• Sonuç bulunamadı

Davy Kirkpatrick’in başkanlığını yaptığı bir araştırma ekibi ise, L sını- fı diye tanımladıkları ve kırmızı cü- celerden de daha soluk yıldızlardan oluşan yeni bir grup yıldız keşfettik-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Davy Kirkpatrick’in başkanlığını yaptığı bir araştırma ekibi ise, L sını- fı diye tanımladıkları ve kırmızı cü- celerden de daha soluk yıldızlardan oluşan yeni bir grup yıldız keşfettik-"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ocak 1999

7 Gökbilimcilerin kuşaklar boyun-

ca belleklerine kazımış oldukları 7’li yıldız skalası tarihe karıştı. Amerikalı bir grup bilim adamı sekizinci bir yıl- dız türü bulduklarını açıkladılar.

Şimdiye kadar yıldızlar büyükten küçüğe doğru O ve B (mavi), A (be- yaz), F (sarı-beyaz), G (sarı), K (tu- runcu cüce) ve M (kırmızı cüce) ola- rak sıralanıyorlardı. Kaliforniya Tek- noloji Enstitüsü’nden (Caltech) J.

Davy Kirkpatrick’in başkanlığını yaptığı bir araştırma ekibi ise, L sını- fı diye tanımladıkları ve kırmızı cü- celerden de daha soluk yıldızlardan oluşan yeni bir grup yıldız keşfettik-

lerini açıkladı. Araştırmacılar bulgu- larını 2-Mikron Tüm Gökyüzü Tara- ması Projesi’nin 1,3 metrelik ikiz te- leskoplarıyla sağlanan verilere dayan- dırıyorlar. İkiz teleskoplar uzunca bir süredir gökyüzünün tüm bölgelerini yakın kızılötesi dalga boylarında tarı- yorlar. Kirkpatrick ve ekibi, keşifle- rine bu yıldızlar arasında en soğuk ve en kırmızı olanları inceleyerek ulaştı- lar. Gözlemcilere göre, yeni sınıfa ait yıldızların yüzeyleri, kırmızı cüceler- de rastlanan titanyum oksit (TiO) ve vanadyum oksit (VaO) gibi paslar açı- sından fakir. 1500-2000 kelvin civa- rındaki yüzey sıcaklıkları da kırmızı-

lara göre daha düşük. Buna karşılık, sınıfın yeni öğrencileri demir ve krom hidridleri ile sodyum, potas- yum ve sezyum gibi alkali metaller açısından görece zengin. L sınıfı yıl- dızlar, "kahverengi cüce" denilen ve küçük kütleleri nedeniyle merkezle- rinde nükleer tepkime başlatamamış bir "yıldızımsı" grubun içinde bulun- du. Henüz "renk"i belirlenmemiş ye- ni cüceleri, kahverengilerden ayıran bir özellikleri de, onların belirgin işa- reti olan metan (CH4) gazından yok- sun bulunmaları.

Raşit Gürdilek

Sky and Telescope, Kasım 1998

Yeni Bir Yıldız Türü Bulundu

Üç, on, ya da yüz yıldız karşılık- lı birbirlerini çekerlerse, her biri nasıl bir yol izler? Bu problem “n- cisim problemi” adı altında çözü- mü bulunamayan ünlü matematik problemleri arasına girmiştir. New- ton’un kütleçekim yasası iki cis- min etkileşmesini ifade eder. Ge- zegenlerin karşılıklı kütleçekimle- rinin sonuçları kesin olarak belirle - nemez, ancak yaklaşık olarak he- saplanabilir.

Geçen yüzyılda Fransız mate- matikçisi Henri Poincaré bu prob- lemin çözülememesinin, n cisimli sistemlerin hareketlerinin kararsız ve kaotik olmalarına bağlı olduğu- nu gösterdi. Başlangıç durumunda- ki en ufak değişmeler cisimlerin

tümüyle farklı bir yol izlemelerine yol açar. Manchester’deki (New Hampshire) Saint Anselme Kole- ji’nden Amerikalı matematikçi Gregory Buck, bu probleme yakla- şık ve özel çözümler (daha doğrusu çözüm aileleri) bulmuştur.

Durum çok sayıda cismin, tıpkı bir kolyenin incileri gibi yan yana dizilmesini andırmaktadır. Bu kol- yeler matematik olarak olasıdır;

bununla beraber gözlenemeyecek kadar kararsızdırlar. Bu cisimler kaç tur yaptıktan sonra kaotik bir hal alıyorlar? Şimdilik bunu bile- miyoruz. Bulabildiğimiz çözüm, bu durumda matematiksel bir çözüm olarak kalıyor.

Science et Vie, Ekim 1998

“n-Cisim” Problemi

“Üç milyar yıl önce Dünya’da d ö rt kuzey kutbu, dört de güney kutbu vardı”; böyle diyor New York’ta Lamont-Doherty gözlemevi- nin iki jeologu ve Norveç Jeolojik Çalışmalar Laboratuvarı’ndan araş- tırmacılar. Bu şaşırtıcı sonuca yaşları 250 milyon yılla 3,5 milyar yıl arasın- da değişen kayaların manyetik özel- likleri incelenerek varıldı. Bir kaya oluşurken Dünya manyetik alanının bir kopyasını oluşturur. Jeologlar ka- yaların yaşını ve mıknatıslığını ölçe- rek anakaraların izlediği yolu bulabi- lirler. D. Kent ve M. Smethurst kü- çük (sıfıra yakın) enlemlerden gelen kayaların daha fazla olduğunu bul- dular. Bunun iki açıklaması olabilir- di; ya anakaralar ekvatora bugüne değin sanıldığından daha yakındı, ya da bir zamanlar Dünya’mız 8 kutup - luydu. Bu son varsayımı jeomanye- tik uzmanlarının bir bölümü kabul etmiyorlar.

Science et Vie, Ekim 1998

Dünyamız Sekiz

Kutuplu muydu?

Referanslar

Benzer Belgeler

Çolak’ın 2018 yılında yapmış olduğu “Sürdürülebilir Kentleşme Kapsamında Sakin Şehir Uygulaması: Yalvaç Örneği” isimli tez Yalvaç’ın Cittaslow unvanı ile ilgili

• İSİB (İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği) Yılın En Çok Hava Kanalı İhracatı Yapan Markası Ödülü’nü aldı.. • Türkiye’de ilk

In this study, P wave dispersion (PWD), which is a marker of regional differences in atrial depolarization in electrocardiography and has been demonstrated to be beneficial in

Bağlanma teorisinin birçok karakteristik özelliği din psikologlarına, yapacakları araştırmaları için rehberlik edici veriler sunmaktadır. Psikanalitik teorilerde olduğu gibi

Hastaya minimal zararla en uygun tedavinin seçilebilmesi için fizikçi hastanın istenilen dozu alması için gerekli süreyi hesaplar, doktor tarafından istenilen tedavi

b) Aykırı şekiller: Heliktit veya egzantrik, mağara kalkanı, mağara çiçeği, mağara iğnesi, mağara karnı-. baharı, patlamış mısır

Costa'nın öğretimi yetersiz kalınca babası onu ünlü kemancı şef ve besteci Alessandro Rolla' ya (1757-1841 İtalyan kemancı, orkestra yönetmeni ve besteci) götürür ve

Bu say›y› fazla bulanlara göre, böylesine enerjik parçalar›n, Dünya’ya ulaflmadan önce enerjilerinin büyük bölümünü Büyük Patlama’n›n fosil kal›nt›s› olan ve