• Sonuç bulunamadı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNE BAŞVURAN HASTALARDA DENTAL KORKU DÜZEYİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNE BAŞVURAN HASTALARDA DENTAL KORKU DÜZEYİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

*Süleyman Demirel Üniversitesi, Di Hekimli i Fakültesi, Periodontoloji Anabilim Dal , ISPARTA **Süleyman Demirel Üniversitesi, T p Fakültesi, T bbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dal , ISPARTA

SÜLEYMAN DEM REL ÜN VERS TES D HEK ML

FAKÜLTES NE

BA VURAN HASTALARDA DENTAL KORKU DÜZEY N N NCELENMES

THE ANALYSIS OF THE DENTAL FEAR LEVELS OF THE PATIENTS ATTENDING

SULEYMAN DEMIREL UNIVERSITY FACULTY OF DENTISTRY

Zuhal Yetkin AY* Ye&im ERDEK* Mine ÖZTÜRK*

Gizem KILINÇ* Ye&im BOZKURT* Ramazan YILMAZ**

ÖZET

A r dental korku ve anksiyete geni popülasyonlar etkileyen üniversal bir problemdir. Dental bak m ve tedavilerden kaç nma sebebiyle hastan n oral sa l n olumsuz yönde etkileyen ciddi sonuçlara yol açmaktad r. Bu çal man n amac Süleyman Demirel Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi Periodontoloji Klini ine ba vuran hastalarda dental korku ve anksiyete düzeyini etkileyen ki isel faktörlerin belirlenmesidir.

Bu çal mada, Süleyman Demirel Üniversitesi Di Hekimli i

Fakültesi Periodontoloji Klini ine ilk kez ba vuran 930 hastaya, muayene ve ba lang ç periodontal tedavi öncesinde ki isel özellikleri belirleyen sorular ile Modifiye Dental Korku Skalas (M-DKS)’n içeren bir anket uygulanm t r. Ki isel özellikleri belirlemek amac yla ya , cinsiyet, ö renim durumu, di hekimine gitme s kl , geçmi te i lem sonras komplikasyon geli me hikayesi, oral hijyen al kanl klar , sigara, di s kma vb. kötü al kanl klar n varl na yönelik sorular sorulmu tur. M-DKS ise 14 sorudan olu maktad r.

Yap lan de erlendirmeler sonucunda cinsiyet, ya ve geçmi te i lem sonras komplikasyon geli me hikayesi ile anksiyete düzeyleri aras nda anlaml farkl l k oldu u belirlenmi tir (p<0.05). E itim düzeyleri, di hekimine gitme ve oral hijyen araçlar n n kullanm s kl aç s ndan benzer M-DKS düzeyleri gözlenmi tir (p>0.05). Kötü al kanl k varl ile anksiyete düzeyleri aras nda anlaml farkl l k belirlenememi tir (p>0.05).

Tedavi öncesi uygulanan anksiyete düzeylerini belirlemeye yönelik skalalar, anksiyetik hastalara yakla mda farkl bir bak aç s olu turabilir. Bu durum, hastan n anksiyete kontrolünde ve dental tedavilerin uygulanmas nda kolayl k yaratabilir. Anksiyeteyi olu turan etkenlerin tamam henüz bilinmemektedir. Dolay s yla anksiyeteye neden olan etkenlerin belirlenmesine yönelik, daha farkl ve ayr nt l skalalar n geli tirilmesine ihtiyaç duyulmaktad r.

Anahtar kelimeler: Dental anksiyete, anksiyete skalalar , M-DKS

SUMMARY

Extreme dental fear and anxiety are the universal problems affecting a large population. They lead to avoidance of dental care and carries with a severe adverse consequences to the patient’s oral health. The aim of this study is to determine the dental fear and anxiety levels and predisposing personal characteristics of the patients attending Suleyman Demirel University, Faculty of Dentistry, Department of Periodontology.

In this study, 930 patients attending Suleyman Demirel University, Faculty of Dentistry, Department of Periodontology were asked to answer the questions to determine the individual informations before the initial phase of periodontal therapy and complete the Modified Dental Fear Survey (M-DFS). The questions about age, gender, education level, frequency of dental visits, postoperative complications history, oral hygiene status, noxious habits like cigarette consumption and bruxism were asked to determine the personal characteristics. M-DFS consists of 14 questions.

The analysis have revealed that there were statistically significant differences between the anxiety levels and gender, age and postoperative complications history (p<0.05). No significant differences between the education levels, frequency of dental visits, oral hygiene status, noxious habits and the anxiety levels were found (p>0.05).

The scales used before the therapy intending to determine the anxiety levels could constitute a new approach to the anxietic patient. This approach could generate facility of the anxiety control and the dental treatment procedures. The factors affecting the anxiety levels have not been completely understood. Various and detailed scales are needed to reveal these factors.

(2)

G R

Anksiyete, bilinmeyen bir tehlikeye kar bilinçalt nda olu an yo un bir huzursuzluk ve endi e halidir.1,2 Dental

anksiyete her ya ta görülmekle birlikte genel olarak çocuklukta veya adölesan dönemde ortaya ç kmaktad r.3

Genel olarak anksiyetenin etyolojisinde rol oynayan faktörler, geçmi teki travmatik deneyimler (i lem s ras nda olu an a r , uzun süreli ve yorucu tedaviler), çevre (muayene odas , kullan lan aletlerin sesi ve görüntüsü, ortam n kokusu), dü ük a r e i i, hekimin hastaya yakla m (hastan n a z sa l ile ilgili ele tiri, duyars zl k, tedaviyi aç klamada yetersizlik, eksik veya yanl tedavi), hastan n hekime yakla m (güvensizlik, hekimi yetersiz bulma), sosyal etkile imler (ebeveyn, karde ve arkada lar n negatif

etkisi, dramatize edilmi çizgi filmler ve televizyon

programlar ), kötü deneyimlerin ön plana ç kmas eklinde s ralanabilir.4

Ciddi dental anksiyete ile korku aras nda etyoloji, idame ve tedavi aç s ndan ili ki saptanm t r. Yap lan baz çal malar, dental anksiyetenin günlük hayat etkiledi i gibi, sosyal aktiviteler ve aile ili kilerinde de problemler yaratt n göstermi tir.5Sonuç olarak dental anksiyete hastan n a z

sa l n olumsuz yönde etkilemekle birlikte psikolojik bir sorun olarak ya am standard n ve kalitesini dü ürmektedir.

Anksiyetenin belirlenmesinde üphesiz en etkili ve

güvenilir yöntem hastadan edinilen bilgilerin yorumlanmas d r. Bu bilgiler geçmi deneyimler, aile hikayesi, di hekimleri hakk nda dü ünce ve yakla mlar n ifadesi, geçmi teki ve halihaz rdaki anksiyete varl ve yap lacak i lemle ilgili beklentilerini de içermelidir. Bu bilgiler sadece sözel olarak elde edilebilece i gibi, sadece yaz l olarak anketlerle veya önce anket uygulay p ard ndan verilen cevaplar üzerinden sözel olarak derinle tirilebilir.

Di hekimli i prati inde kar la lan anksiyetenin

belirlenmesinde, en s k kullan lan skalalar n ba nda Corah’ n Dental Anksiyete Skalas (DAS) gelmektedir.6Ancak DAS,

di hekimli i ile ilgili anksiyete ve di hekiminin özellikleri aras ndaki ili kiyi belirleyemez. Bu amaçla, Spielberg’ün Durumluk-Sürekli Anksiyete Envanteri (DSAE-State-Trait Anxiety Invantory) tercih edilmektedir. Psikolojik ara t rmalarda s kl kla kullan lan DSAE, ki isel özelliklere ba l (DSAE-T) ve duruma göre de i kenlik gösteren (DSAE-S) anksiyeteyi belirleyen iki alt gruba sahiptir.7

Son y llarda geli tirilen skalalar aras nda Dental Anksiyete Anketi (DAA), Foto rafik Anksiyete Anketi (FAA) ve Dental Anksiyete Envanteri (DAE) yer almaktad r.8,9 Tek sorudan olu an DAA, di hekimine

kar duyulan korkunun belirlenmesinde DAS’la uyumlu sonuçlar vermi tir. Kolay uygulanabilir ve güvenilir olmas nedeniyle tercih edilmektedir. FAA’da bireylere farkl anksiyete derecelerine ba l yüz ifadelerinin oldu u 5 foto raf gösterilir, hastadan kendi durumuna en uygun olan seçmesi istenir. Stouthard ve arkada lar n n geli tirdi i bu skala güvenilir sonuçlar vermektedir.10

Dental Korku Skalas (DKS, Kleinknecht’s Dental Fear Survey) ve Dental Güven Skalas (DGS- Getz’s Dental Belief Survey) di hekimli i ile ilgili korkunun belirlenmesi için ABD’de geli tirilen di er iki skalad r.11,12 DKS, spesifik di hekimli i ile ilgili tedavi

prosedürlerine kar duyulan endi e ve korkuyu belirlerken, DGS genel olarak hastan n hekime olan

güveninin de erlendirilmesini sa lar.13 DKS, di

hekimine kar duyulan korkuyu birçok aç dan de erlendirdi i için DAS’ a göre daha avantajl d r. Ayr ca yap lan baz çal malar, DKS’nin daha yüksek tutarl l k ve güvenilirli e sahip oldu unu göstermi tir.4

Bu çal man n amac , Süleyman Demirel Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi Periodontoloji Klini ine ba vuran hastalarda dental anksiyete düzeyinin ve anksiyete düzeyini etkileyen ki isel faktörlerin belirlenmesidir.

B REYLER ve YÖNTEM

Bu çal mada, Süleyman Demirel Üniversitesi, Di

Hekimli i Fakültesi, Periodontoloji Klini ine ilk kez ba vuran 930 hastaya, muayene ve ba lang ç periodontal tedavi öncesinde ki isel özellikleri belirleyen sorular ile Modifiye Dental Korku Skalas (M-DKS)’n içeren bir anket uyguland (Ek 1).

M-DKS, 16 soruluk Dental Tedavi Korku Skalas ndan 2 soru ç kar larak ve 5 soru de i tirilerek olu turulmu tur. DKS temelde 4 alt grup sorudan olu maktad r. Bu gruplar; genel anksiyete, spesifik anksiyete, güvensizlik anksiyetesi ve katastrofik anksiyete olarak ayr lmaktad r. Her alt gruba ait sorular vard r ve bunlara verilen cevaplar Likert-tipi skorlama ile (1–5) de erlendirilmektedir. Bahsedilen dört alt grup u ekilde tan mlanm t r.14

Genel anksiyete grubu birbirinden farkl ve fazla say daki durumu stres olu turucu ve zor bulan hastalar ; spesifik korku grubu dental bir i lemle ilgili tolerans gösterememe korkusu olan veya dental i lemle a r y ili kilendiren hastalar ; güvensizlik grubu kendini çaresiz ve “kurban” gibi hisseden, di hekimi ve/veya sa l k çal an n n söylediklerinden ve/veya yapt klar ndan üphe duyan (genellikle ileti im eksikli inden kaynaklanmaktad r);

(3)

katastrofik grup ise tedavi esnas nda kalp krizi, alerjik reaksiyon gibi kontrolün kaybedilebilece i olaylar n gerçekle mesinden korkan hastalar betimlemektedir14

(Tablo I). Ya&, cinsiyet : Ö5renim durumu :

Sistemik hikaye :

1. Doktor kontrolünde oldu5unuz veya sürekli ilaç kulland:5:n:z bir hastal:5:n:z var m:?

2. laç kullan:yorsan:z isimlerini yaz:n:z.

Dental hikaye :

3. Daha önce di& hekimine gittiniz mi? Evet ( ) Hay:r ( ) 4. Hangi i&lemleri yapt:rd:n:z?

Çekim ( ) Dolgu ( ) Kanal tedavisi ( ) Protez ( ) Di& ta&: temizli5i ( ) Periodontal cerrahi i&lem ( )

5. En son ne zaman, ne için gittiniz? ... 6. Di& hekimine ne s:kl:kta gidersiniz?

Hiç gitmedim ( ) ikayet oldukça ( ) Düzenli olarak 6 ayda veya y:lda bir ( ) 7. Yap:lan i&lemler sonras:nda komplikasyon geli&ti mi? Evet ( ) Hay:r ( )

A5r: ( ) i&lik ( ) His kayb: ( ) Kanama ( ) Di5er ( )

8. Di& f:rçalama al:&kanl:5:n:z var m:? Evet( ) Hay:r ( ) 9. Di& f:rçalama s:kl:5:n:z ne kadar?

F:rçalam:yor ( ) Günde 1 ( ) Günde 2 veya daha fazla ( )

10. Di5er dental hijyen araçlar:n: kullan:yor musunuz? Evet ( ) Hay:r( )

Di& ipi ( ) Arayüz f:rças: ( ) Köprüalt: ipi Di5er ( )

11. Kötü al:&kanl:klar:n:z var m:? Evet ( ) Hay:r ( )

Sigara ( ) Di& s:kma, g:c:rdatma ( ) T:rnak yeme, kalem :s:rma ( ) Di5er ( ) Modifiye-Dental Korku Skalas:

A&a5:daki di& hekimi korkusu ile ilgili sorulara 1 ile 5 aras:nda de5erler veriniz. (1: Hiç 2: Biraz 3: Orta 4: Fazla 5: Çok fazla)

1. Günler öncesinden di& hekimi randevusunu dü&ünerek s:k:nt: duyuyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

2. Di& hekiminin can:n:z: yakaca5: konusunda endi&eleniyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

3. &lem öncesi di&lerinizin uyu&turulmas: sizi korkutuyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

4. Bay:laca5:n:z: ya da kontrolünüzü kaybedece5inizi dü&ünüyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

5. Kullan:lan aletlerin görülmesi sizi korkutuyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

6. Kullan:lan aletlerin sesleri sizi rahats:z ediyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

7. Anestezik i5nenin görüntüsü sizi endi&elendiriyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

8. Anestezik i5nenin batma hissi sizi korkutuyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

9. Di&hekiminizin di&eti hastal:5:n:z oldu5unu söylemesinden veya di& sa5l:5:n:zla ilgili kötü haberler vermesinden çekiniyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

10. Di&hekiminizin a5:z bak:m:n:z hakk:ndaki dü&ünceleri sizi endi&elendiriyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

11. Di&hekimine güvensizlik duyuyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

12. Dental objeleri yutmaktan korkuyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

13. Hekim koltu5undayken ölüm korkusu gibi kötü dü&ünceler akl:n:za geliyor mu? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

14. Anestezik maddeye kar&: reaksiyon geli&mesinden korkuyor musunuz? 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( )

Ek 1. Çal mada kullan lan anket örne i

Ki isel özellikleri belirlemek amac yla ya , cinsiyet, ö renim durumu, sistemik hastal k varl ve kullan lan ilaçlar, di hekimine gitme s kl , geçmi te uygulanan dental tedaviler, dental i lemler sonras nda komplikasyon geli me hikayesi, oral hijyen al kanl klar , sigara, di s kma vb. kötü al kanl klar n varl na yönelik sorular soruldu.

Elde edilen verilerin de erlendirilmesinde SPSS

paket program kullan ld . Verilerin analizinde tek yönlü varyans analizi (one-way ANOVA) ve non-parametrik testlerden Mann Whitney-U testlerinden yararlan ld .

Tablo I. M-DKS anksiyete alt gruplar na ait sorular

Alt gruplar Sorular

1. Günler öncesinden di& hekimi randevusunu dü&ünerek s:k:nt: duyuyor musunuz?

2. Di&hekiminin can:n:z: yakaca5: konusunda endi&eleniyor musunuz?

3. &lem öncesi di&lerinizin uyu&turulmas: sizi korkutuyor mu? Generalize

anksiyete

4. Bay:laca5:n:z: yada kontrolünüzü kaybedece5inizi dü&ünüyor musunuz?

5. Kullan:lan aletlerin görülmesi sizi korkutuyor mu? 6. Kullan:lan aletlerin sesleri sizi rahats:z ediyor mu? 7. Anestezik i5nenin görüntüsü sizi endi&elendiriyor mu? Spesifik

anksiyete

8. Anestezik i5nenin batma hissi sizi korkutuyor mu? 9. Di&hekiminizin di&eti hastal:5:n:z oldu5unu söylemesinden veya di& sa5l:5:n:zla ilgili kötü haberler vermesinden çekiniyor musunuz?

10. Di&hekiminizin a5:z bak:m:n:z hakk:ndaki dü&ünceleri sizi endi&elendiriyor mu?

Güvensizlik anksiyetesi

11. Di&hekiminize güvensizlik duyuyor musunuz? 12. Dental objeleri yutmaktan korkuyor musunuz? 13. Hekim koltu5undayken ölüm korkusu gibi kötü dü&ünceler akl:n:za geliyor mu?

Katastrofik anksiyete

14. Anestezik maddeye kar&: reaksiyon geli&mesinden korkuyor musunuz?

BULGULAR

Örnekleme ait demografik karakteristikler Tablo II.’de sunulmu tur. Çal maya kat lan bireylerin 384’ü kad n, 546’s erkektir. Cinsiyetler aras kar la t rmada

toplam anksiyete skorlar incelendi inde anlaml

farkl l klar bulunmu tur (p=0.0001). Kad nlar erkeklere göre istatistiksel olarak daha yüksek anksiyete skorlar na sahiptir (p<0.05).

Tablo III., farkl cinsiyet, ya ve ö retim durumuna göre bireylerin anksiyete alt gruplar nda sergiledikleri farkl l klar göstermektedir. Tüm alt gruplarda cinsiyetler aras anlaml farkl l k ve kad nlarda anlaml yükseklikte anksiyete ortalamalar belirlenmi tir (p<0.05).

Çal maya kat lan bireyler ya lar na göre 1 (<20), 2 (20-29), 3 (30-39), 4(40-49) ve 5 (50U) alt gruplar nda incelenmi tir. Genel anksiyete ve katastrofik anksiyete gruplar nda ya a göre anlaml farkl l k saptanmam t r (p>0.05) (Tablo II). Tüm bireylerin ortalama anksiyete skorlar göz önüne al nd nda 50 ya üzerinde olan grup di er bütün ya gruplar ndan anlaml derecede dü ük anksiyete skoru sergilemi tir (p<0.05). En dü ük skor ortalamas 50 ya üzeri ya grubunda görülmü , bu grubu s ras yla dü ükten yükse e do ru 30–39, 40–49, 20–29 ve 20 ya alt gruplar izlemi tir. 50 ya üstü grupla anlaml farkl l k gösteren di er ya gruplar aras nda anlaml bir farkl l a rastlanmam t r (p>0.05).

(4)

Ö renim durumu de erlendirildi inde genel anksiyete, spesifik anksiyete ve katastrofik anksiyete alt gruplar nda farkl ö renim düzeylerine göre anlaml farkl l k bulunmazken, güvensizlik anksiyetesi incelendi inde en yüksek anksiyete düzeyi orta ö retim grubunda görülmü (8.12±2.85) ve en dü ük olan ilkö retim grubu (7.29±2.85), orta ö retim (8.12±2.85) ve yüksek ö retim (8.06±2.70) gruplar ndan anlaml farkl l k göstermi tir (p=0.012 ve p=0.008) (Tablo III).

Tablo II. Örnekleme ait demografik özellikler

N Ortalama Standart sapma p

Kad:n 384 30.72 10.79 C N S Y E T Erkek 546 26.07 8.93 0.0001 lk ö5retim 151 27.56 10.84 Orta ö5retim 245 28.29 10.84 Ö R E N M D U R U M U Yüksek ö5retim 534 27.97 9.35 p>0.05 Hiç gitmemi& 26 27.65 9.43 ikayeti oldukça 806 28.15 10.07 D H E K M N E G T M E S IK LI I Düzenli 98 26.71 9.54 p>0.05 F:rçalam:yor 142 27.11 9.80 Günde 1 394 27.70 9.73 D FI R Ç A LA M A S IK LI I

Günde 2 ve daha fazla 394 28.58 10.32

p>0.05 Kullanm:yor 745 28.13 10.17 D E R D E N TA L H JY E N A R A Ç LA R I Kullan:yor 185 27.41 9.28 p>0.05 Yok 591 27.79 0.07 Sigara 221 27.98 9.85 Di& s:kma/g:c:rdatma ve t:rnak yeme 84 29.85 9.81 Z A R A R LI A LI K A N LI K LA R

Sigara, di& s:kma/ g:c:rdatma ve t:rnak yeme

34 26.67 10.11 p>0.05

Dental i lemler sonras komplikasyon geli me

hikayesine göre komplikasyon ya am grupta spesifik anksiyete ve güvensizlik anksiyetesi alt gruplar nda anlaml farkl l klar saptanm t r (p=0.022 ve p=0.002). Her iki grupta da komplikasyon hikayesi olan bireylerin ortalama anksiyete skorlar komplikasyon ya amam bireylerden anlaml derecede yüksektir (spesifik anksiyete grubu: 8.75±4.60 ve 7.87±3.85; güvensizlik anksiyetesi grubu: 8.44±2.91 ve 7.81±2.72).

Çal maya kat lan bireyler di hekimine gitme

s kl , di f rçalama al kanl , di er dental hijyen

araçlar n kullanma ve zararl al kanl klar (sigara kullan m ; di s kma/g c rdatma ve t rnak yeme; sigara

kullan m , di s kma/g c rdatma ve t rnak yeme alt

gruplar olu turularak) yönünden anksiyete alt

gruplar na göre ayr larak incelendi inde istatistiksel olarak anlaml bir farkl l k bulunmam t r (p>0.05).

TARTI MA

Dental anksiyete ve/veya korku hastada olu turdu u fizyolojik, dü ünsel ve davran sal farkl l klar sebebiyle gerek a z sa l gerek genel sa l k üzerinde olumsuz etkiler yaratarak bireyin ya am kalitesini dü ürmektedir. Dental korku ve anksiyetenin ortadan kald r lmas nda veya “korkan/anksiyetik hastan n tedavisi” amac yla gösterilen

çabalarda en önemli basamak ku kusuz anksiyete veya

korkunun sebebinin belirlenmesidir.15

Tablo III. Bireylerin ya , cinsiyet ve ö retim durumlar na göre anksiyete alt gruplar na ait anksiyete düzeylerinin kar la t rmas (ortalama±standart sapma).

N Genel

anksiyete anksiyeteSpesifik Güvensizlik anksiyetesi Katastrofik anksiyete

1 (Kad:n) 384 7.97±3.78 9.13±4.49† 8.43±2.83 † 5.18±2.38† C in si ye t 2 (Erkek) 546 6.54±3.19 * 7.33±3.55* 7.62±2.69 * 4.57±2.08* 1 (20<) 62 7.58±3.91 Ø 9.27±4.66¶ 8.59±2.67 ¶ 5.35±2.69Ø 2 (20-29) 270 7.06±3.36 Ø 8.58±4.18¶ 8.61±2.65 ¶, ‡, § 4.89±2.07Ø 3 (30-39) 274 7.26±3.69 Ø 7.84±3.96 7.89±2.87 ¶, † 4.74±2.22Ø 4 (40-49) 237 7.36±3.53 Ø 8.09±3.95¶ 7.82±2.70 ¶, † 4.86±2.28Ø Y a & 5 (50X) 114 6.38±3.23 Ø 6.67±3.38* 6.47±2.46 *, †, ‡, § 4.46±2.11Ø 1 ( lkö5retim) 151 7.43±3.91 Ø 7.94±4.12Ø 7.29±2.85 †, ‡ 4.89±2.43Ø 2 (Orta ö5retim) 245 7.28±3.65 Ø 7.97±4.42Ø 8.12±2.85 *, ‡ 4.92±2.38Ø Ö 5 re n im D u ru m u 3 (Yüksek ö5retim) 534 6.99±3.33 Ø 8.16±3.86Ø 8.06±2.70 *,† 4.75±2.08Ø

N alt gruplarda bulunan birey say s ,

Ø anksiyete skorlar nda di er alt gruplarla anlaml olmayan istatistiksel farkl l k (p>0.05). * anksiyete skorlar nda 1 numaral alt grup ile anlaml farkl l k (p<0.05).

† anksiyete skorlar nda 2 numaral alt grup ile anlaml farkl l k (p<0.05). ‡ anksiyete skorlar nda 3 numaral alt grup ile anlaml farkl l k (p<0.05). § anksiyete skorlar nda 4 numaral alt grup ile anlaml farkl l k (p<0.05). ¶ anksiyete skorlar nda 5 numaral alt grup ile anlaml farkl l k (p<0.05).

Bu sebepleri belirlemeye yönelik olarak kullan lan skalalardan giri k sm nda k saca bahsedilmi tir. Çal mam zda kulland m z M-DKS, DKS’n n orijinalinde bulunan baz ifadelerin de i tirilmesi ve anlamsal tekrar olmas sebebiyle baz sorular n ç kar lmas yla uyumlanm , bu sebeple modifiye (M) ibaresi eklenmi tir. Orijinal skalada yer alan “dental hygienist” olarak an lan ara elemanlar Türkiye’de bulunmamaktad r. Türkiye’de periodontal tedavi hizmetleri periodontistler taraf ndan ve periodontoloji klinikleri haricinde di hekimleri taraf ndan verilmektedir. Dolay s yla skaladaki “dental hygienist” ifadeleri “di hekimi” olarak de i tirilmi tir.

(5)

Orijinal skala dörder sorudan olu an 4 alt gruptan olu maktad r. Skalan n asl \ngilizce oldu u için Türkçeye çevirim a amas nda baz sorular ayn anlam ifade etti i için 2 soru ç kar lm t r. Bunlar güvensizlik anksiyetesi alt grubunda yer alan “Di hekiminize tam olarak güveniyor

musunuz?” sorusuyla ayn anlama gelen “hekime

güvensizlik sebebiyle kontrolümü kaybetme korkum var” sorusu ve katastrofik anksiyete alt grubundaki “Hekim koltu undayken ölüm korkusu gibi kötü dü ünceler akl n za geliyor mu?” sorusuyla ayn anlam ifade eden “Tedaviden sa salim ç kabilme konusunda üphelerim var” ifadesidir. Bahsedilen düzeltmeler ve de i iklikler sebebiyle DKS, M-DKS olarak adland r lm t r.

Anksiyete düzeyinin belirlenmesine yönelik olarak kullan lan skalalar farkl kültürel yap ya sahip toplumlarda farkl sonuçlar vermektedir. Kültür, tarihsel ve toplumsal geli me sürecinde yarat lan bütün davran sal, duygusal ve dü ünsel de erlerle bunlar yaratmada ve sonraki ku aklara iletmede kullan lan araçlar n tümünü ifade etmektedir. Kültürel ve bunlara ba l davran sal farkl l klara yönelik olarak skalalar n geli tirilmesi gerekmektedir. Kültürel alt yap , anksiyete olu umuna sebep olan olay n içeri ini, bunun yorumlanmas n ve verilen cevab da etkileyebilir. Örne in Ingman ve ark, ayn bölgede ya ayan çocuklar anksiyete aç s ndan de erlendirmi , H ristiyan grubun Müslüman gruptan daha yüksek anksiyete de erlerine sahip oldu unu rapor etmi lerdir. Bu sonucu Müslüman çocuklar n anksiyete durumunda daha cesur davranmalar n temel alan kültürel farkl l a, Afrika kültüründeki strese itaat, ki inin kendini kontrolü ve duygusal aç dan kendini bask lamas ve Amerika veya Avrupa kökenli toplumlarda ise duygular n daha kolayl kla aç a vuruluyor olmas ile aç klanmaktad r.16

Ço u çal mada anksiyete ile ilgili kullan lan skalalar kültürel farkl l klara göre uyumlanmad için temelde yap lan kar la t rmalar ve yorumlar s n rl l k göstermektedir. Ço u anksiyete çal mas nda oldu u gibi çal mam zda da kad nlar n anksiyete skorlar erkeklere göre daha yüksek bulunmu tur.Budurumaltgruplar n kar la t r lmas nda da ayn d r. Kad nlar n erkeklerden daha anksiyetik olmas kültürel farkl l klara bak lmaks z n ve temeli ne olursa olsun kad nlar n anksiyete, korku, endi e ve di er kayg ve duygular n erkeklere göre daha rahat ve fazla ifade edebiliyor olmalar yla aç klanabilir.17

Çal maya kat lan bireylerin ya lar na göre yap lan gruplama ve incelemelerde en yüksek anksiyete skorlar 20 ya alt grupta, en dü ük anksiyete skorlar ise 50 ya üstü grupta belirlenmi tir. Bu durum di hekimi ile

kar la ma say s n n artm olmas na, di er sa l k sorunlar n n artmas yla birlikte di hekimi korkusunun önemini kaybetmesine ba lanabilir. Thomson ve ark en yüksek anksiyeteyi çal mam zla paralel bir ekilde 18– 34 ya aras nda belirlemi lerdir.18 \zlanda ve \sveç’te

yap lan çal malarda da çal mam zla benzer olarak ya ilerledikçe anksiyete düzeyinde dü ü belirlenmi tir.19,20

E itim düzeyi ile korku/anksiyete aras ndaki ili ki Ragnarsson’un çal mas nda negatif yönde bulunmu tur. Buna sebep olarak ise di sizli in azalmas , a zdaki di say s n n daha fazla olmas ve DMF skorlar n n e itimli grupta dü ük olmas gösterilmi tir. E itim düzeyi ile ya am standard aras ndaki ili kiye ve sosyal güvencenin bu bireylerde daha fazla olmas na da dikkat çekilmi tir.19

Çal mam zda genel incelemede (alt gruplara ayr lmaks z n) e itim düzeyleri aras nda anksiyete aç s ndan fark bulunmam t r. Ancak ilkö retim grubu güvensizlik anksiyetesinde daha dü ük skorlar sergileyerek orta ö retim ve yüksek ö retim grubundan farkl l k göstermi tir. Hastalar n a z sa l klar konusunda hekimden “kötü haber duyma endi esi” e itim düzeyi artt kça art yor olabilir. Ayr ca di hekimine güven duygusu ile ilgili olarak da e itim düzeyi artt kça di hekimine güven azal yor olabilir. Ancak çal mam zda kullan lan skaladaki “di hekimine güvensizlik duyuyor musunuz?” sorusu negatif yönde artan skorlar aç klayamamaktad r. Yap lan çal malar hekimin ya , cinsiyeti, giyim tarz , tedavi esnas nda, s ras nda ve/veya sonras nda konu kan olmas /olmamas n n anksiyete düzeylerini etkileyebilece ini göstermektedir.21

Di hekiminegitmes kl genelolarakincelendi inde ve anksiyete alt gruplar na ayr ld nda düzenli olarak di hekimi kontrolüne giden ve gitmeyen bireyler aras nda anksiyete düzeyleri aç s ndan farkl l k bulunamam t r. Sohn ve ark ise anksiyetik bireylerin di hekimi ziyaretlerinin düzensiz oldu unu ortaya koymaktad r. Ayr ca anksiyete varl n n di hekimi ziyaretlerinin say ve düzenini de i tirdi i ve anksiyetik

hastalar n di hekimi seans say s n azaltmaya yönelik

isteklerini bildirdiklerini ortaya koymaktad r.22

Daha önceki dental tedavilerde komplikasyon hikayesi olan hastalarda yüksek anksiyete skorlar na rastlanm t r. Bu durum de Jongh ve ark.’n n çal malar nda da travma ile ili kili semptomlar gösteren hastalarda görülen yüksek skorlar ile desteklenmektedir. Ya anm “kötü tecrübeler” a r ve buna ba l olarak hastan n kendini yard ma muhtaç hissetmesi, di hekiminin negatif davran veya ki ili iyle ilgili problemler, ileri tedavi hatalar (sa l kl di i dolgu yapma veya çekme) olarak özetlenmi tir.23 Çal mam zda

(6)

a r , i lik, his kayb ve kanama olarak belirtilen komplikasyonlardan en s k a r (%11.3) ve en nadir his kayb (%0.4) olarak belirlenmi tir. Ancak de Jongh ve

ark.n n çal mas nda analiz edilen geçmi dental

deneyimlerde di hekiminin davran ekli, hastaya yakla m gibi parametreler ve hastan n geçmi dental deneyimi ile ilgili duygu ve dü ünceleri M-DKS kapsam na girmedi inden

de erlendirilememi tir. Komplikasyon veya travma

hikayesinin bireyin anksiyete düzeyi ve buna ba l kaç nma davran lar üzerine etkili oldu undan bu konuda daha geni kapsaml çal malara ihtiyaç vard r. Çünkü dental anksiyetesi olan bireylerin homojen bir grup olmad ve geni bir psikopatolojik çerçevede de erlendirilmesi gereklili i rapor edilmi tir.24-26

Bireylerin di f rçalama s kl ve di er dental hijyen araçlar n (di ipi, ara yüz f rças , kürdan vb.) kullanma ve kullanmama durumlar anksiyete düzeylerinde farkl l k olu turmam t r.Ula labilirliteratürde oral hijyen al kanl klar ve anksiyete aras ndaki ili kiyi belirlemekten daha çok a z sa l durumu (düzeyi), çürük di ve di yüzeyi say s , DMF skorlar ile anksiyete aras ndaki ili ki genelde ara t r lm t r. Hagglin ve ark, yüksek anksiyetesi olan bireylerde daha az say da di oldu unu; Schuller ve ark, ileri anksiyetik bireylerde çürük di /di yüzeyi ve eksik di say s n n fazla; restore edilmi di say s n n az oldu unu raporetmi lerdir.27,28

Çal mam zda bahsedilen parametreler de erlendirilmemi tir. Norveç ordusunda yap lan bir ara t rmada yüksek anksiyete skorlar sergileyen bireylerde daha fazla oral problem, dental kontrollere düzensiz uyum, daha az s kl kta di f rçalama rapor edilmi tir.29

Çal mam zda incelenen zararl al kanl klar (t rnak yeme, di s kma, sigara kullan m ) ile anksiyete düzeyleri aras nda anlaml farkl l k bulunmam t r. Stres ve duygusal gerilim ile bruksizm aras nda ili ki oldu u literatürde rapor edilmi tir. Bruksizmin uyku laboratuarlar nda geni örneklemli, uzun dönemli çal malar s n rl d r. Çal mam zda da bruksizmin di yüzeyinde a nma, elektromyografi, kas palpasyonu vb. parametrelerle de erlendirmesi yap lmam t r. Manfrendini ve ark da çal malar nda anksiyete ve bruksizm aras nda ili ki belirleyememi , iki durum aras ndaki nedensel ili kinin belirlenebilmesi için uzun dönemli çal malara ihtiyaç oldu unu belirtmi lerdir.30

Periodontal hastal klar için kabul edilmi önemli bir risk faktörü olan sigara kullan m n n stres, anksiyete ve depresyon ile yak n ili kisi belirlenmi tir.31-33 Johannsen ve ark, sigara

içen anksiyetik bireylerde periodontal hastal k iddetinin daha fazla oldu unu rapor etmi lerdir. Ancak anksiyete

tan mlamas ve çe itlendirmesi konusunda ayr nt l inceleme yapmam lard r.34 Çal mam zda da sigara kullan m miktar ve

süresi ile ilgili ayr nt l de erlendirme yap lmam t r. Dental

anksiyete ve sigara kullan m aras ndaki ili kinin

belirlenmesindeayr nt l çal malaragereksinim bulunmaktad r. Örnekleme grubu olarak belirli bir zaman diliminde (Ocak 2005-A ustos 2005) Periodontoloji Klini i’ ne ba vuran hastalar seçilmi tir. Ula labilir Türkçe ve \ngilizce literatürde yap lan taramalar sonucunda Türkiye’deki dental anksiyete ve etkileyen faktörlerin belirlendi i çal ma say s k s tl d r. Öcek ve ark’ n n çal malar nda belirttikleri gibi öncü ara t rma olmaks z n toplumsal tabanl bir çal ma uygulanmas kaynaklar n bo a harcanmas ile sonuçlanabilir.35 Bizim

çal mam zda da kolay ula labilen bu popülasyon elde edilebilecek sonuçlar n ve yap labilecek yorumlar n s n rl l na ra men seçilmi tir.

Dental anksiyetenin Türkiye’ deki düzey ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amac yla kültürel anlamda uyumlanm daha geni ve detayl ara t rmalara ihtiyaç vard r.

KAYNAKLAR

1. Kvale G, Berggren U, Milgrom P. Dental fear in adults: a meta

analysis of behavioral intervention. Community Dent Oral Epidemiol 32: 250-64, 2004.

2. Chadvick BL. Assessing the anxious patient. Dent Update

29: 448-54, 2002.

3. Smyth JS. Some problems of dental treatment. Part 1.

Patient anxiety: some correlates and sex differences. Aus Dent J 38(5): 354-9, 1993.

4. ter Horst G, de Wit CA. Review of behavioral research in dentistry

1987-1992: Dental anxiety, dentist-patient relationship compliance, compliance and dental attendance. Int Dent J 43: 265-78,1993.

5. Buchanan H, Niven N. Validation of a facial image scale to

assess child dental anxiety. Int J Ped Dent 12: 47-52, 2002.

6. Corah NL. Development of dental anxiety scale. J Dent Res

48: 596,1969.

7. Spielberger CD, Gorsuch RL, Lushene RE. STAI manual for the

state-trait anxiety inventory. CA, Consulting Psycologist Press, 1970.

8. Neverlien PD. Assessment of a single item dental anxiety

question. Acta Odontol Scand 48: 365-9, 1990.

9. Schuurs AHB, Hoogsraten J. Appraisal of dental anxiety and

fear questionnaires: a review. Community Dent Oral Epidemiol 21: 329-39, 1993.

10. Stouthard MEA, Hoogstraten J. Ratings of fears associated with

(7)

11. Kleinknecht RA, Klepac RK, Alexander LD. Origins and

characteristics of fear of dentistry. J Am Dent Assoc 86: 842-8, 1973.

12. Hakeberg M, Hägglin C, Berggren U, et al. Structural

relationships of dental anxiety, mood and general anxiety. Acta Odontol Scand 59: 99-103, 2001.

13. Kvale G, Berg E, Nilsen CM, et al. Validation of the Dental

Fear Scale in a Norwegian sample. Community Dent Oral Epidemiol 25: 160-4, 1997.

14. Gadbury-Amyot C, Overman P, Carter-Hanson C,

Mayberry W. An Investigation of dental hygiene treatment fear. J Dent Hyg 70:115-21,1996.

15. Berggren U. Psychosocial effects associated with dental

fear in adult dental patients with avoidance behaviours. Psychol Health 8:185, 1993.

16. Ingman KA, Ollendick TH, Akande A. Cross-cultural

aspects of fears in African children and adolescents. Behav Res Ther 37: 337-45, 1999.

17. Dohrenwend BP, Dohrenwend BS. Social and cultural influence

on psychopathology. Ann Rev Psychology 25:417-52, 1974.

18. Thomson WM, Stewart JF, Carter KD, Spencer AJ. Dental anxiety

among Australians. International Dental Journal 46:320-4, 1996.

19. Ragnarsson E. Dental fear and anxiety in an adult

Icelandic population. Acta Odontol Scand 56:100-4, 1998.

20. Hakeberg M, Berggren U, Carlsson SG. Prevalence of

dental anxiety in adult population in a major urban area in Sweden. Community Dent Oral Epidemiol 20:97-101, 1992.

21. Wright FA, Giebartowski J, McMurnay NE. Determinants

of dentists’ management of difficult child patients. J Behav Med 13:175-82, 1990.

22. Sohn W, Ismail A. Regular dental visits and dental anxiety

in an adult dentate population. JADA 136:58-66, 2005.

23. De Jongh A, Aartman IHA, Brond N. Trauma related

phenomena in anxious dental patients. Community Dent Oral Epidemiol 31:52-8, 2003.

24. Moore R, Brødsgaard I, Birn H. Manifestations, acquisition

and diagnostic categories of dental fear in a self referred population. Behav Res Ther 36:51-60, 1991.

25. Moore R, Brødsgaard I. Differential diagnosis of

odontophobic patients using the DSM-IV. Eur J Oral Sci 103:121-6, 1995.

26. Aartman IHA, de Jongh A, van der Meulen MJ.

Psychological characteristics of patients applying for treatment in a dental fear clinic. Eur J Oral Sci 105:384-8, 1997.

27. Hägglin C, Hakeberg M, Ahlqwist M, Sullivan M, Berggren

U. Factors associated with dental anxiety and dental attendance in middle aged and elderly women. Community Dent Oral Epidemiol 28:451-60, 2000.

28. Schuller AA, Willumsen T, Holst D. Are there differences

in oral health and oral health behavior between individuals with high and low dental fear? Community Dent Oral Epidemiol 31:116-21, 2003.

29. Wisloff TF, Vassend O, Asmyhr O. Dental anxiety,

utilization of dental services, and DMFS status in Norwegian military recruits. Community Dent Health 12 (2):100-3, 1995.

30. Manfredini D, Landi N, Fantoni F, Segù M, Bosco M.

Anxiety symptoms in clinically diagnosed bruxers. J Oral Rehabil 32:584-8, 2005.

31. Genco RJ, Ho AW, Grossi SG, Dunford RG, Tedesco LA.

Relationship of stress, distress and inadequate coping behaviors to periodontal diseases. J Periodontol 70:711-23, 1999.

32. Glassman AH. Cigarette smoking: implications for

psychiatric illness. Am J Psychiatr 150:546–53,1993.

33. Moss ME, Beck JD, Kaplan BH, Offenbacher S, Weintraub JA,

Koch GG, Genco JJ, Machtei EE, Tedesco LA. Explanatory case-control analysis of psychosocial factors and adult periodontitis. J Periodontol 67:1060-69, 1996.

34. Johannsen A, Asberg M, Söder P-Ö, Söder B. Anxiety,

gingival inflammation and periodontal disease in non-smokers and smokers–an epidemiological study. J Clin Periodontol 32:488-91, 2005.

35. Öcek ZA, Karababa AO, Türk M, Çiçeklio lu M, Kandemir d.

Ege Üniversitesi Di hekimli i Fakültesine ba vuran hastalarda dental anksiyete etyolojisinin de erlendirilmesi. EÜ Di hek Fak Derg 22:121-9, 2001.

Yaz:&ma Adresi:

Yrd.Doç.Dr. Zuhal Yetkin AY Süleyman Demirel Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal 32260 Çünür / ISPARTA

Tel : 0 246 2113327 Fax : 0 246 2370607

Referanslar

Benzer Belgeler

Üzerinde kitabe ya da herhangi bir süsleme bulunmayan 1 mezar taşının baş ya da ayak şahidesi olduğu anlaşılmamakla birlikte bölgedeki mezar taşı geleneği

G-Korku,kaygı ya da kaçınma klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarda işlevsellikte düşmeye neden

To serve the needs of learners with different language levels, ages and expectations, English teachers should be exposed to different teaching settings as much as

李副校長表示,「美國國家衛生研究院」(NIH, National Institute of Health)是全世界

Bunun yanında, uykuda panik atağı olanlarda tablonun daha şiddetli, bedensel yakınmaların daha fazla olduğu ve tedaviye yanıtta daha çok güçlük yaşandığı dikkat

Cox ve arkadaşları (2008) da benzer şekilde yaşanılan sosyal anksiyetenın toplum önünde konuşma yapma, sosyal etkileşim ve başkaları tarafından gözlenme olmak

Yaygın anksiyete bozukluğu grubunda; düşük dansiteli lipoprotein düzeyiyle (p:0.019); total kolesterol düzeyiyle (p:0.003) ve yüksek dansiteli lipoprotein düzeyleri ile

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or­ kestrasında sanatçılık ve müdür­ lük dönemlerimde, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüm, ha­ len Kültür Bakanlığı Müsteşar