• Sonuç bulunamadı

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANAYASA MAHKEMESİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

T.C.

ANAYASA MAHKEMESİ

BİREYSEL BAŞVURU FORMU

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 59. maddeleri hükümlerine göre hazırlanmıştır.

(2)

BİREYSEL BAŞVURU FORMU I- KİŞİSEL BİLGİLER

A- GERÇEK KİŞİLER İÇİN BAŞVURUCUNUN

1- T.C. KİMLİK NUMARASI :

2- ADI: 3 - SOYADI :

4- CİNSİYETİ: ERKEK : KADIN :

5- UYRUĞU :

8- YAZIŞMA ADRESİ:

9- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ a- EV :

b- İŞ : c- CEP :

ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ : AVUKATININ

1- ADI: 2 - SOYADI : 3- YAZIŞMA ADRESİ:

4- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ a- EV :

b- İŞ : c- CEP :

ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ :

6- MESLEĞİ : GÜN AY YIL 7- DOĞUM YERİ VE TARİHİ :Ankara

(3)

3 B- TÜZEL KİŞİLER İÇİN

BAŞVURUCUNUN 1- UNVANI : 2- ADRESİ :

TEMSİLE YETKİLİ KİŞİNİN 1- T.C. KİMLİK NUMARASI:

2- ADI: 3 - SOYADI : 4- UYRUĞU :

7- YAZIŞMA ADRESİ:

8- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ a- EV :

b- İŞ : c- CEP :

ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ : AVUKATININ

1- ADI: 2 - SOYADI : 3- YAZIŞMA ADRESİ:

4- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ a- EV :

b- İŞ : c- CEP :

ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ :

5- MESLEĞİ : GÜN AY YIL 6- DOĞUM YERİ VE TARİHİ :

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ Karanfil Sok. No:24/15 Kızılıy/Ankara

3 2 1 9 4 6 9 6 7 5 2

Nurullah Ankut

T.C Emekli

Konya 0 1 0 4 1 9 4 6

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok K:4 D:11 Fatih/İstanbul

02125288757 05442414329

nurullahankut@gmail.com

Pınar Akbina

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok K:4 D:16 Fatih/İstanbul

02125142671 05057829461

pinarakbina@gmail.com

(4)

4

II- AÇIKLAMALAR

A- Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:

1- Bilindiği gibi, Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleşen telefon konuşmaları 24 Şubat 2014 tarihinde internet ve basın ortamında açığa çıkmıştır. http://www.youtube.com/watch?v=Cvf4aeRLu0E internet bağlantısında yer alan konuşmaların 17-18 Aralık 2013 tarihlerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu tarihte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geniş bir yolsuzluk operasyonunu başlattığı ve bir kısım bakan ve bunların çocuklarıyla AKP’ye yakın iş adamlarının soruşturulduğu aşikardır.

Tam da belirtilen soruşturmanın kamuoyuna yansıdığı ve bu soruşturmada gözaltı ve yakalama işlemlerinin yapıldığı anda yapıldığı anlaşılan bu bahse konu kayıtlara göre yüklü miktarda paranın evden çıkarılması R.T. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında planlanıp değerlendirilmektedir.

Bu konuşmaların 1. Kısmında;

Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 08.02 Tayyip Erdoğan: Evde misin oğlum?

Bilal Erdoğan: Evet babacığım.

Tayyip Erdoğan: Sabah şeyler operasyon yaptılar, bu Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab, işte bizim Erdoğan’ın oğlu, Zafer’in oğlu, Muammer’in oğlu filan, bunların şu anda evlerinde arama yapıyorlar.

Bilal Erdoğan: Bir daha söylesene babacığım.

Tayyip Erdoğan: Diyorum ki Muammer beyin oğlu, Zafer’in oğlu Erdoğan’ın oğlu, Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab filan 18 kişiyi şu anda büyük yolsuzluk operasyonu şeyiyle evlerinde arama yapıyorlar filan falan.

Bilal Erdoğan: Evet.

Tayyip Erdoğan: Tamam mı, şimdi diyorum ki, senin evinde ne var ne yok, sen bunları bir çıkar. Tamam mı?

Bilal Erdoğan: Bende ne olabilir baba senin para var kasada.

Tayyip Erdoğan: Onu diyorum işte. Ondan sonra ben şimdi gönderiyorum kardeşini.

Tamam mı?

Bilal Erdoğan: Kimi gönderiyorsun?

Tayyip Erdoğan: Kardeşini gönderiyorum diyorum.

Bilal Erdoğan: Hı tamam.

Tayyip Erdoğan: Ondan sonra aynı şekilde o bilgiler onda var tamam mı, abinle konuş.

Bilal Erdoğan: Evet.

Tayyip Erdoğan: Onda, onu şey yapalım, amcanla filan konuş. O da aynı şekilde çıkarsın, eniştenle konuş, o da.

Bilal Erdoğan: Ne yapalım bunları baba nereye koyalım?

Tayyip Erdoğan: Belirli yerlere oralara şey yap işte.

Bilal Erdoğan: Berat’ta da var.

Tayyip Erdoğan: Onu söylüyorum işte, şimdi bir araya gelin amcanı da al, Ziya enişten de var mı yok mu bilmiyorum da tamam mı, Burak abine de hemen şey yap. Tamam mı?

Bilal Erdoğan: Tamam baba, Sümeyye yani çıkarıp, Sümeyye bana nereye götüreceğimi söyleyecek.

Tayyip Erdoğan: Ya tamam, hadi şey yap, sizinkileri düşünün aranızda eniştenle filan.

Bilal Erdoğan: Ne yapalım diye.

Tayyip Erdoğan: Evet evet, hemen irtibat kuralım saat 10’a kadar, çünkü konu…

Bilal Erdoğan: Tamam baba.

Tayyip Erdoğan: Tamam mı, irtibatta kalın.

Bilal Erdoğan: Tamam babacım.

Konuşmaların 2. Kısmında;

Tayyip Erdoğan (Ankara) – N. Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 11.17

N. Bilal Erdoğan: Baba Hasan Abi ile filan bir araya geldik, abim Berat Berat, amcam beraber, bir şeyler düşünüyoruz, bu arada bir fikir daha geldi Berat’a, bir kısmını diyor Faruk’a diğer işler ilgili hemen vereyim diyor, öbür paraları işlediği gibi işlesin zaten konuşmuşsunuz önceden, onu yapalım mı ciddi bir miktarı o şekilde halledebiliriz.

R. Tayyip Erdoğan: Olabilir.

N. Bilal Erdoğan: Tamam, öbür bir kısmını da Mehmet Gür ile ortak işe başladığımız için, bir kısmını al sende dursun, projeler geldikçe oradan kullanırsın diye verelim mi diyoruz, böylelikle azaltıp geri kalanı da başka bir yere taşıyacağız.

R. Tayyip Erdoğan: Tamam işte onları şey yapın da.

N. Bilal Erdoğan: Tamam.

R. Tayyip Erdoğan: Sümeyye geldi mi?

N. Bilal Erdoğan: Sümeyye eve gelmiş, şimdi buraya gelecek, yanımıza gelecek, tamam babacım, hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı?

R. Tayyip Erdoğan: Şey yapmanızda fayda var, tamamiyle sıfırlamanızda fayda var.

N. Bilal Erdoğan: Evet, tamamiyle sıfırlayacağız inşallah.

Konuşmaların 3. Kısmında;

Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 15.39 Tayyip Erdoğan: Sana diğer verdiğim görevler tamam mı?

Bilal Erdoğan: İşte akşam bitirmiş oluyoruz. Bir kısmını hallettik. Berat ile ilgili olan kısmını hallettik. Şimdi Mehmet Gür ile ilgili olan kısmı herhalde önce halledeceğiz. Geri kalan kısmını da artık karanlık olunca halledeceğiz.

Tayyip Erdoğan: … Bilal Erdoğan: İnşallah.

Tayyip Erdoğan: Sümeyye ne yaptı?

Bilal Erdoğan: Sümeyye de işte onları çıkardı getirdi filan, konuştuk filan.

Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı halletti mi?

Bilal Erdoğan: Verdi herhalde babacığım. İkisini de boşalttım dedi.

Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı.

Bilal Erdoğan: Evet. İkisini de boşalttım dedi ama iki taraf derken onu diyorsun değil mi?

Tayyip Erdoğan: Neyse tamam.

Bilal Erdoğan: Siz kaçta geliyorsunuz?

Tayyip Erdoğan: On ikiyi filan bulur.

Bilal Erdoğan: Yolunuz açık olsun.

Tayyip Erdoğan: Telefonlarla konuşmayın.

Konuşmaların 4. Kısmında;

R. Tayyip Erdoğan (Ankara) – N. Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 23.15

Bilal Erdoğan: Şimdi babacığım, şey için aradım. Büyük ölçüde şey yaptık. Siz mi aradınız babacığım şimdi beni?

Tayyip Erdoğan: Yoo ben aramadım. Sen arıyorsun.

Bilal Erdoğan: Gizli numaradan arandım da. Şey şimdi, Tayyip Erdoğan: Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı yoksa…

Bilal Erdoğan: Sıfırlamadık babacığım, şöyle ki, ııı, bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz. Bu şey aklına geldi Berat’ların, bu Ahmet Çalık’ın alacağı ekstra bir 25 milyon dolar kalmış. Onu oraya verip o para gelince onu şey yaparız diyorlar, üstüyle de Şehrizar’dan daire alabiliriz diyor, sen nasıl bakarsın baba?

Bilal Erdoğan: Hı, babacım.

Tayyip Erdoğan: Sümeyye yanında mı senin?

Bilal Erdoğan: Yanımda çağırayım mı?

Tayyip Erdoğan: Yok bir ses karıştı da onun için dedim.

Bilal Erdoğan: Hıı, yani 25 milyon dolar Çalık’a aktarıp, geri kalan kısımla da Şehrizar’dan daire alabilir.

Tayyip Erdoğan: Neyse nasıl şey yapıyorsanız yapın, halledin.

Bilal Erdoğan: Öyle mi yapalım?

Tayyip Erdoğan: Tamam yapın, yapın.

Bilal Erdoğan: Tamamen sıfır mı kalsın baba, yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?

Tayyip Erdoğan: Kalsın olmaz zaten oğlum, şeye öbür tarafa, Mehmet’le şey yapsaydınız onu da oraya aktarsaydınız.

Bilal Erdoğan: He onlara verdik tamam, 20 (milyon) dolar verdik.

Tayyip Erdoğan: Allah allah, ya aktarsaydınız sonra şey yapardınız.

Bilal Erdoğan: Ya ne bileyim, şimdilik bu kadar verebildik. O da zaten zor yer kaplıyor falan, başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz, bir kısmını bizim şeye verdik, işte ıı Tunç Abi’ye verdik, ondan sonra…

Tayyip Erdoğan: Tunç’a tamamını aktardın mı?

Bilal Erdoğan: (Sümeyye bakar mısın) Nereye baba?

Tayyip Erdoğan: Tunç’a.

Bilal Erdoğan: Hı?

Tayyip Erdoğan: Tunç’a diyorum, tamamını aktardın mı?

Bilal Erdoğan: Ya sormuşlar, 10 milyon Avro alabiliriz demişler herhalde.

Tayyip Erdoğan: Neyse bu kadar şeyleri konuşma şeyde, böyle de olsa konuşma.

Bilal Erdoğan: Tamam biz hallediyoruz o zaman.

Tayyip Erdoğan: Halledin şimdi tabi ben bu akşam ben gelemiyorum, biz Ankara’da kalacağız.

Bilal Erdoğan: Tamam baba, biz hallediyoruz sen merak etme.

Konuşmaların 5. Kısmında;

Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 18.12.2013 – 10.58 Tayyip Erdoğan: Bir arayayım dedim, bir şey var mı yok mu diye.

Bilal Erdoğan: Yani herhangi bir şey yok, şeyleri, o verdiğin işleri bitirdik Allah’ın izniyle.

Tayyip Erdoğan: Tamamen sıfırlandı mı?

Bilal Erdoğan: Tamamen, yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim, işte bende bir, bu ıı Samandıra’nın ve Maltepe’nin paraları vardı, 730 bin dolar ve 300 bin lira, onları da şey yapacağım bizim Faik Işık’a borcumuz vardı 1 milyon lira, ona vereceğim, üstünü de akademiye aktar diyeceğim.

Tayyip Erdoğan: Şey konuşma, açık konuşma.

Bilal Erdoğan: Konuşmayayım mı?

Tayyip Erdoğan: Konuşma, tamam mı?

Bilal Erdoğan: Tamam babacığım.

Tayyip Erdoğan: Yani, şeyi Samandıra vs. nerenin olursa olsun üzerinde tutma, yerine gönder niye üzerinde tutuyorsun.

Bilal Erdoğan: Tamam babacığım ama güncel olarak herhalde takip altındayız, güncel olarak takip edildiğimi düşünüyorum.

Tayyip Erdoğan: Biz sana ne diyoruz, ta baştan beri sana.

Bilal Erdoğan: Ama işte koruma ekibi mi yapıyor, kim takip ediyor baba bizi.

Tayyip Erdoğan: Oğlum dinleniyorsunuz.

Bilal Erdoğan: Ama görüntülü de takip ediyorlarmış.

Tayyip Erdoğan: Doğrudur, şimdi işte İstanbul’da, Emniyet’te bazı şeyler şu anda yaptık.

Şeklinde ifadeler ve beyanlar bulunmaktadır.

Söz konusu bu konuşma kayıtlarının montaj olmadığı birçok uzman tarafından dile getirilmiştir. Örneğin bir dönem MESAM başkanlığı yapan müzisyen ve ses sanatçısı Attilla Özdemiroğlu, sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden Atilla Ozdemiroglu @attilao hesabından yine ses mühendisi Erdem Helvacıoğlu da facebook sosyal paylaşım sitesinden bu görüşlerini bildirmişlerdir. Bu açıklamalar ulusal basında da yer almıştır.

2- Parça parça miktarlarla bahsedilen ve evden çıkarılması planlanan nakit paranın toplamının yaklaşık 1 Milyar Doları bulduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu paranın nereden nasıl elde edildiği ve başlatılan bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında neden yok edilmesi (konuşan kişilerin deyimiyle “sıfırlanması”) gerektiği açıklığa kavuşturulmalıdır.

Yukardaki konuşmalardan anlaşılacağı üzere söz konusu bu meblağ nakit paraların meşru ve yasal bir şekilde elde edilmediği açıktır.

Yukarıda belirtilen İstanbul Başsavcılığı soruşturmasında oğlu gözaltına alınan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar 25 Aralık 2014 tarihinde basına yaptığı beyanatta :

“17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında, şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yoktur. Ancak Sayın Başbakan’ın, istediği bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabii hakkıdır ve yetkisidir. Fakat, rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle ‘İstifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayınlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul

etmiyorum. Bugün bize iki metin gönderildi. Bir tane istifa metni, bir tane de deklarasyon metni. Ben tabii ki partimi rahatlatmak isterim fakat böyle bir durumda bu işin yanlış olduğunu ifade ediyorum. Çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapılmıştır. Bu nedenle Bakanlık’tan ve milletvekilliğinden istifamı açıklıyorum. Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum”

şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu ifadeler de yukarıda belirtilen konuşma kayıtlarını doğrulamaktadır.

3- Bilindiği gibi 2001 yılında ülkenin en zenginlerinden olan Rahmi KOÇ bile, “Başbakan, bu 1 Milyar doların kaynağını açıklamalıdır.” şeklinde açıklama yapmıştı. Yine o zamanki İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet YILDIRIM da benzer açıklamalarda bulunmuştu.

Ancak o günden bugüne kadar o günün başbakanı bugünün Devlet Başkanı, hiçbir açıklama yapmadığı gibi kamuoyuna açıkladığı mal varlığında da gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğu bu konuşma kayıtlarıyla bir kez daha kanıtlanmıştır.

4- Yine Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık resmi internet sayfasında yapılan açıklamaya göre; 16 Haziran 2011 tarihi itibariyle Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (Maliyeti 10 bin TL) Taşınmazı, Banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $, 500.000 TL de alacağı olduğu bildirilmiştir.

(http://www.basbakanlik.gov.tr/Forms/_Global/_PrimeMinister/pg_PrimeMinister.aspx) Ancak ortaya çıkan ses kayıtlarında bu belirtilen miktarın çok üzerinde paranın evden derhal çıkarılmasından bahsedilmektedir.

5-Kurulan organizasyonun çerçevesi, iş adamları ve aile bireyleri ile başka bakanların dahli, yolsuzluğa ve haksız mal edinmeye konu meblağın büyüklüğü göz önüne

alındığında, anılan eylemlerin, ancak bir ÖRGÜT KURULARAK gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır.

6-Kurulan suç organizasyonuyla, 75 milyonun rızkının zimmete geçirilmesidir söz konusu olan. Sıfırlama başladıktan sonra dahi elde kalan paranın 30 milyon Avro olması,

vurgunun büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

7- İşte bu sebeple 17 Aralık'ta Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu düzenlenerek 53 şüpheli hakkında bir soruşturma başlatıldı. Bu operasyon toplumda öyle bir intihal uyandırdı ki tüm Türkiye'de yüzbinler sokaklara dökülerek bu durumu protesto etti.

8- Operasyonun ikinci dalgasında savcılığın haklarında milyar dolarları bulan soygunculuk nedeniyle dosya hazırladığı ve suçluların yakalanması için mahkemeden karar da çıkardığı halde Başbakanın İstanbul Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanına emir vermesi nedeni ile yargının bu kararını uygulanmamıştır. Bu konuya ilişkin kısa bir bilgi verelim.

“Erdoğan 2. Rüşvet dosyasını iktidar zoruyla engelledi

“Yolsuzluk Örtbas

“Başbakan oğlu Bilal’i ifadeye yollamadı, polisleri operasyona göndermedi, savcıyı değiştirdi, yandaş 7 işadamının malvarlığına konan tedbiri kaldırdı

“2. YOLSUZLUK OPERASYONU BOĞULDU

“25 Aralık’ta başlayan 2. Rüşvet operasyonu Erdoğan’ın sürece doğrudan müdahalesi ile engellendi. Başbakan, dosyada adı geçen ve ifadeye çağrılan oğlu Bilal’i kanatları altına alarak ifadeye yollamadı. Müdür Altınok yasayı çiğneyerek polisleri operasyona

göndermedi.

“7 İŞADAMINA TEDBİR KALDIRILDI

“2. Rüşvet operasyonunda adı geçen Erdoğan’a yakın 7 işadamının şirketleri için alınan tedbir kararı 3 Ocak’a kadar geciktirilip yürürlüğe konmadı. Daha sonra 13 Ocak’ta tedbir kararı tümüyle kaldırılarak, yolsuzluk dosyasında adı geçen işadamlarının malları

kurtarıldı.”(Yurt Gazetesi, 15 Ocak 2014)

9- Yapılan operasyonla ilgi ortaya çıkan tapelerin montaj olduğu iddia edildi ancak bunun doğru olmadığı da bilim insanları tarafından ortaya konuldu. "Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi, 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili

Emniyet'in tapeye (ses kayıtlarının çözüm metni) dönüştürdüğü 2593 ayrı ses kaydında 'uygunluk' incelemesi yaptı. Türkçe 2483 kaydın çözümünde, "Cümle eklemesi veya cümle çıkartması sonucu anlam bütünülüğünü bozacak değişiklik" tespit edilmedi."

"Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi, 17 Aralık

soruşturmasıyla ilgili Emniyet'in tapeye (ses kayıtlarının çözüm metni) dönüştürdüğü 2 bin 593 ayrı ses kaydında 'uygunluk' incelemesi yaptı. Türkçe konuşmaların yer aldığı 2 bin 483 kaydın çözümünde, 29 Nisan 2014 tarihli rapora göre "cümle eklemesi veya cümle çıkartması sonucu anlam bütünülüğünü bozacak değişiklik" tespit edilmedi. 100 kayıt yabancı dilde olduğundan inceleme yapılamadı. 20 adet DVD, 2 adet harici harddisk ile 12 klasörden oluşan tapelerle ilgili hazırlanan raporda Adli Fen Bilimleri Uzmanı Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner, Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürü Uzman Dr.

Timur Kaan Gündüz ile fizik mühendisleri Nurettin Ömür ve Oğuz Kasım Kara'nın imzaları yer aldı."

http://haberler.com/adli-tip-17-aralik-tapeleri-montaj-degil-6697312-haberi/

10-Tüm bu yaşananların sonunda 17 Aralık Operasyonu ile kendilerine 2014/42981 no ile soruşturma açılan 53 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, 2014/54659 karar no ile Savcı Ekrem Aydıner imzasıyla kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

11- Halkın Kurtuluş Partisi adına Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair verilen 25.07.2014 tarihli bu karara itiraz edilmiş ancak itiraz İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2017/1207 D.İş, 22.09.2014 tarihli karar ile "suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı dikkate alınarak" reddedilmiştir.

12-İtiraz ettiğimiz kovuşturmaya yer olmadığı kararı hukuki değil siyasidir. Dolayısıyla hukuka aykırıdır. Şöyle ki:

CMK Madde 160/1 uyarınca “Cumhuriyet savcısı, kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen İŞİN GERÇEĞİNİ araştırmaya başlar”

Siyasilerin konu hakkındaki açıklamalarını ve gerçek dışı spekülatif beyanlarını “veri kabul ederek” işin gerçeği (maddi hakikat) araştırması yapmaktan kaçınılamaz. Bunun ötesine geçip, siyasi yorumla “suç yoktur”, “örgüt yoktur” diyemez.

“Delillerin yetersiz olduğu”nu ise, yeni delil araştırması yapmadan, şüphelilerin aklanması için bir gerekçe olması kabul edilemez. Savcının görevi, tam da “yeterli delil”lere

ulaşmaktır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 161/1 fıkrası uyarınca “Cumhuriyet Savcısı her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.”

Yine aynı kanunu 161/4 emredici hükmü çerçevesinde “Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür.”

Özetle, savcı tüm bu araştırmaları yapmak, bilgi ve belgeleri toplamak zorundadır. Dahası, suçlananların ya da suçlananlarla bağlantılı olanların kamu görevlisi olması, suçlamalardan bağışık olmak bir yana; Cumhuriyet savcılarına suçlamayla ilgili bilgi ve belgeleri temin etmek görevi yüklemektedir.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARARINDA, TÜM BUNLAR

YAPILMADAN, MADDİ GERÇEĞİ (SUÇU) ARAŞTIRMADAN, HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ BİR GEREKÇE İFADE EDEREK ANILAN KARAR VERİLMİŞTİR.

Diyelim ki dosya ellerinden alınan önceki savcılar siyasi saikle hareket ettiler. Peki bu subjektfi durum, objektif/nesnel maddi hakikati, (suçun sübut bulup bulmadığını)

araştırmaya engel midir? Şayet önceki savcıların şahsi usulsüzlükleri mevcut ise, bundan dolayı ayrıca gerekli hukuksal yaptırımlarla karşılaşacaklardır.

Örneğin bir cinayet dosyası, savcının şahsi husumeti var diye kapatılabilir mi? Bu öznel durum sebebiyle, Cinayet cinayet olmaktan çıkar mı?

Aynı biçimde, yolsuzluk suçu da suç olmaktan çıkmamaktadır, tabi rüşvet suçu da...

Özetle, fiilin gerçekleşip gerçekleşmediği, maddi gerçeğin kendisidir. Savcının saiki, fiilin gerçekliğinin önüne konamaz.

2- Soruşturma aşamasının delillerin usulsüzlüğü ileri sürülerek şüpheli lehine

sonlandırılması, tıpkı hükmün yeniden ele alınması gibi, ancak hükme esas alınan bir delilin sahteliğiyle mümkün olabilir. Bu durumda takipsizlik kararı veren savcıların, suçlamanın dayandığı delillerin sahteliğini ileri sürmeleri gerekirdi ki, böyle bir vaka da ileri sürülmemiş, yalnızca takipsizlik kararında “delillerin ve mahkeme kararlarının hukuka uygun olmadığı” ifade edilmiştir. Yine bu ifadesine devamla “"Soruşturmanın başlangıcında verilen iletişimin tespiti kararı hukuka uygun değildir. Bu kararın hakim tarafından verilmiş olması kanun koyucunun aradığı hukuki ve fiili şartların

gerçekleştiğine dair kesin karine sayılamaz” demiştir savcı. Bu cümleyi, bir kararı eleştirmek isteyen bir müdafi kullanabilir örneğin. Ancak bu karar doğrultusunda

soruşturma yürütmekle görevli bir savcının bu cümleyi üstelik de takipsizlik gerekçesinde kullanması anlaşılabilir değildir. Anılan mahkemelerin tedbir kararları da yapılan itirazlar neticesinde kesinleşmiştir. Savcı, yürüttüğü soruşturmada verilen mahkemelerin

soruşturma tedbirlerini nasıl tartışabilir? Mahkemece verilmiş bir kararı geçersiz ilan etmek, esasen savcının görevini ihmal etme eylemi içerisinde olduğunun bir diğer göstergesidir.

Takipsizlik kararındaki “Ceza yargılamasına ters düşülerek elde edilen delillerin yargılama makamı tarafından değerlendirmeye alınmaması gerekir” tespiti doğrudur şüphesiz. Delil olarak sunulan ve suç eylemini gösteren internet kayıtlarının telefon dinlemesine dayandığı açıktır. Ancak delillerden birinin usule aykırı toplanmış olması da maddi hakikati ortadan kaldırmaz. Ya da bir delilin hukuka aykırı olması, tüm soruşturmayı, toplanmış diğer delilleri ortadan kaldırmaz. Yalnızca bu hukuka aykırı delil, hükme esas alınmaz.

CMK’nın anılan hükümleri, kolluğun yada soruşturma makamının yasal delil toplamasına ilişkindir. Dolayısıyla kolluk ya da soruşturma tarafından yasaya aykırı olarak elde edilmiş bir delilin hükme esas alınamayacağı açıktır. Ancak bu delilden hareketle öğrenilmiş bir suç şüphesi başka yasal delillerle kanıtlanabilir, ortaya çıkarılabilir olduğunda, soruşturma yürütmekten de kaçınılamaz. Diğer bir deyişle, dinleme kaydı delil değil, ancak veri kabul edilebilir. Suç şüphesi öğrenilmiş olur ve sübutu ortaya çıkarmaya yarayan başka maddi delillerle illiyet bağı kurulabilir. Ya da, bir delilin yasa dışı olması, olayda başka bir delil toplamaya engel olarak görülemez.

Buradan hareketle; Kolluk tarafından değil, basın kanalından ortaya çıkmış ve ALENİLEŞMİŞ BİR DELİL söz konusudur. Delil niteliği tartışmalı olsa da, veri ve öğrenme aracı olması tartışmasızdır. Kaldı ki şüphelilere yakınlığı ortada olan Tayyip Erdoğan “devletin kriptolu telefonlarını dinlediler” serzenişiyle tevil yollu bir ikrarda da bulunmuştur.

Sonuç olarak, ortada yürüyen bir soruşturma hasebiyle elde edilmiş bir yasa dışı delil değil, eylemin sübutuna alenileştiren ve içeriği ikrara dayalı bir kayıt mevcuttur. Bu kayıt

vesilesiyle öğrenilen olayın aydınlatılması ve başka delillerle somutlanması mümkünken, bundan sarfı nazar edilmesi soruşturma hukuku ve ilkelerine aykırıdır.

Ergenekon, Balyoz, Casusluk suçlaması, Odatv vb. davalarda öne sürülen delillerin çoğunun yasa dışı elde edildiği, üstelik de hükme esas alınan bazı delillerin TÜBİTAK, Microsoft, Uluslararası diğer kuruluşlarca sahteliğinin tespit edildiği ortadayken, mahkemelerin zorlama kararlarla ve başkaca zorlama illiyet bağları kurarak hüküm verildiği malumumuzdur. Elbette hukuksuz bir karar verilmesini istiyor değiliz, ancak başka delillerle desteklenebilir durumdaki maddi hakikat ortadadır. Mesele, bu başka delillerin siyasal sebeplerle toplanmıyor, AKP bürokratlarının korunuyor olmasındadır.

“Yolsuzluk” ve “rüşvet” suçlamalarındaki maddi hakikatin araştırılabilirliği ortadadır.

Doğrudan AKP önde gelenlerini ve onların yakınlarını sorumluluk dışı bırakan, diğer neviden suçluları ve olayları araştıracak bu “ikili hukuk” kabul edilemez. Söz konusu olan, milletin, kamunun katrilyonları bulan alınteridir, emeğidir. “Sıfırlanamayan” bunca

paranın, hukuk dışı elde edilmiş olması, tüm toplumun mağdur edilmesidir. Bu suçun mağduru toplumdur.

(5)

5 B- Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal

edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:

1) Başvuru konusu olayda AHİS'in 13. Maddesi olan başvurucunun ETKİLİ BAŞVURU HAKKI İHLAL EDİLMİŞTİR. Tüm dünyanın gündemine oturan, binlerce insanın günlerce sokaklara inmesine neden olan soruşturma konusu olay ile ilgili ne yazık ki soruşturma sonuçlandırılmamış ve hiç kimse cezalandırılmamıştır.

Buna karşı müvekkil Partinin yaptığı itiraz ""Halkın Kurtuluş Partisi'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı dikkate alınarak" reddedilmiştir.

Milyonlarca vatandaşı açlık ve yoksulluk sınırları altında yaşayan bir ülkede tüm

vatandaşları ilgilendiren ve akıllara sığmayan yolsuzlukların yapıldığı ve ülke ekonomisini ciddi şekilde etkilediği iddia edilen bir olayda müvekkil Parti üyelerinin de zarar gördüğü aşikardır. Nitekim müvekkil parti üyeleri ağırlıklı olarak işçi, emekçi insanlardan

oluşmaktadır.

İHAS’nin 13. maddesi devlete, sorumlunun soruşturulmasına, yargılanmasına ve cezalandırılmasına götürecek derinlemesine, etkili soruşturmaların yürütülmesi ve şikayetçi tarafın etkili bir soruşturma sürecine erişiminin sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir. Bu hali ile de İHAS 13. madde ihlal edilmiştir.

2) Siyasi partiler, bir ülkedeki yasama ve yürütme faaliyetlerinin, iktidar-muhalefet ilişkisinin ve diğer siyasal aktivitelerin baş aktörleridir. Bir toplumdaki her türlü siyasal görüşün temsil edilmesinde, ifade özgürlüğünün topluca kullanılmasında ve demokrasinin layıkıyla işlemesi bakımından siyasal tartışmaların gerçekleşmesinde en önemli rol siyasi partilere düşmektedir. Bu şekilde Siyasal Partiler bireylerin kendilerini temsil eden belirli düşünceler ve bu düşünceleri savunan önderler etrafında toplanması ile düşünceleri topluca ifade ederler. Bu nedenle demokratik hayatın vazgeçilmez unsurudurlar.

Anayasa'da yer alan 68. ve 69. maddelerle düzenlenen siyasal etkinliklerde bulunma, siyaset yapma hakkı ve siyasal partilerle ilgili hükümler siyasal parti kurma, partilere üye olma ve parti içinde siyasal etkinlikte bulunma hakkını kapsamaktadır. Ancak başvuru konusu karar bu hakları kısıtlamaktadır.

Bu nedenlerle, suçun mağduru tek tek bireyler olmayıp, toplumun geneli olduğunda (başvuru konusu yolsuzluk suçunda olduğu gibi), AİHS 13 kıyasen düşünülerek,

Dernekler ve Siyasi Partilerin TOPLUMU TEMSİL ETME YETİ VE YETKİSİNİN bulunduğunun kabulüyle, yasalara göre kurulmuş bulunan dernek, parti vb. toplumsal kişilerin (tüzel kişilerin), hukuksal kararlara itiraz etme olanağı taşıması gereklidir. AİHS 13 bağlamında ETKİLİ BAŞVURU, TAM DA BÖYLE SAĞLANABİLİR. Dolayısıyla müvekkil partinin, mağduru bireyler değil, toplumun kendisi olan Savcılık

Soruşturmasının toplum aleyhine olduğuna inandığı kararına, en azından toplumun bir bölümü adına İTİRAZ etmesinin uygun görülmemesi demek, ETKİLİ BAŞVURU HAKKININ İHLAL EDİLMESİ DEMEKTİR.

(6)

C- Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması:

III- BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER A- Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:

B- Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih:

1- KARARI VEREN MAHKEME/MERCİİ/ MAKAM :

2- KARARIN TARİHİ VE SAYISI:

3- TEBLİĞ VEYA ÖĞRENME TARİHİ :

1- Yukarıda açıklandığı üzere müvekkilin ETKİLİ BAŞVURU HAKKI ihlal edilmiştir.

2-Müvekkil Partinin bu süreçte SİYASET YAPMA HAKKI kısıtlanmıştır.

1) İstanbul C. Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu 25/07/2014 gün ve 2014/42981 soruşturma 2014/54659 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.

2-) Halkın Kurtuluş Partisi 05.09.2014 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara itiraz etmiştir.

3-) İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği 2014/1207 D.İş no'lu karar ile İTİRAZIN REDDİNE karar vermiştir.

İstanbul Sulh Ceza Hakimliği

22/09/2014 tarih ve 2014/1207 D. İş 17.11.2014

(7)

7 C- Başvuru mazeret nedeniyle süresi içinde yapılamamışsa buna dair açıklamalar:

1- MAZERET NEDENİ :

2- MAZERETİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ TARİHİ a- BAŞLANGIÇ TARİHİ :

b- BİTİŞ TARİHİ :

3- MAZERETE İLİŞKİN BELGELER :

IV- DİĞER BİLGİLER

A- Başvurucunun Anayasa Mahkemesi önünde devam eden bir başka başvurusu varsa numarası:

B- Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun gerekçesi:

1-TALEBİ YOK : 2-TALEBİ VAR : GEREKÇESİ :

(8)

V- SONUÇ TALEPLERİ

Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; formda belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde Mahkemeye bildireceğimi beyan ederim.

Başvurucu : Temsilcisi/Avukatı :

Tarih : İmza :

EKLER

1- Yetki belgesi veya vekâletname

2- Başvuru harcının ödendiğine dair belge

3- Nüfus cüzdanı örneği, başvurucu yabancı ise geçerli kimlik belgesi 4- Tüzel kişilerde tüzel kişiliği temsile yetki belgesi

5- Kesin karar ya da işlemin tebliğ belgesi

6- Dayanılan belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri

7- Tazminat talebi varsa uğranılan zarar ve miktarı ile buna ilişkin belgeler 8- Başvuru süresinde yapılamamışsa mazereti ispatlayan belgeler

Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterilen belgelere erişememişse bunun nedenleri ve gerekçeleri Müvekkil parti hakkındaki ETKİLİ BAŞVURU HAKKININ İHLALİ’nin giderilmesiyle, İstanbul C. Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu 25/07/2014 gün ve 2014/42981 soruşturma 2014/54659 Karar No'lu KOVUŞTURMAYA YER

OLMADIĞINA DAİR KARAR’a itirazımızın kabulünün sağlanarak, soruşturmanın devamıyla eksik delillerin toplanmasıyla usulüne uygun soruşturmanın yürütülmesinin sağlanmasını Yüksek Mahkemeden arz ve talep ediyoruz

Halkın Kurtuluş Partisi Av. Pınar Akbina

0 8 1 2 2 0 1 4

Referanslar

Benzer Belgeler

Karbonhidrat ve lipid metabolizması, İnsan neurocranium anatomisi, Hekim ve hasta ilişkisinde etik konular, Tıp alanında temel elektronik bilgi, Reprodüktif genetik, Kromozom

Diş Hekimliği Fakültesine, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği Bölümlerine, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bahçe Bitkileri ve

Sosyal Bilimler Enstitüsü-Temel İslam Bilimleri 2 Eğitim Fakültesi-Sınıf Öğretmenliği(II.Ö) 13 Eğitim Fakültesi-Fen Bilgisi Öğretmenliği 3

Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik II.Öğretim Bölümüne, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat I.Öğretim ve II.Öğretim Bölümlerine, Sağlık Yüksekokulu

Ardeşen Turizm Ve Otelcilik Yüksekokulu Turizm Ve Otel İşletmeciliği Bölümü Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi Ve

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü bünyesinde 2017 Ocak-Şubat aylarıı içerisinde açılan kurs ve

İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programı Sınıf Öğretmenliği Lisans Programı Sosyal Bilgiler

%25‟nini geçemez. - Proje süresi, yüksek lisans aşamasında en fazla 24 ay, doktora/tıpta uzmanlık/sanatta yeterlik aşamasında ise en fazla 36 aydır. c) 53003 -