• Sonuç bulunamadı

Orhangazi’li 8 yurtta

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orhangazi’li 8 yurtta"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Orhangazi’li 8 yurttaş, Cargill’e af getiren 5751 sayılı yasanın, Anayasa Mahkemesi’nin yürürlüğü durdurma kararına rağmen, ikinci kez çıkarılması üzerine oylamada evet oyu kullanan milletvekilleri ve Başbakan hakkında Anayasayı ihlalden, Bursa Valisi hakkında görevi kötüye kullanmaktan dolayı suç duyurusunda bulundu.

Orhangazi’de Erol çiçek, Sedat Ata, Metin Uslu, İlker Özlük, Mustafa Sır, Cankat Taşkın, Şerafettin Aldemir ve Fuat Trak isimli sekiz vatandaş kararı onaylayan milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulundular. Yargıtay

Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadeli-taahhütlü olarak gönderilen dilekçe 15.04.2008 tarihinde Başsavcılığa ulaştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede özet olarak şu hususlara yer verildi. Anayasa’nın

başlangıcında, bu Anayasa, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunmuştur. Başbakanlıkta, 10.04.2006 tarihinde Müsteşar Yardımcısı Mustafa çETİN’in başkanlığında Başbakanlık, Bayındırlık ve iskan Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Cargill Firması yetkililerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildiği; Toplantıda, 5403 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde yer alan, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış ve tarımsal bütünlüğü bozmayan tarım arazilerinin istenilen amaçla kullanımı için Bakanlığa müracaatta tanınan 6 aylık sürenin yapılacak bir kanun değişikliği ile altı ay daha uzatılmasının şirketin izinleri yenileyebilmesine imkan vereceği ve böylece faaliyetine devamını sağlayabileceği görüşüne varıldığı ve bu görüşüne varıldığı ve bu görüşün Başbakanlık Hukuk

Müşavirliği’nin 20 Nisan 2006 tarihli yazısı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bildirilmiştir. Mahkeme kararlarının, uygulanmadığını, Bakanlar Kurulu’nca Bursa Valiliği’ne tesisin faaliyetine devam etmesi için konusu suç teşkil eden emirler verildiği; ve bu emirlerin kanunsuz emir olduğunu Cumhurbaşkanı Meclis’in Cargill için çıkardığı yasanın 6ncı maddesini tekrar görüşülmek üzere 07.12.2006 tarihinde Meclise iade etmiştir. İade gerekçelerinde, “tarımsal bütünlüğü bozmamaları” koşulu da yer almasına rağmen bunun dikkate alınmadan yasanın aynen çıkarıldığı; Anayasa Mahkemesi’nce bu yasanın yürürlüğünün durdurulması üzerine, daha önce dikkate alınmayan bu uyarının yeni yasada yapılan tek değişiklik olarak yer aldığını;Anayasa maddelerinden de açıkça anlaşılabileceği gibi yargı kararlarının uygulanmaması aynı zamanda egemenlik sorunudur. T.C. Anayasa’sına göre değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç madde içinde hukuk devleti ilkesi yer almaktadır. Bu ilkenin içi boşaltıldığında,

etkisizleştirildiğinde yurttaşların hak ve menfaatleri doğrudan etkilenmiş demektir. Üstelik bu olguda, bu tutum sistemli, sürekli bir hal almış, istisna olmaktan çıkmıştır. AİHM’nin hukuk devleti kavramına aykırı bu tip

uygulamalar “keyfi güç kullanımı” ve “yasama hilesi” olarak nitelediği; Anayasa Mahkemesi kararlarını gözönünde bulundurmak, bu kararları etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmamak yükümlülüğündedir.

Dilekçede AİHM, Amerikan Yüksek Mahkemesi kararlarına ve konuyla ilgili olarak hukukçuların görüşlerine yer verildikten sonra, ikinci defa aynı yasanın çıkarılmasının Anayasa suçu olduğu ve milletvekili dokunulmazlığının milletvekillerinin cezalandırmasına engel olmayacağı; Prof. Dr. Doğan SOYASLAN’ın şu görüşlerine dayanarak belirtilmiştir.

“Anayasanın açıkça ihlali halinde yasama sorumsuzluğunun veya dokunulmazlığının parlamenterin cezalandırılmasına engel olacağı düşüncesi ileri sürülebilir.Bu düşünce geçerli değildir.Eğer parlamenterlere Anayasayı ihlal yetkisi tanınırsa hukuk düzeni kendi kendini inkar etmiş olur. Ayrıca böyle bir düşünce parlamentere Anayasanın da üstünde yetki tanımak anlamına gelir.Bunun anlamı kraliyet yetkilerinin parlamenterlere geçmesidir.Oysa her kurumun yetki ve görevleri Anayasa, içtüzük ve kanunlarla belirlenmiştir. Hiçbir kurum kanunların üstünde değildir. Herkes

kanunlarla bağlıdır. Parlamentere düşen Anayasaya aykırı kanun yapmak yerine önce Anayasayı değiştirmektir.Bugünlerde Türkiye Cumhuriyeti bunun güzel bir örneğini yaşamaktadır.”

Sonuç bölümünde de, şüphelilerin cezalandırılmaları; hukuk devleti ilkesinin ısrarla ihlali nedeniyle, hukuk devletine karşı odak oluşturulduğu; gerekçesiyle, bu hususunda AKP’nin kapatma davasında ek iddianame ile mevcut davaya eklenmesini talep etmişlerdir.

26/04/2008 karasaban.net

Referanslar

Benzer Belgeler

Davacı, itiraz talebinin kabul edilmemesi üzerine Karlsruhe Sosyal Mahkemesine dava açmış ve Mahkemece işsizlik parasının tam olarak ödenmesi yönündeki talebi kabul

- Milli Savunma Bakanlığının verdiği cevapta; yukarıda yer verilen görüşme içeriğinde E.B.nin başvurucuya "Libya görevi için Siirt Komando Tugayı

Bilal Erdoğan: Sümeyye eve gelmiş, şimdi buraya gelecek, yanımıza gelecek, tamam babacım, hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı.. Tayyip Erdoğan: Şey

Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralla değeri belirli bir miktarın altında kalan taşınmazlar da dâhil olmak üzere malvarlığı uyuşmazlıklarına ilişkin

maddesinin üçüncü fıkrasının (1) numaralı bendinde karı ve koca ile usul ve füru, sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık

213 sayılı Kanun’da, çift defter kullanma fiilinde olduğu gibi kaçakçılık suçu ve vergi kabahatleri bakımından zamansal, mekânsal ve olgusal aynılığın (bkz. §

Dava dilekçesinde, madde kapsamına giren sözleşmelerin idari sözleşmenin tüm koşullarını taşıdığı; yargı kararlarında, idarenin özel bir kişi ile

DAVANIN KONUSU : Ülkenin ve ulusun bölünmez bütünlüğünü bozacak eylemlerle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın dördüncü