• Sonuç bulunamadı

Hatay Halk Bilimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hatay Halk Bilimi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitaplık

Türk Dili 101 sanki ve bundan dolayı irreel ve düş-

sel tablolar tasvir ediyor. Bu bakımdan öykü kahramanlarından Hüseyin’in şiir hakkındaki görüşleriyle Batar’ın sanat anlayışı arasında bir paralellik kurmak mümkün. Hüseyin’in şiire dair şu görüşleri âdeta Batar’ın öykü anlayışını da özetliyor:

“Hayal kurması ve sonra bütün o derli toplu hayalleri darmadağın etme- si gerek. Dış sese sağır olması, iç sesi iyi duyması, baktığını iyi görmesi.” (s.

102-103)

Batar da tıpkı bu cümlelerdeki gibi öykülerinde zaman zaman nesneleri yerinden ediyor, bütünü parçalıyor, sürreal tablolar çiziyor ve en önemlisi dış seslere değil ‘iç ses’lere kulak kesi- liyor. Soyutlamaya dayanan bu anlatım tarzı, öykülerini özgün kılmakla bera- ber, kalemini reel dünyadan ve insan-

dan kopardığı da bir gerçek! Kanaa- timce ne kadar soyuta, ‘iç ses’e eğilimli olursa olsun, öykünün bir ayağı daima toprağa basmalı, yazar ‘dış ses’leri de duymalı insanla temasını bu düzey- de de sürdürmeli çünkü ancak böyle, kendi kültürüyle ve dolayısıyla okurla ruhsal bağ kurabilir.

Solgun yüzlü, yorgun ve hüzünlü insanların, ince sızıların yazarı Batar.

Sızısı büyüdükçe öyküleri de derinlik kazanacak, hatta toprağı ve insanı daha derinden kavrayacak ve fizikötesine bir yol açacak bence. Sızının büyümesi derken dünya yarasından, varoluşsal sızılardan, ‘büyük ve evrensel sızı’dan bahsediyorum!... Batar’ın öykü tarzı ancak bu ‘dar kapı’dan geçerse kendine bir yol bulabilir; çünkü dış dünyadan çok, insan ruhunun derinliklerine ve fizikötesine kulak veren bir yazar o!

Nevzat GÖZAYDIN

Hatay Halk Bilimi

Kültürümüzü en iyi ifade eden ki- taplar arasında yer alan, kendi yörele- rini hemen bütün yönleriyle tanıtmaya çalışan, özellikle de o mahallin insan- ları tarafından kaleme alınan eserlerin dilimizin zenginliğini ortaya koyması bakımından da önemli bir konumu vardır. Yörelerin ağız araştırmalarında derlenen mahalli gelenekler, halk edebiyatı örnekleri veya diğer halk bilimi verilerinin yanı sıra, sadece

(2)

KİTAPLIK

102 Türk Dili

standart dille yazılan yöresel değerle- ri okuyucuya sunan kitaplardaki çoğu malzemenin de değerlendirilmesi ge- rekmektedir.

Bu tür kitaplardan bir örneğini, araştırmacı gazeteci Mithat Kalay- cıoğlu, Hatay Halk Bilimi başlığını taşıyan kitabı geçenlerde yayın haya- tımıza kazandırdı. Vaktiyle MEB ta- rafından açılan ve birçok öğretmene ve araştırmacıya halk bilimi ile halk oyunları konusunda eğitimlerin verildiği seminerlerden yararlanan elemanlar, kendi yöreleriyle ilgili bu tür kitaplara imza atıyorlar. Sayın Ka- laycıoğlu da bu çalışkan kişilerden biri…

Hatay Büyükşehir Belediyesi yayı- nı olarak (Hatay, 2018: 243 s.) bastırı- lan kitap, bizlere bir yandan Hatay’ın özelliklerini geniş biçimde anlatırken diğer yandan yörenin söz varlığı konu- sunda da bir hayli malzeme sergiliyor.

İlk sayfalardaki tarih, coğrafya, turizm bilgilerinden sonra halk bilimi alanın- daki konular giderek ağırlık kazanıyor.

“Efsaneler, halk edebiyatı, inançlar ve halk ilaçları, geleneksel Hatay mut- fağındaki yemekler, el sanatları ve zanaatları, çocukların oyunları, halk oyunları ve müziği” gibi konular için- de dilimize kazandırılan birçok sözü buluyoruz.

Hatay’ın yetiştirdiği bir kişi olarak Mithat Kalaycıoğlu’nun eğitimi, de- neyimleri ve görgüsü ile birlikte yoğ- rularak ortaya koyduğu metinlerden, sözlüğümüzde bulunmayan yüzlerce kelimenin ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Bu konuya girmeden önce,

Hatay konusunu eserlerinde işleyen ve edebiyat tarihimizde yer alan Be- kir Sıtkı Kunt’a, Ayla Kutlu’ya, Burhan Günel’e, Cemil Meriç’e de yer veren yazar, bir ölçüde vefa duygusunu da kanıtlamıştır.

Kitaptaki söz varlığının zenginliği- ni gözler önüne seren sayfalarda “ata- sözleri” (s. 61-63), “deyimler” (63-65),

“maniler” (s. 65-71) derlenen kaynak kişilerin de belirtilmesiyle daha bir de- ğer kazanıyor.

Kitabın daha sonraki sayfalarında bilmeceler, küçük hikâyeler, masallar bulunuyor. “Hatay Ağzı” başlıklı sayfa- larda beş yüze yakın yöre kelimesinin anlamlarıyla birlikte verildiğini görü- yoruz (s. 80-86). Sayın Kalaycıoğlu, bu sözleri alfabetik düzende sıralarken kelimenin kökenini belirtmekten ka- çınmıştır. Hatay’ın nüfusunu oluşturan toplulukların kullandığı özel kelimele- rin mevcut olması tabii bir sonuçtur.

Bu konuyu inceden inceye araştıra- cak olanlar da oradaki üniversite ve özellikle de Türk dili ile ilgili öğretim yapan bilim adamlarıdır. Dolayısıyla Sayın Kalaycıoğlu’nun sadece bir tespit yaptığını; dil malzemesini, araştıracak bilim insanlarına bıraktığını söyleye- biliriz. Aynı şekilde yörenin türküleri ve yemek adları ile etnografik araç-ge- recin adlarının da ayrıca değerlendiril- mesi gerekmektedir.

Bu konuların dışında son zaman- larda çocuklarımızla ilgili değişik ko- nulardaki yayınların da belirttiği gibi oyun adları, araçları kitapta önemli bir yer tutuyor (s. 158-162). Hemen arka- sından gelen halk oyunları sayfaların-

(3)

Kitaplık

Türk Dili 103 da da 52 oyun sayılmış olup bazılarının

oluşum hikâyelerine de yer verilmiştir (s. 163-168). Ayrıca halk oyunlarında olsun, günlük olsun; giysiler, takılar, aksesuarlar bol resimli ve açıklamalı olarak gösterilmiştir. Son sayfalarda da türkülerin ve oyun havalarının notala- rı aktarılmıştır.

Türkiye’de değişik kültür yapısıyla tanınan ve haklı olarak “Kültür ve Hoş-

görü Kenti” diye adlandırılan Hatay’ı, onun değerlerini yakından tanıtma- ya çalışan kitap, gerçekten önemli bir eksiği kapamıştır. Yazar Mithat Kalaycıoğlu’nu ve eserin yayımlanma- sına öncülük eden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığını, bu güzel hiz- metlerinden ötürü kutluyorum. Darısı diğer kentlerimizin başına...

Kadir UZUN

Koruyucu Tıbbın Bir

Kitabı:

Tutmacı Tabiatnâme

Tabiatnâme, bugünün şifalı bitki- ler ve sağlıklı hayat rehberi türündeki kitaplarına benzer bilgileri içeren bir eserdir. Eski tıp bilimine göre, yenen her şey vücutta kan, safra, balgam ve sevdadan oluşan “ahlat-ı erbaa”ya dö- nüşür. Bu dört sıvının vücut içerisin- deki oranlarının kişinin mizacını be- lirlediği varsayımıyla mikrop kavramı- nın henüz bilinmediği dönemlerde, bu dört sıvıdan herhangi birisinin bünye- de ağır basmasının çeşitli hastalıklara yol açtığı düşünülüyordu. Bu açıdan bakıldığında yiyecekler konusunda alınacak önlemler ve dikkat edilmesi gereken hususlar koruyucu hekimli- ğin sahasına girdiğinden Tabiatnâme, koruyucu hekimliğe ait bir tıp kitabı olarak da değerlendirilebilir.

XIV. yüzyılda Farsçadan Türkçeye çevrilerek kaleme alınan, yiyecek ve içeceklerin niteliklerinin açıklandı-

ğı uygulamalı bir tıp kitabı olan, 372 beyitten oluşan ve Tutmacı tarafın- dan telif edilen Tabiatnâme, Prof. Dr.

Yakup Karasoy tarafından Tutmacı Tabiatnâme adıyla yayıma hazırlandı.

Bu eser aynı zamanda Türk Dil Ku- rumunun 1273. yayını olarak okurla buluştu.

Referanslar

Benzer Belgeler

1993 inkılâbından sonra ve genç yaşta yazı yazmıya başlı- yan Fuat Köprülü ilk zamanlarda şiirler, edebî ve fikrî makaleler neşretmiş, daha sonra

Aynı problemle maalesef halk oyunları kısmında da karşılaştım.Halk oyunları günümüzde her ne kadar sahne sanatı alanı içine girse de onun temeldeki amacı

Sol ayak geride, sağayak önde olacak ş ekilde geriye doğ ru çift ayak sekilip sağ ayak sol dizin hizası nda yukarı kaldı rı lr6. Ve: Sağayak öne uzatı

FTIR ( Fourier change infrared spectroscopy ) is the numerical cycle of Fourier change to deciphering the crude information from range frequency interferogram into the real

1955’te Halk Sanatlarını ve Ananelerini Tetkik Cemiyeti adı altında Ankara’da kurulan dernek 1959’da Türk Etnoğrafya ve Turizm Derneği adı ile faaliyetlerini

ÇalıĢmanın ilk basamağında Tekirdağ ili halk oyunları ve müzikleri ile ilgili kaynaklar tespit edilerek incelenmiĢtir. Tekirdağ halk oyunları ile ilgili en kapsamlı

Vezir Hanı, Çemberlitaş, Atik Ali Paşa, Mahmud Paşa ve Nuruosmaniye camilerinin çevrelediği bu semtin kalbi, eski adı Çarşı-yı Kebîr olan Kapalıçarşı’da

Çanakkale geleneksel halk müziği kültüründe önemli türlerden biri olan zeybek- ler ve zeybek müzikleri yöre kültürünün diğer örneklerinde de açıkça görülebileceği