• Sonuç bulunamadı

Türk Vakıf Kervansarayları ve Bugünün Turizm Hizmetinde Kullanılmaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Vakıf Kervansarayları ve Bugünün Turizm Hizmetinde Kullanılmaları"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K V A K I F K E R V A N S A R A Y L A R I V E B U G Ü N T U R İ Z M H İ Z M E T İ N D E K U L L A N I L M A L A R I

Asırlar boyunca Vakıfların Türk medeniyet tarihine kazandırmış oldu­ ğu, devrinin mimarî özelliğini, sosyal seviyesini gösteren muhteşem âbidele­ ri arasında kervansarayIcu-ın özel bir yeri vardır.

B u özellik kervansaraylann, bir devrin, gelişmiş bir medeniyetin seya­ hat ve ticaret hürriyetini himayesine alan, sosyal hayatın, sosyal dayanış-mamn bir yönünü geliştiren, milletler arası ticarete emniyet sağlayan, büyük ve medenî devletlerin fertlerinin ma­ lım ve canmı korumaık yolvmdaki vazi fesine yardımcı olan müesseseler ol mak vasfmı taşımasmdan ileri gel mektedir.

Genel olarak kervanlarm banndık-lan binalara han veya kervansaray denilmekte ise de, aslında han ve ker­ vansaraylar ayn ayrı yapılardır. Da­ ha çok şehirler arasmdaki uzım mesa­ feler ve ıssız yerlerde yapılmış olan konaklama yerlerine kervansaray, mes­ kûn yerlere yakın ve şehirler içinde aynı vazifeyi gören binalara da han de­ nilmektedir.

Ulaşımm kervanlarla yapıldığı çağlarda, bugünkü anlamda zabıta kuv vetleri olmadığı için bir yerden bir ye­ re gitmek oldukça zor ve tehlikeli bir işti. Kimsenin yalnız başına seyahat etmeğe cesaret edemediği bu devirler­ de şehirler arasındaki. belirli mesafe lerde konaklama ve emniyet mülâha-zasiyle mukavemeti fazla ve icabında içersinde muhafızları bulunan binalar yapmak gerekmiştir.

Kervansaraylara benzeyen ilk ya­ pılar, Romalılar devrinde, sınırlarda ve stratejik önemi büyük olan güzergâh*

Feramuz BERKOL

larda, içinde daimi asker bulunan mun­ tazam plânlı küçük birer kale şeklinde­ ki yapılardır. Bunlara «castel» veya «castrum» denilmekte idi. Daha çok askerî mahiyette yapılmış olan cast-rum'lar, aynı zamanda birer barınak binası olmaları bakımından Türk kervansaraylarının benzer öncü yapıla­ rı olarak kabullenilebilir. Filhakika bu yapılar muntazam kare veya dikdört­ gen plânları, kalın yüksek duvarla­ rı ve mekân konstrüksiyonları ile, kervansaray ve ribatlann öncüleridir.

X I I . yüzyıl ortalarından itibaren Anadolu'da yapılmaya başlayan ve yüz yıllar boyunca miktarları daha da artan han ve kervansarayların, daha önceki )Tİzyıllarda Anadolu dışında da yapılmış olduklarını müşahade etmek mümkündür, önceleri Ribat adiyle in­ şa edilen ve yapılış gayeleri itibariyle de biraz değişik karakter gösteren bu yapıların tarihini V I I I . yüzyıla kadar i ndirebilmekteyiz'.

tslâm ordularının fethettiği yerle­ rin büyük bir kısmında ve bilhassa Ku­ zey Afrika'da görülen bu tip yapılann bir kısmı bugün dahi durumlarını mu­ hafaza etmektedir. îsmini bir şehrin ismine verecek kadar önem taşıyan ve Roma Castrum'lannda olduğu gibi, stratejik yerlerde, yol güzergâhlarında ve sınırlarda çok kuvvetli bir konst-rüksiyonla kurulmuş olan ribatlar de­ virlerinin önemli mimarî eserleri ola­ rak şöhret bulmuşlardır. Kuzey Afri-kadaki Rabat şehrinin ismini Ribattan almış olması ve gene Kuzey Afrika'-daki Sus Ribatı bu yapılann önemleri­ ni açıkça ortaya koymaktadır:

(1) Fuat KöpriilU, (Rlbatltır) Vakıflar Dergisi, Ankara 1942. sayı n. sayfa 267.

(2)

346 FERAMUZ BERKOL Orta Asya Iran ve Türkistan Ribat

lan ise, Anadolu kervansarayları özel İlklerini taşımaktadır. Horasan - Merv yolu üzerindeki büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından yaptınimış olan Ribat-ı Şerif plân şeması itibariy­ le Anadolu kervansaraylarından ayrıl­ makta ise de mekân konstrüksiyonun-dan çeşitli organları ve görevi bakımın dan aynı özellikleri göstermektedir. Bilhassa tac kapılar, yarım silindirik ve köşeli olarak yapılmış mahmuz şek­ lindeki kuvvetli takviye payandaları ile kuvvetlendirilmiş dış duvarlarına bakarak Anadolu kervansaraylanmn menşeini tran ve Türkistanda arama­ mız gerektiğini düşünebilir. Kervansa­ rayların, ribat mimarîsi ile olan yakın benzerliği gözönünde tutularak, bu ya­ pıların başlangıç tarihlerini V I I I . yüz­ yıldan daha öncelere, Çin'e kadar gö­ türebiliriz.

Asrımızın modern kara nakil vasi talarından önce geçmiş asırlarda küçük İÜ, büyüklü kervanların kıtalar arasın­ daki ticarî ve kültürel ulaşımı sağla­ yan yegâne vasıtalar olduğu, batı dün­ yası ile Doğu5aı birleştiren kara yolla­ rının da Anadolu'dan geçerek, îran ve Türkistan'ı takiben Hindistan ve Çin'e ulaştığı hususu dikkate alındığında, bu yolların ve yollar üzerindeki yapıla­ rın önemleri açıkça anlaşılmış olur.

Anadolu Selçukluları'nın büyük merkezleri olan Konya, Kayseri, Sivas, Erzurum, Antalya gibi büyük şehirler arasındaki yollarda birer günlük ara­ lıklarla sık sık bulunan kervansaray­ lar, Beylikler ve bilhassa Osmanlılar zamanında hemen hemen her şehirde ve şehirler arasındaki 40 ar kilometre­ lik mesafelerde kurulmuş ve adeta Anadolu kervansaray ve hanlarla dona­ tılmıştır.

Selçuklulara uzun yıllar merkez olmuş olan Konya'yı Anadolu kervan yollarmm başlangıç noktası olarak ka­ bul edebiliriz. Bu noktadan ilerleyen

bir yol Konya'dan İsparta ve Antalya, diğer bir yol da Afyon, Kütahya ve Eskişehir yönlerinde devam etmekte­ dir. Kervansarayların en büyüklerinin ve şüphesiz en güzellerinin bulunduğu yol ise Konya, Nevşehir, Kayseri, Si vas'tan geçmekte ve buradan bir kol Tokat, Amasya, diğer bir kol da Malat­ ya, Elâzığ yönünde uzanmaktadır. Baş­ ka bir yol ise Sivas'tan başlayarak E r ­ zurum ve Kars dolaylarına gitmekte­ dir. Bu büyük yollar arasında kalan talî yollarda da bir çok kervansaraylar veya hanların bulunduğunu görmekte­ yiz. Hatta sahilleri takibeden yollarda ve bu yolların nihayetlendiği kıyılar da bu yapıların varlığı pek çok ör­ neklerle asrımıza kadar ulaşmıştır. Ak­ deniz sahillerinde Payas, Marmaris, Kuşadası ve Çeşme Kervansarayları, Adana Karataş Menzil Hanı bunlardan bir kaçıdır.

Görülüyor ki; I X ve X . yüzyıllar­ dan itibaren inşa edilerek asırlarca fonksiyonunu îfa etmiş olan kervansa­ rayların en mükemmel örnekleri Ana dolu'da gelişmiş bulunmaktadır.

X I . yüzyılda îslâm Dîni'nin îran ve Türkistan'da kuvvet bulması ve kuvvet li devlet fikrinin, toplum yaşayışında önem kazanması ile, şehirler arasında­ ki büyük yollar üzerinde ve yol emni­ yeti bakımından gerekli görülen yerler­ de, yolcuları ve kervanları barındıran Ribatların yapılması sultanlar tarafın­ dan emredilmiştir. Sonraları Kervan­ saray ismini almış olan bu hayır mües­ seseleri çoğunlukla vakıf olarak kurul­ muştur. Anadolu Selçukları'nda menzil hanı olarak ta isimlendirilmişlerdir. Bazı kaynaklara göre, bilhassa Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ün verdi­ ği malûmata göre^ büyük yolların mü­ him noktalarında ribatlar - sonraki ad­ lan ile kervansaraylar - yapmak büyük

(2) . Nlzamülmtllk, S i y â s e l n â m e . T a h r a n tab'ı, sayfa & "

(3)

347 hükümdarların başlıca vazifelerinden

biridir. Yollarda ordunun ve yolcula­ rın yiyecek sıkıntısı çekmemesi için menziller civarındaki arazinin devlet malı olmasına ayrıca dikkat edilmiştir.

Son araştırma ve tesbitlere göre Anadolu'da şehir içi hanlar hariç 200 L-yakın kervansaray mevcuttur. Bu ker­ vansarayların birçokları civarında dai­ mî yerleşmeler olduğundan bazıları şimdiki şehirler içinde kalmıştır. (Af­ yon'da Çay Taşhan, İsaklı Sahip Ata Hanı, Ulukışla Öküz Mehmet Paşa Ker-vansarı gibi).

Mimarlık tarihi bakımından, oldu­ ğu kadar sosyal nizamda emnij'et ve içtimai dayanışmanın teessüsü yolunda ileri ve şümullü bir anlayışın eseri ol­ ması yönünden de çok önemli olan bu muhteşem müesseselerin miktarlarının bu gün bilinenden çok daha fazla oldu ğunu büyük Türk Seyyahı Evliya Çe-lebi'nin Seyyahatnâme'sinden anlamak­ tayız. Evliya Çelebi sadece İstanbul'­ dan Erzurum'a giden yol üzerinde kal­ mış olduğu kervansaraylar hakkında, veya yürüyüşle 8 -10 saat aralıklarla bir menzilden diğerine ulaşıldığım kaydeder'. Bu binaların mimarî taksi­ matı, büyüklüğü ve o devrin mûtad ya­ şayışına uygun olarak hazırlanış şekli­ ne değinen Evliya Çelebi konakladığı Ulukışla Öküz Mehmet Paşa Kervansa­ rayı hakkında «Büyücek bir han var­ dır. Güya bu han bu şehrin kalesidir. 170 ocaklıdır. Başka harem odalığı, 300 tavla at alır ahırı, haremi ortasın­ da büyük bir havuz, bir kilârı ve bir imaret dârü'l-itâmı vardır, her akşam ocak başına birer bakır sini ile, beşer tas buğday çorbası, beşer ekmek, bireı şem'i rugâni ve her at başına birer torba yem verilir. 300 kadar dükkân­ ları vardır.» diye bahsetmekte^ ve bu kervansaraydan sonra yedi saat mesafe­ deki Kadife Hanı adiyle andığı Yemen Fâtihi Sinan Paşa Kervansarayından da «On bin âdem atıyla, devesiyle ge-lüp meks itse yine bir kısmı hali ka­

lır. Müteaddit hücreleri, 5000 at ahr ahırları, başkaca develiği, harem oda­ ları, imareti, kilârı, furunu, 40 adet dükkânı, hamamı, başkaca mütevelli sarayı ve paşalara mahsus sarayı havi bir han-ı azimdir» diyerek söz etmekte ve ayrıca kervansaraylarda sosyal yön­ den önemli bazı hususiyetleri de or­ taya koymaktadır.

Hakikaten bir takım Selçuklular Osmanlılar zamanında tesis edilmiş kervansarayların vakfiyelerini inceledi ğimizde, bir takım esaslara bağlanmış düzenli ve emniyetli bir işleyiş görülür Selçuklular zamanından kalmış olan Karatay Kervansarayı vakfiyesi ince­ lendiğinde bilhassa kervansarayların işlemesi hakkında ilgi çekici bir takım (şartların) mevcut bulunduğu ve bu şartlara göre zengin vakıf gelirleri olan bu müesseselerin hiçbir farkı gözetil­ meden kervansaraya gelen yolcuların emirde bulunduğu ve kendilerinin ağır­ landıkları anlaşılır.

Prof. Osman Turan tarafından Türkçeye çevrilmiş olan' Celâlettin Ka­ ratay vakfiyesinin kervansaraya ait olan 205 inci kısmında; «Bundan sonra hepsi yani vâkıfın şartiyle mufassal olarak zikredilen maaşlar ve masraf­ lardan kalan gelirden, hana gelen ve handan geçen, kâfir, erkek, kadın, hür ve köle her yolcuya, günde okkası yüz dirhem olan üç okka iyi ekmek ve piş­ miş yemekten bir çanak ile bir okka pişmiş olan etten verilmesi ve ayakla­ rı çıplak ayakkabısı olmayan her fakir ve salih yolcuya ayakkabı temin edil­ mesi, hana gelen herkesin hayvanlarına yetişecek kadar saman ve arpa sarfe-dilmesini şart kıldı» denilmektedir.

(3) F a h r ü d d i n M ü b â r e k ş a h . T a r i h i F a h -r ü d d l n M ü b a -r e k ş a h . L o n d -r a 1927, s a y f a 17 (4) E v l i y a C e l e b i S e y a h a t n a m e s i i s t a n ­ bul 1648. cilt n ' E v l i y a Ç e l e b i S e y a h a t n a m e s i İ s t a n b u l 1648. cilt nr. (5) Prof_ O s m a n T u r a n (Cel&letlin v a k ­ fiyesi) T . T . K . Belleteni

(4)

348 FERAMUZ BEKKOL Vakfiyede de belirtildiği gibi, ker

vansaraya gelen ve gidenlerin zümre, ırk, din farkı düşünülmeden ağırlan­ ması, ihtiyaçlarının karşılanması, bu müesseselerin hepsinde uyulan en önemli şartlardandır ki, bugün dünya­ nın en ileri kuruluşlarında bile bu şe­ kilde ve bu espri içersinde pek az mü­ essese bulunmaktadır.

Hangi yönden ele almırsa ahnsm Türk kervansaraylannm medeniyet dünyasına daima ışık tutacak olan önemli sosyal müesseseler olduğunu görmekteyiz. Günümüzde bütün ülke­ lerde ticaret, kültür ve turizm alanla­ rının en büyük ihtiyacı olan otelcili­ ğin, devrinde tam bir karşılığı olarak kabulllenebileceğimiz kervansaraylar, yapıldıkları devirlerde her türlü mede­ nî ihtiyaçları karşılayacak şekilde teş­ kilâtlanmış müesseselerdir.

Aynı vakfiyenin 175. bölümünden itibaren kervansarayın idarî teşkilâtın­ da vazife gören memurların maaşları na varıncaya kadar belirtilmektedirki, böylece kervansarayda hangi san'at er­ babının ve mütehassıslann bulundu­ ğunu da öğrenmekteyiz. Meselâ yine bu vakfiyede «Han içindeki mescitte halka namaz kıldıran afif ve salih ima­ ma, yılda ikiyüz dirhem, müezzine yü-zelli dirhem, mudîfe (Hana gelen mi­ safirlere bakan onları kabul eden) yüz-dirhem, hanın günlük işlerine bakan hancıya yılda ytizeli dirhem, her yol­ cunun ayakkabısını tamir eden ayakka­ bıcıya yüz dirhem, ehli baytara yüz dirhem para verilmesi» şart koşulmak tadır. Bundan başka hasta olan yolcu lann tedavisi için ilâçların yapıldığı bir eczahane ve bimarhane bulunma­

sı bÜ3^k kıymet taşımaktadır.

Şüphesiz kervansaraylann vazife­ leri sadece kervansaraya gelen yolcu­ ların banndıniması değildir. Kervan­ saraya ait vakıf gelirlerinin ve gider­ lerinin kayıt ve hesaplanyle uğraşan memur ve mütevellilerin seçimi de dik­

kate değer hususiyetler gösterir. İyi insan oldukları takdirde, yabancılar ve azatlı kölelere de mütevellilik veya di­ ğer memuriyetlerin verilebileceğinin şart kılınmış olması o zaman sosyal adalet ve iş hürriyeti yönünden ne de recede kuvvetli ve demokratik bir fik re sahip olunduğunu göstermektedir.

ö t e yandan kervan ve kervansa rayların başlangıçtan itibaren Sultan lann ve Padişahların himayesi altına alınmış olması dünyadaki ilk sigorta şeklinin yine Türk sosyal hayatı içer­ sinde teessüs etmiş olduğunu göster­ mektedir. Herhangi bir kervan yolda veya kervansarayda bir tecavüze uğra­ yacak ve soyulacak olursa sultan, ker

vanm zararım devlet hazinesinden taz­ min etmekte idi. Kervan soyanlar için çok şiddetli cezalar uygulanırdı. Vel­ hasıl yolcuların mal ve can emniyeti tamamen devletin himayesi altında bu­ lunmakta idi.

özetle kervansaraylar bir devrin mimarî haşmetini, vakfiyedeki kayıtlar da o devrin milletlerinin sosyal yaşan tısının üstün seviyesini behrtmektedir.

Yine Evliya Çelebi'nin belirttiği gi­ bi* «Kervansarayların kapıları akşam olunca kapatılır ve dışarıya zinhar hiç bir kimse bırakılmazdı». B u husus özellikle vakıf şartlarında da belirtil­ miştir. Sabah gün doğunca davullar çalınıp herkes malından haberdar edi­ lir. Hancılar : «Ey Ümmet-i Muham-med, malınız, canınız tamam mıdır?» diye bağırıp, kervansarayda konakla­ yan herkes «tamam» dedikten sonra kervansarayı vakfedene duâ edilir ve yolculara nasihatta bulunulurdu. Daha sonra kapılar açılır ve kervanlar selâ­ metle uğurlanırdı,

Kervansaraylann sosyal ve kültü­ rel yönü yanında ticaret hayatındaki önemleri de çok büyüktür. B i r çok ker­ vansarayın kendi bünyesi içinde

pazar-. ( 6 ) pazar-.BvMya Çelebi Seyahatn&mesl, cilt nı.

(5)

TÜRK VAKIF KERVANSARAYLARI 349

lama yerleri bulunduğunu günümüze kadar gelmiş örneklerinden anlamak­ tayız. Ulukışladaki ö k ü z Mehmet Paşa Kervansarayı'ıun yanmda bulunan be­ desten, bu tesisin kervanlarm getirmiş olduğu ticaret eşyasmm satılması ve çevre halkımn da bu mallardan fayda­ landırılması için yaptırılmış olduğunu gösterir.

Mimarlık tarihinde, dinî mimarî yanmda sivil mimarî olarak meydana getirilmiş âbideler olan kervansaray

ve hanlar başhca üç tip hahnde yapıl­ mışlardır :

Birinci tip, yol güzergâhları üze­ rinde kırkar kilometrelik menziller arasmdaki yerlere yapılmış olan dik­ dörtgen veya kare plândaki kaim taş duvarh muhkem yapılar olup avlulu ve avlusuz ohnak üzere iki ayn şekli bu­

lunmaktadır. Gerek avlulu ve gerekse avlusuz kervansaraylarda esas kısmı teşkU eden bu kapalı kısım he­ men hemen aynıdır. Kapalı kısmm ka­ lın ve kuvvetli duvarları, içinde zemin­ den yükseltilmiş sekiler ve bu sekilerin üzerinde duvarlarda yer alan ocaklar başlıca hususiyetler olarak gösterilebi­ lir. Kervansaray içinde, yükseltilmiş kenar sekileri yolculara, orta kısımlar da yolcuların hayvanlarına tahsis edil­ miştir.

Birinci tipin biraz daha gelişmiş şekli olan ikinci tipde, kapalı kısmm önüne yüksek kalın duvarlı bir avlu ilâve edilerek içine ihtiyacı kzırşılayan bir takım binalar yapılmıştır. Araba­ lıklar, hamam, köşk mescit, çeşitli oda­ lar, çeşme bu tip kervansarayların müştemilâtı arasında yeralmaktadır. Bilhassa X I I I 3^175^1 kervansarayların­ da görülen bu hususiyetler Anadoluda mevcut Selçuklu kervansaraylannm çoğunda bulunmaktadır. Kayseri -

Kon-ysL yolundaki Karatay, Konya Sultan

Han, Afyon îsaklı Sahib Ata kervansa­ rayları bu şekilde Anadolu'da mevcut yüzlerce kervansaraydan sadece bir ka­ çıdır.

Üçüncü tip olarakta şehir içi han­ larım zikredebiliriz. B u hanlar iki çe­ şittir. Birincisi, sadece ticarî hayatta yeri olan, çeşitli eşyanm satıldığı, san'-at erbabımn bulunduğu hanlar olup, konumuz dışmda kalmaktadır. Diğeri ise uzun yollardan ve şehirlerden gelen yolcularm ücret karşüığmda ikâmet ettikleri, banndıklan binalardır. Bu­ günkü anlamda otellerin yerini tutan bu şehir içi hanlar, menzil kervansa­ raylarına göre daha gehşmiş yapılar-du-. Genellikle iki kath olarak yapılmış olan bu hanlarda iç avlu dört kenarda iki katlı han odaları ile kuşatılmış bu­ lunmaktadır. Zemin katlar ahır, depo ve dükkânlara ayrılmış, üst katlar ise ikâmete tahsis edilmiştir. Her iki kat­ ta da avluyu esas mekânların önünde revaklar çevirmektedir. Memleketimi­ zin hemen her köşesinde küçük kasaba­ larda dahi görülen bu tip yapılar ana­ neye uygun olarak yakın yıllara kadar yapılagelmekte idi. Bergama'da Taş-han, X V yy, Aydın Kuşadası öküz Meh­ met Paşa Hanı X I I yy, Diyarbakır De­ liller Hanı X I , X V I - X V I I yy, Ankara Mahmut Paşa Hanı X V yy bu üçüncü tip hanların bir kaç örneğidir.

İstanbul gibi büyük şehirlerde ya-^ pılmış şehir içi hanları daha da geliş­ tirilmiştir. Bu hanlarda ahırlar ve ara­ balıklar rampalı bir yolla bodrum ka­ ta gizlenmiştir. İstanbul'da Lâleli Çu-kurçeşme Han'ın ve Ankara'da Mah-mutpaşa hanının bu şekil rampalı yol­ lan bulunmaktadır.

Şehir içi hanlannm diğer bir hu­ susiyeti de paralı oluşudur. Bazı sey­ yahların seyyahatnamelerinde hanların çalışması hakkında malûmat bulun­ maktadır^. 1565 de İstanbul'a gelen Fransız seyyahı Jean de Thevenat: «Bu hanlarda bir oda tutmak için, hanın Odabaşısma baş vurulur. Bütün anah­ tarlar ondadır. Ona bir çeyrek kuruş

(7) Jean Thevenat. L«8 voyages de M. de Thevenat toute en europe qu'en Asle et en Afrtque

(6)

350 FERAMUZ BERKOL veya yarım kuruş verilir. Bu açma pa­

rasıdır. Oda kiralan her gün için he­ saplanır ve odanın değerine göre kira verilir» demektedir. Bu izahattan, han­ larda bugünkü modern otelcilik anla­ yışına uygun bir işletme şeklinin ku­ rulduğu anlaşılmaktadır.

Selçukluklardan sonra da, Osman­ lılar Selçuklu kervansaraylannm ohna-dığı yerlere yeni kervansaraylar yaptır­ mışlardır. Osmanh kervansaraylarını, Selçuklu kervansaraylarından ayıran en büyük özellik, büyük tac kapıların bulunmamasıdır. Filhakika Osmanlı hanlarında, Selçuklu kervansaraylann-daki büyük tac kapılar yapılmamıştır. Halbuki, birer san'at şaheseri olarak vasıflandırılan ve bir oya inceliği ile iş­ lenmiş âbidevî taş portâller Selçuklu mimarîsinde, dînî yapılarda olduğu kadar kervansaray gibi fonksiyon bakı­ mından dînî olmayan binalarda da gö­ rülen hususiyetlerdendir. Osmanlı keı-vansaray ve hanlarında ise portâle ve­ rilen ehemmiyetten çok binanın fonk­ siyonu, ikâmet edenlerin rahatları dü­ şünülmüş gibidir. Bilhassa ikâmete tah­ sis edilen odaların birbirinden aynimış olması ve her odanın kendine mahsus müştemilâtı bulunması bir gelişme ola­ rak vasıflandınlabilir. Mamafih büyük şehirlerin dışında yer alan Osmanlı kervansaraylannda bazan, Selçuklu kervansaraylarındaki san'at yönü ağır basan inşa tarzı da devam ettirilmiştir. Gerek Selçuklu kervansarayları, gerek Osmanlı kervansaray ve hanlan-nın bu gününün ihtiyaçlanna göre ko­ naklama hizmetlerine tahsis edilebil­ mesi imkânı, bu muhteşem san'at eser­ lerinin öncelikle onarılarak otel haline getirilmeleri fikrini kuvvetlendirmiş bulunmaktadır.

Turizm sanayiimizirı yatak kapai-sitesini artırmak ve eski eser ve âbide­ lerimize büyük ölçüde hayranlık duyan yabancı turistlerin modem otel fonksi­ yonu verilen kervansaray ve

hanlan-mızda konaklamalarını sağlamak ve bu yapıların mimarî özelliğini incele mek suretiyle geçmiş medeniyetimi zin; fonksiyonel durumlarını incele­ mek suretiyle de geçmiş sosyal hayatı­ mızın ne kadar gelişmiş olduğunu fii­ len gösterebilmek amaciyle Vakıflar Genel Müdürlüğü kervansarayların onarılmasına özel bir ehemmiyet ver­ mektedir.

Bu maksatla Genel Müdürlük ilk olarak Kuşadası Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ile Edirne Rüstempaşa Kervansarayını orijinal durumlarına uygun bir şekilde restore etmiş bunları otel olarak kiraya vermiştir.

1968 senesinde Fransız Clup Medi-terranee tarafından işletmeye açılan Kuşadası Mehmet Paşa Kervansarayı modern mutfağı, tonozlu büyük hacim içerisinde lokantası ve modern yatak odası fonksiyonu verilen tonozlu oda-lariyle çok orijinal ve lüks bir otel ha­ line getirilmiştir.

Böylece hem eser orijinal durumu ile bakımlı olarak muhafaza edilmek­ te hem de gelen turistler Türk'ün eski medeniyeti ve sosyal seviyesini gör mektedir. Burada bu kervansarayın özelliklerinden kısaca bahsetmek iste­ rim.

Ege sahillerindeki muhteşem man­ zaraları ve eşsiz güzellikleri ile tarih boyunca milletlerin hayran kaldıkları Aydın - Kuşadası'nda bulunan Kervan­ saray, Osmanlılar zamanında yapılmış âbidelerimizden birisidir.

Yıldırım Bayezit zamanında 139: yılında (H. 92) Osmanlıların eline geç­ miş olan Kuşadası'nda korsanların sal-sınlarına karşı koymak ve karşı sahil-lerin geçiş düzenini korumak gayesi ile. Sultan I. Ahmet'in enderûridan yetişen ve bir nalbaritm oğlu olduğu için (öküz) lâkabı ile şöhret bulan Sadraza­ mı Mehmet Paşa tarafından bir ker­ vansaray (han) yaptırılmıştır.

(7)

TÜRK VAKIF KERVANSARAYLARI 351

Kuşadası kervansarayının bugüne kadar gelmiş bir kitabesi bulunma­ maktadır. Fakat, Vakıflar Genel Mü­ dürlüğü Arşivinde 751 numaralı defte rin 212. sayfasında 81 numarada kayıtlı (1028 H) 1618 tarihli vakfiyeden ker­ vansarayın inşa tarihi ortaya çıkmak­ tadır. Vakfiyenin 253. sahifesinde «Kuş-adasmda olan han ve çarşı ve menzil­ leri dahi vakfedip şart eylediki müte-velli-i kebîr veya kaymakam vakfiye ile mutasarrıf olup hasıl olan rub'un-dan Kuşadasına vâki camii bari'leri mesâlihine yevmi ellibin sarf ede » diye yazılı bulun­ makta ve Mehmet Paşanın kervansa­ ray ile birlikte bir de cami yaptırmış olduğu kaj'dedilmektedir.

Kuzeybatı köşedeki çıkmtılar na­ zara alınmazsa, üzerleri dendan ve maz­ gallarla nihayetlenen kaim ve yüksek duvarların çevirdiği kervansaray'm plâm tam bir dikdörtgendir. Moloz tazlardan kuvvetli bir harçla yapılmış olan dış duvarlarda sadece, ikinci kat­ taki odaların sivri kemer almlıklı ve silmeli pencereleri açılmış bulunmak­ ta ve üzerindeki zarif görünüşlü maz­ gallar esere ayn bir güzellik katmakta­ dır. Biri deniz tarafında, diğeri cadde üzerindeki iki kapısından başka bir de Tcüçük kapısı bulunan yapının iç kıs­

mında dikdörtgen avlunun etrafım iki kat halinde sivri ve basık sivri kemerli revaklar çevirmekte, revaklar arkasın­ da, içinde ocakları bulunan beşik to­ nozlu odalar sıralanmaktadır. Bu oda­ lar her iki katta da 28 er adet olup, ka­ pıların üzerlerindekiler dizdarlara ve gümrük emirlerine tahsis edilmiştir. Avlu ortasında evvelce bir köşk mesci­ dinin bulunduğunu Evliya Çelebi'den öğrenmekteyiz. Diğer taraftan kervan­ sarayın bir kapısının da bugün mevcut olmayan çarşıya açılması kervansa­ rayın diğer bir hizmetini daha ortaya koymaktadır.

Dış duvarlarda bulunan top delik­ leri de, bir liman şehri olan

Kuşadası-nm hemen ağzmdaki kervansara5rın korsan hücumlarına karşı nasıl korun­ duğunu göstermektedir.

Kuşadası Öküz Mehmet Paşa Ker-vansarayı'ndan başka Edirne kervansa rayı da 1967 -1971 seneleri içinde aslı­ na uygun şekilde restore edilerek otel için gerekli tesisler ilâve edilmek sure­ tiyle 1971 yılında işletmeye açılmıştır.

İzmir Çeşme Kervansarayı, Konya Horozlu Han, Ak Han, Kayseri încesu Kervansarayı, Saruhan Kervansarayı. Sultan Han, Payas Kervansarayı bu maksatla restore edilmektedir.

Selçuklu kervansaraylarından da­ ha ziyade lokanta, salon gibi genel ma­ haller için faydalanılarak yatak odala­ rı kervansaraylara yakın moteller ha­ linde inşa edilecektir. Osmanlı İmpa­ ratorluğu zamanında yapılan kervan­ saraylar genellikle bir ilâve yapılmadan otel olarak kullanılabilecek nitelikte bulunmaktadırlar. Odalarına duş ve la­ vabo ilâve etmek, ahırlarına mutbak ve lokanta teşkilâtını yapmak hizmete ar-zedilmeleri için kâfi gelmektedir.

Bu çalışmalar, sosval yaşantımızın ve medeniyetimizin belirtileri olan bu değerli yapılarının en iyi şekilde mu­ hafazasını saglıyacağı gibi, eski sosyal yaşantımızın da üstün seviyesini daima hatırlatacaktır.

Faydalanılan Eserler

— Aslanapa Oktay - Diez Ernst Türk Sana­ tı istanbul 1955

— Akkozan Feı-udun (Türk han ve kervan­ sarayları) Türk Sanatı tarihi araştırmaları istanbul 1963

— Evliya Çelebi Seyahatnamesi cilt H I — Edhem Halil, Die Seldschukischen hane İn Anatolie

— Kepecloğlu Kâmil, Buı^sa hanları Bursa 1935

— Koçu Reşat Ekrem, Türkiye seyahatna­ meler serisi istanbul 1939

— Melûl Meriç (Rıfkı, Bursa anları) Yıllık araştırmalar dergisi Ank. 1958, cilt H .

(8)

352 FERMUZ BERKOL — KöprûM Fuat (Rlbat) Vakıflar Deıgisl,

sayı n

— Mübarek Ş a h FahrOddin, Mübarek F a h -rOddin Şah Tarihi, London 1027,

— Müller M.K., Die karavansaral ü» vorde-nea Orient Berlin 1020

— Turan Osman. (Celftlettin Karatay Vak­ fiyesi) T . T . K . BeUeteni, Ank. 1048, sayı 42 — Turan Osman. (Şemsettin Altmapa V a k ­ fiyesi) T . T . K . BeUeteni, Ank. 1047. sayı 46

—I'nieven&t Jean, Ues voyeges de M. <!ts Thevenata tant en Europe qu'en Aale en Afrique

— Turan Osman. Selçuklu K e r v a n s a r a y l a r ı BeUeten, Ank, 1046, sayı X

— Savaget J . (Caravansaralls Syrien du Moyen age) A r s tslamica vol. V I 1030 — Siroux M., Caravanserails d'tran et petl-tes construction routieres Lie Caire 1040 — Yetkin Suud Kemal, (Selçuklu kervanaa-raylannın özelUkleri) MiUetlerarası TOrk Sanatları Birinci Kongresi T e b U ü . A n k a r a 1062

— Yetkin Suud Kemal, t s l â m San'atı, A n ­ kara 1065

(9)

No. A D I

353 I L 1 Y E R İ 1 EDİRNE H A N U R I E D İ R N E 1/A

Halil Paşa Ham a — Rüstem Paşa » b — Taş » c — Havlucalar > d — Ayşe Kadın » e — İl<l Kapılı » f — Nahil > g — Ekmekçi Oğlu Ahmet Paşa »

h — G ü m r ü k > k — Mezlt Bey » 1 — Lüleciler » m — Çubukçular * n — Araplar » I — Hacı Alemüddin » 2 H A V S A K I R K L A R E L İ Mehmet Paşa Kervansarayı

3 LÜLEBURGAZ » 2/A Sokullu Mehmet Paşa »

4 B Ü Y Ü K KARIŞTIRAN » » Rüstem Paşa » 5 ÇORLU T E K İ R D A Ğ Sultan Süleyman * 6 T E K İ R D A Ğ » * 7 S İ L İ V R İ İ S T A N B U L 3/A

Piri Mehmet Paşa »

8 ÇATALCA » » 9 BÜYÜK ÇEKMECE » »

Sultan Süleyman »

10 İSTANBUL HANLARI » 4/A a — Küçük ve Büyük Valide Hanı

b — Çukur Çeşme » c — Vezi r > d — Çuhacı » 11 12 e — Elçi f — Hasan Paşa » g — Büyük Y e n i Han h — Kürkçü Han k — Süleymaniye Kervansarayı 1 _ Fatih Deve Hanı m — ROstem P«»a >

S A F R A N B O L U ZONGULDAK 7 / A

Cinci Han

K A S T A M O N U HANLARI KASTAMONU 8/A

a — Deve Hanı b — Acem • c — İsmail Bey »

(10)

354 No. A D I İ L İ YERİ 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 38-A d — Urgan e — Bal kapanı f — Yanık Han Atabey Sarının Mansll Gökç» A$a« Boyabat SİNOP Köftecioğlu Durak Han VEZİRKÖPRÜ Köprülü Mehmet Paşa HAVZA Çakıllı SAMSUN Taş Ani KARAURGAN B A Y B U R T TRABZON a — T u z b — Gön c — Kahyaoğlu d — Kasım Çelebi e — Alaca Niksar T O K A T H A N W R I a — Vayvoda b — Sulu

c — Abaz Ağa Mehmet Paşa Çiftlik İblpse Tahtoba PAZAR Hatun Ezine Pazar AMASYA Taş MERZİFON

Kara Mustafa Paşa GÜMÜŞHACI K Ö Y Köprülü Mehmet Paşa 9 / A Kervansarayı Han SİNOP » SAMSUN » » 10/A » Kervansarayı KARS GÜMÜŞHANE TRABZON n / A 18/B 17/B 15/B 14/B Hanı 1 » » TOKAT » » » » » » AMASYA 12/B n / B » » 10/B Kervansarayı

(11)

No. ADI YERİ 39 Ç O R U M HANLARI a — Tacettin Paşa b — Ölçekoğlu c — K u n d u z AYAŞ B E Y P A Z A R I Sulu Ç A Y İ R H A N N A L L I H A N Hanı » 40 41 42 43 44 45 46 47 47-A 48 49 50 50-A 50-B Nasuh Paşa » Koca » MUDURNU B O L U

Taşhan ( H a c ı Abdullah Ağa H a n ı ) V e z i r Han

( K ö p r ü l ü Mehmet Paşa Kervansarayı) Gölpazarı Mihal B«y

Sapanca İ Z M İ T

Pertev Paşa G E B Z E

Çoban Mustafa Paşa H E R E K E Kalesindekl PENDİK Hanı 50-C G Â V U R K Ö Y 51 İZNİK 52 YENİŞEHİR 52-A A K B I Y I K 52-8 PAZARCIK 53 İNEGÖL 53.A Kurşunlu O r t a k ö y 54 BURSA H A N L A R I a •— Pirinç^ b — Koza c — Geyve d — E m i r c — T u z f — Ç u k u r g — Bezir h — K a p a n Han > ÇORUM ANKARA BOLU BOLU BİLECİK » SAKARYA KOCAELİ Kervansarayı İSTANBUL » BURSA » » Hanı » » 9/B 7/B 6/B » » » 6/B 5 / B 4/B » > » »

(12)

No. ADI İ L İ YERİ 55 56 57 58 59 60 60-A 60- B 61 61- A 62 63 63-A 64 65 66 66-A 66.B 67 68 ULUBAT tssız İPSALA HUsr«v Kethüda B O L A Y I R SOleyman Paşa U P S E K İ Gaz! Y a k u p Bey ÇANAKKALE Yalı BERGAMA H A N U R I 8 - T a ? b — Çukur c — Acem d — Katır KIRKAĞAÇ SUSURLUK Devec! KELEŞ Beylik OrtakSy KÜTAHYA H A N U R I a — Çukur b e ÇUKURHİSAR BOZÜYÜK Kasım Paya ESKİŞEHİR Kurşunlu DöfiM-YENİCE Köy Bayat HOsrev Paşa Bardakçı SEYİTGAZİ a b Deve IV Murat EDİRNE Kervansarayı ÇANAKKALE Hanı İZMİR MANİSA BALIKESİR BURSA Kervansarayı » KÜTAHYA Han . » ESKİŞEHİR BİLECİK Kervansarayı ESKİŞEHİR » Han AFYON ESKİŞEHİR Kervansarayı 3/B l / B 2/C » 3/C 4/C » 5/C » » » » » » 69 ÇİFTELER 6/C

(13)

No. ADI 357 I L i YERİ 70 A N K A R A H A N L A R I a — Taş b — S u l u c — Ç u k u r d — Zafran e — Cengel f — PilavoSlu B — Rencber h — Y e n i I — Kıbrıs 71 Ç ^ n l f l l r KBprO 72 KMİk K S p r O 72-A K I R Ş E H İ R H A N L A R I a — Saraçlar Çarşısı b — K a s a p l a r Çarşısı 72-B ÇAMLAK K Ö Y Ü 73 Y O Z G A T H A N L A R I Tunusluofilu 74 Çahtnv 75 Çınçınlı S n l t a a 76 Ç A N D I R 77 AKKIŞLA 77-A ŞEHRUH KÖPRÜ 78 GEDİK 79 LATİF 80 ÇAMLIBEL 81 YILDIZELİ Y e n i ai-A S A R A Y 82 PAŞA 83 SİVAS H A N L A R I a — Ta» b — B e h r a m P a ı * c — Subaşı 83-A Tt<w 84 AIMS 85 86 Dlbll 87 K E M A H ANKARA 7/C Han » » KIRŞEHİR Kervansarayı » YOZGAT Hanı » > » SİVAS 8/C 9/C a TOKAT SİVAS » > 10/C n / c 12/C ERZİNCAN 13/C 14/C

(14)

358 No. A D I İ L İ YERİ 88 ERZİNCAN HANLARI a — Taş b — c — 89 T E R C A N Mama Hatun 90 ERZURUM HANLARI a — Rüstem Paşa b — G ö m r i i k c — Kara Cehennem d — Fuadiye Pastırmacı 91 KSprOk«y 92 I Ğ D I R E m i r Şerafeddin Ejder 93 VAN 94 ADİLCEVAZ 95 A H U T 96 RAHVA b — Tüccarlar Han Kervansarayı ERZURUM > Hanı Kervansarayı Han c d e ' f 9 Hazo M. Sait Baş Arasa KARS VAN BİTLİS 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 107.A 108 109 » BİTLİS Sol Bekir Malabadi KöprO Hani ÇERMİK Pertek HARPUT a — Murat Han b — Çarşı ,. c — Ticaret » MUŞ BİNGÖL BİTLİS SİİRT DİYARBAKIR TUNCELİ ELÂZIĞ Kervansarayı Hanı » 15/C 16/C » 1 8 / C 18/D 17/l> » » 16/D » » 15/ D' 14/D »

(15)

»-359 No. ADI n o K Ö M Ü R m T E P E 112 ÇELİK 113 EESKİ M A L A T Y A Silahtar Mustafa P a ; a 114 ASm 115 H E K İ M 116 YAZI 117 118 K O L O L A R 119 D E R B E N D AĞZI 120 ÇAVLI 121 K U R U 122 A F Ş I N Eshab-ı Kehf 123 K A R A T A Y 124 KAYSERİ Sarı 125 DEVELİ 126 TUZHİSAR Sultan 126-A B A R S A M A 127 K A G I 128 KAYSERİ Han C a m i i 128-A a — V e z i r b — Mahkeme c — Gön d — P a m u k Kervansarayı Han İ L İ ADIYAMAN MALATYA ELÂZIĞ MALATYA MARAŞ KAYSERİ 129 130 ^31 İNCESU

Merzifonlu K a r a Mustafa P a j a Kervansarayı A V A N O S

Sarı Han (Şarapsalar) Han NEŞEMİR

Damat ibrahim Paşa

YERİ 13/D » » 12/D » 11/D 10/D 131,-A HACIBEKTAŞ 132: A'«y NEVŞEHİR Kervansarayı Hanı KIRŞEHİR 9/D

(16)

360 Ne. 133 134 135 136 136-A 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 157-A 158 159 A D I Örasin A ğ n i n r a Dolay Misil NİÖDE a — Kervansaray b — Baş A K S A R A Y Hacı ŞOkrOllah Aksaray A k Böget A K S A R A Y Sultan OMa Obruk Katrancı Akbaş Zalmanda Zıvarık Zincirli Horezlu Dokuzun Darbanl Hacı Hafız İLGIN Kadın i

Lala Mustafa Paşa

Argıt Y o l c u Ellkeslk İ L İ » » » NEVŞEHİR » m NİĞDE NİĞDE YERİ ( S a n H a n ) Karvansarayı Han » Han » » Kervansarayı, Han » NİĞDE » » KONYA » » » » » » » » 8 / D 7/D » » » » » 6/D » »

(17)

No. A D I İ L İ 361 Y E R İ 1 6 0 161 1 6 2 1 6 3 1 6 4 1 6 5 1 6 6 1 6 7 1 6 8 1 6 9 1 7 0 171 1 7 2 1 7 3 1 7 3 - A K U L A Ertokuş AKŞEHİR a — Beyaz D u r m u ş b — A y d o ğ m u ş c — K a p a n d — Şehir K e t h ü d a s ı S a h i p Ata Çay Taş B O L V A D İ N Rüstem Paşa Pınarbaşı D O M B A Y O V A SANDIKLI ŞÜHUT A F Y O N EĞRET Kervansarayı 6 / D A F Y O N Han » » Kervansarayı M A N İ S A Z i n c i r l i Han 1 7 4 1 7 5 1 7 6 1 7 6 - A 1 7 7 178 MANİSA HANLARI K u r ş u n l u ( H u s n i y e Saz S u l t a n ) Hanı M u r a d i y e Kervansarayı M E N E M E N Taş Han İZMİR HANLARI a — Ç a k a l o ğ l u » b — Kızlarağası » c — K a r a O r m a n O ğ l u » d — M i r K e l a m » Pınarbaşı » TİRE a — B a k ı r b — Savran c — Ç ö p l ü d — K u l u e — L ü t f i Paşa f — Dellal O ğ l u ÇEŞME S u l t a n S ü l e y m a n İ Z M İ R > > » > » 5 / D 4 / D 3 / D 2 / D l / D

(18)

362 No. 179 179- A 180 180- A 181 181- A 182 182.A 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 192/A 193 194 195 196 A D I KUŞADASI Öküz Mehmet Paşa Balat BODRUM Eski MİUS AYDIN Cilianoğiu MUĞU a — Çöllü ogiu b — Çaputçu c — Sünnetçi d — Yanık KONCALI Ak Çardak KORKUTELİ Taş Evdir Kırgöz Susuz İncir Çamlıköy İSPARTA İSPARTA HANLARI a — Kerim Paşa b — Alay Beyoğlu c — Kereste d — Pamuk e — Vakıf f — Y a t ı m g — Karayeli oğlu EĞRİDİR KİRELİ KURUÇEŞME Y U N U S U R L İ Kervansarayı Han 7> » Hanı » » » » » » » » AYDIN MUĞLA DENİZLİ ANTALYA BURDUR » » İSPARTA İSPARTA BEYŞEHİR KONYA » YERİ 2 / E 3 / E 4 / E 5 / E » 5 / E 6 / E »

(19)

363 N o . A D I 197 BEYŞEHİR a — Nizameddin b — Cevher Ağa 198 O R T A P A Y AM 199 B U L HASAN 200 T O L 201 M U T B E L 202 K A R G I 203 K I Z I L Ö R E N 204 A L T I N APA 204-A K O N Y A HANLARI (Şehir içindeki h a n l a r ) Selçuk Nizamiye M ü m b l ç Hatun Bezciler Fakih Ahmet

(Şehir dışındaki hon) Hcx:a Mezit

PAMUKÇU H A T U N S A R A Y SADEDDİN

Karapınar II. Sultan Selim

i L I » » Kervansarayı » Han » Y E R İ 6 / E » » A N T A L Y A » K O N Y A » » 7 / E 204-B 204-C 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 » Kervansarayı 8/E EREÖLİ a — Rüstem Paşa

b — Ekmekcioğlu Ahmet Paşa ( B a y r a m Paşa) S I R A Ç A K I L B O R Niğdenin 7 K m . Güneyinde ULUKIŞLA Ö k ü z Mehmet Paşa ÇİFTE 9 / E » Hanı N İ Ğ D E » Kervansarayı Han » ADANA^ » » »

(20)

364 No. 218 AOI 219 2I9-A MARAŞ Ta, GAZİANTEP 220 221 222 223 224 225 230 231 232 233 234 Anadolu Mecidiye HIşva URFA HANURI a — Gümrük b — c — DİYARBAKIR a — Deliller (HUsrev P a ; a ) b — Hasan Paşa c — Yeni d — Çifte c — Eğiliiler f — Ketenciler g — Pamukçular h — Abacılar k — Kilimciler I — İpekoğlu İ L İ İÇEL » AAARAŞ GAZİANTEP URFA » YERİ » » n / E 12/E 13/E » 14/E DİYARBAKIR 226 K I Z I L T E P E 226-A MARDİN Sulu 227 228 229 ANTAKYA a — Kurşunlu b — Hüsnü Sabuncu c — Y e n i K I R I K B E L E N Kanuni SOtayman PAYAS Sultan Salim MARDİN Karvansarayı » Han URFA GAZİANTEP HATAY » » 16/E 14/F 1 2 / F n / F Karvansarayı Han » » Karvantarayı

(21)

No. ADI i L i YERİ 235 KURTKULAĞI ROstem Pa$a 236 M İ S İ S Mehmet Paşa 237 ADANA H A N L A R I a — Gön b T u z 238 T A R S U S 239 SİLİFKE Ta» 240 A L A H A N 241 MUT a — Servatll b — Taş 242 ERAAENEK 243 A L A N Y A 244 ŞARAPSA (SARAPŞA) 245 A U R A 246 P A Z A R C I K 247 KÖPRÜ 248 A N T A L Y A a — B i r Kapılı b — İki Kapılı 10 İSTANBUL H A N L A R ! ( D E V A M I ) Hanı Kervansarayı Hanı 9 ADANA İÇEL » KONYA İÇEL KONYA ANTALYA » » » » 10/E 10/F 9 / F » 8 / F » 7 / F 6 / F » » 5 / F

(22)

R e s i m : 1. A f y o n Eg:ret H a n (onar-mdan evvel)

S i *

- . t

(23)

BERH ' İL» R e s i m : 5. E d i r n e - R ü s t e m P a ş a H a n ı ( o n a r ı m d a n ö n c e )

1 ^

I

R e s i m : 6. EJdirne - R ü s t e m P a ş a H a n ı ( o n a r ı m d a n s o n r a )

(24)

w?

R e s i m : 3. E d i r n e R ü s t e m P a g a K e r v a n s a r a y ı ( o n a r ı m d a n ö n c e )

(25)
(26)

•d

hesim : 7. Aydın Kuşadası ö k ü z Mehmet Paşa Kervansarayı (onarımdan evvel)

MX

4 r L

JEİ

(27)

'm-R e s i m : 12. N i f d e - A k s a r a y S u l t a n H a n ı n a v ı u a a n g o r u n u ş u ( o n a r ı m d a n e v v e l )

31

(28)

Resim : 10. Eızuıuın - Rüstenı Paşa Hanı dış cephesi (onarınıuan evvel)

I

(29)

Resim : 16. Edirne - Rüstem Paşa Kervansarayı, Büyük avludan görünüş (onarımdan sonra)

Resim : 17. Edirne - Rüstem Paşa Ket vansarayı, Küçük avludan görünüş (onarmıdan sonra)

(30)

- - D

Resim : 14. EkJIrne - Rüstem Paga Kervansarayı (genel görünüş)

/

1

(31)

B E R K

Kervansarayı (onarımdan evvel)

(32)
(33)

St at

III

K7t

' 1 n .

c-T n

c

A n n

:

3 .1 1 D ]

1

(34)

"1:

K e s i m ; 21. N i ğ d e - A k s a ı a y Sultan H a n ı g i r i ş cephesi ( o n a r ı m d a n e v v e l )

(35)

'T

I i . ' 1 "•

r

T Ü R K İ Y E k<ERVANSARAYLAR VE H A N L A R HARİTASI er;:!

(36)

I S H A K L I K E R V A N S A R A Y I

TOT. ,

İJ li

il

î : î . a

n

tt:::ft:::--t— • t -( 10 * «• «f «o af

Referanslar

Benzer Belgeler

(sound: ses) Buradaki ses dalgaları yüksek frekanslı ve insan kulağının işitemeyeceği ses dalgalarıdır. Ultrasonun çalışma prensibi ses dalgalarının farklı doku

Bu uygulama alanlarının bazıları olarak, hasta – hekim iletişimi, hasta ve ailelerle sağlık personelinin iletişimi, danışman danışan iletişimi, mezuniyet öncesi ve

Av hazırlığı da masallarda, gele- neklere uygun olarak yapılan ve bazen günlerce süren önemli bir uğraş olarak karşımıza çıkmaktadır: ‘Hatemin

Karar Halife'ye sarayın kütüphanesinde tebliğ edilmişti, Halife'nin o sırada henüz üç yaşında olan torunu Neslişah Sultan tebliğ ânında kütüphanede

As will be described below, the photoinduced esterification reaction utilizing polymers with antagonist functional groups, i.e., benzodioxinone and hydroxyl groups, leads to

Hastanın paranazal sinüs bilgisayarlı tomografisinde (BT) sağ sfenoid sinüste sinüs duvarlarında ekspansiyona neden olan, sfenoid sinüs arka duvarını destrükte eden ve

direğin üstünde, ağ işinin yanında olan yuvarlak çıkıntıya yakın baş­ lıklar vardı, öbür başlık üzerinde çepçevre dizilerde narlar iki yüz­ dü. Ve