• Sonuç bulunamadı

Tanzimat iirinde deal nsan Tipi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tanzimat iirinde deal nsan Tipi"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN 1302-4787

TÜRK KÜLTÜRÜ

İ N C E L E M E L E R İ

D e r g i s i

The Journal o f Turkish Cultural Studies

16

A

(2)

Kilidir Ocağı Vakfı (K O t'A V ) kuruluşu olun

K O C A V Yayıncılık lan ıtım , Araştırma, Eğitini Hizmetleri Ltd. Şii. yayımdır. Y a y ı n T ü r ü

İlmî vc F.dcbî D i z g i - M l z a n p a j

Türk K ültürü İncelem eleri D ergisi Dizgi Servisi l l a s k ı - C i l t

B ayrak Y ayım cılık M atbaa San. ve Tic. Ltd. Şti. K üçük A y asofya Cad. Y abacı Sokak, No: 2/1

Sultanahm et/İstanbul Tel: 0212 638 42 02 K a p a k T a s a r ı m Sena Ajans ISSN 1302-4787 Y ö n e t i m Y e r i / A d d r e s s f o r C o ı r e s p o n d e n c c T ü rk K ültürü İncelem eleri Dergisi A yşekadın H am am ı Sokak, Nr. 26 00 8 9 8 9 4 S üleyınaniye/lstanbul-T Ü R K İY E

T e l : (0212) 519 99 70-1 B e l g c g e ç e r :(0212) 519 99 72

S o r u m l u Y a z ı İ ş l e r i MU d ü r i i Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK

T e k n i k S o r u m l u Y ard. Doç. Dr. Recep A H ISH A LI

o his hal i (ct'.marmara. edu.tr

T a n ı t ı m S o r u m l u s u D oç. Dr. M uzaffer DOĞAN

mdogatVti}marm ara. edu. İr

A b o n e İ ş l e r i / S u b s c r i b t i o n N ursel Ö M ER O Ğ L U

nurselomeroglu(a)hotmail.com

© Türk Kültürü incelemeleri Dergisi

D e r g im iz d e k i y a / ı l a r k a y n a k g ö s te r i le r e k ik tib a s e d ile b ilir . Y a z ı l a r ı n h e r tü rlll s o r u m lu l u ğ u y a z a r la r ı n a a ittir.

(3)

Say

ı/Issue: 16 • 2007 BAHAR/SPRING

• • • •

T Ü R K K U L T U R U

İ N C E L E M E L E R İ

The Journal of Turkish Cultural Studies

HAKEMLİ VE ULUSLAR ARASI DERGİ

Bu dergi

M L A In te rn a tio n a l B ib lio g r a p h y , T u rk o lo g is c lıe r A n z e ig e r

isim li uluslar arası indeksler ve

U L A K B İM S o s y a l B ilim le r V e ri T a b a n ı

tarafından taranm aktadır

D e r g i s i

1

K O C A V İ s ta n b u l 2 0 0 7

(4)

K ( K AV Adı mı sahi hi Dr. Ali ClREY aliurey@kocav. org. tr EdIt ö r i e r/ Ed i t o r s Genel/Editor-in-chief Prof. Dr. N ihat Ö Z TO PR A K noztoprak@marmara. edu. tr Tarih/History Edebiyat/Literatüre

Prof. Dr. Ali A K Y IL D IZ Dr. Ü zeyir A SLA N

akyi!diz63@yahoo. com uaslan@marmara. edu. tr

Se k r e t e r l e r/ Se k r e t a r i e s

Tarih/History Edebiyat/Literatüre

Dr. M ustafa K Ü Ç Ü K A ŞÇ I Dr. H akan TA Ş

mkucukasci@marmara. edu. tr hakanibrahim@hotmail. com

Da n i ş m a Ku r u l u/ Ad v i s o r y Bo a r d

Prof. Dr. Ali A K Y IL D IZ (M arm ara Ü niversitesi) Prof. Dr. Feridun M. E M EC EN (İstanbul Ü niversitesi)

Prof. Dr. G ünay K U T (B oğaziçi Ü niversitesi) Prof. Dr. İlber O R T A Y LI (G alatasaray Ü niversitesi))

Prof. Dr. İsm ail Ü N V E R (Ankara Ü niversitesi) Prof. Dr. K em al B E Y D İL L İ (Yeditepe Ü niversitesi)

Prof. Dr. O rhan BİLGİN (M arm ara Ü niversitesi) Prof. Dr. Süleym an Hayri BO LA Y (G azi Ü niversitesi)

Prof. Dr. Y ahya A K Y Ü Z (Ankara Ü niversitesi)

Ya y i n Ku r u l u/ Ed i t o r i a l Bo a r d

Prof. Dr. Z ekeriya K U RŞU N Prof. Dr. M ustafa S. K A ÇA LİN Prof. Dr. S ebahat D ENİZ Doç. Dr. M uham m et G Ü R Doç. Dr. O rhan S Ö Y L E M E Z Yard. Doç. Dr. D urm uş H O C A O Ğ L U Yard. Doç. Dr. A. H aluk D U RSU N Yard. Doç. Dr. M ehm et T A ŞT E M İR

İ N G İ L İ Z C E S O R U M L U L A R I

Doç. Dr. A hm et K A N LID ER E Doç. Dr. O rhan SÖ Y L E M E Z

Prof. Dr. C em al Y ILD IZ Prof. Dr. Emel K EFELİ Doç. Dr. A hm et K A N LID ER E Doç. Dr. M uzaffer D O Ğ A N

Y ard. D oç. Dr. A li K A RA CA Y ard. D oç. Dr. Erhan A FY O N C U Y ard. D oç. Dr. M. H anefi BO STA N Y ard. D oç. Dr. Recep AHISHAL1

A N A D İ L İ S O R U M L U L A R I

Dr. Hakan TA Ş O zan Y ILM A Z

(5)

Yu r t Di şi Te m sIl cIl e r i/ Co r r e s p o n d e n t s a b r o a d A B D / U S A Walter G. ANDREWS 2908 131st PI.NE Bellevue, WA 98005 USA İ S K O Çy a / S c o t l a n d Dr. Christopher FERRARD 8 Dublin Street EH 1 3 PP Edinburgh/SCOTLAND

e-mail: feırardfâaol. com

J a p o n y a / J a p a n

Dr. Nobuo MISAWA

TOYO University Department of Socio-Culture System 2-11-10, Oka. Asaka-shi

SAITAMA 35-0007 JAPAN

e-mail: misa\va®tovonet.to\o.ac.in

K i b r i s/ C y p r u s

Dr. Kadir ATLANSOY Doğu Akdeniz Üniv. Fen-Edebiyat Fak.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Gazimağusa/KKTC Mersin 10 TR

e-mail: atlansoy(a),emu.edu.tr

K i r g'i z Is t a n / K y r g y z s t a n

Döölötbek SAPARALİYEV Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

Kırgızistan Bişkek Tinçtik köçüsü, 56 720000 KIRGIZİSTAN

(6)

K u v e y t / K u v v a i t Dr. Faisal ALKANDARI Kuwait University History Dept. KUVVAIT e-mail: falkandari(uX’ahoo.com M A C A R İ S T A N / H U N G A R Y Prof. Dr. Geza DÂVİD ELTE Török Filolögiai Tanszek

Budapest M u/e um krt, 4/D 11-1088 HUNGARY

e-mail: davidee:a(3>Jıotmail. com

S u u d î A r a b Is t a n / S a u d i A r a b i a

Dr. Mohammad M. AI-QURAINI P.O. Box. 5074 Pin Code 3 1982

Al-Hassa/S. ARABİA

Y u n a n Is t a n / G r e e c e

Prof. Dr. Fvangelia BALTA

I ondalion Nationale de la Recherche Scientifujue 48 av. Vass. Constantinou

11635 Athcııes-GREECE

(7)

İ Ç İ N D E K İ L E R

T a r i h

İbrahim S E Z G İN

Sultan 11. S elim ’in E dim e ve A v G e z ile r i... 1-32

Şenol Ç ELİK

1659-1660 (H. 1070-1071) Tarihli A varız D efterine G öre XVII.

Y üzyıl O rtalarında Turgutlu K a z a s ı... 33-66

A. H alûk D U RSU N

O sm anlı D evleti’nde T urizm in G elişim ine D air Bazı G özlem ler ... 67-78

İsm ail S a fa Ü STÜ N

19. Y üzyılda H indistan’dan A teb at’a G önderilen Teberrular:

“ V esika-yı H indiyye H ayır İçin mi S iyaset İçin m i?” ... 79-120

E d e b i y a t

E rsen E R SO Y

XVI. Y üzyıl Şâiri Firâkî ve M anzum Bir M ektubu ... 121-134

H akan TAŞ

M evlânâ K abûlî [1438-1478] ve D îvân’ındaki T ürkçe Şiirleri ... 135-160

A ta b ey K IL IÇ

A hm ed H am dî’nin “ Belâgat-ı Lisân-ı O sm ânî” si ... 161-166 M Fatih K AN TER

Tanzim at Şiirinde İdeal İnsan Tipi ... 167-190 K i t a b i y a t

Ercan KARA KOÇ

İkinci D alga Erm eni Terörü: A sala ... 191-198

M urat A li KARA VELİO ĞLU

(8)

Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi 16, İstanbul 2007, 167-190.

TA N ZİM A T ŞİİRİN DE İD EA L İNSAN TİP İ

. M. Fatih KANTER'

Ö Z E T

Osmanlı devletinin çökuiş sürecini yaşadığı dönemde, devrin aydınları “ideal insan tipi” oluşturma çabasına girerler. T a n zim a t’ın ilânı ile birlikte Batı 'dahi gelişmelerin yeni yeni farkına varan insanımız, kendi eksikliğini gidermeye çalışır. B u noktada dönemin edebiyatçılarına da büyük bir görev düşmektedir: İdeal insan modelini eserlerinde ortaya çıkarmak.

T anzim at birinci dönem ve ikinci dönem sanatçıları da eserlerinde, kendi ideallerini yansıtacak ideal insan tipini anlatmaya çalışırlar. B iz bu çalış­ m am ızda T a nzim at nesline öncülük eden şairlerimiz ile birlikte, Tanzim at birinci dönem ve ikinci dönem şairleri ile A ra Nesil sanatçısı olan M uallim N a ci’nin şiirlerindeki ideal insan tipini tespit etmeye çalıştık.

A n a h t a r K e l i m e l e r

İdeal insan, T anzim at, Şinasi, Z iy a Paşa, N a m ık Kemal, Recaizade M ahm ut E kra n , A bdulhak H am il Tarkan, M uallim Naci.

İnsan, varoluşundan bu yana ideali arayan ve idealleri uğrunda yaşa­ m ın ı devam ettiren sosyal bir varlıktır. İdeale ulaşm a tutkusu, her m illetin tarihinde farklı yansım alara neden olur. Ö zünde yaratılıştan bu yana var olan değerleri zirve noktada ve tek bir insanda toplam a arzusu ise m illet­ leri ideal insan tip in i oluşturm aya yönlendirm iştir. T ürk m illetin in tari­ h in d e de ideale ulaşm a arzusu ve ideal insan tipi oluşturm a çabası tarih boyunca varolagelm iştir. Türk m illetin in “ideal insan tip i” de için d e ya­ şadığı sosyal şartlara dayalı olarak d eğişk en lik gösterir. T arih içerisinde “alp tip i”, “gazi tip i”, “veli tip i” olarak k en d in i gösteren “ideal insan tip i”, T anzim at sonrasında farklı bir hüviyete bürünerek “yeni insan tip i”

şek-Arş. Gör., Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi T ürk D ili ve Edebiyatı

(9)

190 M . F a t i h K A N T E R

ve içerikte yazarlar. E lbette ki onların şiirlerinde de insan vardır. Fakat bu insan, daha çok aklıyla, b ilg isiy le, kahram anlığıyla ön plâna çıkm az. T an- zim at ik in ci d ön em in d e eserler veren fakat onlardan farklı olarak “Ara N e s il”e dâhil olan M uallim N a c i’n in şiirlerinde de ideal insanı az çok bulm ak m üm kündür. E debî yön d en eskiyi savunan, fakat yen ilik lere de tam am en kapalı olm ayan M uallim N a ci’n in insanı, her şeyden önce çalış­ kanlığıyla dikkati çeker. T oplum dan uzak kalm ayan N a ci’n in , eserlerinde çizdiği insan tipi gerçeğe daha yakındır.

T anzim at birinci d ön em in d e devrin sosyal ve p olitik şartları seb e­ b iyle değişen dünyaya karşısında bakışı da değişen O sm anlı aydını, edebî eserlerinde kendi doğrularını ve ideallerini yaşatacak bir insan tipi o lu ş­ turmaya çalışır. Ö zellik le ilk dön em d e N am ık K em al, Şinasi ve Ziya Paşa, da siyasî söylem lerle birleşen şiirler, T anzim at ik in c i d ön em in d e yin e devrin sosyal ve siyasî şartları gereği Recaizâde M ahm ut Ekrem ve A bdülhâk H am id ’de üslup bireysele kaymakla birlikte y en iliğe bakış ve ideal insanı oluşturm a çabalan devam eder.

Y en ileşm e sürecine gird iğim iz T anzim at d ön em in d e insan anlayı­ şında değişim olm ası kaçınılm azdır. Bu gid işte en ön em li rolü aydınlar oynam ıştır. Batı karşısında geri kalan toplum um uzu ileri götürecek ideal insan tip in i oluşturm ak ve bu tipin özellik lerin i belirlem ek ise devrin edebiyatçılarının görevi olm uştur. T anzim at sanatçılarının şiirlerinde çizdikleri bu ideal insan tipi her şeyden önce, toplum un için d e bulunduğu durum dan nasıl çıkacağını hesaplayan, çözüm ler üreten, akılcı, b ilg ili, d onanım lı insandır.

“ İ D E A L P E R S O N I N T H E P O E M S O F T A N Z İ M A T P E R I O D ”

A b s t r a c t

D u rin g the collapse period o f the O ttom atı Em pire, the intellectuals o f this period tried to fo rn ı an ideal hum an type. People realized this situation in Europe ıvith the announcem ent o f the O ttom an Reformation beyan to remove their deftdency. A t this p o in t intellectuals were expected to have agreat responsibility to portray the ideal hurnan type in their works.

T he artists o f the fırst and second periods o f the O ttom an Reformation tried to m ite their ideal hum an type that reflects their ideals in their works. In this study, apart fr o m A k i f Paşa, Sadullah Paşa w ho guided the generation o f the O ttom an Reformation, it is tried to determine hoıv M u a llim N aci who was the poet o f the fırst and second periods o f the O ttom an Reformation tısed the ideal hum an type in his poems.

K e y ı v o r d s

(10)

linde karşım ıza çıkar. Eskiden tam am ıyla bağım sız olm am akla birlikte bu tip, kendi k im liğ in in özellik leriyle birlikte yeni özellik ler de yüklenir.

T an zim at’la birlikte A ydınlanm a’nın etk isin e giren O sm anlı m ed en i­ yet dairesinde D oğu ile Batı, eski ile yeni arasında sık ışıp kalan in san ım ız, artık daim i bir arayış süreci içerisine girm iş olur. “ 1839’dan sonraki dev­ rin bir h u su sîliği de m em lek ette gittik çe kuvvetini artıran bir ik iliğ i d o ­ ğurm ası, onun manzara ve ruh bütünlüğü nü kırm asıdır. Bugün b ile halk d ilin d e ve hatta fikir hayatında o zam anlardan kalan “alafranga” ve “ala­ turka” (m u sik id e olduğu gib i), “esk i” ve “y en i” (zih n iyet m eselelerin de) tabirleriyle ifade ed ilen bu ik ilik realitesi T an zim at’ın en büyük fatalitesi­ dir”.' Islahat d ön em in d en itibaren değişm eye m eyil gösteren “Türk in ­ sanı, her şeyden ön ce d in in özü ve esasıyla d eğilse b ile din etrafında te­ şekkül eden zih n iy etle karşı karşıya gelir; kabul ettiği hayatı idare eden değerler bütünü üzerinde, dağınık ve sistem siz de olsa, düşünm eye başlar. K âinatı, hayatı ve insanı akıl ve iradesiyle değerlendirm eye yönelir.”2

T anzim at yıllarında değişen şartlar ile birlikte toplum un beklediği ideal insan tipi de d eğişik lik gösterir. Bu d eğişik lik elbette d ön em in ay­ nası olarak görülen şairlerin şiirlerine yansım ıştır. Bir tür şaşkınlık süreci yaşayan T ürk toplum unun ideal insanı belirlem e ve oluşturm a çabalan bir b elirsizlik aşaması içerisin d e ilerler.

T anzim at yıllarında, şiirim izd e yer alan ideal insan tip in i, d ön em in özellik lerin i de göz ön ü n d e bulundurarak üç alt başlıkta in celem eyi uygun bulduk.

1 . Y e n i İ n s a n T i p i n e D o ğ r u İ l k A d ı m l a r

T an zim at’ın birinci d ön em in d e Şinasi’ye gelm eden önce edebiyatı­ m ızda ilk kıpırdanm alar görülm eye başlanır. Bu dönem de; Sadullah Paşa ve A k if Paşa’n ın bazı şiirlerin d e ideal insana ait birtakım ipuçları görm ek m üm kündür.

E d eb iyatım ızın yen ileşm esi yolunda bir m anzum esiyle katkıda b u lu ­ nan Sadullah Paşa, yazdığı ‘O ndokuzun cu A sır’ şiirin d e yü zyılın gerektir­ diği dünyanın ve toplum un sınırlarını belirlem iştir. ‘O ndokuzun cu A sır

Ahmet H am di T anpınar, 19’uncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Çağlayan Kitabevi, İstanbul 1997, s. 136

(11)

I ı l ı k k l l l ı l l ı i l İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i

m anzum esi, değişen dünya karşısında hayretler içerisindeki O sm anlı in ­ sanının ve yaşam ının değişm esin i belgeler nitelliktedir. M anzum esinde insan ak lının üstünlüğü nü, ilim ve tekniği ön plâna çıkaran Sadullah Paşa;

“Zaman zamân-ı terakki cihân cihân-ı ulûm Olur mu cehl ile kâbil bekâ-yı cem'iyyât” ’

diyerek devrin ilerlem e zam anı olduğunu , ilim ve teknoloji karşısında cehaletin hiçbir şekilde direnem eyeceğin i belirtir. B atı’n ın ilim ve tekno­ lojisini bir anda fark eden in san ım ızın , zam anın/devrin gerisinde kalm a­ sın ın şaşkınlığı ve uyanışı böylelik le Sadullah Paşa’n ın şiirin d e gün ış ı­ ğına kavuşur.

“Besâit oldu mürekkeb mürekkeb oldu basit Bedâhet oldu tecârible hayli meçhûlât”4

B ilim i ve insan aklını her şeyden üstün tutan Sadullah Paşa p o ziti­ vizm fikir akım ının ilk elerin e sıkı sıkıya bağlanm ıştır. A klın büyüklüğü Sadullah Paşa’da öylesin e kesin çizgilerle çizilm iştir ki, Ziya Paşa’daki aklın yetersizliği karşısındaki şüphe durum u burada söz konusu bile d e­ ğildir.

T anzim at n eslin d e şiirim izin yenileşm e yolunda kıpırdanm asını sağlayan şairlerden biri de A k if Paşa’dır. Burada şairlik yönünden aslında esk iye bağlı olan şairin m uhteva yönünden yen iye yaklaştığı görülür. O nun fikir ve tem a itibarıyla yeni sayabileceğim iz şiirleri, felsefi bir tarzda varlığı sorgulayan “Adem K asidesi” ile, sade bir d ille torunu için kalem e aldığı “M ersiye”den ibarettir.

“Adem K asid esi”nde varlıktan uzak kalm aktan şikâyet eden insanın yokluğu istem esi görülür. Y okluk karşısındaki bu arzulu söyleyiş tarzı b izim edebiyatım ızda yenidir. A k if Paşa’n ın şiirin d e “in san ”, kafası soru işaretleri ile dolu bir hâlde karşım ıza çıkm aktadır. Ö zellik le “Adem K asi­ d e s i n d e ferdî bir bunalım ın felsefi bir sorgulayış n eticesin d e buhrana d önüştüğü ne şahitlik ederiz. “Ferdî m eselelerin bu tarzda bir nevi felsefi azaba yol açacak kadar plân d eğiştirm esi, eski edebiyatım ızda ilk defa görülen bir vak’adır. Bu, insanın kendi talihi ile karşılaşm asıdır.”

M ehm et Kaplan, £ n r Tahlilleri 1, Dergâh Yay., İstanbul 1998, s. 72

a.g.e., s. 70

(12)

170 M. l a l ili K A N I I l< N itek im “A dem K asidesi”n in başında

“Can verir âdeme endîşe-i sahbâ-yı adem Cevher-i can mı aceb cevher-i mînâ-yı adem”'

diyerek ‘yok lu k ’ kavram ını ‘canın özü ’ olarak gösterdikten sonra, hem en ik in ci m ısrada şair, yokluk d ü şüncesini m erkeze taşır. “D ü n ya ile kendi ‘b en ’in i karşı karşıya getiren Paşa, dünyanın n im etlerin d en ayrı kaldığı için isyan eder. Hayat ve olaylara ‘b en’ m erkezli bakış onun şiirin in hâkim karakteridir.”7 A k if Paşa’n ın talihinden şikâyeti ve yokluğu istem esi anlık ruh durum u ile bağdaştırılsa b ile bu, davranış tarzının yen iliğ i b a k ım ın ­ dan önem taşır. A k if Paşa’yı eskilerden ayıran ve on u n yen iliğ i arayan bir şair olarak görülm esi, Paşa’n ın yokluk fikrini ısrarla savunm ası ile izah edilebilir. N itek im ;

“Biz bu m ihnet-geh-i hestîye küçükten geldik Yoksa kim eyler idi terk-i kühencâ-yı adem”8

derken A k if Paşa, yokluğa farklı açıdan bakar. “O nun için yokluk k en d i­ sin i ıstıraptan kurtaracak çare, bir m ih n et yeri olan varlıktan, “m ih n etgeh -i h estîd en ” dışarı çıkaracak olan bir vasıtadır. K asidenin büyük bir k ısm ın ı ıstırapların tam am en sona erdiği bir yer olan adem ü lk esin in tasviri teşkil eder.” ' Y okluk, ıstırap ve dertlerden uzaklaşılacak bir ütopik m ekân özelliği taşır. A k if Paşa’dan sonra ö zellik le Servet-i F ü n u n nesli şairlerinde göreceğim iz bu anlayış tarzı, bireydeki kaçış te­ m ayülünün ilk örneklerinden sayılabilir. Bu bağlam da, Paşa’n ın yokluk ülkesini istem esi ile Servet-i Fünûncuların yaşanılan dünyadan kaçma istekleri, tem elde aynı felsefî huzursuzlukla bağdaştırılabilir.

Şiirim izd e eskiden beri varolan geleneksel insan tipi, A k if Paşa ile birlikte d eğişim sürecine girer. Ö zellik le 19. yü zyılın ilk d önem lerinde eski cem iyetin kesin standartlarından farklı bir düşünce yapısına sahip, huzursuz bir insan tipi karşım ıza çıkar.

T anzim at b irin ci dönem şairlerinin edebî ortam ını hareketlendiren siyasî, sosyal olayların yanında şü p h esiz, yukarıda adını zik rettiğim iz şa­

' M ehm et Kaplan, a.g.e., s. 17

7 İbrahim Kavaz, A k if Paşa Hayatı ve Eserleri, AKM Yay., Ankara 2005, s. 77 * Mehmet Kaplan, a.g.e., s. 19

9

M e h m e t Kaplan, a.g.e., s. 51

(13)

irlerin payı da unutulm am alıdır. B ilin en bir gerçektir ki hiçbir edebî ha­ reket, arka plûnı olm adan giin yüzüne çıkm am ıştır.

2 . T o p l u m s a l S ö y l e m v e Y e n i İ n s a n T i p i n i A r a y ı ş

2 . 1 . İ l k İ s i m : Ş i n a s i

Şinasi, O sm anlı’n ın T anzim at d ön em in d e yüzünü B atı’ya çevirdiği anda, öncü konum unda karşım ıza çıkan ilk aydınlarım ızdandır. O , “akılcı bir kavrayışı dünya ve Tanrı ilişk ilerin e kadar taşımak isteyen m odernist bir öncüdür. Ş in asi’n in dünyaya, toplum a ve olaylara bakışı, geç kalm ış bir Türk rönesansından izler taşır”10

Şinasi, şiirlerinde ve düzyazılarında, insanı M ustafa R eşid Paşa’n ın şahsında idealleştirir. Y en ileşm e yolunda yürüyen O sm an lı’n ın d eğişim in i başlatan T anzim at F erm anı’nı yazan da okuyan da bizzat M ustafa R eşid Paşa olm uştur. Y en ileşm e, Batı m ed en iyetin in ilerlediği çizgiyi takip eden aydınlarım ız tarafından büyük adım larla gerçekleştirilm eye çalışılm ıştır. Y üzünü artık kendi yaln ızlığın a ya da tarihine değil batının ilerlem e tari­ h in e ve d eğişim in e d önen aydınlarım ız, edebî alanda bu etkileri yan sıt­ mayı am açlam ışlardır. Sonraki yıllarda başlayacak olan Y eni O sm anlılar ve Jön Türk hareketleri aynı fikirlerden doğm uştur. T anpınar’ın da b elirt­ tiği gibi “yeni aydın tip i”n in prototipi olarak karşım ıza çıkan R eşid Paşa, İlâhî güçler b irliğin i bü n yesin d e toplam ış gib id ir” ".

K ahram anlık olgusunu farklı boyutlara taşıyan şair, bu olguyu, M u s­ tafa R eşid Paşa’n ın şahsında açığa çıkarır. K ahram an, tüm varlığını k en ­ d in d en ön ce insanlığa adayan “adalet ve h ik m et” gibi özellik lere sahip olan kişidir. Y ani Şinasi’nin deyim iyle M ustafa R eşid Paşa’dır.

“Adi ü hikm etle eden sen gibi re’y u tedbîr Kahramândır ne kadar etmese ceng ü cidâl”'2

' Ramazan Korkm az; Yeni Türk Edebiyatı E l Kitabı, Grafiker Yay., Ankara 2004, s. 24- 25

'' Ahmet H am di Tanpınar, a.g.e., s. 198

M ualla A nıl, Şinasi- M i'mtahâbât-ı E ş ’ârım - D ivan, A kba K itabevi, A nkara 1945, s. 9; Süheyl Beken, Şinasi- M üntahâbât-ı E ş ’dr, D ün-B ugün Y ayınevi, A nkara 1960, s. 23

(14)

172 M. F a t i h K A N T E R

Şinasi’n in şiire getirdiği y en iliğ in tem el dayanak noktası akddır. A kıl, ideal insan tip in in rehberi konum undadır. Gerçi akıl kavram ına önem verm esi, Şinasi’n in şiirlerinde duygu yön ü n ü n za y ıf kalm asına n e ­ den olur. D uygularını ve iradesini aklın em rine verm eyi uygun bulan şair,

Müntehâbât-ı E ş ‘âr’ın başından itibaren “akıl” sözcüğünü şiirlerinde vaz­ geçilm ez bir unsur olarak kullanır. K itabın en başında yer alan “tahm id”, on u n şiirindeki y en iliğ in m üjdecisi olur:

“D eğil m i Tanrı’nın ihsanı akl ü kalb ü lisân Bu lütfü etm elidir fıkr ü şükr ü zikr inşân”1’

E serinin hem en başında, T anrı’n ın insana verdiği özellikleri sıralar­ ken akıl kavram ını başköşeye yerleştirm esi dikkat çekicidir. Ş in asi’n in , eski edebiyattan içerik bakım ından farklı olarak yazdığı “M ünâcât”ında y in e akıl ön plândadır. “M ünâcât”ın on birinci b eytinde, in san ın T an rı’yı akıl yoluyla kavraması, can ve gönül yoluyla da ona teslim olm ası gerekti­ ğini ifade eder. Eski edebiyatım ızda üzerinde fazla durulm ayan akıl kav­ ramı, artık in san ın en önem li tarafı n iteliğ in e bürünür. Ş ü pheciliği de beraberinde getiren bu y en ilik , Şinasi’yi “batıl inançlardan kurtulm uş, m odern esaslarını ilim d e, akılda ve psikolojide arayan bir dindarlık” vasfına ulaştırır.

A kıl dü şü n cesin in Ş in asi’n in şiirlerinde önem li bir yer tutm ası A y­ dınlanm a dönem i düşünü rlerinin görüşlerine dayanır. “A ydınlanm a d ü ­ şünürleri iyiye yatkın ve evrensel bir “insan doğası”ndan hareket ederler. Ö zgür ve akılcı birey, pekâlâ, “iyi vatandaş” olabilirdi ve bu va­ tandaşlardan oluşan toplum ileri ve yatkın bir düzeye çık abilirdi.”' Ş i­ nasi’nin iyi vatandaş prototipi M ustafa R eşid Paşa’dır. B öyle olm asın ın sebebi R eşid Paşa’n ın aklını en iyi şekilde kullanm asıdır.

“Asafâ aklına dil-bestedir akl-i fa’âl Cevher-i hilkâtine olmuş araz izz ü celâl”"'

n Anıl, a.g.e., s. 5; Beken, a.g.e., s. 3

M ehm et Kaplan, Türk Edebiyat Üzerine Araştırmalar 1, Dergâh Yayınları, İstanbul 1995, s. 259

H ans Van D er Loo, Williem Van Reijen; Modernleşmenin Paradoksları, İnsan Yay., İstanbul 2003, s. 67

(15)

I tlrk K ü l t ür ü t n c e l c m c l c r i D e r g i s i 173 Eski ile yeni arasındaki sem bolik çatışm a; kalp ile akıl arasında cere­ yan eder. O nun şiirlerinde geçen yeni kavramların hepsi birbiriyle ilin ti­ lidir. H er kavram, zin cirlem e olarak ötek in e bağlıdır. Y en iyi getirirken eskiye de karşı çıkm a eğ ilim in d e olan şair, bunu zıtlıklarla ifade eder. B unun örneklerinden belki de en önem lisi kalem -kılıç ikilem idir:

“Kalem kılıç olup aklın debîr ü cellâdı Biri işâret ederse biri eder tedmîr”'7

K alem y en ililiğ in ve a k ılcılığ ın /p o zitif ilim lerin sem bolü olarak kar­ şım ıza çıkar. A k ıllı insan b ilg iy e ulaşır ve k en d in i p o z itif bilim lerle dona­ tır. E skiden olduğu gibi sadece kılıca ve zafere alışkın insan tip in in yerine, böylelik le, ilim bakım ından d onanım lı insan tipleri çıkar. T anzim at son ­ rası edebiyatım ızda b ilg in in ö n em in i kavrayan a yd ın ım ızın “insan-ı kâ­ m il” anlayışından “kem âlât-ı in san iye” anlayışına geçişi de bu yüzdendir.

İdeal insan tipini oluşturan bütünün bir diğer parçası da m ed en iyet­ tir. “İdeal in san ” anlayışını R eşid Paşa ile bütünleştiren Ş inasi, m ed en iyet d ü şü n cesin i de kahram anında yüceltm iştir:

“Aceb midir m edeniyyet resûlü dense sana Vücud-ı m u‘cizin eyler taassubu tahzîr”"*

Ş inasi, en çarpıcı b eyitlerin d en birinde R eşid Paşa’yı bu şek ild e ta­ nım larken, m edeniyeti taassubun karşısına koyar. R eşid Paşa, m ucizevî şek ild e m ed en iyet fikrinin uygulayıcısı konum unda karşım ıza çıkar. T an- pınar’ın dediği gibi; “O, bazan ‘m ed en iyet resulü’, bazan ‘fahr-ı cihân-ı m ed en iyet’ olur”.”

M ed en iyet yolunda büyük adım lar atan “ideal in san ”, adalet kavra­ m ın ı da yanı başında taşır. Avrupa’da yaşanan insan hakları m ücadelesi ve Ş in asi’n in Paris yaşamı sırasında buna tanık olm ası, ondaki adalet d ü şün­ cesin in gelişm esin i sağlam ıştır. Şiirlerinde sıkça rastladığım ız adalet kav­ ramı, y in e ideal kahraman R eşid Paşa’da hayat bulur:

“Adi ü hikm etle eden sen gibi re’y ü tedbîr Kahramândır ne kadar etmese de ceng ü cidâl”

17 Anıl, a.g.e., s. 13; Beken, a.g.e., s. 26 Anıl, a.g.e., s. 13; Beken, a.g.e., 26

|<)

T anpınar, a.g.e., s. 200

(16)

174 M. F a t i h K A N T E R

Savaş m eydanında zaferlere alışkın eski insan tip in in yerine yeni bir insan tipi oluşturm a çabası adalet ve h ikm et kavramlarıyla bütünleşerek başlam ıştır. Şinasi, R eşid Paşa için yazdığı kasidelerde bir yandan kahra­ m anı R eşid Paşa’n ın özellik lerin i sıralarken öte yandan id ealindeki “ideal insan”ın hangi özellik lerle donanm ış olduğunu gösterir. Bunların başında adalet düşüncesi gelir. Bu insana T anrı’dan İlâhî bir eser olarak bağışlan­ m ıştır. A dalet kavram ının arkasında insanlar arasındaki eşitlik düşüncesi yatar. 18. yüzyılda Batı m ed en iyetin i tem elden sarsan hareketlenm elerin etk isin d e kalan Şinasi, bu yeni fikirleri şiirin e en güzel şek ild e yansıtır.

R eşid Paşa’nın T an zim at’ın ilânıyla ü stlendiği görev, yeni bir devir açması bakım ından önem lidir. T anzim at F erm anı’n ın ilânından sonra, insan haklan devlet tarafından güvence altına alınanlardan İkincisi kanun fikridir. Can, mal ve nam us g ü ven liği, bu hakların başında yer alır. K a­ nunlar, hürriyetin tem elidir. R eşid Paşa T ürkiye’ye kanun fikrini getir­ m ekle, insanları esaretten kurtarm ış”, onlara daha rahat yaşama olanağı sağlam ıştır:

“Bir ıtık-nâmedir inşâna senin kânûnun Bildirir haddini sultâna senin kânûnun”2'

“İnsan hakları beyannâm esini okum uş bir in san ın dü şü n celerin i”22 bulduğum uz bu dizelerde, T anzim at F erm anı’n ın padişahın haklarını k ısıtlad ığın ı vurgulam ası dikkat çekicidir.

Şinasi, hürriyeti arzulayan bir kişi olm asına rağm en, ne rejim m uha­ lifi ne de padişah düşm anıdır. O nun tek düşm anı zulüm ve esarettir. Z u­ lüm ve esaretin kaynağı ise cehaletten başka bir şey değildir. Şinasi, zulüm ve esaretin elin d e köle olan halkın, R eşid Paşa’n ın kanunu ile azat ed ild i­ ğ in i söyler:

“Ettin âzâd bizi olm uş iken zulme esîr Cehlim iz sanki idi kendim ize bir zincîr”21

" Anıl, ö.g.e., s. 11; Beken, a.g.e., s. 29

Mehmet Kaplan, Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 3: Tip Tahlilleri, Dergâh Yay., İstanbul

1991, s. 170

(17)

T ü r k K ü l t ü r ü İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i 175

Ş inasi’nin şiirlerinde ortaya koyduğu “ideal insan tip i”; aklını kulla­ nabilen, adaletli, insan haklarına saygılı, vatanperver, kanunlara karşı saygılı, m ed en î, ilim ve irfan sahibi kişilerdir. Ancak, bu yön d e ken d isin i geliştiren kişiler, “aydın” k im liğin i kazanabilirler.24 O nun T ürk şiirine getirdiği içerikte ve özde yaptığı yen ilik önem lidir. Şinasi Batı’dan aldığı “hak, adalet, hürriyet, m edeniyet, akıl” gibi yeni kavramları, idealinde oluşturduğu “ideal insan tip i”nde vücuda getirerek bir y en iliğ e im za at­ m ıştır. İnsanı, R eşid Paşa’nın şahsında ortaya koym ak suretiyle idealize ederek ü lk en in geleceğin d e etkin rol oynayacak gençlere aşılamaya çalış­ m ıştır.

2 . 2 . Z i y a P a ş a

Şinasi’n in aklı ön plâna çıkaran insanı, Ziya Paşa’da âciz ve kaderci bir k işiliğ e bürünür. Ziya Paşa’n ın ideal insan tip in i ortaya koyduğu en önem li şiirleri “T erci-i B en d ” ve “T erkib-i B end”dir. “T erci-i B en d ”de Ziya Paşa, kâinatın varoluşunu hayret ve acziyetle izleyen bir insan tipi çizer. Eski edebiyatım ızda sıkça görülen yaratıcıyı kâinatta arayan insan, “T erci-i B end”de bu fikri daha felsefî bir boyutta yoğunlaştırır. Eski ş ii­ rim izdeki Y aratıcı’yı m utlak kabul ve kadercilik anlayışı, “Terci-i B end”de “felsefî bir huzursuzluk” şek lin d e k en d in i gösterir.25

Ziya Paşa, akıl ve bilgi konusunda Şinasi ve N am ık K em al’den daha farklı düşüncelere sahiptir. A klın ve b ilg in in , evren ile ilg ili büyük sorular karşısında yetersiz kalacağı inancındadır. A k ıllı insan çevresini ve her şeyden ön ce ken d isin i duyum sayan/önem seyen insandır. İşte şiirim ize, varoluş karşısında sorular soran huzursuz insan tipi bu dönem de girer. Sorular karşısında sürekli yeni sorularla açmaza giren in san ın acziyeti ise Ziya Paşa’nın şiirlerinde bu noktada önem kazanır.

İnsan olm an ın , özellik le düşünen ve sorgulayan insan olm an ın zorlu­ ğunu farfc eden Ziya Paşa:

“Olaydı olduğu hâlde rızâsı inşânın Bu rütbe olmaz idi çok belâsı inşânın”26

24 M ehmet Kaplan, a.g.e., s. 175-176 Ahmet H am di T anpınar, a.g.e., s. 312

(18)

176 M. F a t i h K A N T E R

derken zorluklar karşısında direnen, hayır diyeb ilen bir insan profili çizer. Iliir insanın haklarını üst düzeyde tutan Ziya Paşa’da hürriyet kavramı da önem li bir yere sahiptir. N am ık K em al’de ideal düzeyde görülen hürriyet kavramı, onda biraz daha karamsar ve ulaşılam az bir tarzda karşım ıza çıkar.

“Bir esâret-gâh-ı ibretdir bu âlem hâsılı Duymadı kimse cihânda lezzet-i hürriyyet”27 diyen Ziya Paşa’nın karamsarlığı bu beyitte gün yüzüne çıkar.

Ziya Paşa’n ın şiirlerinde akıl ve b ilgiye bakışta olduğu gib i, huzursuz insanın yaşam ı ve çevresindeki olayları sorgulam a şekli de, Şinasi ve N a ­ m ık K em al’den farklıdır. O n u n bu tavrı daha çok A bdülhak H am id’in bakışıyla ve A k if Paşa’n ın “A dem K asid esi”ndeki görüşleri ile örtüşür. Adem K asidesi ile n ih ilist bir çizgi takip eden insan ve varlık anlayışı, Ziya Paşa ile m utedil insanı ortaya çıkarır.

Şekil bakım ından eski şiirler yazan Ziya Paşa’n ın fikirlerinde birçok yenilik bulm ak m üm kündür. Fakat Ziya Paşa’yı biz ö zellik le ikilem içeri­ sinde kalm ış, k en d isiyle çelişen bir şair olarak tanırız. Batılılaşm a yolunda yeni adım lar atan bir m illetin üst düzey yön eticilerin d en b irin in -Z iy a l'aşa’nın- kafasının D oğu ile Batı, eski ile yeni arasında sık ışıp kalm ışlığı bizim toplum um uzu da yansıtm aktadır. “Şiir ve İnşa” m akalesi ile “Hara­ bat M u k a d d im e sin d e birbiriyle zıt fikirleri savunan bir k işin in ruhî du­ rum u, bu sık ışm ışlığ ın ve arada k alm ışlığın göstergesidir.

Ziya Paşa’nın ideal insanı h ad d in in sınırlarını zorlam ayan, in san lığın gerektirdiği vazifeleri yerine getiren kişidir. İnsan her şeyden önce in san ­ lığa hizm et etm elidir.

“Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı İnsânlığa inşânda budur işte delâlet” *

“T crkib-i B end”de geçen yukarıdaki beyit “tem el felsefesi bak ım ın ­ dan adalet fikrine dayanır. Bu fikirden hareketle in sanlık, idealize ed i­ lir.””

J7

(t.£.<■., s. 249

a.g.e., s. 212

(19)

T ü r k K ü l t ü r ü i n c e l e m e l e r i D e r g i s i 177

İnsanlığa h izm et fikrini ön plânda tutan Ziya Paşa, in sa n ım ızın batı­ lılaşm a yolunda ne gibi adım lar atması gerektiğini ise “Harabat M ukad­ d im e s in d e şu şek ild e d ile getirir:

“İster isen anlamak cihânı Öğrenmeli Avrupa lisânı Etmiş orada fünûn terakki Tahsilden eyleme tevakki A nsız kişi tam şâ'ir olmaz Bir kimse lisânla kâfir olmaz Sende var ise eger hamiyyet Tahsiline eyle sarf-ı him m et K ıl terceme anları ziyâde Tâ m illetin ede istifâde Ahz eyle sanâyi'ü ulûmun Terk eyle zemâ’im ü rüsûmun Taklîd ile aslını unutma M illiyyetini hakir tutma "

İdeal insan tip in d e hangi özellik lerin olm ası gerektiğini bu şek ild e belirten Ziya Paşa, aslında ken d isi iç in b ile ütopik sayılacak tespitler ya­ par. İdeal insan, Avrupa’daki fen n i, sanatı, dili öğrenm eli; onları kendi vatanının m enfaatleri doğrultusunda aktarm alıdır. B unun yanı sıra basit bir taklitçilik sevdasından uzak durm alı, m illî değerlerini unutm am alıdır. O sm anlı d evletin in yüzyıllar boyu kendi hâlinde yaşarken B atı’n ın her alanda gelişm esi Ziya Paşa’yı da diğer aydınlarım ız gibi derinden etkiler. İdeal bir insan tipi oluşturm a kaygısı ve çabası işte bu ned en le önem ka­ zanır. B atı’n ın , ulaştığı gelişm iş teknolojik seviye ve geliştird iği düşünce sistem lerin i en kısa zam anda öğrenip onları m illetim ize aktarmak Ziya Paşa’ya göre ideal insanın en tem el görevidir.

(20)

I I «V I VI . I I I I I II IS. / \ I N I I K

2 . 3 . N a m ı k K e m a l

N am ık K em al, şiirde yen ileşm e çabalarını Şinasi’n in ardından daha gür bir sesle devam ettirir. O, eski edebiyata karşı, hem n esirleriyle hem de şiirleriyle şid d etle yeniyi savunur.

Y en ileşm en in her alanda gerekli olduğuna inanan şair, edebiyatı, bu noktada araç olarak görür. Bu düşünceden hareketle, şiirlerini daha y en i­ likçi bir tarzda kalem e alır. N am ık K em al’in istediği yenilikleri b ü n ye­ sin d e taşıyacak insan tipi de işte bu yeni şiirlerin, ö zellik le de “H ürriyet K asidesi”n in için d e şekillenir.

T anzim at dönem i şiirin d e ideal bir insan tipi oluşturm a çabası N a ­ mık K em al’de de görülür. Şinasi’de, Mustafa R eşid Paşa olarak karşım ıza çıkarılan ideal insan tipi, N am ık K em al’de isim siz bir “H ürriyet kahra- m a n id ır . “Şair “H ürriyet K a s id e s in d e bir “hürriyet kahram anı” tipi yaratmıştır. Bu tip “y e n i d i r ve eski m uti, m evcut düzene bağlı bürokrat aydın tipine zıttır. O bir kalem efendisi veya devlet m em uru değil bir “dü­ şü ncenin k a h r a m a n id ır .3' N am ık K em al “H ürriyet K a s id e s in d e baştan sona hayalinde canlandırdığı ideal in san ın vasıflarını sıralar. Fakat bu özellikleri Şinasi gibi belirli bir k işiye yüklem ez.

K asidenin tam am ında yü celtilen değerler, özlen en ve uğrunda ızdırap çekilen idealler üzerinde durulur. İdeal, insanlığa hizm et ve doğ­ ruluktur. İdeal insan, halka h izm et eden insandır. İn san lığın evrensel anlam da geçerli ideal kuralları vardır. İnsanlığa h izm et etm ek de bu k u ­ rallardan biridir. K endi türündeki canlılara h izm et eden insan, görevini yerine getirm en in m utlu lu ğu n u yaşar,

“Usanmaz kendini inşân bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazlûma el çekmez iânetten”’2

İnsanın varlığını başka varlıklar karşısında ispat ed eb ilm esi için hür ve iradî bir güce sahip olm ası gerekir. N am ık K em al, b unun farkındadır ve bu yolda adım atmaktan çek in m eyeceğin i birinci tekil şahsın ağzından d ile getirir.

' Mchnıet Kaplan, a.g.e., s. 179-180

ö n d e r Göçgün, Namık Kemal’in Şairliği ve Bütün Şiirleri, AKM Yay., Ankara 1999, s. 7

(21)

I Ikık k ü l t ü r ü İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i 179

K asidenin tem el ilkesini oluşturan hürriyet fikri bir kale gibi görül­ m ektedir. Bu kaleyi yıkm ak zu lü m le gerçekleştirilem ez; çünkü insan id ­ raki zulüm karşısında boyun eğm ez:

“N e mümkin zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyyet Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyyetten”’1

Z ulm edenlere karşı gür bir ses tonu ile söylenen bu sözler, N am ık K em al’in kahram anının silü etin i gözler ö n ü n e serm eye yetecektir. Bu kahraman idealleri uğruna her şeyi göze alan, zulm e karşı duran, içi hür­ riyet ve vatan sevgisi ile dolu olan bir insandır. “H ürriyet K asid esi”nin g en elin d e zulm edenlere karşı m eydan okuyan N am ık K em al, hürriyet fikri ile kendi şahsiyetini birleştirir.

K ahram anlar iradeli insanlardır. N am ık K em al’in şiirlerinde yer alan kahramanlar da tarihin akışını d eğiştirebilecek kadar iradeli bir yapıda karşım ıza çıkarlar.

“Eder tedvîr-i âlem bir m ekînin kuvve-i azmi Cihan titrer sebât-ı pâ-yı erbab-ı metânetten”’4

N am ık K em al’in şiirlerindeki ideal insan tipi d inam ik bir yapıya sa­ hiptir. “Zam anda ve m ekânda bir hareket ve irade adamı olm asın ın ya­ nında, ruh basamakları bakım ından sürekli yükselm e azm i için d ed ir.””

N am ık K em al’in ideal insan tipi, bir hürriyet sevdalısı olm asın ın ya­ nında vatan kahram anıdır da. Bu n edenle vatan, on u n Batılı tarzda yaz­ dığı şiirlerinin ana ek sen in i oluşturur. V atansever bir kahraman edasıyla yazdığı “Vâveylâ” başlıklı şiirin d e, N am ık K em al’in şiirin in batılı bir çizgiye ulaştığını görürüz.

Şiirlerinde m illeti uyandırm aya çalışan N am ık K em al, vatanın için d e bulunduğu durum dan birer birer fertlerin su çlu olduğu kanaatindedir N am ık K em al’in ideal insanı sosyal eleştiri yaparken b ile, ‘b en ’den başla­ yarak ‘b iz’e ulaşır. Vatanın için d e bulund uğu durum dan herkes sorum lu­ dur. Bu sorum luluk alma tutum u on u n ideal in san ın ın da en tem el özel- liklerindendir. Bu özelliği vurguladığı “lâzım sa” redifli gazeli b unun g ö s­ tergesidir:

33 a.g.e., s. 9o 34 a.g.e,. s. 8o

(22)

180 M. F a t i h K A N T E R

“Sana senden gelir bir işde ancak dâd lâzımsa Ü m idin kes zaferden gayrıdan imdâd lâzımsa” 6

İdeallerini ütopyalar üzerine kurgulam ayan şair, şiirlerinde ve yazıla­ rında gerçekleşm esini istediği d üşüncelerine sım sıkı bağlıdır. O nun için ideal, bir masal ü lkesinde ya da K af D ağ’ında değildir. İdeal, in san ın ken- disindedir. N am ık Kem al kendi m illî değerlerini yücelten, B atının ilm in i, irfanını özüm seyen insanı kahram anlaştırır, idealize eder. “İnsanı, hayat ve tabiat karşısında aklı ve iradesiyle hareket eden, kendi gücüne inanan, hatta zam an zam an narsizm i düşündüren bir tavırla k en d in i b eğen en ve ortaya koyan, her şeyi kendi ‘b en ’i etrafında toplayan tarihî bir varlık ola­ rak görür.””

Şiirlerinde ideal insan tip in i oluştururken kahram anlık m efhum unu ön plâna çıkarır. İdeal insan, her şeyden ön ce hayatını yüce bir değerler sistem i üzerine kurm uştur ve bu değerler uğrunda ölm ek ten çekinm ez. N am ık K em al’in ideal insanda aradığı değerlerin başında hürriyet ve va­ tan sevgisi gelm ektedir.

N am ık K em al’in ideal insan tipi, Ş in asi’n in insan tipi gibi sadece aklı ile ön plâna çıkm az. A k lın yanında, iradesi ve idealist çizg isiy le daha ön plândadır. İdealizm , ö n ce ‘b en ’de başlar. Şinasi gibi ideallerini bir kahra­ m ana yüklem eyen N am ık K em al, ‘b en’den ‘b iz’e doğru gid en bir b ilin çle sorunlara yaklaşır. K ahram anının ‘benden yola çık ışı, on u n nefsi arzula­ rını ön plânda tuttuğu anlam ına gelm em elidir. N am ık K em al’in yaşam felsefesinde ‘b en ’e ait arzular hep arka plânda kalm ıştır. İdealist insanın k en d in e ait özel yaşam ı, özel beklentileri olam az. “C ezm i” adlı eserinde A dil Giray’ın ağzından aktarılan aşağıdaki beyit, insanın dünyada nefes almak dışında idealleri olm ası gerektiğini işaret etm ektedir:

“Yüksel ki yerin bu yer değildir Dünyâya geliş hüner değildir””

N am ık K em al, şiirlerin d e mağrur bir insan tipi çizer. O na göre, ya­ şam karşısında boyun eğip âciz bir insan olm aktansa şerefli bir şekilde ölm ek daha m akbuldür. İdealist insan dünya d ü zen in in , insanı

bayağılaş-6 Ö nder Göçgün, a.g.e., s. bayağılaş-6bayağılaş-6

Şerif Aktaş, Yenileşme Dönemi Türk Şiiri ve Antolojisi, Akçağ Yay., Ankara IW6, s. 39 '* Ö nder Göçgün, a.g.e., s. 354

(23)

Türk. K ü l t ü r ü İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i 181

tiran, alçaltan fikirleri karşısında özellik le sağlam adım lar atm alıdır. “Bu insan, uhrevî değil, dünyevîdir; aklın tabiata hâk im iyetin i kabul eder; d in î ve tabiatüstü güçlere değil, kendi gücüne inanır; geleceği hazırla­ m akla görevli olduğunu n şuurundadır; tarihî zam an için d e kazanılm ış m illî değerlerin, hâlin şartlarına taşınm asını ister; gayelerinin gerçekleş­ m esin d e m üşahhas olanı işleyen bir edebiyatı vasıta olarak görür; her türlü tabiî ve sosyal h âd isen in m erkezinde bulunan bu insan, olaylar kar­ şısında p a sif değil, aktiftir; aklını, irade gücünü, b ilg isin i kullanarak tabi­ ata hâkim olacağı kanaatindedir.”” B ilgi ve olgunluk da ideal insanda olm ası gereken tem el ilkelerdendir:

“Ben ârifım ilm -i yâkin irfân-ı Hakk’dır zâtıma Ben kâmilim yâr ü karin eşrâf-ı kümmeldir bana”4"

B ilgi, insanın olgunlaşm asını sağlayan araçtır. Bu ned en le T anzim at d önem i insanı, “kem âlât-ı in sân iye” anlayışına geçiş yapar. B ilgi ile dona­ n ım lı in san ın , m ülk yön ü n d en zen gin olm asına gerek yoktur. B ilen insan, tüm rütbelerden, makam ve m evkilerden üstündür. Ç ünkü bilgi evren sel­ dir. H ürriyet ve vatan kavram larını sıkça yan yana kullanan şair, m illî b ilin ce erişm iş ‘b en ’in söylem in i şiirlerinde ifade ederek ideal insan tipini çizm eye çalışm ıştır.

3 . B i r e y s e l S ö y l e m v e B a t ı l ı l a ş m ı ş Y e n i İ n s a n T i p i n e D o ğ r u G e l i ş m e l e r

3 . 1 . R e c a i z a d e M a h m u t E k r e m

Türk edebiyatında ferdileşm e yolundaki ilk cid d î adımlar,

Recaizade’n in santim antalist bir yaklaşım la yazdığı şiirlerinde görülür. Bu n ed en le onun şiirlerindeki insan; karamsar ve düşünceli bir vaziyette karşım ıza çıkar. O nun ferdiyetçi bir yaklaşım la kalem e aldığı şiirlerinde sadece ‘b en ’in duyuş tarzı yer alır. N am ık K em al’de olduğu gibi ‘b en ’ an­ layışından ‘b iz’ anlayışına doğru bir y ö n eliş yoktur. O, sadece kendi yaşa­ m ın ı ön plânda tutan kendi acılarıyla boğuşan, dertlenen, ağlayan, hayret duyan bir birey olm aktan öteye geçem ez.

Şerit Akiag, “Namık Kemal ve İnsan”, Doğumunun Yüzellınci Yılında Namık Kcnıal, AKM Yay., Ankara I9V3, s. 2

10

ıı ,

(24)

182

M. 1 ıılİh K A N I i K

Ş in asi’nin şiirlerinde akd, ilim ve irfan özellikleri ile donanm ış “ideal insan”, Ekrem ’de bu özellik lerin yanında asıl varoluş am acına da yönelir. Şair, insanın sadece akıl ve bilgi sayesinde üstün bir varlık olduğu d ü şü n ­ cesin i kabul etm ez. Fakat in san ın varoluşsal anlam da taşım ası zorunlu olan özellik ler vardır.

“Kim ki kavlinde sebât-âver-ü peymân olmaz Akl ile ilm ile irfân ile inşân olmaz”

(...)

“K işi dünyâya gelir hayr ü şeri bilmek için H ayf kim vâsıl-ı ser-menzil-i irfân olmaz”4'

B ilgi, ilim , irfan gibi özellik ler insanın asıl İnsanî görevlerinden sonra gelir. H er insan m utlaka bunlara ulaşm alıdır. Ancak ö n celik le in ­ sanlığın gerektirdiği tem el dayanak noktalarını bilm ek gerekir.

R ecaizade M ahm ut E krem ’in , N ijad için yazdığı şiirlerin d e yer yer insanın ideal yönlerini vurgulayan dizelere rastlamak m üm kündür:

“Fikr-i hamiyete müteşahhas misâl idin, Kalbinde çoktu millet için gayretin senin”

(...)

“Türk’üm! Deyip onunla mübâhât eder idin, Unvân-ı fahr idi sana m illiyetin senin”42

Ekrem ’in , N ijad’ın ölü m ü n ü n ardından, hayalindeki insanı oğluyla bütünleştirm esi son derece doğaldır. Ş in asi’nin M ustafa R eşid Paşa’sı, Mamık K em al’in vatan ve hürriyet kahram anı olarak karşım ıza çıkan ideal ıısan tipi ile R ecaizade’nin N ijad’a yüklediği bu değerler karşılaştırılırsa; ieca iza d e’n in ideal insanı ötek ilerin yanında biraz cılız kalır. Y in e de, tecaizade’n in idealindeki insan tip in in oğlu n u n şahsında ortaya çıkm ası, >ııun y en ilik yolundaki ideal insana dair görüşleri hakkında b ize ipuçları rerir.

İsmail Parlatır, N urullah Çetin, H akan Sazyek, Recaizade Mahmut Ekrem -Bütün

Eserleri II, MEB Yay., İstanbul 1997, s. 103 u.ll.e., s. 408

(25)

I'tlrk K ü l t ü r ü İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i 183

H ürriyet düşüncesi, T anzim at’ın diğer şairlerinde olduğu gibi Recaizade M ahm ut E krem ’de de yer bulur. D evrin şartlan gereği insanla­ rın özgürlüklerine düşkün olmaları hürriyet d ü şü n cesin in şiire yansım a­ sın ın yolunu açm ıştır. “H alkın e zild iğ i, ahlâksızlığın alıp yürüdüğü bir ortamda hürriyetin yok ed ild iğ in i,

“Hürriyyeti esârete tahvil kıldılar U lviyyeti m ezellete tebdil kıldılar”4’

sözleri ile anlatan şair, zavallı m illetin böylesin e ağır baskıya boyun eğ­ m ekten başka yapacağı bir şey olm adığını söyler.”44

Ö zellik le m illet ve m illiyet kavramlarını kullandığı yukarıdaki d ize­ lerin arka plânında, in san ın vatanına olan sevgisi k en d in i gösterm ektedir. H er ne kadar T anzim at ik in ci dönem şairleri ferdî konulara yönelm işlerse de O sm an lı’n ın için d e bulunduğu konum a da duyarsız kalm am ışlardır. T anzim at birinci dönem sanatçıları kadar siyasete bulaşm ayan bu dönem şairleri, eserlerinde zam an zaman o d ön em in ön em li kavramları arasında yer alan “vatan, hürriyet, m illet, m illiy et...”ten söz etm işlerdir.

“Yok kimseden nazar olan özü insan olanlara, Sen bak Hûda terahhüme şâyân olanlara, Zahm-ı zaman ile yüreği kan olanlara, Ahvâl içinde fıkr-i perişân olanlara, Her gün uyûn-ı gayret-i giryân olanlara,

Her şeb: “Vatan! Vatan” diye nâlân olanlara..!”4'

N am ık K em al’in gür sesli vatan şiirlerine özenilerek yazılan bu d ize­ lerde daha yum uşak, daha santim antalist bir söylem vardır. V atanın için d e bulunduğu durum karşısında bir çözüm önerm ek ya da bir kahraman tipi çıkarm ak yerine, çaresiz insan tipi çizilm iştir şiirin genelinde.

R ecaizade M ahm ut Ekrem ’in şiirlerin d e insan, tabiatın vazgeçilm ez bir parçası/unsuru olarak görülür. H er güzel şeyin şiire konu olabileceğini savunan insan için tabiat vazgeçilm ez bir kaynaktır. O n u n şiirlerinde siyasî m ücadeleler veren, kahram anlıklar gösteren, toplum u peşinden

4 a.g.e., s. 449

a.g.e., s. 150

45

(26)

184 M. F a t i h K A N I IİR

sürükleyen insan tipi yoktur. D ü şünceler içerisin d e yüzen, efkârlanan, hayallerle yaşayan insan vardır.

“Vaktâ ki sabaha karşı nâ-gâh Bir zevrak içinde bir tek insan”4'

R ecaizade M ahm ut Ekrem ’in şiirlerinde çizd iği insan tipi, T anzim at ikinci dönem sanatçılarını etkisi altına alan rom antizm akım ıyla bağdaşır. Ferdî arzularını, acılarını, kederlerini, kısacası h islerin i hareket noktası olarak gören bir insan tipi karşım ıza çıkar. E lbette ki Ekrem Batılılaşm aya karşı değildir. O nun idealindeki insan da Batılı düşünceyi ve yaşayışı örnek alır.

3 . 2 . A b d ü l h â k H a m i d T a r h a n

Ekrem ’le başlayan ve H am id ’de gelişen “santim antalizm ” ile şiiri­ m ize, kendi dertlerini/sorunlarını ön plâna çıkaran insan tipi girer. R o­ m antik edebiyatın tesiri altındaki bu insan, toplum karşısında idealist bir tavırdan çok kendi ‘b en ’in e ait sorunları ile boğuşan bir çizgid e ilerler. “R om antizm de bireyin kendi b ireyselliğin i d ile getirm e arzusu, m erkezî bir yer işgal ediyordu. H içbir şey, ölüm , gü zellik , aşk, hayal ve acı çekm e gibi bireysel ifadenin aşırı coşku ve duygularının ön ü n d e durm am alıydı. Böylece her şeyin tem eline ‘ben kültü’ yerleştiriliyordu.”4

Ila m id ’de görülen ‘b en’ b ilin ci ile N am ık K em al’de görülen ‘b en’ b i­ linci farklı bir yapıda karşım ıza çıkar. “N am ık K em al toplum karşısında kendi varlığını unutur; H am id ’de ise esas, kendi varlığıdır.”48 H am id kendi sorunlarını felsefi boyutta şiirlerine taşır. H am id, Recaizade’de o l­ duğu gibi basit ferdî sorunları işlem ez. O daha karm aşık daha üst düzey­ deki sorunlarla uğraşır.

O nun şiirlerindeki insan tipi, kafası karışm ış bir şekilde karşım ıza çıkar. Bu insan, toplum sal sorunları tam am ıyla yok saymasa bile ikinci plâna iter. D evrin siyasî ve sosyal şartları H am id ’in şiirin in içeriğin i b e­ lirlem ede ön em li rol oynar. Y oğun bir sansür d ön em in d e eserler yazan Ila m id , doğal olarak sosyal ve siyasî konular yerine ferdî sorunlara yö n e­ lir.

' a.g.e., s. 378

I luns Van Der Loo, W illiem Van R eijen,a.g.e., s. 81

(27)

I (Irk k ü l t ü r ü İ n ce l e me l e r i D e r g i s i 185 “M akber” şiirin d ek i, felsefî ve m etafizik konular, ferdî buhranlar içindeki insanın yansım asıdır. Bu şiir sadece eşini kaybetm iş bir insanın dramatik söylem in d en ibaret değildir. O asıl kendi “b en ”in i yansıtır bu şiire. “H am id , Türk edebiyatında ilk defa ‘kendi k en d in i anlatm ak cesare­ tin i’ gösteren insandır. Gerçi eski edebiyatta da iç ben fikri vardır ve şair­ ler, k en d ilerin d en bahseder görünürler. Fakat bu benler ve şahsî duygular hep birbirlerine benzer klişe ve um um î bir m ahiyet taşır; onlarda H am id ’de bulunan “yaşanm ışlık” ve bundan dolayı doğan y en ilik ve ger­ çeklik yoktur”4’

Soru işaretleri ile dolu bir yığın sorunu şiire sokan H am id ’de, aradığı cevapları bulam ayan insan tipi ile karşılaşırız. Y aşadığı dünyayı bu denli sorgulayan insan tip in in dışa açık olm am ası son derece doğaldır. O nun şiirindeki insan, kendi içindeki sorunları aşm anın p eşindedir ön celik le. B itm ek tükenm ek bilm eyen bu sorular arasında sıkışan düşünceler, şiirle­ rinde felsefî bir söylem kazanır. Bu noktadan hareketle H am id ’in “ideal insan tip i”ni M ehm et K aplan’ın şu tespitleriyle belirlem ek doğru olacak­ tır: “H am id kendi b en liğin in karışık m uhtevasına dön m ek le yeni bir in ­ san ve gerçek fikrine ulaşıyor. Onda aklın izah edem eyeceği bir sürü tezat, eski din, ahlâk görüşü ile çatışan bir sürü tem ayül bulunuyor. H am id, bu suretle insanı ve kâinatı bir problem hâline getiriyor. O nun kendi k en d i­ sini doğrudan doğruya anlattığı veya tem ayüllerini hayalî şahıslarla tem sil ettiği eserlerinde beliren insan, ideal ve idealist d eğil, karanlıklar, ç ık ­ mazlar ve m eseleler için d e bocalayan bir varlıktır.”50

H am id ’in , sosyal m eselelerle ilg ilen en insan tipini çizdiği şiirlerinde b ile soru işaretleri yoğunluktadır. B ilg in in ve irfanın insan için ne kadar gerekli olduğunu b ilen H am id, tıpkı diğer T anzim at şairleri gib i; her şey­ den evvel “b ilen insan”dan yanadır. C ehaletin karşısına yükselen değerler olarak çıkardığı ilim ve irfan, hayatın anlam ı olarak şekil kazanır.

“Ey beşer çehreli hayvân, heyhât! İlm ü irfân iledir zevk-ı hayât Anı hiç kullanmazsa, nâdân, Neye vermiş sana nutku Yezdan?” '

4V a.g.e., s. 63 en a.g.e., s. 63

(28)

186 M. F a t i h K A N T E R

İnsana Yaratıcı tarafından verilen yeteneklerin boşa harcanm am ası, ilim ve irfan sahibi olu n m ası, H am id ’in de dikkat çektiği konulardandır.

A bdülhâk H am id ’in ilim karşısındaki tavrı T anzim at dön em in d ek i diğer şairlerden farklı değildir. O, cehaletin insanı n e gibi felaketlere sü ­ rükleyeceğinin bilin cin d ed ir. Y en ileşm e yolunda Avrupa’yı k en d isin e m odel olarak alan ayd ın ım ız gibi H am id de, B atı’daki ilim ve sanat faali­ yetlerini takip etm ek ve öğrenm ek gerektiğine inanır.

H am id’in F atih Sultan M ehm et ve Selim gibi hüküm darlar için yaz­ dığı şiirlerde de ideal insan anlayışı sergilenir. Fakat burada şu n u gözden kaçırmamak lazım dır ki bu şiirlerindeki insan anlayışı daha çok O s­ manlI’n ın ideal insan tipi vardır. T anzim at ile birlikte değişen insan anla­ yışında ise başka şiirlerin d e görülür. O n u n bazı şiirlerin d e, B atılı düşünce tarzını b en im sem iş, m illet h izm eti için b ilg ili ve d on an ım lı insan tipini yakalamak m üm kündür. Ö zellik le “M âzî Y olcusuna A tî Y olu ” adlı ş ii­ rinde H am id ’in ideal insan tip in i buluruz.

“Fikrini sevk eyle biraz san'ata H âlini peyveste eder vüs'ate Mektebe git, fen ile ol müştegıl Vârisine feyzin olur m üntekıl. A ilene sahip olursun kadîm D evletine hizm et edersin azîm

(...)

H izm et ise, m illete hizm et et!

Şeyhine de, söyle bunu him m et et!”'2

H am id, sanat ve fenle uğraşan in sa n ın , ailesin e, m illetin e ve devletine hizm et edeceği fikri üzerinde durur. G örüldüğü gibi B atı’yı körü körüne taklit yer almaz bu dizelerde. B atı’nın sanatını ve b ilim in i öğrenen ve bunu kendi m illetin in m enfaatine kullanan insan tipi çizilir daha çok.

T anzim at dön em i şiirin e dam gasını vuran hürriyet dü şü n cesin e H am id’in şiirin d e de rastlamak N am ık K em al’in gür ses tonuna yaklaşan bir ifade tarzı sezilir.

“Hürriyyet! Eyâ mâlike-i ceyş-i gazanfer Esfarına her yerde kızıl kanla veren fer

(29)

T ü r k K ü l t ü r ü İ n c e l e m e l e r i D e r g i s i 187 Teb-lerze-i havfın ne siper koydu, ne miğfer

Bahşeyledi sayhan bize bir sulh-ı muzaffer”5’

Vatan kavramı da H am id ’in şiirlerinde yer yer göze çarpar. H ürriyet düşüncesi vatan kavram ının vazgeçilm ez b ü tü n leyicisi konum undadır. H am id de b u n u n farkındadır ve az kullandığı bu sözcükleri gen eld e bir arada kullanm ayı tercih eder.

Bu cânibde vatandır bunda hep şevk-ı hamiyyettir Bu yanda fıkr-i hürriyyet ki nur-ı âdemiyyettir.54

“K ülbe-i İştiyâk” şiirin d en ald ığım ız yukarıdaki dizelerde H am id, vatan ve hürriyet kavram larının insan için nasıl vazgeçilm ez değerler o l­ duğunu anlatır. Bu değerler insanı tam am layan, in san ın varlığını ispat eden değerlerdir.

A bdülhâk H am id ’in şiirlerinde yer alan insan, ferdî sorunlarıyla baş başa kalm ıştır. K en d i “b en ”in i algılam aya çalışan ve bu yolda sorular so ­ ran birey, ancak kim i zaman yaşadığı toplum un sorunlarının farkına varır. Bu ned en le H am id ’in ideal insanı daha çok “b en”in i ön plânda tutan; fakat toplum sal duyuşa tam am en sırtın ı çevirm eyen insandır. İdrak yetisin i in san ın varoluş özellikleri üzerinde akılla birleştiren H am id, aklın ve b elleğ in in ölüm sonrasına taşınacağı gerçeği üzerinde de durur. Bu noktada ise in san ın iradesinin sağlam lığını da aklın b ü tünlüğü ile bağdaş­ tırır. A klı üst düzeye taşıyan insan ise çağın ın gereklerini takip eden in ­ sandır. Ö zellik le T anzim at d ön em in d e B atı’ya açılan, B atı’n ın b ilim in i sanatını ve edebiyatını öğrenen insan o n u n , daha doğrusu tüm T anzim at edebiyatçılarının ideal insanıdır.

3 . 3 . M u a l l i m N a c i

M uallim N aci, T anzim at ik in ci n esli ile aynı d ön em d e yaşayan, fakat onların edebî görüşlerinin karşısında yer alan “Ara N e s il” olarak adlandı­ rılm ış d ön em in en ö n em li sim asıdır. “Ara N e s il” sanatçılarının en ön em li özelliği; dergi ve m ecm ualarda yayınladıkları tercüm e ve te lif eserlerle, Servet-i F ü n û n edebiyatını hazırlam ış olm alarıdır.

M ehmet K aplan, İnci Enginün, Birol Em il, Zeynep K erm an, Yeni Türk Edebiyatı

Antolojisi I I, IV , İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay., İstanbul 1982, s. 316

(30)

1X8 M. l a l İh K A N T İ K

M uallim N aci, T anzim at ikinci d ön em in d e yeniyi savunan Recaizade M ahm ut E krem ’in karşısında eserlerini kalem e alır. N aci eskiyi savunm a­ sına karşılık, y en iliğe ve sadeliğe açık bir şair olarak dikkati çeker.

A k if Paşa’da görülen yokluğa kaçış, M uallim N a ci’de im an ile birleşe- rek farklı bir dünyaya kaçış şek lin d e k en d in i gösterecektir.

“Bir başka cihân olunsa ibrâz Etsek şuradan seninle pervâz Dünyâ nedir anmasak unutsak Âvâreyiz âşiyâne tutsak”55

Yaşanılan dünyadan ve insanlardan kaçış duygusu için d e bulunan N aci, başka bir dünyanın hasretini çekm ektedir. D aha sonraları Servet-i F ü n û n n esli sanatçılarının sıkça kullanacakları bu tem a, M uallim N a ci’n in yukarıdaki d izelerinde olduğu gibi sade bir üslup ile söylenm e- yecektir.

T anzim at şairlerinin birçoğunun aksine İstanbul ve A nadolu insanı ile iç içe olan N aci, bunu şiirlerine daha gerçekçi ve rahat bir üslupla yan­ sıtm ıştır. “N a ci’n in sanat dünyasının ve şiirindeki gurbet, yalnızlık, h ü ­ zün ve küskünlük şek lin d e görülen b elli başlı üç-dört ana tem anın o lu şu ­ m unda R um eli ve A nadolu’nun birçok yerlerinde d olaşm asının, b irbirin­ den çok farklı coğrafyalar üzerinde yaşayan değişik karakterdeki insanları tanım asının olu m lu -olu m su z büyük etkileri olm uştur.”56

N a ci’nin şiirlerinde yer alan tipi de k en d in d en ön ce N am ık K em al, Şinasi ve Ziya Paşa’daki gibi vatanına bağlıdır. Fakat bir farkla: “N a ci’deki vatan d ü şüncesi, politik am açlıların tam tersine, gerçekçiliğe daha yakın ve daha inandırıcı bir b içim de görülür.”'

“Şân ü cândan istesem dünyâyı tecrîd ederim Feyz-i tecdidim le m illet canlı, devlet şânlıdır.”58

diyen N aci, vatanı ve m illeti nasıl yeni bir düşünce tarzı ile el üstünde tuttuğunu belirtir. V atanını ve m illetin i seven insan fedakârlıkta bulunan insandır. M uallim N aci sam im i bir şek ild e ve inanarak yazdığı şiirlerinde, içi vatan sevgisi ile dolu bir insan tipi çizer.

5 Kenan Akyüz, a.g.e., s. 190

Abdullah Uçman, Muallim Naci, Toker Yay., İstanbul 1974, s. 25

a.g.e., s. 25 a.g.e., s. 83

Referanslar

Benzer Belgeler

(5) Pauthier'in şu eserlerine bakımz: La description de la Çhine. Quelques Inventions arch6ologlques.. Bu cihetleri göz önünde tutarak, ekonomik motörlü na- kil

Yataklar 2 kişiliktir, yerli dolap yalnız giriş aralığı üzerinde vardır.. Asgari eb'atta 1

Tahvilin fiyatı ve vadeye kadar verimi arasındaki ilişki ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi

Gastroenterit tedavi- sinde en önemli basamak yeterli s›v› verilmesi.. Çocuk- larda ölüm sebebi olabilen ishal, bir günden fazla sürer- se mutlaka hastaneye müracaat etmek

Vücuda verilecek ilac› üzerinde bulunduran bu si- likon yama, deriye az bir bas›nçla uyguland›¤›n- da keskin mikroi¤neler deri hücreleri aras›na gi- riyor ve ilaç

Sigara, alkol, yanl›fl beslen- me al›flkanl›¤›, h›zl› kilo al›p verme ve hareketsiz- lik, selülit oluflumuna neden olan faktörler ara- s›nda.. Sigara, damarlar›n

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi 2016 - 2017 Güz Dönemi Dönem Sonu SınavıA. ULUSLARARASI

Dede Korkut kitabında Kadın