• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- TEMMUZ 2016 (SAYI: 89) GENEL DEĞERLENDİRME

03.08.2016

“Vazgeçilmezlerimiz: Siyaseten Demokrasi, İktisaden Mali İstikrar!”

15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin hızla önlenmesi, demokrasinin vazgeçilmezliğinin Türk halkı tarafından kanıtlanması, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki diyaloğun iyileşmesi ve devlet yapısının güvenliğini artırmak amacıyla yeniden düzenlenmeye başlanması yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik güven duygusunu olumlu etkileyecek bir süreç yaratıyor. Küresel yatırımcılarla Hükümetimizin temasa geçerek güvence vermesi isabetli oldu, finansal piyasalardan önemli bir sermaye çıkışı yaşanmadı, çıkan da geri dönmeye başladı.

Güven verici önlemler öncelik taşıyor.

2016 Mayıs ayında Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi iki aydan sonra tekrar yükselişe geçti. Aylık bazda Mart ayında %0,4; Nisan ayında %1,1 düşen sanayi üretimi, Mayıs ayında %1,6 arttı. Mayıs ayında Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi de yıllık bazda %5,6 oranında yükseldi. Sanayi Ciro Endeksi üretim endeksine paralel bir seyir izledi.

Son yıllarda mesleki eğitim ve yükseköğretim diplomasına sahip kadınların işgücüne katılma oranı yükselmeye başladı. Veriler, kadınların işgücüne katılma sorununda çözüm yolunun, mesleki eğitim ve yükseköğretim olduğunu gösteriyor.

2016 yılı Mayıs ayında başlayan ihracat artışı Haziran ayında da devam etti ve ihracat

%8,1 oranında arttı. Haziran ayındaki bu yükselişe rağmen Ocak-Haziran döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre %2,4 oranında azaldı. Haziran ayında ithalat da

%7 oranında yükseldi. Ocak-Haziran döneminde ithalattaki azalış oranı ise %6,7 oldu.

Sonuçta, ilk altı ayda dış ticaret açığı %16 oranında küçüldü.

2016 yılında Türkiye’de cari açığın GSYH’ya oranı %5’in altına gerilemiş olsa da, hem cari açık düzeyi, hem de cari açığın finansman kaynakları açısından sorunlar var. Cari açığın düşmesinde petrol fiyatlarındaki düşüş ve altın ticareti belirleyici olurken, cari açığın finansmanında spekülatif para akımı ve net hata noksan kalemi belirleyici. Bu olgular Türkiye’nin dış dengesini riskli hale getiriyor.

Türkiye mevcut birçok kırılganlıklara rağmen, bütçe disiplinine bağlı kalarak yakaladığı mali istikrar sayesinde ekonomisini göreli olarak dengede tutabildi. Ancak terör olayları, Suriyeli sığınmacılar vb. sorunların da etkisi ile bütçe dengesinde istikrar zayıflama işaretleri verdi.

Darbe girişiminin muhtemel ekonomik etkilerini gidermek amacıyla iktisat politikasının yürütücüsü kurumlar olağan politikalarının dışına çıkmak zorunda kaldı. TCMB yaşananlar karşısında doğru ve zamanında adımlar attı. Nitekim finansal sistemde ortaya çıkabilecek muhtemel likidite sıkışmasına karşı, piyasalara limitsiz likidite sağlayacağı taahhüdünde bulundu, bu da olumsuz spekülatif atakları daha baştan kesti.

Siyaseten demokrasinin vazgeçilmezliği konusunda Türk halkı büyük bir başarı yakalarken, ekonomik alanda başarı için siyasi partiler arasında sağlanan nispi uyum sürdürülmeli; ekonomik güveni artıcı tedbirler pekiştirilmeli ve mali istikrardan taviz verilmemeli.

(2)

DÜNYA EKONOMİSİ:

2016 yılının ilk yarısı sonunda küresel ekonomide büyüme eğiliminin göreli olarak güçlenmesine karşın, dış ticarette daralma devam etmektedir. 2016 yılı Mayıs ayında dünya dış ticaret hacmi 2014 yılının aynı ayına göre %15,6; 2015 yılına göre %2,6 oranında azalarak 1 trilyon 227 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.

Dünya ihracatının ilk üç sırasındaki Çin, ABD ve Almanya’da bile ihracat hacmi daralmaktadır. Mayıs 2016’da on milyar doların üzerinde ihracat yapan ülkeler arasında, 2015 yılı Mayıs ayına göre sadece iki ülke ihracatını artırmıştır. Bu ülkeler Avusturya ve Türkiye’dir (Grafik 1).

Grafik 1: Dünya İhracatında İlk On Ülke ve Türkiye Mayıs 2015-2016 (Milyon Dolar)

Kaynak: WTO veri tabanı kullanılarak hazırlanmıştır.

İhracattaki bu olumsuz tablo özellikle cari açık oranı (cari açık/GSYH) yüksek ülkelerde dış dengeyi sorunlu hale getirmektedir. Mayıs ayı itibariyle dış dengede risk ağırlığı yüksek olan ülkeler %6’lık cari açık oranı ile Kolombiya,

%4,7 ile Türkiye ve %4,2 ile Güney Afrika’dır.

11081

39781 42327 39369 38845 40849

45919 47543

106886 128075

188800

12140 34032

39793 40897

42755 43647 46532 46771

110165 119612

181064

0 20000 40000 60000 80000 100000 120000 140000 160000 180000 200000 Türkye

İngiltere G. Kore İtalya Fransa Hong Kong, Çin Hollanda Japonya Almanya ABD Çin

2016 Mayıs 2015 Mayıs

(3)

TÜRKİYE EKONOMİSİ:

15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin hızla önlenmesi, demokrasinin vazgeçilmezliğinin Türk halkı tarafından kanıtlanması, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki diyaloğun iyileşmesi ve devlet yapısının güvenliğini artırmak amacıyla yeniden düzenlenmeye başlanması yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik güven duygusunu olumlu etkileyecek bir süreç yaratmaktadır. Küresel yatırımcılarla Hükümetimizin temasa geçerek güvence vermesi isabetli olmuş, finansal piyasalardan önemli bir sermaye çıkışı yaşanmamış, çıkan da geri dönmeye başlamıştır. Güven verici önlemler öncelik taşımaktadır.

Sanayide Üretim, Ciro ve Kapasite Kullanımı:

2016 Mayıs ayında Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi iki aydan sonra tekrar yükselişe geçmiştir. Aylık bazda Mart ayında %0,4;

Nisan ayında %1,1 düşen sanayi üretimi, Mayıs ayında %1,6 artmıştır. Mayıs ayında Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi de yıllık bazda %5,6 oranında yükselmiştir.

Mayıs ayında, Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksinin alt sektörlerinden madencilikte üretim aylık bazda %0,1; imalat sanayiinde %1,9 ve enerjide

%0,3 artmıştır. Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi alt sektörlerinden madencilikte üretim yıllık bazda %0,8 azalırken, imalat sanayinde %6,3, enerjide %3,2 yükselmiştir.

Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksinin ana sanayi grupları içinde aylık bazda en fazla üretim artışı %3,5 ile sermaye malında görülmüştür. Bu sektörü

%2,3 ile dayanıksız tüketim malı imalatı ve %1,7 ile dayanıklı tüketim malı imalatı izlemiştir.

Ana sanayi gruplarında yıllık değişim ise şöyle olmuştur: üretim, sermaye mallarında %16,7;

dayanıksız tüketim mallarında %7,8; dayanıklı tüketim mallarında %3,4 artış göstermiştir.

İmalat sanayiinde aylık bazda en fazla üretim artışı %12 ile diğer ulaşım araçlarında görülürken, bu sektörü %11,1 ile motorlu kara taşıtları ve %10,5 ile bilgisayar sektörü izlemiştir. İmalat sanayinde aylık bazda en fazla üretim kaybı ise %7,7 ile deri imalatı ürünlerinde gerçekleşmiştir. Yıllık bazda en fazla üretim artışında ilk sırayı %48,4 ile diğer ulaşım araçları alırken, bu sektörü %24 ile motorlu kara taşıtları ve %18,9 ile temel eczacılık ürünleri takip etmiştir. İmalat sanayinde yıllık bazda en fazla üretim kaybı %14,7 ile deri ürünlerinde görülmüştür.

2016 Mayıs ayında Sanayi Ciro Endeksi üretim endeksine paralel bir seyir izlemiştir. Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksi Mayıs ayında %2,4 oranında yükselirken, Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksi yıllık bazda %8,7 artmıştır.

Mayıs ayında Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksinin alt sektörlerinden madencilikte ciro aylık bazda %7,4; imalat sanayiinde %2,3 yükselmiştir.

Takvim Etkisinden Arındırılmış Endekse göre madencilikte ciro yıllık bazda %1,2; imalat sanayiinde %8,9 yükselmiştir.

(4)

Mayıs ayında Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Endekste ana sanayi grupları içinde aylık bazda en fazla ciro artışı %6,5 ile dayanıklı tüketim malında gerçekleşirken, bu sektörü %6,4 ile enerji ve %3,9 ile dayanıksız tüketim malları izlemiştir. Ana sanayi grupları içinde yıllık bazda en yüksek ciro artışı ise %21 ile dayanıklı tüketim mallarında ortaya çıkmıştır. Bu sektörü %16,2 ile sermaye malları izlemiştir. Takvim Etkisinden Arındırılmış İmalat Sanayi Ciro Endeksinde yıllık bazda ciro kaybına uğrayan sektör ise %19’4 ile enerji olmuştur.

Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış İmalat Sanayi Ciro Endeksinde aylık bazda en fazla ciro artışı %30,7 ile diğer ulaşım araçlarının imalatında gerçekleşmiştir. Bu sektörü

%19,1 ile makine kurulumu ve %10,9 ile bilgisayar imalatı izlemiştir. İmalat sanayinde en fazla ciro kaybı %12,1 düşüş ile deri ve ilgili ürünlerin imalatında görülmüştür. Mayıs ayında takvim etkisinden arındırılmış endekse göre yıllık bazda en fazla ciro artışı sağlayan sektörler, %33,6 ile tütün imalatı, %30,7 makine ekipmanları ve %27,9 ile diğer ulaşım araçları olmuştur.

Kaynak: TCMB veri tabanı.

2016 Temmuz ayında imalat sanayinde Kapasite Kullanım Oranı, bir önceki aya göre 0,4 puan, bir önceki yılın aynı ayına göre ise 0,2 puan azalarak % 75,7 düzeyine gerilemiştir. Bu gelişme sonrasında kapasite kullanım oranı 2016 yılında ilk defa 2015 yılının gerisine düşmüştür. Mal gruplarına göre kapasite kullanımında 2015 yılının Temmuz ayına göre yükseliş sağlayan tek grup yatırım malları olmuştur.

Diğer grupların tamamında geçen yıla göre düşüş yaşanmıştır. Kapasite kullanımında en fazla düşüşün yaşandığı sektör dayanıklı tüketim malları olmuştur. Dayanıklı tüketim malı sektöründe Temmuz 2015’de 75,4 olan kapasite kullanım oranı, Temmuz 2016’da 73,6’ya gerilemiştir (Grafik 2).

73,7

72,8

72,4

74,1

74,9 75,1

75,9 74,9

73,5

74,3

75,3

75,7

76,1

75,7

70,0 71,0 72,0 73,0 74,0 75,0 76,0 77,0

OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ

Grafik 2: İmalat Sanayinde Kapasite Kullanımı Oranı

2015 2016

(5)

İstihdam ve İşsizlik:

2016 yılı Nisan döneminde işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,9 puan artarak %52 olmuştur. Bu oransal artışın sayısal karşılığı 1 milyon 3 bin kişidir ve böylece toplam işgücü 30 milyon 462 bin kişiye ulaşmıştır. Bu dönemde erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,7 puan artarak %71,9’a kadınlarda 1,2 puan artarak %32,6’ya yükselmiştir. Toplam işgücü Mart dönemine göre ise 446 bin kişi artmıştır.

Son yıllarda mesleki eğitim ve yükseköğretim diplomasına sahip kadınların işgücüne katılma oranı yükselmeye başlamıştır. 2004 yılı Nisan döneminde bu okullardan mezun olanların %40’ı işgücü piyasasına girerken, oran 2016 yılı Nisan döneminde %41,5’e yükselmiştir. Yükseköğretim mezunlarının işgücüne katılma oranı ise 2014 yılında %70,7; 2015 yılında %72 ve 2016 yılında %71,1 olmuştur. Bu veriler, kadınların işgücüne katılma sorununda çözüm yolunun, mesleki eğitim ve yükseköğretim olduğunu göstermektedir (Tablo 1).

2016 yılı Nisan döneminde istihdam edilenlerin sayısı 2015 yılının Mart dönemine göre 1 milyon kişi artarak 27 milyon 638 bin kişiye, istihdam oranı 1 puanlık artışla %47,2’ye ulaşmıştır. Tarım sektöründe çalışan sayısı 159 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 1 milyon 159 bin kişi artmıştır. Nisan 2016 dönemi itibariyle çalışanların

%19,4’ü tarım, %19,5’i sanayi, %7,5’i inşaat ve %53,6’sı hizmetler sektöründe istihdam edilmiştir. Bu dönemde hizmetler sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1,5 puan, inşaat sektörünün payı 0,3 puan artarken, tarım sektörünün payı 1,3 puan, sanayi sektörünün payı ise 0,5 puan azalmıştır.

Kayıt dışı istihdam yıllık bazda 391 bin kişi artmış, bunun sonucunda da kayıtdışı istihdam oranı %33,3’den %33,5’e çıkmıştır.

İşsiz sayısı 2015 yılının aynı dönemine göre 3 bin kişi artmış ve 2 milyon 824 bin kişi olmuştur. Buna rağmen işsizlik oranı 0,3 puan azalmış ve %9,3’e gerilemiştir. İşsiz sayısı artarken, işsiz oranındaki azalışın nedeni işgücüne katılma oranındaki 0,9 puanlık artıştır. Bu dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,6 puan azalarak %11;

genç işsizlik oranı da 1 puan azalarak %16 düzeyinde gerçekleşmiştir.

(6)

Tablo 1: Kadınların Eğitime Göre İşgücüne Katılma Oranı

Okur-yazar

olmayanlar Lise altı

eğitimliler Lise Mesleki

veya teknik lise

Yükseköğretim

2014 Ocak 13,6 22,8 31,4 38,2 70,6

Şubat 14,6 24,1 32,3 39,2 70,4

Mart 15,7 25,4 32,5 38,7 71,1

Nisan 16,3 26,6 33,1 40,0 70,7

2015 Ocak 14,7 24,7 31,8 39,3 73,6

Şubat 14,9 24,6 31,5 40,1 72,5

Mart 15,6 25,6 32,2 40,4 73,0

Nisan 16,5 26,8 31,3 41,4 72,0

2016 Ocak 13,8 25,8 32,9 40,2 71,5

Şubat 13,8 25,9 32,3 40,3 71,3

Mart 13,9 26,9 31,9 41,1 70,8

Nisan 15,2 28,1 32,2 41,5 71,1

Kaynak: TÜİK veri tabanı.

Ödemeler Dengesi:

2016 yılı Mayıs ayında başlayan ihracat artışı Haziran ayında da devam etmiş ve ihracat %8,1 oranında artmıştır. Haziran ayındaki bu yükselişe rağmen Ocak-Haziran döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre %2,4 oranında azalmıştır. Haziran ayında ithalat da %7 oranında yükselmiştir.

Ocak-Haziran döneminde ithalattaki azalış oranı ise %6,7 olmuştur (Tablo 2).

Bu gerçekleşmeler sonucunda Haziran ayında dış ticaret açığı 2015 yılına göre

%5 artarken, Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı %16 oranında azalmıştır. Haziran ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı %66,3; yılın ilk altı ayında ise %71,9 olmuştur.

Tablo 2: Dış Ticaret Dengesi, Milyon Dolar

İhracat (FOB) İthalat (CIF) Dış Ticaret dengesi

İhracatın İthalatı Karşılama Oranı

Aylar Yıl Değer Değişim Değer Değişim Değer Değişim

Ocak-

Haziran 2015 73 432 106 754 -33 321 68,8

2016 71 668 -2,4 99 651 -6,7 -27 982 -16,0 71,9

Haziran 2015 11 949 18 199 -6 249 65,7

2016 12 916 8,1 19 475 7,0 -6 558 5,0 66,3

Kaynak: TÜİK veri tabanı.

Haziran ayında Avrupa Birliği’ne ihracat yıllık bazda %13,8; Ocak-Haziran döneminde ise %10,5 yükselmiştir. AB’nin toplam ihracatımızdaki payı Haziran ayında %48,5; Ocak-Haziran döneminde ise %48,2 olmuştur. Bu oranlar geçen yıl sırasıyla %46,1 ve %42,6 idi. Dolayısıyla 2016 yılında da AB, Türkiye için ihracat açısından vazgeçilmez pazar konumunda kalmaya devam etmiştir. Ülkelere göre ihracatta da ilk sırayı her zaman olduğu gibi yine bir AB üyesi ülke, Almanya almıştır. Almanya’ya 2016 yılı Haziran ayında 1 milyar 228 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır. Ocak-Haziran döneminde bu ülkeye ihracat 6 milyar 994 milyon dolardır ve toplam ihracat içindeki payı da %9,8 olmuştur.

(7)

Tablo 3: Haziran 2016’da İhracatta Kazananlar ve Kaybedenler, Bin ABD Doları

Fasıllar Haziran 2015 Haziran 2016 Değişim

Kazananlar

Altın 372 854 1 124 603 201,6

Demir ve çelik 531 085 637 558 20,0 Örme eşya 127 065 141 773 11,6

Motorlu kara taşıtları 1 616 109 1 774 354 9,8

Hazır Giyim 158 375 172 306 8,8

Kaybedenler

Mineral yakıtlar 453 365 268 315 -40,8

Sebzeler, meyveler 181 365 152 971 -15,7

Halılar 190 675 173 077 -9,2

Demir veya çelikten eşya 486 155 447 906 -7,9

Elektrikli makina ve cihazlar 738 883 693 651 -6,1

Kaynak: TÜİK veri tabanı kullanılarak hazırlanmıştır.

2016 yılı Haziran ayında fasıllara göre ihracatta ilk sırayı hemen her zaman olduğu üzere motorlu kara taşıtları almıştır. Bu fasıldan yapılan ihracat Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre %8,1 oranında artmış ve 12 milyar 916 milyon dolar olmuştur. Haziran ayında oransal olarak en büyük artış %201,6 ile altın ihracatında gerçekleşmiştir. Haziran ayında toplam ihracat 967 milyon dolar artarken, bu artışın 752 milyon doları altın faslından gelmiştir. Türkiye’de altın ticareti 2007 yılına kadar olağan hacimlerde gerçekleşirken, bu tarihten sonra sert hareketler ile değişim göstermiştir. Bu durum hem dış ticarette hem cari işlemler dengesinde istikrarsızlığa neden olmuştur.

Haziran ayında ihracatta kayba uğrayan fasıl %40,8’lik düşüş ile mineral yakıtlar olmuştur.

Bu faslı %15,7’lik kayıp ile sebze ve meyveler izlemiştir (Tablo 3).

Kaynak: TÜİK veri tabanı kullanılarak hazırlanmıştır.

TİSK Ekonomi Bülteni hazırlanırken henüz Haziran ayı ödemeler dengesi istatistikleri yayınlanmamıştı. Mayıs ayı ödemeler bilançosu verilerine göre 2016 yılında cari işlemler açığı hedeflenen düzeylerde gerçekleşecek gibi gözükmektedir. Cari işlemler açığı, 2015 yılının Mayıs ayına göre 1 milyar 406 milyon dolar azalmış

0 5000 10000 15000 20000

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

Bin Dolar

Grafik 3: Altın Ticareti, 2002-2016 Mayıs

İhracat İthalat

(8)

ve 2 milyar 863 milyon dolara gerilemiştir. Yıllık cari açık da 27 milyar 249 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir.

Cari açıktaki düşüşte dış ticaret açığındaki azalış önemli rol oynamıştır. Cari açığın daha fazla düşmesini engelleyen unsur ise hizmetler dengesi içinde seyahat gelirlerindeki azalma olmuştur. Mayıs ayında hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden elde edilen net gelirler, 2015 yılı Mayıs ayına göre 559 milyon dolar azalarak, 1 milyar 222 milyon dolara düşmüştür. Parasal olmayan altın ticareti ise cari açığın düşmesine katkı vermiştir. Parasal olmayan altın kalemi 2015 yılı Mayıs ayında 109 milyon dolar net ithalat şeklinde gerçekleşirken, 2016 yılında 505 milyon dolar net ihracata dönüşmüştür (Grafik 3).

Cari açığın finansman kalemlerinden doğrudan yabancı yatırımlardaki düşüş eğilimi Mayıs ayında da devam etmiştir. Net doğrudan yabancı yatırım girişi 2015 yılının Mayıs ayına göre 344 milyon dolar azalarak 587 milyon dolara gerilemiştir. Türkiye 2016 yılında cari açık finansmanını büyük ölçüde kısa vadeli sermaye hareketleri ile yapmak zorunda kalmıştır. Nitekim Mayıs ayında portföy yatırımlarından net giriş 947 milyon doları, Ocak-Mayıs döneminde de 7 milyar 329 milyon doları bulmuştur.

Bu dönemde cari açığın bir başka finansman kaynağı ise net hata noksan olmuştur. Bu kalemden ülkeye Haziran ayında 1 milyar 855 milyon dolar, Ocak-Haziran döneminde ise 2 milyar 622 milyon dolar girmiştir. Bu girişlere bağlı olarak Mayıs ayında TCMB’nin döviz rezervi 2 milyar 257 milyon dolar, Ocak-Haziran döneminde ise 4 milyar 781 milyon dolar artmıştır.

2016 yılında Türkiye’de cari açığın GSYH’ya oranı %5’in altına gerilemiş olsa da, hem cari açık düzeyi, hem de cari açığın finansman kaynakları açısından sorunlar vardır. Cari açığın düşmesinde petrol fiyatlarındaki düşüş ve altın ticareti belirleyici olurken, cari açığın finansmanında spekülatif para akımı ve net hata noksan kalemi belirleyicidir. Bu olgular Türkiye’nin dış dengesini riskli hale getirmektir.

Para ve Maliye Politikası:

Türkiye mevcut birçok kırılganlıklara rağmen, bütçe disiplinine bağlı kalarak yakaladığı mali istikrar sayesinde ekonomisini göreli olarak dengede tutabilmiştir. Ancak terör olayları, Suriyeli sığınmacılar vb. sorunların da etkisi ile bütçe dengesinde istikrar zayıflama işaretleri vermektedir.

2015 yılı Haziran ayında 3 milyar 223 milyon TL fazla veren Merkezi Yönetim Bütçesi, 2016 yılı Haziran ayında %345,6 oranında bir artış ile 7 milyar 917 milyon TL açık vermiştir. Yine Haziran 2015’de 4 milyar 914 milyon TL faiz dışı bütçe fazlası verilirken, 2016 yılı Haziran ayında %216,2’lik artışla 5 milyar 713 milyon TL açık verilmiştir (Tablo 4).

(9)

Tablo 4: Bütçe Gerçekleşmeleri, Milyon TL

2015 Haziran 2016 Haziran Değişim

Bütçe Giderleri 36.338 51.983 43,1

Faiz Hariç Giderler 34.647 49.779 43,7

Faiz Giderleri 1.691 2.204 30,3

Bütçe Gelirleri 39.561 44.067 11,4

Vergi Gelirleri 30.249 33.195 9,7

Bütçe Dengesi 3.223 -7.917 -345,6

Faiz Dışı Bütçe Dengesi 4.914 -5.713 -216,2

Kaynak: Maliye Bakanlığı veri tabanı.

Bütçe açığının nedeni bütçe gelirlerindeki azalıştan değil, bütçe harcamalarındaki artıştan kaynaklanmaktadır. Bir önceki yıla göre 2016 yılında bütçe gelirleri %11,4 artarken, bütçe giderleri %43,1 oranında artmıştır. Bu artışta faiz hariç bütçe giderlerinin %43,7 oranında artması başat rol oynamıştır. Bütçe gerçekleşmeleri göstermektedir ki, Haziran ayında kamu kesiminde bütçede harcama etkinliği ciddi biçimde zayıflamıştır.

Bu tablo bizim için çok sürpriz olmamıştır. Çünkü Mayıs ayında bütçenin olumlu görüntüsünün altında TİSK Ekonomi Bülteni’nde belirttiğimiz üzere TCMB’den Hazine’ye aktarılan kâr payı bulunmaktaydı. Bu nedenle, 2016 yılının ikinci yarısında bütçe dengesinin tutturulması zor olabilir.

Hükümetimiz bunun farkında olduğundan, ek gelir yaratma çabası içine girmiş ve yeni bir vergi affı düzenlemesine gitmek durumunda kalmıştır.

Darbe girişiminin muhtemel ekonomik etkilerini gidermek için iktisat politikasının yürütücüsü kurumlar olağan politikalarının dışına çıkmak zorunda kalmışlardır.

TCMB yaşananlar karşısında doğru ve zamanında adımlar atmıştır. Nitekim finansal sistemde ortaya çıkabilecek muhtemel likidite sıkışmasına karşı, piyasalara limitsiz likidite sağlayacağı taahhüdünde bulunmuş, bu da olumsuz spekülatif atakları daha baştan kesmiştir. TCMB ilk olarak özetle şu kararları almıştır:

 Merkez Bankası tarafından bankalara gerekli likidite limitsiz olarak sağlanacaktır.

 Bankalara sağlanan gün içi likidite imkânının komisyon oranı sıfır olarak uygulanacaktır.

 Türk lirası likidite sağlamak amacıyla, ihtiyaç duyulması halinde, bankalar tarafından limitsiz tutarda teminat döviz deposu getirilebilmesine imkân tanınacaktır.

 Bankaların döviz deposu almak üzere de kullanabilecekleri yaklaşık 50 milyar dolar seviyesindeki mevcut limitleri gerektiğinde artırılabilecek ve kullanım şartlarında (teminat ve maliyet) iyileştirmeye gidilebilecektir.

Darbe girişimi öncesi TCMB’nin para politikasının ana hedefi olan fiyat istikrarında göreli olumlu gelişmeler devam etmekteydi. 2016 yılı Haziran ayında TÜFE Mayıs ayına göre %0,47; 2015 yılı Haziran ayına göre ise %7,64 artmıştır. Haziran’da aylık fiyat

(10)

artışında ilk sırayı %1,16 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubu, yıllık fiyat artışında ise ilk sırada %12,8 ile alkollü içecekler ve tütün grubu yer almıştır.

Haziran ayında çekirdek enflasyon aylık bazda %0,20; yıllık bazda ise %8,92 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu olumlu gelişme nedeniyle yaşanan siyasal istikrarsızlıklara rağmen TCMB yılın üçüncü enflasyon raporunda, daha önce belirlemiş olduğu enflasyon hedeflerini korumuş ve enflasyonun 2016 yılında %7,5;

2017 yılında %6 ve 2018 yılında %5 olacağı taahhüdünü yinelemiştir.

2016 yılı Haziran ayında Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Mayıs ayına göre %0,41; 2015 yılı Haziran ayına göre ise %3,41 artmıştır. Haziran ayında sanayi sektöründe fiyatlar Mayıs ayına göre madencilikte, %2,56; imalat sanayiinde %0,29; enerjide %0,83 artmıştır. Ana sanayi gruplarında fiyat artışında ilk sırayı aylık bazda %2,49 ile enerji, yıllık bazda ise %11,37 ile dayanıklı tüketim malları almıştır.

2016 yılı Haziran ayında Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım–ÜFE), bir önceki aya göre

%1,04; bir önceki yılın Haziran ayına göre %4,45 yükselmiştir. Mayıs ayına göre fiyat artışı tarım ve avcılıkta %1,33; ormancılıkta %1,39 artarken, balıkçılıkta %7,14 azalmıştır. Aylık bazda fiyat artışında %3,34 ile tek yıllık bitkisel ürünler ilk sırada yer almıştır.

SONUÇ:

Türkiye’de 2016 yılının ikinci yarısına girilirken enflasyon oranı hala yüksektir. Cari açık oranı dış ticaret açığındaki gerilemeye rağmen %4’ün üzerinde seyretmektedir.

Cari açık oranının beklentilerin altına inmesini engelleyen en önemli olgu, yurtiçi tüketim harcamalarının yüksek seyretmesi nedeniyle düşük düzeylerde kalan tasarruf oranıdır.

Bankacılık sektörünün kredi plasmanı konut ve tüketici ağırlıklı olmaya devam etmektedir. Konut kredileri Temmuz ayında yıllık bazda %9,94 oranında artmıştır.

Bu, tüm kredi türleri içinde en yüksek kredi artış oranıdır. Büyüme oranından fedakarlık yapmak istemeyen Hükümet, tüketim ve konut harcamalarını artırması için faiz oranlarının düşürülmesini, bankaların kredi plasmanını artırmalarını istemektedir. Bu durum cari açık ve enflasyon oranının düşmesini engellemektedir.

Ekonomideki bu yapılanmayı sürdürmek için kısa vadeli sermaye hareketlerinde girişin artırılması gerekmektedir. Teşvik yöntemi ise yüksek faiz oranıdır. 10 yıl vadeli DİBS faiz oranı %9,94 düzeyindedir. Hükümetin çok istemesine rağmen faiz oranlarının düşmemesinin altında yatan etken de dış dengedeki kırılganlıktır. Ne yazık ki Haziran ayında bütçe dengesinden de zayıflama işareti gelmiştir. Mali istikrardan taviz verilmemelidir.

Tüm bu koşullara rağmen büyümeye çalışan ekonomiye en olumsuz etkiyi darbe girişimi yapmış, yabancı yatırımcı nezdinde politik riskin yükselmesine neden olmuştur. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarından biri hemen Türkiye’nin kredi notunu düşürmüş, ancak Hükümetimizin girişimleri ile diğer kuruluşlar daha temkinli pozisyon almaya başlamıştır. Siyaseten demokrasinin vazgeçilmezliği konusunda Türk halkı büyük bir başarı yakalarken, ekonomik alanda başarı için siyasi partiler arasında sağlanan nispi uyum sürdürülmeli ve ekonomik güveni artırıcı tedbirler pekiştirilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

2014 Haziran ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi Mayıs ayına göre çok düşük oranda; %0,1 yükselmiştir.. Takvim etkisinden

Ödemeler bilançosunda parasal olmayan altın kalemi altında yer alan altın ithalatı, 2013 yılının ilk yılın dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre

Enflasyon oranının aylık bazda Ocak ayında (TÜFE artış oranı) %1,10 olduğu ve geçen yıla göre düştüğü (geçen yıl oran %1,98 idi), TCMB’nin 2015 yılı

Dış ticaret açığındaki daralma cari işlemler açığını olumlu yönde etkilemiş ve Ağustos ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre 2 milyar 58 milyon dolar

2013 yılı Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi alt sektörleri kapsamındaki madencilik ve

Sanayi üretimi 2016 Nisan ayında aylık bazda %1,1 azalırken, yıllık bazda ancak %0,7 arttı.. İşsizlik oranının azalışında kamu istihdamındaki ve kayıtdışı

Cari açığın finansman kalemlerinden yabancıların Türkiye’ye yaptığı doğrudan yatırımlar Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre 2 milyar 65 milyon dolar azalarak

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış İnşaat Ciro Endeksi 2013 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %5,4 oranında azalmıştır.. Takvim