• Sonuç bulunamadı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Burcu BÖLÜKBAŞI

ETLİK PİLİÇ KARMA YEMLERİNDE NİŞASTA KAYNAĞININ YEM TERCİHİ VE BESİ PERFORMANSINA ETKİSİ

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2006

(2)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ETLİK PİLİÇ KARMA YEMLERİNDE NİŞASTA KAYNAĞININ YEM TERCİHİ VE BESİ PERFORMANSINA ETKİSİ

Burcu BÖLÜKBAŞI YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANA BİLİM DALI

Bu tez .../.../ 2006 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir.

İmza ... İmza ……….. İmza ………

Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Prof.Dr. Prof.Dr.

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu Tez Zootekni Anabilim Dalında Hazırlanmıştır Kod No:

Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür

Bu çalışma Ç.Ü.Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir.

Proje No:ZF2004YL54

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunundaki hükümlere tabidir.

(3)

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ETLİK PİLİÇ KARMA YEMLERİNDE NİŞASTA KAYNAĞININ YEM TERCİHİ VE BESİ PERFORMANSINA ETKİSİ

Burcu BÖLÜKBAŞI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

Danışman: Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Yıl: 2006, Sayfa 61

Jüri: Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Prof. Dr. Murat Görgülü Doç. Dr. Mehmet Çelik

Mevcut çalışmada; etlik civcivlerin beslenmesinde karma yemde farklı nişasta kaynakları arasında varsa hayvanın tercihini belirlemek, bu belirlenirken yem seçimi tekniğinden yararlanma ve klasik tek yemle besleme ile mukayeseli olarak etlik piliçlerin performansı ve sindirim sistemi üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yürütülmüştür. 80 adet bir günlük yaştaki erkek etlik civcivler her biri 16 hayvandan oluşan benzer canlı ağırlık ortalamasına sahip (38.1g), beş gruba ayrılmıştır.

Denemenin 1-10. günler civcivler standart başlatma yemi (%25 Hpr, 3202 Kcal/kg ME), 11. günden sonra deneme yemleriyle beslenmişlerdir. 1. kontrol grubunda (KB) 50:50 öğütülmüş buğday: buğday içeren buğday konsantresi (ME 3365 kcal/kg, Hpr %37) ve tona 750 gr buğday enzimi katılarak hazırlanmış yem karışımı kullanılmıştır. 2. kontrol grubuna (KM ) 50:50 oranında mısır: mısır içeren mısır konsantresi (ME 3172 kcal/kg, Hpr %40) hazırlanan yem karışımı verilmiştir. Seçmeli yemleme uygulanan 3. gruba buğday ve buğday konsantresi, 4. gruba mısır ve mısır konsantresi iki ayrı yemlikte serbest olarak sunulurken, 5. gruba ise buğday ve mısır ile buğday konsantresi ve mısır konsantresi 4 ayrı yemlikte serbest olarak verilmiştir.

Mevcut çalışmada elde edilen bulgular, etlik piliçlerin yaşları ilerledikçe tahıl tüketimini arttırdığı, bu artışın buğdayda mısıra nazaran daha yüksek olduğu görülmüştür. Buğdaya dayalı kontrol grubunda diğer gruplara göre, canlı ağırlık kazancı, yem, enerji ve proteinden yararlanma oranı istatistiksel olarak daha yüksek; ancak, toplam yem tüketimi, enerji alımı ve protein tüketimi serbest seçmeli yemlenen 5. grupta istatistiksel olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (P<0.05).

Deneme sonunda yapılan tespitlerde, gruplar arasında sıcak ve soğuk karkas randımanları, sıcak ve soğuk karkas ağırlıkları, toplam sindirim sistemi, duedenum, körbağırsak, bezel mide, taşlık ağırlıkları ve yemek borusu+kursak ağırlık ve uzunlukları bakımından istatistiksel olarak önemli farklılıklar bulunmamıştır ( P>0.05). Serbest seçmeli yemlenen 3. grup (B/BK) diğer gruplara göre, karaciğer ağırlığı, jejenum ağırlığı ve uzunluğu, ileum ağırlığı ve duodenum uzunluğu bakımından istatistiki olarak (P<0.05) daha yüksek iken, serbest seçmeli yemlenen 4. grup (M/MK) kalınbağırsak ağırlığı bakımından 1, 2, 3, ve 5, gruplardan istatistiksel olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (P<0.05). Toplam sindirim sistemi uzunluğu ve taşlık uzunluğu her iki tahıl ve her iki konsantresini bir arada alan seçmeli muamele grubunda istatistiki olarak daha yüksek bulunmuştur.

Sonuç olarak, tahıl kaynağı ve yemleme yöntemlerinin etlik piliçlerin yem seçimi üzerine etkili olduğu, rasyonda enzim destekli buğday kullanımının mısıra oranla daha yüksek performans sağladığı saptanmıştır.

Anahtar kelimeler: Etlik piliç, Tercihli yemleme, Farklı nişasta kaynakları, Performans, karkas

(4)

ABSTRACT

MSc THESIS

THE EFFECT OF DIETARY SOURCES ON CHOİCE- FEEDING AND GROWTH PERFORMANCE OF BROILER CHICKS

Burcu BÖLÜKBAŞI

DEPARTMENT OF ANIMAL SCIENCE INSTITUE OF NATUREL ANDAPPLIED SCIENCES

UNIVERSITY OF ÇUKUROVA

Supervisor: Prof. Dr. Hasan R. KUTLU Year: 2006, Pages 61

Jury: Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Prof. Dr. Murat Görgülü

Assoc. Prof. Dr. Mehmet ÇELİK

The present study was carried out to determine whether dietary starch source could affect choice feeding and growth performance and also digestive system of broiler chicks. A day old 80 broiler chicks were divided into 5 treatment groups with similar live weight (38.1 g), containing 16 birds each. During the first ten days, broilers were given Standard starter diets (25% CP, 3202 kcal/kg ME). Treatment diets were prepared using wheat or corn, besides protein concentrates for wheat or corn. Feeds of single-fed control groups (groups 1 and 2) for wheat and corn were prepared by mixing 50% wheat or corn and 50% protein concentrates for wheat or corn. Choice fed groups, between cereals and protein concentrates were trained between cereals and protein concentrates from day 11 to 14 to accustom between physiological effects and physical properties of the foods given alternately every other day. Then they were given a free choice between wheat and protein concentrate for wheat (group 3), corn and protein concentrate for corn (group 4), corn, wheat, protein concentrates for corn and wheat (group 5) from day 15 to 42.

The results showed that birds increased cereal consumption according to the age, and the increase was found to be higher with wheat than corn. The single fed-wheat group attained higher (P<0.05) body weigh gain and converted energy and protein into weight more efficiently than others.

On the other hand, the groups receiving free choice between wheat, corn and protein concentrates for wheat and corn consumed higher (P<0.05) amount of feed, energy and protein than others.

The results showed that feeding method and feed source had no effects on carcass yield, carcass weight, total digestive system, ousefagus, crop, proventriculus, gizzard, duedenum, ceacum, weight and length. However, the groups receiving free choice between wheat and protein concentrate for wheat obtained heavier (P<0.05) liver, heavier and longer (P<0.05) jejenum and ileum than others, while the group choice-fed between corn and protein concentrate for corn had heavier (P<0.05) large intestine.

It could be concluded that cereals source with different starch digestibility rate could affect broiler performance and choice-feeding, feeding wheat could provide higher growth performance than corn.

Keywords: broilers, choice-feeding, starch source, performance, carcass

(5)

TEŞEKKÜR

Tez konumun belirlenmesi, yürütülmesi ve yazımı aşamalarındaki yardımlarından dolayı danışman hocam Sayın Prof. Dr. Hasan R. KUTLU’ ya, katkı ve yardımlarından dolayı Sayın Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ’ ye, Sayın Yrd. Doç.

Dr. Ladine ÇELİK’e, Sayın Dr. Sabri YUTSEVEN’e, Sayın Ar. Gör. Mustafa BOĞA’ya, denemelerde kullanılan yemleri hazırlayan ve yemlerin analizlerinin yapılmasında yakın ilgilerinden ve yardımlarından dolayı Tavaş Yem Sanayi ve Tic.

A.Ş. Üretim Müdürü Vet. Hek. Dr. Serhan SERİN’e, Tez aşamamın her anında yanımda olan ve yardımlarını esirgemeyen Su Ürünleri Mühendisi Erhan GÜNGÖR’e, Değerli arkadaşım Ahmet SÖKMEN’e, Ziraat Mühendisi Murat AKILLI’ya, Zootekni lisans öğrencilerinden Fulya KÜREÇ’e, Şerife BEYAZITOĞLU’ya, Tuğba YILMAZ’a, Emine SAĞLAMTUNÇ’a, Oğuz GÖKTAŞ’a ve tez aşamasında gösterdikleri özveriden dolayı aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(6)

İÇİNDEKİLER

SAYFA

ÖZ ... I ABSTRACT ... II TEŞEKKÜR ...III İÇİNDEKİLER... IV ÇİZELGELER DİZİNİ ... VI ŞEKİLER DİZİNİ... VII RESİMLER DİZİNİ ...VIII

1.GİRİŞ ...1

2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR...7

3. MATERYAL VE METOD ...15

3.1. Materyal...15

3.1.1. Hayvan Materyali ...15

3.1.2. Yem Materyali...15

3.1.3. Deneme Odası ...18

3.1.4. Yemlikler ve Suluklar ...19

3.2. Metod...20

3.2.1. Grupların Oluşturulması...20

3.2.2. Deneme Planı ...20

3.2.3. Seçmeli Yemleme için Alıştırma Dönemi...21

3.2.4. Deneme Yemlerinin Besin Madde Analizi...21

3.2.5. Canlı Ağırlık Kazancının Belirlenmesi ...22

3.2.6. Yem, Protein ve Enerji Tüketimlerinin Belirlenmesi...22

3.2.7. Yem, Protein ve Enerjiden Yaralanma Oranının Hesaplanması...23

3.2.8. Piliçlerin Kesilmesi, Karın Yağlarının Alınması ...23

3.2.9. Sindirim Sistemi Organlarının Uzunluklarının ve Ağırlıklarının ...24

Belirlenmesi...24

3.2.10. İstatistiki Analizler...24

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA...26

4.1. Yem Tüketimi ...26

(7)

4.2. Enerji Tüketimi ...29

4.3. Protein Tüketimi...30

4.4. Canlı Ağırlık Kazancı...32

4.5. Yemden Yararlanma Oranı...34

4.6. Enerjiden Yararlanma Oranı...35

4.7. Proteinden Yararlanma Oranı ...36

4.8. Sindirim Sistemi...38

4.8.1. Sindirim Sistemi Ağırlığı ...38

4.8.2. Sindirim Sistemi Uzunluğu ...39

4.8.3. Sindirim Sistemi Ağırlık/Uzunluk Oranı ...41

4.9. Karkas Ağırlığı ve Randımanı ...42

4.10. Karın Yağı Ağırlığı ...43

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ...45

6. KAYNAKLAR ...47

ÖZGEÇMİŞ...53

(8)

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA

Çizelge 1. Denemeye Ait Muamele Grupları………..

Çizelge 2. Denemede Kullanılan Karma Yemlerin Hammadde

Bileşimleri ve Besin madde içerikleri………

Çizelge 3.Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Denemedeki Dönemlere Göre Yem Tüketimi (g/piliç) Üzerine Etkisi………...

Çizelge 4. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Dönemlere Göre Kümülatif Yem Tüketimi (YT, g/piliç) Üzerine Etkisi………

Çizelge 5. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Enerji Tüketimi (ET, Kcal/piliç) Üzerine Etkisi………

Çizelge 6. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Protein Tüketimi (PT, g/piliç) Üzerine Etkisi………

Çizelge 7. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Canlı Ağırlık Kazancı (CAK, g/piliç) Üzerine Etkisi…………

Çizelge 8. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Yemden Yaralanma Oranı(gYT/gCAK)Üzerine Etkisi……

Çizelge 9. Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Enerjiden Yararlanma Oranı(Kcal ET/gCAK)Üzerine Etkisi ..

Çizelge 10.Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Protein Yararlanma Oranı (g PT/gCAK)Üzerine Etkisi………

Çizelge 11.Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Sindirim Sistemi bölümlerinin Ağırlığı (g), Uzunluğu (cm), Ağırlık/Uzunluk Oranı, Karaciğer ve Kalp Ağırlıkları (g) Üzerine Etkisi………

Çizelge 12.Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Karkas Ağırlığı (g) ve Karkas Randımanı (%) Üzerine Etkisi.

Çizelge 13.Tahıl Kaynağı ve Yemleme Yöntemlerinin Etlik Piliçlerin Karın Yağı Ağırlığı (g) ve Oranı (%) Üzerine Etkisi………..

16

17

26

28

29

31

32

34

35

37

41

42

42

(9)

ŞEKİLER DİZİNİ SAYFA

Şekil 1. Kanatlı Hayvanların Sindirim Sistemi Yapısı ve İncelenen Bölümler ...

25

(10)

RESİMLER DİZİNİ SAYFA

Resim 1. Denemenin Yürütüldüğü 1 Nolu Etlik Civciv Deneme Odasından Genel Görünüm………

Resim 2. Denemede Kullanılan Yemlik ve Suluklar………..

18 19

(11)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

1.GİRİŞ

Son yıllarda yıllarda Avrupa ülkelerinde hayvan refahı konusu giderek önem kazanmış, kanatlı hayvanların barındırılma ve beslenme aracılığıyla refahlarının artırılması, hayvanların stresten uzak bir şekilde yetiştirilmesi ve daha ekonomik, yarayışlılığı yüksek ve sağlıklı yemlemenin gerçekleştirilmesine dönük yeni yöntemler üzerinde çalışılmaktadır. Bu uygulamalardan biri de etlik piliçlerde yemden yararlanmanın artırılması, vücut gelişiminin desteklenmesi amacıyla karma yemde kullanılması gereken en uygun nişasta kaynağının saptanması ve hayvanın sindirim sisteminde varolan konforun artırılmasıdır (Pos ve ark., 2004).

Tahıl taneleri çiftlik hayvanlarında entansif üretim için kullanılan temel yem kaynaklarından olup hayvan yemleri için en önemli enerji kaynağıdır. Bunlar, buğday, mısır, arpa, çavdar, yulaf, tritikale ve sorgumdur. Tanelerdeki ana besin maddesi ise birçok tahıl tanesinin %60-70’ini oluşturan nişasta olup kimyasal yapı olarak amiloz ve amilopektinden oluşmaktadır.

Amiloz; α-1-4 glikozidik bağların oluşturduğu düz bir zincire sahiptir. Suda çözünebilir ve birçok bitkideki nişastanın %15-30’unu oluşturur.

Amilopektin: α-1-4 glikozidik bağların oluşturduğu düz glikoz zinciri α-1-6 glikozidik bağ ile dallanma göstermiştir. Sıcak suda çözünmez, amilozdan daha büyük bir molekül büyüklüğü vardır. Nişastanın % 70-85’ini oluşturur. Nişasta, pankreas tarafından salgılanan α-amilaz tarafından maltoza parçalanmakta maltoz ise α-glikozidaz enzimince glikoza parçalanmaktadır (Kutlu ve ark., 2004).

Nişasta içeriği ve yapısı bakımından tahıl tanelerinde büyük farklılıklar vardır. Bitkisel dünyadaki doğal nişasta fiziksel olarak granül formundadır. Kimi tahıl kaynakları küçük granüllü nişasta içerirken, kimi tahıl kaynakları büyük granüllü nişasta içermektedir. Granül büyüklüğünün artması yıkıma direnci artırmaktadır. Nişastanın daha etkin kullanılabilmesi için bazı teknolojik uygulamalarla fiziksel özellikleri değiştirilebilmektedir. Bu işlemler; kuru metot ve yaş metottur (Kutlu ve ark., 2004). Etlik piliçlerin sindirim sisteminde nişasta sindiriminin kinetiği, nişasta granüllerinin yapısı (Oates, 1997) ve granülü çevreleyen bitkisel yapı (Classen, 1996) tarafından etkilendiği bilinmektedir.

(12)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

Hayvan beslemede tahıl kaynakları bileşiminde yer alan nişastanın sindirim hızı daha çok ruminantlar açısından ele alınmış, rumende uygun fizyolojik ortamın sağlanması için tahıl kaynağı kullanımında nişastanın sindirim hızının da dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir (Robinson ve Kennelly, 1989). Ruminantlarda rumende açığa çıkan nitrojenden mikroorganizmalar aracılığı ile yeterli düzeyde mikrobiyal protein sentezi için ortamda mutlaka sindirim hızı yüksek karbonhidrat kaynaklarının bulunması gerektiği, aksi takdirde mikrobiyel protein sentezinin beklenen etkinlikte sağlanamayacağı, öte yandan bu sentezin sürekliliği için belirli düzeyde yavaş fermente olabilir karbonhidrat kaynakların da mutlaka sağlanması gerektiği bilinmektedir.

Sindirim fizyolojisi farklı olsa da tek mideli olarak kabul edilen kanatlı hayvanlarda da benzer sistemin varlığı söylenebilir. Yemle alınan protein kaynakları ile sağlanan amino asitlerin vücut protein sentezinde etkin ve uzun süreli kullanılabilmesi için protein yanında hızlı ve yavaş sindirilen karbonhidrat kaynaklarının birlikte sağlanması daha etkin bir protein sentezi sağlayabilir. Düşük sindirim hızına sahip karbonhidrat kaynaklarına ağırlık verilmesi, sindirim sonucu açığa çıkan amino asitlerin enerji yetersizliği nedeniyle doğrudan protein sentezinde kullanımını kısıtlayabilecek, protein sentezinde kullanılmayan amino asitlerin enerji amaçlı yıkımına neden olabilecektir. Öte yandan, nişasta sindirilebilirliği yüksek tahıl kaynağı olan buğday, içerdiği nişasta yapısında olmayan polisakkaritler nedeniyle kanatlı hayvanlarda bazı sindirim sorunlarına neden olmaktadır. Bu olumsuzluğun önlenmesi amacıyla buğday içeren rasyonlara enzim katkısı pratik bir uygulamadır.

Bilindiği gibi yemlerin sindirilebilirlik düzeyleri, bağırsak ortamında hayvanın kullanımına sunulan besin maddelerinin miktarları hakkında bilgi vermekte; ancak emilim alanı ya da oranı hakkında kesin bir bilgi vermemektedir (Pos ve ark., 2004). Yem aracılığıyla hayvana sağlanan besin maddelerinin bağırsaklarda emilim düzeyi ve metabolik olarak kullanılabilirliği, genellikle performans ölçümleriyle belirlenmekte ve bir yem maddesinin biyolojik değerliliğinin ortaya koyulmasına yardımcı olmaktadır. Pek çok besin maddesi için geçerli olduğu gibi nişasta için de sindirilebilirlik oranı ve sindirim hızı, bu enerji

(13)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

kaynağının besleme değerini belirleyen iki önemli faktördür. Weurding ve ark.

(2003), rasyonda hızlı sindirilebilir nişasta kullanımına oranla yavaş sindirilebilir nişasta kullanımının etlik piliçlerin performansını artırdığını bildirmiştir. Bu bulgulara benzer olarak, Pos ve ark. (2004), etlik civcivler üzerinde yürüttükleri 2 çalışmada, karma yemde sindirilebilirlik hızları farklı nişasta kullanımının büyüme performansı üzerine etkisi ile nişasta sindirilebilirliği ve amino asit düzeyi arasındaki olası interaksiyonu araştırmışlar, sindirim hızı düşük rasyonla beslenen gruplarda performansın arttığı, yine amino asit takviyesi ile de performansın arttığı saptanmıştır.

Öte yandan, etlik civcivlerin karma yemlerde enerji kaynağı olarak gereksinim duyulan nişasta, sindirim hızına yani kaynağına ve miktarına göre büyüme dönemlerinde değişim içinde de olabilir. Özellikle kuluçka sonrası, ilk 72 saatte ve sindirim sisteminin henüz tam gelişmediği ilk bir haftalık dönemde sindirim hızı yüksek nişasta kaynaklarına ağırlık verilmesi ile hayvanın hayati fonksiyonları ve gelişimi için gereken glukoz kolayca temin edilebilir. Bu konuda çalışmalar yapan Longo ve ark. (2003, 2004), Ünsal ve Kutlu (2004), erken dönem besleme uygulaması olarak yemde sindirilebilirliği hızlı ve yüksek karbonhidrat kaynaklarına ağırlık verilmesi ile büyüme performansının arttığını, yine bu dönemde hızlı sindirilen nişastanın yavaş sindirilebilen nişastaya oranla metabolik enerji içeriğinin daha yüksek olduğunu saptamışlardır.

Görüldüğü gibi, yemde temel enerji kaynağı nişastanın sindirim hızı ile büyüme performansı arasında yakın bir ilişki vardır. Ülkemizde kanatlı yemlerinde enerji kaynağı olarak buğday ve mısır kullanılmakta; ancak bunların kullanımları toplam besin madde içerikleri yanında piyasa koşulları dikkate alınarak yapılmaktadır. Bu alandaki son bilgiler değerlendirildiğinde, etlik civciv karma yemlerinde mısır veya buğday kullanımında, nişasta içeriklerinin fiziksel özelliklerinin de belirleyici olması besi performansının artırılması açısından önem taşıyabilir. Çünkü mısır nişastası, granül yapısının büyüklüğü nedeniyle daha uzun sürede sindirilirken, buğday nişastası, küçük granül yapısı nedeniyle çok daha hızlı bir şekilde sindirilebilmektedir (Kutlu ve ark., 2004).

(14)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

Bilindiği gibi çiftlik hayvanlarının temel enerji kaynağı olan karbonhidratların yetersizliği durumunda, ortamdaki protein ve amino asitler enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır (Kutlu ve ark., 2004). İnce bağırsak düzeyinde nişasta sindiriminin hızı, bağırsak ortamına sağlanan enerjinin sürekliliğini ve yine bu ortamda enerji amaçlı amino asitlerin kullanımını etkileyebilecektir (Pos ve ark., 2004). Yine, nişastanın sindirim hızı, bağırsaklardan emilen glukoz miktarını, buna metabolik cevap olarak verilen insülin varlığını (Björck ve ark., 2000), enerji ve protein alım senkronizasyonunu da etkileyebilecektir.

Bu bilgiler dikkate alındığında, etlik piliç karma yemlerinde belli düzeyde nişasta varlığı yanında, bu nişastanın sindirim hızının da performans üzerine önemli düzeyde etkiye sahip olduğu, ayrıca nişasta sindirim hızı ile hayvanın protein gereksinmesi arasında da bir ilişkinin varlığı görülmektedir. Besin madde alımının senkronize edilmesi, karma yemlerde bulunması gereken yavaş ve hızlı sindirilebilen nişasta varlığı ile protein düzeyi arasındaki ilişkinin saptanması, mevcut performans değerlerinin daha yukarılara çekilmesi, daha dengeli ve efektif bir yemlemenin gerçekleştirilmesi, etlik piliçlerde rasyonel beslemenin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyacaktır.

Çiftlik hayvanlarında besin madde alımının senkronizasyonuna yönelik çalışmalarda, yemleme sistemi olarak tercihli yemleme tekniği, her geçen gün daha popüler hale gelmektedir. Farklı besin madde içeriğine sahip farklı yem kaynaklarının serbest seçenek olarak hayvanlara sunulması esasına dayanan tercihli yemleme (Forbes and Rogers, 1994), hayvan beslemeye sağlayabileceği avantajlar nedeniyle son yıllarda pek çok araştırmaya konu olmuş, kanatlı (Kutlu ve Forbes, 1993; Shariatmadari ve Forbes, 1993; Forbes ve Covasa, 1995; Karakozak, 2000) ve ruminant hayvanların (Kyriazakis ve Oldham, 1993; Cooper ve ark., 1994; Görgülü ve ark., 1996; Fedele ve ark., 2002; Görgülü ve ark., 2003; Yurtseven ve Görgülü, 2004) besin madde gereksinmelerinin ve bu gereksinmelerin karşılanmasında kullanılacak en uygun yem formülasyonlarının saptanmasında hızlı ve etkili bir yöntem olarak büyük önem kazanmıştır.

Yine bu çalışmalar yem seçimi tekniklerinin uygulanmasıyla yem hammaddelerinin besin değerinin belirlenmesinde kullanılan pahalı laboratuvar

(15)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

tekniklerinin uygulama dışı bırakabileceğini, aynı zamanda bu tip yemleme uygulamasıyla hayvanın genetik kapasitesinin maksimum şekilde değerlendirilebilmesine imkan sağlayabileceğini de göstermiştir. Yem seçimine dayalı besleme ile protein, vitamin ve iz elementler gibi pahalı kaynakların hayvanlara tek yemleme sistemiyle gereksinimin üzerinde verilmesi önlenebileceği gibi hayvan için daha cazip, faydalı ve ucuz bir yem kombinasyonu hazırlama imkanı da elde edilmektedir. Tercihli yemleme çalışmaları, değişen çevre ve hayvana ait fizyolojik koşullara göre besin madde gereksinmesindeki olası değişimlerin saptanmasında da etkili bir besleme yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Tek yem ile yapılan klasik yemlemede hayvan besin madde tüketimini ayarlama şansına sahip olmadığı için, besin madde gereksiniminde ortaya çıkan değişim cevaplanamamakta ve bu durum çoğu zaman performans kayıplarına veya maliyet artışlarına neden olmaktadır. Tüm bu avantajları ile tercihli yemleme, değişen çevre ve fizyolojik koşullara göre hayvanın besin madde gereksinmesinin karşılanmasına, rasyonel ve ekonomik besleme yapılmasına imkan tanımaktadır (Kutlu ve Forbes, 1993). Bugüne kadar bu alanda yürütülen çalışmalar; hayvan beslemede tercihli yemleme uygulamalarıyla çevre-besleme-fizyolojik durum interaksiyonlarından doğacak olumsuzlukların önüne geçilebileceğini de göstermiştir (Kutlu ve Forbes, 1993;

Cooper ve ark., 1994; Yurtseven ve Görgülü, 2004).

Kanatlılar değişen çevre ve fizyolojik koşullar altında gereksinim duydukları besin maddelerini, nitel ve nicel özelliklerini dikkate alarak, kendilerine yem maddeleri arasında serbest tercih sunulduğu takdirde karşılayabildikleri dikkate alınırsa, etlik piliç karma yemlerinde sindirim hızlarına göre kullanılması gereken nişasta miktarı ile protein düzeyinin tercihli yemleme ile saptanabilmesi mümkündür.

Ancak mevcut literatürde etlik civciv karma yemlerinde enerji kaynağı olarak kullanılan nişasta kaynaklarının sindirim hızlarındaki farklılıktan, besleme yönünden nasıl yararlanılabileceği konusunda bir çalışma olmadığı gibi, nişasta kaynakları arasındaki tercihin, sindirim sistemi konforu ve fizyolojisi açısından hayvanın kendisine bırakılması üzerine de henüz bir çalışma yürütülmemiştir. Mevcut çalışma ile etlik civcivlerin beslenmesinde karma yemde sindirim hızları farklı nişasta kaynakları olarak buğday ve mısır arasında varsa hayvanın tercihi belirlenmesi, bu

(16)

1. GİRİŞ Burcu BÖLÜKBAŞI

amaçla protein (mısır için veya buğday için) kaynağı ile tahıl (mısır veya buğday) kaynağının serbest seçenek olarak sunulduğu yem seçimi tekniğinden yaralanma olanakları ile seçmeli yemleme ve klasik tek yemle besleme yöntemlerinin mukayeseli olarak etlik piliçlerin performansı ve sindirim sistemi üzerine etkileri araştırılmıştır. Nişasta seçimi üzerine olumsuz etkiye sahip olabilecek olan buğdaydaki nişasta tabiatında olmayan polisakkaritleri (NSP) elimine etmek amacıyla da buğday, adı geçen polisakkaritler üzerine etkili Eksojen enzim desteği ile kullanılmıştır.

(17)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Konuya ilişkin mevcut literatürde kanatlı hayvanlarda nişasta kaynağına dayalı yem tercihi veya seçmeli yemleme üzerine bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu bölümde verilen literatür özetleri daha çok seçmeli yemlemeye dayalı besleme, farklı tahıl (buğday, mısır) ve protein kaynaklarına dayalı yemlemenin sindirim sistemi ve performansına etkilerinin araştırıldığı çalışmalardan oluşmaktadır.

Cumming (1987), düşük protein-yüksek enerji içerikli buğday ile protein konsantresi arasında seçmeli yemlenen etlik piliçlerden tek bir standart yemle elde edilen düzeyde verim almış ve tüm tane ve protein konsantresi arasındaki seçmeli yemlemenin hayvan refahı açısından daha az stresli bir besleme yöntemi olduğunu bildirmiştir.

Rogel ve ark. (1987), yapmış oldukları çalışmada, 8 haftalık etlik piliçleri kg’a 820 gr buğday içeren rasyonla beslemişler ve buğdayın AME (Apparent Metabolizable energy) içeriğiyle nişasta sindirilebilirliği arasında yüksek bir bağ olduğunu gözlemlemişlerdir. Düşük-AME içeren buğdaylardan izole edilmiş nişastanın, kanatlı pankreatik amilazı tarafından in vitro olarak yüksek-AME içeren buğday nişastası kadar hızlı bir şekilde hidrolize edildiğini bildirilmişlerdir. İzole edilmiş nişasta içeren yarı arıtılmış rasyonların tamamen sindirildiği görülmüştür.

Araştırıcılar, 3 haftalık etlik piliçlerin peletlenmemiş buğday içeren rasyonla beslendiğinde, nişasta sindirilebilirliğinin düşük ve yüksek düzeyde değişkenlik gösterdiğini ancak yaşın artışı ile birlikte iyileşme gösterdiğini saptamışlardır.

Robinson ve Kennelly (1989), nişasta kaynağının bir kısmının rumende bir kısmının incebağırsakta sindirilmesinin nişastadan faydalanmayı ve dolayısı ile enerji kullanımını iyileştirerek, süt verimini geliştirebileceğini iddia etmişlerdir.

Bunun ise nişastası daha yavaş yıkım hızına sahip yem kaynaklarının rasyonda kullanımı ile mümkün olabileceğini belirmişlerdir.

Trudeau ve ark. (1989), buzağıların rasyonlardaki çeşitli tahıl tanelerine karşı nasıl bir tercih geliştirdiklerini araştırmak amacıyla yürüttükleri yem seçim çalışmasında, ilk denemede arpa, mısır, buğday ve yulaftan oluşan yem maddeleri ayrı bölmelerde hayvanlara sunulmuş, ikinci denemede ise bu tahıl kaynaklarının baz

(18)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

alındığı buzağı başlatma rasyonları oluşturulmuş ve bu rasyonlar arasında seçim yaptırılmıştır. İlk denemede buzağıların, yalnız verilen tahıl kaynakları arasında;

arpa>buğday>mısır>yulaf seklinde bir tercih yaptıkları gözlenirken, diğer denemede ise arpa>yulaf veya mısır>yulaf seklinde bir tercih sergilendiği bildirilmiştir.

Araştırıcılar, sütten kesim çağındaki buzağıların bu seçimlerinde büyümek için ihtiyaç duydukları besin maddelerini optimize etmek amacıyla yem tükettiklerini ve arpanın büyümekte olan buzağılarda diğer tahıl kaynaklarına tercih edildiğini ve başlatma rasyonlarında baz alınarak kullanılmasının faydalı olabileceğini saptamışlardır.

Best (1993), etlik piliçlerde yapılan seçmeli yemleme çalışmasında, protein konsantresi ile birlikte toplam 100 birim oluşturacak şekilde başlangıçta 2 birim tane buğday, 14 günlük yaşta 20 birim tane buğday, 23-28 günlük yaşta 32 birim, 29 günlük yaştan kesilinceye kadar 35 birim tüm tane buğday karışımıyla yemlemenin karkas kalitesini ve canlı ağırlık kazancını değiştirmediğini bildirmiştir.

Barrie-Guillot ve ark. (1997), tüm mısırın tüm buğdaya oranla daha yüksek enerji içerdiğini; ancak tüm mısırın toz veya pelet formundaki mısıra oranla %3 düzeyinde daha az enerji sağladığını bildirmişlerdir.

Şenköylü ve ark. (1997), yumurta tavukları üzerinde tüm buğday ile protein konsantresinin (%30.3 Hpr, 12.5 MJ ME/kg) %62+%38 oranlarında karıştırılması ile oluşturulan karmalarla beslemenin, aynı orandaki öğütülmüş buğday + protein konsantreli karmaya göre hayvanların yumurta verimleri üzerine hiçbir olumsuz etkiye sahip olmadığını saptamışlardır.

Huntingon (1997), ruminatlar üzerinde yapmış olduğu çalışmasında, nişastanın önemli bir kısmının ruminal fermantasyona maruz kaldığını, ruminal fermantasyondan kaçan nişastanın ise incebağırsağa gelerek enzimler yardımıyla glukoza dönüştürülerek emildiğini vurgulamıştır. Araştırıcı, nişastanın ruminatlarda ana glükoneojenik madde olan propiyonik asitin üretilmesini sağladığını ve laktasyondaki ruminatlarda glukozun sentezi için gerekli olan karbon kaynağının

%67’sinin bu asitten karşıladığını bildirmiştir.

Kyriazakis ve Oldham (1997), besin madde senkronizasyonunun koyunlarda yem seçimi üzerine etkilerini ortaya koymak için farklı senkronizasyon tiplerinde

(19)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

oluşturdukları rasyonlarla çalışmışlardır. Rasyonlar hızlı ve yavaş yıkım oranına sahip fermente edilebilir enerji kaynakları ile hızlı ve yavaş yıkım oranına sahip protein kaynaklarından oluşturulmuştur. Her bir rasyon aynı düzeyde ME ve metabolik protein oranına sahip olacak şekilde hazırlanmıştır. Hayvanlara bu rasyonlar arasında seçim hakkı verildiği zaman, düşük rumende yıkılabilir protein alan grupların daha düşük miktarda hızlı fermente edilebilir enerji kaynağı tükettikleri tespit edilmiştir. Bu araştırıcılara göre, ruminatların metabolik dengesizlikleri düzenlemek için yem seçmekte oldukları vurgulanmıştır.

Choct ve ark. (1999), düşük metabolizabl enerjili buğday rasyonlarıyla beslenen etlik piliçlerde kör bağırsak ve ileum da uçucu yağ asit üretimi ve ince bağırsak boyunca nişasta sindirilebilirliği ve sindirim vizikositisinde xylanase’nin etkisinin araştırıldığı çalışmada, araştırıcılar xylanase’nin, duodenum, jejenum ve ileum da sindirim vizikositesini azaltırken, ileum ve jejenum da nişasta sindirilebilirliği ve buğdayın AME’sini arttırdığını gözlemlemişlerdir. Enzim ilavesi ileum da fermantasyonu azaltırken kör bağırsakta arttırmıştır. Çözülebilen nişastasız polisakkaritlerin antibesinsel etkisinin bağırsak boyunca sindirim vizikositesi artışı ile yakından ilgili olduğunu, kanatlı rasyonlarında uygun enzim kullanımının yüksek çözülebilirliğe sahip nişastasız polisakkaritler’in tahıllarla muamele edilmesi ile etkili olduğunu saptamışlardır.

Langhout ve ark. (1999), etlik piliçler üzerinde yaptıkları çalışmada, suda çözülebilen pektin içeren rasyonla (Low-methylated Citrus Pectin (LMC), High- methylated Citrus Pectin (HMC), mısır ve soya unu) beslenen etlik piliçlerin ileal mikrobial aktivitesini ve incebağırsak duvarının morfolojisini değiştirdiğini ve bu değişmelerin büyüklüğü pektinlerin metilasyon derecesine bağlı olduğunu bildirmişlerdir.

Philippeau ve ark. (1999), nişasta yıkım düzeyi farklı tahıl türlerinin (buğday, mısır) ve mısır genotiplerinin (dent, flint) sindirim düzeyi ve sindirim bölgesi üzerine bir çalışma yapmışlardır. Farklı tahıllardan hazırlanan rasyonların nişasta içeriği aynı düzeyde tutulmuştur. Rumende nişasta sindirimi gruplar arasında farklılık göstermiştir. Buğday bazlı rasyonları alan hayvanlarda toplam nişasta sindirimi daha fazla gerçekleşmiştir. Mısır genotipleri arsında önemli bir fark

(20)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

bulunmamıştır. Deneme sonuncunda nişastanın sindirim sistemindeki sindirilme bölgesi ve hızının farklı tür ve genotipteki tahıllarda farklı oranlarda oluştuğu tespit edilmiştir. Bu nedenle araştırıcılar, yavaş yıkılan ve kabaca öğütülen mısır nişastasının rumende yıkımının azaltılarak bağırsakta sindiriminin arttırabileceğini vurgulamışlardır.

Sulistiyanto ve ark. (1999), kuluçkadan çıkıştan itibaren 1, 3 ve 10 günlük yaştaki etlik piliçlerde yem hammaddelerindeki enerjinin TME (gerçek metabolik enerji), TMEn (gerçek metabolik enerjinin düzeltilmiş azotu) ‘nin metabolize olabilirliğini belirlemişlerdir. Dekstrin ve nişastanın TME, TMEn ve metabolize olabilirliği 1. günde düşük iken yaşın artışıyla birlikte (10 günlük yaş) artmaktadır.

Tahıl kaynaklarının TMEn ve metabolize edilebilirliğinin 1. gündeki değeri 3 ve 10 günlerdeki değerden daha düşük bulunmuştur. Sonuç olarak, karbonhidrat ve protein kaynaklarının enerji kullanımının kuluçkadan çıkıştan itibaren 10. güne kadar olan dönemde yaşa bağlı olarak arttığı saptanmıştır.

Schmidely ve ark. (1999), laktasyondaki keçilerde rasyondaki karbonhidrat kaynağının süt verimi, süt kompozisyonu, N dengesi ve plazma bileşenlerine etkisini incelemek üzere bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Çalışmada deneme grupları enerji ve protein dengesi bakımından senkronize olan ve olmayan kesif yemlerin %40 oranında kullanıldığı gruplar halinde düzenlenmişlerdir. Bu amaçla iki farklı rasyon oluşturulmuştur. İlk grupta hızlı yıkılabilen nişasta kaynağı ile (arpa, buğday) hızlı yıkılan N kaynağı (bakla ve yem bezelyesi) diğer grupta sindirilebilirliği yüksek selülöz kaynağı ile (şeker pancarı posası) yıkılabilirliği az protein kaynağı (mısır gluten unu) kullanılmıştır. Deneme sonu itibariyle ilk grupta (arpa, buğday) süt verimi daha yüksek, fakat süt yağı düşük bulunmuş ve bu değişikliğin, karbonhidrat kaynaklarının ruminal fermantasyonu etkilemesinden kaynaklandığı bildirilmiştir.

Deneme sonunda enerji ve protein yıkılabilirliği hızlı olan yem materyallerinin kullanıldığı gruplarda idrar ve kan da üre N’u , metabolize edilebilir N daha yüksek bulunmuştur. Sütte N miktarı muamelelerden etkilenmemiştir. Hızlı yıkılabilir enerji ve protein kaynaklarının plazmada üre konsantrasyonunu artırmasının, rumende azot kullanımının verimsiz olması ile ilgili olduğu sonucuna varılmıştır.

(21)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

Ouhida ve ark. (2000), mısır-arpa-buğday rasyonuna dayalı beslemede etlik piliçlerin besin sindirimi ve performansı üzerine Sepiolite (Exal) 20 g/kg veya enzim preparatlarının (glucanase ve arabinoxylanze) etkisinin incelendiği iki çalışmadan birincisinde, enzimlerin günlük canlı ağırlık kazancını (% 14) ve yemden yararlanma oranını (% 8) geliştirdiğini; ayrıca Sepiolite enzim eklenmemiş rasyonda canlı ağırlık kazancını (% 6) artırırken, enzim eklenmiş rasyonlarda azaltma eğilimi gösterdiğini bildirmişlerdir. Performanstaki değişiklikler rasyondaki sindirilebilirliği ve nitrojen balansı değişikliğiyle birleştirilmiştir. İkinci deneme de ise enzim ilavesi, bağırsak içerisinde sindirimin süresini ve ileum ve jejenum içindeki akışkanlığı azaltmıştır. Sepiolite’nin dahil edilmesi bağırsak içerisinde sindirimin süresini değiştirdiği ve jejenum sindiriminin akışkanlığını önemli derecede azalttığı gözlenmiştir. Enzim eklenmesiyle bekleme süresi artmıştır. Enzimler ve sepiolite farklı mekanizmalar olmasına rağmen organik madde sindirilebilirliğinin geliştirilmesiyle, jejenum viskozitesini azaltılması ile rasyonda çözülebilir nişastasız polisakkaritlerin negatif etkisini önlediği saptanmıştır.

Oldham ve ark. ( 2001), rumende yıkılabilirlikleri farklı olan karbonhidrat ve protein kaynaklarının hayvanların yem tercihlerini etkileyebileceğini, bunda rumendeki mikroorganizmalar için besin madde senkronizasyonunun önemli bir rol oynadığını savunmuşlardır.

Preston ve ark. (2001), ad libitum olarak yemlenen etlik piliçlerin (7-35 günlük), rasyonlarının don yağı, donyağı / soya karışımı (2:1), buğday ( 700, 350, 0 g/kg) ve enzim ilavesi içerdiği, etlik piliçlerin performansı, yağ sindirilebilirliği, ileal içeriklerinin viskozitesi ve rasyon metabolik enerji içeriği üzerine (AME) etkisinin ölçümlendiği çalışmada, yağ kaynaklarının etlik piliçlerin performansı üzerine etkisi olmadığı; ancak yağ sindirilebilirliği üzerine önemli etkisi olduğu ve sindirebilirliğin en yüksek soya da en düşük ise don yağında bulunduğunu bildirmişlerdir. Araştırıcılar rasyondaki AME içeriğinin de yağ kaynaklarının sindirilebilirliğindeki farklılıklarından etkilendiğini gözlemlemişlerdir. Rasyonda 700 g/kg buğday kullanımının kuru madde alımını, canlı ağırlık kazancını, yemden yararlanma oranını azalttığını, ileal içeriğinin viskozitesinin buğday içeriğinin artmasıyla yükseldiğini saptamışlardır. Kullanılan enzimin kuru madde, canlı ağırlık

(22)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

kazancı üzerine bir etkisi olmadığını, yemden yaralanma oranını %2 oranında geliştirebileceğini bildirmişlerdir. Rasyon AME içeriğinin, 700 g/kg buğday +don yağ enzim ilavesiyle arttığını, İleal içerik viskozitesinin azaldığını ve yağ sindirilebilirliğinin de enzim ilavesiyle arttığını bildirmişlerdir.

Weurding ve ark. (2001), nişasta sindirilebilirliği üzerine yaptıkları bir çalışmada 12 farklı yem hammaddesinde kesim tekniğini kullanılarak, nişastanın sindirim oranı, alanı ve derecesini belirlemek için nişasta kalıntılarında, dışkı ve incebağırsağın üç segmentinde ölçümleme yapmışlar, nişasta sindirilebilirliğinin

%33’den (patates nişastası) %99’a (tapyoka) kadar farklılık gösterdiğini, nişasta sindirim oranındaki bu farklılığın temelinin nişastanın granül yapısına bağlı olarak hızlı veya yavaş sindirilebilir olmasına göre değiştiğini bildirmişlerdir.

Hetland ve ark. (2002), tüm buğday, arpa ve yulafla beslenen etlik piliçlerin, taşlık içeriğinin pH değeri ve taşlık ağırlığı üzerine etkisiz olduğunu, nişasta sindirilebilirliği üzerine ise öğütülmüş buğday ya da arpanın yerine tüm buğday ya da arpanın kullanılması artırdığını bildirmişlerdir. Araştırmada yem tüketimi ve ağırlık artışı öğütülmüş tahıl yerine tüm tahıl kullanıldığı zaman önemli miktarda azalma gösterirken, yemden yaralanma oranı üzerine herhangi bir etki göstermediğini saptamışlardır. Araştırıcılar ölçülen miktarlarda kullanılan tüm tahıl kaynaklarının (arpa, buğday, yulaf) duodenum partikül büyüklüğünü azalttığını bildirmişlerdir.

Lazaro ve ark. (2003), yumurtacı tavukların yumurta üretimi ve besin sindirilebilirliği üzerine yaptıkları çalışmada, yumurtacı tavukları (fungal β- glukanaz/xylanaz enziminin 4 farklı dozu, 3 farklı SFC (Soluble Fibre Cereals;

buğday, arpa, çavdar) içeren 12 ayrı rasyonla beslemişler, rasyonda mısır yerine SFC kullanımının yumurta üretimi ve yemden yararlanmayı etkilemediğini; ancak SFC rasyonuyla beslenen yumurtacı tavuklarda mısıra dayalı rasyonla beslenen yumurtacı tavuklara nazaran daha yüksek oranda kirli yumurta gözlendiğini bildirmişlerdir. Çalışmada yumurtacı tavukları enzim katkılı rasyonla beslemenin, enzim katkısı yapılmamış rasyonla beslemeye göre daha fazla yumurta üretimi, daha iyi yemden yararlanma sağladığı, enzim ilavesinin kirli yumurta oranını ve bağırsak

(23)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

vizkositesini azalttığını, bu azalmanın buğday ve çavdar rasyonlarına oranla arpaya dayalı rasyonlarda daha belirgin olduğunu saptamışlardır.

Gabriel ve ark. (2003), 7. günden 29 gün yaşa kadar etlik piliçlere peletlenmiş karma yem ile seçmeli olarak sunulan tüm buğday+ protein konsantresi verilmiş, araştırıcılar peletlenmiş karma yem ile beslenen etlik piliçlerin proventrikulus dokudaki pepsin aktivitesi tüm buğdayla beslenen etlik piliçlerde göre düşük bulunurken, taşlık ağırlığı (düşük pH içeriğine sahip) ise tüm buğday rasyonu ile beslenenlerde daha yüksek bulunmuştur. Araştırmada bağırsak içerisinde DNA konsantrasyonunda, protein/DNA, RNA/DNA, RNA/protein oranlarında yada alkalin fosfataz aktivitesinde her bir doku ağırlığında fark bulunmamıştır. Duodenum ağırlığı (yüksek pH içeriğine sahip) tüm buğdayla beslenen etlik piliçlerde düşük olarak saptanmıştır. Aynı zamanda duodenum içindeki alkali fosforik asit ve lösin aminopeptidazın aktivitesi ve ileum içindeki maltoz tüm buğdayla beslenen etlik piliçlerde düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda tüm tahılla besleme sindirim sisteminin proventrikulus kısmının fiziksel ve kimyasal fonksiyonunu yükseltirken, bağırsağın sindirim kapasitesini düşürmüştür. Taşlıktaki fonksiyonel yoğunluk bakteriyel populasyonların kontrolünde pozitif bir rol oynarken, taşlıktaki düşük yoğunluktaki enzim aktivitesinin bağırsak hastalıklarına neden olan mukozal bozulma olaylarına yol açtığı bildirmiştir.

Hetland ve ark. (2004) kanatlı beslenmesinde nişasta tabiatında olmayan polisakkaritlerin (NSP) ve ligninin kullanım olanaklarını inceledikleri çalışmada;

rasyonda orta düzeyde NSP bulunduğu durumlarda, besinlerin sindirim sisteminden geçiş oranının daha hızlı ve nişastanın sindirilebilirliğinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Bağırsakta besinlerin sindirimini ve içeriğin sindirim sisteminden geçiş oranını düzenlemekten sorumlu taşlığın, sindirim içeriğini biriktirme yeteneği NSP’nin etkisiyle durdurulmaktadır. Ayrıca rasyon yüksek düzeyde NSP içerdiğinde yumurtacı tavuklarda kanibalizm azalmakta; ancak fazla öğütülmüş besinler taşlık üzerindeki uyarıcı etkiyi azalttığı için, NSP’lerin bu etkileri partikül büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir.

Pos ve ark. (2004), yavaş sindirilebilen nişastanın etlik piliçlerin performansına etkisi ile nişasta sindirim oranı ve amino asit seviyesi arasındaki

(24)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Burcu BÖLÜKBAŞI

interaksiyonu üzerine iki deneme yapmışlardır. İlk deneme sonunda, nişastanın sindirilebilirliğini hızlandırmak amacıyla uygulanan ısıl işlemin (peletleme, ekspansiyon) yemden yararlanmayı kötüleştirdiği, rasyona amino asit ilavesinin ise yemden yaralanmayı iyileştirdiğini saptamışlardır. İkinci denemede etlik civcivler lizinin beş farklı seviyesi ile formüle edilmiş yavaş sindirilebilir nişasta kaynağı (bezelye ve mısıra dayalı) ve hızlı sindirilebilir nişasta kaynağı (tapyoka ve mısıra dayalı) içeren iki farklı rasyonla beslenmiş, yüksek miktarda yavaş sindirilebilen nişasta kaynağı içeren rasyonun, hızlı sindirilebilir nişasta kaynağı içeren rasyona göre yemden yaralanma oranı daha iyi bulunmuştur. Ekstra amino asit eklenmesi hızlı sindirilebilir nişasta içeren rasyonla beslenen etlik civcivlerde yemden yararlanma oranını iyileştirmiş, her iki denemenin sonuncunda yavaş sindirilebilen nişastanın, hızlı sindirilebilir nişastaya göre etlik civcivlerin performansı üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu ve sindirilebilir amino asit içeriği ile nişasta sindirilebilirlik oranı arasında önemli bir interaksiyon olduğunu bildirmişlerdir.

(25)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3. MATERYAL VE METOD

3.1. Materyal

3.1.1. Hayvan Materyali

Araştırmada hayvan materyali olarak Ross PM3 erkek civcivler kullanılmıştır. Civcivler, Akyem Yem Sanayi Tarım ve Ticaret A.Ş.’den kuluçka çıkışını takiben aynı gün alınmış, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümündeki tam kontrollü Etlik Civciv Deneme Odasına getirilmiş ve 6 hafta süre ile deneme yemleriyle beslenmişlerdir. Civcivler deneme ünitesine getirilmesini takiben aynı gün tartılarak benzer canlı ağırlık ortalamasına sahip (38.1 g) ve her biri 16 hayvandan oluşan beş yemleme grubuna ayrılmış, deneme planına uygun olarak grup ve kafes numaraları yazılan bireysel kafeslere tesadüfe bağlı yerleştirilmişlerdir.

3.1.2. Yem Materyali

Civcivler 1-10. günler arasında standart etlik civciv başlatma yemi ile beslenmişler, 11. günden itibaren deneme yemleri ile beslemeye alınmışlardır.

Deneme yemlerinin hazırlanmasında kullanılan yem hammaddeleri (buğday hariç) öğütülmüş formda Tavaş Yem Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den sağlanmıştır. Buğday, Ç.Ü.

Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği’nden öğütülmüş olarak temin edilmiştir.

Denemede, buğday içeren kontrol (KB)yemi ile tek yemleme (grup1), mısır içeren kontrol (KM) yemi ile tek yemleme (grup 2), buğday (B) ve buğday için protein konsantresi (BK) arasında seçmeli yemleme (grup 3), mısır (M) ve mısır için protein konsantresi (MK) arasında seçmeli yemleme (grup 4), buğday-buğday için protein konsantresi, mısır ve mısır için protein konsantresi arasında seçmeli yemleme (grup 5) olmak üzere beş muamele grubu oluşturulmuştur. (Çizelge 1).

(26)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

Çizelge 1. Denemeye ait muamele grupları

Grup Muameleler (Yemleme)

1 Buğdaya dayalı standart yem (tek yemleme) KB

2 Mısıra dayalı standart yem (tek yemleme) KM

3 Buğday-Buğday için protein konsantresi arasında seçmeli yemleme B/BK 4 Mısır- Mısır için protein konsantresi arasında seçmeli yemleme M/MK 5 Buğday-Buğday için protein konsantresi, Mısır ve Mısır içeren protein

konsantresi arasında seçmeli yemleme

B/BK|M/K

Tek yem ile klasik yemleme programının uygulandığı buğday ve mısır kontrol grupları, 1-10. günler arasında standart başlatma yemi %24 Hpr, ME: 3202 kcal/kg, denemenin 11. gününden itibaren deneme sonuna kadar buğday kontrol grubunun (grup 1) yemlenmesinde 50:50 oranında karışım olarak hazırlanan öğütülmüş buğday: buğday için protein konsantresi (ME: 3365 kcal/kg, Hpr: %38.1 karışımı, mısır kontrol grubu (grup 2) yemlenmesinde 50:50 oranında karışım olarak hazırlanan öğütülmüş mısır: mısır için protein konsantresi (ME: 3172 kcal/kg, Hpr

%39.9) karışımı ile beslenmişlerdir. Seçmeli yemleme uygulanan 3. ve 4. gruplarda, deneme süresince tahıl kaynağı (buğday veya mısır) ile tahıl için hazırlanan protein konsantresi iki ayrı yemlikte serbest seçenek olarak sunulmuştur. 5. grupta ise tahıl kaynağın her ikisi ile bu tahıl kaynakları için hazırlanan protein konsantreleri her bir hayvan için dört ayrı yemlikte serbest seçenek olarak sunulmuştur.

Buğdayın nişasta tabiatında olmayan polisakkarit içeriğinden kaynaklanabilecek olumsuz etkileri elimine etmek amacıyla, buğdayın kullanıldığı 1, 3 ve 5. deneme gruplarında buğdaya 750 mg/kg düzeyinde ticari enzim preparatı ilavesi yapılmıştır. “Wheatzym” adı ile ticari olarak satılan bu preparat endo-1,4- beta-xylanase 17.000B*U/g, endo-1,3 (4)-beta-glucanase 11000BU/g, aktivitelerine sahip olup Ekol gıda Tarım Hayvancılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş.

(İstanbul)’den sağlanmıştır.

(27)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

Çizelge 2. Denemede Kullanılan Yemlerin Hammadde Bileşimleri ve Besin Madde İçerikleri.

Verildiği Dönem (Yaş) 1-10 gün 11-42. gün

Buğday ve Buğday İçin Protein Konsantresine dayalı

Seçmeli Grup

Mısır ve Mısır İçin Protein Konsantresine

dayalı Seçmeli Grup Hammaddeler

(kg/ ton)

Başlatma Yemi

%50 Buğday+

%50 Buğ.Konst.

(BK)

%100 Buğ.Konst.

%50 Mısır+

%50 Mıs.Konst.

(MK)

%100 Mıs.Konst.

Buğday - 500 - - -

Mısır 494.0 - - 500 -

Soya Küspesi (%46 Hpr) 125.8 133.8 267.7 - -

Soya Küspesi (%48 Hpr) - - - 79.54 159.08

Tam Yağlı Soya 200.0 - - 164.4 328.9

Bitkisel (Pamuk) Yağ 3.39 65.6 131.3 29.1 58.3

Bonkalite 88.8 177.6 27.7 55.5

Mısır Guluten Unu 65.5 64.2 128.4 57.9 115.9

Balık Unu (%66 Hpr) 17.6 60.0 120.0 50.0 100.0

Tavuk Unu 45.0 45.0 90.0 45.0 90.0

Et-Kemik Unu (%32 Hpr) 23.9 30.3 60.6 35.5 71.08

DCP 5.12 - - - -

Mermer Tozu 2.16 - - - -

Lizin HCL 3.32 3.2 6.49 2.4 4.8

Sıvı Metionin 2.10 1.09 2.18 1.42 2.84

Trionin - 0.3 0.60 - -

Vitamin karışımı 2.0 2.0 4.0 2.0 4.0

İz Mineral Karışımı 1.50 1.5 3.0 1.5 3.0

Organik Asit Karışımı 2.0 - - - -

Soda 1.07 1.59 3.19 1.63 3.26

Antikoksidiyal 3.5 2.0 4.0 1.0 2.0

Tuz 1.65 0.29 0.58 0.53 1.07

Enzim (Wheatzym) - 0.75 - - -

Toplam 1000 1000 1000 1000 1000

Besin Madde Analiz Sonuçları (%)

Kuru Madde 90.60 91.0 91.60 89.40 88.90

Ham Protein 24.80 24.40 38.10 23.70 39.90

Ham Selüloz 2.60 2.20 2.30 2.80 4.50

Ham Kül 5.40 4.70 8.60 5.20 8.60

Ham Yağ 8.20 8.60 17.50 8.01 12.40

Metionin* 0.63 0.55 0.90 0.50 0.90

Lizin* 1.54 1.43 2.50 1.43 2.63

Met+Sis.* 1.04 0.95 1.43 0.95 1.54

ME (kcal/kg)* 3202 3160 3365 3160 3172

*: Hesaplanmış Değerler

(28)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3.1.3. Deneme Odası

Deneme odası, 495 cm genişliğinde 510 cm uzunluğunda ve 300 cm yüksekliğindedir. Bu alana her biri 3 katlı ve her katında 3 adet, herbiri 38x40x38 cm ebatlarında, toplam 9 bireysel kafes bulunan alüminyumdan mamül 9 adet kafes bloğuna sahiptir (Resim 1).

Deneme odası iç sıcaklığı termostat kontrollü üç adet radyatör ile sağlanmıştır.

Ayrıca deneme süresince deneme odası sıcaklığı termometre ile sürekli kontrol edilmiştir. Deneme odasının sıcaklığı ilk hafta 33-30°C. ikinci hafta 30-27°C, üçüncü hafta 27-26°C, dördüncü hafta 26-24°C, beşinci ve altıncı hafta 25°C’de sabit tutulacak şekilde ayarlanmıştır.

Göreceli nem ise, deneme süresince %60-65 düzeyinde tutulmaya çalışılmıştır. Deneme boyunca 24 saat sürekli ışıklandırma programı uygulanmış ve havalandırma, deneme odası duvarından dış ortama açılan bir çift aspiratörle sağlanmıştır.

Resim 1. Denemenin Yürütüldüğü 1. Nolu Etlik Civciv Deneme Odasından Genel Görünüş

(29)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3.1.4. Yemlikler ve Suluklar

Deneme süresince bireysel kafes gözü içerisine yerleştirilen alüminyumdan yapılmış farklı çap ve yüksekliğe sahip silindirik yemlik ve suluklar kullanılmıştır.

Civcivlerin yaş dönemlerine göre değiştirilen bu yemlik ve suluklardan küçük boy (7 cm yüksekliğinde 7 cm çapında) olanları 0-3 haftalarda, orta boy (10 cm yüksekliğinde 7 cm çapında) olanları 3-6 haftalarda kullanılmıştır (Resim2).

Resim 2. Denemede Kullanılan Yemlik ve suluklar

(30)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3.2. Metod

3.2.1. Grupların Oluşturulması

İlk aşama için grupların oluşturulması: Deneme odasında bulunan 9 blok kafesin her biri bir köşeden başlanarak her bir bloğun yukarıdan aşağıya 3 katında yer alan 3 bireysel kafes gözüne bir deneme grubunun 3 hayvanı gelecek şekilde numaralandırılmış ve ilgili bireysel kafes gözüne belirlenen numara yapıştırılmıştır.

Bireysel kafeslerdeki grup harfi ve tekerrür numaralarının aynıları ayrı kartlara yazılarak yemliklerin üzerine de yapıştırılmış, ilgili kafesin ilgili yemlikleri belirlenmiştir. Daha sonra grup harfine göre ayrılan yemliklere kendi grup yeminden konularak yemlik üzerindeki kartta yazılı olan kafes numarasına göre ilgili bireysel kafeslere yerleştirilmiştir. Civcivler gelmeden önce suluklara su doldurularak bireysel kafeslere konulmuş ve oda sıcaklığı 33°C’ye ayarlanmıştır. Deneme odasının hazırlanmasından sonra eşey ayrımı yapılmış olarak alınan 80 adet erkek etlik civciv, deneme odasına getirilmiş ve ± 0.1 g duyarlılıktaki terazide tartılarak her bir hayvana bir numara verilmiş ve bu numara civcivin ayağına takıldıktan sonra ayak numarası ve canlı ağırlığı kaydedilmiştir. Daha sonra civcivlerin ayak numaralan ve canlı ağılıkları bilgisayara girilerek her biri 16 hayvandan oluşan benzer canlı ağırlık (38.1 g) ortalamasına sahip 5 grup oluşturulmuş, bu 5 grubun hangi yemleme grupları alacağı tesadüfen belirlenmiştir. Ayak numarası yardımıyla hayvanların hangi gruba yerleştirileceği belirlenmiş ve buna göre hayvanlar ait oldukları gruplara ait kafeslere de tamamen tesadüfi olarak yerleştirilmişlerdir.

3.2.2. Deneme Planı

Araştırmada sindirim hızları farklı nişasta içeren farklı tahıl kaynakları ve yemleme tekniklerinin yem tüketimi, canlı ağırlık kazancı, yemden yararlanma oranı, karkas ağırlığı, karın yağı ağırlığı, sindirim sistemi (yemek borusu+kursak+bezel mide+taşlık+ince bağırsak+kör bağırsak+kalın bağırsak) ağırlığı ve uzunluğu

(31)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

araştırılmıştır. Deneme, tesadüf parselleri deneme planına göre 5 grupta ve her grupta 16 civciv olmak üzere 80 civciv ile yürütülmüştür.

Denemenin planına ait matematik model aşağıda verilmiştir.

yij= µ + ai + eij

µ= populasyonun ortalaması aij= yemleme tekniğinin etkisi eij= hata

3.2.3. Seçmeli Yemleme için Alıştırma Dönemi

Civcivler 1-10. günler arasında standart etlik civciv başlatma yemi ile beslenmişler, Yem seçimine tabi tutulacak gruplara yemin fizyolojik etkisi ve fiziksel özelliği arasında ilişki kurabilmelerine yardımcı olmak amacıyla 11-14. günler arasında alıştırma yemlemesi uygulanmıştır. Bu dönemde seçmeli yemleme uygulanan muamele gruplarına her sabah saat 08.00’den itibaren ayrı yemliklerde 12 saat süreyle tahıl kaynağı (buğday veya mısır) sunulmuş, süre sonunda tahıl kaynağı alınarak yerine yine 12 saat süreyle protein kaynağı (buğday veya mısır için hazırlanmış protein konsantresi) sunulmuştur. Bu işlem 4 gün tekrarlanmış, tahıl kaynağı ve protein kaynağı 3. ve 4. gruplarda ayrı ayrı 4 kez, 5. grupta ise ayrı ayrı 2 kez sunulmuş, yem tüketimleri her bir yem için belirlenen süre sonunda ayrı ayrı kaydedilmiş, 4 günlük yem tüketimlerinin hesaplanması amacıyla da günlük bulunan değerler toplanmıştır.

3.2.4. Deneme Yemlerinin Besin Madde Analizi

Denemede kullanılan rasyonların kuru madde, ham kül, ham yağ ve ham selüloz analizleri Weende analiz sistemine göre yapılmıştır. Deneme yemlerinin Metabolik enerji (ME, kcal/kg) içerikleri Avrupa Topluluğu, Larbier and Leclercq, 1994 tarafından tanımlanan aşağıda yazılı eşitlik yardımıyla hesaplanmıştır.

ME (Kcal/kg)= (35.2 % Hpr)+( 78.5 % Hyağ)+ (41% Nişasta)+(35.5 % Şeker)

(32)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3.2.5. Canlı Ağırlık Kazancının Belirlenmesi

Deneme başlangıcında civcivler tartılmış ve bütün gruplardaki ortalamalar birbirine yakın olacak şekilde gruplandırılmış ve bireysel kafeslere yerleştirilmiştir. Denemenin başladığı gün esas alınarak her hafta aynı günde civcivler bireysel olarak tartılarak canlı ağırlıkları belirlenmiştir. Canlı ağırlık kazancı o hayvanın tartım haftasındaki canlı ağırlığından deneme başı canlı ağırlığı çıkarılarak hesaplanmıştır.

3.2.6. Yem, Protein ve Enerji Tüketimlerinin Belirlenmesi

Araştırmanın her aşamasında bireysel yem tüketimi günlük olarak belirlenmiştir. Araştırmaların başından itibaren sonuna kadar daraları farklı olan numaralı yemlikler aynı ağırlıkta olacak şekilde (dara+yem) yemle doldurulmuş ve her günün başında ait oldukları kafeslere yerleştirilmiştir. Her günün sonunda aynı gruptan başlamak üzere yemlikler toplanmış, toplama işlemi gerçekleştirilirken altlıklara dökülen yemler de fırça yardımıyla toplanarak ait olduğu yemliklere konulmuştur. Yemlikler bu şekilde toplandıktan sonra tartılarak kaydedilmiştir.

Sonra o yemliğe önceden belirlenmiş olan dara+ yem ağırlığına göre grup yeminden konularak tekrar ait olduğu kafese takılmıştır. Bu şekilde tüm grupların yemi aynı anda almaları sağlanmıştır. Her yemliğin dara+ yem ağırlığından tartım sonucu bulunan değer çıkarılarak her bir hayvanın günlük yem tüketimleri bulunmuştur.

Günlük belirlenen değerler toplanarak haftalık yem tüketimi, haftalık yem tüketimlerinin toplanmasıyla da kümülatif yem tüketimleri belirlenmiştir.

Deneme suresince hayvanlara ait bireysel protein tüketimleri, deneme hayvanlarına ait bireysel yem tüketimlerinin o yeme ve/veya buğdaya/mısıra ve protein konsantresine ait ham protein içeriği (%) ile çarpılması sonucu elde edilmiştir. Deneme suresince hayvanlara ait bireysel enerji tüketimleri, deneme hayvanlarına ait bireysel yem tüketimlerinin o yeme ve/veya buğdaya/ mısıra ve

(33)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

protein konsantresine ait metabolik enerji içeriği (kcal/kg) ile çarpılması sonucu elde edilmiştir.

3.2.7. Yem, Protein ve Enerjiden Yaralanma Oranının Hesaplanması

Yemden yararlanma oranı tüketilen yem miktarının canlı ağırlık kazacına bölünmesiyle elde edilmiştir.

Yem tüketimi (g) Yemden Yararlanma oranı = ---

Canlı Ağılık Kazancı (g)

Proteinden yararlanma oranı tüketilen ham protein miktarının canlı ağırlık kazacına bölünmesiyle elde edilmiştir.

Protein tüketimi (g) Proteinden Yararlanma Oranı= ---

Canlı Ağırlık Kazancı (g)

Enerjiden yaralanma oranı tüketilen metabolik enerji miktarının canlı ağırlık kazacına bölünmesiyle elde edilmiştir

Enerji Tüketimi (kcal) Enerjiden Yararlanma Oranı= ---

Canlı Ağırlık Kazancı (g)

3.2.8. Piliçlerin Kesilmesi, Karın Yağlarının Alınması

Deneme sonunda (42.gün) yem tüketimi belirlendikten sonra hayvanlar tek tek tartılmış ve ayak numaralan takılarak Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği Kesimhanesine nakledilmiş ve kesilmiştir.

(34)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

3.2.9. Sindirim Sistemi Organlarının Uzunluklarının ve Ağırlıklarının Belirlenmesi

Sindirim sistemi bölümlerinin uzunluklarının ve ağırlıklarını belirlemek amacıyla her gruptan o grubu temsilen seçilen grup ortalamasına en yakın canlı ağırlığa sahip 5 hayvan kullanılmıştır. Piliçler kesildikten sonra sindirim sistemleri

(Şekil 1) zarar görmeden çıkarılmış, kursak, mide, taşlık ve bağırsak içerikleri içi tamamen boşaltıldıktan sonra bu bölümlerin toplam uzunlukları ve ayrı ayrı uzunlukları ölçülmüştür. Daha sonra bu bölümlerin ayrı ayrı ve toplam ağırlıkları belirlenmiştir.

3.2.10. İstatistiki Analizler

Araştırmanın her aşamasında elde edilen verilerin istatistiki analizleri SAS paket programı kullanılarak GLM modeline göre varyans analizine tabi tutulmuş (SAS, 1996), muamele gruplarına ait ortalamaların karşılaştırılmasında DUNCAN çoklu karşılaştırma testi kullanılmıştır.

(35)

3. MATERYAL VE METOD Burcu BÖLÜKBAŞI

Şekil 1. Kanatlı hayvanların Sindirim Sisteminin Yapısı ve İncelenen Bölümler (Larbier ve Leclercq, 1992)

Referanslar

Benzer Belgeler

Materyal ve yöntem bölümünde açıklandığı şekilde sistem içerisindeki boru lokasyonu ve sayısı kavite içerisindeki elektromanyetik alan dağılımını etkileyerek

aureus ile kontamine edilen sığır etlerinde, farklı konsantrasyondaki laktik asit ve buharla yapılan dekontaminasyon işlemi sonrası patojen mikroorganizmaların kontrol

Bu çalışmada Saccharomyces cerevisiae mayası çoğaltılan besi ortamında oksijen derişiminin, oksijen besleme profillerinin ve glikoz derişimi-oksijen derişimi

Pınarbaşı kaynağı, Konya ili, Seydişehir ilçesi Susuz köyü güneyinde Suğla Gölü düzlüğünün bittiği noktada yer almaktadır (Şekil 1.1).. Susuz

NiMH batarya sahip olduğu yapısal özelliği gereği (3 A/m 2 ) deşarj akımı ile deşarj karakteristiğini 10 birimlik (veya yüzdelik) bir aralığa enerji yoğun

Şekil 6.57 Hasta 8’in sağ ve sol eli için Fromentli ve Fromentsiz katılık ölçümlerinin son değerlerinin ilaç dozlarına göre karşılaştırmaları .....

Özellikle halkalı ve polimerik fosfazen türevleri, temel ve uygulamalı bilimlerde çok ilgi çekici inorganik bileşiklerdir (De Jaeger ve Gleria 1998). Bugüne kadar 5000’

Depolama süresince farklı düzeylerde SO 2 içeren kuru kayısılarda meydana gelen esmerleşme üzerine çalışmamızda incelenen faktörlerin etkisini belirlemek