• Sonuç bulunamadı

Ailesel urtikarya pigmentoza

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ailesel urtikarya pigmentoza"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.net/publication/343362368

Familial Urticaria pigmentosa

Article  in  Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences · August 2020

CITATIONS

0

READS

12

2 authors:

Emel Erkek

Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi 109PUBLICATIONS   1,339CITATIONS   

SEE PROFILE

Onder Bozdogan

Ankara Gülhane Training and Research Hospital 102PUBLICATIONS   921CITATIONS   

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Emel Erkek on 01 August 2020.

(2)

Urtikarya pigmentoza (UP), dermiste mast hücresi infiltrasyonu ile karakterize, nadir görülen bir deri hastalýðýdýr. Mastositozlar grubunda incele- nen bu hastalýk yalnýzca deriye sýnýrlý olabileceði gibi, diðer organlarý da tutabilmektedir (1,2). Ýlk kez Nettleship ve Tay tarafýndan 1869 da tanýmlan- mýþtýr (3). O zamandan beri dermatoloji ve genel týp literatüründe çok sayýda sporadik UP olgusu ra- por edilmiþtir. Ancak gittikçe artan sayýda ailesel UP olgularý da bildirilmektedir (4-12).

Burada bir anne ve kýzýnda görülen iki UP ol- gusu sunulmakta ve hastalýðýn klinikopatolojik özellikleri ve olasý genetik geçiþi tartýþýlmaktadýr.

Olgu 1

9 yaþýndaki kýz çocuðu, boyun, göðüs ön yüz, karýn, sýrt ve saçlý deride 2 yýldýr varolan, çok sayý- da, kaþýntýlý, kahverenkli lekeler yakýnmasý ile

Dermatoloji polikliniðine baþvurdu. Annesinden alýnan öyküden, lekelerin doðduðunda bulun- madýðý, hasta 7 yaþýnda iken önce boyun bölgesin- den baþladýðý ve zaman içinde sayýlarýnýn artarak gövdeye ve saçlý deriye yayýldýðý öðrenildi.

Lekelerde özellikle banyo sonrasý belirgin bir pem- be-kýrmýzý renk deðiþikliði oluþmakta ve boyun gibi sürtünmeye maruz bölgelerdeki lekeler aralýk- lý olarak kaþýntýya yol açmaktaydý.

Hastanýn özgeçmiþinde özellik yoktu. Soygeç- miþ sorgulanýrken annede de benzer lekelerin bu- lunduðu öðrenildi. Anne ile baba arasýnda akrabalýk yoktu.

Dermatolojik muayenede boyun, göðüs ön yüz, karýn, sýrt ve saçlý deride yerleþim gösteren, çok sayýda, 3-10 mm çaplý, pembe-kahverengi makül ve papüller mevcuttu (Þekil 1). Lezyonlarda Darier bulgusu ve lezyonsuz deride dermografizm pozitifti. Saçlý deri lezyonlarýnýn bir kýsmý pembe- sarý renkteydi ve sebase nevüse benzerlik göster- mekteydi. Mukozalarda benzer lezyon saptanmadý.

Sistemlerin sorgulanmasýnda sýcak basmasý ve karýn aðrýsý dýþýnda yakýnma yoktu. Genel fizik

Ailesel Urtikarya Pigmentoza

FAMILIAL URTICARIA PIGMENTOSA Emel ERKEK*, Önder BOZDOÐAN**

* Yrd.Doç.Dr., Kýrýkkale Üniversitesi Týp Fakültesi Dermatoloji AD,

** Yrd.Doç.Dr., Kýrýkkale Üniversitesi Týp Fakültesi Patoloji AD, KIRIKKALE

Geliþ Tarihi: 03.02.2000

Yazýþma Adresi: Dr.Emel ERKEK

Neyzen Tevfik sokak, Ferah apt. 12/12 06570, Maltepe, ANKARA

Özet

Urtikarya pigmentoza, dermiste mast hücresi infiltras- yonu ile karakterize, nadir görülen bir deri hastalýðýdýr.

Genelde sporadik olarak görülmektedir, ancak ailesel olgular da bildirilmektedir. Burada bir anne ve kýzýnda eþ zamanda görülen bir urtikarya pigmentoza olgusu sunulmakta, hastalýðýn olasý genetik geçiþi tartýþýlmaktadýr.

Anahtar Kelimeler: Urtikarya pigmentoza, Ailesel

T Klin Týp Bilimleri 2000, 20:239-244

Summary

Urticaria pigmentosa is a rare dermatological disease, characterized by dense mast cell infiltration in dermis. The disease is generally sporadic but there are rare reports of fa- milial cases in the medical literature. Herein we report urticaria pigmentosa in a mother and her daughter and we discuss the probable hereditary transmission pattern of the disease.

Key Words: Urticaria pigmentosa, Familial

T Klin J Med Sci 2000, 20:239-244

(3)

muayene normal sýnýrlardaydý. Hepatospleno- megali saptanmadý.

Laboratuar testleri (tam kan sayýmý, tam idrar tetkiki, karaciðer ve böbrek fonksiyon testleri), pe- riferik yayma, kanama zamaný (2 dak 15 sn), PTZ (16 sn), APTZ (23 sn), kemik tarama testi ve abdominopelvik ultrasonografi normal sýnýrlarday- dý.

Sýrt bölgesinden alýnan 4 mm çaplý iki adet punch biyopsi örneðinin histopatolojik deðer- lendirilmesinde epidermiste hiperkeratoz, bazal tabakada pigment artýþý, orta ve derin dermiste damarlar ve deri ekleri etrafýnda granüllü mast hücrelerinden oluþan yoðun infiltrasyon saptandý (Þekil 2). Hücrelerin sitoplazmalarý Giemsa ile granüler boyanmaktaydý.

Bu klinik ve histopatolojik bulgular urtikarya pigmentoza ile uyumluydu. Hastaya oral hidrok- sizin 2 mg/ kg/ gün ve klobetazol propiyonat po- mad ile oklüzyon tedavisi verilerek takibe alýndý.

Olgu 2

32 yaþýndaki kadýn hasta (1. olgunun annesi) boyun, göðüs ön yüz, karýn ve sýrtta benzer lekeler tanýmlamaktaydý. Bu lekeler çocuklukta baþlamýþ ve zamanla sayýlarý artmýþtý. Sýcak basmasý ve sürtünme bölgelerinde (koltuk altý ve boyun) kaþýn- tý dýþýnda yakýnmasý yoktu.

Hastanýn özgeçmiþ ve soygeçmiþinde özellik yoktu. Dermatolojik muayenesinde boyun, göðüs ön yüz, karýn ve sýrtta yerleþim gösteren, 3-25 mm çaplý, kahverengi makül, papül ve plaklar mevcuttu

Þekil 1. Çocuk olgunun sýrtýnda çok sayýda, sarý-kahverengi makül ve papüller.

Þekil 2. Epidermiste hiperkeratoz, bazal tabakada pigment artýþý, orta ve derin dermiste perivasküler ve deri ekleri etrafýn- da granüllü mast hücrelerinden oluþan yoðun infiltrasyon (H&E x 100).

Emel ERKEK ve Ark. AÝLESEL URTÝKARYA PÝGMENTOZA

(4)

(Þekil 3 ve 4). Lezyonlar kýzýndakinden daha fazla sayýda, daha koyu renkli ve daha deriden kabarýktý.

Lezyonlarda Darier bulgusu ve lezyonsuz deride dermografizm pozitifti. Saçlý deride de pembe-sarý renkli, deriden kabarýk lezyonlar saptandý ancak mukozal tutulumu yoktu.

Genel fizik muayene ve laboratuvar testlerinde patolojik bulguya rastlanmadý. Periferik yayma, kanama zamaný (2 dak 20 sn), PTZ (15 sn), APTZ (25 sn), kemik tarama testi ve abdominopelvik ul- trasonografi normal sýnýrlardaydý.

Üst abdomendeki bir plaktan alýnan 4 mm çaplý punch biyopsi örneðinin histopatolojik incele- mesinde epidermiste hiperkeratoz, bazal tabakada pigment artýþý, orta ve derin dermisten subkutan dokuya doðru uzanan, yoðun granüllü mast hücresi infiltrasyonu saptandý (Þekil 5 ve 6). Hücrelerin sitoplazmalarý Giemsa ile granüler boyanmaktaydý (Þekil 7).

Urtikarya pigmentoza tanýsý verilen hastaya, benzer bir tedavi protokolü baþlanarak takibe alýndý.

Tartýþma

Mastositoz, deri ve iç organlarda mast hücresi proliferasyonu ile seyreden heterojen bir hastalýk grubudur (1,13,14). Günümüzde mast hücrelerinin kemik iliði kökenli olduðu düþünülmekte ve mas- tositoz grubu hastalýklar hematolojik hastalýklar olarak sýnýflandýrýlmaktadýr (12,15). Bu grubun nadir görülen formlarý soliter mastositom, telenjiek-

tazi makülaris eruptiva perstans, diffüz ve eritroder- mik mastositoz ve mast hücre lösemisidir (14,15).

Urtikarya pigmentoza, genel olarak en sýk görülen alt tipidir ancak çocukluk döneminde soliter mas- tositomdan daha az sýklýkta görülmektedir (1).

Urtikarya pigmentozanýn etiyopatogenezi ha- len tam olarak bilinmemektedir (13). Mast hücre proliferasyonunun gerçek bir neoplazmdan ziyade, hücrelerin intrensek displazisine veya anormal bir uyarana ikincil olarak ortaya çýkan hiperplastik bir cevap olduðu düþünülmektedir (1). Keratinositler- den ve fibroblastlardan salýnan MCF (mast hücre büyüme faktörü) hem mast hücre proliferasyonuna hem de klinik olarak gözlenen pigmentasyona yol açmaktadýr (14).

Þekil 3. Annenin boyun bölgesindeki kahverengi makül ve pa- püller.

Þekil 4. Annenin boyun lezyonlarýnýn yakýn görünümü.

Þekil 5. Epidermiste hiperkeratoz, bazal tabakada pigment artýþý, dermiste diffüz mast hücresi infiltrasyonu (H&E X 100).

(5)

Oldukça nadir görülen hastalýðýn insidansý 1/

8000’dir (13). Her iki cinste eþit oranda görülmek- tedir (2). Her yaþta görülebilmekle birlikte %75 oranýnda çocuklukta 2-4 yaþlar arasýnda baþlamak- tadýr. Çocukluk çaðýnýn UP'sýnýn prognozu iyidir ve genellikle kendiliðinden iyileþmeye eðilimlidir (1,11). Onbeþ yaþýndan sonra baþlayan olgular eriþkinin UP'sý olarak sýnýflandýrýlmaktadýr (2). Bu olgularda sistemik tutulum ve kronik seyir riski çocuklukta baþlayan UP'ya göre 8 kat daha fazladýr (1). Her iki olgumuzda da hastalýk çocukluk çaðýn- da baþlamýþ, ancak annede eriþkin dönemde de lezyonlarýnýn sayýsý artarak devam etmiþtir.

Klinik olarak UP lezyonlarý, çoðunlukla gövde, bazen diðer deri bölgeleri ve mukozalarda yerleþim gösteren, simetrik, çok sayýda kýrmýzý-

kahverengi makül, papül ve plaklardýr (13,16).

Bebeklerde ve 6 yaþýndan küçük çocuklarda lez- yonlar üzerinde vezikül ve bül oluþumu görülebilir (17). Genel olarak el ayasý, ayak tabaný, yüz ve saçlý deri tutulmaz (1). Çocuk hastamýzda saçlý de- ri tutulumu bulunmasý ve lezyonlarýn sebase nevüse benzerlik göstermesi ilgi çekici bulunmuþtur.

Hastalýðýn klinik belirtileri mast hücrelerinden salýnan histamin, heparin, proteaz ve sitokinlere baðlýdýr (15). Kaþýntý en sýk görülen belirtidir (2).

Bunun dýþýnda dermografizm, sýcak basmasý, Darier bulgusu (fiziksel travma ile lezyon üzerinde ürtiker plaðý oluþmasý) ve tutulan organlara iliþkin belirti ve bulgular da görülebilir (13,1,2). En sýk sistemik tutulum gastrointestinal sistem ve iskelet sistemidir ancak hematolojik ve lenfatik sistemler (lenf bezleri, karaciðer, dalak, kemik iliði) de tutu- labilir (1,15). Sistemik tutulumu olan hastalarda lökositoz, eozinofili, anemi, trombositopeni ve karaciðer fonksiyon testlerinde bozukluk sapta- nabilir (1). Bu olgularda malign transformasyon (miyelodisplastik sendrom veya lösemi) riski

%30’dur (1,12,15). Kemik iliði aspirasyonu sis- temik tutulumun ve malign dönüþümün erken tanýsýnda en iyi yöntemdir ancak sistemik belirti ve bulgularý olmayan hastalarda tam kan sayýmý, karaciðer fonksiyon testleri ve deri biyopsisi dýþýn- da invazif taramalar önerilmemektedir (1). Hasta- larýmýzda öykü, fizik muayene ve laboratuvar bul- gularý ýþýðýnda sistemik organ tutulumu saptan- mamýþ ancak ancak hastalýk seyri ve sistemik tutu- lum açýsýndan takibe alýnmýþlardýr.

Þekil 6. Dermisten subkutan dokuya uzanan yoðun granüllü mast hücrelerinin yakýn görünümü (H&E X 200).

Þekil 7. Sitoplazmlarý Giemsa ile granüler boyanan mast hücreleri (Giemsa X 40).

Emel ERKEK ve Ark. AÝLESEL URTÝKARYA PÝGMENTOZA

(6)

Histopatolojik olarak UP lezyonlarýnda pa- piller dermiste, perivasküler ve deri ekleri etrafýnda yoðunlaþan mast hücre birikimleri gözlenir.

Metakromazi, Giemsa veya Toluidin mavisi ile gösterilebilir (1,2). Anne olgumuzda subkutan dokuya uzanan ve deri yapýsýný bozan yoðun mast hücre infiltrasyonu gözledik.

UP tedavisi semptomatiktir (1,2). Hastalýðý alevlendiren ani ýsý deðiþimi, fiziksel travma, alkol ve ilaçlardan (nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar, kodein, polimiksin B) kaçýnýlmalýdýr (1,2,13,16).

Kaþýntý ve sýcak basmasý gibi belirtileri olan hasta- larda tedavide ilk seçenek hidroksizin gibi klasik bir H1 reseptör blokeri ve H2 reseptör blokerinin birlikte kullanýmýdýr (1,16). Az sayýda lezyonu olan hastalarda topikal potent steroidler lokal kaþýntýyý giderme amacý ile tedaviye eklenebilir (1,13).

Dirençli olgularda mast hücre stabilizatörleri, intralezyonel steroidler veya PUVA tedavisi uygu- lanabilir (1).

Genelde sporadik bir hastalýk olmasýna raðmen (2,11), týp literatüründe 50 ailesel UP olgusu bulun- maktadýr (4-12). Genel olarak ailesel olgularda ayný morfolojik tipte mastositoz bildirilmekte (4- 6,8,9,11,12,18), ancak farklý morfolojik tiplere de (7) rastlanýlabilmektedir. Ailesel UP genellikle erken yaþta baþlamakta (7-9,11,12), sistemik tutu- lum göstermemekte (4,6,11,12), klinik, im- münofenotipik ve ultrastrüktürel olarak sporadik UP ile benzer özellikler göstermektedir (8).

Hastalýk tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikiz- lerinde, üçüzlerde (10-12,19,20) ve ardýþýk kuþak- larda (2,4-9) görülebilmektedir. Bu gözlemlere dayanýlarak hastalýðýn otozomal dominant veya otozomal resesif tipte basit Mendel genetik geçiþli olduðu düþünülmektedir ancak ailesel olgulara özgü bir HLA antijen tipi saptanamamýþtýr (4- 9,19,20). Selmanowitz ve arkadaþlarý tek yumurta ikizlerinde diskordans bildirerek (21) bunun hastalýðýn multifaktöryel ve poligenik geçiþli ola- bileceðine iliþkin bir kanýt olduðunu ileri sür- müþlerdir. Bu diskordans ikizlerden birinde çevre faktörlerinin etkisi ile oluþan mutasyon veya hastalýðýn inkomplet penetransýyla iliþkili olabilir (11,12,21). Ancak yazarlar bahsedilen tek yumurta ikizlerinin uzun dönem takip sonuçlarýný bildirilmediklerinden, diðer ikizde hastalýðýn son- radan oluþmadýðýna dair veri yoktur.

Daha önce Jacobs bir anne ve kýzýnda UP ol- gusu bildirmiþtir (6) ancak bu iki olguda hastalýk boyun bölgesinde tek bir UP lezyonu ile seyret- miþtir. Bildiðimiz kadarýyla sunulan olgularýmýz, birden fazla sayýda lezyonla seyreden ve ülkemizde bildirilen ilk ailesel tipte UP olgularýdýr ve ailesel UP kalýtýmýnda inkomplet penetranslý otozomal dominant geçiþ telkin etmektedirler.

KAYNAKLAR

1. Allison MA, Schmidt CP. Urticaria pigmentosa. Int J Dermatol 1997; 36: 321-5.

2. Kettelhut BV, Metcalfe DD. Pediatric mastocytosis. Ann Allergy 1994; 73: 197-202.

3. Nettleship E, Tay W. Rare forms of urticaria. Br Med J 1869;

2: 323-4.

4. Fowler JF Jr, Parsley WM, Cotter PG. Familial urticaria pig- mentosa. Arch Dermatol 1986; 122: 80-1.

5. Escuredo Ordonez J, Menacho Fuentes MR, Morene Gimenez JC, Camacho Martinez F. Diffuse cutaneous mas- tocytosis. Apropos of 2 familial cases. Med Cutan Ibero Lat Am 1987; 15: 71-4 (abstract).

6. Jacobs CPH. Urticaria pigmentosa. Solitary lesions occur- ring in a mother and her daughter. Arch Dermatol 1958; 77:

112-4.

7. Clark DP, Buescher L, Havey A. Familial urticaria pigmen- tosa. Arch Intern Med 1990; 150: 1742-4.

8. Anstey A, Lowe DG, Kirby JD, Horton MA. Familial mas- tocytosis: a clinical, immunophenotypic, light and electron microscopic study. Br J Dermatol 1991; 125: 583-7.

9. Oku T, Hashizume H, Yokote R, Sano T, Yamada M. The fa- milial occurrence of bullous mastocytosis (diffuse cuta- neous mastocytosis). Arch Dermatol 1990; 126: 1478-84.

10.Noto G, Pravata G, Arico M. Concordant urticaria pigmen- tosa in a couple of identical twins. A five-year follow up.

Acta Derm Venereol 1995; 75: 499.

11.Offidini A, Cellini A, Simonetti O, Bossi G. Urticaria pig- mentosa in monozygotic twins. Arch Dermatol 1994; 130:

935-6.

12.Boyano T, Carrascosa T, Val J, Porta N, Agud JL, Garcia MJ. Urticaria pigmentosa in monozygotic twins. Arch Dermatol 1990; 126: 1375-6.

13.Erdem T, Aktaþ A, Akdeniz N, Karakuzu A, Aliaðaoðlu C.

Büllöz ürtikerya pigmentozalý bir olgu. Lepr Mec 1999; 30:

52-6.

14.Yalçýn B, Bükülmez G, Þahin S, Özkaya Ö, Düzova A, Karaduman A, Akan T. Soliter mastositom: iki olgu sunumu. Türkderm 1999; 33: 102-5.

15.Pari F, Zamagni MD, Carnevali C, Pagani M, Rabbi C, Cantore M, Cavazzini G, Aitini E, Smerieri F. Systemic mastocytosis. A review of current diagnostic and therapeu- tic approaches. Recenti Prog Med 1999; 90: 169-72.

(7)

16.Alto WA, Clarcq L. Cutaneous and systemic manifes- tations of mastocytosis. Am Fam Physician 1999, 59: 3047- 54.

17.Gürgey E, Akyol A, Çolakoðlu Ü. Büllöz ürtikerya pigmen- tosa olgusu. Lepr Mec 1986; 17: 223-32.

18.Shaw JM. Genetic aspects of urticaria pigmentosa. Arch Dermatol 1968; 97: 137-8.

19.Soter NA. The skin in mastocytosis. J Invest Dermatol 1991; 96: 32-8.

20.Lees MH, Stroud CE. Bone lesions of urticaria pigmentosa in childhood. Arch Dis Child 1959; 34: 205-9.

21.Selmanowitz VJ, Orentreich N, Tiangco CC, Demis DJ.

Uniovular twins discordant for cutaneous mastocytosis.

Arch Dermatol 1970; 102: 34-41.

244 T Klin Týp Bilimleri 2000, 20

Emel ERKEK ve Ark. AÝLESEL URTÝKARYA PÝGMENTOZA

Referanslar

Benzer Belgeler

Bitkisel tutma olarak da adlandırılan bu miktar doğrudan buharlaştığı için bitkinin altındaki toprağa, açık araziye göre daha az yağış düşer.. Bitkilerin yüzeyinde

Su toplama havzasının yüzeyinden sızan suyun miktarı, yağmurun yüzey akıştan olan farkının etkili yağmur süresine bölünmesi ile de elde edilebilir ve buna W indeksi denir.

Histopatolojik incelemesinde epidermiste belirgin akantoz ve ülserasyon, rete ridgelerde uzama, granüler tabakada belirginleşme, papiller dermiste ödem ile dermiste

Histopatolojik incelemede yüzeyde ortokeratoz, epidermiste atrofi, bazal tabakada vakuoler dejenerasyon alanları, dermiste likenoid lenfositik infiltrasyon ve arada melanofajlar

2709-2005 Epidermiste hafif akantoz, papiller dermiste solar elastoz, derin dermiste odak halinde bitkisel cisim (?)’e karfl› geliflmifl birkaç dev hücre, eozinofiller, lenfosit

Histopatolojik olarak saptanan epidermiste akantoz, üst dermiste yüzeyel perivasküler hücre infiltrasyonu prurigo nodülaris ile uyumlu olmas›na karfl›n, D‹F incelemede

Lezyonlar›n histopatolojik incelemesinde bulgular nonspesi- fiktir ve epidermiste de¤iflen derecelerde hiperkeratoz ve akantoz ile birlikte dermiste hafif perivasküler lenfositik

DERİNİN KOYU RENGİ MELANOSİT SAYISININ ARTIMINA DEĞİL, İÇİNDEKİ MELANİN GRANÜLLERİNİN SAYISINA BAĞLIDIR....