DENEME 1. öğrencilerin öğrenme kriterine ulaşıp ulaşmadığı ölçülür. Ulaşamayanlar için ek öğretim hizmetleri uygulanır.

(1)

DENEME 1

1. Öğrencilerin sınıf içerisinde eğlenme ihtiyacının karşılanması gerekir. Özellikle okul öncesi ve ilko- kul düzeyinde öğrenciler oyun döne- minde oldukları için dersler anlatım ve alıştırma yaptırmak yerine oyun temelli olarak yürütülmelidir. Gam- ze Hanım, öğrencilerinin bu gelişim özelliğini göz ardı ettiği için öğrenci- ye görelik ilkesini ihmal etmektedir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2. Sunuş yolu ile öğretim bilgi ak- tarımı içeren öğretmenin merkezde olduğu bir stratejidir. Sunuş yolu ile öğretim de kullanılabilecek teknikler; anlatım, soru cevap, bilgisayar destekli öğretim, bireyselleştirilmiş öğretim ve gösteri gibi tekniklerdir.

Ancak argümantasyon öğrencilerin öncesinde bir araştırma yapmalarını ve sınıf içerisindeki tartışmada ortaya attıkları fi kirleri bu araştırmada elde ettikleri bilimsel bulgulara göre dayanaklandırmalarını gerektiren bir tekniktir. Bu sebeple sunuş yolu ile öğretimde kullanılamaz.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

3. Buluş yolu ile öğretim öğren- cilerin öğretmenin verdiği örnekler ya da materyallerle sonuca ulaştığı stratejidir. Öğrenciler sonuca ulaşa- mazsa öğretmen ipuçları sunabilir.

Ancak kesinlikle bilgi aktarımı yapıl- maması gerekir.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

4. 5E modelinin aşamaları;

Giriş: Öğrencilerin dikkatinin çekil- diği, güdülendiği, hedeften haberdar edildiği ve ön bilgilerinin su yüzüne çıkartıldığı aşamadır.

Keşfetme: Öğrencilerin zihninde bilginin ilk olarak yapılandırıldığı aşa- madır.

Açıklama: Yapılandırılan bilgideki ek- siklik ve yanlışlıkların giderilmesinin sağlandığı aşamadır.

Derinleştirme: Yapılandırılan bilgi- nin yeni bir durumda kullanılmasının sağlandığı aşamadır.

Değerlendirme: Öğrencilerin zihin- lerindeki yapısal değişikliklerin ölçül- düğü aşamadır.

5E modeli yapılandırmacılığın bir uygulama şekli olduğu için hiçbir aşa- masında bilgi aktarımı yapılamaz.

5. Bloom tarafından geliştirilen tam öğrenme modeline göre, olumlu şartlar sağlandığında herkes her şeyi öğrenebilir. Derse ilk önce giriş davranışlarının ölçülmesi ile başla- nır ve giriş davranışları uygun değil- se tamamlama öğretimi yapılır. Ders işlenirken, pekiştirme, ipucu, dönüt/

düzeltme ve etkin katılımdan fayda- lanılır. Daha sonra izleme testi yapı- larak öğrencilerin öğrenme kriterine ulaşıp ulaşmadığı ölçülür. Ulaşama- yanlar için ek öğretim hizmetleri uy- gulanır.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

6. Soru cevap kullanarak derse etkin katılımlarını sağlamış, doğ- ru cevap verenlere gülümseyerek pekiştirmeyi uygulamış, başı ile ce- vapları onaylayarak dönüt vermiş, sözel işaretler sunarak ipucu ver-

(2)

miştir. Ancak giriş davranışları testi yapmasına rağmen eksiklikler için tamamlama öğretimi yaptığından bahsedilmemektedir.

7. Radikal yapılandırmacılığın ku- ramcısı Glassersfeld’e göre kültür ve tarih bilginin yapılandırılmasın- da etkilidir. Ayrıca bilgi dış dünyayı yansıtmak zorunda değildir, öznel olarak kişinin iç dünyası ile ilgilidir.

8. Dikkat çekme dersin giriş aşa- masında ilk yapılması gereken etkinliktir. Öğrencilerin dikkatini çek- mek için derse girişi farklı herhangi bir şey yapılması yeterlidir. Basket- bol forması ile girilmesi örnek olabilir. Materyal ile gelmek de dikkat çekme etkinliğidir. Basketbol topu ile gelmek bunu örnekler. Kısa bir fi lm ya da hikâye anlatmak da dikkat çekme etkinliği olarak kullanılabilir.

Ancak basketbol sahasının ölçüleri- ni sorması konunun işlenmesi esna- sında sorulabilecek bir sorudur.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

9. Nunley tarafından geliştirilen basamaklı öğretim modelinde öğ- rencilere C basamağı, B basamağı ve A basamağı olmak üzere farklı düzeylerde etkinlikler sunulur ve öğ- renciler kendi etkinliğini seçerler.

10. Basamaklı öğretimde öğrenciler yapacakları etkinlikleri yani görevleri mutlaka kendileri seçmelidirler. Öğ- rencilerin hazırbulunuşlukları yeter- siz ise öğrencilere C basamağındaki etkinlik grubundakilerden seçmesini isteyebilir. Ancak etkinliği öğretmen seçemez.

11. Kitlesel çevrimiçi açık kurslar (MOOC) İnternet tabanlı öğretimdir.

Çünkü sadece İnternet üzerinde bir ders alınması söz konusudur. Se- çeneklerde yer alan İnternet destekli öğretim kafa karıştırabilir, ancak İnternet destekli olabilmesi için ör- gün bir kurumda aldığımız derslerin (gerçek bir sınıf ve gerçek bir öğret- men olan) İnternet teknolojileri ile desteklenmesi gerekirdi. Soruda ise sadece İnternet üzerinden öğrenildi- ği vurgulanmıştır.

12. Yaşam boyu öğrenme kuramı- na göre, öğrenme sadece okullar ile sınırlandırılamaz. Her daim öğ- renme ihtiyacımız vardır. Deniz’de bu ihtiyacını karşılamak için İnternet tabanlı öğretimden yararlanmıştır.

13. Açık oturum farklı görüşlere sahip uzmanların bir seyirci toplulu- ğu önünde tartışmasıdır. Panel ise farklı bakış açılarından yapılan tar- tışmadır. Soruda farklı görüşlerden bahsedildiği için cevap açık oturum- dur.

14. Panel, açık oturum, münazara ve zıt panel tartışma tekniğiyken konferans bir anlatım tekniğidir.

15. Dedikodu tekniğinde öğrenciler ilk önce ikişer kişilik gruplar oluştu-

(3)

rarak bir konuyu tartışırlar sonra eş değiştirerek yeni ikili gruplar oluştu- rurlar ve bu gruplarda tartışırlar. Bu gruplarda önceki gruptaki arkadaş- larının düşüncelerini de tartışırlar.

16. Rulman (top taşıma) tekniğin- de öğretmen öğrencilerden yüzleri birbirlerine dönük olacak şekilde iç içe iki çember oluşturur ve herkes karşısındaki ile bir konuyu tartışır.

Sonra çemberlerden biri döndürülür ve herkes karşına yeni gelen kişi ile tartışmaya devam eder.

17. Beyin fırtınası bir problem durumuna yaratıcı çözümler üretmek için uygulanan bir tekniktir. Öğrenciler kısa bir sürede akıllarına ilk gelenle- ri söylerler, bu fi kirler tartışılmadan, değerlendirilmeden tahtaya yazılır.

Daha sonra tahtada yazılı olan fi kirler tartışılarak bir bir çözüme ulaşılır.

18. Beyin fırtınasının fi kir alma aşa- masında fi kirlerin kesinlikle değer- lendirilmemesi ve tartışılamaması gerekir. Bu aşamada doğru ya da yanlış fi kir yoktur. Ne kadar çok fi kir üretildiği önemlidir.

19. Kavram yanılgılarını düzeltmek için 3 adım uygulanmalıdır.

1. Kavram yanılgısının tespit edilmesi, 2. Öğrencinin kavram yanılgısı ile yüzleştirilmesi (yanlışlığının farkına varması),

3. Kavram yanılgısının giderilmesidir.

20. Eleştirel düşünme, sorgulayıcı şüpheci düşünme biçimidir. Farklı fi - kirlere saygılıdırlar. Açık görüşlüdür- ler. Kanıtlara dayanarak konuşurlar.

Nesneldirler.

21. Yansıtıcı düşünme, kendi de- neyimlerinden faydalanarak düşün- mektir. Öz değerlendirmeyi içerir.

Bireyin aynada kendini görerek ke- man çalması da öz değerlendirmeye yöneliktir.

(4)

DENEME 2

1. Bilinenden bilinmeyene: Ön öğrenmeler ve hazırbulunuşluk göz önünde tutularak bilişsel ve duyuş- sal tutumu geliştiren ilkedir. Bildiği- nin üstüne bilinmeyenin eklenme- siyle özgüven arttırıcı bir ilke olarak karşımıza çıkar. Öğrencinin eski bilgilerle yeni bilgiler arasında köprü kurmasını sağlar ve anlamlandırma- yı gerçekleştirir.

Veli Öğretmen’de dersinde bilinenden bilinmeyene ilkesini kullanmıştır.

2. Öğretmenin, öğretim sürecinde basitten karmaşığa ilerleme ilkesini uygulaması öğrencinin kendine gü- veninin, başarabilme inancının ve motivasyonunun artmasını sağlar.

Tüm bu katkıları öz yeterlik algısı olarak adlandırabiliriz.

Öz yeterlik algısı: Bireyin gelecekte ortaya çıkacak durumlarla ilgili olarak kendisinin o durumlarda ne de- rece başarılı olacağına ilişkin inan- cıdır. Bireyin becerilerini kullanarak yapabileceklerine ilişkin yargılarının bir ürünüdür. Bireyin karşılaşmış olduğu güçlüklerde nasıl başarılı olabileceğine ilişkin kendisi hakkın- daki inancıdır. Öz yeterlik algısının gelişmesini, bireyin kendi yaşantı- ları, diğer kişilerden edindiği dolaylı yaşantılar, sözel ikna edilme ve ba- şarılı olacağına ilişkin psikolojik bek- lentileri etkiler.

3. Parçada verilen özellikler aktif öğrenmenin kullanıldığını gösterir.

Aktif öğrenme: Öğretmen öğrenci- lerin kendi öğrenmelerinden sorumlu olmalarını, karar almalarını ve uygulama yapmalarını sağlar. Bu model öğrencilere üst düzey beceriler ka- zandırır. Öğrencilere okuma, yazma, konuşma, tartışma, geçmiş ya- şantılarla bağ kurma, araştırma, fi kir üretme, edindiği bilgileri yaşama aktarma ve problem çözme işlemlerini kendi kendilerine uygulama olanağı verilmelidir. Öğrenciler kazanımlarla ilgili bilgi kaynaklarına kendileri ula- şırlar ve farklı kaynaklardan bilgiye ulaşma yollarını öğrenirler, bilgiyi örgütleyip paylaşırlar, bireysel veya grup projelerinde sorumluluk alırlar, etkileşimde bulunurlar ve ortak bilgi üretimi için iş birliği yaparlar.

4. Altı şapkalı düşünme tekniğin- de; öğrencilere farklı bakış açısı kazandırabilmek için tüm şapkalara ait düşünme biçimlerinin tüm gruplar tarafından kullanılması sağlanmalı- dır. Tersi durumda, her grup sadece bir bakış açısına göre düşünce üret- miş olur ve farklı bakış açısı kazan- dırılamaz.

5. Değişen bilim, teknoloji ve top- lum karşısında bireyin ihtiyaç duy- duğu eğitimin sağlanmasını yaşam boyu öğrenme yaklaşımı savunur.

Günümüzde bireyin okulda öğrendik- leriyle yaşamı boyunca tüm işlerini başarabileceği anlayışı geçerliğini yitirmiştir. Çünkü bilginin ve toplumun hızla değişmesi bireylerin de yeni bil-

(5)

gi ve beceriler kazanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle bireyin her yaşta öğrenme gereksinimi duyacağı anlayışına dayanan bu model, yaşa- mın her alanında ve her anında var olabilmemizi kolaylaştırır.

6. Ters yüz öğrenme: Öğrenci- ler yüz yüze eğitimin yanı sıra sınıf dışı aktiviteler yaparlar ve teknolojik kaynaklar yardımıyla ders konularını takip ederler. Ters yüz öğrenmenin amacı, ders konularının önceden kaydedilerek öğrencilere dijital ortamda sunulmasıdır. Bu sayede öğrenciler kendi öğrenme hızlarında ve tarzlarında konuları öğrenebilirler ve önemli konuları anlamadan atla- ma olasılıkları büyük oranda düşer.

Konuları kendi kendine öğrenen öğrenciler sınıfta alıştırmalarla pra- tik yapma imkânı bulurlar. Deniz Öğretmen’de dersinde bu yöntemi kullanarak kişiselleştirilmiş bir yön- lendirme sunar öğrencilerine.

7. Öğrencilerin öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük yaşama ak- tarmaları veya günlük yaşamda kullanmaları yansıtıcı düşünmenin bir özelliğidir. Bu düşünceyi ileri süren Dewey, toplumun en önemli gereksiniminin öğrencilerin okulda öğrendiklerini yaşama yansıtmala- rı olduğunu söyleyerek okullarda öğrencilere yardım etmenin en iyi yolunun yansıtıcı düşünmeyi onlara kazandırmak olduğunu belirtmiştir.

8. Buluş yoluyla öğretimde; öğren- ci ilke, kural veya genellemeleri kendisi keşfeder, öğretmen hiçbir açık- lama veya çözüm aktarımı yapmaz.

Bu nedenle öğrencilerin eksik ve yanlışlarının tamamlanması yanlış bir uygulamadır. Ayrıca öğrencinin başarma duygusunu yaşamamasın- dan dolayı aktif katılım sergilemesi- ne de katkı sağlamaz.

9. Tam öğrenmede öğrencilere ait bilişsel giriş davranışları ile duyuşsal giriş özellikleri önemsenir. Duyuşsal giriş özellikleri, öğrencinin ilgi, tutum ve akademik öz güvenini kapsar.

Konuya, öğrenmeye, okula veya öğretmene karşı öğrencinin sahip olduğu duyuşsal özellikler başarısını etkiler. Soruda verilen öğrenme or- tamının neşeli ve rahat olması, öğ- retmenin sevecen tavırları, konuya ilgisinin çekilmesi vb. duyuşsal giriş özelliklerini etkilemeye yöneliktir.

10. Öğretmenin öğrencilere bitişik eğik el yazısı becerisi kazandırma- da kullandığı yöntem gösterip yap- tırmadır.

Gösterip yaptırma: Bir davranışın nasıl yapılacağını öğrenciye alıştır- ma ve uygulama yaptırarak öğretme yoludur. Yöntemi uygularken öğret- men, önce beceriyi en mükemmel hâliyle sergiler, sonra beceriyi işlem basamaklarına ayırıp aşama aşama gösterir ve bir aşama öğrenilmeden diğerine geçmez. Ardından her öğ- renciye beceriyi kazanması için yeterli zaman ve tekrar yapma imkânı

(6)

verir.

11. Problemin çözümünü destek- leyen ve engelleyen faktörlerin iki sütunlu bir tabloda gösterilmesi güç alanı analizi tekniğidir.

Güç alanı analizi tekniği: Zor bir problem durumu karşısında çözü- me başlamadan önce yapılması gereken bir uygulamadır. Problemin çözümüne yönelik katkı sağlayan ve zorluk çıkaran durumlar belirle- nir, duruma göre neler yapılması veya ne gibi değişiklikler yapılması gerektiği kararlaştırılır. Eğer yeterli destekleyici varsa çözüme başlanır.

12. Öğrencilerin yaşamda karşıla- şabileceği sorunlar üzerinde bilimsel süreç yardımıyla yaratıcı çözümler üretmelerini amaçlayan yaklaşım probleme dayalı öğrenmedir. PDÖ uygulamalarında, öğrenme süreci- nin uyaranı ve etkinliklerinin odak noktası olarak gerçek ve gerçeğe çok benzeyen problemler kullanılır.

Bu nedenle PDÖ, öğrencilerin ger- çek yaşamla ilgili sorunlar üzerinde bilimsel problem çözme sürecini kullanmalarını, sorunları önceden görmelerini ve eleştirel düşünme becerilerini kullanmalarını amaçlar.

13. Parçada özellikleri verilen teknik soru - yanıt tekniğidir. Bu teknik, öğrencilere düşünme yeteneği kazandırmak, bilinmeyen bir şeyi açığa çıkarmak, konuyla ilgili önemli yerleri vurgulamak ve iyi anlaşıla- mayan bölümleri açığa çıkarmak, neden - sonuç bağlantılarını gös- termek ve öğrenme düzeyini belirlemek amacıyla kullanılır. Ayrıca soru- yanıt tekniği öğrencileri güdüler, dikkatlerini çeker ve bilgiyi organize etmelerine yardımcı olur, öğretmen ve öğrenciler arasındaki etkileşimi artırır, öğrencilerin aktif dinleyici ol- malarını sağlar.

14. Öğretmenin, öğrencilerdeki kavram ve bilgi yanılgılarını gider- mek için hazırladığı okuma parça- larını kullanması kavramsal değişim metni tekniğidir.

Kavramsal değişim metinleri:

Öğrencilerin kavram yanılgılarının neler olduğunu belirten ve yanlış bilinen kavramları örneklerle açık- layan ve yanlışlığı kanıtlayan metin- lerdir. Öğrenci bu metinleri okuyup kendindeki yanlış bilgilerin farkına varır, doğrusunu öğrenir ve kavramsal değişim gerçekleşir. Metin, ilginç bir girişle başlamalı, öğrencinin doğ- ru bildiği yanlışları açığa çıkarmalı, yanlışlığı ispatlayıp doğru bilgiyi ka- zandırmalıdır.

15. Açık oturum: Güncel ve geniş kitleleri ilgilendiren konuların herke- sin izleyebileceği şekilde tartışılma- sıdır. Belirlenen konuda farklı görüş- lere sahip kişiler, karşılıklı etkileşim içinde defalarca söz hakkı alabilirler.

Konuşmacılara eşit temsil hakkı verilir. Açık oturumu yöneten başkan, konu hakkında bilgili olmalı; ara özet

(7)

ve son özet yaparak ulaşılan sonuç- ları toparlamalıdır.

16. Öğretmenin organlarımız ko- nusunu işledikten sonra öğrencilere yaptırdığı canlandırmalar, rol oynama tekniğini kullandığını gösterir.

Rol oynama: Öğrencinin başka bir kişinin veya varlığın yerine geçe- rek bilgi, duygu veya düşüncelerini sergilemesidir. Soruda, öğrencilerin önlerindeki kartonlarda hangi orga- nın adı yazıyorsa öğrendiği bilgilere göre, onun yapısını ve görevlerini canlandırması senaryoya uygun davranıyorlar anlamındadır.

17. Öğretmenin konuyu anlattıktan sonra öğrencilere çok sayıda test çözdürülmesini tercih etmesi, verilen bilgilerin ezberlenmesini ve öğ- renciler tarafından hiç değiştirilme- den özümsenmesini amaçladığını gösterir.

18. Öğretmenin benimsediği yak- laşım yapılandırmacılıktır. Yapılan- dırmacılık, geleneksel öğretimin

“düzenlenmiş bilgiyi aktarma, ezber- cilik, konuyu veya öğretmeni merke- ze alma, öğrencinin pasif olması ve yaratıcı düşünceye önem vermeme”

yönlerini eleştirir. Yapılandırmacılığa göre; öğrenci, öğrenme sürecine aktif olarak katılan, bilgiyi araştıran, yorumlayan kişidir. Kendi öğrenme- sinden sorumludur. Daha çok birincil kaynaktan ve kendi deneyimleriyle öğrenmeye yönlendirilmelidir. Bu nedenle doğrudan öğretmenin bilgi aktarması yanlış bir uygulamadır.

19. Öğrencilerin herhangi bir sorunun neden - sonuç analizini ve neden - alt neden bağlantılarını gör- selleştirmeleri balık kılçığı tekniğinin kullanıldığını gösterir.

Balık kılçığı diyagramı: Bir soru- nun olası nedenlerini ve alt nedenlerini ortaya çıkarmak, problemin ola- sı nedenlerini belirlemek, çalışma grubunun sorunun içeriğine odak- lanmasını sağlamak ve ayrıntılı bir neden - sonuç ilişkisi çıkarmak için kullanılır.

20. Öğrencileri aktif hâle getirmek ve bilgilerini pekiştirmek için kullanı- lan teknik, eğitsel oyundur.

Eğitsel oyun: Bireylerin fi ziksel, zi- hinsel ve duygusal yeteneklerini; sa- natsal, estetik ve iletişim becerilerini geliştirir, yaşantıyı zevkli kılar. Ders- te öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi- ni ve daha rahat bir ortamda tekrar edilmesini sağlar. Öğrencilerin aktif katılımını, sosyalleşmelerini, iş birli- ği yapmalarını, kurallara uyma alış- kanlığı kazanmalarını ve dersin ilgi çekici hâle gelmesini sağlar.

21. Özellikleri sıralanan teknik hızlı tur tekniğidir.

Hızlı tur: Derse renklilik katan bir tekniktir. Öğrencilerin, verilen bir konuda düşünmeleri istenir. Son- ra sıra ile bu konuda düşüncelerini söylerler. Konuşanlar daha önce

(8)

söylenmiş bir şeyi tekrar edemezler.

Bu nedenle hızlı düşünme, özgün fi kirler ileri sürme, hayal gücü gibi özellikleri geliştirir. Söyleyecek bir şeyi olmayan “Geçiniz.” der.

DENEME 3

1. Öğretmen önceki gün haber- lerde yer alan bir videoyu getirerek güncel bir olayı sınıf ortamına taşı- mıştır. Öğretim ortamlarında güncel olay ve olguların kullanılması gün- cellik ilkesi ile ilgilidir.

2. Öğrencilerine örnek bir durum sunan öğretmen öğrencilerinin bu durum ile ilgili tartışarak, sınıf içe- risinde örnek durumdaki problemi çözmelerini sağlamıştır. Bu uygulama örnek olay yönteminin bir uygu- lamasıdır. Soruda çeldirici seçenek E seçeneğidir. Ancak cevabın problem çözme olması için problemin sınıf dışında araştırılarak çözülmesi gerekirdi.

3. Sunuş yolu ile öğretim Ausubel tarafından bilişsel kuramlar temele alınarak hazırlanan bir öğretim stra- tejisidir. 3 aşaması vardır. 1. aşama- da ön organize ediciler vasıtasıyla öğrencilerin ön bilgileri derse uygun hâle getirilir. 2. aşama bilginin sunu- mu aşamasıdır. 3. aşama ise bilişsel yapıyı güçlendirme aşamasıdır. Bu aşamada öğretmen örnekler sunar.

Öğrencilerden örnekler ister. Bu sayede bilgiyi daha kalıcı hâle getirir.

Ancak sunuş yolu ile öğretim ezber üzerine değil anlamlı öğrenme üze- rine kurulmalıdır.

4. Araştırma - inceleme yolu ile öğretim stratejisinde öğretmen öğ- rencilerin bir konuyu kendi araştır- maları ile sonuca ulaşarak öğren- melerini sağlamalıdır. Seçeneklerde araştırma gerektiren tek strateji argü- mantasyondur. Argümantasyon top- lanan veriler ya da bulgular ışığında yapılan bir tartışma türüdür. Söyle- necek her şeyin bilimsel olarak ispat- lanması gerekmektedir. Bu sebeple öncesinde bir araştırma gerektirir.

(9)

5. Yasin Öğretmen, yapılandır- macılığın bir uygulama şekli olan 5E modelini kullanmaktadır. Bas- ketbol topu getirmesi - giriş, video- dan öğrencilerin kurallara ulaşması - keşfetme, tahtaya tartışarak kural- ları öğrencilerden alarak yazması - açıklama, dışarıya çıkartıp top sür- dürmesi - derinleştirme, öğrencileri gözlemlemesi - değerlendirme aşa- malarıdır.

6. Yapılandırmacılığa göre, öğ- rencilere kesinlikle bilgi aktarımı yapılmamalıdır. Ancak öğretmen açıklama aşamasında doğruya öğ- rencilerin ulaşmadığı durumlarda bilgi aktarımı yapmıştır.

7. Sınıfta öğretmenin uygulaması gereken öğretim basamakları, dikkat çekme, hedeften haberdar etme, güdüleme, ön bilgileri hatırlatma, uyarıcı materyali sunma, öğrencile- re rehberlik etme, performansı ortaya çıkarma, geri bildirim sunma, değerlendirme kalıcılığı ve transferi sağlamadır. Dikkat çekme dersin başında yapılan bir etkinliktir. Dikkat çekme etkinliği olarak materyalle sı- nıfa gelme, bir video izletme ve bir hikâye anlatma kullanılabilir.

8. Bloom tarafından geliştirilen tam öğrenme modeline göre uygun şartlar sağlandığında her öğrenci her konuyu öğrenebilir. Tam öğ- renme modeline göre, bir sonraki üniteye geçilebilmesi için tüm öğ- rencilerin belirli bir düzeyde konuyu öğrenmiş olması gerekir. Bunun için öğrencilere izleme testi uygulanır.

9. Öğretim durumları modeli, Gag- ne tarafından geliştirilmiştir. Hem davranışçı hem de bilişsel kuramın izlerini barındırır. Öğrenme ürünleri- ni zihinsel becerileri 8 hiyerarşik alt basamakta incelemiştir. Bunların ilk dördü davranışçı kuramlara son dör- dü ise bilişsel kuramlara dayanır.

10. Kuantum öğrenme öğrencile- rin bütüncül gelişimlerini sağlamayı hedefl eyen ve beynin kapasitesini daha fazla kullanmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Hızlı okuma, etkin not alma ve mental aritmetik gibi teknikler kuantum öğrenmede kulla- nılmaktadır. Kuantum öğrenme yak- laşımına göre mutlak bilgi yoktur. Bu sebeple öğrencilerin öğrenmeyi öğ- renmeleri sağlanmalıdır.

11. Altı şapkalı düşünme tekniği öğrencilerin çok boyutlu düşünme- si, farklı düşünceler üretmesi isten- diğinde kullanılan bir tekniktir. Altı şapkalı düşünme tekniğine göre sarı şapka olaya iyimser yaklaşan şapkadır. Soruda belirtilen öğrenci de doların yükselmesinde olumlu bir yan görmektedir. Bu durumda sarı şapkayı takmaktadır.

(10)

12. Vızıltı grupları küçük gruplarda yapılan kısa süreli tartışmalardır.

Tekniğin anahtar noktası gruptaki kişi sayısı ile tartışma süresinin eşit olmasıdır. Yani gruptaki her öğrenci- ye birer dakika konuşma süresi ve- rilmesidir.

13. Forum: Bir grubun izleyicilerin sorularını cevaplamasına dayanan tartışma tekniğidir.

Açık oturum: Konu ile ilgili farklı görüşlere sahip bireylerin izleyicilerin karşına geçmesi ve tartışmasıdır.

Sürecin tamamında soru cevap alı- nabilir.

Zıt panel: Sınıfta oluşturulan iki gruptan biri soru sorar, diğeri soru- ları cevaplar.

Münazara: Zıt fi kirlere sahip iki grup ve bir jüri grubu bulunur. Amaç jüri- yi ve diğer grubu kendi görüşünün doğruluğu konusunda ikna etmektir.

Panel: Bir grubun izleyici kitlesi önünde bir konuyu farklı bakış açıla- rından tartışmasına dayanan tartış- ma tekniğidir.

Soruda dikkat edilmesi gereken fark- lı bakış açılarından tartışmalarıdır.

Bu ifade panelin anahtar noktasıdır.

Açık oturumda ise farklı görüşlere sahip uzmanlar olması gerekirdi.

14. Bir kavram haritası türü olarak da ele alınabilecek balık kılçığı tek- niği aynı zamanda bir problem çöz- me tekniğidir. Balık kılçığı bir problemin neden ve sonuçları ile neden ve alt nedenlerini gösteren bir araçtır.

Balık kılçığı sorularında neden - alt neden ile neden - sonuç anahtar noktalardır.

15. Öğrenciler konuyu araştırdıkları için cevap problem çözme veya proje tabanlı öğrenme olmalıdır. Bu iki yöntemi ayırırken üç noktaya bak- mak gerekir. Soruda “ürün, sunum ya da disiplinlerarası” ifadeleri ge- çiyorsa cevap proje tabanlı öğren- me olmalıdır. Öğrencilerden sınıfta arkadaşlarıyla bulguları paylaştığına göre cevap proje tabanlı öğrenme olmalıdır.

16. Probleme dayalı öğrenme yak- laşımına göre, öğrencilere bir problem durumu verilir ve öğrenciler bu problem durumuna çözüm üretmeye çalışırlar. Öğretmen süreçte rehber olarak yer alır. Rehberlik olarak gö- revleri arasında öğrencilere problem çözme basamaklarını söylemesi ve kaynak önermesi de vardır. Proble- me dayalı öğrenme bireysel olarak ya da grupla kullanılabilir. Ancak problem senaryolarını öğrencilerin üretmesi doğru değildir çünkü öğren- cilerin ürettiği problem senaryoları araştırmaya uygun olmayabilir.

17. İş birlikli öğrenme, öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda birbirlerinin öğrenme sorumluluklarını üstlenerek küçük heterojen gruplarda çalışmalarıdır. İş birlikli öğrenme-

(11)

de kullanılan bir teknik olan karşılıklı sorgulamada ise öğrencilere öğren- me malzemesi dağıtılır ve öğrenciler öğrenme malzemesi üzerinden birbirlerine sorular sorarlar.

18. İş birlikli öğrenmede gruplar heterojen olmalıdır. Bir gruptaki üye- lerin her biri farklı yetenek, zekâ, ba- şarı düzeyi, cinsiyet ve mümkünse farklı yaşlarda olmalıdır. Bu sebeple grupları öğretmenin oluşturması gerekir. Öğrenciler grupları oluşturursa sevdikleri arkadaşlarını seçecekler- dir. Bu durumda gruplar heterojen olmayabilir.

19. Sokratik tartışma alaysı ve do- ğurtmaca olmak üzere iki aşamadan oluşur. Anahtar noktası öğrencileri bilgilerinden şüpheye düşürülecek sorular sorulmasıdır. Argümantas- yon bir tartışmada söylenenlerin bilimsel olarak desteklenmesi demektir. Konuşma halkasının anahtar noktası empatidir. Akademik çelişki ise iş birlikli bir tekniktir. Sokrat se- mineri üst düzey bir metin üzerinden yürütülen tartışmalardır. Öğrencilere üst düzey bir metin dağıtılır ve öğ- rencilerin bu metin üzerinden tartış- ması istenir.

20. Yaratıcı düşünmenin anahtar noktası öğrencilerin ortaya yeni bir ürün ya da fi kir koymalarıdır. Yan- sıtıcı düşünmede ise kendi dene- yimlerini başka durumlarda kullan- malarıdır. Metabilişsel düşünme, bireyin kendi öğrenme süreçlerini yönetebilmesidir. Problem çözme ise karşılaşılan bir sorun durumuna çözüm üretmektir. Eleştirel düşün- me var olan bir durum hakkında ka- nıtlara dayalı olarak yorum yapmak demektir. Eleştirel düşünen bireyler sorgulayıcıdırlar, şüphecidirler ve açık fi kirlidirler.

21. Yaratıcı düşünme için öğren- cilerin özgür bir ortamda, hoşgörü- ye dayalı bir sınıf ikliminde olmaları gerekir. Iraksak düşünme, ortak bir noktadan hareket ederek farklı fi kirler geliştirme becerisidir. Yaratıcılı- ğın temelidir. Yakınsak düşünme ise dogmatik düşünme tarzıdır. Yakınsak düşünmeye göre tek bir doğru vardır ve bu öğrencilere verilmelidir.

(12)

DENEME 4

1. Aysun Öğretmen’in elektriklen- me gibi soyut bir konuyu işlerken materyallerle yaptığı uygulama so- muttan soyuta ilerleme ilkesine uygundur. Bu ilkeye göre, öğretim sü- recinde önce somut varlık ve olaylar sunulmalı, sonra soyut sembol, kavram ve ilkelere geçilmelidir.

2. Parçada özellikleri verilen teknik altı ayakkabılı uygulama tekni- ğidir. Bu teknik, öğrencilerin belli bir durumda nasıl davranmaları gerek- tiğini öğretir. Grup olarak uygulama becerilerinin paylaşılmasını sağlar.

Öğrencilere karşılaşılan bir sorun durumunda en uygun olan uygulama şeklinin ne olması gerektiğine karar verme becerisi kazandırır.

Teknik uygulanırken öğrenciler aynı anda iki ayakkabıya göre davranma- lıdır. Ayakkabıların uygulama şekli şöyledir:

Lacivert ayakkabı: Resmî prosedü- rü veya rutini izle.

Gri spor ayakkabı: Bilgi ve delil topla, bilgileri kullan.

Kahverengi yürüyüş ayakkabısı:

Esnekliklerden (inisiyatif) yararlan.

Turuncu lastik çizmeler: Güvenliği sağla, tehlikeyi azalt.

Pembe ev terliği: İnsanları koru, problem seninmiş gibi empati yap.

Mor binici çizmeleri: Yetkini kullan, rolünün gereklerini yap.

3. Örnek olay: Gerçek hayatta karşılaşılan veya karşılaşılma olası- lığı bulunan bireysel veya toplumsal bir problem durumunun sınıf orta- mında tartışılarak sonuca ulaşılma- ya çalışılmasıdır.

4. Uygulaması yapılan teknik pazar yeri tekniğidir. Öğrencilerin birbirlerini tanımalarını, birbirlerinin görüşlerini ve çözüm önerilerini gör- melerini sağlayan bir tekniktir. Tekni- ği uygulamak için, öğrencilere birer kâğıt dağıtılır. Öğrenciler kâğıtlara bir soruna yönelik çözüm önerilerini veya yaşadıkları ilginç bir olayı ya- zarlar. Kâğıtları üzerlerine asarlar ve sınıfta dolaşmaya başlarlar. Öğren- ciler arkadaşlarının üzerlerinde ya- zılanları okur ve isterlerse kâğıtlarını değiştirirler.

5. Kavram karikatürleri: Günlük yaşamda karşılaşılan ve eğitim sü- recinde öğrenilen bilimsel bir olayla ilgili farklı bakış açılarını karikatür çizimleriyle ifade etmeye yarar. Çi- zimlerdeki karakterlerin ileri sürdüğü doğru, yanlış görüşler öğrencilerin ilgisini çeker, konuya ilgi duymalarını sağlar ve fi kir üretmeye yönlendirir, öğrendiklerini açığa çıkarmalarını sağlar. Ancak karikatürlerdeki ifa- delerde doğru ve yanlış bilgiler gizli olarak verildiği veya tam olarak be- lirtilmediği için konuya ilişkin bilgileri doğrudan aktarmak için kullanıla- maz.

(13)

6. Yaratıcı düşünce: Bireylerin herhangi bir konuda veya problem durumunda yeni, özgün, hiç akla gelmedik ürünler veya çözümler ortaya koyabilmeleridir. Parçadaki örnekte otomobilin yedek lastiğinin boğulan kişiyi kurtarmak için kulla- nılması yaratıcı düşünceye örnektir.

7. Programlı öğretimde öğrenci her öğrenme birimini başarıyla ta- mamladığında pekiştireç verilerek ödüllendirilir. Bu nedenle, öğrencinin daha çok ödül alması için öğretim materyali olabildiğince çok anlamlı parçaya ayrılmalıdır.

8. Öğrencilerin herhangi bir konuda veya problem durumunda birbirlerinden farklı biçimde yeni ve özgün ürünler veya çözümler ortaya koya- bilmelerini sağlamak için problem çözme ve benzetim programlarının kullanılması uygundur.

9. Öğrencilerin bilişsel hedef aşa- malarını takip etmelerini ve farklı etkinlikler seçebilmelerini sağlayan yaklaşım basamaklı öğretimdir. Bu model, Bloom’un bilişsel hedef tak- sonomisine göre, öğretim sürecinin düzenlenip uygulanmasını içerir.

Ancak Bloom’un Tam Öğrenme Modeli’ndeki tüm sınıfın ortak hareket etmesi görüşünü kabul etmez.

Çünkü öğrencilerin bireysel farkları- nı dikkate alır.

10. Özellikleri sıralanan strateji su- nuş yoluyla öğretimdir.

Sunuş yoluyla öğretim: Düzenlen- miş bilginin aktarılmasında, kavram ilke ve genellemelerin açıklanma- sında kullanılır. İçerik öğretmen ta- rafından temel kavramlar etrafında organize edilir ve sunulur. Tümden- gelim süreci izlendiği için kural - örnek yöntemi olarak da bilinir.

11. Sınıftaki her öğrencinin öğ- renme sürecine katılabildiği, öğ- rencilerin birbirlerinden ve birlikte öğrenebildiği ve her öğrencinin po- tansiyeline göre öğrenme sürecine katkıda bulunabildiği yaklaşım, iş birlikli öğretimdir.

12. Beyin fırtınasında, öğrenciler düşüncelerini ilk akla geldiği gibi, hiçbir mantık süzgecinden geçirme- den sunabilirler. Hiçbir eleştiri veya yargılama yapılmaz. Böylece çok sayıda fi krin ortaya çıkması sağ- lanır. Ancak fi kirler yargılanır, yani niteliğine önem verilirse öğrenciler fi kirlerini açığa çıkarmaktan çekinir- ler. Bu nedenle, fi kirlerin sunulması aşamasında niteliği değil, niceliğe önem verilmelidir.

13. Öğretmenin konuyu işlerken sı- nıfa doktor çağırması uzman daveti veya sınıf içi görüşme olarak nitele-

(14)

nebilir. Böyle bir uygulama öğrenci- lerin ilk elden bilgilere ulaşmalarını sağlar. Aynı uygulama bir olayı ya- şayan kişilerin sınıfa davet edilmesi şeklinde de olabilir.

14. Öğrencilerin ailelerinin aylık harcamalarının hangi alanlarda ve ne kadar olduğunu belirlemeleri sı- nıfl andırma; elde ettikleri becerileri grafi k hâline getirmeleri ise görsel- leştirme becerilerini geliştirmeye yö- neliktir.

15. Yapılandırmacılık, ezberci eği- time ve bilgilerin öğrencilere ha- zır biçimde aktarılmasına karşıdır.

Öğrenci, günlük yaşamda ve kendi deneyimlerine göre birincil kaynaklardan bilgi edinmelidir. Yaparak yaşayarak öğrenmelidir. Bu nedenle yabancı dil öğretiminde gramer ku- rallarına ağırlık verilmesi yapılandır- macı anlayışa uygun değildir.

16. Öğretmenin işlenen konuyla ilgili öğrencilere hazırlattığı tablo anlam çözümleme tablosudur. AÇT, herhangi bir konuyla ilgili kavram- ların tanımlayıcı ve ayırt edici özel- liklerinin, benzer ve farklı yanlarının öğretilmesinde kullanılır. Bu teknik uygulanırken iki boyutlu bir tablo hazırlanır. Tablonun bir boyutunda özellikleri çözümlenecek olan varlık- lar veya kavramlar; diğer boyutunda ise özellikler sıralanır.

17. Tabloya göre, yapılan etkinlik- lerin ilgili olduğu süreçler sırasıyla:

Dikkat Çekme - Dikkat Çekme - Gü- düleme (Pekiştirme) - İpucu vermedir.

Dikkat çekme: Dersin başında il- ginç bir soru, materyal, haber, olay veya fi lm sunularak yapılabilir. Doğ- ru yanıtlara pekiştireç verilmesi öğ- renciyi güdüler. Yanlış yapanlara ise ipucu verilir.

Güdüleme: Güdüleri karşılamak için eylemde bulunma eğilimidir. Öğrenci- nin merakını arttırır, ilgisini çeker ve derse etkin katılımlarını destekler.

İpucu: Öğrencinin ne yapması ge- rektiğini ve doğru bilgiye nasıl ula- şacağını belirten mesajlar vermektir.

18. Öğretmen istasyon tekniğini kullanmıştır. İş birlikli öğretim uygu- lamalarından biri olarak bilinen bu teknik, öğrenci gruplarının bir konuda belirli aşamalardan geçerek ve etkinlikleri tamamlayıp sürdürerek bir görüş veya ürün oluşturmalarını amaçlamaktadır.

19. Öğretmenin üç aşama hâlinde yaptığı uygulama; düşün - eşleş- paylaş tekniğidir. Öğrenciler verilen sorun üzerinde önce tek başına dü- şünürler, sonra iki öğrenci bir araya gelerek düşüncelerini paylaşırlar, ortak bir görüşe ulaşmaya çalışırlar.

Son aşamada ise, her ikili ortak gö- rüşlerini sınıfl a paylaşırlar.

(15)

20. Probleme dayalı öğrenme te- melini John Dewey’in “yaparak - ya- şayarak öğrenme ilkesi”nden almış- tır. Bu yöntem çözülmesi gereken bir problemle başlar. Bu problemin gerçek hayatla ilgili olması birden çok çözümünün olması, ilgi ve merak uyandırması ön koşuldur. Öğ- rencilerin problem çözme sürecinde alternatifl er geliştirerek bilimsel yön- temi ve problem çözme aşamaları- nı kullanarak öğrenmelerini sağlar.

Problemi çözerken öğrenci hem zihinsel hem de beceri olarak süreç içerisinde aktif olarak yer alır. Buket Öğretmen gazete haberini dersine getirerek öğrencilerinden öneri alması probleme dayalı öğrenme yöntemini kullanmıştır.

21. Dönüt ya da diğer adıyla geri bildirim gerçekleştirdiği bir davra- nışın doğruluğunu ya da yanlışlığı hakkında öğrenciye bilgi veren uya- rıcılardır. Dönütün en önemli yararı, gerekli uyarı ve düzeltmelerin anın- da yapılmasını sağlamasıdır. Dönüt, öğrenci davranışının hemen arka- sından verilmeli sonraya bırakılma- malıdır. Beyza Öğretmen’in ödevleri kontrol ettikten sonra hataları bildir- memesi öğrencinin benzer hatala- rını tekrarlaması dönüt ögesini göz ardı ettiğini gösterir.

(16)

DENEME 5

1. Cemal Bey iki çocuğunun ha- zırbulunuşluğuna, ilgisine ve gelişim özelliğine dikkat etmiştir.

Öğrenciye görelik ilkesi: Çocuğun hazırbulunuşluğuna, ilgisine, gelişim özelliklerine ve bireysel farklılıkları- na dikkat etmesini gerektirir.

2. Buluş yoluyla öğretim stratejisi öğrenci merkezlidir, öğrenci kendisini keşfeder. Somut konuların öğre- timinde daha etkilidir. Ön bilgiyi öğ- retmen verir, genellemeye öğrenci ulaşır. Bu yüzden tümevarım bir yol izlenir. Hedef düzeyi düşünüldüğün- de kavrama - uygulama - analiz dü- zeyine kadar kazandırır. Üst düzey hedefl eri ise araştırma inceleme stratejisi kazandırır.

3. Dikkat Çekme: Soru sorma, yükselen alçalan ses tonu ve yeni bir materyal yolu ile yapılabilir.

Gözden Geçirme: İki şekilde yapı- lır; ön bilgileri hatırlatma veya işle- necek konudan bahsetme.

Güdüleme: İşlenecek konunun ne konuda işimize yarayacağını gösterir.

Hedeften Haberdar Etme: İşlene- cek derste hangi kazanımların kaza- nılacağı hakkında bilgi verir.

Bu açıklama doğrultusunda doğru cevap dikkat çekme, gözden geçirme, güdüleme ve derse geçiş olmalıdır.

4. Eleştirel düşünme: Doğruyu sorgulama, bir ölçüte göre karar vermedir. Cemal Öğretmen’in öğrenci- lerinden doğruyu sorgulamalarını istemesi eleştirel düşünmeyi destek- lemektedir. Derya Öğretmen; meta- bilişsel, Figen Öğretmen; yaratıcı, Hülya Öğretmen; yansıtıcı, Mustafa Öğretmen ise yakınsak düşünmeyi desteklemiştir.

5. Yansıtıcı düşünme: Geçmiş- ten ders çıkarır geleceğe transfer eder, planlı ve düzenlidir. Öz eleştiri yapar, yaptıklarının sorumluluklarını alır. İş birlikli ve tartışma yöntemle- rini kullanır. Değerlendirmelerden ders çıkarır. Bu açıklamalar ışığın- da, Mehmet’in özellikleri yansıtıcı düşünmeyle örtüşmektedir.

6. Demeç, tek yönlü iletişimi destekler. Basın ve yayın kuruluşlarına tek yönlü bilgi vermeye yarar. Kar- topu, panel, vızıltı ve akvaryum tek- nikleri ise tartışmayı çok yönlü olarak kullanır. Kartopu tekniği 1 - 2 - 4 - 8 - 16 katları şeklinde ilerleyen bir tekniktir.

7. Düşün - Eşleş - Paylaş tekniği bir iş birliği tekniğidir. Öğrenci önce tek başına düşünür. Daha sonra iki kişiyle düşünür. En sonunda tüm sı- nıfl a fi krini paylaşır. Kartopu tekniği ise önce bireysel sonra ikili ve daha sonra dörtlü şeklinde katlanarak bü- yüyen bir tekniktir.

(17)

8. Panelde uzmanlar konuyu farklı boyutlarıyla tartışır. Uzmanlar eşit sürede konuşur dinleyici / izleyici sürecin sonunda soru sorabilir. Fo- rum da ise izleyici süreci her anında soru sorar. Sempozyum ise bilimsel havada gerçekleşir.

9. Model olma: Öğrenilecek dav- ranışı öğrencinin gözleyeceği biçim- de yapmasıdır.

Koçluk yapma (Çalıştırma): Öğ- rencinin model rehberliğinde davra- nışı gözlemlemesidir.

Destekleme: Uzmanın öğrenciye yardım etmesidir.

İfade etme: Öğrencinin süreci anlat- masıdır.

Yansıtma: Öğrencinin davranışı mo- delle veya arkadaşlarının yaptıklarıy- la karşılaştırmasıdır.

Öteleme: Git gide azalan desteğin tamamen kalkmasıdır.

10. Kartopu tekniği önce bireysel sonra ikili - dörtlü - sekizli - onaltılı şeklinde giderek büyüyen gruplar hâlinde ilerler. En son aşamada görüş tüm sınıfl a paylaşılır. Düşün - Eşleş - Paylaş ise; bireysel - arka- daş - sınıf şeklinde gerçekleşir.

11. Drama; öğrencinin anlık bir sü- reçte doğaçlama olarak düşüncele- rini ortaya koymasıdır. Rol kartlarına göre canlandırmada, rol kartlarının üzerinde herhangi bir metin yer al- maz. Rol kartlarında sadece görevin adı yer alır. Örneğin; polis gibi. Bu şekilde öğrenci aklındaki polisi can- landırır. Öğrencinin bir metne bağlı kalarak canlandırma yapması ise rol oynamadır.

12. Beyin fırtınası tekniği iki aşama- dan oluşur. Birinci aşama üretme, ikinci aşama değerlendirmedir. Bi- rinci aşamada bolca fi kir üretilmesi önemlidir. Bu aşamada öğrenciler akıllarına geleni söyleyebilir. Sosyal bilgiler dersinde “Değerlerimize na- sıl sahip çıkarız?” önerisi yaratıcılığı desteklediği için doğru bir öneridir.

Beyin fırtınasının ikinci aşamasında- ki değerlendirmeye bütün sınıf katılır.

Sınıf kalabalıksa üç - beş öğrenciyle değerlendirme yapılır. Fikirler tekrar ediliyorsa bunlar tahtada x ya da + gibi sembollerle gösterilir.

13. Örnek olayda; öğretmen derse günlük hayattan yaşanmış veya yaşanması mümkün bir olay getirir.

Olayla ilgili yönlendirici sorular so- rarak sınıfın tartışmasını sağlar. Bu şekilde öğrencinin görüş ve düşün- celerini öğrenir. Gösterip yaptırma ve gösteri daha çok psikomotor dav- ranışlarının öğretiminde kullanılır.

Münazara ise tez - anti tez olarak iki farklı görüş şeklinde yapılır.

14. Balık kılçığı tekniği: Neden ve sonuçları gösteren bir diyagramdır.

Aynı zamanda nedenlerin alt nedenlerini de gösterir. Bundan dolayı aynı zamanda bir kavram haritası çeşiti- dir. Anlam çözümleme tablosu ise;

kavramlar ile ilkeleri, açıklamaları

(18)

eşleştiren bir tablodur. Sokrat semi- neri; bir metin üzerinden yapılan üst düzey tartışmadır. Beyin fırtınasın- da; bir problem durumunda akla ilk gelen söylenerek yaratıcı çözümler üretilir.

15. Soruya bakıldığında, Mert Öğretmen’in rolleri dağıtması ve ön hazırlık yapması rol oynamada var- dır. Yaratıcı dramada öğrenci anlık düşünür ve yansıtır. Rol oynama ise önceden bir hazırlık gerektirir.

Metne bağlı kalarak canlandırma yapmayı gerektirir. Eğitsel oyunda ise öğrenci canlandırma yapmaz.

Pazar yerinde; öğrenci fi kirleri sınıf ortamında dolaşarak arkadaşlarına kabul ettiremeye çalışır.

16. Köşelenme tekniğinde; öğret- men öğrencilerin görüşlerini sınıfa asar. Öğrencilerden bu görüşleri sonuna kadar savunmalarını ister.

Köşeler arası geçiş yapılmaz. Eğer köşeler arası geçiş yapılırsa; görüş geliştirme olur. Münazarada ise ka- zanan kaybedenin olması ve jürinin olması gerekir. Soru turunda bir konunun netleşmesinde ve gözden geçirilmesinde kullanılabilir. Öğ- renciler yazma, anahtar kavram ve soru çıkarma, açıklama yapma ve değerlendirme gibi üst düzey işlere katılma fırsatı bulur. Sınıfın öğrenme düzeyi hakkında fi kir verir.

Sokrat tartışmasında öğrencilere içeriği öğretmek, eleştirel düşünme ve tartışma becerileri kazandırmak esastır. Öğrencilere ağır bir metnin inceletilmesi esasına dayanır. Daha sonra öğrencilere düşünme biçimle- rini geliştirici sorular sorulur.

17. Basamaklı öğretimde C, B ve A basamaklarında öğretmen birden fazla etkinlik belirler. Öğrenci istedi- ği etkinliği kendisi seçer. Basamaklı öğretimde hiyerarşik bir düzen var- dır. Her öğrenci C basamağı etkinliği ile işe başlar istediği basamaktan başlayamaz. Bu yüzden II numaralı ifade yanlıştır. A basamağı üst dü- zey hedefl erin bulunduğu, öğrenci- nin üst düzey düşünmeye başladığı aşamadır. Burada öğrenci, yaratıcı ve eleştirel düşünür. III numaralı ifa- dede, sadece yaratıcı düşünce belir- tildiği için yanlıştır.

18. Çoklu zekâ kuramında tüm zekâ çeşitleri önemlidir. Öğretmen ders işlerken tüm zekâların geliş- mesi için çaba gösterir. Her öğrenci okula gelirken bazı zekâları daha gelişmiş veya ön plana çıkmış şe- kilde gelir. Öğrencilerin aktif olması ve nerede, nasıl davranması gerek- tiğini bilen öz denetimi gelişmiş bireyler yetiştirmek gerekir. Zekâ alan- ları geliştirdiğimizde yaşam boyu bunları kullanma fırsatını yakalar.

Çağdaş eğitimin öncüsü olan çoklu zekâ kuramı dışsal pekiştireç yerine içsel pekiştireci önemser. Çoklu zekâ baskın zekâyı kabul eder, fakat bu zekâyı geliştirmek yerine farklı zekâları geliştirmeyi amaçlar.

(19)

19. Kuantum öğrenme sürecinde öğrencinin aktif olması, öğrenciye hazır bilgi yerine öğrencinin yaparak yaşayarak sürece katılması önerilir.

Öğrencinin hatalarından doğruya ulaşması sağlanır. Doğrular kesin değildir. Her şey bir olasılıktır. En önemli amacı bireylerin kendisini gerçekleştirmesidir. Yapılandırmacı- lık ise öğrencinin ön bilgileri ve yeni bilgilerini ilişkilendirebilmesine izin verilir.

20.

 Önceki bilgilerini harekete geçirmek,

 Yeni kavramlar geliştirmek,

 Kavramlar arası yeni ilişkiler kur- mak,

 Kavramları yeniden düzenlemek gibi zihin etkinlikleriyle yazılı metinleri daha iyi anlamalarına yar- dımcı olur. Kavramları gruplama ve sınıfl andırmada yardımcı olan harita kavram ağıdır.

21. Somut deneyime sahip bireylerin merak, keşfetme duygularıyla öğreneceğini savunur. Bunun yanın- da mantık yerine sezgisel keşif yap- maları sağlanır. Girişken bir şekilde hareket ederler. Geri bildirim bu bireyler için önemlidir. Soyut kavram- sallaştırma ise sezgi yerine mantığa yer verir. Bilimsel yollarla öğrenmeyi amaçlar.