Başta altın olmak üzere her türlü yeraltı zenginliklerine gözlerini dikmiş, alesta bekleyen avcıların beklediği “nihayet”
gerçekleşti. Ormanlık alanlarda madencilik arama ve işletme faaliyetini önleyen son Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 8. Dairesi Kararı’nın arkasına dolanılmak, hukuka karşı hile yapılmak yoluyla orman yağmasına izin veren yönetmelik değişikliği 19 Ağustos 2009 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
24.5.2005 tarihli ve 2005/9013 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’ne aşağıdaki geçici 4. madde eklendi:
“Orman sayılan alanlarda madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar orman, muhafaza ormanı ve ağaçlandırma alanlarında madenlerin aranması ve işletilmesi ile ilgili faaliyetlerde alınması gereken izinlerde 22.3.2007 tarihli ve 26470 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.”
Böylece, AKP iktidarı, yüksek mahkemelerin kararlarını kasıtlı olarak etkisizleştirmek suretiyle demokratik hukuk devletinin temeline yerleştirmiş olduğu dinamiti patlatmış oldu.
***
Madencilikle uğraşan sermaye çevreleri, aynı zamanda uluslararası çevre ve doğa koruma sözleşmelerinin de açıkça çiğnendiği bu değişikliği doğaları gereği coşkuyla karşıladılar.
Örneğin, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Erdinç, orman alanlarında maden
çalışmalarında bulunulamayacağına ilişkin Danıştay kararının Bakanlar Kurulu’nun olur vermesiyle aşıldığını bildirdi.
Erdinç, mahkeme kararına karşın, orman alanlarında madencilik yapabilmelerine olanak sağlayan başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm bakanlar ve ilgili müdürlere ayrı ayrı teşekkür ettiklerini açıkladı. Yaptığı yazılı açıklamada, “Madencilik sektörünün orman alanlarında faaliyet göstermeleri ile ilgili yaşanan soruna Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin girişimleri sonrasında Bakanlar Kurulu’nun devreye girmesi ile çözüm bulundu” dedi.
Kimi hukukçularımız bu karara imza atan Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların, “anayasanın hukuk devleti ilkesini ihlal etmek suretiyle Türk Ceza Kanunu’nun 309. Maddesi’nde düzenlenen anayasayı ihlal suçunu işledikleri”
görüşünü savunuyorlar.
***
Top şimdi toplumdadır.
Toplumun yurtsever kesimlerindedir.
Yurtseverlik, üzerinde yaşadığı toprakların üstündeki ve altındaki zenginliklerine, canlı ve cansız tüm varlıklarına kararlılıkla sahip çıkmaktır.
Yurtseverlik; Kaz Dağları, Kozak Yaylası, yurdumuzun dört bir köşesindeki ormanlarımız talana açılırken, maden avcılarının avlağına dönüştürülürken, kan emicilere teslim edilirken, susmamaktır, direnmektir.
Yurtseverlik, bir yandan ülkesinin bölünmez bütünlüğünü savunurken, aynı zamanda ülkesinin yeraltı zenginliklerinin emperyalizm ve onun işbirlikçisi yerli sömürgenler tarafından talanına karşı durmak demektir.
***
AKP, “akıllıca” bir taktik uyguluyor; kamuoyunun duyarlılıklarını kaşıyan çeşitli konuları gündeme taşıyıp dikkatleri o yönlere çekerken, yedekte beklettiği projeleri birer ikişer yürürlüğe sokuyor. “Madencilik açılımı” da işte böyle bir uygulama.
Her zamankinden daha uyanık olmamız gereken günlerden geçiyoruz.
Deniz KAVUKÇUOĞLU dkavukcuoglu@superonline.com
www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com