• Sonuç bulunamadı

Korsanların Seyir Defteri - 3

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Korsanların Seyir Defteri - 3"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Yayın Yönetmeni Savaş Özdemir

Editör Tülay Öncü

Resimleyen Eren Dedeleroğlu

Kapak Tasarımı Sefer Koçan

İç Tasarım Sude Zümret

1. Baskı Mart 2020

Uluslararası Seri No ISBN: 978-605-08-3310-2

TİMAŞ YAYINLARI

Adres Cağaloğlu, Alemdar Mah. Alay Köşkü Cad.

No:5 Fatih/İstanbul

Telefon (0212) 511 24 24

E–posta timascocuk@timas.com.tr

Baskı ve Cilt Mega Basım Sertifika No 44452

Adres Cihangir Mah. Güvercin Cad. No:3 Baha İş Merkezi Avcılar / İstanbul

Tel (0212) 412 17 00

TİMAŞ YAYINLARI / 4884 Korsanların Seyir Defteri / 3 Raf: 6-10 Yaş Öykü/Hikâye

KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINCILIK SERTİFİKA NO: 45587

Korsanların Seyir Defteri - 3

İcatlar Adası

(3)

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Lisans ve İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans mezunu. Her şeyden önce iyi bir okur!

Sonra, kitapçı, editör, yayıncı, yayın yönetmeni, pazarlamacı... Şimdilerde çocuk kitapları yazarı. Sevdiği mesleği yapabilmeyi başarmış mutlu azınlıktan. Kelimelerden oluşan bir dünyası var ve orada mutlu. Kendisine ilham kaynağı olan, başta yeğenleri Zeynep Gülsu, Mehmet Kuzey, Masal ve

Rüzgâr olmak üzere, tüm çocuklara hayran.

1985 Balıkesir Sındırgı doğumlu çizer, lise öğrenimini Kütahya Güzel Sanatlar Lisesi’nde, üniversite öğrenimi ise Marmara Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü’nde tamamladı. Eren Dedeleroğlu halen resim

çalışmalarına devam etmektedir.

Şeniz Baş

Eren Dedeleroğlu

(4)

Her akıllı çocuğun hayatı bir gün bir kitap okuma- sıyla değişirmiş, benimki de öyle değişti! Dedem- den bana bir kitap kaldı; Historia. O gün bugündür kitaptaki heyecan verici yerlerin peşinden okyanus- lar, adalar, tehlikeler demeden gidiyorum. Elbette yalnız değilim, kendime birbirinden yetenekli, akıllı, meraklı arkadaşlar buldum: Korsanlar! Ebabil, Puhu, Anka, Kuzgun ve Serçe. Korsanlar Seyahat’in At- maca isimli gemisiyle ülkemiz Balibasal’ın güzel şehri Aldamasol’un Bilibik Limanı’ndan ayrılalı çok oldu. Ebabil’in gücü, Puhu’nun aklı, Anka’nın bilgisi, Kuzgun’un cesareti ve Serçe’nin nezaketiyle aşa- mayacağımız zorluk, çözemeyeceğimiz sorun yok!

Bir de kitabımız Historia’nın öncülüğünde tabii ki!

Ben Heredot

(5)

Siz de maceralarımıza katılmak istiyorsanız gazetelerde aşağıdaki ilanı arayın ya da en iyisi kitaplarımızı alıp okuyun!

Bilginin, bilimin yolunda yeni maceralarda görüşmek üzere.

Herodot

Sürprizlere açık mısınız, öğrenmeyi seviyor musunuz, merakınızı yenemiyor musunuz, macera mı arıyorsunuz? O zaman bu seyahat sizin için!

Efsunlu denizlerin yedi düvele korku salmış, gözü pek korsanları Puhu, Ebabil, Serçe, Kuzgun ve Anka seyahat boyunca sizlerle olacak..

İle eşİ benzerİ olmayan denİzlere

“Korsanlar Seyahat’in muhteşem gemisi Atmaca

açılmaya hazır mısınız

(6)

Korsanlar Seyahat’in gemisi Atmaca, ülkemiz Balisabal’dan ayrılalı 5, İlkler Adası’ndan ayrılalı 3, Yüzen Ada’dan ayrılalı 2 gün olmuştu. Yeni du- rağımız İcatlar Adası’na ise birkaç saatlik yolu- muz kalmıştı. Işık Denizi’nin beyaz suları üzerinde ilerlerken ılık bir rüzgâr yolcuları sarıp sarmalamış, herkese bir rehavet çökmüştü. Korsan Serçe’yle geminin ucuna oturmuş denizin köpüklü sularını izliyorduk. Diğer mürettebat da, her boş vakitte olduğu gibi, kitap okuyordu.

(7)

Seyahatin ilk beş gününde kütüphanedeki kitap- ların yarısı okunmuştu bile. Yolculuğun başında biz bilgi korsanıyız demişlerdi, hem okuyarak hem de- neyerek öğreniyorlardı demek. Üstelik bilerek olma- sa da amaçlarına uygun bir seyahate çıkmışlardı.

Yolcular için aynı şeyi söyleyemeyeceğim tabii! On- lar Balisabal’ın limanlarını gezeceğiz diye katılmış- lardı bu yolculuğa. Fakat amansız bir fırtınayla Bilgi Okyanusu’nun adalarını dolaşır bulmuşlardı kendi- lerini. Neyse ki kimse şikâyetçi değildi durumdan.

Niye olsunlar ki zaten, isteseler böyle değişik yerleri göremezlerdi.

Sessizliği Kuzgun böldü:

Ebabil’in yine okumaya daldınız, avarelik ediyor- sunuz, işleri boşladınız diye esip gürleyeceğini zan- nediyordum, ama anlaşılan Yüzen Ada’daki tecrü- - Ada göründüüü

üü ü!

(8)

- Mürettebat görev yerlerinize! İskele alabanda!

Üstelik bağırmadı. İnsanlar değişir mi dersiniz?

Atmaca’nın burnu limana sokuldukça Ada’nın her yerinden fışkıran ışıklar, dumanlar, gürültüler bizi afallattı.

(9)

Mucit deyince akla bir laboratuarda, sessiz sa- kin deneyleriyle uğraşan birisi geliyordu. Bu mucit- ler bizim bildiklerimizden değildi sanki… Önyargı!

Kendimi nasıl da yakaladım. Özeleştirimi yapayım;

önyargılı düşündüm! Yani tanımadan, bilmeden bir yargıya vardım. Belki de mucitler çok eğlenceli, konuşkan, deneylerini de bir arenada yapan insan- lardı. Ya da bunları düşünmeyi bırakıp sadece tanı- mayı denesem nasıl olur? Cevap veriyorum...

Limana demir attığımızda iskele boyunca dö- nen, uçan bir sürü araç etrafımızda yükseliyor, alçalıyordu. Hiçbirinin ne olduğunu anlamamıştım.

Bir tanesi tam indiğimiz yerde ışıklar saçarak vızırt bızırt sesleriyle dönüyor, sanki etrafı tarıyordu.

- O baktığın deniz radarı! Radar, elektroman-

İyi olur Herodot!

(10)

Kafam allak bullak olmuştu. Yerimizi bulan bir aygıt mı?

- Dikkatinizin radarda toplandığını görünce ne olduğunu izah etmek istedim. Ama yol yorgunusu- nuz ve ada çok büyük. Yani uzun bir yol sizi bek- liyor. Öncesinde soluklanmak istersiniz diye konuk salonumuzu hazırlattım. Lütfen buyurun.

Biz peşinden giderken Serçe bir görevimizi ha- tırladı.

Yeni mihmandarımız başıyla onayladı.

- O zaman bir mesajınız var. Yüzen Ada’dan Le- onardo Da Vinci saygılarını ve selamlarını yolladı.

Ustam diye hitap etti size. Cüretimi mazur görün, neden böyle dediğini sorabilir miyim? Çok konuşup başınızı şişirmiş olabilirim, kusura bakmayın. Hâlâ

- Siz El Cezeri’siniz

değil mi?

(11)

- BİR SUS ART I K ! Salonun dört bir tarafında

duran sanat harikası

Çok özür dilediğim için de affedin… Biri beni durdurabilir mi lütfen!

Durma emri Kuzgun’dan geldi.

(12)

- Selam getirmişsiniz, merak etmişsiniz, şeref verdiniz. Leonardo’nun selamı başım üstüne! Us- tam diyerek lütfetmiş. Bilgi bize emanettir, ema- neti teslim ettik kendisine. O da alıp çoğalttı, var olsun. Ama böyle ayaküstü olmaz! Nane çayı içer- ken konuşalım bunları.

Yolcular takdirle bu duruşunda, bakışında bir farklılık olan insana bakıyorlardı. Anka’yı bile ken- disi dışında birisine hayranlık duyarken gördüm.

El Cezeri’nin gösterdiği kubbe şeklindeki salona girdik. Yere birbirinden güzel desenli halılar se- rilmişti, uzun sedirlerin önündeki ayaklı tepsiler- den gül kokuları yükseliyordu. Odanın ortasındaki fıskiyelerden sular şırıldıyordu. Dışarıdaki karmaşa yerini huzura bırakmıştı.

Salonun dört bir tarafında

duran sanat harikası

saatlerden gözümüzü

(13)

Puhu’nun oturduğu köşede bir filin sırtına otur- tulmuş bir su saati, yolcuların oturduğu köşede ev şeklinde bir güneş saati, Kuzgun’un yanında kayık şeklinde bir su saati ve harika figürlerin tuttuğu mum saatleri vardı. Birinden top düşüyor, diğerin- de şahin gagalıyor, ötekinde kapı açılıyor kapanıyor, berikinde bir hilal yay çiziyordu. Saat başını haber veren zarif çınlamalar odanın içini dolduruyor, bir terazinin üzerinde kendi kendine çalan flüt odanın huzuruna huzur katıyordu.

Neye bakacağımızı şaşırmıştık. Her şey kendi kendine işliyor, tıkırdıyor, ötüyor, şakırdıyordu. El Cezeri gördüklerimizi sindirmemizi bir süre bek- ledikten sonra sedire oturdu. Hani nane çayı içe- cektik?

- D EĞERLİ YOLCULARIMIZ,

HANEMİZİ ŞENLENDİRDİNİZ.

TEPSİLERDE DURAN İNEK ŞEKLİNDEKİ İBRİKTEN SU YA DA SÜT ALABİLİRSİNİZ.

(14)

İneğin memesinden süt, ağzından su alabilme- yi başardık. Dolabın milini çekince de içinden bir ahşap manken çıktı. Elindeki bardak parmağımın ucuna kadar geldi. Ürpermedim dersem yalan olur.

Anka, El Cezeri’ye şüphe dolu bakışlar atarak sordu.

- Sedirler uçmaya başlarsa şaşırmayacağım. Bu- rada neler dönüyor söyler misiniz? Siz kimsiniz, neyin ustasısınız?

El Cezeri çayından bir yudum alarak başladı.

Ağzımız açık, aklımız kaçık denilenleri yapmaya çalıştık.

Referanslar

Benzer Belgeler

Avusor Yaylası’na vardıktan sonra Büyük Göl’e 1,5 saatlik bir yürüyüş yapacağız.2800 metredeki bu gölde yüzme molası verdikten sonra aynı yoldan geri dönüyoruz..

Athena’nın caydırıcı unsur olarak kullanıldığı ceza formüllerini, Klaudiopolis (=Mut) yazıtlarında da görmek mümkündür. Bunlardan ilki Florina adlı bir

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİTAPÇIK TÜRÜ A.. Cevaplarınızı, cevap kağıdına

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİTAPÇIK TÜRÜ A.. Cevaplarınızı, cevap kâğıdına

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİTAPÇIK TÜRÜ A.. Cevaplarınızı, cevap kağıdına işaretleyiniz.. FEN

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİTAPÇIK TÜRÜ A.. Cevaplarınızı, cevap kâğıdına işaretleyiniz.. T.C. Selanik’in aşağıdaki

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİTAPÇIK TÜRÜ A.. Cevaplarınızı, cevap kâğıdına işaretleyiniz.. T.C. Mustafa Kemal, Sofya’da Osmanlı

Aşağıdaki tabloda görsellerle ilgili bazı bilgiler yer almaktadır. Kan; acil değil, sürekli bir ihtiyaçtır. Kan üretilemeyen bir dokudur ve hâlâ tek kaynağı