• Sonuç bulunamadı

ŞEHİRCİLİK ve FİKRİ TERBİYE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ŞEHİRCİLİK ve FİKRİ TERBİYE"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ş E H İ R C İ L İ K ve F İ K R İ T E R B İ Y E Yazan: Rifat Türegün

Şehircilik ilminde fikrî terbiyenin (educatioıı intellectuelle) mühim bir yer tuttuğunu ka-bul etmek lâzımdır. Şehircilik bilgisi; bugün şehri canlı bir cisim olarak telâkki etmekte ve bu cis-min yaşaması ve gelişmesi için işe evvelâ şehirli-den başlamakta tabiatın insan eliyle tekâmül ettirilmesinnin evvelâ ferdin kemaliyle olabilece-ğine inanmaktadır.

Şehirciliğin halline mecbur olduğu başlıca meseleler: Seyrüsefer, sağlfk ve konfor, ekonomi, estetik ve fikrî terbiye meseleleridir. Bun-ların bir kısmı tabiat ve eşyanın düzeltilmesiyle ilgili olup doğrudan doğruya bu işlerle uğraşan mütehassıslar tarafından alınarak milletler arası usullerle mahallî icapları uzlaştırmak suretiyle temini mümkündür ve bu imkân tecrübe, bilgi ve bilhassa paraya bağlı olduğundan maddeten sü-ratle halli kabilse de fikir ve terbiye işleri yani şehirlinin ferdî tekâmülü ehemmiyetle üzerinde durulacak ve çok çalışdacak bir konudur. Gerçi bu ilk bakışta millî eğitimi ilgilendiren bir keyfi yet gibi gözükmekte ise de bu yolda ona paralel olarak yapılabilecek pek çok işler vardır.

Hemşehrilerin evvelâ şehri benimsemesi, sağ-lık, güzellik ve düzenlik adına yapılması lâzım ge-en çalışmalarda şehirci ile bir el ve emel birliği yapması ve bu uğurda katlanılması gereken mü-kellefiyetleri iyi karşılaması şarttır.

Mükellefiyet kelimesinin ilk bakışta nahoş bir tesir uyandırdığı muhakkaktır. Bu kelime ile ifade edilmek istenilen mana imar plânlarının yüklediği bir külfetin ifadesi olmakla beraber bu yükün mahiyetini inceliyelim.

Bu külfetlerden en ağırı görünüşe göre ifraz-ların tahdidi ile arsalar üzerine yapılacak inşaat satıhlarının arsa sathına nisbeti komşuluk hudut-ları arasında boş burakılmak istenilen mesafeler, 'kat adetleri ve iskân hududunun dışındaki inşaat yasağı ve buna benzer bağlantılardır.

Bunlardan birincisi olan ifrazlarla arsa sathı-na göre inşaat nisbetinin tahdidi sebebini düşünür-sek bunun muayyen sahalarda iskân edilecek nü-fus adedinin belli miktarları aşmaması gibi mühim

bir sağlık şartının tahakkukunu temin ettiği ve bu

fedakârlığın diğer mülk sahiplerinin de karşılıklı1 fedakârlıklarından doğduğunu düşünmek kâfidir. İkincisi, komşuluk hudutları arasında boş bı-rakılması mecburî tutulan mesafelerdir ki bun-larda yapılacak binanın daha sıhhî ve daha aydın-lık olmasını ve bilhassa daha yüksek bir kısmına sahip bulunmasını sağladığını görürüz. Bunda da komşularınızın size ayni faydaları temin ettikle-rini düşünmek lâzımdır. Bu arada kaybedilmiş gibi görünen inşaat sahası bir hayalin kaybından iba-ret olup bu kayıbınız size her taraftan temin edi-len bol ışık ve saf hava ile ödenmektedir.

Yukarıda saydığımız mükellefiyetlerden ü-çüncüsünü teşkil eden kat adetlerinin tahdidi me-selesi de biri sağlık, diğeri estetik olarak iki esasa dayanmaktadır.

Karşılıklı veya arka arkaya gelen binaların birbirinin hava ve güneşini kesmemesi yine şehir-cilikte birinci unsur olarak ele alınmakta olan sağ-lık esasını -kurduğu gibi şehirlerin güzelliği bakı-mından kapanmaması lâzım gelen âbidelerin ve zel manzaralı mevkilerin görünüş ve görünen gü-zelliklerini muhafaza edebilmek için de kat adet-lerinin yerine göre tahdidi yüklenilmesi zarurî olan estetik icaplardandır.

Bu mükellefiyetlerin sonuncusu ve en ta-hammülsüzü gibi görüneni şehir iskân hududunun işindeki inşaat yasağıdır. Her arazi sahibi bir gün arsasının üzerinde inşaat yapabileceği hayal ve ümidindedir. Bu gayeye erişmek için de evvelâ arsasını ifraz etmeği düşünür. Ekseriya tarla, bağ ve bostan olan bu gibi yerler olduğu gibi bırakıl-makla bugün bir kıymet kaybediyorsanız bundan dolayı bu yerlerin ekime, ağaçlandırılmağa tahsisi gibi. daha mühim bir fayda temin edilmiş bulun-maktadır.

Bu suretle bir kısım arazinin muayyen bir işe tahsisi, hükümeti de buna yarayan tedbirleri almağa yani bu arazinin faydalı bir şekilde kulla-nılması için gereken işleri meydana getirmeğe sev-keder. Yolların yapılması, sulama işleri vesaire gibi...

(2)

ko-nulan mutlak mükellefiyetler vardır ki umumun menfaatini doğrudan doğruya ve mutlak olarak bir ferdin zararında aramak hiç bir zaman tecviz edilmiyeceğine göre bu halde istimlâk yoluna gi-dilerek - hayaiî bir takım tazminat iddialarına yer vermeden . hakikî zararların tazmini icap eder.

Şu hale göre imar plâniyle konulan bir kıs-mını saydığımız mükellefiyetleri mutlak ve nisbî takyidat şeklinde ikiye ayırmak ve bunlardan mutlak takyidata tabi tutulanları bütçe imkânları nisbetinde muayyen programlarla kamulaştırmak ve diğerlerinin ise şehre ve şehirliye karşılıklı faydalar temin edeceğini düşünerek iyi karşılamak

ve bu suretle iyi hemşehrilik vazifesini severek yapmak lâzımdır ki bu. da alışkanlıkla yukarıda işaret ettiğimiz gibi fikrî terbiyenin olgunlaşması sayesinde temin edilebilecektir.

Bunlardan başka imar plânlariyle ayrılan zi-raat ve sanayi bölgeleriyle iskân ve ticaret bölge-lerinin de tahsis şekillerinden başka tarzda kulla-nılmasına müsaade etmemek de nisbî takyidat cümlesinden olduğu ve bunlar için de hiç bir taz-minat bahis mevzuu olmadığını ilâve etmek lâ-zımdır. Rifat Tiiregün 133 üncü sahifadan devam lıdır. E s k i ç e ş m e l e r i n en b a s i t l e r i n d e b i l e b i r v a k a r tesiri v a r d ı . . . Yer.i y a p ı l m ı ş ç e k m e l e r d e n b i r i n i n y a n l a r i n d a r r e i l e n y ü k s e l e n k ü ç ü k d u v a r l a r g ö r d ü m . Y a n ı m d a k i h c ş s o h b e t z a t a s o r d u m : B u d u -v a r l a r n e d e n b ö y l e y ü k s e l i y o r ? C e -v a p -v e r d i : ^Üst ü n e k i m s e o ^Üst u r m a s ı n d i y e » . . B e n o l s a y d ı m b u d u v a r l a r ı u f k î , d ü z y c p a r d ı m . Ç ü n k ü , b u t a k d i r d e i n s a n l a r , â d e t a b i r sıra i m i ş gîbi b u n l a r ı n ü s t ü n e o t u -r a b i l i -r l e -r v e k a s a b a l a -r ı n ı n e s a s z e n g i n l i ğ i n i teşkil e d e n s u y u n k e y f i n i ç ı k a r a b i l i r l e r d i . Y a k ı n l a r ı n d a t a b i î t a ş a l m e v c u t o l a n k a s a b a l a r b a s i t t a ş d u v a r l a r v e sıralar y a p m a k s u r e t i y l e çeşm e l e r v ü c u d e g e t i r e b i l i r l e r . B e t o n v e y a deiçeşmir, y a -h u t t a -h t a ile d e y a p ı l a b i l i r . E l v e r i r ki i ş l e y e n ş ? y y a r a t ı c ı b i r el olsun, b i r t i c a r e t k a t a l o g u d e ğ i l . H e r ş e y d e n e v v e l , k i b a r b i r g e l e n e ğ i n i z o l a n ç e ş m e y i k u r t a r m a l ı s ı n ı z ! Y e n i ruh ile d o l d u r m a k , y e n i d e n v e t e k r a r y a r a t m a k i m k â n ı b u l u n a m a z s a , ş e k i l l e r ö l ü r l e r . Bu s ö z -d e a c a b a bir t e z a t y o k m u ? Ş e k i l l e r i h e m m u h a f a z a e d e c e ğ i z , he.m d e y e n i l i y e c e ğ i z . . H a y ı r , y o k t u r ! T e -z a t y o k t u r ! Ç ü n k ü ö l m e y e n r u h d ı ş ş e k i l l e r d e d i r . E-vi s e v m e m i z , o n d a n h o ş l a n ı ş v e n e ş e d u y u ş u m u z i ç i n d e b u l u n d u ğ u t a b i a t m a n z a r a s ı n d a n v e y a ş a m a ş a r t l ^ r m d a n d ı r . H a y a t p a z a r ı n d a b e r a b e r b u l u n u p z e v k i n e v a r m a k ( Ç a r ş ı ) . A y -dın hislerle d ü ş ü n ü p m u h a s e b e y a p m a k k e y f i ( K a h v e ) , V ü c u t b a k ı m ı s ı r a s ı n d a k u v v e t l e n e n y a ş m a d u y g u s u n u h i s e t m e k ( H a m a m ) . G e r i d e b ı r a k t ı ğ ı m ı z y o l u b i l m e k v e a n l a m a k . . B u s u r e t l e ö n ü m ü z d e k i y o l u d a h a c a n l ı v e d a h a b e l l i o l a r a k f a r k e d e r i z . ( A b i d 1 e r ) . S u y u n b e r e k e t i n i h i s s e t m e k . ( Ç e ş m e ) . Bu k a d a r y ü k s e k z i h n i y e t d e ğ e r l e r i n e m i l e t ç e y e r v e r i l m i ş o l a n b i r m e m l e k e t n c k a -d a r b a h t i y a r -d ı r ! B ö y l e b i r g e l e n e k ile y a r ı n ı n şekil-lerini ç e k d a h a k o l a y b u l a c a k t ı r .

A L E V

Yüksek fırınlar, maden eritme ve tasfiye fırınları, cam, iıavagazi, elektrik ve gazojen vesair endüstriye lâzım, yüksek hararete, asit ve bozlara dayanıklı çeşitli malzeme ve ateş tuğlaları sipariş ürerine arzu edilen eb'at ve terkipte imal edilir. Mamulâtımızın üzerindeki ALEV markası en büyük garantiyi teşkil eder.

T E L E F O N : Yazıhane : 41993 Fabrika : 22512

Referanslar

Benzer Belgeler

Mikroorganizmalar daha çok substrat yani enerji sağlamak için rekabet ederler.. Su, besin elementleri gelişme alanı için fazla

Birim iz Birinci Cihan H arbinde | Kût-Ul-ammarede İngiliz generali Tavnshend’i muhasaraya alarak | esir eaen Türk paşasının H alil paşa, öteki taraf Ali İhsan

Amino asitler nitrik asit ile reaksiyona girerlerse amino gruplarının azotu nitrik asitin azotu gibi serbest element haline geçer.. Diğer taraftan amino grubunun yerine OH

Kadrocular çözülmesi gereken temel çelişki olarak emperyalizmle sömürge ve yarı sömürge ülkeler arasındaki çelişkiyi görmekte, gelişmiş ülkelerde sınıf

Third, this study stems from the theories and studies behind customer orientation and organizational buyer behavior and proposes a more complex view to the

Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları, karbondioksit salımındaki artış nedeniyle Kuzey Buz Denizi'nin asit oranının artt ığını gösteriyor.Norveç merkezli

此快篩套組的敏感度(sensitivity)為何?精確度(specificity)為何?(10%)

şayan bir felsefeydi de aynı zaman­ da. Her şeyin öncesine ve ber şe­ yin ötesine insan olmayı, derinle­ mesine insan olmayı almıştı Taner. Bu yüzden de