• Sonuç bulunamadı

1-2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1-2"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r ^

Mesken işi ve kanunlarımız. Y. Mimar Zeki Sayar — Akade- mimiz. (Yeni İstanbul'dan) Bedii Faik — Kalaba Camii (An- kara) Y. Mimar Abidin Mortaş ve Hüseyin Kara — Sanat hakkında düşünceler. Çeviren: Y. Mimar Naci Meltem — İlbay apartmanı (Bomonri) Y. Mimar İstepan Aratan — 1951 yılı ingiltere Festivalinin mimarisi. (Official Architect'den)

— Hindistandaki Moğol âbideleri. Yazan: Mıılk Raj Ananı — Sabri Kılıçoğlu. kiremit ve tuğla fabrikası. Eskişehir — Elliel Saarinen 1873-1950 (Architectural Forum'dan) — İstanbul imarında karşılaşılan güçlükler vc şikâyetler. Y. Miih. Akif Bazoğkı. — Ağaç sevgisi, Y. Mimar Zeki Sayâv — Çabuk du- var örme âleti. (Allgemeine Bau-Zeitung'dan) — Bibliyog-

rafya — Haberler — Pivasa cetveli..

V ! J

1 - 2

O C A K - Ş U B A T

X X I nel Y ı l 1 9 5 1 İ s t a n t» u I . F i a t ı 2 5 0 k u r u ş

(2)

SIEMENS §§

Çeşit genişliği bir fabrikanın şöhre- tini temine kâfi değildir. Esas olan şey imalâtın yüksek evsafıdır.

Fakat dünya ölçüsünde biı şöhrete erişebilmesi için bir fabrikanın ayni z a m a n d a evsaf üstünlüğünü ve çeşit genişliğini birleştirmesi i c a b e d e r . İşte S I E M E N S bunda en fazla mu- vaffak olan fabrikadır

^lEMENS'in malzeme, makina ve ci- hazları o kadar çeşitlidir ki bunların

başlıcalarını bile küçük resimlerle bu gazetenin bütün sahifelerine sığdır- mak mümkün değildir.

Kalite bahsine gelince,'bunu, bahusus memleketimizde teslim etmiyen kal- mamıştır Filhakika memleketimizin muhtelif resmî ve hususi müessesele- rinde 25 sene evvel kurulduğu halde bugün hâlâ ilk günkü mükemmeli- yetle işleyen bir çok SIEMENS cihaz ve tesisleri mevcuttur.

TÜRKELİ Ltd. Şti.

Galata, Bankalar cad. Yarııkkapı Sok. No. 1,3,5. Tel. 44624

(3)

M I Ö S T Ö B S O K A L 8 T E L 8

T Ü R K İ Y E U M U M Î M Ü M E S S İ L İ

EGE PETROL T. A. O.

Taksim Cumhuriyet Caddesi No. 31 (Taksim Belediye Bahçesi karşısı) Telefon: 82007 Telgraf: L A S M A - İstanbul

Türkiye U m u m î Mümessili:

EGE PETROL T. A. O.

Taksim Cumhuriyet Caddesi No. 31 (Taksim Belediye Bahçesi karşısı) Telefon: 82007

CORTİÇRS "B. C M." L. da

Firmasının

Portekiz M a m u l â t ı M A N T A R L E V H A S I

ile

Fabrikanızı, soğuk hava deponuzu, buz fabrikanızı veya villânızı

TECRİT E D E R E K

Tebrit ve teshin masraflarınızı indiriniz.

Telgraf: L A S M A - İstanbul

(4)

H O L L A N D A N A M L I B O Y A L A R I

TEOLİN

VERNİKLİ BOYA

TEOFLUX

SENTETİK BOYA

T E O F L U K

'•'VESNIS EM VEBFWARENFABRIEIJ, '«J.WAGEMAKERS&ZONEN

breda-holiand

Dünyaca büyük şöhreti haiz Hollanda TEOLİN ve TEOFLUX boyaları ısrarla arayınız.

M Ü M E S S İ L İ : T Ü R H O L T İ C A R E T L T D . Şti.

Telefon : 20833

C E V A D Y Ü R Ü R

T O P L U , P E R A K E N D E V E T A A H H Ü T İ Ş L E R İ S I N A İ M Ü E S S E S E S İ

S İ P A R İ Ş L E R İ N İ Z İ Y A P M A D A N M Ü E S S E S E M İ Z E B İ R K E R E

M Ü R A C A A T E D İ N İ Z

<- Hazır Mobilye

Hazır Doğramalar ->

Her ebatta seri k a p ı ve pencereler

Adres: İstanbul Cerrahpaşa Caddesi No. 13-17 Telefon: 23123

(5)

r

« G U S T A V S B E R G » in porselenden m a m u l sıhhî mal- zemesi evler, hastaneler ve sair müesseselere çok elverişlidir. Bu malzemenin modelleri ileri bir an- layışla şekillenmiştir. Kolaylıkla temizlenmek için düz satıhlar, güzel ahenkli bir şekilde kompoze edilmiştir. Banyolar yumuşak çelikten imal edilmiş ve üstü 3 kat emay ile kaplanmıştır. Bu emay asit- ten kat'iyen müteessir olmaz. Banyoların ön ve ar- ka kapakları demontabl olduğu için kolaylıkla ta- mir ve kontrola i m k â n verir.

V . .

r ^

Bütün dünyada «STREBEL» kazanlarının kazan- dığı şöhret iyi imal edilmiş olmasından ve güzel iş- lemesinden mütevellittir. S T R E B E L kazanları uzun tecrübelerin ve m ü t e k â m i l projelerin eseridir. Ateş kutusu, su kanalları ve boruları yakıtın en iyi şe- kilde yanmasına, azamî hararet elde etmeğe i m k â n verir. Projelerinde, her cins yakıta göre kazanların kolaylıkla tebdili nazarı dikkate alınmıştır.

«STREBEL» markası garanti ve memnuniyetin

remzidir. .J

Adres: İstanbul Yeni Valde H a n No. 47. Telefon: 23171

(6)

D U R O T E K l

DUROTEKS • I

İ N Ş A A T L E V H A L A R I İnşaatın dahilen ve haricen her sahasında ve kontr- plâk yerine bilûmum marangoz işlerinde kullanılır.

Benzerine kıyasen daha sert, daha kesif, daha deko- ratif oiup su3?a ve rütubete mukavimdir.

DUROTEKS - II

TECRİT L E V H A L A R I Ağaç elyafından yapılmış olup sıcağa, soğuğa, rü- tubete ve sese karşı en mükemmel tecrid malzeme- sidir. İnşaatçıların izolasyon için kullanacağı yegâ-

ne levha D U R O T E K S - I I tecrid levhasıdır.

Türkiye U m u m i Mümessili:

G E N E L S A N A Y İ T E Ç H İ Z A T I T.A.O.

İstanbul - Galata Hezaran Caddesi No. 77 Telefon: 44510

M O D E R N M O Z A İ K EVİ

GARBİS ÇINAR

M O Z A İ K VE ÇİNİ İ Ş L E R İ , B A S A M A K L A V A B O T E K N E , K Ü Z İ N A

Galata, Bankalar Cad. Yanık Kapı Sok. No. 20 İ S T A N B U L - Telefon: 45570

(7)

B ü r o A Y H A N K a t 1 İstiklâl Caddesi, 354

Mağaza İstiklâl Caddesi, 354

Telgraf adresi: F A K P A N - İstanbul Telefon : 43943

Ticaret sicili : No. 43754

/V. C . E. O.

A T E L I E R S DE C O N S T R U C T I O N S ELECTRIOUES DE CHARLEROI C H A R L E R O I - BELÇIKA

T Ü R K İ Y E U M U M Î M Ü M E S S İ L L İ Ğ İ :

AHMED KAPANCI

A C E C P R İ O R M U L T I Sınaî ihtiyaçlar için t u l u m b a

E L E K T R İ K V E M E K A N İ K K I S M I

Her nevi Elektrik Motörlerl Alternatör, Turbo-Alternatör

Transformatör, Disjonktör ve bilcümle yüksek tevettür malzemesi

Yüksek izabe ve yüksek frekans fırın- ları

Her cins cer motörleri ve cer malzemesi Santrifüj ve kuyu pompaları v.s.

K A B L O K I S M I Her nevi yüksek ve alçak tevettür yer-

altı kabloları

Müteaddit telli kurşunlu telefon kab- loları

Bilcümle N G A ve dahili tesisat kab- loları

Her nevi zil tesisat kabloları bobinaj telleri, v.s.

E L E K T R O N İ K M A L Z E M E K I S M I

Her nevi flüoresan tenvirat malzemesi Rödresörler, Elektronik jeneratörler.

Kontrol âletleri, Röleler.

Radiofil, Sonofil. Dlktorel v.s..

A C E C H Y D R O P R I O R Evlerde ve v i l l â l a r d a d a i m a tazyikli su b u l u n d u r m a k için

t u l u m b a

A C E C P R I O R C E N T R I - M Ziraatçiler için t u l u m b a A C E C P R I O R «A»

E v ihtiyaçları, k ü ç ü k endüstri ve uçucu mayiler için

t u l u m b a

A C E C P R I O R «9N»

Y ü k s e k tazyikli, kazan besleme suyu için

t u l u m b a

(8)

K A B I R O I T Tecrit M a d d e l e r i

KABIROİT I KABİROİT II KABİROİT III KABİTÜM K A B İ L A K

KABİLASTİK W' oy//

/ / / / / / / /

f / z z / M v Rutubete, A s i t l i ve K a r b o n l u sulara, y a ğ m u r a

karşı E M N İ Y E T A L Â M E T İ d a i m a K A B İ R O İ T ' dir.

Mütehassıs işçilerle işlerinizi garantili olarak y a p m a y a hazırız.

Broşür ve tafsilât isteyiniz.

K A B I R O I T Tecrit Döşemeleri

K A K İ N O L KABİLASTON KABİROİT P A R K E Yapıştırma macunu Wonderful Parke Cilâsı

Mühendis: M. Cahit G ü n d o ğ d u . Galata R ı h t ı m cad. Ziraat Bankası ilerisinde ilk sokak, Fazlı Han, K a t 3.

(9)

CHAUSSON

(10)

B E T O N D E M İ R İ

6 ve 8 m/m

S U B O R U S U

Siyah ve galvanizli

S A Ç L E V H A

Siyah ve galvaoizli

İthalâtı ve Toptan Satışı

İSTİKBAL T İ C A R E T T. A. 8.

Galata, ömerâbid han kat 4 No. 11- 12. 40497 - 43639

BETON VE B E T O N A R M E İNŞAAT İÇİN

P . T . C . V i B R A T Ö R L E R İ

27 s e n e d e n b e r i h e r c i d d î ş a n t i y e y e g i r m i ş t i r .

A N K A R A : T O K Ö Z Ltd. Ortaklığı P. K. 160 - Telefon: 22903.

İSTANBUL : NURETTİN M Ü M T A Z . Ömer Abid Han kat 2, No. 22 - Galata.

Telefon: 41689.

Salih Sabri Karagöz

M E R M E R T A Ş tüccar

Türkiyenin her yerinde, İstanbul ve A n k a r a d a bir çok resmî ve hususî binaların mermer işlerini bilgi

ile yapan en ciddî ve en eski yegâne M E R M E R T A Ş imalâthanesi.

Merkezi: U n k a p a n ı , Beylik Değirmeni yanında No. 65. Tel: 2 2 6 0 4 .

Telgraf: M E R T A Ş — İ S T A N B U L

Şubesi: A n k a r a - İstanbul Caddesi A k k ö p r ü b a ş ı , No. 58. Tel: 3030.

U B

TAÇ M A R K A

U D D E H O L M o

En yüksek kalitede her nevi çelik ve

boruları

B ü t ü n S t a n d a r d e b ' a d ı m a ğ a z a m ı z d a n a r a y ı n ı z .

O

Türkiye Genel Satıcısı:

T R A N S T Ü R K LİMİTED ŞİRKETİ

• Transtürk Han, Tünel Caddesi 18-20-22 İstanbul. Telefon: 42141 - 41511 . 42833

(11)

LİGNA LTD

OKUL ve YAZIHANE MALZEMESİ İDHAL ve İHRACI

- W »

K O H - I - N O O R

C - H A R D T M U T H

CZECHOSLOVAKIA

(12)

UJERTHEİm

R S n n S d R L E R İ

Türkiye Genel Vekili:

BURKHARD GANTENBEİN VE Ş-SI

İSTANBUL, GALATA,

Büyük Tünel H a n , P. K. 1 1 7 6 , Telefon: 4 4 6 7 1 / 4 4 6 7 2 .

(13)

Her nevi sıhhî tesisat malzemesi satış ve

tesisatı

H A S T A H A N E , M E K T E P , OTEL, L O K A N T A VE E V L E R E M A H S U S

H E R ÇEŞİT SU F İ L T R E L E R İ

O I L B U R N E R

K A L O R İ F E R , S I C A K SU VE B U H A R

K A Z A N L A R I N A M A H S U S

M A Z O T Y A K I C I S I

Adres: Arşen Papazyan, Yeni Postane Cad. No. 20

TELEFON : 21280

/ / / / / / / / j Y 8 1 * H O R R « 8 U T I F F I 6 T T I KARS»

M U S T R H Z H R R Î İ TNGFTÎZ T E C R İ T

« İ M P E R M O » tecrit tozu patenti, yuK.sek netıcell ve ekonomik evsafına binaen İngiliz Birleşik Çimento Fabrikaları tarafından satm alınmış olup, uluslar-

arası piyasalara hazır bir vaziyette satılan

« W A T E R - P R O O F I N G CEMENT» ' e katılmaktadırlar.

R E S M İ T A H L İ L R A P O R L A R I M I Z I ve REFERANS'larımızı isteyiniz.

N. Z A L O N İ S Telefon : 49331 Galata, Aslan Han, 4/7 Telgraf: Zalonis

BİRKİLO İMPERMO-KATMAK K

(14)

A L T I N T O P

Z E R O N Peştemalcıyan, S A V A Aslanoğlu ve

Y U V A K İ M Damyanidis Şti.

İ N Ş A A T M A L Z E M E S İ

H I R D A V A T - M A K İ N A - A L Â T ve EDEVAT

•k Avrupa m a m u l â t ı kapı - Pencere - Kilit - İspanyolet ve Kolları.

ir Avrupa mamulâtı, Vasistas pencere istoru ve sürme kapı takımları

ic Avrupa Mobilya kulp ve aksamları

ic Doğrama ve marangoz makine ve el âletleri.

ic B i l û m u m hırdavat âlât ve edevatı.

Galata Kürekçiler No. 8 Telgraf: Z E S A Y U

L U K A K E Ç E C i O Ğ L U

Galata — Mahmudiye Caddesi No. 15 Telefon : 49407 Dünyanın meşhur SIKA - Maddesinin muhterii olan ve bu sahada 30 senelik bir imalât tecrübesine sahip bu- lunan «Kaspar Winkler und Cie, Zürich, İSVİÇRE. Fabri- kası tarafından imal edilen:

BINDA I VE BIN D A 4

Y A P I L A R I N I Z İÇİN M A L Z E M E A L M A D A N B İ R K E R E M A Ğ A Z A M I Z A U Ğ R A M A N I Z M E N F A A T İ N İ Z

İ K T İ Z A S I N D A N D I R .

Rütubete karşı tecrit maddeleri RUtubeti geçirmez, zamanla bozulmaz.

Beton ve sıvada kullandır, yağmur, deniz ve fabrika sularile muhtelif asitler ve kükürt ihtiva eden sulara

karşı betonun mukavemet etmesini temin eder. Çimento harca üstün bir sertlik verir, mukametini arttırır, hacminin büyüme ve küçülmesini ve rutubetli yerlerde mantar pey- da olmasını önler

YAKUP GÜLER

v e

O R T A Ğ I

Her nevi Cam, Ayna ve Çerçeve İdleri

Tünel Caddesi No. 17 - Galata

İSTANBUL

Telefon : 43150/43072

İZZET BAYSAL

SIHHÎ TESİSAT ve KALORİFER MALZEMESİ

B A N Y O , L A V A B O , H E L Â , T E R M O S İ F O N R E Z E R V U A R v e E M S A L İ

| S u , g a z ve kalorifer

| D ö k m e v e k u r ş u n borular

| R a d y a t ö r , k a z a n v e malzemesi;

| B a t e r i l e r , musluk v e sifon ç e ş i t l e r i

| Y a n g ı n hortumları v e teferruatı

Manmudlya caddesi No. 85 İstanbul - Galata

TELEFON : 4 4 3 6 2 TEL6R. : İBKOL

(15)

"^Jüseifin QüLk

Mahmudiye Caddesi. 21 - G A L A T A Telefon: 49046. Telg.: G Ü L E K - İst.

Telgraf: E R T A V I L Telefon: 40218

F E N K A

FENNİ KALORİFER VE SIHHİ TESİSAT İŞLERİ

Proje — Tesisat — Tamirat

Kalorifer ve Sıhhi Tesisatlar Kazan - Radyatör - Boru

ve

— BORU EDEVATI —

B i l û m u m Vana Muslukları . Buhar Kondensatör ve Redüktörleri Satış Yeri

Müessesemiz taahhüt ettiği tesisat işlerini en kısa bir zamanda birinci sınıf malzeme ile teslim eder. Y ş p ı l a n

işler garantilidir.

Adreş: Ö M E R T A V İ L O Ğ L U ve H R A N T P A P A Z Y A N Kollektif Ortaklığı

İstanbul, Galata, Tünel Caddesi No. 59.

•fa B i l û m u m kapı, pencere, vesair doğrama takımlarının en yeni ve seçkin A v r u p a çe- şitlerini ve B A K A L İ T P H İ L İ P S mamu- lâtını

•j^r Zengin mobilya k u l p ve kilitlerini , B ü t ü n çeşitlerile Y A L E kilitlerini, -fr Her nevi el âletlerini,

Mağazamızda bulabilirsiniz.

(16)

H. RÜTTİMANN

D i p l . I n ş . M ü h e n d i s i

İNŞAAT MALZEME TİCAREHANESİ

İstanbul . Galata - Voyvoda cadd. 28, Bahtiyar Han 49

Telgraf adresi : « SİKA » İstanbul - Telefon : 49289. Posta kutusu 1119 H E R N E V İ İİNŞAAT T E C R İ T V E M U H A F A Z A M A L Z E M E S İ

Her nevi mühendislik ve nafia inşaatı izolâsyonu, bodrum, taraça, çatı, cephe ve dıvar rutubetleri tecridi. - Kimyevî tahallüllere karşı muhafaza. Emaye vernik boyaları .- Bitümlü emülsiyonlar.- Hususî yapıştırma maddelerile çatı kartonları .- Alüminyum boyaları .- Ahşap

muhafaza vesaiti .- Hususî taban döşemeler, ilâh.-

S I K A - S İ K A P L A S T - İ G O L - IGAS - S A U R I E R P A S T A - F L I N T K O T E - D U R O M I T - S I E G L E Ç İ M E N T O B O Y A L A R I . F R I K O V E R N İ K B O Y A L A R I -HON3ALIN-

H I YALIT - AVITTA - O D A N -

İş hakkında teknik ve ihtisas danışmaları için para alınmaz.

Satınalırken Bizim orijinal hakikî mallarımızı isteyiniz ve etiketimize dikkat ediniz !

A

Salih Sabri Karagöz

M E R M E R T A Ş tüccarı

Türkiyenin her yerinde, İstanbul ve Ankarada bir çok resmî ve hususî binaların mermer işlerini bilgi İle yapan en ciddî ve en eski yegâne M E R M E R

T A Ş imalâthanesi.

MERKEZİ : Unkapanı, Beylik değirmeni yanında No. 65. Tel: 22604.

Telgraf : MERTAŞ — İSTANBUL

Ş U B E S İ : Ankara - İstanbul caddesi Akköprü- başı No. 58. Tel: 3030.

AVNi ŞASA

K E R E S T E M A 6 A Z A S i

# 1 nci KALİTE FIRINLI (İSVEÇ) ÇIRALISI

# D Ö Ş E M E L İ K

# B E Y A Z ve Ç I R A L I HER EBATTA KALIPLIK KERESTE

ADRES : UNKAPANI FENER C A D D E S İ No. 34 İSTANBUL. T E L E F O N : 20198

(17)

BÎNLEPCE YİL

evvel , . , Plcmsu em,

iBueûN DE;

BiTUM

M A M Ü U B söriİ/LCTSİĞ^

YERLERE1

EBEDİ ÖMUJ»

H E M A T E K T

Saf bitumden mamul, çatı, taraça, cephe ve temellerde katiyyen »u ve rütubet geçirmez en emniyetli

tecrit maddesidir.

Almanyadaki fabrikasının formüllerile imal etmekte olduğumuz B e m a t e k t tecrit maddesi, 25 senedenberi memleketimizde, Nafıa işlerile diğer bir çok resmî ve hususî müessesatm mühim tecrit iş-

lerinde ve vagon damlarında memnuniyetle kullanılmaktadır.

HEMATEKT

H a rt en gelen en birinci tecrit maddeleri ayarında Türkiyede imal edilen yegâne tecrit maddesidir.

HEMATEKT

Memleketimiz için bir varlıktır.

MUFASSAL MALÛMAT İÇİN BROŞÜRÜMÜZÜ İSTEYİNİZ.

R E C E P Ç E T İ N K A Y A

Hematekt Kimyevî Fabrika Galata, Azapkapı Tersane

caddesi No. 261

Telgraf : Hemtaş - Galata Telefon ; 41996

Posta kutusu : 1554

e

H A Z N E D A R

T u ğ l a , At es t u ğ l a s ı , K i r e m i t F a b r i k a l a r ı ve K i r e ç O c a k l a r ı L t d . S i r

S E R M A Y E S İ : 1 0 0 . 0 0 0 T . L.

£ En yüksek auhunet derecelerine mütehammil ateş tuğlaları

^ Memleketimizde fennî usuller ile çalışan yegâne ve birinci

fabrikadır.

% DELİKLİ VE DELİKSİZ VE PRESE İNŞAAT TUĞLALAR! MARSİLYA TiPi ve MAHYELIK

KİREMİT

SÜZMELiK ve SIVA KİRECİ

t l h a m i N . P a m i r T i c a r e t e v l FABRİKA SATIŞ VERİ

Haznedar Çiftliği civarında H o r n i ş h a m> ü s t k a t

Yolcu salonu otobüs durağı karşısında

T e l • 1 fi - 71 o v

1 6 ' 1 0 Şarap iskelesi sokağı No. 8, Galata

Telgraf: Haznedar istanbul Tel- 43959

(18)

L ' A R C H I T E C T E :

R E V U E M E N S U E L L E D'A R C H I T E C T U R E D ' U R B A N I S M E et de D E C O R A T I O N Publiee par: Abidin Mortaş et Zeki Sayar, Architectes

S O M M A I R E

Arkitekt No. 1-2, 1951

— Le probleme d'habitation et nos lois 3 Arch. Zeki Sayâr

— L'Academie des Beaux-Arts 5 Journal «Yeni İstanbul» Bedii Faik

— La mosquee â Kalaba (Ankara) 7 Arch. Abidin Mortaş et Hüseyin Kara

— Q'uelques pensees sur l'Art 11 Traduit par l'arch. Naci Meltem

— Une maison de rapport â Bomonti 13 Arch. İstepan Aratan

— L'Architecture du Festival Anglais en 1951 ... 15 Official Architect

— Les monuments Mogols aux İndes 19 M ü l k R a j Ananı

— La fabrique de briaue et de tuilerie â Eskişehir 24

— Elliel Saarinen 1873 - 1950 32 Architectural Forum

— Les difficultes et les critiaues faites sur la cons-

truction de la ville d'İstanbul 34 İng. A k i f Bazoğlu

— Aimons les arbres 39 Arch. Zeki Sayâr

— Un instrument pour faire la m u r 40 Allgemeine Bau-Zeitung

— L a bibliographie 41

— Les nouvelles 42

— La liste des prix de materiaux de construction 45

T H E A R C H İ T E C T :

MONTHLY PUBLICATION ON ARCHITECTURE, C I T Y P L A N N I N G A N D D E C O R A T I O N Published by Abidin Mortaş and Zeki Sayâr, Architect.

C O N T E N T S

Arkitekt No. 1-2, 1951

— Housing Problem and our laws 3 by Architect Zeki Sayâr

— Our Academy 5 by Bedii Faik, from «Yeni İstanbul»

— The Mosque of Kalaba, A n k a r a 7 by Architects Abidin Mortaş and Hüseyin Kara

— Considerations on Art 11 Translated by Architect Naci Meltem

— ilbay Apartment - house, Bomonti 13 by Architect İstepan Aratan

— The architecture for the Festival of Britain

1951 15 from «Official Architect»

— Monuments of Mongols in India 19 by M ü l k R a j A n a n ı

— Sabri Kılıcoğlu Tile factory, Eskişehir 24

— Elliel Saarinen, 1873 - 1950 32 From «Architectural Forum»

— The Difficulties and Complaints in the cons-

truction of istanbul 34 by İng. A k i f Bazoğlu

— Love of tree 39 by Architect Zeki Sayâr

— The instrument fir the speedy construction

of wals 40 from «Allgemeine Bau-Zeitung»

— Bibliography 41

— News 42

— Table for the market 45

(19)

A R K İ T E K T

A Y L I K M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K v e B E L E D İ Y E C İ L İ K D E R G İ S İ

Yayınlayanlar:

Y. M. A B İ D İ N M O R T A Ş ve Z E K İ S A Y Â R

S E R İ : V C i L T : 20 1 9 5 1

Cumhuriyet Matbaası İ S T A N B U L

(20)

1 D K Î T t \ l Î M I M A R L I K - Ş E H İ R C İ L İ K V E S Ü S L E M E S A N A T L A R I D E R G İ S İ İ M T İ Y A Z S A H İ B İ : Z E K l S A Y Â R U. N E Ş R İ Y A T MÜDÜRÜ. A B İ D İ N M O R T A Ş A D R E S : A N A D O L U H A N N O : 3 3 E M İ N Ö N Ü İ S T A N B U L T E L : 2 1 3 0 7

S A Y I

: 2 2 9 - 2 3 0

• S E R İ : V. * Y I L : 1951

L ' A R C H I T E C T E : T H E A R C H İ T E C T :

R E V U E M E N S U E L L E D ' A R C H I T E CT U R E M O N T H L Y P U B L I C A T I O N O N A R C H I T E C T U R E , D ' U R B A N I S M E e t d e D E C O R A T I O N C I T Y P L A N N I N G A N D D E C O R A T I O N Publiee r»ar: A b i d i n Mortas et Z e k i Savâr, Architectes Published by A b i d i n Mortaş a n d Z e k i Sayâr, Architect.

A R K İ T E K T ' i n K o l l e k s i y o n l a r ı

KOLIEKSİYON Fİ ATLARI 1 NCİ SERİ 1931 | Tükenmiştir 1932

1933 ; Behar cildi 22,5 T L 1934

1935 J

2 NCİ SER 1936 )

1937

1938 ) Beher cildi 20 1 L 1939

1940 J

3 NCÜ SERİ

1 9 4 1 - 4 2 j

( Beher d|di 1g T L

1945 3

4 NCÜ SERİ 1946

1947 )

1948 > Beher cildi 16 T. L 1949 t

1950 '

Kolleksiyonlar tediyeli posta ile adrese kadar gönderilir. Cildler her renkte pantazotdandır.

A b o n e şartları : Çift sayısı : 250 k u r u ş A l t ı a y l ı ğ ı 700 »

Y ı l l ı ğ ı : 1250 »

Y a b a n c ı memleketlere y ı l l ı ğ ı : 1750 »

SATILDIĞI YERLER: İSTANBULDA; İKBAL ve İNKILÂP, BEYOĞLUNDA; SERĞİYADES ve KİTAPSARAY

A N K A R A D A : AKBA, BERKALP KİTABEVLERİ

(21)

Mes'ek Politikası

M E S K E N İŞİ VE K A N U N L A R I M I Z !

Y. Mimar, Z E K İ S A Y Â R

Mesken buhranına çare olarak, bir kaç sene evvel neşredilen 5218 ve 5228 No.lu kanunların, bu derde bir fayda temin edemedikleri anlaşıldığından, bir komisyon tarafından tâdil ve güya tekemmül etti- rilerek B.M.M. alâkalı komisyonuna tevdi edildiğini öğreniyoruz. Yeni K a n u n u n , yapılan tecrübelerden son- ra belki eskilerine nazaran biraz daha olgun bir hale getirildiği kabul edilebilir. Fakat, bu k a n u n projesin- de, hiç de iyi olmayan bir madde var ki, o da, hazır ev ithali için g ü m r ü k muafiyetini kabul etmesidir. Evet, 11 veya 13 üncü maddelerden biri inşaat malzemesile beraber hazır evler ithalini gümrükten muaf tutmak- tadır. Vakıa, B.M.M. komisyonunda bu k a n u n projesi- nin, ne hal alacağı, ne gibi tadilâta uğrayacağını şim- diden kestiremezsek de, maazallah, hazır evlerin it- halinde g ü m r ü k muafiyeti kabul olunursa, yanlış, çok yanlış bir yol takip edilmiş olacaktır.

Şimdiye kadar, hazır evler, bizde mobilya g ü m r ü k tarifesine tâbi tutulduğu için, hiç bir zaman ithal e- dilememiştir. Yalnız 1948 senesinde, h ü k ü m e t , husu- sî bir kanunla Avusturyadan, satılamıyan 1946 mah- sulü tütünlerin ihracına mukabil, Erzincan şehri için bin ev ithal etmişti.

Sonradan ,iş başına gelen Demokrat Parti hükü- meti tarafından pahalılığından dolayı, kıyasıya tenkit edilen bu hareketin, muvaffak bir netice vermediği anlaşılmıştır.

Avusturyadan, ithal edilen bu evler Erzincana ka- dar uzun bir yol kat'ettikleri için maliyetleri artmış- tır. Ayrıca, çürümeğe m a h k û m 1946 mahsulü tütünle- rimize m u k a b i l yüksek fiyatla satın alındıklarından, ikmallerinden sonra, yerli malzeme ve işçilikle yapı-

lan binalardan daha pahalı oldukları anlaşılmıştır. Hazır evlere karşı, bilhassa bilmeyenler arasında ucuz olduğu

zannı ile bir alâka vardır.

Bir çok memleketlerin ayrı ayrı tatbik ettikleri sistemlere göre, yapılan hazır evler, o kadar tama' edi- lecek inşaat değildirler. Avusturya'dan, aldığımız evleri Tirvesteden yükleyen Türk şilebinin kaptanına İtal- yanlar:

— Bu evler Türkiyeye m i gidiyor? Vah, vah!. Si- zi inşaatçı bir millet biliriz. Biz bu evlerin Habeşista- na gönderildiğini zannediyorduk, demişlerdi.

İşin asıl hazin tarafı, hiç bir zaruret olmadığı hal- de, yeni kanun projesine bu maddenin konmasıdır. Ka- n u n u hazırlayanlar, böyle bir maddenin kabulü halinde, Türk inşaat işçisinin uğrayacağı zararı ve işsizliği, bir an bile, düşünmemişlerdir.

Memleketimizde bir yapı maliyetinin vasa- tı % 33 - 35 i işçiliktir. Hazır ev ithal edersek, işçi- mizi boş bırakacak, işsizliğe sebebiyet vermiş ola- cağımız muhakkaktır. Hazır ev endüstrisi, ne a- ğır sanayidir, ne de derin bir ihtisasa l ü z u m gösteren ince bir endüstridir. Bugüne kadar, bizde bu fabrikas- yon başlamamışsa, teknik sebeplerden değil, iktisadî sebeplerden, kredisizlikten dolayı gelişememiştir.

İnşaat malzemesi pahalı olan ve yapı kre- disi bulunmayan bir memlekette elbette, «prefabrica- tion» işi başlayamaz.

K a n u n projesinin ayni maddesi yapı mal- zemesini de gümrükten muaf tutmaktadır. Biz, inşaatçılar için, belki bu cazip bir maddedir. Hazır ev ithal edeceğimize, ucuz malzeme elde ederek dünya fiyatlarına muvazi ucuz evler yapabiliriz. Bu sayede, maliyetin %35 i olan işçilik memleketimizde kalacağı gibi, işçimize de, iş temin etmiş oluruz. Bilhassa, planş sistemi inşaatı m ü m k ü n kılan yeni malzemeleri temin edebiliriz, _ _ , . . .

(22)

İnşaatçıya, cazip gelen ve hakikaten inşatın ma- liyetine tesir edecek olan bu g ü m r ü k muafiyetine, yerli inşaat malzemesi imalâtçıları ne diyeceklerdir? Onlar, h a k l ı olarak, ithal malzemesile rekabet edebilmeleri için ,yıllardanberi inkişaflarına m a n i olan, muamele vergisini mevzuu bahis edeceklerdir. Bunda, yerden göğe kadar hakları vardır.

Yeni inşaatı teşvik k a n u n u n u n d a , inşaat malze- mesini gümrüksüz ithal ederken, %18 nisbetli ağır

muamlee vergisile yerli sanayiin inkişafına mani olmamalıdır. Muamele vergisinin ağırlığından dolayı imalâthane ve atölyelerini genişletemiyen, dolayısile istihsallerini ucuza m a l edemiyen yerli inşaat sanayi- cileri bu kanunda hiç düşünülememiştir. Yerli sanayi erbabında, bu k a n u n projesine karşı reaksiyon esasen başlamıştır. Bazı firmaların, hazır doğrama idhaline tevessül ettiklerini haber alan, ağaç işçileri birliği

(doğramacı ve mobilyacılar) bu vaziyeti protesto için toplanmışlar ve h ü k ü m e t e müracaat etmişlerdir. Ken- dileri %18 gibi yüksek nisbette muamele vergisi verir- ken, ithalâtçı firmaların doğramaları gümrüksüz ithal etmeleri memleket sanayii b a k ı m ı n d a n yıkıcıdır.

Velhasıl, «işlemiyor» diye beğenilmiyerek değiş- tirilmeğe kalkılan 5218 ve 5228 No. lu kanunlar yeri- ne, daha iyisini koyamamaktayız. Halbuki, mesele ba- sittir. Hazır ev ithaline l ü z u m yoktur. Ç ü n k ü , dünya- da işçi ücretleri en ucuz olan memleketlerden biri de

Türkiyedir. Y a p ı maliyetlerinde işçilik nisbeti, Fran- sada % 40, Belçikada %42, İngilterede %45 iken Tür- kiyede %33 tür. M a m u l ev alırken bu nisbetleri göz önüne alırsak, hatalı bir yol takip edeceği- miz anlaşılır. Yeni hükümet, devlet inşatını bü- yük mikyasta tahdit etmiştir. İnşaat işçisine, an- cak hususi teşekküllerin, halkın ve kooperatifle- rin inşaatı kalmaktadır. Bu mahdut sahayı da, hazır ev ithali ile, baltalarsak b ü y ü k bir işsiz- liğe sebebiyet vermiş olacağız. İnşaat maliyetini düşür- mek için. inşaat malzemesini g ü m r ü k resminden bazı kayıt ve şartlarla muaf tutmak, yerinde bir hareket o- lacaktır. Memlekette, sanayii k u r u l m a m ı ş olan inşaat malzemesinin g ü m r ü ğ ü n ü külliyen kaldırmak doğru- dur. Fakat memlekette benzerleri olan inşaat malze- mesinin g ü m r ü ğ ü n ü kaldırırken yerli malzemenin de muamele vergisini kaldırmak, millî sanayii korumak bakımından elzemdir. Memleketimizde, oldukça müte-

kâmil, tecrit, hırdavat, seramik, çimento, ağaç işleri sanayii vardır. B ü t ü n bunlar, kanun projesinde şayet değişiklik yapılmazsa çok zarar görecek ve ka- panmağa m a h k û m olacaklardır. Fikrimizce, inşaatı teşvik k a n u n projesi iyi hazırlanmamış olup noksan tarafları çoktur. Memleket menfaatlerine, daha uygun olarak hazırlanması ve tekemmül ettirilmesini temen- ni ederiz.

Zeki S A Y Â R

r ^

21 inci intişar yılını idrak eden dergimizi, tebrik nezaketinde bulunan, okuyucuları- mıza teşekkürü borç biliriz.

ARKİTEKT

. J

(23)

İktibaslar:

A K A D E M I M I Z

Bediî Faik

Adın, güzel sanatlar mı dedin? Evet. evet şimdi hatırlar gibi oluyorum... Fakat ne kadar cılızsın; kimsen yok mu senin?

(Güzel Sanatlar'dan>

(Yeni İstanbul) dan Niçin bilmem, Maarif Vekâletimiz, Güzel Sanat- lar Akademisine bir üvey evlât muamelesi yapmaktan, dertlerine omuz silkmekten h â l â kurtulamamıştır. De- mokrasinin keskin nefesi ve yumuşak eli de, bu tek zarafet ve sanat ocağını saramazsa, artık ondan ötesi var mıdır? Siz düşününüz.

Akademimizin ihtiyaçlarına sıra geldi mi, nedense Vekâletin tahsisatı tükeniverir. Diğer yüksek tahsil müesseselerine tanınan haklar, Akademimize koklatıl- maz, yahut güç uzatılır. Mimarları, Teknik Üniversite- den yetişenlerden asla eksik olmadıkları, hattâ çok de- fa ileri b u l u n d u k l a r ı halde, değişik muameleye tâbi tutulurlar.

Meselâ Sayın Bayar İstanbula gelip de, motörle Fındıklı açıklarından geçmiş olmasaydı, senelerce ev- vel k ü l olan A k a d e m i binasının tamirine girişilmiye- cekti. Allahtan Devlet Reisi o harap taş yığınının kara, kirli manzarasını gördü ve Allahtan . Maarif değil - Maliye Bakanlığının yardımı yetişti de, A k a d e m i n i n inşası ümitleri belirdi. H a l b u k i beri yanda Akademi- mize gelince kısılan Maarif tahsisatı, meselâ Taşkış- ladaki Teknik Üniversite ilâvesinin tamamlanması için, birden bire açılarak bir b u ç u k milyona kadar yük- selivermiştir.

Mücerret iddiaları bırakıp, son iki yakın realiteyi kucaklıyacak ve Maarif Bakanlığımızın dizleri dibine

atacağım: Son aylar zarfında m i m a r î sahada iki m ü h i m müsabaka tertiplenmiş ve ikisinde de baştan sona ka- dar, Güzel Sanatlar Akademisinden yetişen mimarlar derece ve m ü k â f a t almıştır. Bugüne kadar tertiplenen- lere de göz gezdirilirse, A k a d e m i l i mimarın, Teknik Üniversitedeki meslekdaşından asla geri, kalmadığı, bilâkis, çok defa onu geçtiği kolayca görülür. O halde A k a d e m i l i m i m a r ı hor görmek neye?

İşitiyoruz ki, Akademideki m i m a r î şubesini lâğv- ederek, Teknik Üniversitenin m i m a r î koluna bağlamak temayülü, Maarif Vekâletimizde gittikçe artmakta imiş.

Akademimize dirsek çevrilişine bakılırsa, b u n a inanı- lır. A m a t a h a k k u k ettiği takdirde de, m i m a r l ı ğ ı bir A- kademinin kucağından alıp, bir fakültenin dizlerine o- turtmamıza, b ü t ü n sanat âleminin güleceği de muhak- kaktır. Eğer birleştirme m u t l a k şart ise - k i b u n a asla l ü z u m yoktur . aksi istikametin tutulması, niçin akla gelmiyor şaşarım. Teknik Üniversitedeki genç m i m a r namzedi dostlarım alınmasınlar, ben, m i m a r î gibi gü- zel sanatların en m ü h i m unsuru olan bir zarafet ko- lunun, bir akademinin çatısı altında daha rahat nefes alacağına, daha kolay gelişeceğine inanıyorum. Tec- rübeler de b u n u gösterdiği gibi, garp da buna iman et- miştir. Genç Maarif Vekilimizden, yetiştiği ocağın te- sirlerinden biraz sıyrılıp, mütevazı Akademimize de güler yüz göstermesini istesem, b i l m e m çok m u olur?

(24)

Kalaba camii

(25)

K A L A B A C A M İ İ ( A N K A R A )

Yüksek M i m a r : Abidin M O R T A Ş ve Hüseyin K A R A

1944 yılında A n k a r a d a n Keçiörene giden asfalt kenarında Kalaba köyünde yüksek kayalar üstt'jrıde yerli tüccarlardan m e r h u m Naşit Toygar tarafından bir cami inşası düşünülmüştü.

Y a p ı sahibi, bu işe (200) bin lira tahsis ettiğinden binanın mikyası ve inşası ona göre yapılmıştır.

Saha kayalık olduğundan temel tesviye betonu ü- zerine camiin beden duvarı ve minaresi kesme Ankara taşından; minare korkuluğu, son cemaat mahalli par- maklığı, pencere şambranları ve silmeler beyaz leski taşından yapılmıştır.

Camiin döşemesi kenarları mermer, ortası ahşap

kaplıdır. Duvar lambirisi K ü t a h y a çinisi olup (3) met- re yüksekliktedir. Süpergelik on santim; lambiri kor- nişi beş santim mermerdendir.

Minareye camiin dahilinden çıkılmaktatır. Basa- m a k l a r ı A n k a r a taşından olup her basamak beden du- varını teşkil etmek üzere inşa edilmiştir.

Camiin plânı, 12.00X 17.00 dır. Son cemaat ma- halli 5.00X 12.00 dır. K u b b e (8) santim kalınlığında çift teçhizattı betonarmedir. K u b b e duvar, üzerinde o- turduğu kısımda dafıayı almak üzere betonarmeden kasnak kirişi yapılmıştır.

Camiin statik hesabı Yüksek Mühendis Nurettin

(26)

Camiin plân; iç görünüşü ve batı cephesi

(27)
(28)

mmM

M ı h r a b v e M i n b e r Duvarlar Kütahya çinisi kaplıdır.

Kalaba Camii

Y. Mimar Abidin Mortaş ve Hüseyin Kara

Evin tarafından yapılmıştır. Kıblesi, Profesör Fatin Hoca tarafından mahallinde tesbit edilmiştir. Minare- ye camiin içinden merdivenle çıkılır. Sert ağaçtan ya- pılmış balkon kısmı vardır. Cephelerin de, üçer adet olmak üzere on iki adet renkli camlı alçı penceresi vardır.

Kubbe, mihrab, minber ve levhadaki yazılar, hat- tat H a l i m tarafından yazılmıştır. Camiin ihtisas istiyen mihrap, minber, renkli camlı alçı pencereler, kurşun kaplama, dahilî kubbe ve alika kısımlarındaki nakış işleri İstanbuldan bilhassa getirilen tecrübeli Türk iş-

çileri tarafından yapılmıştır.

Y a p ı sahibi camiin m e v l ü d ü n ü okuttuktan on beş gün sonra vefat ettiğinden kubbede bırakılan zincire uygun bir avize takılamamış ve bahçeye düşünülen şadırvan yaptırılamamıştır.

Bilâhare, veresesi, m i m a r l a r ı n a danışmadan kub- beye münasip olmayan bir avize ve bahçeye şadırvan yaptırmışlardır.

Bu cami, Ankarada M i m a r Sinanın yapmış olduğu Kurşunlu camiinden sonra ikinci kubbeli camidir.

(29)

S A N A T H A K K I N D A D Ü Ş Ü N C E L E R

Çeviren: Y . M i m a r Naci M E L T E M

«Mimari bir milletin sağlam dü- şünüş kudretinin vekar ve ciddiye- tinin en emin bir ifadesidir.»

Renan

Fonksiyon ve sanat — Sanat — Mimarî ve fonksiyon — Faydalı şey ve sanat.

1 — Fonksiyondan bahsederken üç buudlu eşya- nın anlaşılacağı tabiidir.

Nazariyat fonksiyona t a k a d d ü m eder. Tasavvur edilen şeyler, kat'i bir bilgi dairesi içine girmiş demek-

tir. Sanatta tasavvurat ve derunî hisler serbest surette harekettedirler. Sanata bazı şartlar tahtında tesir yap- mak istiyen âmiller sanatın dışındadır. İlmî bilgiler, bazı maddeleri bazı şartlar dahilinde k u l l a n m a y a ic- bar etmek suretile sanatkârın istidadından başka bir şeye tâbi değildir.

Harekât noktası mücerret olan sanatın h u d u d u yoktur: O n u n gayesi tamamiyle müşehhas ve gayri ka- bili isbat olan güzelliktir. Şu halde sanat fonksiyona tâbi olmayıp müstakildir. Böyle olmasına rağmen sanat ile fonksiyonun karışması müstebit bir haleti ruhiye içinde ziyadeleşen fennî düşüncenin lehinde olmak ü- zere sanatı ortadan k a l d ı r m a k istidadını göstermekte- dir.

«Fonksiyon bir şekil yaratır» gibi bariz bir haki- katten «fonksiyon şekli yaratır», yani sanat yaratır gibi mutaassıp bir nazariye ortaya atılmıştır.

Filhakika fonksiyon bir şekil yaratır, fakat her şekil bir sanat başarısı değildir. Fonksiyonun tayin et- tiği müvazeneden ileri gelen maddî veya ilmî bir şe- kil mevcuttur.

Ancak bu şekil, vazıh kanunların eşyanın tâbi ol- duğu şeraitin tesirinde olup bizzat kendisi bir tâbi- dir. B u şekil, sanatın h a k i k î ve canlı olan şekli değil- dir. Sanat zaviyesinden bu şekil cansız ve biçimsizdir.

2 — Sanat bir hakikatin isbatsız olarak insana görünmesidir. Sanatın esası gayri kabili isbat olmasın- dadır. O n u n isbat edilir bir şey olmaması bu sebepten dolayı kendisinin m a n t ı k ve tenkitten kurtulmasını icap ettirmez. Sanat b ü y ü k veya ehemmiyetsiz maddî kayıtların fevkindedir. İnsanın bediî maksatlara tâbi k ı l m a k istediği münasebetler intizamsızlığa düşünce

sanat ölür, bu takdirde şekilsizlik ve ruhsuzluk kalır.

Fikrî unsurları isbat edilebildiği için sanatın m a n t ı k ve hakikate sahip olduğu doğrudur.

Nazariyeler ne sanat yapar, ne de sanatkâr mey- dana getirirler.

Sanat fonksiyona tâbi olmayıp müstakildir.

3 — A h l â k î güzellik bediî sınıftan olmadığı gibi faydalı güzelliğin de güzel sanatlar ile alâkası yoktur.

Modern nazariyeler ilim ile sanatı yekdiğerine ka- rıştırdığı için kendisinden beklenen faydayı temin e- den şeyin güzel addedilebileceği iddia edilmiştir.

Her nazariyenin ö m r ü uzun olur. Bunlarda dai- m a bir miktar m a n t ı k ve hakikat b u l u n d u ğ u da aşi- kârdır.

Filıakika hoşa giden eşyada fikrî ve amelî bir ir- tibat buluyoruz. Çalışan işçinin eline uygun gelen âle- tin de güzel addedileceğini ileri sürenlere tesadüf edil- memiş değildir.

Buradaki güzellik m e f h u m u imalât mükemmeli- yeti olup b u n u n bediî güzellik ile bir alâkası olmıya- cağı aşikârdır.

4 — M i m a r î fonksiyona ilâve edilmiş bir şey ol- madığı gibi fonksiyonun da tabiî değildir, Fonksiyo- n u n bittiği yerde m i m a r î başlar. Bediî bir güzelliğe sa- hip olan inşaat artık mimaridir.

İnşaat fonksiyon, mimarî ise şiirdir.

Yazımıza İsviçreli b ü y ü k edip R a m u z ' u n m i m a r î h a k k ı n d a k i şu düşüncesi ile nihayet veriyoruz. -

«Bir milletin medeniyeti mimarisi ile anlaşılır.

Mimarî, cemiyetin hissiyatının, düşüncesinin, inancı- nın, hattâ bizzat cemiyetin ifadesidir. B u cemiyet bir şeye inanmaz, bir şey düşünmez ve hissetmez ise o ce- miyetin artık bir mimarisi de olmaz. O zaman cemiye- tin yeniden yaşama gayesini bulması ve tekrar yaşa- mağı öğrenmesini beklemek lâzım gelir. B u takdirde ce- miyetin tekrar mimarisine kavuşması m ü m k ü n d ü r . »

(30)

Apartmanın görünüşü.

(31)

Foto: SENDER

İ L B A Y A P A R T M A N I ( B O M O N T İ ) Y. M i m a r : İstapan A R A T A N

Sabık A n k a r a Şehremini Y. Mühendis Bay Asaf İlbay'a ait olan bu apartman İstanbulda, Bomonti, Ha- lâskâr Gazi caddesinde A t a t ü r k İ n k ı l â p Müzesinin ya- nında inşa edilmiştir.

B i n a n ı n inşaat sahası 235 m2 olup, her katında iki dairesi b u l u n m a k üzere 16 dairesi vardır.

Bodrum katında ,cadde tarafı toprağa fazlaca gö- m ü l ü b u l u n d u ğ u n d a n bu kısma, k ö m ü r l ü k , kalorifer dairesi alınmış, bahçe tarafına ise iki adet k ü ç ü k dai- re ile bahçeye geçit ve çamaşırlık tertiplenmiştir.

Komşu binaların derinliklerinin az oluşu, bu a- partmanın da onlara bağlı olarak fazla derin olmama-

sını icap ettirmiş, binanın İnkılâp Müzesi ile birleşen kısmını geri çekmek mecburiyeti hasıl olmuştur.

Binanın derinliği az olmasına rağmen, p l â n terti- binde odalara ve servis kısımlarına kâfi eb'at veril- miştir.

Binanın maliyeti. — İnşaat betonarme karkas o- larak, duvarlar Büyükdere tuğlasının iyi cinsi ile ya- pılmış, salonların döşemesi gürgen parke, mozaik dö- şemeler beyaz çimentolu renkli mozaikten yapılmış, banyolarda seramik çini kullanılmıştır.

B u şartlar altında binanın maliyeti (kalorifer, a- sansör ve sıcak su tesisatı hariç) götürü olarak 220.000 liradır.

(32)
(33)

Güney sahilinin kuşbakışı görünüşü. John Lansdell tarafından yapılmıştır.

1951 Y I L I İ N G İ L T E R E F E S T İ V A L İ N İ N M İ M A R İ S İ

Official Architect, Mart 1950 sayısından

Battersea P a r k ' m güzelliğine ve yahut Poplar'daki mimarinin gösterişine rağmen 1951 sergisinin merkezi güney sahili olacaktır. Burada bulunan daimî iki bina- dan biri Shot kulesidir ve 1789 danberi bir deniz ke- narı işaret kulesidir, diğeri ise konser salonudur ki, ha- len L.C.C. nin başmimarı Mr. Matthew'in plânına göre yeniden inşa edilmektedir. Bu binanın bundan sonra en aşağı 160 yıl daha kuruluş gayesine hizmet edece- ğini tahmin etmek yanlış olmaz. Plânlar ve perspek- tifler çıktıkça, iskeleler, pavyonlar, pilonlar ve eğlen- ce bahçeleri henüz bilfiil meydana çıkmadan serginin şekli ve İngiliz terakkiyatınm nasıl anlatılabileceği hakkında bir fikir edinmek m ü m k ü n olabilmektedir.

Wesminister, Hungelford veya Waterloo köprüsünden geçenlerin gördüğü gibi, sergi henüz bir şekil almış de- ğildir, konser salonunun duvarları her gün biraz daha sür'atle yükseliyor; muazzam keşifler kubbesinin için- deki galerilerin beton ayakları meydana çıkmıştır;

pavyonlardan çoğunun temelleri atılmış veya yerleri tayin edilmiştir. Y e n i nehir rıhtımı üzerindeki inşaa-

SHOT KULESİ. Aşağıda balkonu, yukarıda fener ve şemsiye şek- lindeki radyo teleskop tertibatı.

Plânı yapanlar: Hugh Casson ve James Kardner.

(34)

FK8TIVAL OP BRITAIN 1951

1 — Giriş yerindeki sundurma (Canopy)

2— İnformasyon, postahane v.s..

3 — Lokanta

4 — Waterloo tarafındaki giriş ka- pısı, yer altından giriş için Escalator Hail

5 — Britanya ülkesi 6 — Memleket 7 — Tabii kaynaklar 8 — Sanayi

9 — Lokanta (Hususî teşebbüse tah- sis edilebilecek)

10 — Denizcilik ve Gem cilik 11 — İht ralar kubbesi 12 — Nakliyat

13 — Lokanta ve Bailey Köprüsü giriş kapısı

14 — Şakulî Cephe (Hususi teşeb- büse tahsis edilebilecektir) 15 — İskele

16 — İdare ve Chichley caddesi gi- riş kapısı.

17 —İngiliz halkı.

18 •— Karakter ve gelenek.

19 — Kahvehane.

20 — F İm ve Televizyon.

21 — Telesinema.

22 — Lokomotif sergisi.

23 — İdare.

24 — Evler ve bahçeler.

25 — Kreş.

26 — İdare ve Dükkânlar.

27 — L.C.C. Konser salonu.

28 — Deniz kenarı.

29 — Lokanta.

30 — 1851 pavyonu.

31 — Shot kulesi.

32 — L.C.C. Konser salonuna giden köprü

33 — Waterloo köprüsünden giriş Köprü

Yeni okullar Aşağı sergi.

34 — Kahvehane.

35 — Sağlık.

36 — Lokanta.

37 — Spor.

38 — İskele.

tın 1950 eylülüne kadar biteceği; 1951 yılının başların- da b ü t ü n pavyonların dahilî dekorasyon için hazır bir hale geleceği tahmin olunmaktadır. B u dahilî m i m a r î serginin mimarisinde görülen stil ve malzeme çeşitle- rine yeni temaşa zevkleri ilâve edecektir.

Y o r k yolundaki giriş ve çıkış yerlerinde polislerin mevcudiyeti ve Hungerford demiryolu köprüsünün ser- gi yerini ortadan ikiye bölmüş olması komitenin plânı- n ı ve teşhir şeklini b ü y ü k mikyasta değiştirmesine se- bep olmuştur. Belli başlı giriş yerleri şuraları olacak- tır: Waterloo yeraltı istasyonundan gelen Y o r k yolu ü- zerindeki köprü; nehir üzerinde Northemberland Ave- nue bahçelerinden gelen Baily köprüsü; nehirden ge- lenler için Şehir Meclisi altına muvakkaten konulacak olan bir iskele; kara yolu olarak Chicheley caddesi ve Waterloo yolu. Son iki girişten doğrudan doğruya kon- sen salonuna girilecektir. Komite serginin ikiye ayrıl- mış olan sahasından serginin tarihini de ikiye ayırıp a n l a t m a k suretile de istifadeye karar vermiştir: Hun- gerford köprüsünün yukarısında kalan pavyonlar Ül- keyi, b u n u n altında kalan kısım da m u h i t i ve faaliyet- leriyle beraber h a l k ı anlatacaktır.

Thaemes nehrinden dört acre'lık bir saha elde e- dilmiş olmasına rağmen serginin bütün sahası 27 acre'ı geçmemektedir. 1937 Paris sergisi 220 acre ,bu sergi- yi takiben ertesi sene açılan New Y o r k sergisi ise 1200 acre'lık bir saha işgal ediyordu. Binaenaleyh festival komitesi gayet m a h d u t bir saha dahilinde çalışmak mecburiyetindedir. F i l h a k i k a h a l k ı n b u g ü n k ü alâka- sızlığının yerini şiddetli bir istek alırsa ve tahmin e- dildiği gibi yabancı ziyaretçiler de gelirse bu hal zaru- rî olarak izdihama yol açacaktır. G ü n ü n hareketli sa- atlerinde Waterloo istasyonundan geçenler 1951 mayı- sından Eylülüne kadar devam edecek olan festival ay- larını biraz endişe ile beklemektedirler.

Serginin t a m a m ı n ı n ancak bir günde görülebile- ceği tahmin edilmektedir.

Vasatî tipik bir ziyaretçi plânda 4 numara ile gösterilen ve deseni Gordon Tait tarafından yapılmış olan kapıdan girdiği zaman b ü t ü n sahayı ve nehre ka- dar uzanan ve çeşit çeşit sular,, bahçeler ve çeşmeler- le süslenmiş olan manzarayı görecektir. B u kapı bir toprak zemin, bir asma kat ve bir de birinci kattan ibaret olacaktır. Kısmen beton, kısmen çelik olarak

(35)

1951 İngiltere festivalinin en şayanı dikkat binası -İhtiralar kubbesi» nin plân. kesit ve kubbe inşaatının görünüşü...

Mimar Ralph Tubbs.

(36)

yapılacak ve kaplama tahtadan kemerlerin üzerine ko- n u l m u ş bir damı bulunacaktır. Sonra ziyaretçi 5 nu- maralı pavyondan, 9 n u m a r a l ı pavyonda biraz istirahat edip dinlendikten sonra 12 numaralı pavyona kadar gidecektir. Serginin iki kısmının giriş yerleri de çifter konik şekilde sundurmalı (canopie) olacaktır. Bunla- rın projesini H. T. Cadbury yapmıştır. Kendisi ayni za- manda 5rve 17 n u m a r a l ı Ü l k e ve H a l k pavyonlarının da projelerini yapmıştır. Birinci. Birinci katında bir galerisi bulunan ve bir Hollanda çiftliği stilinde yapıl- mış olan 6 n u m a r a l ı köy pavyonu da Brian O'Rorke tarafından yapılmıştır. B u bina haricen ondüle am- yant, kanaviçe, havalandırıcı vedekoratif levhalarla örtülecektir (50 kadem yükseklikte, plândaki ölçüye göre 100X250 kadem mesahasında olacaktır).

Projesi M i m a r l a r Kooperatifi tarafından yapılmış olan 7 n u m a r a l ı Tabiî K a y n a k l a r Pavyonu kısmen toprak altında olup 80 kadem kare kadar bir yer işgal edecektir. Üzerinde 70 kadem kadar yükseklikte be- ton ehram bulunacaktır.

Projesi H . J . Reisenberg ile beraber G. Grenfell Baines tarafından yapılmış olan 8 n u m a r a l ı Sanayi Pavyonu haricen cam, ondüle amyant ve tuğla levha- larla örtülmüş uzun çelik bir bina olacaktır.

İngiltere tarihinde b ü y ü k bir yer işgal eden de- nizcilik ve gemicilik, 10 n u m a r a l ı pavyonda gösteri- lecektir. Pavyonun resmini Basil Spence yapmıştır. Bu pavyon yumuşak çelik iskeletten 40 kadem yükseklik- te, 50 kadem genişlikte ve 300 kadem uzunlukta olarak inşa edilecektir. A y n i zamanda toprak seviyesinden 12 kadem yükseklikteki bir k ö p r ü ile bağlanacak olan m u n z a m bir kısmı da ihtiva edecektir. Pavyon kısmen a l ü m i n y u m , kısmen amyant ve kısmen de kaneviçe ile örtülecektir.

H i ç bir pavyon R a l p h Tubbs'ın 11 n u m a r a l ı İhti- ralar Kubbesi kadar seyircinin üzerine tesir etmiye- cektir. A l ü m i n y u m ile kaplanmış olan bu yuvarlak pavyona yukarıdan bakıldığı zaman bir sirk çadırını andıracaktır. B u pavyonun 1851 sergisindeki Kristal Saray gibi hususî bir dikkati ve hayreti çekecek şekil- de olması arzu edilmiştir. M i m a r , dahilî hiç bir destek olmadan Royal Albert Hall'ın dört misli b ü y ü k l ü k t e bir sahayı kaplamak istemiştir. K u b b e 365 kadem kut- runda dünyanın en b ü y ü k kubbesi olacaktır. K u b b e saçağa kadar 45 kadem, zirveye kadar da 93 kadem olacaktır. M i m a r , ayni zamanda hararetten dolayı vu- kua gelecek 3 inçlik genişlemeyi ve 200 ton satıh taz- yikine m u a d i l bir rüzgâr tazyikini de hesaplamıştır.

K u b b e n i n altındaki galerilerde İngilizlerin keşif ve ihtira sahalarındaki başarıları gösterilecektir. Fizik, kimya, modern araştırmalar, astronomi âletleri meş- herlerini ve ayni zamanda radyo-astronomideki son gelişmeleri ve ilmî biyolojik araştırma âletlerini ihti- va edecektir.

Ziyaretçi serginin birinci kısmını bitirdikten son- ra 13 n u m a r a l ı pavyonda istirahat edecek ve yahut Baily köprüsünün üzerinden nehri geçecektir. Eğer bacaklarında kâfi derecede kuvvet kalmışsa gezinti- sine devam ederek 17 sayılı İngiliz H a l k ı pavyonuna girecek ve 18 n u m a r a l ı pavyondan 37 sayılı pavyona kadar gezecektir. Bu kısma giriş pavyonu, yani 18 nu- maralı pavyon, R. Y. Goodden ile R. D. Russell tara- fından yapılmış ve burada İngiliz karakteri ile gelene- ği belirtilmeğe çalışılmıştır. Bu müstatil binanın ta- vanı kısmen m ü n h a n i olacak, duvarları metal tel üze- rine p ü s k ü r t ü l m ü ş çimento ile kaplanacaktır.

21 n u m a r a l ı pavyon, deseni Wellcoates tarafın- dan yapılmış bir tele-sinemadır. P l â n d a 22 ve 23 nu- mara ile gösterilmiş olan pavyonlar ise halen mevcut bir döner tabla ve idare binası üzerine kurulacak olan bir lokomotif sergisidir.

24 n u m a r a l ı pavyon evler ve bahçelerdir, desen Bronik Katz, F.S.I.A., ve R. Vaughan, A.R.I.B.A. nın- dır: A m y a n t levhalarla kaplı ince boru şeklinde çelik bir iskeletten yapılmış bir bina olacaktır. B u n u n ya- nında deseni Deniş Clarke H a i l tarafından yapılma bir kreş aile pavyonu bulunacaktır. Eric Brown ve Peter Chamberlin'in desenini yaptıkları 28 n u m a r a l ı sahil pavyonu ise denizcilik ve gemicilik pavyonunu tamam- layacaktır. Sahil pavyonunda deniz kenarındaki eğlen- ce yerleri ve k ü ç ü k balıkçı limanları gösterilecektir.

Sergide konser salonu ile deniz kenarı arasında bir te- ras bulunacaktır. 31 n u m a r a l ı pavyon H u g h Casson ve James Gardner tarafından değiştirilmiş b u l u n a n halen mevcut shot kulesi olacaktır. K u l e n i n üzerine bir fe- ner tertibatı ile radyoteleskop konulacak, etrafı da de- koratif bir balkonla çevrilecektir. B u n u n yanındaki bir pavyonda da geçmiş tarihi ve cenup sahilinin ge- lecekteki p l â n ı gösterilecek ve bilhassa 1851 sergisine hususî bir yer ayrılacaktır.

Diğer pavyonlar eğitim, sıhhat ve spor ve bir res- torana tahsis edilecek, pavyon 36 ve Waterloo köprü- süne kadar gidecektir. B u pavyon bir dok kenarı kah- vesi, bir nehir kenarı lokantası, spor pavyonu ve Wa- terloo köprüsü girişi Maxwell Fry ve J a n e Drew ta- rafından yapılmıştır.

(37)

Delhideki İne. eamiinln uzaktan görünüşü

H İ N D İ S T A N ' D A K İ M O Ğ O L A B İ D E L E R İ

Yazan: M ü l k R a j A n a n t

Moğol hakanları devrinden k a l m a ilk b ü y ü k mima- ri âbide, H u m a y u n u n türbesi, oğlu Ekber tarafından inşa edilmiştir. Bu m i m a r î tarzının ilk nazarda, K u t u p binalar grupu ile başlayıp Lodi mezarları ve Şîr Şahın Şahsaram'daki türbesiyle devam eden gelişmenin son safhası olduğu görülür. Tabiatiyle, binanın u m u m î stili, hemen hemen tamamiyle H i n d u san'atkârlar ta-

rafından inşa edilmiş olan orijinal Pathan stilindeki binalardan ayrıdır, zira, bu türbede, H u m a y u n u n ken- disiyle beraber getirdiği Pers san'atkârlar çalıştırıl- mıştır. Mr. Havell bu türbeyi, Şîr Şahın mezarının Farslaşmış bir nüshası şeklinde tarif eder. H u m a y u n türbesi, 22 kadem irtifalı geniş ve 4 köşe bir taraça ü- zerinde k u r u l m u ş ve etrafı Acem stilinde bir kemerle

(38)

Hiııdistandakl «Kutb» camiinden bir görünüş

sarılıdır. Beyaz mermer k a k m a l ı kırmızı pomsa taşın- dan inşa edilmiştir. Sıvalar muhtemel olarak H i n d u sanatkârlar tarafından yapılmıştır. B u binada görülen taş döşenişi tarzı daha sonra ve daha m ü t e k â m i l bir tarzda Taç Mahal'ın dekorasyonlarında gerülür. Bu- n u n l a beraber binada daha o devirden itibaren yaban- cı ve yerli stil meczedilmiş olup, profesör Lethaby bu- na «Big - Wiggy» ekolünün b ü y ü k stili adını vermiş- tir.

Ekber devri :

B u n u n l a beraber inşaattaki tenevvü ve zenginlik, Ekber Şahın dehasiyle az sonra m i m a r l ı k sanatında belirecek olan inkişafa yol açmıştır. İmparatorun ta- rihnüvisi Ebul Fazıl, bizlere «Haşmetmeabm plânlaş- tırmakta olduğu muhteşem ebniyelerden, m a z l u m ve çekingenleri koruyan m u h k e m kalelerden» bahsetmiş- tir. Ekber'in m ü k e m m e l bir bayındırlık işleri teşkilâtı k u r d u ğ u bârizdir. Esasen gerek kendi devri ve gerek daha sonraları tatbik edilen m i m a r î tarzı üzerindeki tesiri gayet derin olmuş, zira şahsiyetini yeni bir ide- ale hasretmiştir. B u ise, İmparatorluğundaki b ü t ü n

kültürleri meczetmek ve Hindistanın birliğini tahak- k u k ettirmekti.

Y e n i b ü y ü k stilin inkişaf ettiği mahal Fatihpur Sikri olmuştur. B u yeni şehirde İmparator, K u b l a y Ha- n m k i n e benzer ideal bir k r a l l ı k kurmuştur. Saltanatı- nın en m ü h i m kısmında orada yaşamış ve b ü t ü n bü- y ü k binalar sağlığında bitirilmiştir.

G ö r ü n ü r d e bu şehrin i l k nüvesini teşkil eden ke- sim Kasmahal olmuştur. 260 kadem kare k u t r u n d a k i bu 4 köşe blok Agra kalesindeki kırmızı sarayın cesa- metindedir.

Divanın Has veya Taht Odası bu blok dahilinde- dir.Taht odası dört köşe bir binadır. Taht, gayet zen- gin nakışlı bir sütun üzerinde durur; ayrıca 5 katlı ve sütunları ayni derecede zengin nakışlı açık bir pavi- yon, uzun kemerler ve etrafı çevreliyen duvarlar mev- cuttur.

B u mahaldeki b ü t ü n binalardan en cana yakın ve şirini Şahın 3 gözdesi için inşa ettirdiği 3 k ü ç ü k köşktür. B u köşklere «Bîr Bal K i Beti K a Mahal»,

«Meryemin Yuvası» ve R u m î Sultananın sarayı» adla-

(39)

Hindistandaki »Kutb» Minar camiinden bir görünüş..

rı verilmiştir. Muhtemel olarak dünyanın pek az yer- lerinde bu derecede müzeyyen ve nefis stilde saray vardır.

B u n u n l a beraber blok dahilindeki en muhteşem ve güzel bina camidir. Fatihpur Sikri camisinin Doğu ve Batı cepheleri 550 şer, Kuzey ve Güney cepheleri 470 er kadem eb'admdadır. 3 kubbelidir. Avlusunda iki türbe vardır. Bunlardan biri evliya Selim Çisti'nin ve diğeri İslâm Hanındır. Selim Çişti, Cihangir'in doğu- m u n u müjdeliyen evliyadır. Ekber Şah kendisine ya- kın b u l u n m a k üzere Fatihpur Sikri'ye yerleşmiştir.

Caminin en muhteşem kısmı Güneye açılan cüm- le kapısıdır. Fergusson camii şu şekilde tarif eder: «A şağıdan seyredilince, tedricen yokuşlaşan arazi üzerin- deki duruşu ile cümle kapısı Hindistanda ve belki de dünyada en asil mabed kapılarından biridir.» K a p ı n ı n en önemli kısmı, o devirdeki H i n d u mimarisinin bâriz hususiyetlerinden biri olan yarım kubbedir.

Ekber Şah, Fatihpur Sikri'den başka Allahabad'- da da oturmuştur. B u şehirde k u r d u ğ u kale İngiliz t a h r i p k â r l ı ğ m d a n zarar görmüştür. Fakat evvelce bu kale cümlesi dahilinde «Çallis Sütun» veya 40 sütun

adı verilen gayet güzel bir köşk mevcuttu. Bu sütunlar i k i konsantrik 8 köşe şeklinde dikilmiş, iç sıra 16 sütun ve dış sıra 24 sütundan ibaretti. B u n u n üzerinde, iç kolonadin üzerine k u r u l m u ş ayni sayıda sütunlar da yükselmekte ve b ü t ü n hey'etin üzerinde muhteşem bir kubbe vardı. Ş i m d i bu âbide tamamiyle kaybolmuş, malzemesi kalenin tamirinde kullanılmıştır. B u n u n l a beraber kalenin b ü y ü k holü el'an sağlam durmakta o- lup, İngilizler burasını cephanelik olarak kullanmış- lardı. B u kısmın dahi stili bozulmuş zira dış sütunlar arasında, İngiliz stilinde pencereleri b u l u n a n bir tuğ- la duvar inşa edilmiştir. .Blok dahilindeki köşkler ve diğer tezyinat ortadan kaldırılmış, bazı kısımlar alçı ve badana ile kapatılmıştır. Fakat yapının u m u m î stili bârizdir: B ü t ü n bina 8 sıra sütunun üzerine k u r u l m u ş 4 köşe bir hol olup, etrafında çifte sıra sütunlu geniş bir veranda vardır.

Ekber devrine ait en güzel yapılardan biri, Agra'- n ı n 6 m i l mesafesinde, Secundra'da inşa edilen kendi öz türbesidir. Geniş bir bahçe dahilinde k u r u l a n bu türbeye b ü y ü k bir cümle kapısından girilir. E h r a m şeklindeki türbe binası, bir kaide üzerinde, bahçenin

(40)

tam ortasmdadır. 320 k a d e m u z u n l u ğ u n d a ve genişli- ğinde olan alt k a t ı n irtifaı 30 k a d e m d i r . Her bir cephe- de b ü y ü k onar k e m e r b u l u n u r . M e t h a l i n ortasında m e r m e r mozaikler vardır. B ü y ü k taraçanın üzerinde bir dil'ı 150 k a d e m e b ' a d m d a olan beyaz m e r m e r dört köşe bir y a p ı d u r u r . İç d u v a r l a r ı en nefis cinsten oy- m a m e r m e r d i r . B u k ı s m ı n içerisinde m e r m e r sütunlar- la çevrili b i r m a h a l l i n ortasında, y ü k s e k bir kaide ü- zerinde E k b e r ' i n mezar taşı d u r u r . M e r m e r taş muh- teşem arabesklerle süslüdür. B u taşın altında nis'oe- ten daha basit bir mezar taşı daha b u l u n u p , asıl tür- be b u n u n a l t ı n d a k i m a h z e n d i r .

B u o r i j i n a l b i n a n ı n stilinin h a n g i m i m a r î tarzın- dan m ü l h e m o l d u ğ u n a dair birçok t a h m i n l e r yürütül- m ü ş t ü r . B a z ı kimseler b u stilin k a d î m Budist stile d a y a n d ' ^ ı n ı söylemektedirler. Fergusson bu y a p ı y l a M a h a v a l l i p u r a m ' d a k i b ü y ü k R a t h arasında benzerlik b u l m u ş t u r . K a n a a t i n c e b u türbe İslâm k r a l l a r tarafın- d a n H i n d i s t a n d a inşa edilmiş âbidelerin en b ü y ü k l e r i arasındadır.

Cihangir devrinde :

E k b e r ' i n oğlu C i h a n g i r , babasının geleneklerini daha m ü t e v a z ı bir şekilde y ü r ü t m ü ş t ü r . D e v r i fırtına- l ı l ı geçmiş olup, u z u n m ü d d e t m u a y y e n bir san'ata k u v v e t ve d i k k a t hasredemiyecek derecede fazla sayı- da güzel san'at aşıkıdır. F a k a t devrinde, başkenti itti- haz ettiği L a h û r ' d a inşa edilen i k i c a m i zevk bakımın- d a n d i k k a t e şayan olup, her b a k ı m d a n diğer M o ğ o l ca- mileriyle eşittir. L a h û r civarında Ş a h d a r a ' d a k i türbesi de zariftir. F a k a t C i h a n g i r d e v r i n i n başlıca âbidesi, Agra'da, Etmad-ul-Dola adıyla a n ı l a n türbedir. B u ya- pı, İ m p a r a t o r u n kendisi t a r a f ı n d a n inşa ettirilmemiş o l m a k l a beraber, yalnız stili b a k ı m ı n d a n değil, f a k a t b u stilde bir m e r h a l e y i işaretlediği cihetle de d i k k a t e şayandır. J a m u n a n e h r i n i n sol yakasında, 540 k a d e m i r t i f a ı n d a k i bir d u v a r l a çevrili bahçenin ortasında in- şa edilen bu t ü r b e beher tarafı 69 k a d e m e b ' a d m d a dört köşe bir k a i d e üzerinde d u r u r . Köşelerden her bi- rinde, üzerlerinde birer açık k ö ş k b u l u n a n 8 köşeli ku- leler yükselir. B ü t ü n bina t a m a m i y l e beyaz mermer- den inşa edilmiş ve her tarafı m o z a i k l e süslüdür.

B u şekil mozaiklerin, C i h a n g i r ' i n sarayında yaşa- d ı k l a r ı rivayet edilen İtalyan artistleri t a r a f ı n d a n m e m l e k e t e s o k u l d u ğ u söylenilir. Stilin menşei ne olur- sa olsun H i n d u sanatkârlar daha sonra b u tezyinat sti- l i n i benimsemişlerdir.

Şah Cihan devrindeki zarif mimarî:

Ş a h C i h a n devrinde, an'anevî inşaat tarzında de- ğişiklikler yer a l m a ğ a başlamıştır. D a h a evvelki de- virlerin g ü r b ü z ve g ü m r a h stili yerine tedricen daha zarif, ince ve hassas m u h a y y i l e n i n eseri o l d u ğ u bariz bir stil belirmeğe başlamıştır. B u n u n en t i p i k numu- nesine A g r a ' d a k i sarayda rastlanır. E k b e r d e v r i n d e k i k ı z ı l pomsa taşından inşa edilen zengin o y m a l ı dış du- v a r l a r l a Ş a h C i h a n d e v r i n d e k i beyaz m e r m e r a v l u a-

r a s ı n d a k i stil f a r k ı derhal göze çarpar. Beyaz m e r m e r a v l u d a bu krala has zarafet bârizdir. A v l ı n ı n dışında m u h t e ş e m k a p ı l a r l a geçilen bir seri iç saray dehlizleri vardır. B u hollere D i v a n ı Â m , D i v a n ı Hâs, N e b u l Kha- na veya m ü z i k salonu, R u n g M a h a l veya p e n t ü r l ü sa- lon adları verilmiştir. B ü t ü n b i n a l a r hey'etinin boyu 1600 k a d e m d i r . D o ğ u d a n B a t ı y a doğru uzanır, böylece n e h r i n , sarayın boyunca akması t e m i n edilmiştir. Bü- t ü n b i n a l a r en zengin bir tarzda süslenmiştir. S ü t u n ve d u v a r l a r d a k ı y m e t l i taşlar k a k ı l ı d ı r . H â s D i v a n ve- ya özel resmî kabullere mahsus salon o derecede nefis ve m u h t e ş e m d i r ki, bizzat İ m p a r a t o r tavana şu sözleri yazdırmıştır: « Y e r y ü z ü n d e bir cennet varsa, burasıdır, burasıdır.» Eski haliyle bu sarayın, ihtişamı itibariyle Versailles veya H a m p t o n saraylarına üstün o l d u ğ u şüphesizdir.

Tac Mahal:

A g r a ' d a k i sarayların h a r a p olmasına m u k a b i l İm- parator Şah C i h a n ' m , gözdesi M ü m t a z M a h a l ' ı n hatı- rasını tâzizen inşa ettirdiği m u h t e ş e m âbide, Tac Ma- h a l ' ı b ü t ü n i l â h î güzelliğiyle seyretmek m ü m k ü n d ü r . B i n a o l d u ğ u gibi, b ü t ü n i h t i ş a m ı ve güzelliğiyle muha- faza edilmiştir. H i n d i s t a n m i m a r i s i n i n an'anevî stili M o ğ o l sarayı s a n ' a t k â r l a r m ı n elinde olgunlaşmış ve bu âbidede canlanmıştır. M o ğ o l İ m p a r a t o r l u ğ u n u n itilâ devresinde inşa edilmiş bu sarayda Şah C i h a n ' i n Batı H i n d i s t a n ' d a u z u n z a m a n yaşamasından hasıl olan te- sirler de g ö r ü l m e k t e d i r . Her halde Tac M a h a l M o ğ o l İ m p a r a t o r l a r ı devresinin en b ü y ü k başarılarından biri- n i n timsali olmuştur.

Fergusson'un kanaatınca: « B u âbidede o k a d a r çok güzellikler bir araya gelmiş ve birbirleriyle o derecede iyi k a y n a ş m ı ş t ı r ki, d ü n y a b u n u n bir eşini bir daha m e y d a n a getiremez. Tac M a h a l , u m u m i y e t l e m i m a r î eserlere karşı en l â k a y ı t insanların üzerinde d a h i en b ü y ü k tesiri yaratacak bir âbidedir.»

Tac, beyaz m e r m e r d e n inşa edilmiş 313 k a d e m ka- relik ve 18 k a d e m i r t i f a m d a b i r taraça üzerine kuru- l u d u r . B u taraçanın köşelerinde 133 er k a d e m irtifa- m d a zarif minareler yükselir. Türbe b u p l a t f o r m ' u n or- tasmdadır. D ö r t köşedir, beher dılı 180 k a d e m d i r . Kö- şeler kesiktir. Merkezî k u b b e n i n k u t r u 58 k a d e m ve irtifaı 80 k a d e m d i r . B u n u n altında o y m a l ı beyaz mer- m e r d n e bir p a r a v a n l a çevrili h o l vardır. B u m a h a l d e M ü m t a z M a h a l ' l a Şah C i h a n ' i n m e z a r l a r ı vardır. Asıl medfen h a k i k a t t e zemin k a t t a k i m a h z e n d e d i r . B u ka- birleri örten mezar taşları oymasız düz m e r m e r d i r . M e r k e z i hol ışığını dantel şeklinde işlemeli beyaz m e r m e r p a r a v a n l a r d a n alır. B i n a d ü n y a n ı n en güzel bahçelerinden b i r i n i n ortasmdadır.. Ö ğ l e ışığı veya ay ışığı altında y a p ı n ı n u m u m î hey'eti insanda, muhte- şem ve nefis b i r m a h f a z a n ı n ortasına yerleştirilmiş ve A s y a ' n m ortasından k o p m a işlemeli bir p ı r l a n t a hissini u y a n d ı r ı r .

Referanslar

Benzer Belgeler

GÖĞÜS ETĠ VE ÜR.. GÖĞÜS ETĠ

Oturma ve yemek için ayrılan kısım veranda ile iştirakli tertip edilerek kapalı kısım (malsahipleri ar- zusu ile) asgarî ölçüde tutulmuştur.. Plân

Ruh ve sıhhat üzerinde, hayat üzerinde, kültür ve terbiye üzerinde Mimarlık eserlerinin ne tesirler yaptığını böyle hakikî mimarlık eseri olan yuvalarda yaşıyanlardaıı

oda ile yeniden ilâve edilen büyük oturma salonundan iba- Mimar manzaraya hâkim olan cihetlere yaptığı geniş balkonlar ve çatıya verdiği az ve tatlı meyille binaya cam

Büyükadada Dadilar çamlığında denize hâkim bir sırt üzerinde bu sene ikmal edilen bu köşk, etrafındaki tabiat parçasına iyi ve iddiasız bir sadelikle imtizaç ettirilerek

Siklonlar orta enlem siklonları ından daha ndan daha küçü k üçük ve daha g k ve daha g üçl üç lü ü olmaları olmalar ı yanı yan ında cephelerin bulun malalar nda

Yönetim Kurulu Başkanımız Abdulvahap Olgun ve Meclis Başkanımız Erkan Aksoy öncülüğündeki 30 kişilik işinsanı heyet, Karadeniz iş ve inceleme gezisi

REMS pres penslerinin/pres halkalarının pres konturları sisteme özgü olup, ilgili pres fi tting sistemlerinin pres konturlarına uygundur.. Böylece kusursuz, sistemle uyumlu