• Sonuç bulunamadı

Doç. Dr. Mustafa SAYGIN SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Doç. Dr. Mustafa SAYGIN SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD"

Copied!
83
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doç. Dr. Mustafa SAYGIN

SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD

(2)

Uykuda solunum bozukluklarının sınıflandırmasını sayabilmelisiniz

Obstrüktif uyku apne sendromunu tanımlayabilmelisiniz

Obstrüktif uyku apne sendromununa etki eden faktörleri sayabilmelisiniz

Obstrüktif uyku apne sendromu tanı yöntemlerini sayabilmelisiniz

Polisomnografiyi anlatabilmelisiniz

Obstrüktif uyku apne sendromunu tedavilerini sayabilmelisiniz

(3)

Obstrüktif ve Santral Uyku Apnesini öğrenmek.

(4)

Uyku sırasında solunumda patolojik olarak

değerlendirilebilecek düzeydeki değişikliklere bağlı olarak gelişen ; bu hastalarda morbidite ve

mortalitenin artmasına yol açan klinik tablolar.

(5)

Obstrüktif uyku apne sendromu ( OSAS)

Santral uyku apne sendromu ( CSAS)

Üst solunum yolu rezistansı sendromu (UARS)

Obezite-Hipoventilasyon Sendromu ( OHS)

Overlap sendrom ( KOAH- Astım + Obstrüktif uyku apne sendromu) ( OVS)

(6)

Yaşamımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçirmemize rağmen uyku ile ilgili bilgiler oldukça yenidir.

 1929 yılında Berger ilk EEG kaydı yapmış ve uyku yeni bir boyut kazanmıştır.

1956’da Burwell tarafından Charles Dickens’ın yazmış olduğu romanda hastalığı en iyi tanımladığı düşüncesiyle Pickwickian Sendrom olarak tanımlamıştır.

 1965 Gastaut ilk kez polisomniyografiyi kullanmış, uykuda solunum bozukluklarına karşı ilgi artmıştır.

1973’te Guilleminault tarafından Uyku Apne Sendromu ayrı bir hastalık olarak tanımlanmıştır.

(7)

Uyku Apne Sendromu apne tipinin yoğunluğuna göre santral ve obstrüktif olarak ikiye ayrılır.

 % 90-95 oranında obstrüktif olarak tespit edildiği için

bahsedildiğinde Obstrüktif Uyku Apne Sendromu anlaşılır.

 1997’de ASDA (American Sleep Disorders Association ) OSAS tanımını uykuda tekrarlayan üst solunum yolu tıkanmaları ile

karakterize ve sıklıkla oksijen satürasyonunda azalmayla birlikte görülen sendrom olarak tanımlamışlardır.

 Hastalığın prevalansı % 1-5, DM prevalansı %3 olduğu

düşünüldüğünde hiç de az olmayan bir oranda görülmektedir.

(8)

OSAS’ın, orta yaş erkeklerde (40-60 y)

prevalansı % 4-8 dir.

Ülkemizde prevalansın % 2-4 dolayında olduğu

bildirilmiştir.

(9)

Apne; 10 sn veya daha fazla süreyle ağız ve burunda hava akımının olmamasıdır. Obstrüktif, santral, mikst olabilir

Obstrüktif apne; solunum çabasının sürmesine rağmen hava akımının olmamasıdır

Santral apne; hem solunum çabasının hem de hava akımının olmamasıdır

Mikst apne; başlangıçta santral tipte olan apnenin solunum çabasının başlamasına rağmen devam etmemesidir

Hipopne; 10 sn ve daha fazla süreyle hava akımında en az %50 azalma ile birlikte oksijen satürasyonunda %3’lük düşme ve arousal gelişimidir

Arousal; uyku sırasında daha hafif uyku evresine veya uyanıklık durumuna ani geçişlerdir

Apne-hipopne indeksi; uykuda görülen apne ve hipopne sayıları toplamının saat olarak uyku süresine bölünmesi ile elde edilir.

(10)

Obstrüktif Apne: Uyku sırasında solunum çabasının sürmesine karşın ağız ve burunda hava akımının

olmamasıdır.

(11)

Santral Apne: Uyku sırasında hem solunum çabası hem de, hava akımının olmamasıdır.

(12)

Mikst Apne: Başlangıçta santral tipte olan apnenin, solunum çabasının başlamasına rağmen sürmesidir.

(13)

Hipopne: 10 saniye veya daha fazla süre ile oksijen saturasyonunda % 3’lük düşme ya da arousal gelişimi ile

birlikte hava akımında en az %50 azalma olmasıdır.

(14)
(15)

Arousal: Uyku sırasında, daha yüzeyel uyku evresine ya da uyanıklık durumuna ani geçişlerdir. Apne ve

hipopneyi sonlandırır.

(16)

Hastalığın patofizyolojisi tam olarak açıklanamamıştır.

Üst solunum yolu genişliğini azaltan ya da kollabe olmasını kolaylaştıran faktörler OSAS’a eğilimi

arttırmaktadır.

(17)

Genel faktörler; yaş, cinsiyet, obesite, horlama, ilaçlar, genetik

Anatomik faktörler; spesifik anatomik leyonlar, Boyun

çapı(erkeklerde >43, kadınlarda >38), baş- boyun pozisyonu, nasal obstrüksiyon

Mekanik faktörler; Hava yolu çapı ve şekli, yatış pozisyonu, üst solunum yolu rezistansı, üst solunum yolu kompliansı, intraluminal basınç, ekstraluminal basınç, torasik kaudal traksiyon, mukozal adeziv etkiler, vasküler faktörler

Nöromüsküler faktörler; Üst solunum yolu dilatör kasları, dilatör kas/diyafragma ilişkisi, üst solunum yolu refleksleri

Santral faktörler; Hipokapnik apneik eşik, periyodik solunum,

arousal, sitokinler 17

(18)

Yaş

Erkeklerde farengeal rezistans artar.

ÜSY kas tonusu azalır ve horlama prevalansı artar.

Vücut yağ dağılımı, doku elastisitesi, ventilasyonun kontrolü, pulmoner ve

kardiovasküler fonksiyonlar üzerine olumsuz etkisi rol oynar.

(19)

Cinsiyet

Vücuttaki androjenik yağ dağılımının boyun

bölgesinin de içinde olduğu santral tipte olması ile ilişkili olabilir.

Erkeklerde farengeal ve supraglottik hava yolu rezistansı kadınlara kıyasla daha fazladır. Bu

özellik erkeklerde daha kolay ÜSY daralmasına ve daha kolay OSA gelişmesine neden olur.

(20)

Obezite

BMI 27 kg / m2’nin üzerinde ise kişi şişman kabul edilir.

Farengeal duvar çevresinde, lateral farengeal yağ yastıklarında aşırı yağ birikimi

Özellikle santral obesite ÜSY çevresinde yağ birikimi ile ÜSY açıklığı ve kompliansını etkiler.

Abdominal yağ birikimi ile de solunum paterni etkilenir.

(21)

Horlama

Uyku sırasında dilatör kas tonusunun azalması ile ÜSY’da bir daralma oluşur.

Daralmaya sekonder gelişen türbülan akım tüm farenks boyunca iletilerek klinikte horlama olarak karşımıza çıkar.

Tüm horlayanlarda OSA gelişmez.

Horlamaya bağlı yumuşak damaktaki vibrasyon hasarı hava yolu çaplarında değişikliklere yol açarak OSA

gelişimine katkıda bulunabilir.

(22)

İlaçlar

Alkol ve sedatif ilaç kullanımı ÜSY nöromuskuler aktivitesini azaltır.

Etanol hem apne sıklığını arttırır, hem de apne süresini uzatır.

Anestezikler de ÜSY kas aktivitesini azaltırlar.

(23)

Genetik

Aynı ailenin fertleri arasında OSAS’lı olgular tanımlanmıştır.

Çok sayıda konjenital hastalıkla ilişkilidir

(Trisomi 21, Fragile X, Prader-Willi Sendromu)

(24)

Spesifik Anatomik Lezyonlar

Boyun Çapı

Baş ve boyun pozisyonu

Nazal Obstrüksiyon

(25)

Spesifik anatomik lezyonlar

Adenotonsiller hipertrofi

Fasial dismorfizm

Mandibuler anormallikler

ÜSY kaslarının infiltrasyonu (miksödem,

akromegali, mukopolisakkaridozlar ve neoplastik hastalıklarda olduğu gibi ) da OSAS’a

predispozisyon oluşturur.

(26)
(27)
(28)
(29)

Boyun çapı

Erkeklerde 43 cm,

Kadınlarda ise 38 cm üstü anlamlı kabul edilmektedir.

(30)

Mekanik faktörler

Hava yolu çapı ve şekli

Supin pozisyonu

ÜSY Rezistansı

Transmural basınç

Farengeal komplians

Torasik kaudal traksiyon

Vasküler faktörler

Mukozal adheziv kuvvetler

(31)

Normal Horlayan Apneik

(32)

Horlama

Tanıklı apne

Gündüz aşırı uyku eğilimi

Uykuda boğulma hissi

Atipik göğüs ağrısı

Nokturnal aritmiler

Yetersiz ve bölünmüş uyku

İnsomnia

Karar verme yeteneğinde azalma

(33)

Hafıza zayıflaması, unutkanlık

Karakter ve kişilik değişiklikleri

Çevreye uyum güçlüğü

Depresyon, anksiyete, psikoz

Uykuda anormal motor aktivite

Uyanınca baş ağrısı

(34)

Ağız kuruluğu

Gece terlemesi

Nokturnal öksürük

Noktüri, enürezis

Libido azalması, empotans

İşitme kaybı

Gastro-özofageal reflü

(35)

ÜSY patolojileri

KOAH , astım,restriktif akciğer hastalıkları

Endokrin hastalıklar (Hipotiroidi,akromegali)

KVS hastalıkları

Kollojen doku hastalıkları

Nörolojik ve psikiatrik hastalıklar

(36)

Kesin tanı koydurucu bir bulgusu yok

Kesin tanı multidisipliner yaklaşımla muayene önemli (Göğüs hast., Nöroloji, Psikiyatri, KBB, Diş hek.)

Çoğu obez, kısa-kalın boyunlu

Sıklıkla ÜSY’ na ait bulgular

Eşlik eden hastalık bulguları

(KOAH, hipotiroidi, akromegali vs.)

Hipertansiyon, aritmiler, siyanoz, sağ kalp yetmezliği ve kor pulmonale bulguları

(37)

Sefalometri

BT

MR

Somnofloroskopi

Akustik refleksiyon

(38)
(39)

Nasofarengolarengoskopi

(40)

Kan tetkikleri

EKG

Solunum Fonksiyon Testleri (SFT)

Kan gazları

(41)

Uyku hastalıkları tanısında

‘ altın standart ’ olarak kabul edilir.

(42)
(43)

EEG (Elektroensefalografi)

EOG (Elektrookulografi)

EMG (Elektromyelografi)

±

EKG (Elektrokardiyografi)

(44)
(45)
(46)
(47)
(48)

Yüzeyel uyku süresi artıp, derin uyku (Evre III-IV) ve REM periyodu azalmıştır.

Sık tekrarlayan apne, hipopne ve arousallar vardır.

Sık tekrarlayan oksijen desaturasyon dönemleri

(49)

REM evresinde apne süre ve sıklığının artıp, oksijen desaturasyonunun daha da

derinleşmesi,

Paradoksal karın ve göğüs hareketlerinin varlığı,

Sık sık apne nedeniyle kesintiye uğrayan düzensiz gürültülü horlama.

(50)
(51)
(52)
(53)

SINIFLAMA

AHİ < 5 NORMAL

AHİ 5 - 15 HAFİF

AHİ 16 - 30 ORTA

AHİ > 30 AĞIR

(54)

AHI > 5 ve klinik semptomların birlikte olduğu sendromdur.

Klinik Semptomlar:

a. Horlama

b. Tanıklı apne

c. Gündüz aşırı uyku eğilimi

(55)

Konservatif tedavi

Kilo kaybı

Pozisyonel tedavi

Risk faktörlerinin eliminasyonu

AHİ > 20 tedavi edilmeli

AHİ 5-20 tedavisiz takip

AHİ<5 ÜSYRS ?

(56)

Düşük kalorili diyet

Gastrik cerrahi

Intestinal bypass

Farmakolojik tedavi

(57)

OSAS’lı hastaların % 50-60’ında , vücut

pozisyonu apne ve hipopnelerin sıklığını etkiler

AHİ supin pozisyonda artar, lateral pozisyonda ve başın 30° - 60 ° elevasyonunda azalır.

(58)

Supin pozisyonda lateral pozisyona göre solunumsal olay sayısı en az 2 kat olan ve lateral postürde AHI < 15 / st olan hastalarda pozisyonel tedavi düşünülebilir.

Pijama arkasına tutturulan tenis topu benzeri materyaller ucuz ve basit bir yöntem olabilir.

(59)
(60)

Alkol

Sedatifler

Sigara

(61)

Solunum stimülanları

Trisiklik antidepresanlar

Serotonin antagonistleri

Antihipertansifler

Sedatif-hipnotik ajanlar

Spesifik tedaviler

(62)

Ağır OSAS’lı hipotiroidili olgularda , CPAP tedavisiyle birlikte tiroid replasman tedavisi verilmelidir.

Daha hafif şiddette OSAS’lılarda tek başına tiroid replasman tedavisi denenebilir.

(63)

OSAS’ın tedavisinde farmakolojik

ajanların kullanımı ile ilgili çalışmalar

hayal kırıcı olmuştur.

(64)

Oral apareyler mandibula ve dili öne iterek doğrudan hava yolu çapını arttırırlar.

Oral apareylerin etkilerinden 2 temel

mekanizma sorumludur : kros-kesitsel çapta artış , ve artmış kas tonusu nedeniyle oral ve farengeal kasların daha iyi stabilizasyonu

(65)
(66)
(67)

Endikasyonları :

Hafif - orta OSA

CPAP başarısızlığı Cerrahi başarısızlık

Planlanan cerrahi öncesi Kilo verme sırasında

(68)

Kontrendikasyonları :

 Kronik temporomandibuler bozukluklar

 Santral uyku apne

 Çocuklar

 Dişi olmayanlar

(69)

Yan etkiler:

Çene eklemi sorunları

Tükrük artışı

Aspirasyon

(70)

Cerrahinin ve nazal CPAP’ın başarısız olduğu olgularda

denenebilir ; ancak , solunumsal

uyku bozukluklarının tedavisindeki rolü açık değildir.

(71)

UPPP (Uvulopalatofaringoplasti )

(72)
(73)

1981’de Sullivan ve ark. tarafından geliştirilmiştir.

Etkin ve noninvaziv bir tedavi yöntemidir.

OSAS tedavisinde birinci seçenektir.

(74)

OSAS: CPAP uykuda gelişen apne ve hipopneleri ve bunlara bağlı oksijen desatürasyonu ve arousal’ları yokeder., CPAP OSAS tanısı almış tüm hastalarda endikedir.

Horlama

Santral uyku apne sendromu

(75)

Semptomları gözönüne alınmaksızın Aİ en az 20 veya AHİ en az 30 olan olgular

AHİ en az 10 olan ve GAUH olan olgular

Solunumsal arousal indeksi en az 10 olan ve GAUH olan olgular

(76)

Amaç yan etkiler ortaya çıkmadan ÜSY

obstrüksiyonunun kaybolmasını sağlayan en etkin CPAP basıncını bulmaktır.

Genellikle optimal basınç 5-15 cmH2O arasında değişir.

(77)

Tek gece CPAP’sız uyumadan sonra gündüz aşırı uykululuk geri döner.

CPAP tedavisi kesildiğinde apneler ve semptomlar geri döner.

Tüm gece boyunca kullanılmalıdır.

Hastalar 1. ve 3. ayda ve 6 ayda bir izlenmelidir.

(78)

Apne-hipopne, artmış solunum çabası ve arousallar azalır, hatta kaybolur

Oksijen satürasyonu normalleşir,

Uyku yapısı düzelir,

Üst solunum yolu lateral çapı artar,

Horlama ve gündüz uykululuğu kaybolur

(79)

Burun bantları

Nasofarengeal tüp

Elektrik uyarıları

(80)

Kardiyovasküler

Nörolojik

Psikiyatrik

Endokrin

Hematolojik

Nefrolojik

Ani ölüm

(81)
(82)

TEŞEKKÜRLER

SORULAR?

(83)

saglikveuyku.com

adresinden indirebilirsiniz.

Referanslar

Benzer Belgeler

1’den 9’a kadar, 9 adet rakam› üçgenlerin içine öyle yerlefltirin ki kenar uzunlu¤u 2 birim olan tüm eflkenar üçgenlerin içerisindeki rakam- lar toplam›

 Parlak ışık karşısında NREM 1 ve NREM 2’de % 85’inden fazlasına yanıt vermediği görülmüştür.. UYKUNUN

▪ Konjuge, düzensiz, genellikle &lt;500msn süren ilk defleksiyonu olan keskin zirveli göz hareketleri. ▪ Uyanıklık

 Büyüme hormonu geceleri yavaş dalgalı uyku periyodunda salgılanır,yavaş dalgalı uyku periyodu bebeklerde hakim olup yaşla azalır... YAVAŞ DALGA UYKUSU

Surgical treatment o f po st-transplant encapsulating perito neal sclero sis: A single-center experience Surgical treatment o f po st-transplant encapsulating perito neal sclero sis:

Kontraksiyon olayları aktif iyon pompalarınm faaliyetine bağlı ol ­ duğuna göre (4) anaerob enerji kaynaklarmm bertaraf edilmesi halin ­ de «E» ve «K» mekanizmalannın

 İlk olarak 1965’te Paris’te uyku ile ilgilenen bilim adamları bir ayara gelmiştir..  Yine 1965’te ilk olarak uyku sırasında nefes durması

gözlemlediği uyku apnesi veya gündüz aşırı uykululuk hali olup olmadığı uzman hekim tarafından OSAS olduğu düşünülen adaylardan PSG raporu istenir. 45 yaşından büyük