HEDE FLER
•Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
•İletişim kavramını tanımlayabilecek,
•İletişimin önemini açıklayabilecek,
•İletişim türlerini sıralayabilecek,
•İletişimin özelliklerini ve fonksiyonlarını öğrenebilecek,
•İletişim sürecinin şematik yapısını çizebilecek,
•İletişim sürecinde yer alan kodlama, mesaj, kanal, kodaçma, gürültü ve geri bildirim ögelerini açıklayabilecek,
•Sağlıklı iletişimi engelleyen faktörleri öğrenebilecek,
•İletişimde kişisel sınırları ve önemini kavrayabilecek,
•İletişim ortamının önemini açıklayabilecek,
•İletişimde beş aşama kuralını sayabileceksiniz.
İÇİ NDEK İL ER
• İletişim Kavramı, Tanımı, Önemi ve İletişimin Ortak Noktaları
• Dil ve İletişim
• İletişim Türleri
• İletişimin Özellikleri ve Fonksiyonları
• İletişimin Sistematik Yapısı
• İletişim Süreci ve İletişim Ögeleri
• Sağlıklı İletişimi Engelleyen Temel Faktörler
• İletişimde Kişisel Sınırlar ve Önemi
• İletişimde Joharı Penceresi
• İletişim Ortamının Önemi ve Özellikleri
• İletişimde Beş Aşama Kuralı
SOSYAL PSİKOLOJİ Prof. Dr. Salih GÜNEY
ÜNİTE
12
İLETİŞİM
İle tiş im
İletişim türleri
Bireysel iletişim
Örgütsel iletişim
Toplumsal iletişim İletişimin
özellikleri
İletişimin fonksiyonları
İletişim süreci ve iletişimin öğeleri
Kaynak ve özellikleri Kodlama
Mesaj ve özellikleri Kanal
Alıcı ve özellikleri Kodaçma Geri besleme İletişimi
engelleyen
faktörler
GİRİŞ
Sosyal yaşam dinamikliğinde insanlar devamlı olarak duygularını,
düşüncelerini, fikirlerini, isteklerini, amaç ve hedeflerini birbirlerine aktarırlar. Bu aktarma süreci ne kadar düzenli ve sağlıklı yapılırsa sosyal ilişkiler de o oranda iyi kurulur. Bu da toplumsal yapının hem düzenine hem de devamlılığına önemli katkılar sağlar. Kısaca belirtecek olursak insanlar arasında sağlıklı iletişimin sağlanması sosyal hayatın vazgeçilmez bir kuralıdır. Aksi durumda sıkıntılar, sorunlar, kavgalar hatta savaşlar kaçınılmaz olur.
İnsanların en önemli becerilerinden biri çevreleri ve diğer insanlarla iletişim kurmasıdır. Bu iletişim becerisi sayesinde yeni aileler, akrabalıklar, gruplar ve işler kurulur. Eğer bu iletişim becerisi iyi kullanılmazsa kurulan ilişki ya da düzenler bozulabilir.
Toplumsal yaşamda insanlar devamlı olarak birbirleriyle etkileşim hâlindedir. Bu etkileşim sırasında gerçekleşen faaliyetlerin başında iletişim
gelmektedir. İletişimsiz geçen süremiz uykunun dışında hemen hemen yok gibidir.
İletişim yaşamımızın her anını kaplayan bir olgudur. Uyku dışındaki zamanımızın çoğunu (%75) başkalarıyla iletişim kurmakla geçiririz. Çünkü belli bir topluluk içinde yaşayan ve kendi dışındaki diğer canlılar ile ilişki içerisinde bulunan bütün canlılar iletişim sistemine ihtiyaç duyarlar. Fakat canlılar içerisinde iletişim sürecinden en gelişmiş biçimde yararlanan insanlardır. İletişim, insanların belirli ilişkileri sürdürmeleri ve belirli bir yapı içinde anlaşmalarını sağlamak için gerekli olan temel bir ögedir.
İletişimin temelinde bir şeyler öğrenme ve bu öğrendiklerini
çevresindekilerle paylaşma yer almaktadır. Bu paylaşım ne kadar geniş ve düzenli olursa ilişkiler de o oranda sağlıklı olur. Paylaşım eksik ya da zararlı olursa sosyal ilişkilerde buna bağlı olarak azalır veya bozulur.
İLETİŞİM KAVRAMI, TANIMI, ÖNEMİ VE ORTAK NOKTALARI
İnsanlar sosyal yaşamları boyunca farkında olarak ya da olmayarak
duyguları, düşünceleri, istekleri, algıları, kimlik ve kişilikleri hakkında hem kendileri hem de başkaları ile devamlı olarak bir bilgi alışverişi içindedirler. Bu alışveriş ya doğrudan temas ya da dolaylı olarak bazı araçlar (yazılı, elektronik araçlar, kelimeler, ifadeler, jest ve mimikler) vasıtasıyla yapılır. [1]
İnsanlar diğer canlılardan ilk olarak tecrübelerini sembollerle anlattıkları ve paylaştıkları dil ile ayrılırlar. Çünkü insanlar gerçekleri keşfedebilir, bilgileri, teorileri, genel düşünce ve fikirleri geliştirebilir. Ayrıca şimdi ve gelecekte bu bilgileri insanlara aktarabilirler. Aynı faaliyetleri sosyal gruplar ve organizasyonlar da yaparlar. [2] İnsanların kendilerini düzensizlikten kurtarıp düzen
oluşturmalarına, çevrelerini daha iyi tanımalarına, diğer insanlarla uyumlu olarak amaçlar gerçekleştirmek için etkileşimde bulunmalarına ve mevcut bilgilerden yararlanmalarına yardım eden özel bir becerileri vardır. Bu beceri, insanın yüksek düzeydeki iletişim kurma kapasitesidir. [3]
İnsanlar arasında sağlıklı iletişimin sağlanması sosyal hayatın vazgeçilmez
bir kuralıdır.
İnsanlar diğer canlılardan ilk olarak
tecrübelerini sembollerle anlattıkları
ve paylaştıkları dile ile ayrılırlar.
İletişim Kavramı ve Tanımı
İletişim, insanın kendine özgü olan toplumsallaşmasının bir yansımasıdır.
İletişim, konu itibarıyla doğa kadar eski bir geçmişe sahiptir. Günümüzde iletişim artık bir bilim olarak kabul edilmektedir. Geçmişten beri canlı ve cansızların bütünlüğünü belirli kanun ve ilkelere göre inceleyen fizik, kimya, biyoloji bilimlerinin durumlarına karşılık, iletişim, daha çok insan- insan, insan- makine, insan- çevre ve sosyal ilişkilerini konu edinmiştir. Başka bir deyişle; iletişim kavramına bugün, insanlarla insanların, insanlarla makinelerin, makinelerle makineler arasındaki bütün ilişkileri ve karşılıklı etkileşimleri ve bu süreçlerdeki denge, kontrol ve yönetim sistemlerini ifade edebilen bir anlam kazandırılmıştır.
Bunda son yüzyılda gelişen teknoloji ve haberleşme imkânlarının rolü çok büyük olmuştur.
İletişim sözcüğü dilimizde, Latince’deki “communıs” sözcüğünden türetilmiş communication kavramının karşılığı olarak kullanılmaktadır. İletişim kavramının Latincedeki anlamı; bir ortaklığı, toplumsallaşmış olmayı, birlikteliği ve toplu hâlde yaşamayı içermektedir. İletişim sürecinin temelinde bireylerin sosyalleşmeleri söz konusudur. Bundan dolayı iletişimi hem bireyler arası bir süreç hem de bunlar aracılığıyla toplumsal seviyede bir süreç olarak ele almak mümkündür. [4]
Sibernetiğin (sibernetik, canlı ve cansız varlıklarla ve insan aklının ürünü olan makinelerle ilgilenen bilim ve tekniklerin, kendilerine özgü yöntemlerine eklenebilen genel bir yöntem, matematiksel bir yaklaşım biçimidir) ve iletişimin matematiksel teorileri açısından baktığımızda bütün canlı ve cansız varlıkların, mikro ve makro sistemleri arasında devam eden bilgi alışverişinin bütün süreçlerini kapsayan ve bu süreçlerdeki faktörlerin karşılıklı etkileşimlerini ve bunların sonuçlarını kapsayan olgu iletişim olarak adlandırılmaktadır.[5]
Resim: 12.1 İletişim (kaynak:guarani.almightywind.info)
İletişimin temelinde daha önce de yazdığımız gibi insanın diğer insanlar, toplumsal değer, tutum ve davranışlar hakkında bilgi edinip kendini hem güçlü hem de güven içinde hissetmesi isteği yatmaktadır. Dolayısıyla insan çevresindeki varlıklarla, özellikle insanla iletişim kuramadığı zaman kendini zayıf, endişeli, güvensiz ve pasif hisseder. İletişim çok farklı biçimlerde tanımlanmasına rağmen yapılan tanımlar arasında büyük ayrılıklar söz konusu değildir. İletişim konusunda yapılan tanımlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Sibernetik, canlı ve cansız varlıklarla ve insan aklının ürünü olan
makinelerle ilgilenen bilim ve tekniklerin,
kendilerine özgü yöntemlerine eklenebilen genel bir yöntem, matematiksel
bir yaklaşım biçimidir.
Resim 12.2 İletişim (kaynak:tusbeyinli.com)
İletişim, bilgi ve anlayışın bir bireyden diğerine aktarılması sürecidir. [6]
İletişim, insanların birbirlerinden anlam alma ve birbirlerini cevaplama çabalarını kapsayan bir etkileşim sürecidir. [7]
Geniş bir anlamda iletişim toplumsal yapının temelini oluşturan bir sistem, örgütsel ve yönetsel yapının sistemli işleyişini sağlayan bir araç ve bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir tekniktir. Bu tanıma göre, iletişim kurumların bütünlüğünü sağlayan ve bir ağ gibi örgütün her tarafını saran bir sistemdir. Dar anlamıyla iletişim; bireyler arası düşünce, duygu ve bilgi alışverişidir. Yani bireyler arası bir anlaşma köprüsüdür. [8]
İletişim; insanın bilgi edinmesi ve bu bilgiye göre tutum ve davranışlarıyla tepki vermesi sürecidir. [9]
İletişim; bir insandan diğerine, bilgilerin, fikirlerin, duyguların, tutumların ve kanaatlerin sözlü veya sözsüz olarak aktarılması sürecidir. [10]
İletişim; bilgi, duygu, düşünce, deneyim ve birikimleri biçimlendirip diğer insanlar tarafından anlaşılır hâle getirmek ve çeşitli yollarla (araçlarla) paylaşıp neticede karşılıklı etki yaratma sürecidir. [11]
İletişim, bireyler arasında anlamları ortak kılma sürecidir. [12]
Bu tanımları dikkate alarak iletişimi şöyle tanımlamak mümkündür. İletişim;
bir bilginin, düşüncenin, duygunun, tutum ve kanının bir araç vasıtasıyla bir bireyden bir bireye, bireyden gruba, gruptan bireye, gruptan gruba, toplumdan gruba ve toplumdan topluma karşılıklı aktarılması sürecidir.
İletişimin Önemi
İletişim, sosyal yaşamın içinde yer alan bütün insanlar için önemli olan bir konudur. Başka bir deyişle iletişim; anne, baba, çocuk, akraba, arkadaş, öğrenci, iş gören-işsiz ve yöneticiler açısından anlamı ve önemi fazla olan bir sosyal olgudur.
Toplumsal yaşamın temelinde yer alan ve örgütsel yapının özünü oluşturan iletişim düzeni, gruplar ve örgütler arasında ilişkiler kurmayı amaçlayan bir süreçtir.
İnsanların birbirlerini daha iyi anlamaları ve tanımaları, bir örgütte işlerin daha iyi yapılabilmesi ve sorunların daha iyi çözülebilmesi için sağlıklı bir iletişime ihtiyacı vardır. Örneğin; bir organizasyonda yönetim süreci iletişimle başlar. Eğer iletişimle gereken bilgi alınamazsa organizasyonda oluşan sorunları bilmek ve çözmek mümkün olmaz.
İletişim, bireyler arasında anlamları ortak kılma sürecidir.
İletişim, bilgi ve anlayışın bir bireyden
diğerine aktarılması sürecidir.
İnsanların birbirlerini daha iyi anlamaları ve tanımaları, bir örgütte
işlerin daha iyi yapılabilmesi ve sorunların daha iyi
çözülebilmesi için sağlıklı bir iletişime
ihtiyacı vardır.
İletişim öğrenme sürecinde de önemli bir ögedir. Çünkü insan toplumsal yaşam için kendisine gereken bilgi, beceri ve tutumları iletişim yoluyla
öğrenmektedir.
İletişimin davranış bilimleri açısından önemini kavrayabilmek için organizasyon yapılarındaki değişme ve gelişmelere dikkatimizi yoğunlaştırmak yeterli olacaktır. Örneğin, bir organizasyon, iletişim sorunlarına yeterli önemi vermezse o organizasyonda insan ilişkilerinin (yönetici-yönetilen ilişkileri) istenilen biçimde gerçekleşmesi mümkün olamaz. Teknolojinin ve yeni geliştirilen yönetim sistemlerinin etkileyici gücü ile giderek büyüyen ve karmaşıklaşan organizasyonlar içinde insanlar adeta kaybolmaktadır. Bu büyüme ve değişme her ne kadar
insanların fiziksel olmasa bile psikolojik olarak organizasyonlardan uzaklaşmalarına neden olmaktadır. İşte böyle bir ortamda insanları tekrar organizasyonlara
bağlamanın en etkili yolu iletişimdir. Çünkü iletişim insani ilişkilerin temel elemanı ve gerçek hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Eğer iletişim sistemi insanların
psikososyal ihtiyaçları dikkate alınarak düzenlenirse morali ve verimliliği olumlu yönde etkilemesi kesindir. Başka bir deyişle, insanların öğrenme, anlama, duygu ve düşüncelerini iletme istekleri göz önüne alınarak iletişim sistemleri oluşturulursa kişiler sosyal yaşamın içinde daha mutlu olurlar.
İletişim konusunda yapılan tanımları dikkatlice incelediğimizde
tanımlayıcıların iletişim konusuna kendi düşünceleri doğrultusunda yaklaştıklarını görürüz. Bu tanımları incelemenin yararlarından biri de iletişimin ne olduğu konusunda ortak yönleri belirleme açısından yararlıdır.
Buna göre iletişimle ilgilenen birçok kişinin iletişim konusunda şu ortak nitelikleri kabul ettiklerini söylemek mümkündür: [13]
İletişim; toplumsal üniteler arasında bir bilgi, anlam, duygu ve düşünce alışverişi sağlar.
İletişim, toplumsal birimler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasını ve toplumsal hayatın sürekliliğini sağlayan sosyal bir olgudur.
İletişim hem mesajı gönderen hem de mesajı alan açısından insan davranışını ifade eden psikolojik bir olgudur.
İletişim; kaynak, alıcı, mesaj, iletişim kanalları ve araçları gibi birbirlerine sıkı sıkıya bağlı unsurların oluşturduğu bir sistemdir.
İletişim, bir defada olup biten tek bir eylem olmayıp kesintisiz devam eden çok yönlü bir süreçtir.
Dil ve iletişim insanları diğer varlıklardan ayıran temel faktör dildir. Dil;
insanlar arasında duygu, düşünce, bilgi, tecrübe aktarma ya da paylaşma aracıdır.
Bütün kültür ve toplumların oluşum kaynağı dildir. Sözlü olarak iletişim kurarken
Ö rn ek
•Bir organizasyonda yönetim süreci iletişimle başlar.İletişim, bir defada olup biten tek bir eylem
olmayıp kesintisiz devam eden çok yönlü
bir süreçtir.
Dil ve iletişim insanları diğer varlıklardan ayıran temel faktör
dildir.
insanlar kelimeleri kullanırlar. Ancak her insanın kelimelere yüklediği anlamlar çoğunlukla aynı olmakla beraber bazen farklı da olabilmektedir. İşte iletişim bu farklılıkları ortadan kaldırmaktadır.
Günlük yaşamda konuşma aracı olan dil; anlamsız sesleri, kurallar sisteminde temel anlam biçimlerine dönüştürerek anlaşmayı sağlar. İletişimde kullanılan sözcükler ve cümlelerin anlamları toplumsal olarak kabul edilen söz dizim kuralları tarafından belirlenir. Söz dizim kuralları bir dile ait grameri oluşturur. Söz dizim kuralları devamlı olarak çeşitli sözcüklerin doğmasına ortam sağlar. Anlam, dil vasıtasıyla farklı düzeylerde aktarılabilir. Örneğin; bu düzeyler basit bir sözcükten (başka birisi için çıkarılan bir ses), bir düz cümleye (arka arkaya sıralan sözcükler, “bu oda çok soğuk” gibi) ve bir hareketi ifade eden cümleye (odanın soğuk olması nedeniyle başka bir odaya gitme gerekliliğini, kurumun yöneticilerine iletilen bir şikâyeti ya da kaloriferi yakma isteği ifade eden cümlelere) kadar deva edebilir. Neyi, nerede, ne zaman, nasıl ve kime karşı söyleneceğini belirleyen temel faktör, kültürel kurallardır. Yapılan araştırmalarda insanların birbirleriyle iletişim kurarken dili beş farklı amaç için kullandıkları belirlenmiştir. Bu amaçlar şunlardır: [1]
Bir şeyin nasıl olduğunu söylemek
Birisine bir işi yaptırmak
Duygu, düşünce ve tutumları aktarmak
Birisine ya da birilerine söz vermek
Doğrudan bir şey yapmak sosyal psikologlar, dilin cinsiyet ve yaşla ilgisi konusunda araştırmalar yapmışlardır. Konuşmalarda cinsiyet farklarına ilişkin güçlü stereotipler olduğu yapılan araştırmalarla doğrulanmıştır.
Örneğin; kadınların daha konuşkan, kibar, duygusal, pozitif, destekleyici, teklifsiz ve daha az iddialı oldukları, ev, çocuk, eş ve eşyalar konusunda çok konuştukları belirlenmiştir. Ancak bu sonuçlara rağmen bazı sosyal psikologlar bunu kabul etmemiştir. Bu farklılıkların içinde bulunulan ortama bağlı olduğunu söylemişlerdir. Örneğin kadınların ses tonu daha vurgulu, değişken, rahat ve hoş olmasına rağmen yine de ortamdan etkilenirler. Kadınlar yabancı erkeklerle konuşurken daha maskulin bir konuşma tarzı sergilerken, tanıdık ve yakın erkeklerle konuşurken ise daha feminen konuşurlar. Kadınların erkeklere hitap ederken zayıf bir konuşma tarzını kullandıkları konusunda da bazı bulgular elde edilmiştir. Kadın ve erkeklerin farklı konuşma tarzlarını tercih etmelerinin nedeni, birbirlerinden biraz yalıtılmış biçimlerde sosyalleştirilmeleridir. Yaş konuşunda da farklılıklar söz konusudur. Toplumsal yaşamda bebek, çocuk, ergen, genç ve yaşlılardan beklenen konuşma tarzları da birbirinden farklıdır. Örneğin çocukların sergilediği bazı uygun olmayan konuşma biçimleri toplumca hoş karşılanırken, aynı uygunsuz konuşmayı yapan bir yetişkin hoş karşılanmaz. [1]
Ö rn ek
•Kadınların daha konuşkan, kibar, duygusal, pozitif, destekleyici, teklifsiz ve daha az iddialı oldukları, ev, çocuk, eş ve eşyalar konusunda çok konuştukları belirlenmiştir.İLETİŞİM TÜRLERİ
İletişim konusunda çalışan sosyal bilimciler, birtakım kriterleri dikkate alarak sınıflandırmalar yapmıştır. İletişimi genel olarak kişisel ve toplumsal olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. [13] Thayer ise “amaç” kriterini dikkate alarak (yani amaçları bakımından) iletişimi, bilgi sağlayıcı, değerlendirici, eğitici ve öğretici, inandırıcı ve etkileyici olmak üzere dörde ayırmaktadır. Şimdi bunları kısaca açıklamaya çalışalım.
Genel Hatlarıyla İletişim Bireysel iletişim
Bireysel iletişim insanın iç dünyası ile ilgili olan bir iletişim biçimidir. Başka bir ifade ile bireysel iletişim, insanın kendi kendini anlaması ve çeşitli duyu organları arasında gerekli ilişkileri kurmasıyla yakından ilişkilidir. Bu anlamda iletişim insanı psikolojik açıdan rahatlatan ve doyuma ulaştıran bir unsurdur. İnsan hangi ortamda olursa olsun (bir ailede, organizasyonda veya bir adada yalnız başına olsun) mutlaka kişisel haberleşme sürecinde yer alır. Örneğin, adada yalnız yaşayan bir kişi açlığını ve susuzluğunu gidermenin yollarını düşündüğü zaman kendi iç dünyasıyla iletişime girmiş demektir. Burada kişi iletişimi şu şekilde gerçekleştirmektedir. Açlık ve susuzluktan korunma birer haber kaynağıdır. Kişi bu kaynaklardan birçok organına mesajlar göndermektedir. Bu mesajlar kişinin sinir sistemi, görme, işitme, tat alma, koklama ve dokunma gibi birçok duyu organı aracılığıyla beyindeki merkezler tarafından algılanır. Karar verme durumuna gelen kişi, çeşitli organları arasında sağladığı iletişim ile gelen mesajları değerlendirir ve mesajların gerektirdiği biçimlerde davranmaya başlar.
Toplumsal iletişim
Toplumsal iletişim, kişi, grup ve örgüt gibi çeşitli toplumsal birimler arasındaki bilgi alış-verişini anlatmaktadır. Toplumsal iletişimin kapsamına giren iletişim şekilleri şunlardır:
Kişiler arası iletişim
Kişi ile grup arasındaki iletişim
Kişi ile örgüt arasındaki iletişim
Gruplar arası iletişim
Grup ile örgüt arasındaki iletişim
Örgütler arasındaki iletişim
Bu sıralamada bir sonraki iletişim bir önceki iletişimi içermektedir.
Toplumsal iletişim kişiler arası iletişim ile başlar ve kapsamına kişinin toplum içinde yaşayabilmek için diğer insanlarla giriştiği iletişim eylemlerini, yani bilgi, anlam ve düşünce alışverişlerini alır. İletişim sayesinde bireyler arasında fikir, tavır, davranış ve gerçekler açısından ortak bir anlayış yaratılmış olur. Kişiler arasında bir iletişimin gerçekleşebilmesi için gereken bazı temel şartları şöyle sıralayabiliriz:
Bireysel iletişim, insanın iç dünyası ile ilgili olan
bir iletişim biçimidir.
Toplumsal iletişim, kişi, grup ve örgüt gibi çeşitli
toplumsal birimler arasındaki bilgi alış- verişini anlatmaktadır.
Kişiler arasında iletişim kurma isteğinin olması,
Bir amacın olması,
Belli bazı kuralların bulunması,
Rol ilişkilerinin varlığı,
Ortak bir dilin olması gerekir.
Burada toplumsal iletişimin iki türü olan kişiler arası iletişim ve örgütsel iletişimi kısaca açıklamaya çalışacağız.
Kişiler Arası İletişim ve Çatışmalar Kişiler arası iletişim
Kişisel arası iletişim, toplumsal ve örgütsel iletişimin temelini oluşturur.
Çünkü iletişimin temel amacı, kişiler arası ilişkilerin kurulup sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmektir. Ancak şu noktayı da hemen belirtmek gerekir. İletişim kişiler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına imkân sağlayan bir araç olduğu kadar, aynı zamanda toplumsal yaşamın devamlılığını da sağlayan bir sistemdir.
Kısaca iletişim, toplu yaşamın temelini oluşturmaktadır.
Kişiler arası iletişim çatışmaları
İnsanın iletişim sürecinde hem kaynak hem de alıcı olması durumunda gerçekleşen iletişim kişiler arası iletişim olarak adlandırılır. Kişiler arası iletişim kurulurken bazı iletişim çatışması da yaşanmaktadır. Bu iletişim çatışmalarını şu başlıklar altında inceleyeceğiz: [14]
Aktif Çatışma: Karşı karşıya gelen insanların birbirlerinden hoşlanmamaları, birbirlerine kızmaları durumunda gerçekleşen çatışma türüne aktif çatışma denir.
Bu çatışma biçiminde kişiler birbirini yeterince dinlemeden karşılıklı olarak birbirlerini eleştirirler. Bazen kavgada ederler. İki kişi arasında geçmişte
gerçekleşen bazı olaylar da bu tür çatışmaya neden olabilir. Geçmişteki olayların etkisinde kalanlar karşı karşıya gelince çatışma başlar.
Bazı durumlarda da insanlar nedenini bilmeden de aktif çatışma içinde kendilerini bulabilirler. Başka bir deyişle kişiliklerin uyuşmaması sonucu gerçekleşen aktif çatışma durumudur.
Pasif Çatışma: İnsanların çekinme ya da konuşamama nedeniyle birbirleriyle iletişim kuramamaları sonucu gerçekleşen çatışma türüne pasif çatışma denir.
Birlikte aynı evi ya da odayı paylaşan insanların iletişim kuramamaları da pasif bir çatışma türüdür. Bireysel iç çatışma yaşayanların büyük çoğunluğu başka
insanlarla pasif çatışma içinde olurlar. Pasif çatışmadan kurtulmak için öncelikle kendi iç çatışmamızı yok etmemiz gerekmektedir. Pasif çatışmada insanlar genellikle öfkelerini kendi içlerine yöneltirler. Bu nedenle pek dışa vurmazlar.
Birbirlerine kızan insanlar sanki kızmamış gibi davranırlar.
Varoluş Çatışması: Bireylerin karşısındakilerin sözlerini yanlış anlaması ya da onun sözleri ile ilgisi olmayan bir mesaj göndermesi sonucu gerçekleşen çatışma Karşı karşıya gelen
insanların birbirlerinden hoşlanmamaları, birbirlerine kızmaları
durumunda gerçekleşen çatışma türüne aktif çatışma
denir.
İnsanların çekinme ya da konuşamama nedeniyle birbirleriyle iletişim kuramamaları sonucu gerçekleşen çatışma türüne pasif
çatışma denir.
İnsanın iletişim sürecinde hem kaynak
hem de alıcı olması durumunda gerçekleşen iletişim
kişiler arası iletişim olarak adlandırılır.
biçimine varoluş çatışması denir. Bu çatışma biçiminde kişi karşısındaki kişiden ziyade kendi varlığını ispatlama gayreti içine girmektedir. Dolayısıyla gönderilen mesajlar yerine ulaşmaz. Varoluş çatışması, bireysel ve kültürel özelliklerden kaynaklanabilir.
Tümden Reddetme Çatışması: Kişi karşısındakinin gönderdiği mesajı bütünü ile reddedip tamamen karşı görüşü savunması sonucu gerçekleşen çatışma tümden reddetme çatışmasıdır. Örneğin, bir bilim adamının makalesine yöneltilen eleştiriyi tamamen reddetmesi sonucu gerçekleşen çatışma gibi.
Tümden reddetme çatışması içine girenler, genellikle bir konuyu etraflıca inceleme yerine kolayca çözümler üzerinde dururlar. Aslında konunun ayrıntılarına inildiğinde karşımızdaki kişinin haklı olduğunu yönlerini görürüz. Ama pek işimize gelmez.
Önyargılı Çatışma: Bu çatışma biçiminde bireyler, belli bir konuda çatışmaya başlamadan önce o konuda bir önyargıya sahiptirler. Çatışma başlayınca da peşin hükümlerini savunurlar. Bu nedenle önceden verdikleri kararlarından pek
vazgeçmezler.
Yoğunluk Çatışması: Görüş ve fikirler arasında kısmen uygunluk olmasına rağmen yine de çatışma olabilir. Bu şekilde oluşan çatışmaya yoğunluk çatışması denir.
Kısmı Algılama Çatışması: Kişi gönderilen mesajın bir kısmını algılayıp bir kısmını algılamaması sonucu gerçekleşen çatışma biçimine kısmı algılama çatışması denir.
Alıkoyma Çatışması: Alınan mesajı başka birine doğru aktarmaması sonucu gerçekleşen çatışma biçimine alıkoyma çatışması denir. Bu çatışma içine girenler aldıkları mesajın, ancak bir kısmını başkalarına aktarabilirler.
Alıkoyma çatışması içine giren kişi bu durumun farkında ise çevresiyle ilişki kurması kolaylaşır. Eğer farkında değilse iletişim zorlaşır.
Örgütsel İletişim
Örgütsel iletişim, toplumsal iletişimin içinde değerlendirilir. Bu iletişim biçimi, kişi ve grupların ötesinde, örgütün işleyişi ve amaçların gerçekleştirilmesi ile yakından ilgilidir. Örgütsel iletişim, örgütün işleyişini ve amaçlarını
gerçekleştirmek için örgütü oluşturan çeşitli bölümler arasında ve örgüt ile çevresi arasında devamlı bir bilgi ve düşünce alışverişi sağlayan toplumsal bir süreçtir.
Örgütsel iletişimin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Örgütsel iletişim, örgütsel amaçların (resmî ve doğal amaçları) gerçekleştirilmesiyle ilgilidir.
Örgütsel iletişim, örgütü oluşturan ögeler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasını sağlar. Başka bir deyişle, örgütü canlı tutar.
Örgütsel iletişim, gelişmelere (toplumsal ve teknolojik açıdan) uyum sağlamaya çalışan bir sistemdir.
Örgütsel iletişim, örgütün işleyişini ve
amaçlarını gerçekleştirmek için örgütü oluşturan çeşitli
bölümler arasında ve örgüt ile çevresi arasında devamlı bir
bilgi ve düşünce alışverişi sağlayan toplumsal bir süreçtir.
Örgütsel iletişim, örgütün verimli ve etkin olarak yönetilmesine imkân sağlayan araçtır.
Örgütsel iletişim, tek yönlü değildir. Çünkü örgüt dinamik yapı içinde yer almaktadır.
Thayer’in Amaçlara Göre İletişim Sınıflaması
Bugün iletişimin (özellikle örgütsel iletişimin) temel amacının insanları etkilemek olduğu çoğunlukla kabul edilmekle beraber, iletişimin sadece etkileme aracı olmadığı da kabul edilmektedir. Çünkü, davranış bilimciler ve yönetim bilimciler iletişim olayını daha geniş boyutlarda ele almaktadır. Bunlar; iletişimi insanların birbirlerinin duygu, fikir ve davranışlarına önem verdikleri bir süreç veya bir bilgi ve düşünce alışverişi olarak adlandırmaktadır. Bu açıklamalara göre;
iletişimin, bir değil, birden fazla amacı vardır.
Thayer’de iletişimin amaçlarını dikkate alarak bir iletişim sınıflaması yapmıştır. Thayer bu sınıflamada dört çeşit iletişimden söz etmektedir. Bunlar şunlardır: [13]
Bilgi sağlayıcı iletişim
Bu iletişim biçiminin amacı, organizasyon hayatının devamlılığı için gerekli olan bilgi alışverişini gerçekleştirmektir. Organizasyonlarda yetki ve
sorumlulukların dağıtılması, görevler arasında koordinasyonun sağlanması, planlama, karar verme ve denetim gibi yönetim görevlerinin gerçekleştirilmesi sürekli bir bilgi akışını gerektirmektedir. Ayrıca bu yönetim faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi bilgilerin nicelik ve niteliğine bağlıdır. Organizasyonun başarılı olup olmadığı alt kademelerden gelen bilgilerin değerlendirilmesiyle anlaşılır.
Aslında bütün iletişim biçimlerinin temel işlevlerinden biri, bilgi
sağlamalarıdır. Buna rağmen bilgi sağlayıcı iletişimin diğer iletişim biçimlerinden ayıran bazı özellikleri mevcuttur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Alıcıya ulaştırılması gereken bilginin yeni olması gerekir.
Alıcıya ulaştırılmak istenen bilgi, alıcı için bir ihtiyaç, tutum, davranış ve düşünceleri bakımından ise, bilgi sayılacak özellikte olmalıdır.
Alıcı için bilgi açık ve anlaşılabilir olmalıdır.
Ulaştırılmak istenen bilginin, alıcı için bir anlamı olmalı ve ona yararlı olmalıdır.
Bilgi sağlayıcı iletişimin organizasyonlarda yönetim kademesine sağladığı yararlar şunlardır:
Bilgi sağlayıcı iletişim; yöneticilerin sorun alanlarını belirlemelerine, yerinde karar almalarına ve belirlenen sorunlara kesin çözüm yolları bulmalarına yardım eder.
Organizasyon birimleri arasında birlik ve beraberliğin sağlanabilmesine, üyelerin olup bitenlerden haberdar olmalarına imkân sağlarlar.
Bilgi sağlayıcı iletişim biçiminin amacı, organizasyon hayatının
devamlılığı için gerekli olan bilgi alışverişini
gerçekleştirmektir.
Kısa ve uzun süreli planların yapılmasına yardımcı olur.
Bilgi sağlayıcı iletişim, etkin bir denetim sisteminin kurulup devam etmesine imkân sağlar.
Bu yararları kısaca şöyle özetleyebiliriz. Bilgi sağlayıcı iletişim, yönetimin görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine ve kurumun varlığını
sürdürmesine yardımcı olur.
Bilgi sağlayıcı iletişimin temel araçları şunlardır:
Yıllık, altı aylık, üç aylık ya da aylık raporlar
Mektuplar
Bilgi formları
Çeşitli programlar
El kitapları
Konferanslar vs.
Değerlendirici iletişim
Değerlendirme iletişiminin amacı, herhangi bir sorun hakkında değerlendirici bir fikir elde etmek ve bir sonuca varmaktır. Bu iletişim biçiminde dikkat edilmesi gereken üç temel nokta mevcuttur. Bunlar şunlardır:
Girdi olarak kabul edilen bilgilerin değerlendirilmesi
İnsanlar aldıkları mesajların mutlaka bir değerlendirmesini yaparlar. Ama değerlendirmenin yapılabilmesi için bazı temel bilgilerin alıcıya ulaşması gerekir.
Kültürel farklılıklar nedeniyle aynı bilgiler farklı şekilde değerlendirilebilmektedir.
Çünkü her kültürde, değer yargıları ve algılama biçimleri farklıdır.
Değerlendirme sonuçları İnsanlar, algıladığı bilgileri değerlendirme biçimlerine göre tutum ve davranışlar sergilerler.
Organizasyon bütünlüğü içinde astlar, yöneticilere olumlu sonuçlar doğuracak bilgiler aktarmayı düşünürler. Yöneticilerin de bu durumu bilip gerekli değerlendirmeleri buna göre yapmaları gerekir. Yani yöneticiler algıladıkları bilgileri, mümkün olduğunca değer yargılarının, alışkanlıkların ve bireysel duyguların etkisinde kalmadan değerlendirmelidirler. Bu durum oldukça zordur.
Bunun için yöneticilerin kendilerini psikososyal açıdan yetiştirmeleri gerekmektedir.
Çıktıların değerlendirilmesi
Çıktıların değerlendirilmesi kısaca, organizasyonların başarılarının
değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Yani üretilen mal ve hizmetlerin nitelik ve niceliklerinin, organizasyon amaçlarının gerçekleştirilme derecesinin ve
organizasyonun her bir ünitesinin başarıya katkılarının değerlendirilmesidir.
Eğitici ve öğretici iletişim, tek yönlü-
yukarıdan aşağıya inen- haber ve bilgi akımını anlatmaktadır.
Değerlendirme iletişiminin amacı, herhangi bir sorun hakkında değerlendirici
bir fikir elde etmek ve bir sonuca varmaktır.
Eğitici ve öğretici iletişim
Bu iletişim biçimi, organizasyonlarda yöneticilerin nelerin yapılması ve nelerin yapılmaması konusunda astlarını eğitmelerini ifade etmektedir. Eğitici ve öğretici iletişim, tek yönlü- yukarıdan aşağıya inen- haber ve bilgi akımını
anlatmaktadır. Bu iletişimin sağlıklı gerçekleşmesi için, organizasyon içinde bilgi ve haber kaynağına (yani yöneticilere) bazı hak ve yetkilerin verilmesi ve bu durumun organizasyonun diğer üyeleri tarafından kabul edilmesi gerekir.
Organizasyon içinde yer alan astların bu tür bir iletişim şeklini benimsemeleri şu şartlara bağlıdır:
Alıcı durumunda olan kişi veya kişiler gönderilen mesajın konusunu anlamalıdır.
Yukarıdan (yönetim tarafından) aktarılan bilgi ve haberler veya emirler organizasyonun genel amacına uygun olmalıdır.
Yukarıdan aktarılan bilgi, haber veya emirler aynı zamanda astların da çıkarlarına uygun olmalıdır.
Yukarıdan verilen emirler astların gücünü aşmamalıdır.
Eğitici ve öğretici iletişimin en önemli araçları şunlardır:
Emirler
Yönergeler
Verilen eğitim
İnandırıcı ve etkileyici iletişim
Başkalarını inandırmak ve etkilemek iletişimin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu iletişim biçimi iki yönlüdür. Birincisi; yöneticiler, üyelerin organizasyonun amaçlarını gerçekleştirmek ve görevlerini daha verimli bir şekilde yerine getirmeye inandırmaya çalışırlar. İkincisi; yöneticiler, kişisel amaçlarını gerçekleştirmek isteyen başkalarının etkileme çabalarına hedef teşkil ederler.
Etkileme; bir kişi veya bir grubun başka kişi veya grubun değişmesini sağlama, onun tutum ve davranışlarında değişmeler yaratabilme sürecidir. Ancak etkileme pozisyonunda bulunan kişinin güç sahibi olması gerekir. Güç, bir kişinin belli bir zaman süreci içerisinde diğer bir kişinin davranışlarını istediği yönde değiştirebilme yetisidir.
İnandırıcı ve etkileyici iletişimde başarıya ulaşmak için şu noktalar üzerinde durulmalıdır:
Mesajı alanlar, mesaj konusuna ilgi duymalı ve mesajın içeriğini kavrayabilmelidir.
Mesaj, alıcının düşüncelerine ve değer yargılarına aykırı olmamalıdır.
Mesaj, alıcının kişisel ihtiyaçlarına cevap verici nitelikte olmalıdır.
Mesaj, güven verici olmalıdır.
Etkileme; bir kişi veya bir grubun başka kişi
veya grubun değişmesini sağlama,
onun tutum ve davranışlarında değişmeler yaratabilme sürecidir.
İLETİŞİMİN ÖZELLİKLERİ VE FONKSİYONLARI
Bütün iletişim biçimlerinin kendilerine özgü fonksiyonları ve özellikleri vardır. Ancak biz burada genel anlamda iletişim özellikleri ve fonksiyonlarını açıklamaya çalışacağız.
İletişimin Özellikleri
İnsanların birbirlerini anlamalarının temel ögesi olan iletişim, insanların sosyal ve fizyolojik ihtiyaçlarının ortaya çıkardığı bir sosyal süreçtir. Bu sosyal sürecin en önemli özellikleri şunlardır: [15]
İletişim insan davranışlarının sonucu gerçekleşen bir süreçtir
İletişim; hem maddi ve sosyal faktörlerin insan üzerindeki etkisi hem de basit bir iletişim aracı değildir. Bütün insan topluluklarında iletişim ihtiyacı var olmuş ve var olmaya devam edecektir. İletişim, çocuğun çevresini algılamaya başladığı andan itibaren başlar. İnsanın çevresiyle kurduğu ilişki biçimine bağlı olarak iletişim gücü artar. İnsan, yaşamının ilk yıllarında isteklerini bazen
kelimelerle bazen birtakım ilkel seslerle ifade etmeye çalışır. Daha sonra deneme yanılma yoluyla öğrenir. Eğitimin ve çevresinin etkisiyle kişinin hem konuşma bilgisi hem de kelime sayısı gelişir. Buna bağlı olarak iyi bir alıcı veya kaynak pozisyonuna geçer.
İnsanların yeni kültürel ortamlara ve yeni gruplara girmeleri onların iletişim biçimlerini ve amaçlarını değiştirir. Örneğin, kişi yeni dâhil olduğu grubun iletişim biçimini benimsemek zorunda kalması gibi.
İnsanlar toplumsal yaşamda ihtiyaçlarını gidermek için birtakım faaliyetlere girerler ve davranışlar sergilerler. İşte bu davranışlarını gerçekleştirmeye
çalıştığında iletişim sürecini başlatmış olmaktadır.
İletişim statik bir olgu değildir
İletişimin ikinci bir özelliği dinamik olmasıdır. Maddi ve manevi kültür yapısındaki değişmelere bağlı olarak iletişim de değişir. Kültürel değişme sonucu yeni çevresel olgular, deyimler ve kelimeler ortaya çıkar. Ayrıca bilgi işlem sistemindeki gelişmeler, bilgi ve dokümanların değerlenmesinde yeni bir dil oluşturur. Bütün bunlara paralel olarak iletişim yapısında da önemli değişmeler olur.
Bütün diller canlılığını korumak için kendilerini yenilemek zorundadırlar.
Dillerdeki bu değişmeler mesajın kodlanması ve çözümünde de önemli değişmeler yaratır. Organizasyonların büyümesi ve karmaşıklaşması da iletişimi dinamik kılan bir faktördür. Örneğin; küçük bir organizasyonda yüz yüze iletişim geçerli iken organizasyon büyüdükçe yazılı iletişim geçerli olmaya başlar. Büyük
organizasyonlarda mesajların alıcılara ulaştırılması için mutlaka yeni iletişim araçlarının geliştirilmesi gerekir. Bu durum bize iletişimin durağan bir yapıya sahip olmadığını göstermektedir.
İletişim, çocuğun çevresini algılamaya
başladığı andan itibaren başlar.
İletişim belirli kalıplara bağlıdır
İletişim ilişkisi belirli bazı kalıplar içerisinde gerçekleşir. İletişim kalıpları, toplumsal kültüre bağlı olarak sosyal gruplarca oluşturulur ve bireylerin
kabullenmeleri oranında devamlılık kazanır. İletişimde kullanılan sözler, deyimler ve özel işaretler sosyal grupların özelliklerini yansıtır. Bunların anlamı gruplara göre farklılıklar gösterir. Dolayısıyla bunlar (deyim, kelime, işaretler) gruplara ait iletişim sistemleri içinde anlamlarını bulurlar.
İletişim kalıpları, insanların anlaşmasında yani gönderilen mesajların etkili olmasında oldukça önemlidir. Eğer iletişim kalıpları iyi ayarlanırsa, işaretler, kısaltmalar ve kelimeler anlamlı hâle gelir. Dolayısıyla gönderilen mesajların etkisi artar.
İletişim kalıpları gruplara göre düzenlendiği gibi olaylara göre de düzenlenir.
Örneğin, organizasyonlardaki iş emirleri, bilgi formları veya makinelerin üzerine konulan uyarı işaretleri birer iletişim kalıplarıdır. İletişim kalıpları zamanlama ve kapsam açısından da düzenlenebilir. Örneğin; organizasyonlardaki periyodik raporlar ve raporların düzenleniş biçimleri, raporun kapsamı, kullanılan deyimler, ifade biçimleri, kaynak ve alıcıyı belirten semboller de birer iletişim kalıbıdır.
İletişimin Fonksiyonları İletişim toplu hâlde yaşamanın hem gereği hem de ürünüdür. Gerçekten insanlar toplu hâlde yaşamasaydı iletişim olgusundan söz edilemezdi. Tek başına yaşayan insan için de iletişim söz konusudur. Ancak bildiklerini ve öğrendiklerini başkalarına aktarmadığı için bireyler arası iletişim gerçekleşmemektedir.
İletişimin Fonksiyonları
İletişim toplu hâlde yaşamanın hem gereği hem de ürünüdür. Gerçekten insanlar toplu hâlde yaşamasaydı iletişim olgusundan söz edilemezdi. Tek başına yaşayan insan için de iletişim söz konusudur. Ancak bildiklerini ve öğrendiklerini başkalarına aktarmadığı için bireyler arası iletişim gerçekleşmemektedir.
İletişimin temel fonksiyonlarını şu şekilde sıralamak mümkündür: [16]
İletişim bilgi taşır
Bilgi hem kişiler hem gruplar hem de organizasyonlar için önemli bir ögedir.
İnsanların oluşturduğu organizasyonlardaki teknolojik araç ve gereçler bilgiye dayanır. Hatta organizasyonlarda yapılacak olan yenilik ve değişiklikler de bilgiye dayanır. İnsanların ve onların oluşturduğu organizasyonların çevreleriyle uyum
Ö rn ek
•Organizasyonlardaki iş emirleri, bilgi formları veya makinelerin üzerine konulan uyarı işaretleri birer iletişim kalıplarıdır.İletişim kalıpları, toplumsal kültüre bağlı olarak sosyal gruplarca oluşturulur
ve bireylerin kabullenmeleri oranında devamlılık
kazanır.
İletişim toplu hâlde yaşamanın hem
gereği hem de ürünüdür.
içinde olmaları, yapacakları araştırmalar sonunda elde ettikleri bilgi ile yakından ilişkilidir. Kısaca iletişim, organizasyonlarda insanlar arasında bilgi taşıyarak organizasyonun etkinliğini korumaya ve devam ettirmeye yardımcı olur.
İletişim sağlıklı ilişkilerin kurulmasına yardım eder
Toplumsal gruplarda ve organizasyonlarda insanlar arasında ilişki kurmanın önemli bir aracı iletişimdir. İnsanlar arasındaki ilişkileri iyileştiren veya kötüleştiren anlamlar iletişim vasıtasıyla iletilir. İnsanlar arasında sağlıklı ilişkilerin
kurulabilmesi için hem mesajı gönderenleri hem de mesajı alanların açık iletişime inanmaları gerekir.
İletişim etkileşimi sağlar
İletişim, etkileşim amaçlı olduğunda, iletişimi başlatan kişinin karşısına aldığı kişiyi bilinçli olarak faaliyete geçmeye veya onun davranışını değiştirmeye yönelik olduğu anlaşılır. Bütün yönetsel ve eğitsel iletişim biçimleri etkileşim amaçlıdır.
Eğer bir kişi, başka birinin davranışını değiştirmeyi ve eyleme geçirmeyi düşünerek iletişimi kullanırsa o zaman kişi burada iletişimi hem eğitim hem de yönetim anlamında kullanmış olur.
İletişim kararları taşır
İletişim, özellikle organizasyonel yapılarda kararları taşır. Her sosyal kurum ve kuruluşta, amaçların gerçekleşmesini engelleyen sorunların çözümü için verilecek kararların zamanında ve önemini yitirmeyecek biçimde, doğru olarak yerine ulaşmasını iletişim sağlar.
İletişim emirleri taşır
Organizasyonel amaçların, görevlerin ve işlerin açıklanmasına ilişkin bilgiler iletişim sayesinde personele ulaştırılır. İşlerin verimli bir şekilde yürütülmesi için etkili işleyen bir iletişim sistemine ihtiyaç vardır.
İletişim geri bildirime imkân tanır
Geri bildirim; organizasyonel amaçların gerçekleştirilmesinde ve çıktılarında görülen kusurların, eksikliklerin, engellerin veya elde edilen başarıların bildirilmesi sürecidir. Bir organizasyonda geri bildirim kaynağı çalışanlar, gözetmenler, alt kademe yöneticileri, müşteriler ve benzeri kişilerdir. Geri bildirim aynı zamanda tepe yönetimden aşağıya doğru iletişimin bir karşılığıdır. Sorunlar, öneriler, görüşler, yapılan işlere ilişkin bilgiler ve değerlemeler geri bildirim olarak en üste doğru iletilir.
İLETİŞİMİN SİSTEMATİK YAPISI
İletişimin sistematik yapısında temel öge insandır. İletişimin sistematik yapısını oluşturan her insan temelde bir sistemdir. Dolayısıyla iletişim, ögelerin sistematik ilişkisi sonucunda gerçekleşmektedir. Bir insanın okul ortamında gösterdiği iletişim davranışını, onun aile yapısından, önceki sınıflarda kazandığı bilgi ve deneyimlerden veya toplumun bir üyesi olarak belirlediği amaç ve Geri bildirim;
organizasyonel amaçların gerçekleştirilmesinde ve çıktılarında görülen kusurların, eksikliklerin,
engellerin veya elde edilen başarıların bildirilmesi sürecidir.
hedeflerden ayrı düşünmek mümkün değildir. Ayrıca sınıf ortamının, giyilen elbisenin, yeterince dinlenip dinlenilmediğinin de iletişimde etkileri vardır.
İnsanların iletişim kurmalarında etkili olan iki temel sistem vardır. Birincisi iç sistem, ikincisi dış sistemdir.
Bireyin İç Sistemi ve İletişim
Bireyin içindeki ögelerin oluşturduğu sisteme iç sistem denir. Hangi insan olursa olsun iletişim sürecine katıldığında, mutlaka iç sistemini de iletişim sürecine dâhil eder. Her insanın, bireysel ve tekil bir iç sistemi olmasına rağmen, iletişimde bulunan bu bireyin iç sistemlerinde de bazı ortak ögeler mevcuttur. Bu
açıklamalara göre, iç sistemi şu şekilde tanımlayabiliriz. İç sistem, tekil bir birey oluşturmak amacıyla bir araya gelen ögelerin bütünü olarak kabul edilir. Bu ögeler şunlardır: [12]
Bireyin kişisel özellikleri
Bireyin eğilimleri
Bireysel tutumlar
Kişinin zekâsı
Kişinin geçmiş yaşantıları vb.
Gerçekleşen herhangi bir iletişim etkileşiminde her insan kendi iç sistemi ile birlikte düşünülür. İnsanın iç sistem ögelerine içsel uyaranlar denir. Çünkü bunlar insanların çevresiyle veya kendisiyle iletişim kurmasına neden olur.
Bireyin Dış Sistemi ve İletişim
Dış sistem, iletişimde bulunan insanın çevresinde mevcut olan şartlardır.
Bunlar şunlardır: [12]
Alıcıya gönderilen mesajda kullanılan kelimeler
İletişimde bulunanların jest ve mimikleri
İletişim ortamındaki sesler
İletişimin geçtiği odanın ısısı vs.
Örneğin, küçük bir odada sizin bir kişiyle konuştuğunuzu farz edelim.
Karşınızda bulunan kişi, sizin onun yüzünde gördüğünüz jest ve mimikleri görmediği gibi siz de kendi yüzünüzü görmektesiniz. Ancak ikiniz de birbirinizi göremezsiniz. Ayrıca ikiniz de aynı ortamı paylaşmaktasınız. Yani odadaki bütün eşyalar her ikiniz için de aynıdır.
İLETİŞİM SÜRECİ VE İLETİŞİM ÖGELERİ
İletişim Süreci
Davranış bilimleri açısından iletişim; bilgi, fikir, kanı, düşünce ve duyguların bir bireyden bir bireye aktarılma sürecidir. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi iletişim Bireyin içindeki
ögelerin oluşturduğu sisteme iç sistem
denir.
İletişim süreci, bir mesajın anlaşılır
biçimde alıcıya gönderilmesi ve
alıcının da karşı mesajı göndermesi
işlemidir.
sürecinin gerçekleşmesi için bir kaynak ve bir alıcıya ihtiyaç vardır. İletişim süreci kaynak ve alıcı arasında mesaj alışverişi veya bilgi akışı, konuşma veya yazma biçiminde sözlü gerçekleşebileceği gibi belirli anlamlar yüklü olarak bazı bedeni hareketlerle de gerçekleşebilir.
İletişim sürecinde iç ve dış etkenlerin önemi fazladır. İç etkenleri birey ya da grubun çeşitli düşünceleri, amaçları veya iç dünyalarında meydana gelen herhangi bir olay (merak, kıskançlık, rekabet, başarı güdüsü hastalık vs.) oluşturur. Dış etkenleri ise, birey dışında oluşan grubu ve grup üyelerini doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren olaylardır. İşte bu iç ve dış etkenlerle birlikte ortaya çıkan güdüler, düşünceler ve gerginlikler bireyin geçmişteki deneylerine, alışkanlıklarına, yerleşmiş düşünce çerçevesine, değer yargılarına ve davranışlarına bağlı olarak anlamlar kazanır. Daha bilince ulaşmadan sinir sistemi tarafından elenen ve değerlendirilen dış etkenler ve onlardan kaynaklanan gerginlikler, düşünceler ve anlamların bellek tarafından da ayrıca saklanacak ve unutulacak şeyler olarak ayrıca ikili bir ayrım yapılır. İletişim süreci ile ilgili olan bu anlattıklarımız ''algılama'' olarak tanımlanabilir. [13]
Kaynağın iç ve dış etkenlerin etkisiyle iletişimi başlatabilmesi için algılama sonucunda çözümlenmesi gereken ve bireyi yakından ilgilendiren bir sorunun ortaya çıkması gerekir. Böylece kaynak ortaya çıkan sorunu çözmek için algılama neticesinde elde ettiği bilgi ve düşünceleri başkasına aktarma ihtiyacı duyacaktır.
Bunda başarılı olabilmesi için bilgi ve düşüncelerini başkalarının anlayabileceği sembollerle ifade etmesi gerekir. Kaynak belirli bir amacı gerçekleştirmek için çeşitli sembollerle ifade ettiği mesajı bazı iletişim kanalları vasıtasıyla alıcıya ulaştırmaya çalışır. Mesaj, sözle, yazıyla veya işaretlerle alıcıya gönderilir. Mesaj alıcıya ulaşınca onu harekete geçirir ve mesajın gereği olan faaliyetleri
gerçekleştirmeye çalışır. Başka bir deyişle, alıcı mesajı alınca tıpkı kaynağın yaptığı gibi mesaja, kendi deney, alışkanlık, düşünce çerçevesi, değer yargıları ve
davranışların etkisiyle değişik bir anlam kazandırır ve yeni bir mesaj oluşturur. Bu yeni mesajı çeşitli iletişim kanalları kullanarak gerekli yerlere ve kişilere iletir. [13]
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi iletişim süreci çift yönlüdür. Yani, birisi başka birisine bir mesaj gönderecek ve mesajı alan da gönderilen mesajı algılayıp karşı mesajı gönderecektir. Kısaca iletişim sürecini şu şekilde tanımlamak mümkündür;
iletişim süreci, bir mesajın anlaşılır biçimde alıcıya gönderilmesi ve alıcının da karşı mesajı göndermesi işlemidir.
İletişimin Ögeleri
Bir süreçler zincirlemesi olan iletişim sürecinde yer alan temel ögeler şunlardır: Kaynak, kodlama, mesaj, kanal, gürültü, alıcı, kod açma, geri besleme.
Bu temel ögeleri şematik olarak şöyle gösterebiliriz:
Gürültü
Kaynak Kodlama Mesaj Kanal Alıcı Kod açma
Geri Besleme (Yansıma)
Şekil: 12.1 İletişim Sürecinde Yer Alan Temel Ögeler Şimdi iletişim sürecinde yer alan temel ögeleri açıklamaya çalışalım:
Kaynak, kaynağı etkileyen faktörler ve kaynağın taşıması gereken özellikler
Kaynak
İletişim sürecinin başlaması için öncelikle bir kaynağa ihtiyaç vardır. Kaynak, mesajı ileten insan ya da insan gruplarıdır. Kaynağı şu şekilde tanımlayabiliriz:
Kaynak, iletişim sürecini başlatan temel ögedir. Dolayısıyla iletişim, kaynağın bir mesaj göndermesiyle başlar. Başka bir deyişle iletişim süreci; her şeyden önce duygu, düşünce, bilgi, kanı ve ihtiyaçların kişi ya da kişilere aktarılmasını sağlayacak olan bir kaynağın varlığını zorunlu kılar. Kaynak gönderilecek olan mesajın kodlayıcısıdır. Bilgi, fikir, duygu, kanı ve olaylar hakkındaki izlenimler, kaynağın zihninde birtakım işlemlerden geçer ve daha sonra kelimeler, rakamlar, şekiller, işaretler, hareketler ve çeşitli semboller hâline dönüştürülür.
Kaynağı Etkileyen Faktörler
Kaynak, kafasındaki bilgi, fikir, düşünce, izlenim ve kanıları mesaj için kodlar.
Ancak bu noktada birçok faktör kaynağı etkilemektedir. Kaynağı etkileyen faktörlerden bazıları şunlardır: [12]
Kaynağın iletişim becerisi
Kaynak mesajı, hedef birime sözle veya uygun bir araçla gönderebilir. Eğer kaynak mesajı sözle hedef birime iletiyorsa, burada kaynağın şu becerileri etkili olmaktadır:
İyi söyleyiş
Kelime zenginliği
İyi cümle kurması
Uyumlu söz dizimi
Gerekli ve uygun sözcüklerin seçilişi
Eğer kaynak mesajı hedef birime herhangi bir araçla gönderiyorsa, burada kaynağın şu becerileri etkili olmaktadır:
Kaynak, iletişim sürecini başlatan
temel ögedir.
Mesajın gönderilmesi için uygun aracın seçimi
Seçilen araca uygun şekilde mesajın kodlaması
Mesajların yapısına dikkat edilmesi vs.
Bu beceriler, kaynağın mesajı hedef birime göndermesinde ve hedef birimle iyi iletişim kurmasında etkili rol oynarlar. Eğer kaynak bu iletişim becerilerine tam olarak sahip değilse, çevresiyle iletişim kurmada çoğu zaman problemlerle karşılaşır.
Mesajların alıcı veya alıcılara istenilen özelliklerde ulaştırılması temel olarak kabul ediliyorsa, kaynağın iletişim becerisinin önemi daha da artar.
İletişim sürecinde beş adet sözel iletişim becerisi mevcuttur. Bunlar şunlardır:
İki tanesi kodlama becerisi olan konuşma ve yazmadır.
İki tanesi kod açma becerisi olan okuma ve dinlemedir.
Beşinci beceri ise hem kodlama da hem de kod açmada etkili olan düşünme ve nedenselliktir.
Kaynağın tutumları
Kaynağın tutumları İletişim kurmada esas önemli olan öge, kaynağın kişilik yapısıdır. Çünkü kaynak kendisine ait olan düşüncelerle, iletişim şeklini belirler.
Değişik bir ifade ile, kaynağın kişiliği onun çevresiyle hatta kendisiyle kuracağı iletişim şekline etki eder. Örneğin, çekingen bir kişilik özelliğine sahip olan biri daha çok çekingen önerilerde bulunur. Kaynağın toplumsal kural ve değerlere veya değişik konulara ait tutumları olabilir. Kaynağın sahip olduğu bu tutumlar da onun iletişim kurma biçimine etki eder.
Kaynağın Deneyim ve Bilgisi
Kaynağın iletişim kurmada etkili ve inandırıcı olması, büyük ölçüde onun deneyim ve bilgili olmasına bağlıdır. Çünkü insanların denemediği, yaşamadığı ve hakkında yeterli bir bilgiye sahip olmadığı konularda sağlıklı iletişim kurmaları mümkün değildir. İnsanlar, iyi bildikleri konuları ve yaşadıkları olayları hem daha kolay hem de daha rahat başkalarına anlatırlar.
Kaynak Üzerinde Etkili Olan Çevresel- Toplumsal ve Kültürel Ögeler Kaynağın iletişim kurma biçimini, çevresel, toplumsal ve kültürel faktörlerden ayrı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Çünkü insanların iletişim biçimleri toplumun kültürel yapısının bir göstergesi durumundadır. Sosyal yapı içinde yer alan insanların bağlı oldukları toplum içinde rolleri, konumları,
Ö rn ek
•Çekingen bir kişilik özelliğine sahip olan biri daha çok çekingen önerilerde bulunur.saygınlıkları ve belirli işlevleri vardır. İşte insanların bu özellikleri, onların iletişimlerine yansır ve iletişim şeklini belirler.
Kaynağın Taşıması Gereken Özellikler
Mesajı ileten kişi veya mesajın çıkış noktası olarak tanımlanan kaynağın, sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesi için taşıması gereken bazı özellikler vardır. Bu özellikleri kısaca şöyle açıklayabiliriz: [15]
Kaynak bilgili olmalıdır
Kaynak pozisyonunda bulunan kişinin göndereceği mesaj konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü kaynak, bilgisi oranında kodlama ve mesajı gönderme gücüne sahiptir. Bilgi, hem mesajın kodlanma biçimini ve içeriğini hem de alıcıdan beklenen davranışı etkiler. Kaynak; göndereceği mesajın gerçekleştireceği davranış hakkında, mesajın nedeni ve mesaj kodlarının etkileri konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Kaynağın bilgili olmasının yararlarından biri de iletişimin sürekliliğini sağlamasıdır. Eğer kaynak yeterli ve gerekli bilgiye sahip ise, alıcının istediği ek bilgileri de sağlayabilir ve böylece iletişim sürekli olur. Aksi durumda kaynak, bir aktarıcı olmaktan daha ileri gidemez.
İletişim her zaman yüz yüze gerçekleşmeyebilir. Bazen bir aracı ile de iletişim başlayabilir. Bu aracı bir kitap, rapor veya bir teksir olabilir. Bu durumda gerçek kaynak kitap veya raporun yazarıdır. Böyle durumlarda yazar ne kadar bilgili olur ve bu bilgisini kitap veya rapora aktarabilirse, iletişim de o oranda etkili olur.
Kaynak Kodlama Özelliğine Sahip Olmalıdır
Kaynak; hedef birime göndereceği mesajın nasıl kodlanacağını, sözlerin ve işaretlerin anlamının ne olduğunu bilmelidir. Yanlış veya yetersiz biçimde kodlanan mesaj etkin olamayacağı gibi, beklenenin dışında bir davranışı da yaratabilir.
Kaynak ile alıcı arasında bir kültür bağının kurulması kaynağın kodlama özelliğini de etkiler. Şöyle ki kaynak ve alıcı aynı kültürel düzlemde yer alıyorlarsa, kaynak mesajı daha kolay kodlar. Özellikle jest ve mimiklere dayalı olan iletişim
şekillerinde, kaynağın kültürel yakınlık, benzerlik ve kültürel kodlamaları bilmesi iletişimi daha sağlıklı kılar.
Kaynak rolüne ve davranış düzlemine uygun davranmalıdır
Kaynak çevresiyle iletişim kurmaya çalışırken, içinde bulunduğu davranış düzlemine uygun hareket etmeli, göndereceği mesaj ile statü ve gerçekleştireceği rol davranışı arasındaki ilişkiye dikkat etmelidir. Kaynak, statü ve rolüne uygun düşmeyen mesaj gönderdiğinde alıcı ya mesajın gereğini yapmaz veya iletişimi keser. Gönderilen mesaj alıcıda bir davranış değişikliğine yol açacaksa, bu değişikliğin onun rol ve statüsüne uygun olması gerekir.
Kaynak tanınmalıdır Kaynak, bilgisi oranında
kodlama ve mesajı gönderme gücüne
sahiptir.
Kaynak ve alıcı arasında hem olumlu hem de etkin bir iletişimin kurulması için kaynağın alıcı tarafından tanınması gerekir. Kaynağın tanınması, mesajın olumsuz yorumlanmasını da engeller.
Kodlama
Kodlama aşamasında kaynak; alıcı olarak bildikleri kişilere aktarmak için fikirlerini, çeşitli sembollerle örgütler. Kaynak, bu aşamada akılcı davranmaya önem verir. Ayrıca bu aşamada uygun bir iletişim yöntemi de belirler. Çünkü kodlama alıcılara bağlı olduğu kadar, iletişim yöntemlerine de bağlı bir süreçtir.
Kodlama; bir bilginin, düşüncenin, duygunun, fikrin veya kanının iletişim için uygun bir mesaj hâline getirilmesidir. Kodlanmayan fikir, bilgi ve kanıların iletişim için hiçbir geçerliliği yoktur.
Bilgiler, düşünceler, fikirler ve kanılar, sözlü, sözsüz, grafik, resim, jest ve mimiklerle kodlanabilir. Kodlama için en önemli öge dildir. [17] Hatta jest, mimik ve hareketlerle gerçekleştirilen kodlamalar da dile dayanır. Eğer nesneleri, olay ve olguları nasıl kodlayacağımızı bilmezsek, iletişim kurmada güçlüklerle karşılaşırız.
Kaynak, kodlama yaparken şu noktalara dikkat etmelidir: [18]
Kaynak, kodlama yaparken alıcının bilgi ve tecrübe alanına giren semboller kullanmalıdır.
Kaynak, soyut ifade ve sembollerden çok somut semboller kullanmalıdır.
Kaynak, sembolleri alıcının daha önce alışmış olduğu anlamda kullanmalıdır.
Kaynak, alıcının anlayamayacağı tahmin edilen kelimeleri açıklamalıdır.
Mesajlar ve taşıması gereken özellikler
Mesaj
Mesaj; kaynaktan alıcıya gönderilen, bilgilerin, fikirlerin, duyguların ve tutumların kodlanmış hâlidir. Başka bir deyişle mesaj, kaynağın iletişim sürecinden beklediklerini bir ifade biçimidir. Mesaj, iletişimin görünen yönüdür. İletişim sürecinin başlaması ve devam etmesi için hem kaynak hem de alıcılar mesajın anlamını, amacını ve etkisini bilmek durumundadırlar.
Mesaj, işaretlerden kuruludur. [19] Bu işaretler ise, toplumsal yaşamda bir anlam ifade ederler. İnsanlar bu işaretlerin anlamlarını sosyalleşme sürecinde öğrenirler. Mesaj, toplumsal yaşamda anlamı olan işaretlerin kullanılması sonucunda oluşur.
Konuşulan (veya yazılan) kelimeler, grafikler, çizimler, jest ve mimikler (örneğin, yüzün aldığı bir ifade biçimi, kol ve elin bir hareketi kodlanarak) alıcıya gönderilecek bir mesajı oluştururlar. [20] Mesajı, dil ve içerik açısından ele alıp incelemek mümkündür. Mesajın dili denilince sadece konuşulan dil akla
gelmemelidir. Çünkü mesajın dili, mesajın iletilmesinde yararlanılan herhangi bir kodu ifade etmektedir. Bu açıdan mesajın dili, herhangi bir ülkenin dili olabileceği Kodlama; bir bilginin,
düşüncenin, duygunun, fikrin veya kanının iletişim için uygun bir
mesaj hâline getirilmesidir.
Mesaj; kaynaktan alıcıya gönderilen, bilgilerin, fikirlerin,
duyguların ve tutumların kodlanmış
hâlidir.
Mesajlar, iletişimin geçerliliği ve devamlılığı için anlaşılır olmalıdır.
gibi, müzik, sanat ve jestler-mimikler gibi konuşulan dil dışında da bazı kodlar olabilir.
Resim: 12.3 Mesaj (kaynak:tr.stockfres.com)
Mesaj dili konusunda en önemli nokta, mesaj dilinin hem kaynak hem de alıcı için net ve anlaşılır bir özellik taşımasıdır. Mesajın içeriği konusunda iki önemli nokta vardır. Birincisi, iletişimde aktarılacak olan duygu, düşünce ve bilgilerin seçilmesi; ikincisi, bunların nasıl işleneceğidir. [12]
Bir Mesajın Taşıması Gereken Genel Özellikler
İletişim şeklini belirlemede etkili olan mesajlar sözlü ve yazılı olarak ikiye ayrılır. Bütün mesajların taşıması gereken genel özellikler şu şekilde sıralanabilir).
[15]
Mesaj anlaşılır ve açık olmalı
Mesajlar, iletişimin geçerliliği ve devamlılığı için anlaşılır olmalıdır. Buradaki anlaşılırlık, tür ve kapsam açısından geçerlidir. Her şeyden önce olaya göre sözel veya sözel olmayan mesajlardan biri seçilmeli ve anlaşılır bir şekilde
belirlenmelidir. Mesajın anlaşılması, alıcı ve kaynağın bilgisine, yeteneğine ve kültürel özelliklerine bağlıdır. Anlaşılmayan sözcükler, cümleler ve mimiklerden oluşan mesajlar algılanamaz ve sonuçta istenilen düzeyde iletişim gerçekleşmez.
Mesajdaki açıklık, istenen veya beklenen davranış açısından önemlidir.
Mesajı gönderen kişi, mesajla alıcıdan ne beklediğini açıkça belirtmelidir. Mesaj görünüm bakımından açık olsa bile eğer belirsizse, onun açık oluşundan söz etmek mümkün değildir. Açıklık sadece kaynak ve mesaj açısından değil, alıcı açısından da geçerlidir. Yani mesajın alıcısının kim olacağı, hangi alıcının ne yapması gerektiği mesajın içinde yer almalıdır.
Kodlanan mesajlar, alıcının niteliklerine bağlı olarak en kolay anlaşılabilir hâle getirilmelidir. Bunun için alıcının bağlı olduğu grubun yapısı, sosyoekonomik durumu, eğitim düzeyi, sosyal kurallar karşısındaki durumu ve diğer özelliklerinin çok iyi bilinmesi gerekir.
Mesaj uygun zamanda gönderilmeli
Mesajlar gelişigüzel gönderilmemeli. Aksi takdirde mesajın iletişimdeki etkinliği yok olur. Zamanında ve yerinde gönderilen mesajlar etkili iletişimi
sağlarlar. Etkin bir iletişim için mesajlar, zamanlama ile ilgili bilgileri de içermelidir.
İletişim Sürecinde Mesaj Uygun Yolu İzlemeli Mesaj, oluşturulan
iletişim ortamında belirlenen yolu izleyerek alıcıya
ulaşmalıdır.
İletişimin gerçekleştiği ortamda bir iletişim ağı vardır. Mesaj, oluşturulan iletişim ortamında belirlenen yolu izleyerek alıcıya ulaşmalıdır. Eğer mesaj, belirlenen yolu izlemeden alıcıya ulaştırılmaya çalışılırsa iletişimdeki etkinliğini kaybeder. Çeşitli ilavelerle mesaj ek anlamlı hâle getirilirse alıcı üzerindeki etkisi istenilen düzeyde gerçekleşmez ve beklenmeyen birçok davranışın oluşmasına neden olur.
Mesajın Etkili Olabilmesi İçin Kaynak Ve Alıcı Arasında Kalmalıdır
İletişim yüz yüze olmadığı zaman, mesaj kaynaktan alıcıya ulaşıncaya kadar birçok kişi veya kademelerden geçebilir. Bu tür iletişimde mesaja kişi veya kişilerce birçok ek anlamlar ilave edilebilir.
Alıcı böyle bir mesajla karşılaşınca çok farklı davranışlar sergileyebilir.
Dolayısıyla gerçek mesajı algılamayabilir veya ek kaynaklardan aldığı ilave mesajlarla birlikte gerçek mesajı algılamaya çalışır ve sonuçta yanlış yerlere ve neticelere varır. Mesajın etkili olabilmesi için, alıcının mümkün olduğunca ilave mesajlardan uzak tutulması lazımdır.
Mesaj Çeşitleri ve Taşıması Gereken Özellikler
Mesajlar, sözel ve sözel olmayanlar diye ikiye ayrılır. Sözel mesajları da yazılı ve sözlü olarak ayırmak mümkündür. Desen ve grafikle belirlenen mesajlar bu gruba dâhildir. Sözel olmayan mesajlar, jest ve mimiklere bağlı olarak
gerçekleşenlerdir. Hem sözel hem de sözel olmayan mesajların taşıması gereken bazı özellikler vardır. [15] Bu özellikleri kısaca açıklamaya çalışalım.
Sözel Mesajlar Ve Taşıması Gereken Özellikler
Konuşma ve yazma en belirgin şekilde gerçekleşen iletişim biçimidir. Bu iletişim biçimleri sözel iletişim olarak adlandırılır. Yazılı talimatlar, iş mektupları, organizasyon el kitapları, konuşma biçiminde gerçekleşen görüşmeler, eğitim çalışmaları, grup tartışmaları ve yapılan toplantılar sözel iletişime birer örnektir.
Sözel iletişimin en yaygın biçimi, kelimelere dayalı olan konuşmadır. Hemen hemen her insan sahip olduğu bilgileri düşünceleri ve fikirleri kelimeler yoluyla başkalarına aktarır. Ancak kelimelerle iletişim, konuşma biçiminde olabileceği gibi yazılı şekilde de olabilir.
Konuşma ve yazma şeklinde gerçekleştirilen iletişimin etkinliğini artırmanın birinci şartı, uygun kelimeleri ve deyimleri seçmek ve bunları toplumsal açıdan geçerli olan kurallar çerçevesinde birleştirmektir. Bilinmeyen ve anlaşılmayan veya toplumca benimsenmeyen kelime ve sözcüklerle mesajlar kodlandığında bu mesajlar ya alıcıya ulaşmaz ya da alıcının mesajı yanlış yorumlamasına neden olur.
Uzman olmayan insanlar arasındaki iletişimde, uzmanların kullandığı özel deyimlere ve teknik terimlere yer verilmemelidir.
Bir organizasyon içindeki iletişim daha çok yazılıdır. Bu yolla bazı bilgiler ve iş talimatları aktarılır. Bu amaçla düzenlenen mesajlar, bütün personelin
anlayacağı biçimde olmalıdır.
Kanal, mesajların alıcıya aktarma yoluna kanal
denir.
Konuşma ve yazma şeklinde gerçekleştirilen
iletişimin etkinliğini artırmanın birinci şartı,
uygun kelimeleri ve deyimleri seçmek ve
bunları toplumsal açıdan geçerli olan kurallar çerçevesinde
birleştirmektir.
Resim ve sayılara dayalı olarak da sözel iletişim gerçekleştirilir. Bu iletişim biçiminde mesaj sayı veya resim- desen olarak hazırlanır ve iletilir. Bu şekilde mesaj hazırlandığında, resim veya desenin iletilecek olan fikri vurgulaması ve alıcıların algılayabilecekleri türden olması gerekir. Bazı durumlarda resim, desen, grafik ve tablolar kısa alt yazılarla veya açıklayıcı sayılarla anlamlı hâle
getirilmelidir. Ayrıca kullanılan resim ve desenlerin alıcıların benimsedikleri kültürel yapıya uygun olmalıdır.
Sözel olmayan mesajlar ve taşıması gereken özellikler
Sözel olmayan mesajlar daha çok yüz yüze iletişimde kullanılır. Yani çoğu kez insanlar jest ve mimiklere dayalı mesajlar gönderirler. Jest ve mimikler,
toplumların kültürel yapılarına göre anlam ifade eden davranışlardır. Bazen bu yolla birçok kelimeyle ifade edemediğimiz duygu ve düşüncelerimizi aktarmak mümkündür.
Sözel olmayan bir mesajın anlamı, iletişim ortamında anlaşılır olmalıdır.
Kültürel yapıya ters olan veya anlamı kavranmayan sözel olmayan mesajlar iletişimde kullanılmamalıdır. Kullanıldığında etkin bir iletişimi gerçekleştiremez.
Sözel olmayan mesajların, her iletişim biçiminde ve ortamında gönderilmesi uygun değildir. Çünkü sözel olmayan mesajların gönderilmesi, genellikle kaynak ve alıcı arasındaki ilişki biçimine göre belirlenmektedir. Ayrıca sözel olmayan mesajların gönderilme uygunluğu, mesajın içeriğine de bağlıdır.
Sözel olmayan mesajların tanımının tam olarak yapılması gerekir. Aksi takdirde iletişimde istenmeyen bazı davranışlar ortaya çıkar. Bir toplumda, bazı alt kültürel gruplarda geçerli olan ama genel kültürel yapıda geçerli olmayan bazı jest ve mimikler vardır. Bu jest mimiklerin (sözel olmayan mesajların) iletişimde kullanılması durumunda etkin bir iletişim gerçekleşmeyebilir. Bunu önlemek için, jest ve mimiklerin kaynak ve alıcılar tarafından tanımlarının yapılması gerekir.
Kanal
Mesajların alıcıya aktarma yoluna kanal denir. Başka bir deyişle kanal, mesajı kaynaktan alıcıya ileten araçların tümüdür. Kanal işlevini gören iletişim araçları; göze, kulağa ve diğer duyu organlarına hitap edebilir. Örneğin; yazılı ve sözlü rapor, görüşme, basın yayın kanalı, sesli veya sessiz film, teleks vs. gibi. Hangi iletişim türü olursa olsun mutlaka bir iletişim kanalına ihtiyaç vardır.
İletişim kanallarını çeşitli biçimlerde sınıflandırmak mümkündür. İletişim sürecinde kullanılan kanallar ya bir kitle iletişimi veya bireyler arası iletişim aracı
Ö rn ek
•Yazılı ve sözlü rapor, görüşme, basın yayın kanalı, sesli veya sessiz film, teleks vs. birer kanaldır.Sözel olmayan mesajlar daha çok yüz yüze iletişimde kullanılır.