• Sonuç bulunamadı

Bu yazıda bağımsız Kürdistan kurulmaması gerektiğini başka gerekçelerle savunanların görüşleri üzerinde duracağım.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bu yazıda bağımsız Kürdistan kurulmaması gerektiğini başka gerekçelerle savunanların görüşleri üzerinde duracağım."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Önceki yazıda PKK-KCK yöneticilerinin bağımsız devlet kurmayı amaçlamadıklarını kendi ifadelerini aktararak yazmıştım. Abdullah Öcalan ve diğer yöneticilerden de benzeri yönde çok sayıda alıntı yapılabilir, ancak sanırım gerek yoktur.

Neden böyle bir görüşe sahip olduklarını da benim açıklamam gerekmiyor. İsteyen demokratik ulus ve demokratik modernite hakkında Öcalan ve diğer PKK yöneticilerinin görüşlerini kolayca bulup okuyabilir.

Bu yazıda bağımsız Kürdistan kurulmaması gerektiğini başka gerekçelerle savunanların görüşleri üzerinde duracağım.

Bir görüşe göre, Lenin’in ulusların kaderlerini tayin hakkı görüşü günümüzde artık geçerli değildir.

Bu görüş üzerinde ayrıntılı olarak durmak gerekmiyor çünkü ulusların kaderlerini tayin hakkı (buna bağımsız devlet kurmak hakkı da dahil diye ekleyebilirsiniz) zaten sorunlu bir haktır.

Neden derseniz:

Dünyada tek ulustan oluşmuş bir ülke yoktur denilebilir. İnsanlar yıllardan beri göçlerle

birbirlerine karışmış oldukları için tek halktan oluşan bir ülke bulamazsınız. Her ülkenin sınırları içinde değişik halklardan insanlar vardır. Bunlardan en fazla olanın kendi kaderini belirleme hakkını tanıdığınızda, ötekiler ne olacaktır?

Her halk devlet kuramaz, ayrıca kurmasına gerek de yoktur. Kendisi de kurmayı istemeyebilir.

Devlet kurmak ve bunu yürütmek zor ve zahmetli bir iştir.

(2)

Bir ülkede diyelim beş-altı tane farklı kökenden halk varsa, burada beş-altı tane devletin kurulması gerekmez. En fazla olan halk kendi kaderini belirleyerek devlet kurdu diyelim. Peki ötekiler ne olacaktır?

Diğer halkların kendi dillerini korumak hakkı var mıdır, yoksa en fazla olanın dili mi kabullenilmek zorundadır?

Ulusun koşullarından birisi dil birliğidir deniliyorsa, herhalde öyle olacaktır.

Burada kasıtlı olarak sayıca en fazla deyimini kullandım. Egemen ulus dediniz mi, gerisini anlatmak zaten gerekli değildir. Egemen ulusun var olduğu yerde geriye kalanların hakkı zaten yoktur.

Bir halk sömürgeciliğe karşı uzun bir savaştan sonra bağımsızlığını kazanarak kendi kaderini kendisi belirlese, bağımsız devletini kursa bile, bu durum onun ülke sınırları içinde bulunan başka bir halkı ezmeyeceği anlamına gelmez.

Fransız sömürgeciliğine karşı yıllarca savaşarak bağımsızlığını kazanan Cezayir’de böyle oldu.

Bağımsızlıktan sonra Araplar aynı ülke içinde bulunan Berberiler’in haklarını tanımadılar.

Çok sayıda ülkeden benzeri örnekler verilebilir.

Ulusların kaderlerini tayin hakkı üzerinde daha ayrıntılı düşünülmesi gereken bir konudur.

Başka gerekçeleri inceleyerek devam edelim…

(3)

Başka bir gerekçeye göre, Kürtlerin bağımsız devlet kurmaya yönelmesi tarihin içinde bulunduğumuz evresindeki gelişme yönüne ters düşmektedir.

Bu görüşe göre; ulus devletlerin zayıfladığı, yok olmaya yüz tuttuğu bir dönemde ulusal devlet kurmaya kalkmak, tarihin akışına ters düşmek demektir.

Eğer gerçekten böyle bir durum varsa, çağımız ulusal devletlerin giderek sönümlendiği bir çağ ise, Kürtlerin ya da devletsiz başka bir halkın bağımsız devlet kurmaya kalkması doğru değildir.

Yakın tarihe bakalım, acaba gerçekten böyle midir?

Son 25 yılda yeni ortaya çıkan ulusal devletler şunlardır:

Rusya Federasyonu, Ukrayna, Beyaz Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan, Moğolistan, Moldavya, Makedonya, Bosna Hersek, Sırbistan,

Estonya, Letonya, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya ve ek olarak Sudan’ın iki ayrı devlete ayrılması (adlarını bilmiyorum).

Burada 22 yeni devletin adı bulunuyor ve sanıyorum adını hatırlamadığım birkaç isim daha vardır.

Son 25 yılda ortadan kalkan tek devlet ise Demokratik Almanya Cumhuriyeti’dir. Bu devlet sadece sosyalizm döneminde var olmuştur, öncesinde ve sonrasında yoktur.

Son iki yılda dünyadaki ulusal devlet sayısı –en az- 21 tane artmıştır.

(4)

Ulusal devletlerin giderek ortadan kalkması gibi bir gelişme söz konusu değildir, tersine ulusal devletlerin sayısı artmıştır.

Ulusal devletlerin sayısının artmasının itici gücü reel sosyalizmin çözülmesi ve yıkılması olmuştur ve nitekim yukarıda adı sayılan yeni ulusal devletlerin çok büyük bölümü sosyalizm döneminde birlikte bulunuyorlardı. Kendi sınırları ve yönetimleri vardı ama daha geniş bir devletin bünyesi içindeydiler. (SSCB gibi)

Son 25-30 yılda ulusal devletlerin zayıflamasıyla ortadan kalkması birbirinden farklı şeylerdir.

Ulusal devletlerin bağımsızlıklarının zayıflaması, uluslar arası kuruluşların bu devletlerle ilgili olarak daha fazla denetimde bulunabilmesiyle; ulusal devletin ortadan kalkması farklı

gelişmelerdir. Bazı arkadaşlar bu iki farklı gelişmeyi birbirine karıştırmıştır.

Ulusal devletlerin alameti farikalarından birisi olan makro düzeyde politika saptamak konusunda çok sayıda devlet bu durumda değildir. Ülke parasının değeriyle istediğiniz gibi oynayamazsınız.

Başka ülkelere sormanız, uluslar arası finans kuruluşlarından izin almanız gerekir. Avrupa Birliği üyesi her devletin bütçesi denetlenir, bazıları tasarruf yapmaları için zorlanır. Ne ki, buradan hareketle Avrupa Birliği tek ülkedir ve diyelim ki Yunanistan ve İspanya bağımsız ülkeler değildir, diyemez.

Ulusal devletteki değişimle ulusal devletin ortadan kalkması birbirinden farklı gelişmelerdir.

Bir başka görüşe göre ise, Ortadoğu’da kurulacak bağımsız bir Kürt devleti emperyalizmin kuklası olacaktır.

(5)

karıştırmamak gerekir.

Fikir özgürlüğü bazı durumlarda ırkçı ve faşist propaganda yapanların daha fazla işine yarayabilir. Burada yapılması gereken fikir özgürlüğünün reddedilmesi olmasa gerektir.

Cemil Bayık’ın sözlerini yeniden aktarırsak:

“Bizim sınırlarla bir sorunumuz yok. Esasen ulus devlet anlayışına karşıyız. Bizi diğer Kürt hareketlerinden ayıran en temel özelliklerden biri budur. Onlar ulus devlet

anlayışıyla hareket ediyorlar, biz demokratik ulus anlayışını savunuyoruz. Demokratik ulus anlayışında sınırlar esas alınmaz; özgürlük ve demokrasi, adalet ve eşitlik, kardeşlik esas alınır. Biz bu temelde sınırlara dokunmadan Kürtler arasında ve Kürtlerle diğer Ortadoğu halkları arasında birliği sağlamak istiyoruz.“

Burada söz konusu olan anlayışın bağımsız Kürt devletine karşı çıkma gerekçesiyle, yukarda anlatmaya çalıştığım örneklerdeki gerekçeler birbirinden tümüyle farklıdır.

Sürecek…

Referanslar

Benzer Belgeler

Téléphoner!. [au

Her kimse, bu şiveyi taklit etmesi için iyi bir Arap hafızından tavır elde etmesi, radyodan onlarm nasıl Kur'an okuduklarım dinleyerek gırtlağına vasıl olması lazım.. ■

KOAH AA’l› olgularda tedavi öncesi serum ürik asit düzeyi (p<0.001) ve serum ürik asit/kreatinin oran› (p<0.01) tedavi sonras›na göre anlaml› derecede

TRT, törenlerde sürekli bir biçimde atılan "laiklik istemezük" sloganlarını dinleyici­ lere duyurmamak için, yayının sesini kısarak garip bir sansür

Yitirdiklerim izin değerini ve bugünlerde nereye doğ­ ru sürüklenm ekte olduğum uzu kavrayabilm em iz için; Nadir Nadi gibi, Kemalizmi doğru algılamış ve Türk devrim ini,

Bu çalışmada, Osmanlı Devlet 'ndek gayr müsl mler n ulusal muhasebe s stem ne etk ler üzer nde durulacak ve muhasebeye katkısı olan Ermen ve Yahud kökenl

[r]

Türkiye’de HIV’le İlgili Damgalama ve Ayrımcılığın Analizi: HIV’le Yaşayan Kişiler İçin Damgalanma Göstergesi Sonuçları Analysis of HIV/AIDS-Related Stigma