• Sonuç bulunamadı

Ekvator devlet ba

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekvator devlet ba"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekvator devlet başkanı Rafael Correa, Marx’ın nerede ve ne zaman megamadenciliği eleştirdiğini sormakta. Yakın tarihli bir röportajında, megamadencilik ve petrol üretimini lobilerinin sözcüsü haline gelmiş olan başkan Correa şunu soruyor [1]: “Sayın Marksistler, peki bakalım, Marx nerede yenilenemeyen doğal kaynakların çıkartılmasına karşı çıkmış?” Cevap aslında basit. Marx ve Engels vahşi kapitalizmi eleştirmiş olmakla birlikte (benim fikrimce) bu eleştirilerindeki ekolojist boyutu eserlerinin temel bir sacayağı yapmamış, daha ziyade ücretli emekçilerin sömürülmesine ve bunun kapitalizm dinamiği içindeki sonuçlarına odaklanmıştır.

Yine de acaba Marx megamadencilik projeleri ve başkan Correa’nın fikirleri hakkında neler söylerdi? Tahmin edecek kadar iyi Almanca bilemiyorum ama muhtemelen Pfui Teufel [2] gibi birşeyler derdi. Bu bağlamda Correa’nın

bilmediği veya unuttuğu en az iki tane marksist kavram bulunmakta: 1) İlkel Birikim ve Sermayenin Kökeni (David Harvey tarafından 2003 yılında Mülksüzleştirme Yoluyla Birikim adıyla yenilenmiş bu kavram başkan Correa’nın Ekvator Amazonlarında ve ülkenin diğer bölgelerindeki megamadencilik ve petrol keşif projelerine ve ülke

gerçekliğine oldukça uyuyor); 2) Ekonominin sosyal metabolizma olarak yorumu (Marx’ı bu anlamda etkileyen isimler Moleschott ve Liebig’di [3]). Marx, 1866’da Engels’e yazdığı bir mektupta Liebig’in tarım kimyasını incelediği

eserinin tarımın nasıl işlediğini anlamak için tüm iktisatçıların yazdıklarının toplamından daha önemli olduğunu belirtmiş, vahşi kapitalizme içsel olan “metabolik yarılmayı” bu anlamda önlemek gerektiğine dikkat çekmiştir. Bu bağlamda halihazırda 10 yıl önce yayınlanmış olan, John Bellamy Foster’ın Marx’ın Ekolojisi: Materyalizm ve Doğa (Epos Yayınları, 2011) adlı kitabında oldukça fazla bilgi mevcut.

Engels, 1882 Aralık’ta Marx’a yazdığı Podolinsky’nin tarımdaki enerji kullanımının ölçülebilirliğiyle ilgili önerisine dair meşhur mektubunda şunları söylemekteydi: “enerji rezervlerini, kömürü, mineralleri ve ormanları nasıl kötü bir biçimde tükettiğimizi sen benden daha iyi bilirsin”. Bunu belirttikten sonra, Marx ve Engels’i benim şahsen La ecologia y la economia (1991) adlı kitabımda yaptığım gibi, üretici güçlerin geliştirilmesi dedikleri meseleye gereğinden fazla heves duymaları sebebiyle eleştirmek mümkün. Buna ek olarak neticede iktisatçı olduklarından toplumların metabolizmasını da enerji ve madde birimlerinden hesaplamamışlardır. Bu hesaplamalar çok daha sonraları yapılmış ve Latin Amerika’nın daha önce hiç olmadığı kadar çok madde ve enerji ihraç eden bir bölgeye dönüştüğünü kanıtlamıştır. Latin Amerika’nın madenci devlet başkanları (neoliberaller kadar ulusal popülistler de buna dahil) bu bağlamda siyaseten Raúl Prebisch’in [4] ve başkanlık ettiği CEPAL’in (BM Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu) bile sağına düşmüşlerdir.

Bazı çevreler gayet yerinde sebeplerle bugün Peru’da, Kolombiya’da, Arjantin veya Şili’de olduğu gibi başkan Correa’nın da Ekvator’a getirmek istediği açık ocaklı vahşi madenciliğin Marx’ın çağında varolmadığını belirtmektedirler. Dahası Marx’ın çağında şu an Amazonlarda olduğu gibi vahşi bir petrol çıkartma hamlesi de mevcut değildi. Marx hayattayken ne Ekvator şimdi yaptığı gibi yılda 15 milyon ton petrolü (zaten bu kadarını hangi gemiye koyacaklardı ki?) ne de Kolombiya yılda 90 milyon ton kömürü ihraç etmiyordu. Hiçbir zaman şu anda olduğu boyutta bir doğal varlık yağması olmamış ve dahası dünya metropolleri küresel Güney’den gelen gerçek bedelleri ödenmemiş birincil enerji kaynaklarının ticaretine bu kadar bağımlı olmamışlardı.

Ama yine de bütün bunlara rağmen Marx, başkan Correa’nın kibirle karışık cahilliğiyle unuttuğu kavramlardan haberdardı. Bunlardan birisi olan ilkel birikim, Marx tarafından zamanının megamadencilik faaliyetlerinin en

büyüklerinden olarak İspanyol kolonyalistlerce yerli Zacateca’lardan çalınmış olan Potosi gümüşünün çok toksik bir madde olan civa kullanılarak çıkartılması açıklanırken kullanılmıştı. Bu kavram köle emeği kullanılan şeker kamışı veya pamuk ekimlerine de, 1840-1880 arası tam 40 yıl boyunca borçlandırılmış Çinli işçilerce Peru’dan 11 milyon tondan fazla miktarda toplanıp ihraç edilen guanoya da uygulanabilir. Şimdiki zaman kapitalist kârları ise David Harvey’nin mülksüzleştirme veya yağmalama yoluyla birikim olarak adlandırdığı biçimi kullanarak büyümekteler. Dahası kirletme yoluyla biriken kapitalist iştirakler açısından yarattıkları çevresel zarar çoğu zaman tazmin edilmeyecek bir olgu.

Arjantin’de Repsol’ün (hakettiği şekilde) kamulaştırılmasını müteakiben bir kaç ay boyunca şirketin çevresel yükümlülüklerini en az miktarda tazminatla yerine getirmesinin müzakereleri sürerken, bir yandan da Arjantin hükümeti Xstrata şirketinin La Alumbrera’da çevreye verdiği zararı ve ülkenin geri kalanındaki megamaden projelerinin çevresel yükümlülüklerini reddetmekteydi.

(2)

Marx ve marksistler, kapitalizmi büyümeye endeksli bir enerji ve madde dönüşüm sistemi olarak ele almadıkları veya bunu enerji hesaplarıyla yapmadıkları için eleştirilebilir. Yine de kesin olan, Liebig’in guano ve tarımdaki besin maddelerin yenilenmesi konusundaki fikirlerini incelemiş olan Marx’ın çok geliştirmemiş de olsa sosyal metabolizma kavramını ortaya sürmüş olduğudur. Bu anlamda Marx’ın belirttiği haliyle metabolik yarılmalar kapitalizme içkindir. Kapitalizm üretim koşullarını kendi yenilemeye haiz değildir: topraktaki besinleri tekrar yerine koyamaz, erozyonla toprak kaybına neden olur, yenilenebilir kaynakları (deniz ürünleri, ormanları, vb.) ve yenilenemez kaynakları (fosil yakıtlar ve diğer mineraller) tüketir ve/veya bunlara zarar verir. Bu, tam da Marx’ın üzerine fikir yürüttüğü ve yazdığı meseledir. Dahası kapitalizm, Marx bahsetmemiş olmasına rağmen, biyoçeşitliliği de yok eder. “Peki ya sayın

marksistler, Marx yoğun bir biçimde kömür, petrol ve doğalgaz kullanımından doğan iklim değişikliği hakkında ne diyor?” diyecek olursanız cevap şu olacaktır: Birşey demiyor çünkü Marx 1883’te ölmüş, iklim değişikliğiyle ilgili Svante Arrhenius’un ilk bilimsel makalesi ise 1896’da yayınlanmıştı. Yine de buna öfkeleneceğini tahmin etmek çok zor değil.

Başkan Correa, bunları bilmediği gibi marksist economist James O’Connor’ın daha 1988’de Capitalism, Nature, Socialism dergisinin ilk sayısında sunduğu kapitalizmin ikinci çelişkisi teorisi gibi Enrique Leff’in 1986 tarihli kitabı Ecologia y Capital’i (Ekoloji ve Sermaye) de bilmiyor. O’Connor gibi Leff de (yanlış biçimde gayri safi yurt içi hasıla olarak ölçülen) ekonomik büyümenin ancak artan sosyal ve çevresel maliyetlerle mümkün olduğunu ve bunun da ekolojik ihtilaf ve direnişlerin patlamasına yol açacağını belirtmiştir. Doğanın talan edilmesine karşı verilen direniş, topluluklarının refahı için yoksulların ve yerli halkların çevreciliğinin, tüm dünyada çevre adaleti hareketlerinin, iklim ve su adaletsizliklerine karşı toplumsal kalkışmaların yükselişine yol açmakta. Eğer görebilseydi eminim bu toplumsal hareketler Marx’ı çok mutlu ederdi. Genç Marx, ormanların burjuva sahiplerinin yoksulların yakacak için odun

toplamasına izin vermemesine öfkelenirdi. Bu esnada Ren Parlamento’su ise Marx’ın daha sonra Kapital’de

inceleyeceği bu çitlemeleri (enclosures) savunmaktaydı. Günümüzde ise dünyada daha önce olmadığı kadar şiddetli bir biçimde yerli ve köylü halkların topraklarının gasp edilmesi, biyoyakıt üretimi ve sanayi girdisi sağlamaya yönelik ağaç ekimleri için arazi kapatmaları, megamadencilik ve dev barajlar inşaatları süreçleri özel veya devlet iştirakı şirketler tarafından işletilmekte. Bu neo-kolonyal doğal kaynak ve arazi gaspı süreçleri, Çinli şirketler gibi ortaya çıkan yeni aktörlerin katılımıyla büyüyecek gibi görünüyor.

Joan Martínez Alier

Çeviren: Ethemcan Turhan

Bu makale ilk olarak 25 Şubat 2013 tarihinde http://lalineadefuego.info/2013/02/25/marx-y-el-extractivismo-del-presidente-correa-por-joan-martinez-alier/ adresinde yayınlanmıştır.

[1]Ekvator devlet başkanı Rafael Correa, Mayıs 2012’de yayınlanan bir röportajında bu ifadeleri kullandı. Röportajın İspanyolca aslı http://lalineadefuego.info/2012/05/31/entrevista-rafael-correa-revolucion-ciudadana-el-camino-del-ecuador/ adresinde bulunabilir.

[2]Almanca “ıyy..” gibi çirkinlik ifadesi anlamına gelen tepki (ç.n.)

[3] Justus von Liebig (1803 – 1873) tarımsal kimya ve biyokimya üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan ve organik kimya üzerine fikirleriyle bilinen Alman kimyacı. Jacob Moleschott (1822-1893) varolan her şeyin, veya evrenin bütün bir tarihinin, güç ya da enerjinin kendisinin temel ya da özsel özelliği olduğu bir ilk madde aracılığıyla açıklanabileceğini öne süren Hollandalı maddeci düşünür. (Kaynak: Wikipedia)

[4] Raúl Plebisch (1901-1986) bağımlılık teorisine yapısal ekonomi alanından önemli katkıları olmuş, ithal ikameci görüşün önde gelen eleştirmenlerinden olan Arjantinli bir iktisatçı ve UNCTAD’ın (1964-69) eski başkanlarındandır.

Referanslar

Benzer Belgeler

%15 Ziraat Portföy Katılım Getiri Endeksi + %20 BIST KYD Kamu Kira Sertifika- ları Endeksi +%25 BIST KYD Özel Sektör Kira Sertifikaları Endeksi + %10 BIST KYD 1 Aylık Kar

Vertisoller tipik olarak bazalt gibi bazik kayaçların üzerinde, mevsimsel olarak nemli veya yarı kurak iklim koşulları altında oluşurlar. Vertisoller ekvatorun 50° N and

MIS 5a and MIS 3 relatively high sea-level stands on the Hatay-Samandağ Coast,Eastern..

Ekberî gelenekte ilk olarak Sadreddîn Konevî (öl. 695/1296) tarafKndan kullanKlan bu kavram, henüz bu dönemde de, daha sonraki yüzyKllar içerisinde kazandKTK teknik

2 Dijital giriş, 4 triak çıkış (on/off, PWM veya yüzer), 2 analog çıkış (0-10Vdc), 3-hızlı fan röleleri, 1 röle (10A). R/TIO giriş /

Sandık üyelerimiz ve Sandıktan emekli olarak ayrılmış üyeler en az 500 TL birikimle bu fona üye olabilir... Yaşam

%15 Ziraat Portföy Katılım Getiri Endeksi + %20 BIST KYD Kamu Kira Sertifika- ları Endeksi +%25 BIST KYD Özel Sektör Kira Sertifikaları Endeksi + %10 BIST KYD 1 Aylık Kar

Birçok deniz organizmasında (özellikle küçük hacimli organizmalarda Pb, Ru, Zr elementleri, bazı lantanitler ve transuranikler organizmaların olağan metabolizmaları