer'in hem ken- disi hem de öğrencileri, rejim tarafından fazla rahatsız edilmemişlerdir. Gadamer bu- nun gerekçesi olarak kendilerinin yaptığı işin o günkü yetkili kişiler tarafından hafi- fe alınmasını gösterir. Gadamer II. Dünya Savaşı'ndan sonra Ruslann işgali altında­

ki Leipzig Üniversitesi'ne rektör olur ve mÜmkün olduğu kadar üniversitenin özerk-

liğini korumaya çalışır. Gadamer l947'de Frankfurt'a profesör olarak atandı.

1950'de Heidelberg Üniversitesi'ne gitti ve orada l968'de emekli olana kadar çalış­

tı. Savaştan sonra bu iki üniversitenin yeniden imannda Gadamer'in oldukça büyük

emeği vardır.s

Gadamer Heidelberg'de geçirdiği yıllar içinde gösterdiği performansla Avrupa

çapında bir üne kavuştu. Gadamer Walırheilund Metlıode (İng. Trulh and Method, Tr.Hakikat ve Yöntem, 1960) adlı eserini Fransızca verdiği ders notlanndan oluştur­

muştur. Aynca sonradan yazdığı pre-Sokratlarla ilgili kitabı da yine onun İtalyanca verdiği konferansiann bir araya getirilmesiyle oluşmuştur.

Gadamer'in ikinci hayat hikayesi onun profesörlüğü ile ilgilidir. Gadamer'in Frankfurt bayatı zorluklarla başlamıştır. Frankfurt' daki sosyal demokrat bürokrasi ile

yıldızlan biçbir zaman banşmarnıştır. O çalışahileceği zemini Heidelberg'de bul-

muştur. Gadamer burada Karl Jaspers ile birlikte lasa bir süre çalıştıktan sonra, Jas- pers kürsüsüoü Gadamer'e devrederek Basel'e profesör olarak atanmıştır. Jaspers, Gadamer'in Martin Heidegger'le olan ilişkisinden dolayı ona devamlı mesafeli dav-

ra.nmıştır. Gadamer savaş sonrası meşru görülen bütün baslalara rağmen l 949 yılın­

da Heidegger haklanda oldukça övücü uzun bir makale yaznuştır. Böyle bir yazı ka- leme almak herkesin Heidegger'den uzaklaştığı bir dönemde işgal kuvvetlerini bile bile karşısına a~mak pahasına oldukça cesaret isteyen bir şey olsa gerektir.6

Gadamer, Heidegger'in eski öğrencilerinden olan Karl Löwith'i Heidelberg'e felsefe bölümüne öğretim üyesi olarak davet etmiştir. Löwitb, N azi yönetimi tarafın­

dan emekliye sevk edilmiş ve kendi hocası Heidegger balğcında "Denker in diilfti- ger Zeil" (karanlık zamanın düşüoürü) adlı bir eser kaleme almıştır. Aynı zamanda . Gadamer 60'lı yıliann başında kendi hocalan Horkheimer ve Adomo tarafından kö- muameleye tabi tutulan Jürgen Haberması da üniversitede toplum ve siyaset fel- sefesi üzerine dersler vermek üzere getirtmiştir. Gadamer, Heidelberg'de "Piıilosop­

lıische Rımdschau" adlı dergiyi kurarak arkadaşı Helmut Kubn ile birlikte dergiyi

Almanya'nın uzun ömürlü ve en iyi felsefe dergisi yapma başansını göstermiştir. Ga- damer'in eserleri bu arada Amerika'da gittikçe tanınmaya ve okunınaya başlanmış­

tır. Gadamer'e kadar teolojiye ait olan hermeneutik kavramı bugün batı dünyasında anlamanın üzerinde düşünen. herkesin güvendiği bir kavram baline gelmiştir.

s Grondin, Jean. Sources of Hermeneutics. Albany: SUNY, 1995. s. 5

6 Topakkaya, Arslan, "Hans-Georg Gadamer'in Ardından", Felsefe ve Top/ımısul Bilimlerde Diyalog- lO!; Sayı:l\4, Temmuz, 2008, s. 4

(6)

Hans.Ceorg Gadamer {1 900-2002)'1 Tanımak/Anlamak ve Türkçe 'de Gadamer Kaynakçası 177

Onun ilk bocası Neo-Kantçılık akımına mensup Richard Hönigswald'tır. Gada- mer onun yanında transzendental felsefenin ne demek olduğunu öğrenmiştir. Mar- burg'da Nicolai Hartınann ve Paul Natorp'la birlikte olmuş ve onlardan dersler al-

mıştır. Fakat Gadarner için Martin Heidegger, Nicolai Hartman'a göre her zaman da- ha fazla anlam ifade etmiştir. Fenomonoliji'nin kurucusu olan "şeylerin kendisine"

bakış metodunu geliştiren Edmund Husserl ile, Russeri'in asistanı olan Heidegger hiç şüphesiz Gadarner'in felsefi gelişiminde önemli bir yere sahiptirler. Gadamer özeiiikle "anlama"nın (Verstehen) ne olduğunu sorusu bağlamında hocası Heideg- ger'den oldukça etkilenmiştir.

Heidegger'io tavsiyesi üzerine Gadamer bir eser kaleme alır. Bu çalışmanın baş­

lığı olarak seçilmiş "hermeneutik" kavramının kaynağı protestan teolojisidir. Wil- helm Dilthey'e göre hermeneutik kavramı, ruhsal bilÜ'r!lerin anlaşılması için temel bir kavramdır.? Gadamer bu görüşe katılmaz. Gadarnerin güvendiği isimlerden tea- log Rodolf Bultınann "Jenseits" (öteki taraf, ahiret) kavrarnma metodik. olarak ol- dukça farklı bir anlam yükleıruş ve İncil metinlerinin anlaşılmasında Bultmann'ın getirdiği bu yeni anlayış metnin ne demek istediğini anlamada oldukça faydalı bir

açılım sağlamıştır. Gadamer 1961 'de Bultmann'a yazdığı bir mektupta şöyle der:

"Ben bu kitabımda tamamen kendi tecrübelerime dayanarak klasik filozofların tec- rübelerini, sanatı ve hümanistik geleneği ve tarihsel bilincin tezalıürünü kendi muh- tevalanna bağlı kalarak temellendirmeye çalıştım. Bana öyle geliyor ki benim };lu ça-

lışmam teolojinin son yıllardaki gelişim trendiyle ve sizin teolojiyle ilgili çalışmala­

nnızla da oldukça örtüşmektedir".s

Gadamer anlama fenomenini, Dilthey'de olduğu gibi tinsel bilimlerin özel meto- doloji problemi olarak değerlendirmez. O anlamayı, insanın dünyaya yönelik bütün edimleriyle ilişkilendirir. Bundan dolayı Gadamer tarafından geliştirilen felsefi ber- meneutik., bir tinsel bilimler metodolojisi olarak kabul edilmez. Gadamer'in ortaya

koymuş olduğu hermeneutik., tinsel bilimierin sahip olduklan metotlann ötesinde ta-

şıdıklan gerçeklikler ile, bizim dünyaya ait tecrübelerimizi yakıniaştırma çabasıdır.9

Genel olarak maddeleştiTmek İstersek Gadarner bermeneutiğin önemli unsurlan-

nı şöyle sıralayabiliriz: !)Bütün anlamalarda özsel olarak önyargının olumlanması ve bu bağlamda otorite·ve geleneğin yeniden yorumlanması. 2)Anlama çemberinin\döo- güsünün "anlamanın yapısal ontolojik yönü" olarak değerlendirilmesi. 3)Anlamada

"zaman farklılıklannın" (Zeitabstaode) öneminin vurgulanması. 4)Taribsel etki (Wır­

kungsgeschichte) ilkesiyle, farkh görüşlerin kayaaşması olgusunun birlikte ele alın­

ması. 5)Anlamada önemli bir yere sahip olan başkasına yönelme teorisinin önenUnin

vurgulanması ı o. 6) Anlamanın birincil fonksiyonunun kendini anlama olduğunun al-

1 Topakkaya, Arslan, "Felsefi Henneneutik", Felsefe Dergisi, sayı:4, 2007. s. 80.

a Topakkaya, Arslan, "Hans-Georg Gadamer'in Ardından", s. 6

9 Topakkaya, Arslan, "Hans-Georg Gadıımcr'in Ardından", s. 7

ı o Topakkaya, Arslan, "Hans-Georg Gadıımer'in Ardından", s. 7

(7)

178 M~hmer Ulukütük

tını çizmesi ve dolayısıyla her anlamanın uygularnayı da içine alan geniş bir varoluş­

sal ve geleneksel bir faaliyet olduğunu savunması. 7) Anlamada sonı-cevap diyalek-

tiğinin ve sen-ben ilişkisinin önemin.i her fırsatta vurgulam'ası. 8)Anlamayı yöntem ta- sallutundan postmodem görecelik batağına düşmeden kurtannası. Bu sayılan ilkele- rin Gadaıner herıneneutiğinin temelini oluşturan ilkeler olduğu söylenebilir.

Son olarak henneneutikteki tarihsellik ve faoilik bilincinin nedeni ve kaçınılmaz

sonucu olan ölüm tecrübesinin Gadamer'deki tecellisine gelince: Gadamer'in yefat

ettiği tarih olan 15 Mart 2002 tarihli Der Tagesspiegel'de Kerstin Decker'in Gada- mer'in ölümü üzerine yazdığı yazı, ilgilileri için oldukça anlamlı bir başlık taşıyor­

du: "Önce Haberci Vardı!" (Am Anfang war der Bote!) Decker, Atina sokaklannda;

"Bana gerekli olmayan ne de çok şey görüyorum!" diye bağıran Sokrat'a benzettiği

Gadarner'i anlam'ı, anlama'yı, kendini-anlama'yı öne çıkaran bir düşünürolarak ta-

nıtıyor ve onun, Nietzsche'den başlayarak modem Alman düşüncesine (sadece Al- man düşüncesine mi?) canlılık getirmiş nadir ustalardan biri olduğuna işaret ediyor:

"O 20. Yüzyılın diyalog felsefecisidir, diyalog-biliminin kurucusudur.tt

Bu fotogrof muhtemelen Morburg'do çekilmiş. Tarih, 1923. Bu tarihte Heidegger 34, Gademer ise 23 yaşında. Heidegger'in ögrencisi Gademer'le hayatı, zamanı, tarihi paylaşımlannın birbirlerini ne ko-

dar et.kilediğinin resmi de soyılabilir bu fotoğraf. (Merdiven Şiir Dergisi, 2005/3. s. 2'den alınmıştır.)

Gadamer'in Felsefi Arkabahçesi

Gadamer, Heidegger'in öğrencisidir ve Heidegger Var/tk ve Zaman'ı yazarken- her ne kadar Heidegger bu yapıtını bitiremese de- onun yanında bulunmuş ve Hei- degger'in s9rulannı, Varlığın oeliği yönündeki iç gerilimlerini, çelişkilerini, arayış­

larını ve sancılarını bizzat tecrübe etmiş ve Heidegger'in felsefi arayışındaki sorula-

ıı Cündioğlu, Dücane, "Son Alman Filozofu Öldü", Yenişufuk Guzeresi, 22 Mart 2002.

(8)

Hans·Georg Gadaml!r (19(»2002)'1 Tanunak/Anlamak ve TOrk~e"de Gadamer Kııynakçası 179

n, kavramlan, Gadamer'in felsefi hermeneutiğinin her satınna sinmiştir. Ancak Ga- damer'in anlama ve yorumlama tarzı sadece Heidegger'e indirgenerek anlaşılamaz.

Gadamer'in anlama ve yorumlama yönündeki arayışlannı, sorgulamalannı ve en önemlisi de felsefi öngörülerini anlayabilmek için onun felsefi arkaplanına bakmak gerekir. Buna göre Gadamer'in felsefi arkaplanı Platon'un Diyalogları ile başlar. Di- yalog Batı-Avrupa felsefe geleneğinin temelini atan Eski Yunan düşünürlerinin ya-

pıtlarından beri, cüyalojik düşünme tarzı ve onun zemininde yöntem olarak gelişen

diyalektikte önemli bir rol oynar .. Gadamer'in felsefi lıermeneutiğinde ise, önemli kavramlardan olan; 'soru-cevap diyalektiği', 'yorumun diyalektiği', 'sorunun açıkla­

yıcı niteliği', 'anlamanın vazgeçilmez koşulu olan, anlaşılacak şeyi soru( n) haline getirmenin önemi', 'henneneutik anlamada dinlemenin önemi' ve 'anlamada Ben- Sen diyalektiği' gibi kavramların arkaplanında Platonik diyalogların etkisi rahatlıkla

görülebilirl2. Zira Platon'un kendi yapıtlannı diyalog şeklinde yazmasının nedeni, sadece Sokrates'e karşı hissettiği saygıdan dolayı değildir; anlatırnın monolojik ve otoriter niteliklerini ortadan kaldırmak için canlı konuşma tarzına başvurma düşün­

cesidir. Platon için diyalog ilkesi, bir hakikat güvencesidir. Çünkü söylenen şey sa- dece başkası tarafından algılandığı zaman ve başkasının onayıyla doğrulanır.

· Bunun yanında diyalogun hermeneutik için üç önemli yönü vardır: Dilsel olma-

sı, öznelerarası olmas1 ve uzlaşmayi sağlar oluşudw·JJ. Gadamer'in Platon 'un eser- leri üzerindeki uzun nefesli çalışmalan onda düşüncenin veya anlamanın daima bir diyalog süreci içinde gerçekleştiğikanaatini ortaya çıkardı. Anlamanın tarihselliği ve

dilselliği 14 ile ilgili araştırmalan bu diyalogun aynı zamanda tarihsel bir varlık tecrü- besi olarak ortaya çı.ktığı ve bu tecrübenin, daima dil içinde anlam kazanıp aktanla-

bildiği tezini ortaya atmasını sağladı ts.

Heidegger Platonik varlık kuramını niçinlik temelinde, kökten sıkı bir eleştiriye

tabi tutarak yeniden inşa etmeye çalışırken, Gadamer, Platon 'un diyaloglanndaki na-

sıllığa eğilir, onu anlamaya çalışır. Diyaloglardan diyalojik düşünme ve anlamanın

mantığını çözümlerneye çalışır. Ama Aristoteles'e gelince hocası Heidegger'le or- tak kaygılar taşıyan Gadamer, Aristoteles'teki Pronesis16 kavramına kendi felsefi

ı ı Nesterova, Svitlana, }funs-Georg Gadamer 'in Herme11eutiğinde Bir Aniuma Modeli Olurak Diyalog, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004. s.

125-147.

u Grondin, Jean, Plıilosoplıy ofGadumer. Trans. Katbryn Planı, British Library, 2003, s. 25-85.

ı4 Gadamer, Hans-Georg, "ei-Lugu ke Vusilımli'I-Hibrati"I-Hermellvilikiyye", Çev. Georg Tiimer, Fik- rim wa Fumı, sy. 75 (2000), s. 45.

•~ Tatar, u.g.m., s. 282.

•~ Plıronesis basitçe düşünmek anlamımı gelen plıroueiu fiilinden gelir. O nedenle bazı kimseler tarafın­

dan plırouesis diişılllceli olma, alllayış/ı/duyarlı olma olarak çevrilir. Plıronesis ile episteme arasında­

ki farklılık kendilerine konu edindikleri objelerin farklı olmasından ileri gelir. Plıro11esis değişmeye elverişli olan nesneler üzerinde düşünmeyi gerekli kılarken, bilim (episteme) değişmesi mümkün ol- mayan nesneler üzerinde düşünmeyi gerekli kılar. Bu aynm gerçekte ruhun akıllı yanının iki yanına işaret eder. Başka türlü olması mümkün olmayan zorunlu nesnelerle bilimsel yeti (episıemo11ikon) il-

(9)

180 Mehmet Ulukütük

hermeneutiğinde özel bir önem verirı7. Gadamer'e göreAristoteles'in ahlaki bilgi ta-

nımı, anlama sürecine en yalan modeli ortaya koymaktadır ıs. Zira Aristoteles, alıla­

ki bilgiyi (Pronesis-ahlaki pratik akıl-) teorik bilgiden {episteme) ayırmaktaçiır. Bu ikisinin en ayıncı özelliği, ahlaki bilgide, matematikte bulunan nesnelliği ve kesinli-

ği bulabilmenin mümkün olmayışıdır. Gadamer'in anlama ve yorumlamada poziti- vist kesinliği ve nesnelliği ciddi eleştirilere tabi tutmasında ve anlamanın-yorumla­

manın en nihayetinde de hakikati n bir yöntem meselesi olmadığının altınıısrarla çi:z;- mesinin arkaplanında Aristotelesçi bu tema vardır. Hatta Gadamer'e göre Kant'ın

çok farklı pratik akıl kavramı, evrenselliği gerektiren bir pratik akıl kavramı meyda- na getirdiği için, insan bilimlerinde Fichte'ten Marks'a yürürlükte kalacak en tehli- keli düşüncelerden biri olan, pozitivizmin kapısını açmıştı. Gadamer, Kant'ı insan bilimlerinde pozitivizme kapı açmasından ötürü eleştirir ve insan eylemi alanında

evrensel ve tikel arasında varolan ilişki türünü kavramaya Aristotelesçi plıronesis kavramının Kantçı yargı analizinden çok daha yeterli olduğunu ifade ederı9. Zira bi- limlere {episteme) özgü bilgiden ayn olarak bu 'etik bilgi topluluğunun etlıos'una,

topluluk içindeki güncel tarihsel ve kültürel şartlara bağlıdır ve Aydınlanmanın soyut evrensellik bahanelerinden feragat etmeyi ima eder20. Diğer yandan Aristoteles'in

gilenirken, başka türlü olması mümkün olan nesnelerle de tartan yan (logistikou) ilgili olur. Bilimsel yanda nesneler tümel kavramlar olurken, tartan yanda nesneler tikel olanlardır. Sonuç olarnk plırouesis yalnızca başka türlü olabilecek nesnelerle yani likellerle çalısır. Zira bilimsel bilgi ile plırouesis arasın­

daki fark da bilimsel bilginin tümellerle çalışırken, plırouesisin gerçekte tikellerle uğraşırken tümeller- le de uğraşması dır. Plıronesis için tümeller uygun durumlara taşınmak için kullanılırlar. Plıronesis tü- mellerle çalışmasa da onun bilgisine genel olarnk sahip olmalıdır; tıpkı eudaimouianın bilgisine sahip

olması gerektiği gibi. Bkz. Reeve C., Practices of Reusou, New York: Oxford University Press. 1992, s. 67. "Bilimsel alanda nesnelerin zorunlu olması kanıtlamaya izin verirken, plırouesis alanında konu edinilen nesnelerin özelliği gereği kanıtlamanın olması düşünülemez. Dolayısıyla plıronesis gerçekleş­

tirilen eylemin başka türlü·olması olasılığı nedeniyle bilim (episteme) olamaz." Aristoteles, Nikomak-

lıos'a Etik, Çev., Saffet Babür, Ayrnç Yayınlan, Ankara, 1996, 1140a 30- 35, 1140b 5.

17 Kna.n H. Ökten, "Heidegger'i.n Aristoteles'teki Pronesis Kavramını Alimlaması" Velıbi flacıkodiroğ­

lu Armuğam, Der. D.Özlem, H.Ökçesiz, Ş. Argın, Everest Yay. İ~tanbul, 2002, s. 300-35 ı, Gadamer,

"Aristo'nun Hermenötik ilgisi", Siyasi Hermenötik içinde, Der-Çev., Burhanettin Tatar, Etüt Yayın­

lan Samsun, 2000, s.l 07-119, Akın, Ergüden, "Gadamer'in Felsefesinde Aristoteles'in Yeri", Tiirki- ye /. Felsefe Mantık Bilim Tarihi Sempozyumu Bildiri/eri, Ya yına Hazırlayanlar, Kenan Gürsoy-Al- parslan Açıkgenç, Ankara, 1986, s.l65-ı75. Gadamer ve Aristoteles'teki·etik, teknik ve estetik kav- ramiann karşılaştırmalı tahlilini yapan makale için bakınız, Hasan Ünal Nalbantoğlu, "Etik, Estetik, Teknik", Defter Dergisi, Sayı: 45, Ankarn, 2002, s. ı 87-229.

ıs Gadamer, T.M. s. 315, bu bölümün çevirisi için bkz. Gadamer, "Aristo'nun Hermenötik ilgisi", Siya- si Hermenötik içinde, s. 107-119. Bu anlamda, İslam hukuk metodolojisinde öznenin (Müçtehit) nass- lar karşısındaki rolünü Gadamer'i.n Aristoteles'in kavramsallaştırmalan bağlamında eleştirdiği yakla- şımlar için bkz. Mehmet Paçacı, "İmam-ı Şafii'nin Metodolojisinde Öznenin Rolü: Hermeneutik Bir Eleştiri", Sünni Paradigmaıwı Oluşwmmda Şafii'nin Rolü, Seçki, Yayma Hazırlayan, M: Hayri K.ır-

başoğlu, Kitabiyar Yay. Ankarn, 2000, s. 163-179. ·

i9 Chantal Mouffe, "Radikal Demokrasi: Modem mi, Postmodem mi? Modemile Versus Postmodemile içinde, Çev-Der. Mehmet Küçük, Vadi Yayınlan, Ankarn, 2000, s. 304.

ıo Mouffe, a.g.m., s. 303.

(10)

Bans-Georg Gadamer (11}00-2002fi Tanımak/Anlamak ı•e Tiirkçe'de Gadamer 1\aynakçası 181

Pronesis kavramı üzerindeki tahlilleri onu1 pratik bağlamdan ayrı olarak teorik doğ­

rulara ulaşmanın bir yanılgı olduğu ve bu pratik bağlarnın sosyal bilimler için bir model teşkil edebileceği düşüncesine iletti21. Gadamer'in, Aristoteles'in pratik felse- fesinde ve modem Aristoteles olarak gördüğü, Hegel'in etik yaşam (Sittlichkeit) an-

layışında önemsediği husus pratik akla ve deneyimetanınan önceliktir22.

Pratik felsefeden bahsetmişken ·hemen belirtelim ki, Gadamer'in sık sık vurgu-

ladığı pratik felsefe ile Derrida'nın yapı çözümcü felsefesi praksis olarak geleneği

öne çıkarması bakımından birbirine benzer vurgular taşırlar. Ancak Gadamer' de ge-

leneğin daha çok 'birleştirici' ya da 'aidiyet boyutu' ('ufuk/arın kaynaşmas1' meta- forunda görüleceği üzere); Derrida'da ise 'farklılaştıncı' boyutu (differance ve dis- semination kavramlannda fark edileceği üzere) felsefi bir tartışma konusu haline ge- tirmektedir. Bu yönüyle Derrida 'nın saf praksis olarak gelenek anlayışı geleneğin bi- lincine imkan tanımadığı için bizi bir bakıma mistik bir tutumla yüz yüze bıraktınr23.

Mistik tutumun ise geleneğin derinliğine bir katiası olııbilir ama dinamik sürekliliği­

ne irnka.n tanıması mümkün değildir.

Diğer yandan hermeneutikteki anlama modellerine ilhamını veren referans nok- talanndan biri de bakikat sorununa yaklaşım biçimleridir. Hakikatİn algılanması ve

yorumlanmasında görülen farklılıklar hermeneutikle uğraşan filozoflana anlama ve yorumlama modellerini doğrudan etkilemiştir. Buna göre Gadamer'in hakikat anla-

yışı söz konusu olduğunda ne söylenebilir?

Öncelikle Gadamer'in hakikat anlayışını belirleyen iki temel hakikat anlayışı­

nın olduğunu söylemek mümkündür, bunlar; Heideggerci ve Hegelci hakikat aola-

yışlandır. Ayrıca bu hakikat anlayışlan belli açılardan Gadamerci hermeneutik göre- vi belirlemişlerdir. Gadamer'de hermeneutik görevin, Hegelci hakikat anlayışına ba- kan yüzünde özneye hermeneutik faaliyetinde daha teorik bir görev yüklediği, buna

karşılık, Heideggerci hakikat anlayışına bakan yüzünde ise, özneye ~speten pratik bir görev yüklediği görülür. Hermeneutik durumun aydınlatılmasında üstlenilen bu ikili rolün, Gadamer tarafından başarılı bir şekilde bir potada eritildiğini görüyo-

·ruz24. Zira Gadamer'e göre, bir şeyin ne olduğu ancak o şey haklanda konuşurken

ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan bir nesnenin hakikati dediğimiz şey, yani onun

ıı Taıar, u.g.m. s. 282. Aynca bakınız, O.F.Bollnow, "ifade ve Anlama" Hermene111ik Üzerine Yuzılur;

Çev-Der. Doğan Özlem, Ark Yayınevi, Ankara, I 995, s. I 04.

ıı Sezer, a.g.m. s. 284.

23 Burhanettin Tatar, "Nostalji ve Ütopya Arasında Gelenek Sorunu", Bilimname Dı/fiince Platformu, Sayı:6, İstanbul, 2004, s.l5-16. Hans-Georg Gadamer, "Pratik Bir Felsefe Olarak Henneneutik" Hu- kikul Nedir? Felsefi Fragmunlur, Der-Çev., Medeni Beyaztaş, Efkar Yayınlan, İstanbul, 2004, 87-1 I.

2~ Dursun, Yücel, "Gadamer'in Hakikat Anlayışının İki Kaynağı ve Henneneutiğin Görevi", Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: I, Ankara, 2004. s. 220. Aynca bakınız, Brice R. Waeh- terh:ıuser, "Söylediğimiz Şey Olmamız Gerekir mi? Insan Bilimlerinde Hakikat Üzerine Gadarher", Hemıeneutik ve Hümuniler Disiplin/el; Der-Çev., Hüsamenin Arslan, Paradigma Yayınları, İstanbul, 2002, s. ı 28.

(11)

182 Mebmtc Ulukücük

aşikarlığı ve gizli olmayışı kendine ait bir zamansallığa ve tarihselliğe'sahiptir, ba-

ğırnlıdır25. Burada şunu da belirtmek gerekir ki yukanda belirttiğimiz hakikat anla-

yışıyla Gadamer, kendi hakikat düşüncesini temellendirirken, tek bir gerçeklik oldu-

ğu, dolayısıyla bu gerçekliği ele almanın tek yöntemi olduğu görüşüne, yani poziti- vizme varan kartezyen düşüneeye karşı çıkınakla kalmamış, en az iki farklı gerçek- lik olduğunu dile getirip 'nesneye göre yöntem'e vurgu yapan, ancak yöntemi kendi

alanından kopartan D.iltbey'a da karşı çıkmıştır26. Her iki dururndaki tytumuyla Ga- damer, hakikat anlayışını daha da kendine özgüleştirerek ve farklılaştırarak tavrını,

teorik akla karşı pratik felsefeden ve tarihsellikten yana koymuştur.

Diğer yandan Heidegger'in anlamanın egzistansiyel (varoluşsal) yapısı ile ilgi- li derin tahlilleri Gadamer'in Batıdaki idealist ve romantik geleneği eleştİrmesi için bir temel sağladı. Bu bağlamda geliştirdiği "oyun" (des Spieles) kavramı ile idealiz- min öz-bilinç (self-consciousness) ile ilgili yanılsamalarını aşmaya çalıştı. Gada- mer'in 'oyun' kavramı üzerindeki analizleri Wittgenstein'la eleştirel bir diyaloga gir- mesini sağladı.27 Bu bağlamda Gadamer, Wittgenstein'ın 'dil oyunları' kavramının­

teorisinin hermeneutik yönünü değerlendirirken bu teorinin açmazlannı ve sınırlan­

gözler önüne serıneye çalıştı.

Gadamer, Schleiermacher'in hermeneutiği dinle sırnrlanamayacak kadar geniş

ve ayn bir bilim baline getirmesinden ve Husserl'in yönelimse/lik ve yaşam alanı kavramlanndan etk.ilenrniş ve bunu felsefi hermenutiğinde önemli ölçülerde vurgu-

lamıştır. Ancak Gadamer'in asıl vurgusu dile yöneliktir. Hekman'a, göre, Gada- mer'in insan bilimlerinin doğası konusunda Hakikat ve Yöntem'in başında yöneltti-

ği "anlama nasıl mümkündür" şeklindeki soruya verdiği cevap, tüm anlam(a)ın lin- guistik olduğu ve insan bilimlerinde anlamanın bu nedenle dil ortarnı içinde incelen- mesi gerektiğiclir. Bu, anlamanın dilselliğinin Gadamer'in yaklaşımının anahtarı ol-

duğu ve eserinin açıklanmasının odağı haline geldiğini dile getirmek, apaçık olan bir

şeyi gereğinden fazla vurgulamak gibi görünebilir. Hakikat _ve Yöntem 'de insan bi- limlerinin doğasını keşfetmek amacıyla yola koyulan Gadamer, şu kapsayıcı sorular dizisinin tartışmasına girişir: estetik tecrübenin doğası, oyunun rolü, insan bilimleri- nin ve ontolojinin tarihi. Gadamer'in bu kc>nularla ilgili analizinin aynntılarına tiı.k.ı­

lıp kalmak kolaydır ve eleştirmenlerinden çoğunun yaptığı şey de budur. Gadamer

ıs Gadamer, "Hakikat Nedir?", s. 26. .

26 Hans Georg Gadaıner, "Dilthey'in. Tarihselliğinin Güçlüklcrle Dolanışı" Metinler/e Hemıeneutik

Dersler. içinde, Çev., Doğan Özlem, Inkılap Yayınlan, istanbul, 1996, s. 347. Ayrıca bakınız, Nazile Kalaycı, "Gadamer ve Henneneutik" Yeditepe 'de Felsefe, Yeditepe Üniversitesi Yay., Sayı: 2, İstan­

bul, 2003, s. 350.

27 Amswald, Ulıich "On The Certainty ofUncertainty: Language Games and Fonn of life in Gadamer and Wingenstein". Gadamer

s

Century Essays 'iu Houor ofHaus Georg Gadumer, Edited by JeffMal- pas, Ulrieh Amswald and Jens Kertscher, Cambridge, 2002. s. 39. Mehmet Ulukütük, "Anlamın Dil- selliği İçindeki Oyunsalhk: Gadamer ve Wingenstcin'da 'Oyun' Kavramı", Akademik Aruşttrmc;lar Dergisi, Sayı: 39, 2008.

(12)

Bans.Oeorg Gadamer (1900-2002fi TanımaklAnlamak ve Türkçe'de Gadamer Kaynakçası 183

'in bu konularla ilgili anlayışı, özellikle de zor ontoloji sorunlanna yaklaşımı hakkıo­

daki tartışmalar gereğinden fazla uzundur. Bu tartışmalar, ulaştığı sonucun önemini gözden kaçırdıklan için Gadamer'in eserinin gerçek gücünü kavrayamamışlardır.

Nihai noktada önemli olan sorun, diğer bütün konulan anlamanın anahtan olduğu

için anlaşılması gerekenin dil olduğunun, ,açık ve kesin bir şekilde dile getirilmesi- dir2s. Bu konu, Gadamer 'in tartıştığı bütün diğer konulan gölgede bırakır ve kendi- siyle diğer konulara yaklaşılması gereken bir perspektif sağlar.

Daha geniş bir perspektiften bakacak olursak, Gadamer, Antik felsefedeki Aris- totelesçi pratik felsefenin ve Platoncu diyalog\diyalojik tutumunun yanı sıra Kıta Av- rupası felsefesinin sınırlan içinde sayılabilecek Modernite ve Aydınlanma eleştirile­

rinden, özgürleşmenin diyalektiğini kurmaya çalışan Habermas ve Marks'tan, yapı­

salcılık, postyapısalcılık ve postmodernizmden, tarihselcilik, henneneutik ve feno- menolojiden ve son olarak da varoluşçu akımlardan bem etkilenmiş hemı de onlann şimdiki durumlarının oluşmasına katkıda bulunmuştur. Ve Gadamer tüm

bu

etkenler-

le birlikte anlaşılabilecek bir filozoftur. Galiba Gadamer'i tanımak ve anlamak da onun etkileşirnde olduğu filozof ve akımlan bilmek, felsefi arkabahçesinden baber- dar olmak, kullandığı kavramlan bilmek demektir.

Gadamer ölümünden sonra bile -özellikle Almanya'da-en çok okunan ve ~e­

rinde tartışılan düşünürlerden biridir. Bu tartışmalann önemli bir bölümü onun felse- fi henneneutik akımı bağlamında geliştirdiği ilkelerin, özellikle anlamayla ilgili olanlann birbirini anlamakta oldukça güçlük çeken insaniann bu güçlüklerini orta- dan kaldınnada ne gibi bir çözüm sunabiieceği tartışmasıd1r. Genelde hayattaki en önemli sorun "insanların birbirlerini anlamama ya da anlamak istememe" sorunudur.

Dolayısıyla gerçek anlamanın ne olduğu ve insanları~ birbirlerini nasıl (daha) iyi ve

doğru anlayabilecekleri sorusuna Gadamer'in hiç şüphesiz önemli cevaplan varrur.29

Gadamer Kaynakçası Üzerine

Hans-Georg Gadamer üzerine okumaya, araştırmaya başlaruldığında birçok so- runla yüz yüze gelinir. Onun dilinin, düşünme yapısının ve düşünmelerinin arkapla-

nıru ortaya koymak onun anlaşılması için vazgeçilmez özelliklere sahipti,r. Bir başka

sorun da Gadamer'in Almanya'da bala yayınlanmakta olan toplu yapıtianna ülke- mizde -hem üniversitelerde(özellkamu) hem üniversiteler dışındaki kurumlarda-

ulaşmakta karşılaşılan maddi güçlüklerdir.

Tüm bu anılanıara ilişkin temel bir hazırlık yapmak adına ulaşılınak istenen Türkçe'deki Gadamer ve Gadamer üzerine yapılan çalışmalann -hemen hemen dü-

28 Hekm:ın, Sus:ın, Bilgi Sosyolojisi ve Hermeneutik, Çev., H. Arslan-B. Balkız, Paradigma Yayın lan, İs­

tanbul, 1999, s. 129.

29 Topakkaya, Arslan, "Hans-Georg Gadamer'in Ardından", s. 8.

(13)

184 M~bm~ı Ulukütük

şünmeye, yazmaya ilişkin her alanda olduğu gibi-dağınık, düzenleomemiş, okuyu-

cunun-araştırmacının ulaşabileceği, kullanabileceği biçimde işleomemiş olduğu açıktır. Gadamer'e ilişkin şimdiye kadar yapılmış birkaç kaynakça denemesi de -çe-

şitli düzeylerde kendini gösteren özen ~ksikliklerini ve başlı başına bir kaynakça ha-

zırlamaktan kaynal<Janan güç~üll.<leri de besaba katarsak- bu sılantıları büyük ölçüde içermektedir. Tam da bu nedenlerden ötürü konusu ne olursa olsun herhangi bir ko- nudaki bilgilerin ancak paylaştıkça çoğalacağıoa duyulan inançtan ve Türkçe'ınizde eksikliği gün geçtikçe artacağı tahmin\umut edildiği için bu kaynakça hazırlanmıştır.

Kaynakçada sırasıyla, görebildiğimiz kad.arıyla, bugüne kadar Gadamer'den di- limize çevrilmiş bütün kitap, kitap bölümü ve makaleler, özgün kitap, makale ve çe- viriler, son olarak da Gadamer üzerine ve Gadamer' den bahseden üniversitelerimiz- de hazırlanmış yüksek lisans ve doktora tezleri soyadlarının alfabetik sıralamasına

göre çeşitli başlıklar altında düzenlenmiştir.

A- Hans-Georg Gadamer'in Türkçe'deki Çevirileri: Kitaplar, Makaleler

- "Tarih Bilinci Sorunu", Toplum Bilimlerinde Yorıımcu Yaklaşım, Çev., Taba Parla, Hürriyet Vakfı Yay., İstanbul, 1990, s. 79-106.

- "Henneneutik", Der-Çev., Doğan Özlem, Hermeneutik Üzerine Yazılaı; Ark Yay. Ankara, 1995.

- "Dilthey'in Tarihselliğinin Güçlüklerle Dolaoışı", Metinler/e Hermeneutik Dersleri, Çev., Doğan Özlem, Metinler/e Hermeneutik Dersleri İçinde, lnkılap Yay., İstanbul, 1996, s.

322-353.

- "Gadamer, Hans-Georg'le Bir Söyleşi", Çev. Özkan Gözel, Tezf...ire, Ankara, (1 1-12), An- - kara,l997, 86-91.

- "Heidcgger'in Geç Dönem Felsefesi", Çev., Osman Bekiroğlu, Yolculaı; Sayı: 4, Bursa,

ı 999, s. 42-52.

- "Felsefe ve Edebiyat", Edebiyat Nedir? Der-Çev., Şahbender Çoraklı, Ahmet San, Babil

Yay., Erzurum, 2000. ·· ·

- "Aristo'nun Hermenötik İlgisi", Siyasi Herme11ötik, Der-Çev., Burhanettin Tatar, Etüt Yay.

Samsun, 2000. s.107-l19.

- "Heidegger ve Metafıziğin Dili", Çev. Osman Bekiroğlu, Yolcular, Sayı: 7, Bursa 2001, s.

26-32.

- "Suskun imge", Çev., Yasin Aktay, Tezlrire, Sayı:2l\ 2001, s. 37-44.

-"İnsan ve Dil", İnsan Bilimlerine Prolegomena, D.er-Çev., Hüsamettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002. s. 65-75.

- "Hermeneutik Refleksiyon un Kapsamı ve Fonksiyonu", Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bi- lim/et; Der-Çev., Hüsamettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002, s. 1-23.

- "Hermeneutik Problemin Evrenselliği", Hermeneutik ve Hiimaniler Disiplinleı; ·Der-Çev., Hüsamettin Arslan, İstanbul, Paradigma Yay., 2002. 61-73.

- "Metin ve Yorum", Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilimler; Der-Çev., Hüsamettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002, s. 284-321.

- "Hermeneutik ve Logosentrizm", Herme11eutik ve Hiimaniter Displi11let; Der-Çev., Hüsa- mettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002, s. 329-343.

(14)

Hans·Georg Gadamer (11)00.2002)"/ Tammak/Anlamak ve Türkçe·de Gadamer Kaynakçası 185

- "Jacques Derrida •ya Cevap", Hermeneııtik ve Biimaniter Disiplin/ei; Gadamer-Habermas;

Gadamer-Derrida Tartişmasi, Çev. Hüsamettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002.

s. 325-329.

-"Kuşkucu Henneneutik", Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilimler; Der-Çev., Hüsamettin Arslan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002, s. 149-161.

-"Eieşt1rilerime Cevap", Hermeneutik ve Biimaniter Disiplin/ei; Der-Çev., Hüsamettin Ars- lan, Paradigma Yay., İstanbul, 2002, s. 259-282.

- "Martin Heidegger ve Marburg Teolojisi", Çev. Ahmet Demirhan, Heidegger ve Teoloji, İn­

san Yay, İstanbul 2002, s. 181-190.

- "Ölüm Tecrübesi", Çev. Ali Rıza Aydın, Din Bilimler Akademik Araşhrmalar Dergisi, 2002\1, s. 105-112.

- "Hakikat Nedir?", Hakikat Nedir? Felsefi Fragmanlar; Der-Çev., Medeni Beyaztaş, Efidir Yay., İstanbul, 2004, s. 9-27.

- "Bir Pratik Felsefe Olarak Hermenutik", Hakikat Nedir? Felsefi Fragmanlar; Der-Çev., Medeni Beyaztaş, Efkar Yay., İstanbul, 2004, s. 87-1 ı 1.

-"İnsan ve Dil", Ha!.:ikat Nedir? Felsefi Fragmanlai; Der-Çev., Medeni Beyaztaş, Efkiir Yay., İstanbul, 2004, s. ııı-127.

-"Felsefenin Bilirnselliği Hakkında", Hakikat Nedir? Felsefi Fragmanlar; Der-Çev., Mede- ni Beyaztaş, Efkar Yay., İstanbul, 2004, s. 39-57.

- "Pratik Bir Felsefe Olarak Hermeneutik", Hakikat Nedir? Felsefi Fragmanlar, Der-Çev., Medeni Beyaztaş, Efkiir Yay., İstanbul, 2004, s. 87-1 ı 1.

- "Sanat ve Taklit", Çev., Osman Bilen, Merdiven Şiir Dergisi, Sayı: 3, İstanbul, 20Q5, s.79-89.

-"Şiir ve Taklit", Çev., Osman Bilen, Merdiven Şiir Dergisi, Sayı:!, İstanbul, 2005, s.7-l2.

- "Telif ve Yorum" Çev. Osman Bilen, Merdiven Şiir Dergisi, Sayı:2, İstanbul, 2005, s. 122- 130.

-"Sözsüz Tasvir", Çev., Osman Bilen, Merdiven Şiir, Sayı:8, İstanbul, 2006, s. 130-139.

- Giizelin Giincelliği-Bir Oyun, Sembol ve Festival Olarak Sanat-, Çev., Fatih Tepebaşlı,

Çizgi Kitabevi, Konya, 2005.

-"İnsanoğlunun Eksikliği Felsefenin Soru ve Cevapları", Çev., Süreyya İlkılıç, Avmpa Giin- liiğii, Sayı:6, İstanbul, 2005, s.365-378.

- Hakikat ve Yöntem, cÜt I (Walırlıeit und Metlıode}, çev. Hüsamettin Arslan-İsmail Yavuz- can, Paradigma yay. İstanbul, 2008.

B- Hans-Georg Gadamer Üzerine Türkçe'deki Çalışmalar: Çeviriler-Özgün Maka- leler, Gadamer'd~o Bahseden Makaleler, IGtaplar-Kitap Bölümleri

Adugit, Yavuz, "Gadamer: Pozitivist Bilim Anlayışının Reddi", Felsefelogos 27/28, İstanbul, Aralık 2005.

Aktay, Yasin, "Kuran Yorumlarının Hermenötik Bağlamı", İslami Araştırmalar, 9, 1,4, Anka- ra, 1996, s. 78 - l 02.

Armağan, Mustafa, Gelenek ve ModemlikArasmda, İz Yay., İstanbul, 1998.

--,"Dünyanın en uzun yüzyılı", Zaman Gazetesi, 16, 06, 1998.

Arslan, Hüsamettin, Hermeneutik ve Biimaniter Disiplin/ei; Gadamer-Habermas; Gada- mer-Derrida TartiŞI/Iası, Paradigma Yay., İstanbul, 2002 ·

Atari, Walid, "Gadamer'in Yorumlama ve Hakikat Teorisi", Divan İ/mi Araştmııalaı; Sayı: 8, İstanbul, 2001. s. 63-76.

(15)

186 Mehmec Ulukütük

Becermen, Metin, "Dil they, Heidegger ve Gadamer'de Anlama Sorunu", Uludağ Üniversite- si Fen-Edebiyat Fa/.:ültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 6, Bursa, 2004, s. 35-64.

Bemsteın, Richard, "Felsefi Yorumbilgisi: Temel Bir Varoluş Tarzı", Felsefe Tartişmalan

Dergisi, Sayı: 24, İstanbul, 2000, S. 137-143.

- - , "Henneneutikten Praksise", Retorik Hermeneıtfik Ve Sosyal Bi'limleı; Der, Çev., Hüsa- mettin Arslan, Paradigına Yay., İstanbul, 2002, S. 57-78.

Bemasconi, Robert, "Sanat' Eserinin Büyüklügü", Çev. Ahmet Aydogan, Merdiven Şiir, Sa- yı: 10, İstanbul, 2006, s. 107-130.

Bilen, Osman, "Gadamer'in Felsefi Hermeneutiği", Çağdaş Yorumbilim Kuramları, Kitabiyat Yayın lan, I. baskı, İzmir 2001, s. 113-141

Bruns, Gerard, Antik Hermenötik, Çev., İhsan Durdu, Yeni Zamanlar Yay. İstanbul, 2001.

Bozkurt, Nejat, "Gadamer'in Estetiği", Sanat ve Estetik Kuramları, Sarmal Yayın1an, İstan­

bul, 1995.

Bubner, Rudiger, Modem Alman Felsefesi, Çev., Aziz Yardımlı, İdea Yay., İstanbul, 1993.

Bultmaon, Rudolf, "Öoyargılar Olmaksızın Yorum Mümkün Mü?", Çev., Hafsa Fidan, WwwDinbilimleri Akademik Dergi, Sayı: 3, 2006, S. 3'07-314.

Cogito Dergisi, -"Gadamer'le Omuz Omuza", Cogito Dergisi, Sayı: 32.

Corliss, Richard L., "Schleiermacher'in Hermeneutiği ve Tenkidi", Çev. İbrahim Göreoer, Er- ciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitiisii Dergisi, Sayı: 9, Kayseri, 2000.

Cündioğlu, Dücane, "Son Alman Filozofu Öldü", Yenişafak Gazetesi, 22 Mart 2002.

- - , "Gadamer'le Gazali'ye Ulaşılabilir mi?'', Deıgalı Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 86, 1997.

Çelik, Sinan K., "Burjuva Düşüncesinin Antinomileri: Batı Metafiziğini Yorumsamacılıkla Aşmak Mümkün mü?", Praksis Üç Aylık Sosyal Bilimler De1gi'si, 200113. s. 26-82.

Çüçen, A. Kadir, "Bilim ve Teknoloji: Husserl, Heidegger ve Gadamer", Doğan Öilem Arnıa­

ğan Kitabı içinde, Yayma Hazırlayanlar, A. Güçlü, H.Erkızan, G. Ateşoğlu, Inialap Ya- yınları, İstanbul, 2004.

Danncr, H. "Eğitimsel Söylernde Hermeneutik: Temeller", Çev. Vefa Taşdelen, Ankara Üni- versitesi Eğitim Bilimleri Fakiiilesi De1gisi, Yıl: 2000, Cilt: 33,Sayı. l-2. . Davidson, Andrew, Türkiye'de Sekiilarizm Ve Modernlik-Hermenötik Bir Yeniden Değerlen­

dirme, Çev., Tuncay Birkan, İletişim Yay., İstanbul, 1998.

Dellaloğlu, F. Besim, 'Toplımısal'm Yeniden Yapılanması Habermas Üzerine Bir Araştırma, Bağlam Yay., İstanbul, 1998.

Deniz, Şefık, "Aşkın lık Problemi ve Hermeneutik Ontolojide Varlığın Birliği Sorunu", Tabu- larasa Dergisi, Sayı: 10, Isparta 2004, s. 105-109.

Derrida, Jacques, "Gadamer'e Üç Soru", Hernıeneutik ve Hiinıaniter Disiplinle1; Gadamer- Hpbermas; Gadamer-Derrida Tartışması, Çev. Büsarnettin Arslan, Paradigma Yay.~ İs­

tanbul, 2002. s. 321-325.

Durmaz, Birsen, "Anlama", Felsefe Ansiklopedisi (ed) Ahmet Cevizci, Etik Yay. İst. 2003, Dursun, Yücel, "Gadamer'in Hakikat Anlayışının İki Kaynağı ve Hermeneutiğin Görevi",

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Faldillesi Dergisi, Sayı: ı, Ankara, 2004, s. 219-230.

Ergüden, Akın, "Aesthetic Experience in Gadamer", A Clıapter in Art and Philosoplıy, İstan­

bul Aralık ı 990

- - , "Gadamer'in Felsefesinde Aristoteles'in Yeri", Tiirl..iye /. Felsefe Mantık Bilim Tarihi Sempozyumu Bildiri/eri, Yayma Hazırlayanlar, Kenan Gürsoy-Alparslan Açıkgenç, An- kara, 1986, s.ı65-175.

--,"Çağdaş Hermeneutik ve Bilimsel Yöntem" 1995 Felsefe Kongresi, Türk Tarih Kuru- mu, Ankara, Ocak, ı995. 19-21

- - n , "Gadamer'de Estetik Deneyim Kavramı", Felsefe ve Sanat {Ed: Öm!!r Naci Soykan),

Referanslar

Benzer Belgeler

Ülkemizde gerçekleştirilecek bir toprak tarım reformundan sonra kurulacak toprak ve tarım reformu kooperatiflerinin mevcut tarımsal amaçlı kooperatifler- den

• Proje adı: Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Yap-inan Oyun Davranışlarının Gelişimi ve Bu Oyun Türünün Sosyal ve Bilişsel Gelişimle İlişkisinin İncelenmesi”.. •

FELSEFE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS

3- İsmail HANOĞLU, “Kitâbu’l-Mulahhas fî’l-Mantık ve’l-Hikme Bağlamında Fahruddîn er-Râzî ve İslam Felsefesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Yapılan ki- kare analizi sonucunda katılımcı tipi “Toplam kalite yönetimi uygulamaları çerçevesinde iletişim kaynakları etkili ve verimli kullanarak iletişim

İkinci bölümde, yukarıda belirlenen kıstaslar çerçevesinde ülke karşılaştırmaları (ABD, İngiltere, Fransa) yapılacaktır. Bu karşılaştırmalar ile hükümet

5) Mezuniyet not ortalamasını gösteren çizelge/transkriptin orjinali ya da onaylı fotokopisi a) 100’lük not sisteminden mezun olan adayların, mezuniyet notlarını sisteme

5) Mezuniyet not ortalamasını gösteren çizelge/transkriptin orjinali ya da onaylı fotokopisi a) 100’lük not sisteminden mezun olan adayların, mezuniyet notlarını sisteme