• Sonuç bulunamadı

DİNLER ATAERKİL YAPILAR MIDIR?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DİNLER ATAERKİL YAPILAR MIDIR?"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİNLER

ATAERKİL YAPILAR MIDIR?

(2)

Giriş

Dinler insanların ve toplumların siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerini ilgilendiren düzenlemelerin kaynağında yer almaktadır.

Bu düzenleme ve yapılanmanın işlerlik kazandığı alanlardan birini ise cinsiyet sorunu oluşturmaktadır.

Din ve kadın ilişkisi problemli alanlardan biridir.

Bu ilişkiyi ele alırken dini metinler, dini kurumlar ve dini olarak görülegelmiş gelenekler arasında bir ayrım yapmak gereklidir.

Din ve kadın ilişkisinde dinin farklı boyutluluklarının

gözönünde bulundurulması gereklidir.

(3)

Dinlerin Kadın Karşısındaki Konumu

Dinin kadın karşısındaki konumunun asli ve değişmez oluşu

Dinin kadın karşısındaki konumunun zaman içerisinde

dönüşüme uğrama potansiyeli

(4)

Dinin Kadın Karşısındaki Konumunun Asli ve Değişmez Oluşu

Bu bakış açısına göre dinler kadınlara baskı uygulamakta ve erkeklere boyun eğmelerini meşru hale getirebilmektedir.

Dinler erkek hakimiyetini meşrulaştırmaktadır.

Özellikle feministler açısından negatif bir husus olarak

dinler kadınlar arasında ayrılıklara ve bölünmelere yol

açmaktadır.

(5)

Dinin Kadın Karşısındaki Konumunun Zaman İçerisinde Dönüşüme Uğrama Potansiyeli

Bu görüşe göre dinin kadınların hayatları üzerindeki etkisi değişken ve dinamik karakterdedir.

Herbir din içerisindeki inanç ve organizasyonlarda büyük çeşitlenmeler bulunmaktadır.

Örneğin Sadawi, Arap kadınlarının hali hazırda ulusal,

sınıfsal ve cinsel düzeyde olmak üzere üç farklı formda

baskıya maruz kaldığını; İslam'ın bu üçlü baskının asli bir

kaynağı olmadığını sorunun asıl kaynağında Ataerkil sınıf

sisteminin yattığını belirtmektedir.

(6)

Din-Kadın İlişkisi

Dinlerin kadınlarla ilgili yapısal kültürel durumları çok boyutlu ve karmaşık bir konudur.

Dinler bir taraftan kadının konumunu kısıtlayıcı ve zayıflatıcı etkide bulunur iken bir taraftan da onları

güçlendirici ya da en azından olumlayıcı bakış açıları içermektedir.

Dinlere ilişkin geniş malzeme arasında kadınları hem

temizlik, sevecenlik, bekaret abideleri hem de kötü

cadılar, ayartıcı sirenler, hain fahişeler olarak tasvir

edenleri bulmak mümkündür.

(7)

Ataerkillik

Dinlerde kadınlara yönelik olumsuz bakış açılarını esas alan söylem, dinlerin, erkeklerin toplumda kontrolü kaybetme korkusundan dolayı kadınları günah keçileri haline getirdiklerini vurgulamaktadır.

Bu da din adına kadınlara karşı açılmış bir savaş

olarak betimlenmektedir.

(8)

İslam ve Kadın

İslam toplumları kadınların kendi statülerini değiştirme iddialarına direnmiş ve bu dünyadaki kadın yanlısı eğilimleri bastırma yönünde gitmişlerdir.

Bu eğilimler Batıdan ithal olunmakla itham edilmekte ve hem kadınlardan hem de bireycilikten korkulmaktadır.

İslam'da amaç bireyin mutluluğu değil ümmetin bekası

olarak tasvir edilmektedir. Mernissi'ye göre bu anlayış

kadınları boyun eğdirici konuma getiren bir durumdur.

(9)

Sonuç

Din ve kadın konusuna ilişkin sonuçlar tek yönlü ,tek katlı ve genel-geçer nitelik taşıyamaz.

Kadın ve din konusunun kadınların dinler tarafından her zaman aşağılandıkları türünden din karşıtı yaklaşımlar ekseninde tartışılması doğru değildir.

Göreceli, etkileşimsel ve mütevazı bakış açılarının

varlığına ihtiyaç duyulmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Durkheim, antropolojiye etkisi tartışılmaz Dinsel Yaşamın İlk Biçimleri eserinde, dinin tanımı için ön.. plana çıkartılan ve o zamana kadar genel kabul gören

Bu tanım, kutsal ve anti- kutsalı ayıran bir inanç ve ritüel dizgesi etrafında bir araya gelen topluluk fikrine yaslanır. Durkheim için, din toplumsal bir kollektif

Müslüman bilginler dinleri, kaynağı bakımından ilahi dinler ve beşeri dinler olarak ikiye ayırırlar.. İlahi dinleri bugün halen yaşayan Yahudilik, Hıristiyanlık ve

Bütün dinlerin temelde insanın kurtuluşunu esas aldığını, bu kurtuluşu sağlamak için bir takım inanç, ibadet ve ahlâk sistemlerinden oluşan bir reçete sunduğunu göz

Birinci Bölümünde; denetim kavramı, denetim türleri açıklanarak, denetçi kavramının tanımı yapılmış, denetçi türleri açıklanmıştır. İkinci Bölümde;

The long-standing notion that Irish melodrama before the founding of the Irish Literary Theatre in the late 1890s is scarcely worthy of our attention is a well-worn myth

Derneği'nin düzenlediği, “ İstik­ lal Marşı nasıl doğru söyle­ nir?” konulu söyleşide, sanatçı Fethi Kopuz, “ Marşımızı değiş­ tirmek yerine, iyi bir

The rats were randomly assigned to 7 groups as: sedentary controls (C) that had never run in the experiment; untrained groups that were acutely forced to exhausting exercise