• Sonuç bulunamadı

ÖĞRENME BOZUKLUKLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖĞRENME BOZUKLUKLARI"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖĞRENME BOZUKLUKLARI

Dr.F.Özgün ÖRMECİ

(2)

• İnsanları diğer canlılardan ayıran en büyük özellik öğrenmedir.

• İnsan dünyaya gelişiyle kısa sürede pek çok davranış öğrenir.

Emekleme, yürüme, koşma, öz bakım becerileri, oynama, okuma- yazma gibi davranışlar öğrenmenin sonucudur.

• Kalıtım yoluyla gelişen birtakım yetenekler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

• Ama bireyleri birbirinden ayıran en büyük özellik öğrenmedir

(3)

• ÖĞRENME; “Tekrarlar ya da yaşantı sonucu meydana gelen kalıcı davranış değişikliğidir”

• Deneyimleme sonucu değişen davranışın edinilmesi ve dolayısıyla nöral yolaklarda yeniden bağlantılanmanın (plastisite) meydana gelmesidir.

• Zamanla oluşan bu değişimleri saklamak için de belleğe ihtiyaç vardır.

Bellek ve dikkat öğrenmenin gerçekleşmesi için vazgeçilmezdir.

(4)

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

• Öğrenme güçlüğü; çocuğun okuma-yazma, matematik-aritmetik beceriler, konuşma-dinleme, akıl yürütme yeteneğini kazanma ve kullanabilmesinde yaşadığı zorluk olarak tanımlanır.

• Özgül Öğrenme Güçlüğü: 1975 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan ilk tanımına göre özgül öğrenme güçlüğü “yazılı ve sözlü dili anlama ve kullanmada temel olan bir veya daha fazla psikolojik

sürecin etkilenmesiyle ortaya çıkan dinleme,düşünme, konuşma, okuma, yazma ve matematiksel hesaplamalar yapmadaki

güçlüklerdir”.

(5)

• Çocuk sadece bilgiyi öğrenme yeteneğinde değil kendiyle ilgili ve sosyal becerilerde de zorlanır.

• Öğrenme güçlüğü olan çocuklar normal zekâ ya da normalin üstünde zekâdadır.

• Öğrenme güçlüğü olan çocukların sayısı azımsanmayacak sayıdadır ve genellikle okula başlama yaşı geldiğinde kendinden beklenen

akademik başarıyı gösteremediğinde fark edilirler.

• Öğrenme güçlüğü terimi ilk kez 1962 yılında Kirk tarafından konuşma, dil, okuma-yazma, imla, aritmetik alanların birinin ya da birden

fazlasının gelişiminde gerilik, bozulma hali olarak tanımlanmıştır.

(6)

YAYGINLIK

• Öğrenme bozukluğunun sıklığı ve yaygınlığı hakkında epidemiyolojik çalışmalar birbirinden oldukça farklıdır.

• Okul çağı çocuklarında %5 oranında olduğu ,ancak genel olarak oldukça farklı sonuçlar (%1-33) bildirildiği görülmektedir. Öğrenme bozukluğu ile ilgili yapılan çalışmalarda erkeklerde kızlara oranla daha fazla görüldüğü gösterilmiş, ancak daha sonra kızlarda da erkeklere

yakın oranda görüldüğü ileri sürülmeye başlanmıştır. Ancak halen çoğu çalışma özellikle okuma bozukluğunun erkeklerde kızlara göre daha

fazla olduğunu savunmaktadır

(7)

NEDENLERİ:

• Genetik nedenler, (Araştırmalara göre %25- 60 arası ve bu oran ikiz kardeşlerde daha sık görülüyor.)

• Gebelikte annenin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanması

• Gebelikte annenin beslenmesi,

• Doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması,

• Gebelikte annenin kullanmış olduğu ilaçlar,

• Doğumda kullanılan aletlerin verdiği zararlar,

• Doğum sonrasında meydana gelen beyinde hasar oluşturan çarpmalar, zedelenmeler,

• Uyaran eksikliği,

• Zehirli maddeye maruz kalma,

• Yakın akraba evliliği,

• Kalıtımla geçen nörolojik rahatsızlıklar 7

(8)

KLİNİK ÖZELİKLER

4 tipi vardır

1- Okuma Bozukluğu (Disleksi)

2- Matematik Bozukluğu (Diskalkuli) 3- Yazılı Anlatım Bozukluğu (Disgrafi)

4- Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Bozukluğu

(9)

• 1-Okuma Bozukluğu (Disleksi) :

• Bireyin ortalama zekâ ve eğitim düzeyi olmasına rağmen okuma başarısının geriliğini ifade eder.

• Yapılan çalışmalar bu bireylerin bilişsel düzeylerinin düşünme, mantığa oturtma, anlama gibi soyut kısımlarının sağlam hatta ileri olmasına

rağmen izole olarak fonolojik işleme süreçlerinde kelimeleri telaffuz etme ve deşifre etmede zorluklarının olduğunu göstermiştir.

(10)

• Araştırmalar disleksinin büyük oranda ailesel geçişinin olduğunu ve

gelişimsel süreçte bu çocukların dil gelişimlerinin yaşıtlarına göre daha geç yaşta olduğunu, okul öncesi dönemde ise fonolojik sorunlarla

kliniğe yansıdıklarını göstermektedir .

• Disleksinin esas sorunsalı, konuşma dilinin ve yazılı dilin (kelimelerin) fonemlerden oluştuğunu anlamakta zorlanmaları, özellikle kelimelerin küçük segmentler halinde fonemleri temsil ettiğine dikkat etmekte

zorlanmasıdır.

(11)

• 2- Matematik Bozukluğu (Diskalkuli) : Matematik bozukluğu, okuma

bozukluğuna oranla daha az bildirilmekle beraber, günümüzde artan sıklıkla tanı almaktadır. Matematik bozukluğu olan çocuk ve ergenler, sayıları rakam ve kelime olarak (iki, 2) öğrenmede güçlük, sıra ile sayı sayma, parmak hesabı ile matematiksel işlem yapma, saati okumada zorluk, çok basamaklı

problemleri çözme, sağ-sol karıştırma, düz bir çizgide yazıyı devam ettirme, matematiksel algoritmalarda zorlanma gibi belirtilerle kliniğe başvururlar.

• Okuma bozukluğu ve matematik bozukluğunun birlikte olduğu durumlarda, bu çocukların sadece matematik öğrenme bozukluğu olan olgulara göre

matematiğin her alanında sıkıntı yaşadıkları (matematiksel gerçekleri öğrenme, saklama ve geri getirme becerileri) gözlemlenmiştir. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar üzerinde çalışan belleği test etmek amacıyla sayı dizileri testi yapılan çocuklarda özellikle mikst tip öğrenme bozukluğu

olanlarda, sadece okuma bozukluğu olanlara göre daha fazla düzeyde bozukluk tespit edilmiştir .

(12)

• Okuma bozukluğu ve matematik bozukluğunun birlikte olduğu

durumlarda, bu çocukların sadece matematik öğrenme bozukluğu olan olgulara göre matematiğin her alanında sıkıntı yaşadıkları

(matematiksel gerçekleri öğrenme, saklama ve geri getirme becerileri) gözlemlenmiştir.

• Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar üzerinde çalışan belleği test

etmek amacıyla sayı dizileri testi yapılan çocuklarda özellikle mikst tip öğrenme bozukluğu olanlarda, sadece okuma bozukluğu olanlara göre daha fazla düzeyde bozukluk tespit edilmiştir .

(13)

• 3- Yazılı Anlatım Bozukluğu (Disgrafi) :

• Yazma becerisi sözel ifade edicilikle yüksek oranda bağlantılıdır.

• Kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitimle uyumsuz yazma becerisinin olması, düzensiz veya okunaksız el yazısı, yazılarında harf, sözcük ve hece atlama, ters

yazma, harf karıştırma, birleşik yazma, hece ayırma, sözcük ekleme, sözcüğü yanlış yazma ve yazım hataları ile karakterizedir.

• Disgrafisi olan çocuklarda daha başka öğrenme güçlükleri de görülebilir .

(14)

• 4- Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Bozukluğu : Bu kategori, herhangi özgül bir öğrenme güçlüğü tanı ölçütlerini karşılamayan

öğrenmedeki bozuklukları içerir.

(15)

BELİRTİLERİ :

• Genellikle okul döneminde belirtiler gösterir. Çocuğun okula başlayıp, ilk senede yaşadığı öğrenme problemleriyle dikkat çeker.

Erken çocuklukta görülen belirtilerinin bazıları şunlardır:

• Dil gelişiminde problemler, konuşmada bozukluk,

• Zaman kavramlarını anlamada zorluk,

• Kavram gelişiminde zayıflık,

• Öz bakım becerilerinin yerine getirilmesinde yetersizlik,

• Hafızada güçlük, hatırda tutamama,

• Çok hareketlilik,

• El göz koordinasyonunda problemler,

• Görsel hafızada problemler.

(16)

Okul döneminde çocukta aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir.

• Okul başarısındaki düşüklük,

• Dikkat- yoğunlaşma sorunu,

• Bellekte zayıflık,

• Düzensizlik,

• Ezberlemede güçlük,

• İşitsel–algı sorunlar,

• Mekân, gün, ay gibi zaman kavramlarında zayıflık,

• Aritmetikte zorlanma,

• Yabancı dil gibi ardışıklık gerektiren becerilerde başarısızlık,

• Duygusal olarak hassaslık, davranış problemine sahip olma,

(17)

ÖZELLİKLERİ

• Öğrenme güçlüğü çeken çocukların her birinin kendine özgü davranışları vardır. Ortak oldukları nokta ise, becerilerini kullanmada çektikleri sıkıntılardır. Genel olarak ortak görülen özellikler şunlardır:

• Dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketlilik,

• Zekânın normal ya da normalüstü olması,

• Huzursuzluk ve hareketli olmalarından dolayı gruba alınmama,

• Konsantrasyon güçlüğü,

• Kavramları ayırt etmede güçlük yaşama,

• Yönergeleri birbirine karıştırma,

• Oyunlarda sırasını bekleyememesi ve sosyal ilişkilerde sorun yaşayabilmesi,

• Yapılacak işlerin planlaması ve bir işin başarıyla tamamlanmasında güçlük yaşamaları,

• Hafıza oyunlarında başarısız olmaları, 17

(18)

• El-göz koordinasyonu gerektiren becerilerde başarısız olmaları,

• Motor becerilerde yetersizlikler görülmeleri,

• Kıskanç, huysuz ve dalgın olmaları,

• Coşku dolu ve sevecen olmaları,

• Unutkanlık,

• Kararsız olmanın yanı sıra yaratıcı fikirlere sahip olmaları,

• Görsel ve işitsel algıda problem yaşamaları,

• Akademik becerilerdeki yetersizlikleri, (imlâ hatası, okumada gecikme, işlem sırasını karıştırma gibi,)

• Konuşmada ve sözcükleri ifade etmede güçlük yaşamaları

(19)

• Ayrıca hiperaktivite de öğrenme güçlüğü grubu içinde yer alır.

• Hiperaktivitesi olan çocuklar çok hareketlidirler. Daha az oturur, hırçındır ve kolay kolay yorulmazlar.

• Hiperaktivitesi olan çocuğun dikkati dağınıktır. Okuldaki başarısı düşük olabilir. Düzensiz ders çalışır ve dağınıktır.

(20)

TANI

• 1-Öncelikle görme ve işitme problemleri dışlanmalıdır,

• 2- Zeka Testleri: Bireyin bilişsel güç ve güçsüzlüklerini ve özel eğitim ihtiyacını öngörmek için zekâ testi yapılmalıdır (Wechsler Çocuklar için Zekâ Testi, Stanford Binet vb.).

• 3- Ayrıntılı gelişim öyküsünün alınması, anne ve babada artikülasyon ve/veya telaffuz sorunu olup olmadığı, bireyin kelime bulma zorluğu olup olmadığı, kelime ve harf bilgisi düzeyi sorgulanmalıdır. Tanısal görüşmede mutlaka aile ile görüşülmeli ve aile öyküsü alınmalıdır.

(21)

• 4- Öğrenme güçlüğü için geliştirilmiş özel testlerle bireyin güçlükleri tespit edilebilir (Mangina Testi, Görsel İşitsel Sayı Dizileri Testi, Sayı Dizisi Öğrenme Testi, İşitsel Sözel Öğrenme Testi, Çizgi Yönünü Belirleme Testi, Özgül Öğrenme Güçlüğü Bataryası vb.) Hastanın dikkati, konsantrasyonu, alıcı ve ifade edici dili, sözcük dağarcığı, sözel akıcılığı, dinleme ve anlama becerisi değerlendirilir.

• 5- Psikolojik Değerlendirme: Depresyon, düşük benlik saygısı, anksiyete, davranış problemleri öğrenme güçlüğüne eşlik edebileceği için psikiyatrik

değerlendirmede bu tanılar açısından dikkatli olunmalıdır .

• Özgül öğrenme güçlüğüne sahip bireyin erken tanınması, bireyin akademik

başarısının yanı sıra hayat kalitesinin iyileşmesini sağlayacağından, bu bireylerin erken dönemde tanınması önem arz edebilir

(22)

TEDAVİ:

• Öğrenme bozukluğunun tanı ve tedavisi bir ekip çalışması gerektirir. Ekipte, dil ve konuşma terapisti, çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatrı, odyolog, göz

doktoru, gelişim psikoloğu/pedagog bulunur. Sınıf öğretmeni ve aile de tedaviye destek olmalıdır.

• Öğrenme güçlüğü tanısı alan bireylerin birbirinden farklı özellikler taşıdığı göz önüne alındığında, çocuğun güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirdikten sonra Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) düzenlenir.

• Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı, bireyin algısal, motor, dil, bilişsel, sosyal ve duygusal alanlarına odaklanıldığı, normal müfredatın içine bu etkinliklerin

(23)

• Eş zamanlı DEHB tanısı olan veya ek başka psikiyatrik tanısı olan çocuk ve ergenlerin uygun psikiyatrik değrelendirme ve tedavisinin

sağlanması ÖÖG olan çocuğun hayat kalitesini yakından etkileyeceği için bu hastalıkların tedavisi başlanmalıdır.

• Günümüzde, ÖÖG tedavisinde farklı güncel yaklaşımlar (tele- rehabilitasyon, nörorehabilitasyon) denenmektedir .

• Ancak araştırmalar en iyi sonuçların evde desteklenen, okulda özel ilgi gösterilen, uygun çevre ve koşullarının sağlandığı çocuklarda olduğunu göstermiştir .

(24)

• Anne-Babaya Öneriler:

• Bazı anne ve babalar öğrenme güçlüğünü önemsemeyerek,

çocuklarına anlayışsız davranma yoluna gitmektedir. Oysa onlara kızmadan, anlayışlı davranarak birtakım çözüm yolları bulabilirler.

• Tüm anne-babalar çocuklarının okulda ve sosyal yaşantılarındaki

başarısızlıkları konusunda ilgili ve dikkatli olmalıdır. Bunu tembellik ve yetersizlik olarak değerlendirmemelidir ve mutlaka bir uzmanla

görüşmelidirler. Erken yapılan müdahale çocuğun başarısızlık nedenlerini ortaya çıkaracak ve soruna yardımcı olabilecektir.

(25)

• Çocuğa değer verildiği gösterilmeli ve çocuk cesaretlendirilmelidir.

Kendine güven konusunda ona destek olunmalıdır.

• Ödev yapma, planlı ve düzenli çalışma konusunda ona davranış kazandırılmalıdır ve ona yol gösterilmelidir.

• Başka çocuklarla kıyaslanmamalı ve onun önemli bir birey olduğu unutulmamalıdır

Referanslar

Benzer Belgeler

1 Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’na göre ÖÖB okuma (disleksi), yazılı anlatım (disgrafi) ve matematik (diskalkuli) bozukluklarının birlikte

A’nın Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuk- lukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli-Türkçe Uyarlaması (K-SADS- PL-T) (Gökler

Örneklemimizde sosyoekonomik durum açısından önemli bir belirleyici olan anne baba eğitim düzeyi ile yıkıcı davranış bozuklukları arasındaki ilişki incelenmiş ve anne

Buna karşın, yanlış okunan kelime sayısı DEHB'nun eklendiği binişik grupta tek başına ÖÖB olan gruba oranla anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Ancak

Nitekim genel zeka düzeyi daha düşük olmasına karşın birinci olgunun Sayı Dizisi alt test puanı kısa süreli belleğinin güçlü olduğunu göstermiştir.

Bu semptom ya da defisit, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik

1970’li yıllar ve öncesinde matematik öğrenme bozukluğu olan çocuklara yönelik matematik öğretimi yapılmamış ve onlara uygun özel ortamlar oluşturulamamıştır..

Araştırma bulguları bilgi grubu(vücudu) olarak görülmektedir. Problem çözümleri, var olan bilgi grubuna ait tahmin kümesiyle çerçevelidir ve öğrenciler bununla