• Sonuç bulunamadı

Altayca-Trke Szlk (tantma)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Altayca-Trke Szlk (tantma)"

Copied!
46
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Dilleri Araştırmaları II (2001): 191-236 Sibirya Tanıtmaları: 1

Altayca-Türkçe Sözlük, Prof. Dr. Emine Gürsoy-Naskali, MuvaffakDuranlı, TOK, ISBN 975-16-1146-6, Ankara 1999,266 s.

Altayca sözlüklerden söz etmek gerekirse, en eskisi 1869' da yayımlanan Grammatika altayskagoyazıka'nınsonunda yer alan sözlüktür. Bu sözlük Altayca-Rusça (138 sayfa, yaklaşık4000 madde) ve Rusça-Altayca olmak üzere (150 sayfa, 2500'eyakınmadde) iki bölümdür. Bu sözlükle Altayca-Türkçe Sözlük kimi farklarvardır.

İkinci sözlük ise Slovar' altayskago i aladagskago nareçiy tyurkskogo

yankabaşlığını taşımaktaolup Verbitskiy'e aittir. 1884'te Kazan'dabasılan sözlük 500 sayfayayakınolup 12 OOO'eyakınmadde içermektedir.

Buradatanıtılansözlük ise gerçekte "N. A. Baskakov ile T. M. Toşça­ kova'nın Oyrotsko-Russkiy Slovar'ından GenişletilmişA1tayca-Türkçe Sözlük" başlığını taşımaktadır.Gerçekten de sözlük esas olarak yayma hazırlayanlarınOyrotsko-Russkiy Slovar'dan (1947)yaptıklarıçeviriyeçeşitli kaynaklardankattıklarıyeni sözcüklerle ortayaçıkmıştır(söz konusu kay-naklar için sözlüğün "sunuş" bölümünebakınız). Sözlüğün yayıma hazır­ lanmasını sağlayanE. Gürsoy-Naskali Türkiye'de Sibirya'ya ve Sibir kültü-rüneilişkin yararlı çalışmalarıyla tanınmaktadır;bu konuda Türkiye'de ilk kez olarak düzenlenmişolan Sibiryakurultayını(SibiryaAraştırmaları, İstanbul 1997) ve Altaycakahramanlık destanı"MaadayKara"nınçevirisini anabiliriz (Altay Destanı Maaday Kara, İstanbul 1999). Sözlüğü yayıma hazır­ layanlardan M. Duranlı ise Rusçadan Türkçeye yaptığıçevirilerle tanın­ maktadır. SözlüğüProf. Dr. Hamza Zülfikarincelemiş.

Sözlüğü yayına hazırlayanlardanE.Gürsoy-Naskali, Sovyet sözlükçülük geleneğinde maddebaşısözcüklerin kökenlerinin gösterilmediğini,ancak Rusça kökenli, ya da Rusça üzerinden Altaycaya giren Batı kaynaklı söz-cüklerin tanınmasının kolayolduğunu, dolayısıylabu sözcüklerin kökeninin buradatanıtılanAltayca-Rusça Sözlük'teesas olarak Rusça sözcüklerin (Rus. kısaltmasıyla) gösterildiklerini belirtmektedir. Gürsoy -Naskali 'nin yerinde olarakbelirttiğigibi öteki dillerden, Moğol, İran, Sanskrit, Çin, Tibet, Arap dillerinden giren sözcüklerintanınması,bu sözcüklerin Altaycaya çok

(2)

önce-leri girmesi veAltaycalaşması dolayısıyla güçleşmektedir.Bu nedenle de bu tür dillerden Altayeaya giren sözcükler konuya ilişkinetimolojikçalışmalarda yeraldıklarıölçüdesözlüğe aktarılmışlardır. Yukarıda anılandillerden Mo-ğolcahariç öteki dillere ait sözcüklerinçoğununda yine bir ara dilaracılığıyla Altayeaya girdiklerini belirtmek isterim. ÖrneğinSanskritçe, Tibetçe, Arapça, Farsça (ya da İrani) sözcüklerle Çince sözcüklerin çoğunluğu Moğolca üzerinden Altayeaya girmişlerdir. Bunlarınbir kısmı da Moğolcaya Eski Uygurca ve Tibetçe aracılığıyla girmişlerdir.Gürsoy-Naskali "Şuhalde, maddebaşı ardındankökenibelirtilmemişkelimeler ya halis Altay Türkçesi kökenli kelimelerdir veyakaynakların değinmediği Moğolca, İranca, Sans-kritçe, Tibetçe, Arapçav~. kökenli kelimelerdir." ("Sunuş"s. 9). Söz ko-nusu kaynaklar için yine "sunuş"bölümünebakılabilir.

Esas olarak iki dilli bir sözlükte sözcüklerin kökeni konusu ilksırayı işgal etmezler, bu tür sözlüklerde sözcüklerin kökenleri belirtilmese de olur. Söz-lüğün amacıetimolojik olmaktan çok bir dilin birbaşkadilinkonuşurlarınca anlaşılmasına yardımcı olmaktır.Köken açıklamalarınagirilmesi durumunda ise, elden geldiğincehersözcüğünkökeninin, yapısınınbelirtilmesi gerek-mektedir. BuişGürsoy-Naskali'nin debelirttiğigibi gerçektebaşlı başınabir araştırmakonusudur. Ancak elimizdeki söz1ükteçeşitlikaynaklaryardımıyla kimi sözcüklerin kökenleri verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kaynaklarınyer verdiğisözcüklerden kimiyapımekleriyle Altayca sözcüklertüremişsebunlar dakaynak dil +T.(=Altayca) kısaltmasıyla gösterilmiştrir. Örneğin Moğol­ ca kökenli olduğu anlaşılan topçı "düğme" sözcüğündentüreyen topçıla-, topçılan-, topçılaş-, topçılat-gibi sözcüklerMoğ. T kısaltmalarıyla gös-terilmiştir ("sunuş",s. 10). Ancak, aşağıdaki tanıtmadadadeğineceğimüzere böylesi örnekler her zaman gösterilmemiştir.

Butanıtmada yukarıda değindiğimeksikleri,Moğolcadan girdiği açıkolan kimi sözcükleri göstermeye çalışırkenkökenleri konusunda farklı düşün­ düğümkimi sözcüklere de yer vermeye çalışacağım.Türkçe sözvarlığına ilişkin görüşlerimiise şu an hazırlamakta olduğum birbaşka yazıda gös-tereceğim.

(3)

aarMoğ. ağır.

Sözcük Mo. dillerine değilde Türk dillerine aittir. Bak. ETagır, krş.T ağırED 88 b, ET-agı- ~Alt. a,ö (buradaaa) gelişimiiçin bak. Z.Ölmez "Altay Türkleri ve Altayca", ÇağdaşTürk Dili,c. IX, sayı: 99, s. 16-17(§ 5.2.6).

TANITMALAR 193

aba"baba; anne; (...)"; abagay"1. karısınınbüyük erkekkardeşi(...)";

abaka"büyükbaba"; abakay"1.karı, eş (...)"

Yukarıdaki sözcüklerdenabakay Mo. kökenli gösterilmiş.Gerçekte bu dört sözcük de köken olarak aynısözcükle, ETapa sözcüğüyleilgili olsa gerek, apa için bak. "ancestor" ED 5 a-b, "GroBvater, Yorfahre mannl, Geschlechts; früherer, Grolsvaters-" UW 166 b.

Türemiş biçimler, abaka, abakayve abagay ise aynı sözcüğün Mo. ek almışbiçimi olabilir; Mo. biçimler,abakayiçin bak. TMENi §2, Lessing 2 b. Mo biçimaba ve+kay ile oluşmuşabenziyor, ancak elimdeki dilbilgisi kitaplarındaböylesi biraçıklamayarast1ayamadım.PoppeMoğoldillerinin karşılaştırmalı çalışmasında-gaidiye bir eke "nadir" ve "yalnızcaeski me-tinlerdegörülür"kaydıylayer verir(Introduction to Mongolian Comparative Studies, Helsinki 1955; § 40, s. 83). Krueger isekişizamirleriyle görülen bir -kail-keiekine yer verir,An Introduction to Classical (Literary) Mongolian, Wiesbaden 1955, §35, s. 39.

UW'a göre yalnızcason dönem Uygur metinlerinde, Moğol dönemi Uygur metinlerinde görülenabakasözüMoğolcaabaga'y«gitmektedir (35 b). Tüm bu bilgilere dayanarakyalnızca abakay'ın.değil,her üçsözcüğünde, abagay, abaka ve abakay'ın aralarında kimi ses ve anlam farklılıklarına rağmenMo. olarak alınması gerektiğinisöyleyebiliriz; ayrıca krş.Lessing abag-a2 b; Yong-Söng Li, II.2.01. s. 236-237,1.5.01 s. 124-125.

Öte yandan abaka "büyük baba" sözü anlarnca ET apa sözüne daha yakındurmakta, acaba burada"apa-vkadüşünülebilir mi? Adlara gelen+~a içinkrş.kurtkaED 648 b, avıçgaED 6 b.

abısAr.

«

hafiz)Rahip, din adamı.

Kökenkısmındayer verilen sözcüğün doğrubiçimi hafız,dahadoğrusu ~ıafız olmalı.Sibir grubu Türk dillerindeki Arapça sözcüklerle ilgili olarak bak. M. Stachowski, "Arabische Etymologien in der Geschichte der Jakutischen Wortforschung",Prace Jezykoznawcze, 117, 1995: 125-138.

(4)

acar- "belirtmek" Mo. ise buradan türeyen acaru "açıklama, dikkat" sözü de Mo. T. olarak belirtilmeliydi.

ak ı. beyazlık,ak; (....) 3.mec.[azen]haklılık, suçsuzluk.

Sözcüğün3.anlamımecaz!olmayıpArapeahakk.sözcüğüne de gidebilir.

akai. ı.büyük erkekkardeş(....).

Sözcükbilindiğigibi Moğolcadır. Krş. Lessingaka2. s. 59 b(ax-a yazı­ mıyla!);TMENi §22, s. 133; son dönem Uygurca metinler için UW 78 b.

TANITMALAR 194

adak II 1. son

AltaycanınET -d-, -dseslerini -y-, -ysesine çevirmesidolayısıylabu söz-cük arkaik, eskicil kabul edilebilir (bu sesgelişimiiçin bak. Z. Ölmez,anınlan yer, §5.2.4, s. 16); ancak Mo, adağ"son" (Lessing 9 a) biçimi göz önünde bulundurulursa Moğoldillerinden bir alıntı olduğukabul edilmelidir. ET adak"ayak"sözcüğünündaha o dönem "son"anlamıylakullanılışıiçin krş. UW s. 46'daki örnekler.

alançıkII yuvarlak keçe çadır.

Tanımlamanın yanı sıra, madde karşılıkları arasında sözcüğünTürkçe karşılığıolan "yurt"a da yer verilebilirdi. SözcüğünMo. olduğunuöne süren kaynaklar davardır. Sözcük için bak. M. Ölmez,Hakasça Etimolojiler:

alaçıh "alaçık, konişeklindekulübe (bir zamanlar Hakaslar buralarda ya-şardı)": çiisbusbacab pir tumruhsığ (alaçıb) "yüz serçe birgagalı", yüzkuşgaçak bir tumşuklığ ıalaçıkı. - Kök: alaçu +k; TMEN II

alaçu§519, S. 97; Doerfer,sözcüğünsonun da bilinen küçültme eki +kolsa da sözcüğünTürkçe izleniminivermediğini,Türkçede+çuya da +aç u gibi bir ekin de bilinmediğini belirterek bugün için kaybolmuş,ölmüşbir dilden alınanbir kültürsözcüğü olduğunubelirtir (özellikle s. 101); Clausorı yabancı kökenli olduğunu düşünerek+k eklenmesiyle ve çeşitli ses değişmeleriyle çoğu Türk dilinde var

acırgı aygır

Sözcük ET adgır "aygır"ın Moğol dillerindeki denk biçimi olan acirgaını'«gitmektedir, Lessing 62 b. İyi bilinen bu denklik için bak. ET adğırED 47 b, TMEN II §648. Bu haliyle sözcükMoğolcadır.

(5)

olduğunubelirtir 129 b. Rasanen ise Uyg. ve OT'deki biçimlerini ve günümüz Türk dillerindeki şekillerinigösterir, ancak fazla açıklama yapmaz: Küe[rik] alancıg, Oyr[ot = Altay], Tel[eüt] alançık15 b. Sevortyan hemen bütün şekillere,diyalektlere yer verir ve Anadolu diyalektleriyle Altaycada n'li şekillerin olduğunu,eski şeklininise n'sizolduğunubelirtir ESTYi s. 131. Ancak tüm bunların yanı sıra birden fazla ana şekil düşünür, Röhrborn ise (alaçu) değişikköken açıklamalarınayer vererek kökenininaçık olmadığınıbelirtir UW 91 a. Konuyu son olarak ele alanlardan Şervaşidzeise *alaçu 'uıarep' maddesinde bu sözcüğünÇinceolduğunusavunur ve Orta Çince

sa

Çağdaş Çincelüshe şekillerinivererek Çince s'nin GT ç'ye,-a'nında -u'ya denk geldiğinibelirtir, tabii Türkçede söz başında Lünsüzü

bulunamayacağıiçin bu durumdabaştaa- türemesi çok doğaldır, VY 1989/2, 55. lu she li."@f, ancak Şervaşidze'nin görüşünün doğ­ rulanabilmesi için ikinoktanıntam olarakaçıklığa kavuşmasıgerekir: Birincisi alaçu(k) ile Çince (Pinyin ile) lu she arasındaki ilişkiyi gösteren tarihsel ses denklikleri; ikincisi eski, en eski Çince me-tinlerde,sözlüklerde, özellikle de 10. yy. öncesine ait metinlerde Çin-cede bu iki sözcüğünbu anlamdakullanıldığınıgösterir bilgiler; benim elimdeki Çince sözlüklerde lu ve she lu she "@f'nin "alaçık"

anlamıyla bir aradakullanıldığınıgösterir bilgi yok, tam tersine bu sözcükleryabancısözcükleri Çince olarak yazmaktakullanılanbirer transkripsiyonideogramıdır, örneğinbu iki sözcük Buddhist metinlerde bir ölçü birimi,S li'lik(yaklaşık2,5kın)mesafeden duyulan ses, davul sesi için, Skr.krosa içinkullanılmıştır,Eski Çince için krş.Morohashi c. VIII, s. 143 a, 83. madde(çoğunluklajulushe1~li."@folarak, bazen derocana Buddha için lushana li."@fjj~olarakyazılır),sözcük Çince-Rusça Büyük Sözlük'te ise hiç yer almaz, krş. lu c. II, 282. s., 1049. madde; ayrıcabak. Giles, s. 924, 7396. madde (buradalu li. altında

yalnızcarocana li."@fjj~ vardır).Bugüne kadar sözcüğünkökeni üze-rine doyurucu biraçıklama yapılamamasıdolayısıylaDoerfer'in görü-şüne katılmakgerekiyor, öte yandansözcüğünhemen hemen Türk dil-lerinin tümünde ve çoğu Moğol dilinde var olduğu göz önünde tu-tularak bugünkü biçimlerekaynaklıkeden dilin Türk dilleri, ya da Eski Türkçeolduğunu düşünmekgerekiyor.

TANıTMALAR 195

(6)

"samur" maddesi dealbaga'ya gönderilmeli, onlarlakarşılaştırılmalıydı.

antıraMo. resimli büyüksandık.

Herhaldeaptırayerine bir dizgi hatası. Doğrubiçim içinkrş.Tuv. aptara, Hak. abdıra,Mo. abdara (L 4 a).

altayda- "Altay'da gezmek" ile altayla- "Altayca konuşmak" madde-leribirleştirilemez, ayrılma yapılmalılar;her iki biçim deiki ayrıkaynaktan, iki ayrısözlüktenalınmış olmalı,OyRS'dayalnızcaaltayla- var, s. 17 a.

TANITMALAR 196

Yalınbiçimi Altaycada var olan ve sözlükte de Mo. olduklarıbelirtilenşu sözcüklerintürevlerininde Mo. olduğubelirtilmeliydi: amıtandu tatlı(ama amtan Mo. tat!); bir çok yerde böylesi örnekler"Moğ. T." kısaltmasıyla gösterilmişlerdir:arga, argada-, argala- vb.

Kökleri Mo. olsa da Altayca bir ekle türemiş olan şu sözcüklerin Mo.ı-Altaycaolduklarıbelirtilmeliydi: amtaş- alışmak;amtajualışkanlık.

ald 1. ön, 2. alt (...)

Sözlüğün Altayca-Rusçasında ald biçimindedir. Ancak bu sözcük her zaman ekli olarak görülür, yani sözcüğün"eksiz",yalınbiçimi ne Tarihi ne de günümüz Türk dillerinde görülmez.

amır "barış, rahat, huzur (...)" sözü de Mo. olmalı. Bunun için krş. Hakasça Etimolojiler:

amır 1.1)sakin,barışiçinde: amır bonıbsakinyaşam,2) uysal, 3) sessiz; 2. 1) sakin, 2) sessiz: sugdanamır, ottançabıssuyun sessizi, otunaltı amır-harılıçurta, tam sağlıktaolmak. - Kök: Mo. amur Lessing 40 b =Tü. amul *amur, Clauson amul (?amıl)maddesinde *amur diye denk birşeklindeolması gerektiğini, ancak metinlerderastlanmadığını veamra- ["hoşlanmak, sevmek"] eyleminin bu sözcükle ilgiliolması gerektiğinibelirtir. ED'ye göre Moğolcadaeski bir Türkçealıntıolarak amurli- (Gizli Tarih, XIII. yy.) şeklinde vardır. Hakasça ve Tuvaca amır şekilleri Moğolcadangeri ödünçlemelerdir, ED 160 b- 16 1 a, ayrıca yine krş. ET amra- ED 163 a-b; UW amıl < Mo. amur, Monguorbamura- 117 ab- 118 a;ayrıca krş.Tuv. amırrahat, sakin. -Kök: Mo. amur L 40 b=ETamılED 160 b-161 a, UW 117 a-I 18 a.

(7)

arı-Mo.kötüleşrnek,(...)zayıflamak.

Sözcük Mo. olmayıpen eski dönemden beri Türk dillerinde ar- biçimiyle görülmektedir. Clauson' a göre günümüz Türk dillerindekiarı-iaru- biçimi ar- eyleminingenişletilmişbiçimleridir ED 193 a, UW 169 b (I). Burada ancak hemen aşağı satırlardayer alan arıfikay "çabuk yorulan" T.+Mo. olarakaçıklanabilir

aracan sözcüğününyerinde olarak Mo. aracılığıyla Sanskrit dilinden geldiğibelirtilip Sanskrit biçiminrasôjanaolduğu belirtilmiş.Ancak burada kullanılan -j- harfi Türk harflerine göre okunursa kullanıcıyı yanıltabilir. SanskritsözcüğünTürkçeyazıçevrimindedaha uygun olan harfIyidir,krş. Böhtlingk"'Wf!Ff(~+3TO)(...) a) Kanal der Flüssigkeiten (im Körper)" PW VII 298, Monier-Williams"rasayana (...)a canalar channel for the fluids (of the body)" MW 870 b;ayrıca krş.Tuvaca-Türkçe / Türkçe-TuvacaKısa Sözlük: arjaankaynak suyu, yerden çıkaniçme suyu; kaplıcasuyu, tedavi amaçlı su. - Kök: Mo. araşiyan, raşiyan (Skr. rasüyanaı L 49 a, 651 b, EW 23 b - 24 a, ESTYi 168, Fi 92,ayrıcabak. MW 870 b.

TANıTMALAR 197

Mo. olarak gösterilenaya"yay" ileayak"ayak, (....) destek" sözlerinin hangi Mo. diline aitolduğunubilmiyorum, büyük ihtimalle ET ya ve adak ile TT yay ve ayak ileilişkili olmalılar.

İki ayrıkaynaktan alındıkları anlaşılanve ikiayrımaddede yer verilenayas sözcükleri tek maddealtına birleştirilmelidir.

ayılAr[apça]ev (aile);çadır;köy.

Sözcük ET ağıl,TTağıl sözcüğünden başkabir şey değildir. Bu haliyle ise ET' den Mo. 'ya geçerek ayil biçiminialan ve yine buradan Altaycaya geçen bir sözcüktür; bak. Uyg.ağıl "ağıl"UW 63 b, ED 83 b, EW 8 a,krş. Mo. ayil (ail yazıçevrimiyle)Lessing 20 a-b, TMEN II§503 s. 82-83.

Yine buradan türemiş bulunan ayılçı "misafir" ve ayıldu"aileli, evli" sözleri Mo.+T. olarakdüşünülmeli.

ayrıMo. dal, uç; nehir kolu;kavşak.

Moğolcasınınhangi sözcükolduğunubilmiyorum. AncaksözcüğüEski Uyg. adrı "ayrılmış, çatallanmış"sözü ve Hak.azırilekarşılaştırabiliriz, Ha-kasça Etimolojiler:

(8)

Sözlükte hemenayrı-eyleminden sonra gelenayrıl-, ayrılış, ayrılış, ayrıt­ sözcükleri de Mo. olarak gösterilmiştir.Bu sözcükler de, eskiden beri bilindiğigibi, Türk dillerine aitöğelerdir.Bu konuda ED, UW ve OTWF'de ilgili maddelerebakılabilir.

ayrı-Mo.ayırmak, ayırtetmek (...).

Moğol dillerinden Türk dillerine az sayıda eylem geçmiştir. Alıntı sözcüklerin çoğunluğuad soyludur. ÖzellikleOğuzgrubu Türk dillerinde, Türkiye Türkcesineyaklaştıkça alıntıeylem sayısı azalmaktadır. Osmanlıcada en yaygın Mo. alıntı eylem yasa- "tertip etmek, tanzim, tas mi m etmek, kurmak, hazırlamak'ltırv Bugünkü TT yasa- ise dil devrimiyle birlikte Türkçeye girmiş (veya.kazandırılmış)bir biçimdir (ayrıntılariçin bak. Schönig 2000, s. 108-109). Mo. dillerindenOsmanlıcayave Anadolu ağız­ larına girmiş yaygınya da yaygın olmayan eylemler arasındaçida- "ya-pabilmek", ilga- "seçmek, ayırmak;(at) koşturmak", naki(l)- "rahvan i

yorga gitmek", namna- "ok atmak",ka' a- "kuşatmak, çevirmek", [~ada­ "çakmak, çivilemek" ,] tokta- "durmak, beklemek", yada- "yapamamak" örneklerini sayabiliriz (tüm bu örnekler ve tartışıldıkları yerleraçısından Schönig 2000' ebakılabilir).

Türk halklarının Moğol halklarına komşuluğuna,tarihteki ve bugünkü kültüralış-verişlerine bağlıolarak busayılar,oranlar her dile göredeğişiklik göstermektedir. Yerigelmişkenburada Türkiye Türkçesinde görülmeyen, ancak öteki Türk dillerinde yaygın olarak görülen eylemler arasında ös-"büyümek" ile magta- "övmek" eylemlerini sayabiliriz (sırasıylaLessing 645 a, 520 a); örnek vermek gerekirse, Tuvaca Türkçe Sözlük'ünyalnızcaa maddesinde şu Mo. eylemler yer almaktadır:Mo. akurla- -7

agarla-lagarlaar/, Mo.aldağda--7 aldagda- laldagdaar/, Mo. aldara--7 aldara-laldaraar/, Mo. aldarşi--7 aldarjı- laldarjıır/,Mo. amila- -7 amılan­ lamılanır/,Mo. amsa--7 amza- lamzaar/, Mo. arcay--7 arzay- larzayar/, Mo. asara- -7 azıra- /azıraar/,Mo. atağarka- -7 adaarga- ladaargaarl (aynntılıliste için bak. ilgiliçalışmanındizini, KlasikMoğolcabölümü).

198 TANITMALAR

azır 1. 1)çatal, 2) kıvrıntı: togıs azır sın dokuz doruklu dağ sırası, 3)

ırmak kolu; 2. ikiye ayrılma, çatallaşma: üz azır kindir homeınan üs

batap tartçılıüç kuyruklu kenevirkamçıyla vurdu. - Kök: Ri 4azır Sag. Koyb. Kç. Şor.568, EW (*adır) azır6 a,krş.ETadır-ED 66 b, adrıUW 58 a.

(9)

TANıTMALAR 199

azıra-beslemek, yedirmek;yetiştirmek.

Söz konusu eylem Mo. dillerinden geçmiştir. Dolayısıylasöz1ükte bu eylemden türeyen şekillerMo. T. olarak gösterilmelidir. Eylem içinkrş.

Tuv. azıra-lazıraarıbeslemek. - Kök: Mo. asara- L 56 b, Tof. asira-RasF 156;

Hak.azıra-lazirargai 1. beslemek, birini doyurmak; 2. birini büyütmek: aziraan adan kemdlr?senin baban, seni büyüten kim?; azıraan daa adaziçogıl,emlsken dee lcezlçogılbesleyenbabasıda yoktu, emziren annesi de yoktu. - Kök: Mo. asara- (> asıra-) 'şefkat göstermek, korumak, beslemek' Lessing 56 b, Çag. Blk. Kaz. asra-, Krç.asıra-, Bar. azra-, Çuv. osra-, usra- EW 29 b.

baai İr.paha,değer

İr. (İran, İrandilleri?)kısaltmasıgözdenkaçmış olmalı,listede yok. baalu "çamurlu" ile baalu"değerli"i ve IIrakamlarıyla ayırtedilmeli. baltırgan'ın karşılığı olarak verilen "melek otu" açıklamasının yanına Türkçe Sözlük'teyer alan"baldıran"da eklenebilir.

bas- "basmak" maddesinde yer alan örnek cümledekicohıiidüzeltilerek colıii yapılmalı.

batır- esir olarak teslim olmak, yenilmiş olmak: araldagı ayuga aldırbaganAya-Biy, altan tümen çerüge batirbagan Aya-Biy folkjlor]

ormandakiayıyateslim olmayan Aya-Biy,altıbinkişilikorduya esir olmayan Aya-Biy.

Çevirideki"altıbin", "altmışbin" olarak düzeltilmeli. ber- Mo. vermek (...).

Bu eylem de Eski Türkçe döneminden beri Türk dillerinde görülen, Türkçe kökenli birsözcüktür. bak.ber-ED 354 b-355 a.

Buraya bağlı olarak berdir-, beril-, berin-, beriş, beriş- Mo.+T. açıklamalarıda düzeltilmelidir. Buradaki berilte"yayım, yayımlama"

(10)

bileaile.

SözcükMoğolcadanTürk dillerine geçmiştir, krş.Tuv. büle~ög büle. Kök: Mo. büle, büli L 145 b, 146 b.

biyaniyilik, merhamet.

Bu sözcük daha önce Mo. olarak gösterilen "bıyan teşekkür,takdir" ile birleştirilıneli.

bılaa-zorla almak.

bılaaşMo.tartılına;bahis;yarışma,rekabet.

bılaaş- tartışmak;bahistutuşmak;rekabet etmek; skandalçıkarmak. bılaaştuMo.+T.tartışmalı.

bılaat-zorlaaldırmak.

Yukarıdaki sözcüklerden aslında yalnızilki, bılaa- eylemi Mo. olmalı, ötekiler ise Mo. T. (daha doğrusu Mo.ı-Altayca) olmalı. Krş.Mo. buliya- L

134 b.

TANıTMALAR

200

bıyan teşekkür,takdir.

Söz konusu sözcük MoğolcayaEski Uygurcadan, Eski Uygurcaya da tarihselİpekYolu dilleri aracılığıylaSanskrit dilinden girmiştir, krş. Tuv. buyaniyi davranış, iyilik, 'sevap', Lamaistlerce iyi olan davranış, yaşam; buyanı ulug kiji iyi davranışı büyük kişi,iyidavranışı çokkişi, 'sevabıbol kişi'. Kök: Uyg. buyan

«

Skr.~punyaAtG 333 a.

Aynıbilgiler biçi- "yazmak" eylemi ve türevIeri için de geçerlidir. Eylem bu haliyle (-ç- ile)Moğolcadır, ancak, daha eski biçimi Eski Uygurca biti-eylemidir.

biyirke-Mo. gururlanmak.

Bu eylem Mo. bir addan türemiş olsaydı bile aldığı ek Tü. kökenlidir, dolayısıyla kökeni tıpkı biyirkek'te olduğu gibi "Mo.+T." olarak açıklanmalıydı;,krş. TT esirgemek, yadırgamaksözcükleri; ET için krş. alpırkan- "kahraman gibi davranmak", kıvırkaklan-"cimrice davranmak, cimrilik etmek", tsuyurka- "acımak, şefkatgöstermek" AtG § 96 (s. 68), ayrıcaOTWF§5.2.

Burada söz konusu olan belki de Alt.biyik"yüksek; büyük" ve +(i)rke-(*biyik+irke-!), arka arkaya gelen iki k'den birisi düşmüş olabilir, bu konuyla ilgili olarak yine krş. OTWF § 5.2; yine aynı sözlükte,

(11)

Altayca-"bödnö bıldırcın" ile "bödönö dişi bıldırcın" Moğolcadır, krş. Mo. büdüneL 144, Halhabödnö58 a.

budu- Mo. boyamak (...) buduk boya.

bölökız kardeşin çocukları, kardeş çocuğu.

Mo. olan sözcük yine aynı sözlükte yer alan "bile aile" sözcüğüile karşılaştırılabilir(bak.yukarısı), ayrıca krş.Li1. 9.03böle(s. 182-183).

201

TANıTMALAR

bookanat[omi

1

guşa, çedve.

Sözcük aynı sayfanın(42. s.) sol sütununda yer alan aynı anlamdaki bogokile birleştirilmeliydi, Altayca-Rusça Sözlük'te yer almayan bu veri büyük birolasılıkla girişte anılanöteki kaynaklardanalınmıştır.

bolot Mo. çelik.

Farsça kökenli olan sözcük için Mo. denmiştir. Belki de kastedilen Moğolcanınaracı diloluşudur.

bolço-şişmek,kabarmak, büyürnek. bolçol küre, yuvarlak; küçük parça (...)

bolçoyşiş

bolçoy- Mo. şişirmek, darılmak.

Yukarıdakisözcüklerden birisi Mo. ile ilgili ise diğerleride bir yünüyle Mo. ileilişkili olmalı.

Türkçe Sözlük'teyer alan çedik"iğrenen"ile buradan +(I)rke- ile türemiş olan çedirke- "iğrendirmek"örnekleri bu görüşümüzü desteklemektedir. Anlamaçısından krş.TTbüyükvebüyüklenmek. Son olarak sözlüktc Mo. olarak gösterilenbiyu "yüksek" deburasıile ilgili olmalı.

boro Mo. gri,kırrenkli. boror-boz olmak.

Eğer boroMo. ise boror- da Mo.+T.olmalı; anlamlarınada sırasıyla "boz" ve "bozarmak" eklenmelidir. GT boz'undengi olan Mo. boro için krş. TekinZetacism. Ayrıcayine aynı sayfanın sağsütununda yer alan, Tü. kökenlibozor-"beyazlaşmak, grileşrnek"ile dekarşılaştırılabilir.

(12)

budu- Mo. ise buduk'un ve budu- eylemindentüremişöteki sözcüklerin deaynıkökten olduğu(Mo. ya da Mo.+T. gibi) gösterilmeliydi.

burkura-Mo. uçuşmak, dağılmak. burkuraştozutma,dağıtma.

İlksözcük Mo. ise, ikincisi de Mo.+T.olmalı.

bugul Mo.tınaz, dokurcun.

bukul Mo. tınaz,dokurcun.

Her iki biçim de birbirine gönderilmeliydi. TANıTMALAR

büdüm tür; ciddi; sadakat (....). büdümci Mo. inanç.

büdümçidü sadakatli,şerefli. büdümde-inandırmak. büdümdü heybetli,alımlı.

büdün- içten,sadıkolmak; güvenmek, itimat etmek. büdündlr- içten olmak; itimat etmek.

büt- Mo.inandırmak,güvenmek.

Yukarıdaki sözcüklerden yalnızca büdümci ve biit- Mo. olarak gösterilmiştir.Tümü de köktaş, yani aynı kökten çıkmış görünen bu sözcükler büt- ile ilgiliolmalıdırlar. Eğerbui-Mo. ise söz konusu türevlerin tümü de Mo. ya da Mo.+T.olmalıdır.

Kaldıki, benimbildiğim kadarıyla Moğolcadabu anlamda birbilt-yoktur; dahası sözcük ET büt- "tamam olmak, tamamlanmak, bütün olmak" ile

ilişkili olmalıdır.Gerçekten de ETbüt-eylemideğişikdönem ve dillerde çok

buru Mo. suç, kabahat.

burula-i suçlamak.

İlk sözcük Mo. ise, ikincisi ve sözlükte onu izleyen öteki türevler de Mo.+T.olmalı, krş. Mo. burugu "hata,yanlış"L 138 a.

bulgayrıözel yöntemleişlenmişderi.

Tarihi dönem metinlerdekarşımızabulgar,bulğari (bulğarl)olarakçıkan sözcükle ilgili açıklamalar için bak. Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terakime (TürkmenlerinSoykütüğü).haz. Z. K. Ölmez, Ankara 1996: 286-287.

(13)

TANıTMALAR 203

çeşitli anlamlarkazanmıştır. krş,KB bütmaıja"bana inan" (büt- maddesi, ED 298 b), MK vb.; ayrıca çağatayca (Senglah) için verilen 5. anlam "güvenmek, itimat etmek" (yine biit- maddesi, ED 299 b, üst kısım). Olsa olsa buradaki büdümcisözcüğüMo. ile ya da Mo. bir ek ileilişkili olmalı.

büdür- yaratmak, yapmak (...); bitirmek (...) büdüril- Mo.tamamlanmışolmak (...).

Yine burada da ikilik söz konusudur, her iki eylem de aynı kökten çıkmıştır.Birisi Mo. isediğeride ya Mo. ya da Mo.+T.olmalıdır, kaldıki her ikisi de Tü. kökenlidir, krş: ET biaür- (ED 308 b) ve büturul- OTWF § 7.311 (s. 657).

bürüfikey Mo. alaca karanlık. bürüfiküy Mo. alacakaranlık.

Sözcükler birbirlerine gönderilmeliydi,ayrıcaniçin yalnızcabirisi Mo. olarakgösterilmiş?

b maddesinin sonundaki psaaanlaşılmaz,yoksa bzaa (?) yerine bir dizgi hatası mı?

caan büyük, önde gelen (...); büyük, iri; caan ecebabanınbüyük kız kardeşi.

Sözcük çok büyük bir ihtimalle ET yaıja (yan biçimleryanan, Orta Türkçeyağan)"fil" sözcüğüyle.filin büyükoluşuylailgilidir (bak. ED 943 b). caan ece dolayısıyla baktığım Akrabalık Adları'ndabu görüş,bu bir-leştirmeçoktan dile getirilmiştir,bak. Li d/an ene "nine" §1.2.14 (s. 105 ve 196-197. dipnotlar) ve dünada"(babatarafından)dede" § 1.1.16 (s. 96 ve 167. dipnot); krş. Mo. cagan, Halha zaan L 1023 a. izleyen sözcükler, caana, caana- caanarka-, caanarka-, caanarkak, caanat-, caanda-, caandat-burasıyla,caanileilişkili olmalı.Yine burada yer alan "caanak bk.

caana I" ifadesindeki "I"kaldırılmalı,caana ile caana- arasındaI, II

tü-ründensıralama sözlüğün Rusçasınaait bir kullanım,adlar ve eylemleriayrı sözcükler kabulettiğimizTürkçe sözlük düzeninde bu ayrımagerek yoktur, kaldıki Altayca-Türkçe Sözlük'te de söz konusu maddelerde bukullanım,"I, II" kullanımıyoktur.

(14)

can:z,ı Mo. "rütbe, unvan" ise buradan türeyencamılu"rütbeli, unvanlı"

da Mo.+T.olmalı. cadıni hayat.

cadınII dölyatağı;yatma yeri.

Her ikisinin decat- (GT yat-) eylemindengeldiği anlaşılmaktadır; cadınII içinkrş.Tuv. çıdındivan, koltuk; yatak. - Kök: çit-ın<"yat-ın.

cakar-emretmek (...). cakaruvazife (...), emir (...). cakı- siparişvermek, emretmek.

Burada cakı- Mo. olduğuna göre öteki iki sözcük de cakı- ile ilişkili olmalı, krş.caki- L 1028 b.

TANITMALAR

calücret,maaş;mükafat.

Sözcük Mo., dahadoğrusuÇinceolmalı, krş.Mo. çaliıj,Halhatsalin(g), Çin. qian liang~.L 163 a-b.

Buna bağlıolarak da calçı "kiralık işçi", calda- "kiralamak", caldan-"kiralanmak", caldaş- "birlikte kiralamak", caldu "kiralık"sözcükleri Mo.+T.olarak gösterilmeli.

cajıtIIyaşıt, yaştaş.

Dil devriminden sonra Türkiye Türkçesinde kullanımagiren "y.aşıt" sözcüğününAltayeada da bulunması (cajıt< yaş+ıt), dil devrimiyle kul-lanımasokulansözcüğünne kadar yerinde ve uygunolduğunabir destek ni-teliğindedir. Bu bağlamdayine karşılaştırınızAltayca cargı "yargı, mah-keme", cargıla- "yargılamak", cargılat- "yargılatmak".

204

cada: cadataşyadataşı.

cadaçı havanındurumunu (...) tahmin eden kahin, yadacı.

Burada ilk sözcüğün, cada'nınMo. olduğubelirtilmeliydi, ikinci sözcük de Mo.+T.olarak gösterilmeliydi;sözcüğünET biçimi için bak. yadED 883 a (2); konununçeşitliyönlerle elealındığı çalışmaolarak bak. Adam Molnar, Weather-magic in Inner Asia,Bloomington 1994 ve ET metinlerdegörünüşü

için yine aynı çalışmanıniçerisinde bak. Peter Zieme, "Alttürkische Fragmente über den Regenstein" 147-151.

(15)

TANıTMALAR 205

can- Mo. dönmek, geri gelmek.

Sözcükyan-"dönmek" biçimiyle en eski Türk yazıtlarındanberi Türk dillerindevardır,Mo.değildir,bak. ED 941 b ve ötesi.

cafula- yenilernek.

cafiılan-i (caiiıla-'nın dönüşlü şekli)yenilenmek. cafiılan-II(caiiıla-'nındönüşlü şekli) yankılanmak.

Burada, ikinci caiiılan-eyleminde bir dizgi hatasıolsa gerek, söz konusu eylemin dönüşsüzbiçimi olan "caiula- ne Türkçe, ne de Altayca-Rusça sözlükte yoktur.

caiiılgaMo. yankı,aksiseda.

Sözcüğünen azındankökü Altayca (* canı! krş. caiiuı,Tü. olmalı (krş. ET yalJkuED 949 a-b).

car "çağırma, bildirme; emir; karar" sözcüğüMo. olarakgösterildiğine göre buradan türeyencarla-"bildirmek, emiryayımlamak",carlal-, carlan-, carlat-vb. sözcükler de "Mo. +T." olarak gösterilmeli.

cartaınal açıklama, şerhetme.

Alt.carta- "açıklamak,yorumlamak" eyleminden gelen sözcük-mal eki dolayısıyla"T.+Mo." olarak gösterilmeli.

cas- tedavi etmek;parmaklarını gevşetmek; yanıJ;nak, şaşırmak.

Yukarıdaverilen (Altayca-Rusçasözlüğün aslıda böyle!) anlamlaraynı sözcükten çıkmışolamaz; ikinci anlam olan"parmaklarınıgevşetmek"için krş. ETyaz- "azaltmak, basitleştirmek"ve "çözmek, açmak, yaymak" ED 983 b (1); "yanılmak, şaşırmak" anlamı için krş. yine ETyaz- "yanılmak, hata etmek; yolunu şaşırmak, (doğru) yoldan çıkmak, günah işlemek" (büyük bir olasılıklao dönem dahi uzun bir ünlüyle!) ED 983 b (2) ve TDBUÜ 175.

caydakgeniş: camannıii colıcaydak atasözü kötü yolgeniştir.

Buradaki atasözünün çevirisi "kötünün yolu geniştir" şeklinde olsaydı daha uygundüşerdi.

(16)

col "yol": ırıstu eol bolzun "şans yolu" değil de "yolun açık olsun" şeklinde alınabilirdi.

SözcüğünMo. olduğu belirtilmeliydi, krş. Mo. eebe L 1042 a(1), Tü. cebe;bak. Schönig s. 113 ve ötesi.

cobo- Mo. hastalanmak; bitkin hale gelmek.

Bu durumda buradan türeyen eobojıt-, eobol, eobolto-, eoboş, eoboş-, eobot- sözcüklerini "Mo. T-" olarak almak gerekir.

TANıTMALAR

cepse- donatmak; silahlandırmak. cepsel envanter (....),donanım

cepsen- toplanmak, silahlanmak.

Yukarıdaki sözcüklerin tümü de eebe ve eebseg ile ilgilidir. Mo. ya da Mo.+T.oluşlaneklenmeli, bak.yukansıeebe.

cöpantlaşma.

Bu sözcük de Mo. ile ilişkili olmalı, krş.Tuv. çöp doğru, doğruolarak; doğruluk. - Kök: Mo. eöb"doğru,gerçek" L 1072 b.

con Mo. halk.

Mo. sözcük de Çineeye gider, krş. Tuv. çon halk. - Kök: Mo. eon

«

Çin.

11

eun "köy" (Rasanen, EW 127 b; Eski Çince tsbun, tsbwen, Pulleyblank).

ceereni "antilop" ve II "(hayvan rengi) al donlu" birleştirilmelive Mo. olduklarıgösterilmeli;krş.Tuv. çeeren ceren, ceylan. - Kök: Mo.eegere(n) L 1043 a = ET (Orh.)yegren "kestane rengi" GOT § 3.111.4. Altayca-Rusça sözlükte eeeren için "antilop" karşılığı verilmişsede, Sibirya'da antilop bulunmadığı için burada "ceylan"ın kastedildiğini düşünerek eeeren'i Türkçede "ceylan" ile karşılayabiliriz.

cergele- sıra oluşturmak.

Sözcük Mo.+T. olmalı

«

eerge+le-), aynı şekildecergelet- "sıra oluştur(t?)mak"ve eergeley"sıralı"sözcükleri de Mo.+T.olmalı; krş.Tuv.

çergesınıf, sıra,kategori, derece. - Kök: krş.Mo. eerge L 1045 b; Kar L yerge "sıra,saf, dizi", Yak.serge EW 198 b, Dol. herge DolW 101.

(17)

TANıTMALAR 207

cuda-kötüleşrnek, zayıflarnak(...).

«

cut+a-)Sözcük Mo. yada- "yapamamak, güçsüz olmak" (L 422 a) ile de anlarncakarışmış olmalı, krş.cut.

Hemen izleyen satırlardaki cudat- I nasılolur da cut- "yutmak" eylemininıcut-II) ettirgen biçimi olabilir, aradaki-a-ünlüsü nedir?

culaMo. hayattaykeninsanıterkedebilen ruh.

Sözcüğün anlamıbelli ki Mo. cula "larnba, kandil, meşale,mum,ışık"(L 1078 a) sözcüğüyle ilişkilidir. Mo. sözcük ise aynı anlamdaki ET yula sözünden gelir (ED 919 a).

curuk"harita; tablo" sözü Mo. ciru- eylemi ve (L 1060 b)ciruğ adıyla ilişkili olmalı(L 1060 b). Burada yer alan curukçu "ressam"sözcüğü"Mo. +T." olarak kabul edilebilir.

cutyağmurluhava; ince ve kaygan buz; veba; fakir.

Yukarıdayer verilen anlamlar içinkrş. ET yut-7Mo. cud ED 883 b, L 1077 a,krş. Rus. djut=İng.juteF I, 511 EW 211 b-212 a. Yukarıdayer verilen cuda- eylemi de buradantüremiş olmalı.

cude-"zayıflamak"eylemi deyukarıya,cuda- eylemine gönderilmeli. çaçılgaMo. serpinti.

Sözcük Tü. kökenli saç-(> Altayca çaç-) ileMo..-(/)lga ekindentüremiş olmalı, dolasıyla yalnızcaMo.değilde "T.+Mo." gösterilmeli.

çak"zaman"krş.Mo.çağL 156 b. çalayarım, yarı.

Bu ilgi çekici maddeyi Tü. çala kalem vb. örneklerlekarşılaştırabiliriz. çanıüç göbek gerisinden akraba;bk.şanı.

şanı maddesinde iki ayrı şanı var, birisi "amca çocuğu" anlamında diğerininiseanlarnı verilmemiş,çanz'yagönderilmiş; çanıilekarşılaştırılması gereken birinci şanz "amca çocuğu". Sözcük Tuvacada da şanı "amca çocuğu, dayı çocuğu"olarakkullanılmaktadır (krş.Li§1.9.10, s. 188 ve 494. dipnot). Bugün özellikle basın-yayın kuruluşları aracılığıyla yaygınlaşan,

(18)

çıda-sabretmek, dayanmak (...).

Sözcük bu haliyle Moğolcadır,ET dengi isetıd-eylemidir. Burada çıda-çene- Mo. denemek,sınamak,ölçmek;havayıtahmin etmek.

çene- eylemi Mo. olarakgösterildiğinegöre buradan türeyen çeneş- ve çenet- eylemleri "Mo. T" olarak gösterilmeli. Sözcüğün Moğolcasıiçinkrş. LeÖ1Jne- 1075 b.

çeçen hatip (...).

SözcükMo.dır, krş.Tuv. çeçen zarif, şık, güzel konuşan. - Kök: Mo. çeçen, seçen "bilge" L 168 b, 680 a "akıllı, zeki", HaL. tsetsen "akıllı, uygun" WMD 366 a.

TANıTMALAR

208

çeber dikkatlilik; dikkatlice.

Sözcüğün Türkçe anlamı bir addan ziyade bir sıfat ya da belirteç izlenimini veriyor; sözcük "dikkat" veya "dikkatli" olarakalınabilir, krş. çe-ber tut- "korumak",çeber kiji"koruyucu, özen likişi".

Tuvacadaşever,Hakasçadasiberolarakyaşayansözcük içinkrş. Schönig s. 78-79 (buradaki örneklere Hakascasiber'ide ekleyebiliriz).

Peki Türkçedekiçeper"duvar, çit;bağ çubuğu, çalı çırpı;sebze bahçesi" nereden geliyor? H. Eren sözlüğünde herhangi bir açıklama yapmadan o güne değinki köken açıklamalarını anar. Eren'e göre Tietze TT çeper sözcüğünü*çeb- (*çeb-ir-"çevirmek, döndürmek") köküne götürmektedir (H. Eren, 1999: 85 a). Tietze'ninaçıklaması,TT-p-seslerinin esas olarak ET -p- ile ilişkili olması nedeniyle, eğer başkabir açıklaması yok ise, kabul edilemez.AyrıcaET'nin-b-sesleri de TT'de bugün ancak-v-olarak görülür. Acaba TT "sebze bahçesi" anlamı, "*etrafı çevrilmiş,korumaya alınmış (yer, bahçe)" anlamıylasöz konusu Mo. çeber'e bağlanabilirmi? Bu tür bir anlambağlantısıkurulabilir mi?

büyük şehirlerde bir ölçüde kullanılan kuzen, hatta kuzin sözcükleri Türkçeninsözvarlığında iğreti durmaktadır,bu yönüyle de Türkçe Sözlük'e girip girmemesi konusu bence tartışılmaya değer. Gerçekte günlük kulla-nımda, özellikle kuzenyerine "amca oğlu, dayı oğlu"gibi ifadeler kulla-nılmaktadır. Belli bir eğitim almış kesimin bu sözcüklerden "taşralı" gö-rünümüne bürünmemek içinkaçınması,kuzenvekuzinsözcüklerinin yaygın­ laşmasınanedenolmaktadır.

(19)

eylemindentüremişsözcüklerdenyalnızca çıdanıduMo. olarakgösterilmiş. Aynıkökten türeyen öteki sözcükler,çıdabas, çıdal, çıdanı, çıdaş-, çıdat-ve çıdını sözcükleri de aldıkları eklere göre Mo. veya Mo.+T. olarak gösterilmeliydi.

Türk dillerindeçeşitli şekillerde, yaygınolarak görülen eylem için krş. Schönig s. 79 ve ötesi ile Tuv. şıda- /şıdaar/dayanmak, tahammül etmek; yapabilmek. - Kök: Mo.çida- L 176 b

=

ETtıd-ED 450 a-b.

TANITMALAR 209

çınÇin.(çzen-zu) <Skr. doğru,gerçek; doğruluk(...).

Yukarıdaki açıklamayaikiaçıdankesinliklekatılamayacağım.1. Sözcük Çincedir, amaÇineesiyalnızcabir sözcüktür, buradaolduğugibi iki sözcük,

çzen vezu değildir. İkincisi ise Çince sözcük ATS 'te gösterildiğigibi Sanskritçeye gitmez; "gerçek,doğru" anlamınaSanskrit dilinde tattva, satya vb. sözcükler bulunmaktadır,bu konuda ilgili Sanskritçe sözlüklere ba-kılabilir.

Çince sözcüğe gelince, burada yer verilen Çin. çzen-zu, Eski Uygurca metinlerde görülen çinjo (veya çınjo) olmalı; birleşiğin Çineesi bugünkü pinyinyazımıylazhen ru ~~D'dur, Çince sözcük gerçekte "olduğu gibi, olduğugibi (gerçek)" anlamındakiSanskritçe tathataterimininkarşılığıolup Eski Uygurcadaertükteg (töz) veyaertükteg kertü (töz)olarak görülmektedir, bunun için krş. çınju (Ciiızu yazımıyla) DTS 150 a, BT XIII 15.40 (dizin bölümü 210 b), BT XVIII 215, AY III 146.12; Çince zhen ru ~~D ve Sanskritkarşılıkları (örneğintathatiiiiçin bak. Nakamurai 785 c veshinnyo JEBD 284 b. Eski Uygurcadaki Çince sözcükler ve bu konudaki çalışmalar için bak. Ölmez 1994, 1996 ile buçalışmalarda anırankaynaklar.

çırayyüz, (...) çehre, sima.

Mo. olan sözcük için bak. çiray L 191a ve Schönig s. 81. Buna göre izleyen satırlardaki çıraylan-, çıraylaş, çıraylu sözcükleri de "Mo.+T." olarak gösterilmeli.

çırbak "sincap" için krş. Tuv. sırbık sincap. - Kök: bak. Rasanen "çarmak. Kzk. çarbah,Leb.çırbık, Yurak SamoyedcesisarmikEW 100 b, Yak.sôrbaEW 403 a.

çikir şeker.

(20)

şikir<=Far.şeker=Skr.sarharaEW 444 b. çine Mo. güç, kuvvet.

Eğerçine Mo. ise buradan türeyençinelüde Mo.+T.olarak gösterilmeli.

çölö Mo.boşvakit.

Krş. Mo.çilüge(n), Halha çölöö(n)L 183 a-b. TANITMALAR

ç~tRus. sayı.

Buradan Türeyen çotto- Rus. T. olarak gösterilmeli.

çümdemel eser,yapıt.

-melekidolayısıylasözcük "T.+Mo." olarak gösterilmeliydi. çöpçök masaL.

GTsörçekileilişkili olmalı,sör+çek (*sör ~söz)için bak. Tekin 1991. 210

çoki ve II

Olumsuz anlamlar içerençoki Clauson'un yerverdiği ço:k/çok/ olmalı (ED 405 b), "çok, fazla; pek" ve "kötü, değersiz"sözcüklerinin yakınlığı konusunda bak. M. Erdal "Zu 'viel' und 'sehr' im Türkischen"(baskıda).

İkinci çokII "sıcakkömür, ateş" ise ET yakın anlamlı çog ile ilişkili olmalı(ED 405 a);krş.Tuv. şog:karakşoo neşe,gözpırıltısı. - Kök: Uyg.

çoğ "parıltı, ışık"ED 405 a.ıkrş.Çin.

11

zhu.

çöfikür "dökme demir", aynıanlamda iki sayfa ileride yer alan çüfike ile birleştirilmeli.

çugul Mo. nefret; küfür.

Eğer cugul Mo. ise buradan türemiş izleyen sözcükler de, çugulçı, çugulda- vb. Mo.+T.olmalı.

çöfi "derin" Clauson'a göre Çincedir, bak. ED 424 b

çon,

Çin.zhong

:m

"ağır; önemli; derin".

çuba- "gitmek, birbiriardınahareket etmek" yabancıkökenlideğil ise çubal Mo. "dizi, sıra, silsile" olarak gösterilen sözcük "Mo. +T." olarak gösterilmeliydi.

(21)

TANITMALAR 211

deremne köy.

Sözcük aynı anlamdaki Rusçaderevnya (AepeBH5I) sözüyle bir ve aynı olmalı. Benzerşekildedosko "tahta"sözcüğüde Rusçaolmalı, krş,Rusça doska (nocxa).

ebejek biraz.

Sözcük bir kaç sayfa ileride yer verilenemeşileaynı anlamdadır, krş.Tuv. eveeşaz, daha az, fazladeğil,çok değiL. - Kök: Tof. ebeş,Alt. emeşRasF

179.

e maddesinde görülen ve ikieileyazılan uzun ünlülü örneklerinçoğun­ luğu bir büzülmeyle (-g-) ortaya çıkmışabenziyor, ee "ev sahibi", eer "eyer" gibi; ancak een "genişlik" eeş "eş, arkadaş",eezin "rüzgar" söz-cükleri bu kuralın dışında tutulmalı,bu sözcüklersırasıylaET en (ED 165 b (1)), eş(ED 253 b) ve esin (ED 248 a) sözcükleriyleilişkilidir.Hatta ilk iki sözcüğünana biçimleri uzun ünlüyleolmalı, krş.TDBUÜ.

elbek yeterli, bol; düz,geniş.

Sözcük Moğolcadır,buradan türeyen biçimler de Mo.+T.olarak gös-terilmeli,krş.Tuv. elbek bol, çok. - Kök: Mo. elbeg L 306 b.

ele- Mo. çürüyüpdağılmak.

elet-(ele-'ninettirgenşekli) köhneleştirmek,çürütmek.

Eğerele- Mo. ise bunun ettirgen biçimi olan elet- Mo.+T.olmalı. elge- elernek.

elgek elek.

elgel- (elge-'nin edilgenşekli)ekilmek,ekilmişolmak. elgeş- (elge-' ninişteş şekli)birlikte ekmek.

elget-(elge-' nin ettirgen şekli)ektirmek.

Tümü de aynı kökten olan sözcükler arasındaki(elernek ve ekmek) bu kadar fark oluşu düşündürücü.Gerçekte tüm sözcükler "elemek" ile ilişkili olmalı. Son üç eylemin anlamı, sırasıyla"denmek", "birlikte elenmek" ve "eletmek" olarak düzeltilmeli.

eri- Mo. erirnek.

(22)

irlikMo. inatçı,direnen.

Moğolcasıhangi sözcüktür bilmiyorum. ezenMo. esen,sağlık(...)

Eğersözcük Mo. olsaydıburadan türeyenezendeş, ezendeş-, ezendeştir-, ezendiksözcüklerinin de Mo.+T.olarakaçıklanmasıgerekirdi, bak. ET esen ED 248 a.

ikree ikiz.

Sözcük Mo. ikire'den geliyor, dengi ise OT ikiz'dir, Clauson ve Doerfer'e göre söz konusu Mo. biçimler Türkçe ikiz'dengelmektedir, bak. ED 119 b ve oradaanılankaynaklar.

TANITMALAR

ijemciumut. ijemcilügüvenilir.

ijen-ummak, inanmak, güvenmek.

Orta Türkçe veçağataycametinlerdeişen-"inanmak, güvenmek" olarak karşımıza çıkaneyleminyalınbiçimi,olası dönüşsüzbiçimi"işe-metinlerde görülmez, tıpkı*ögre- gibi (krş. ôgren-, ögret-). Yukarıdakiijemcibiçimi olası bir işe- eyleminden çıkmışgörünüyor, ancak aldığıek dolayısıyla T.+Mo. olarak gösterilmeli.

212

eştekMo. < Erm[enice] eşek.

Sözcük bu şekilde -ş-ile Türkçedir, ET eşgekve dengi Mo. elcigeniçin Clauson ve oradaanılan çalışmalarabakınız 260 a-b. Mo. olan biçim ATS, 81 a'da yer alan elcigen'dir. Her etimolojik açıklamabu şekilde en eski kaynağıyla gösterilmemiştir. Ayrıcabu görüş, "eşek"in Ermeniceolduğu görüşüMenges'in "Türk Dlllerine Giriş" kitabının1968yılı baskısındayer almıştı. Kitabın1995yılı yapılan yeniyayınındabugörüşten vazgeçilmiştir, krş. s. XIX,§32 (s. 166 için verilen ek).

erkinözgürlük.

Ortaasya Türk dillerinde sözcük "özgür"anlamındadır.Oyrotsko-russkiy slovar' içerisinde yer verilen anlam,Rusçasınagöre "özgürlük"tür. Ancak altmaddede yer verilenerkinaş-tustucat- "özgürceyaşamak" örneği "öz-gür" anlamamızıgerektirmektedir.

(23)

TANITMALAR 213

irbis Mo. pars.

ET metinlerde irbiş olarak görülen sözcük Sibir grubu Türk dillerinde karşılıklıödünçlerneler, geri ödünçlerneler yoluyladeğişikbiçimlerde görülür, ayntılariçin bak. ED 198 b, L 413 b, StachowskiAr§8 ilbis.

İrgilcinsincap.

kacu Mo.dağındikyamacı.

kacula-dağındikyamacından aşağıyainmek.

Eğer kacu Mo. bir sözcükse, kacula- eylemi de "Mo.

+

T." olarak gösterilmeli.

kada- çakmak.

Mo. olmalı, krş. Mo. kada- L 902 a(1).Farklı görüşleriçin krş. Schönig s.148.

kajıMo. hangi; nereye, nerede.

Burada söz konusu olan ET *kanu'dan [kanyu] gelen kayu ileilişkilibir sözcükolmalı!

kalcaa "çılgın"ve onunla ilgili olan öteki sözcükler, kalcuur, kalcuur-, kalcuuruMo. olarak gösterildiğinegöre,kalcımak "vahşi,kuduz, kudurmuş; gaddar, acımasız"Mo. ya da enazından"Mo. +T." olarak gösterilmeli,krş. Mo.ğalcaguve ötesi L 346 b.

kalıp kalıp, kurşundökmekalıbı;modeL.

AslıAr. kalib sözüolmalı,hangi yol ilegelmişbu ilginç.

kanat Mo.kağıt.

Acaba bu sözcük neredenalınmış, hangi kaynakta geçiyor? Diyalekt sözü mü? Eğer öyle ise Mo. olmamalı, Far. "kağıt" sözünün bir şeklinden ge-lişmiş olmalı,(? kanat<*kagad).

kança kaç, ne kadar; kança baatırlar la küreştim, kıs kiji le kü-reşpedimfolk.bir çokbahadırla savaştım,fakat daha böyle birkızgörmedim. Çeviride yer alan "görmedim" sözünü"güreşmedim" yapmasak dahi en azından "savaşmadım"yapsak metne daha uygundüşecektir.

(24)

karıIIMo."yaşlı,ihtiyar;yabancı" sözcüğünün aslıda T.olmalı, krş.ET karıED 644 b(1).

karakasRus. karabatak. Acaba Rusça olduğukesin mi?

karu maddesinde dizgi hatası sonucu alazı "baba" olarak yer verilen biçim adazıolarak düzeltilmeli.

TANITMALAR

kauzativgr.ettirgen, faktitif.

SözcüğünRusça olduğudizgide gözdenkaçmış.

"kas zool. Kaz; ayıp kas yaban kazı; ene kas dişi kaz." maddesi şöylecedüzeltilmeli: "kaszool. Kaz; calaii kas yaban kazı; ayıl kas evcil kaz;ene kas dişikaz."

karmancep.

Sözlükte kökeni belirtilmeyen bu sözcük Sibirya Türk dillerine Rusçadan dageçmiş olmalı. Altayca ve TeleütçeşekillereFasmer dedeğinir.Ancak son olaraksözcüğüYunanca ve Latince biçimlerlekarşılaştırır(Fasmer II 201).

kaiizaMo. (tütün için) pipo, çubuk. kaiizala-çubukları değişmek.

Buradaki kaiizala- eylemi ile izleyenkaiizalaş-eylemi "Mo. +T." olarak gösterilıneli, tıpkı kapşagayve türevIerindedoğruolarakgösterildiğigibi.

katan Mo. sağlam. Belli ki sözcük Mo.+T. ortak bir eylem kökünden, Mo. kata- (L 943 b) ve Tü; kat- (ED 595 a 2) sözcüklerinden geliyor. Altaycadaki biçim bu haliyle Mo. eyleme gider,krş.Mo. katan, HaL. hatan L 945 a.

214

karaş-"birlikte bakmak, görmek" eyleminin Türkçe karşılıkları arasına "bakışınak"da eklenebilir.

karaiiuy "karanlık"Mo. ise buradan türeyen karafiuyla- eylemi de "Mo. +T." olarak gösterilmeli.

(25)

TANITMALAR 215

kayka- Mo.şaşırmak,hayret etmek.

kaykal harika, ilginç. Her ne kadar Eski Türkçeden beri seyrek de olsa

Türk dillerinde bir-lekiylekarşılaşılsada buradaki ad biçimi de Mo.olmalı (kayka-l).

kayka- eyleminden türemiş izleyen sözcükler "Mo.+T." olarak gösterilmeliydi:kaykala-, kaykaldu, kaykat-vb.

kaylıkMo. melez.

Sözcüğün dayandığı Mo. biçimi bilmiyorum. Eğer Mo. ise kayil-"erimek" eylemiyle ilişkili olabilir. Ancak Moğolca sözlüklerde kayil-"erimek" (L 912 b) eyleminden türemiş olası bir "melez" sözcüğüne rastlamadım.

kayralyardım,iyilik;acıma.

Sözcük Mo. kayiralal, HaL. hayrlal "sevme, hoşlanma; acıma" sözcüğüyleilişkili olmalı(L 913 b).

keç Mo. akşam, geç" açıklamasından "Mo." kısaltması atılmalı,sözcük en eski dönemden beri Türk dillerinin ortaksözvarlığında vardır, krş.ED 692 b-693 a.

kem IIİr.zaman; ölçü.

kemi ölçü, seviye.

kemİr. ise kemi de İr. olmalıydı. Benzer şekildeburadan türeyen söz-cükler deİr+T.olmalıdır.

kence yavru.

Sözcük bu biçimiyle, iki heceli biçimiyle Mo.'dır, krş.ET keç ED 727 b.

kendir kendir.

Sözcüğünkökeni,kaynağıtamaçık değil,gezgin bir kültürsözcüğü olmalı, krş.ED 729 b, Eren 231 b.

kere deliL.

kereçiMo. şahit.

KereçiMo. ise bunun türediğikerebiçimi de Mo.olmalı, krş.Mo. gere L 378 a.

(26)

kıdatÇinlisözcüğüde Mo.'dır,bak. Mo.kitadL473 b.

"kerele- delil göstermek,şahitliketmek" eylemi de yine aynı şekildekere kökünegittiğiiçin "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

"key Mo. hava; yalan"olduğunagöre buradan türeyen keyle-, keylen-, keylençek,keyleş-,keylet-gibi sözcükler de "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

TANITMALAR

"korundu zehirli" sözcüğü de yine Mo. olarak açıklanan koron sözcüğüyleilgiliolmalı (krş. Mo.1);oura, korL 973 b, 965 a 3).

korgol deve ve koyun gübresi.

Mo. olan sözcük için krş.korgul, korgolL 966 a, 965 b.

komuda- isteksiz olmak, şikayetetmek, hoşnutolmamak; kaybetmek, zarar etmek.

Sözcük Mo. olupğomuda-eyleminden gelmektedir (HaL. gomdoh). Bu durumda buradan türeyen komudaş-,komudat- gibi eylemleri de Mo.+T olarak göstermek gerekir. "komudal memnuniyetsizlik, şikayet"ise yine Mo.'dır(gomudalL 360 a).

koro- azalmak.

Sözcük Mo. koru-eyleminden gelir (L 968 b).

kin kabarga, (bir tür geyik)akını.

Bildiğim kadarıylaTürkçede, Türkiye Türkçesinde bu sözcük, "kabarga" kullanılmaz;belki de "(bir tür geyik) akını" karşılığını vermek yeterli. kabargaiçin bak. F II 149.

"kombayn biçerdöver" sözünün Rusça olduğu belirtilmeliydi, Rus. kombayn ,-.-İngilizce eombine.içinbak. F II 301.

kerekşin dişikaraca.

Sözcüğün aslıMo.'dır, krş.kerekçinL 456 a.

kıyalduMo. günahkar.

Acaba hangi Mo. sözcükleilişkili? 216

(27)

TANITMALAR 217

"köjögö i perde" ve "köjögö IItrahom" sözcükleri Mo. köşige(n)(L 492 b) ilgilidir. Buradan türeyen köjögölö- eylemi de "Mo.+T" omalıdır.

"kömüşte- gümüş" kaplamak ve "kömüştü gümüşlü" örnekleri -ö-'lü olmaları dolayısıyladikkat çekici; üyRS'da yer almazlar; yine sözlükte *kömüşde yer almaz, yalnızca kümüşgörülür; -ö-'lü örnek için krş. Yak. kömüs(Eren 166 b). Yine -n-'likônmuştet-eylemi de dikkat çekici.

kör- Mo. bakmak, görmek.

Söz konusu eylem en eski dönemden beri Türk dillerininsözvarlığındavar olup Mo. değildir. "görmek" için Mo.'da esas olarakkara- eylemi vardır.

"kubala- değişmek", tıpkı "kubul- değişmek"eylemi gibi Mo. ile ilişkili olmalı, krş.Mo. kubil- L 977 b.

Kökeni gösterilmeyen

kubult-,kubultkışve kubultu sözcüklerinin deyukarısıylailgili olarak Mo. sözcükten türediklerinin belirtiltilmesi gerekir.

kuda dünür.

Türk dillerindeçeşitlibiçimlerde görülen ve Mo. olan sözcük için bak. Li 1999: 69-73. Buradan türeyen biçimlerin de Mo. ya da Mo.+T. oldukları gösterilmeli.

"k un ugu hüzün, keder", sözcük Mo. olduğu belirtilen kunuk-eylemindentürediğinegöre "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

"kurçMo. keskin", buradan türeyenkurçu-, kurçu-, kurçul-, kurçutgibi eylemlerin de Mo.+T.olduklarıgösterilrneliydi,

"kuşa (?) Mo." olarakgösterilmişama anlamı verilmemiş, aynıdurum

kuurakiçin de söz konusudur.

"kuyukyanıkkokusu" üyRS'da geçmez, dolayısıylakökeni hakkında fazla bir fikrim yok.

kübüryumuşak, gevşek;mec. gübür, gübre.

(28)

Anadoluağızlarındagörülen sözcük için bak. Eren 1999gübre 164 a.

makalu Ar. T. iyi, güzel, pek ala. ladka mangal

<?

TANITMALAR

kürtük Mo. yabanhorozu,

Mo. biçimi bilmiyorum.

magat Mo.(?) söz,antlaşma.

SözcüğünMo. olup olmadığısoruişaretiyle gösterilmiş,bence Mo. olmalı, krş.Mo. mağad"kesin, doğru;kesinlikle, doğruolarak" L 519 a.Aynı şey izleyen magat- eylemi için de geçerlidir(krş. mağadla-L 519 b).

maanıbayrak.

Mo.mandu- "(bayrak) yükselmek" eylemiyleilişkiliolabilir (L 526 b).

"maalka- şan ve şöhret kazanmak" eylemi Mo. mağta- 'övmek' eylemiyleilişkili olmalı, krş.L 520 a,ayrıca krş.Alt. mak.

lap Mo. kesinlik, açıklık.

Buradantüremişolan lapta-, laptal-, laptu biçimleri de "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

mak Ar. ün,şan,övgü.

Sözcük yukarıda değinilenMo. magta- eyleminden Altaycada bir tür "back forrnation" yoluylaçıkmış olmalı, ayrıca krş.EW 321 a.

"kündü II saygı, sayma, hürmet" sözü Mo. kündü (L 501 a, 502 b) ile ilgilidir; buradan türeyen biçimler de (kündüçi, kündüle- vb.) "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

künek elbise.

küfinekMo. gömlek.

küfinekbiçimi belli kikünek"elbise" sözcüğününyan biçimi (krş. ET

köfilekED732 a). 218

(29)

makta- övmek, methetmek eylemi "Ar. T." olarak gösterilmiş,oysa sözcük yukarıda da değindiğimizMo. mağta- eyleminden gelir, buradan türemişbiçimlerse (sözlükte "Ar. T." olarak gösterilmiş) "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

TANITMALAR

Sözcük "Ar.-T" iseolasıAr. sözcük hangi sözcüktür?

219

malhayvan, mal; at.

Bu sözcük bizim iyi bildiğimiz Ar. JLomal sözcüğüdür. krş. StachowskiAr, sözcük Altaycaya Mo.aracılığıyla geçmişolabilir.

"malzakhayvan seven" de buradantüremiş olmalı.

manglay"alın"içinkrş. Mo. manglay L 527 a.

mafiıs "canavar" sözcüğübir kültür sözcüğü olmalı, krş. Tuv. mafigıs, Yun. magos vb. (bak. TuvTüS).

margaan Mo. "tartışma" ilemargan bahis; teminat" sözcükleri aynı Mo. sözcükten çıkan biçimler olmalı. üyRS' da yalnıca ikincisi yer alır, birincisi Mo.sözcüğün aslındaki -uğa-ses grubuna dayanan uzun ünlülü bir diyalekt biçimiolmalı, krş. Mo.marğuğain)L 529 a.

meçertke/'olmeçirtke"baykuş"içinkrş. Mo.

mees"dağıngüneyyamacı, ormansız yumuşakarazi", acaba Mo. beye(n) sözününçoğulbiçimi olan beyes ileilişkiliolabilir mi?Krş.bey-e(n)L 94 b, "taraf, yan, yaka" (L 95 a).

mergen "becerikli, kesin, isabetli" Mo. mergen' den gelmektedir; mergede-, mergedet-, mergende-ve öteki sözcükler de buradan türemişolup Mo. ya da "Mo.+T" biçimlerdir, krş.L 537 a.

meşke "mantar" sözcüğüilginç bir örnek, Rasanen bu sözcüğü*b- ile *beşkeolarak tasarlar,krş.EW 72 a,ayrıcaHelimski§682.

(30)

neke- Mo. "ödetmek; izlemek" ise, buradan türeyen nekeş-eylemi de "Mo.+T" olmalı.

mordo "çöten, kirtil" Rus. morda sözünden geliyorolmalı krş.F II 652-653.

Bir dizgi hatası sonucu m maddesinin sonunda yer alan nomitsiya "adlandırma"ilgili yereaktarılmalıdır.

TANITMALAR

nomİr. (Soğ.)mit. Bilgelikkitabı.

Gerçekte nom sözü Altayeaya doğrudanİrarıidillerden değil de Mo. üzerinden geçmiş olmalı. Eğer sözcüğünilk kaynağı verilmek istenirse,

nerelü cesaretli (at ile!) sözcüğüde "Mo.+T" olmalı,nere için krş. Mo. nere "ad, unvan; ün,şöhret"L 575 b.

nogonyeşil(ot,kumaş).

SözcüğünkökeniMo.'dır,bak. Mo.noğugain)L 588 a

müfiünde-gümüşlemek.

Mo. möiigü(n) ile ilgiliolduğuiçin "Mo.+T" olarak göstermek gerekir, krş.L 547 b.

mörgü dua.

mörgü- Mo. dua etmek,eğilmek.

Yalnızcamögü- eylemideğilmögüadıda Mo.olmalı. möfikü ebedi;dağbuzulu.

Sözcük bu haliyleMoğolcadır, krş. Mo. möiike (L 547 b), Moğolcaya Eski Türkçeden geçen sözcük için bak. ET beiigü ED 350 b. Türevler de burayabağlıolarak "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

moko "küt(ağaç)"sözü Mo.mokuğa-ilekarşılaştırılmalı,sonra gelen ad ve eylemler deburasıyla ilişkili olmalı, k.ş.L 544 a.

miy "kedi", Mo. olduğubelirtilenmıy"kedi" ile ya birleştirilmeliya da karşılaştınlmalı.

(31)

TANITMALAR 221

Yunanca olduğunu,buradan da Soğdca üzerinden Eski Uygurcaya, Eski Uygurcadan daMoğolcaya geçtiğinibelirtmemiz gerekir.

nookıtüy.

Sözcük Mo. nogusu(n) "yün" sözüyle ilgili olmalı, Alt. sözcük Mo. *nogu+ ile ilişkili olmalı, sondaki +sun bilindiğigibi Mo. 'da addan ad yapan bir ektir. Buradan türeyen, Tü. ek almışbiçimler de "Mo.+T" olarak gösterilmelidir.

obogo Mo.yığın.

Sözcük Mo. olarakgösterildiğinegöre buradan türeyen obogolo-, oboolo-gibi şekillerde "Mo.+T" olarak gösterilmeli. Tabii bu noktada daha önce MareelErdal'ındadeğindiği olasılık göz önündebulundurulmalı:+IA- her iki dil ailesinde de (Erdal "dil grubu")vardır, dolayısıylaMo.' daki obugala-eylemi, +IA- ekinden dolayıMo. olarak da düşünülebilir, Mo.+T olarak da(bunun için krş. Erdal, Marcel, "Mongolische Verbalbildung in Ostsibirischen Türksprachen?", Şorskaya filoldgiya i sravnitel'no-sopostavitel'nıyeissledovaniya, 1 [Illopcxaa <pHnonAnHI Hcpanınrrensno­ corrocraaırrensasıe HccneAoBaHH5I], Novosibirsk 1998: 62-76, özellikle s. 67-68)!

olco Mo. esir.

Sözcük Mo. olarakgösterildiğinegöre buradan türeyen olcoçı,olcolo-, olcolot- gibi şekiller de "Mo.+T" olarak gösterilmeli; bu noktada olcolo-yine krş.obogo.

ofidomol kavram.

Sözcük Alt. oiido- "anlama, benimsemek" ile ilişkili olsa da -rnol eki Mo. olmalı, krş. Mo. -mAl "eine Art Participium perfecti passivi", bak. G. Doerfer, "Die mongolische Schriftsprache", s. 88 (yay. yeri, Spuler, B. (hrsg.), Handbuch der Orientalistik. Erste Abteilung: Der nahe und der mittlere Osten. Fünfter Band Altaistik, zweiter Abschnitt Mongolistik, Leiden/Köln 1964); Türkçedekisağmal örneğive Mo. sagamal için bak. C. Schönig, Mongolische Lehnwörter im Westoghusischen, Wiesbaden 2000, s. 159-160.

(32)

öröm "matkap" Mo. olarakgösterilmiş,buradan türeyenörümde- eylemi de Mo. olmalı, krş.L 644 a.

ös- artmak; büyürnek.

Türk dillerindeKıpçakçadöneminden beri bulunan eylem Mo. kökenlidir, krş.L 645 a, ED 241 a-b.

oynoş- ....;biriyle samimi ilişkidebulunmak.

Burada madde karşılığı olarak Türkçe sözlüklerdeki "oynaşmak" sözcüğüdekullanılabilir,tabii 2.anlamıolan"üşıktaşhketmek" ile!

TANITMALAR

oromsokak; bak. oroon. oroonMo. devlet, ülke; sokak.

Sözcüklerden birisi Mo. olarak gösterilmişve birbirleriyleilişkiliolduklan göndermeyle gösterilmiş.Gerçekten de oroon "devlet" anlamıylaMo. kökenli olsa da ET orun "yer; makam" sözüne gider, bak. ET orun ED 233 a.b,krş.Mo. orun "yer, enstitü, merkez; büro" L 623 a-b;

pörök Rus. börek.

Sözcük sesyapısı açısındanRus.pirog'dangelişmişolabilir. Türk dilleri kökenli sözcüğündiller arası geçişi için bak. EW 82 a, Fasmer III 265, ESTY' II 219 ve oradaanılankaynaklar.

saam Mo. sağım.

Sözcük Moğol değil de Türk dillerinin sözvarlığınaaittir, krş. ET (Kaşgari) sagım

«

sağ-ımı ED 811 a. Moğol dillerine ait olan biçimler

sağa-eylemi ve bunun ve türevleridir(örneğinMo. sağamal ~Tü. sağmal

gibi), krş. Schönig, s. 159-160. 00Mo. zehir.

Sözcük ET ağu'nun Alt. biçimindenbaşkabirşey değildir, krş.ET ağu ED 78 b (1). Aynı bilgi Mo. olduğu belirtilen ooru "hasta", ooru-"hastalanmak" için de geçerlidir. Söz konusu sözcükler Mo. olmayıp sıra­ sıylaET agrıgveağrı-sözcüklerinden gelmektedirler.Dolayısıyla"Mo.+T" olarak gösterilenoorulu "hasta,hastalıklı" örneğide Tü (Alt.) olmalıdır. 222

(33)

TANITMALAR

sabak meyveli dal; sap.

Sözcük Mo. kökenliolmalı, krş. aşağısısarbak. sabn yün dövmeye yarayan sapa.

Sözcük Mo. sabha(n) iliilişkili olmalı,bak. L 654 a.

223

salkın rüzgar.

Sözcük Türk dillerinde -m, Mo. dillerinde ise -n iledir: Mo. salki(n) L 665 b, ETsalkım.Codex Cumanicus salkun ED 826 a-b.

samara "mektup" ile samura "bilgelik kitabı" aynı kökten sözcükler olmalı, dolayısıylabirbirlerine gönderilmeli.

sana- Mo.düşünmek.

Söz konusu eylem her iki dil ailesinde de (Mo. ve Tü.)görülür: ET sana-ED 835 a,krş. Mo. sana- L 668 b.

sarbakdallı, dallı budaklı. sarbay- Mo. dallanmak;açılmak.

Her iki sözcük de Mo. ileİlgili olmalı., krş. Mo. sal- "ayırmak, kesmek, dallandırmak"(L 663 a-b) ve salburi"ırmakya da yolun kolu, kol, dal" (L 664 b).

sarlıkMo. öküz.

Burada söz konusu olan hangi Mo. sözcük? sayırka-Mo. gururlanmak.

sayırkak mağrurinsan.

Birisi Mo. ise öteki si de Mo. ya da Mo.+T olmalı. Aslındasözcük, Mo. sayi(n) ve Tü. +(X)rkA- ile oluşturulmuş olmalı, tıpkıTTyadırga-, esirge-eylemlerindeolduğugibi.

Yine hemen burada yer alan sayıt"bay, efendi, soylu kişi" sözcüğüde Mo. yine sayin (L 660 b) ileilişkiliolup Mo. sayit (L said 660 a) sözünden geliyorolmalı.

seer Mo.sıradağ.

(34)

somsözcüğününikinci anlamı olarak verilen "kontur" yerine Türkçe bir karşılıkverilmeli.

sırrnalküçük saç örgüleri,

Sözcükteki -mal eki Mo.olmalı,bak.yukarısısaam. sok- Mo. vurmak;(yardımcıeylem).

Söz konusu eylem Mo. olamaz, krş. ET sok- ED 805 a. TANITMALAR

stilistika gr. üslup bilimi.

SözcüğünRusça olduğunugösterirkısaltma unutulmuş. sort Rus. tür.

Ü halde buradan türeyen sözcükler de "Mo.+T" olarak gösterilmeli.

söök Mo. soy,kuşak;kemik;mezarlık.

Sözcük Türk dillerine aittir,krş.ETsunôkED 838 b.

seri- dinlenmek, tazelenmek; (hava için)açılmak, iyileşmek. Mo. seri-, sere- eylemiyleilişkili olmalı, krş.L 689 a, 690 b.

serke ikiyaşındakikeçi;iğdiş edilmişkeçi. Mo. olan sözcük için bak. serke L 69ı b.

solın- değiştirmek. solun- değişmek.

Her iki eylem de tek maddede ve tek anlamdatoplanmalı. Ayrıcatüm bu sözcüklerindayandığı şekillerMo. soli- "değiştirmek" eylemindentüremiş olmalı,bak. L 725 a.

semantikave semasiolog sözcüklerinde Rus. olduklarınıbelirtenkısaltma unutulmuş.

soksoy- Mo. doğru,düz olmak.

sokso, soksogoy, sözcükleri de burasıyla ilişkilidir, dolayısıyla Mo. kökenliolduklarıbirkısaltınaylagösterilmeli.

(35)

TANıTMALAR 225

sudur kehanet;altınsuduraltınkitap.

Buradaki sudur büyük bir ihtimalle Eski Uygurca sudur « Skr. sütra

AtG 364 b) olmalı.Sözcük Mo. üzerinden Altaycayageçmişolabilir.sudurçı v~sudurla- sözcükleri de bu durumda "Skr.+T" olmalı.

sukayrıpeksimet.

Sözcük Rus. suhari, suhar' ile ilişkili olmalı, dolayısıylaburaya da Rus. kısaltması koymalıyız, krş.Fasmer III 813.

sura- sormak, rica etmek.

suralta Mo. bilgi isteme; talep. suraltırica, dilekçe.

Yukarıdakisözcüklerden suralta Mo. isediğerleride öyle olmalı.Yine bu sütunda buradan, sura- eyleminden türeyen sözcükler ya Mo. ya da "Mo.+T" olarak gösterilmelidir. Clausorı'un da belirttiği gibi Mo. sura-eylemi ET sor- sura-eylemininMoğolcada aldığıbiçimdir, bak. ED sor- 843 b (2).

sülük zool. sülük.

Sözcük Far.ı:..JgJjzaliik (Steingass 620 a), Skr. jalüka ile ilişkilidir,ara dili bilmiyorum. Ancak sözcük daha Eski Uygurca döneminden beri Türk dillerinde görülür: çaluk (caluk Maue, Brahmi hafli metinlerde)

«

Skr. jalüka(Altun Yaruk 692.10) Jalüka, Dieter Maue 1981.

sümer folk. sivridağ. .

Bu sözcük de Skr.

»

Eski Uygurca> Mo. > Alt. yolunuizlemiş olmalı. Sözcük Eski Uygurcada sumir, sumur, samir biçimlerinde görülür (Skr. sumeru"evrenin merkezi olandağın adı")AtG 364 b.

süne ... ruh.

Sözcük Mo. sünesü(n) ileilişkili olmalı(L 744 a).

şaa "çivi" ve buradan türeyen sözcükler Mo. şançağ ile ilişkili olmalı, krş.L 751 b.

şaacınporselen.

AslıÇince olan sözcük Mo. üzerinden geçmiş olmalı, krş.Mo. şiğacanr.J

(36)

şahmat İr. "satranç.",sözcüğünAltaycayagirişyolu Rusçaolmalı.

şiiide-, şiiiji, şiiijile-vb. sözcükler Mo. şinci "görünüş, dış görünüş; işaret"(L 713 a)sözcüğüyle ilişkili olmalı.

şölüzinbesleyici sular.

Mo. sölsü(n)ileilişkili olmalı, krş.L 731 a. TANITMALAR

şofikorbot.şahin.

ş-'lisözcük Mo. şingkur /şifikur/biçimine gider, Altayca biçim ise Klasik Moğolcadanziyade Halhacayla karşılaştırılmalıdır:şonhorL 712 b. Mo. sözcük ise ET sınkur'dan gelişmiştir, ayrıntıiçin bak. ED 838 a.

şilde-cam takmak. şilii Mo. cam.

şilde-eylemi de Mo. ile ilişkili olmalı, krş.Mo. şille-L 707 a.

şıra ıstırap, acı.

şırkai Mo. yara.

Her iki sözcük de birbirleriyle ilintili görünüyor. şılta-Mo. sebep bulmak, bahane uydurmak. şıltaksebep, bahane.

Sözcüklerden birisi Mo. ise ötekisi ve buradan türeyen örnekler de Mo. olarak gösterilmeli.

şıbırgantipi.

şuurganMo. karfırtınası,tipi.

Her iki sözcük de birleştirilmeli, krş.Mo. şigurğain), şuurğain)L 701 a, 758 b

şulmusinsana zarar veren kötü ruh; kurnaz, çevik, atik.

MoğolcadanAltaycaya geçen sözcük Tuvacada da benzerşekildegeçer: şulbus""şulbus şeytan. - Kök: Mo. şilmu(s), şimnu(s) L 707 a, 710 a; HaL.şulmas, şulam WMD 391 b, krş. Uyg. şimnu<Soğd. şmnwAtO 366 a.

Referanslar

Benzer Belgeler

Scanned by CamScanner... Scanned

Söz konusu metinlerdeki söz öbekleri Çince metinlerdeki biçimleri ile karşılaştırmalı olarak incelenecek, söz öbekleri buradan hareketle kaynak metinle uyum,

Harezm Türkçesi Metinlerinde +lIg, +lUg Ekli Sıfatlar ve +sIz, +sUz Ekli Karşıtları Uygur, Karahanlı ve Harezm Türkçesi metinlerinden alınan örneklerde ve tablolarda

Daħı dūzaħ cehennemdir naśārāya denir tersā (S. 6/2) Oldu ħūbter pek güzel çirkin olan şey adı zişt.. Bed fenāya denmiş ammā nįk iyidir ħoşça nişt (S.8/1)

Bu durum, de- yim yerindeyse 'Altay-Dilleri Kuramı 'na karşı olanların işini kolaylaştırmakta, böyleliklede başka açıklamalar getirmelerineyol açmaktadır (örneğin söz

Bu kısa yazımda söz konusu Eski Türkçe sözcüklerle günümüz Türk dille- rinde yaşayan biçimlerini, esas olarak da Eski Uygurca kutlama metinlerinde geçen sözcükleri

Geng, Shimin / Jens Peter Laut / Jens Wilkens, 2005: &#34;Fragmente der uigurischen Dasakarmapaıhôvadônamôla aus Hami&#34;, Ural-Alıalsche Jahrbiicher, Neue Folge, 19: 72-121. Ht

Sôzlùk, ― bir veya birden fazla dilin kelimelerinin bùtùnùnù veya bir bôlùmùnù, genel amaçlı veya ôzel amaçlı olarak içeren, anlam, açıklama ve ôrnekleriyle ortaya