• Sonuç bulunamadı

Plak Tipi Psoriasiste Topikal Propiltiyourasil Kullan›m›: Prospektif, Çift Kör-Plasebo Kontrollü Bir Çal›flma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Plak Tipi Psoriasiste Topikal Propiltiyourasil Kullan›m›: Prospektif, Çift Kör-Plasebo Kontrollü Bir Çal›flma"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A

All››nndd››¤¤›› TTaarriihh:: 28.02.2005 KKaabbuull TTaarriihhii:: 18.07-2005 Y

Yaazz››flflmmaa AAddrreessii:: Dr. Semra Ç›kman Toker, Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›, Görükle/Bursa 16059 N

Noott:: BBuu ççaall››flflmmaa ddaahhaa öönnccee XXXX.. UUlluussaall DDeerrmmaattoolloojjii kkoonnggrreessiinnddee ppoosstteerr oollaarraakk tteebbllii¤¤ eeddiillmmiiflflttiirr..

Psoriasis çeflitli tetikleyici faktörlerin rol oy-nad›¤›; keskin s›n›rl›, eritemli papül veya plaklar üzerinde sedefi beyaz skuamlarla ka-rakterize; kronik, tekrarlay›c›, hiperproliferatif bir hastal›kt›r1-3

. Kal›tsal geçifl ve psikosoma-tik etkenler hastal›¤›n etyolojisinde önemli rol oynamakla birlikte, travmalar ve sistemik faktörler de (enfeksiyonlar, endokrin

anoma-liler, ilaçlar, alkol ve sigara) hastal›¤› tetikle-yebilmektedir1,3

. Psoriatik lezyonlarda CD4+ ve CD8+ T lenfositler dominant hücrelerdir. Psoriasis Th1 dominant bir hastal›kt›r. Pso-riatik lezyondaki aktive T hücreleri taraf›ndan salg›lanan sitokinler psoriatik lezyonun bir çok özelli¤inden sorumludur1. Psoriasiste yeni tedavilerin amac›, selektif

immunmodü-Kullan›m›: Prospektif, Çift Kör-Plasebo

Kontrollü Bir Çal›flma

Semra Ç›kman Toker*, Hayriye Sar›cao¤lu*, fiaduman Balaban Ad›m**,

Emel Bülbül Baflkan*, Serap Köran Karado¤an*, fiükran Tunal›*

* Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal› ** Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal› Özet

Propiltiyourasil, tiroid hormon sentezini azaltmas›n›n yan›s›ra immun düzenleyici ve serbest radikal toplay›c› ajan olarak etki etmektedir. Daha önce baz› çal›flmalarda oral olarak uygulanan propiltiyourasil’in psoriasis te-davisinde etkili oldu¤u gösterilmifltir. Biz de bu çal›flmada propiltiyourasil’i topikal olarak kullanarak psoriasis tedavisindeki etkinli¤ini incelemeyi amaçlad›k. Plak tipi psoriasis tan›s› konulan toplam 16 hastan›n farkl› plaklar›na 8 hafta boyunca %5’lik topikal propiltiourasil (PTU) ve plasebo uyguland›. Çift kör plasebo kontrol-lü olarak yap›lan çal›flmada tedaviye yan›t; klinik skor, histopatolojik skor ve epidermal kal›nl›k ölçülerek de-¤erlendirildi. PTU ve plasebo uygulanan plaklarda tedavi sonras›nda klinik skordaki azalma anlaml› bulundu (p<0.001). PTU uygulanan psoriatik plaklarda tedavi öncesi epidermal kal›nl›k 0.57±0.1 mm iken, tedavi sonras›nda 0.46±0.19 mm saptand› (p:0.048). Ayr›ca PTU uygulanan plaklarda tedavi öncesi ve sonras› histopatolojik olarak anlaml› fark gözlemedik (p:0.091). Konvansiyonel tedavilerde yer alan topikal kortikoste-roidlerin yan etkileri nedeniyle, steroid d›fl› tedavi aray›fllar› içinde topikal propiltiourasil de yer alabilir. Ancak bizim hasta grubumuzda propiltiourasil’in plasebo ile karfl›laflt›r›lmas›nda bu fark çok belirgin olmad›¤›ndan, bu hipotez daha genifl hasta serileri ile desteklenmelidir.

Anahtar Kelimeler: Psoriasis, propiltiyourasil

Toker SÇ, Sar›cao¤lu H, Ad›m fiB, Baflkan EB, Karado¤an SK, Tunal› fi. Plak tipi psoriasiste topikal propiltiyourasil kullan›m›: prospektif, çift kör-plasebo kontrollü bir çal›flma. TÜRKDERM 2005; 39: 255-259. Summary

Background and Design: Propylthiouracil (PTU) decreases the synthesis of thyroid hormon as well as ha-ving immune modulatory and free radical scavenging effects. Oral PTU has been shown to be effective for the treatment of plaque psoriasis in several studies. This study was performed to determine the efficacy of topical PTU in psoriasis.

Materials and Methods: Different plaques of 16 patients with plaque psoriasis were treated with 5% topical PTU and placebo, three times daily for 8 weeks in a setting of a double-blind and placebo controlled study. Response to therapy was evaluated by using clinical score, histopathologic score and epidermal thickness. Results: The clinical scores of both PTU and placebo plaques decreased significantly after the treatment (p<0.001). The epidermal thickness of the psoriatic PTU plaques before and after treatment were 0.57±0.1 mm and 0.46±0.19 mm, respectively. Furthermore, no significant difference was observed between the pre-and post-treatment histopathological findings of plaques treated with PTU.

Conclusion: Topical PTU may be viable steroid-sparing agent, since topical corticosteroid as a conventional agent, have many side effects. Since we didn’t observe a significant difference between the plaques treated with PTU and placebo in our group, we concluded that further studies with larger series should be perfor-med to confirm this hypothesis.

Key Words: Psoriasis, propylthiouracil

Toker SÇ, Sar›cao¤lu H, Ad›m fiB, Baflkan EB, Karado¤an SK, Tunal› fi. The effects of topical prophylthiouracyl in plaque type psoriasis: A prospective, double-blind, placebo-controlled study. TÜRKDERM 2005; 39: 255-259.

Araflt›rma

(2)

latuvar tedavileri kullanarak psoriatik plak oluflumuna yol açan immun cevab› etkilemektir4

.

Antitiroid tiouralenlerin (propiltiyourasil, metimazol) plak psoriasisli hastalar›n tedavisinde etkili olduklar› daha önce bir çok çal›flmada gösterilmifltir. Günü-müzde psoriasis tedavisinde kullan›lan di¤er tedavile-rin aksine kümülatif toksisiteleri yoktur ve fayda/risk oran› yüksektir. Antitiroid tiouralenler, T supresor/sito-toksik hücrelerin T helper hücrelerine oran›n› art›rma-lar› yan›nda periferal kan lenfositlerinde total T hücre popülasyonu oran›nda art›fl› tetiklerler. Ayr›ca periferal kan lenfositlerinden Ig G ve Ig M üretimini azaltmak ve immunglobulin sekrete eden hücrelerin aktivitesini bask›lamak fleklinde etkileri de gösterilmifltir. Bu ajan-lardan karbimazol ve bunun aktif metaboliti olan meti-mazol, tiroid antikor düzeyi ve TSH reseptör antikorla-r›n› azalt›r ve NK hücre aktivitesini art›r›r. Ayr›ca tioura-lenler serbest radikal toplay›c›s› olarak etki ederek psoriasisin karakteristik deri lezyonlar›n› bafllatmakta çok önemli rol oynayan dermal/epidermal lenfositlerin aktivasyonunu önler. Böylece predispoze kiflilerin de-rilerinde oksidatif olaylar› bask›lar5,6.

Gereç ve Yöntem

Çal›flma grubumuzu Ocak 2003-Temmuz 2004 tarih-leri aras›nda Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Derma-toloji poliklini¤ine baflvuran, klinik ve histopaDerma-tolojik olarak kronik plak tipi psoriasis tan›s› konulan 16 has-ta oluflturmakhas-tad›r. Çal›flmaya, PAS‹ alan skoru 1 ve 2 olan, en az 4 hafta sistemik tedavi ya da fototerapi, son 2 haftad›r topikal tedavi almayan, gebe olmayan, tiroid fonksiyonlar› normal olan ya da herhangi bir tiro-id hormon preparat› almayan hastalar al›nd›.

Her bir hastada iki ayr› rastgele seçilmifl psoriatik pla¤a günde 3 kez, flifrelenmifl topikal propiltiourasil (PTU) ve plasebo uyguland›. Tedavi süresi 8 hafta olarak belirlendi.

Propiltiourasilin topikal formunu haz›rlamak için, etken madde propilen glikolde çözüldü ve daha sonra vaze-lin ile kar›flt›r›larak %5’lik losyon elde edildi (ORVA ‹laç Laboratuar›). Plasebo olarak vazelin kullan›ld›.

Çal›flma öncesi tam kan say›m› ve serum TSH düze-yi bak›ld› ve bu laboratuvar parametreleri tedavi or-tas› ve sonunda tekrarland›. Çal›flma öncesi ve son-ras›nda psoriatik plaklardan biyopsi örnekleri

al›na-rak epidermis kal›nl›¤›, hipogranüloz derecesi, para-keratoz, epidermis ve yüzeyel dermiste inflamatuar infiltrat yo¤unlu¤u karfl›laflt›r›ld›. Bu parametrelerin herbiri skorlanarak 0: normal deri, 1: hafif, 2: orta, 3: ciddi, 4: çok ciddi olarak belirlendi. Stratum korne-umdan retelere kadar olan epidermal kal›nl›k okülo-mikrometre ile ölçüldü.

‹zlemde tedavinin etkinli¤i klinik olarak de¤erlendiril-di. Bu amaçla tedavinin bafllang›c›nda ve 15 gün aral›klarla klinik fliddet skorlamas› yap›ld›. Skorlama sistemi için psoriatik plaklar›n eritem, kal›nl›k ve des-kuamasyon miktar› temel al›nd›. Skorlama oran› 0-4 aras›nda belirlendi ve 0: hiç yok, 1: hafif, 2: orta, 3: belirgin, 4: çok belirgin olarak düzenlendi.

‹statistiksel analiz: ‹statiksel de¤erlendirme Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik bölümünde yap›ld›. SPSS for Windows Ver. 10.0 Statistics mo-dülünden elde edildi. Kategorik veriler s›kl›k (n) ve sürekli de¤erler alan verileri ortalama ± standart sap-ma ve gerekti¤inde ortanca de¤er olarak sunuldu. Tedavi öncesi ve sonras›ndaki de¤iflimleri için Wilco-xon-S›ra toplamlar› testi kullan›ld›; kategorik de¤ifl-kenler için ise Mc-Nemar test uyguland›. Tüm analiz-lerde 0.05 anlaml›l›k düzeyi olarak kabul edildi.

Bulgular

Çal›flmam›za kronik plak tipi psoriasisi olan 22 hasta ile baflland›. Bu hastalardan dördünde 5. haftada plaklarda de¤ifliklik olmad›¤› için kendi istekleri ile tedavi sonland›r›ld›. Di¤er iki hasta 6. haftadan son-ra takiplere gelmedi. 8 haftal›k tedaviyi tamamlayan 16 hastadan biri hariç tedavi öncesi ve sonras› bi-yopsileri al›nd›. Tedaviyi tamamlayan 7’si kad›n, 9’u erkek 16 hastan›n yafllar› 20–68 aras›nda (ortalama: 47.1±11.3 ), hastal›k süreleri 1-40 y›l ( ortalama; 9.5±11.1 y›l) idi.

Toplam klinik de¤iflken skorlar› basit ortalama ile elde edildi. PTU uygulanan pla¤›n tedavi sonras›nda top-lam klinik skor de¤erlerinin (2.8±2.0, ortanca 2.5), te-davi bafllang›c›ndaki de¤erlerinden (8.4±2.7, ortanca 9.0) istatiksel olarak ileri derece anlaml› bir flekilde daha düflük oldu¤u saptand› (Wilcoxon test p:0.000). Plasebo uygulanan plaklarda tedavi sonra-s›ndaki klinik skorlarda da istatiksel olarak anlaml› azalma gözlendi (Wilcoxon test p:0.000). Tedavi son-ras›nda PTU uygulanan pla¤a ait klinik skorlar

(3)

plase-boya göre daha düflük olmas›na ra¤men bu iki uygu-lama aras›nda istatiksel olarak anlaml› fark saptanma-d› (p>0.05) (fiekil 1, Tablo I).

Onbefl hastan›n PTU ile tedavi öncesindeki epider-mal kal›nl›k de¤erleri (0.57±0.1, ortanca:0.60) tedavi sonras›ndaki de¤erlerinden (0.46±0.19, ortan-ca:0.52) istatiksel olarak anlaml›l›¤a yak›n bir flekilde daha yüksek oldu¤u gözlendi (Wilcoxon test p:0.048) (Tablo II). Onbefl hastan›n histopatolojik skorlar›n› toplayarak elde etti¤imiz sonuçlarda tedavi öncesinde hastalar›n toplam histolojik skorlar› 7.3±2.2 (ortanca :7, min:3, max:10) iken tedavi son-ras›ndaki ortalama toplam histolojik skorlar› ise 5.2±2.7 (ortanca 6.0, min:6, max:9) idi (fiekil 2). De-¤erlere bak›ld›¤›nda tedavi öncesine göre bir azalma saptanmas›na karfl›n bu fark istatiksel olarak anlaml› bulunmad› (Wilcoxon test p:0.091).

Hastalar›n hiçbirinde tedavi öncesi ve sonras› TSH dü-zeylerinde de¤ifliklik olmad›. PTU uygulanmas›na ba¤l› alerjik reaksiyon veya sistemik bir yan etki görülmedi.

Tart›flma

Psoriasiste patogenetik mekanizmalara yönelik çeflitli tedavi yöntemleri bulunmakla birlikte, nüksler veya te-daviye direnç s›k olarak gözlenmektedir. fiiddetli va-kalarda kullan›lan metotreksat, siklosporin A ve retino-id gibi sistemik tedavi ajanlar›, yan etki ve toksisitele-rinden dolay› yak›n takip gerektirir. Son hipotezlerde psoriasis etyolojisinde, psoriatik plak oluflumuna yol açan inflamatuvar yan›t› oluflturan hücresel immunite ve sitokin ekspresyonun rol oynad›¤› öne sürülmekte-dir. Selektif immunmodülatuvar tedaviler, daha az tok-sik yan etkileriyle bu özgün immun cevab› hedeflerler. Böylece psoriasisin kontrol alt›na al›nmas›nda yeni

kuflak bir tedavi olarak karfl›m›za ç›kmaktad›rlar4.

Antitiroid tiouralenler olan propiltiourasil (6-n-propil 2-tiourasil) ve metimazol (2-merkapto 1-metilimidazol), tiroid hormon sentezini azaltmas›n›n yan› s›ra immuno-modulatuvar ve serbest radikal toplay›c›s› olarak da etki eder. Graves hastal›¤› olan hastalarda bu ilaç ti-roiddeki aktive olmufl T hücrelerinin say›s›nda azalma, supresor T hücrelerinin say›s›nda ve interlökin (IL) 2 üretiminde artma sa¤lar. ‹mmunomodülatuvar etkileri ise; supresor T hücre say›s›nda art›fl, IL 2 üretimini ar-t›rmak, Th1 hücrelerinden INF γ gibi sitokinleri art›ra-rak keratinosit proliferasyonunu engellemek, serbest radikalleri toplamak ve böylece T hücre aktivasyonu için uyar›lar› azaltarak psoriatik plak geliflimini önle-mek, epidermal büyüme inhibitörleri üreterek (PTHrP, TGF β, IL1 reseptör antagonisti) epidermal büyüme ve proliferasyonu bask›lamak tarz›ndad›r6.

‹lk olarak 1993 y›l›nda Elias ve arkadafllar› plak tip psoriasis hastalar›nda, immunomodülatuvar etkilerine dayanarak antitiroid tiyouralenler olan propiltiyourasil ve metimazol tedavisini gündeme getirmifllerdir. Pro-piltiyourasil alan 7 hasta ve metimazol alan 8 hasta üzerinde yap›lan bu çal›flma sonunda klinik skorlarda tama yak›n veya orta derece düzelme, histolojik skor-larda ise anlaml› düzelme saptanm›flt›r. Üstelik bu hastalar›n tiroid fonksiyon testlerinde de de¤ifliklik gözlenmemifltir. Böylece psoriasis tedavisinde kullan›-lan di¤er oral tedavilere k›yasla ucuz, güvenilir ve dü-flük toksisite gösteren bir tedavi alternatifi olabilece¤i-ni ileri sürmüfllerdir7,8.

Bu ilaçlar›n psoriasisteki etki mekanizmas› bilinmemek-te ise de baz› kan›tlar antiproliferatif ajanlar olarak etki edebileceklerini gösterir. Elias ve ark.n›n yapt›klar› bir çal›flmada PTU ile tedavi edilmifl psoriatik epidermiste

fi

fieekkiill 11:: AA:: PPTTUU uuyygguullaannmm››flfl ppllaakk tteeddaavvii öönncceessii,, BB:: PPTTUU uuyygguullaannmm››flfl ppllaakk tteeddaavvii ssoonnrraass››,, CC:: PPllaasseebboo uuyygguullaannmm››flfl ppllaakk tteeddaavvii ö

(4)

hücre proliferasyon mark›r› olan PCNA’da (prolifera-ting cell nuclear antigen) anlaml› azalma tespit edilmifl-tir. Böylece psoriasiste hücre siklusunu bozarak etki edebilece¤i sonucuna var›lm›flt›r9,10. Öte yandan pro-piltiyourasil’in Graves’li hastalarda yüksek olan IL 12 düzeyini azaltmas›ndan yola ç›k›larak, bu ilac›n psori-atik plak oluflumunda anahtar sitokin olan IL 12 düzeyi üzerine etkileri araflt›r›lm›flt›r. Oral uygulanan PTU’nun plak psoriasis’li hastalarda IL12 ve IL10 üzerine etkile-rinin araflt›r›ld›¤› bu çal›flmada tedavi sonu PAS‹ ve histolojik skorda belirgin azalma olmakla birlikte serum IL12 ve IL 10 düzeyleri tedavi sonras›nda anlaml› de¤i-fliklik göstermemifltir. Sonuç olarak bu ilaç lezyonlu bölgede bu sitokinleri etkilemesine ra¤men dolaflan si-tokinlerde ayn› etki gösterilememifltir11

. Yap›lan baflka bir çal›flmada da Langerhans hücreleri ve monositlerin derideki varl›¤›n› gösteren bir mark›r olan CD1a’n›n PTU uygulanm›fl psoriatik plaklarda azalmad›¤› göste-rilmifltir12. Köse ve ark. ise psoriasis hastalar›nda oral

PTU’nun T hücre aktivasyon mark›r› olan Adenozin de-aminaz (ADA) aktivitesine etkilerini araflt›rm›fllar; deri ve plazmada yüksek olan ADA aktivitelerinin tedavi so-nunda azald›¤›n›, düflük olan eritrosit ADA aktiviteleri-nin ise yükseldi¤ini göstermifllerdir. Epidermal ADA aktivitesinin azalmas› PTU tedavisinin keratinositlerde antiproliferatif etkisini de aç›klayabilir. Buna ilaveten PTU tedavisinden sonra artm›fl eritrosit ADA aktivitesi ile de PTU’nun antioksidan özelli¤i desteklenmifltir. Böylece PTU tedavisine cevab› de¤erlendirmede plaz-ma ve eritrosit ADA düzeylerinin takibinin anlaml› ola-bilece¤i sonucuna var›lm›flt›r13.

Reaktif oksijen metabolitleri (ROM) psoriasis pato-genezinde önemli rol oynamaktad›rlar. Oral PTU te-davisinin oksidan/antioksidan sistem üzerine etkisini araflt›ran bir çal›flmada, tedaviden sonra plazma, eritrosit ve doku MDA düzeylerinde anlaml› azalma yan›nda, eritrosit ve doku SOD ve glutatyon perok-sidaz aktivitelerinde de art›fl oldu¤u gösterilmifltir. Bu bulgular›n ›fl›¤›nda PTU tedavisinde antioksidan etkinin, ROS üretimini engellemek ve bu radikalleri toplamak suretiyle gösterdi¤i söylenebilir14. Böylece; psoriatik plak geliflimi, T hücrelerini aktive eden

uya-R

Reessiimm 22:: PPTTUU uuyygguullaannmm››flfl ppllaakkttaa tteeddaavvii öönncceessii ((AA)) vvee ssoonnrraass›› ((BB)) hhiissttoolloojjiikk kkaarrflfl››llaaflfltt››rrmmaa ((HHEExx220000)).. T

Taabblloo II:: PPTTUU vvee ppllaasseebboo iillee tteeddaavviinniinn kklliinniikk sskkoorrllaarr üüzze errii--n

nee eettkkiilleerrii††

..

P

PTTUU PPllaasseebboo ªªpp ddee¤¤eerrii

Tedavi öncesi* 8.4±2.7 8.4±2.7 9.0 9.0 (3-11) (3-11) Tedavi sonras› 2.8±2.0 3.6±1.8 2.5 4.0 (0- 6) (0-6) 00..005533

ªªpp ddee¤¤eerrii pp::00..000000 pp::00..000000

† s›ras›yla; ort ± standart sapma, ortanca, min-max *Tedavi öncesi tek bir ölçüm skoru vard› ªp-Wilcoxon test

T

Taabblloo IIII:: PPTTUU uuyygguullaannmm››flfl ppllaakkttaa tteeddaavvii öönncceessii vvee ssoonnrraass›› e

eppiiddeerrmmaall kkaall››nnll››kk††..

T

Teeddaavvii öönncceessii TTeeddaavvii ssoonnrraass››

kkaall››nnll››kk ((mmmm)) kkaall››nnll››kk ((mmmm)) pp** ddee¤¤eerrii

0.57±0.10 0.46±0.19 p:0.048

0.60 0.52

(0.41- 0.78) (0.20-0.80)

† s›ras›yla; ort ± standart sapma, ortanca, min-max *p-Wilcoxon test

(5)

ranlar›n antitiroid tiyouralenler taraf›ndan ortadan kald›r›lmas›yla engellenmifl olur6

.

Literatürde kronik plak tipi psoriasiste oral PTU kulla-n›m›na iliflkin çal›flmalar yer ald›¤› halde topikal uygu-lamaya ait yaln›z bir çal›flma bulunmaktad›r. Elias ve ark, kronik plak tipi psoriasisli 9 hastaya, çift kör pla-sebo kontrollü olarak, sekiz haftal›k %5’lik topikal PTU uygulamalar› sonucunda, PTU uygulanan plakta belir-gin bir düzelme gözlemifllerdir. Ancak bu çal›flmada PTU uygulanan psoriatik plaklar›n yayg›nl›¤› ve uygu-lanan miktar belirtilmemifltir. Plasebo ile tedavi edilmifl plaklarda da 4. haftada tedavi öncesine göre anlaml› bir düzelme olurken tedavi sonunda bu fark›n istatik-sel olarak anlaml› olmad›¤›n› bildirmifllerdir6. Bizim ça-l›flmam›zda da PTU uygulanan plaklarda tedavi önce-si ve sonras› eritem, infiltrasyon ve deskuamasyonda-ki azalma anlaml› olmakla birlikte (p<0.001), plasebo uygulanan plakta da düzelme gözlendi. Tedavi sonun-da plasebo ve PTU uygulanan plaklar aras›nsonun-da ise kli-nik skorlar aç›s›ndan istatiksel bir fark görülmedi (p>0.05). Her iki çal›flmada da plaseboya ait plaklar-da düzelme olmas› plasebonun nemlendirici etkisine ba¤l› olabilir. Yine Elias ve ark.n›n çal›flmas›nda PTU ile tedavi öncesi epidermal kal›nl›k 0.53 ±0.06 mm iken; tedavi sonras›nda 0.44±0.04 mm bulunmufltur (p<0.02). Bizim çal›flmam›zda da buna benzer flekil-de tedavi öncesi epiflekil-dermal kal›nl›k 0.57±0.1 mm iken, tedavi sonras›nda 0.46±0.19 mm saptand› (p:0.048). Ayr›ca PTU uygulanan psoriatik plaklarda tedavi öncesi ve sonras› histopatolojik olarak da an-laml› fark gözlemedik (p:0.091).

Topikal propiltiyourasilin etkisinin lokal mi yoksa siste-mik emilim arac›¤›yla m› oldu¤u tam olarak bilinme-mektedir. Çal›flmam›zda, sadece tek bir pla¤a uygula-nan günlük PTU miktar› yaklafl›k olarak günlük oral al›-nan bir tablete (50 mg) denk gelmektedir. Sistemik PTU ile yap›lan çal›flmalarda ise oral 300 mg/gün ve-rilmifltir. Bu nedenle ve ayr›ca baz› hastalarda kontrol amac›yla ilaç uygulanmayan plaklarda da herhangi bir de¤ifliklik gözlenmedi¤inden dolay› bizi sistemik emili-me ba¤l› bir etki olas›l›¤›ndan uzaklaflt›rm›flt›r.

Çal›flmam›z ve literatür verileri ›fl›¤›nda plak psoriasisli hastalarda propiltiyourasil tedavisinin olumlu klinik dü-zelmeye neden olmas›, tedavi maliyetinin düflük olma-s›, güvenilirli¤i ve düflük toksisite göstermesi nedeniy-le denemeye de¤er bir tedavi yöntemi olabinedeniy-lece¤i so-nucuna vard›k. Her ne kadar plasebo ile aras›nda an-laml› fark olmasa da yan etki olmaks›z›n

kullan›labilme-si en az›ndan topikal steroidler ile uzun süre tedavi edilen vakalarda dönüflümlü tedavi olarak kullanabile-ce¤imizi düflündürmüfltür. Bununla birlikte propiltiyo-urasil’in psoriasisteki etki mekanizmas›n› anlamaya yö-nelik çal›flmalar ile bu ilac›n psoriasis tedavisindeki yeri daha iyi anlafl›labilir.

Teflekkür

Propiltiyourasil hammaddesini temin eden Feridun Frik ‹laç Sanayine ve propiltiyourasili topikal olarak haz›rlayan ORVA ‹laç firmas›na teflekkür ederiz.

Kaynaklar

1. Van de Kerkhof P CM: Psoriasis. Dermatology. Ed. Bo-lognia Jorizzo Rapini. Spain, Mosby, 125-51.

2. Christophers E, Mrowietz U: Psoriasis. Dermatology in General Medicine. Ed. Fredberg IM, Eisen AZ, Wolff K, Austen KF, Goldsmith LA, Katz SI, Fitzpatrick TB. 6th edi-tion. New York, Mc Graw Hill, 407-36.

3. Aydemir EH: Psoriasis ve benzeri dermatozlar. Dermatolo-ji. Ed. Tüzün Y, Koto¤yan A, Aydemir EH, Baransü O. 2. Bask›. ‹stanbul, Nobel T›p Kitabevleri, 315-32.

4. Kormeili T, Lowe NJ, Yamauchi PS: Psoriasis: immuno-pathogenesis and evolving immunomodulators and syste-mic therapies: U.S. experiences. Br J Dermatol 2004;151:3-15.

5. Elias AN: Anti-thyroid thioureylenes in the treatment of psoriasis. Medical hypotheses 2004; 62: 431-37 6. Elias AN, Dangaran K, Barr RJ, Rohan MK, Goodman

MM: A controlled trial of propylthiouracil in the treatment of patients with psoriasis. J Am Acad Dermatol 1994; 31: 455-8.

7. Elias AN, Goodman MM, Liem WH, Barr RJ: Propylthiou-racil in psoriasis: results of an open trial. J Am Acad Der-matol 1993; 29(1): 78-81.

8. Elias AN, Goodman MM, Rohan MK, Alpern K, Barr RJ: Methimazole in psoriasis: results of an open trial. Derma-tology 1993;187(1):26-9.

9. Elias AN, Nanda VS, Pandian R: Serum TNF-α in

psori-asis after treatment with propylthiouracil, an anti-thyroid thioureylene. BMC Dermatology 2004; 4:4.

10. Elias AN, Barr RJ, Rohan MK, Dangaran K: Effect of orally administered antithyroid thioureylenes on PCNA and P53 expression in psoriatic lesions. Int J Dermatol 1995; 34(4):280-3.

11. Elias AN, Nanda VS,Barr RJ: Effect of PTU on IL-12 and IL-10 in psoriasis. J Drugs Dermatol 2003;2(6):645-8. 12. Elias AN, Nanda VS, Barr RJ: CD1a expression in

psori-atic skin following treatment with propylthiouracil antithy-roid thioureylene. BMC Dermatology 2003;3:3.

13. Köse K, Utafl S, Yaz›c› C, Akdafl A, Kelefltimur F: Effect of propylthiouracil on adenosine deaminase activitiy and thyroid function in patients with psoriasis. Br J Dermatol 2001;144:1121-26.

14. Utafl S, Köse K, Yaz›c› C, Akdafl A, Kelefltimur F: Antioxi-dant activity of propylthiouracil in patients with psoriasis. Clinical Biochemistry 2002;35:241-46.

Referanslar

Benzer Belgeler

salisilik asitin kullanıldığı uzun yılların ardından, psoriasis topikal tedavisinde günümüzdeki ilk seçenek ilaçlar kortikosteroidler, D vitamini analogları,

Bu çalışmada; plak tip psoriasis tedavisinde asitretin ve dar bant UVB ile plasebo ve dar bant UVB kombinasyonunun tedavideki etkinlikleri ve yan etkileri karşılaştırıldı,

Tedavi sonrasında takrolimus merhemi uygulanan plakta toplam klinik skorda azalma plaseboya göre istatistiksel anlamlı fark saptandı (p&lt;0,001).. Öte yandan mometazon

Hekimler, flikayetlerinin fliddetini çok veya çok fazla olarak tan›mlayan hastalar›n daha fazla acil oldu¤unu düflünmek- teydiler ki bu da hastal›k fliddeti ile acile

larda kullan›m›n›n da güvenli bir profil çizmesi beklenebilir. Sonuç olarak montelukast›n 1 mg /kg /gün gibi bir yüksek doz- da epidermis hücrelerinde,

haftada ve tedavi sonunda ortalama fliddet skorlar› aras›nda istatiksel olarak anlaml› fark tespit edilememifltir. Hastalar›n takiplerinde metronidazol grubundaki tam ya da ta-

Çalışmamızda, atan kalpte koroner arter bypass cerrahisi geçiren fast track olgularda, tramadol analje- zisi ile kombine edilen deksketoprofen trometamol ve diklofenak

Ça- lışmaları CCK-antagonistinin gelenek- sel bakış açısına göre gerçekte bir ağ- rıkesici olmayıp daha çok plasebo etki- sini yükseltmeye yaramaktadır –ve bu durum