• Sonuç bulunamadı

Erman ÖZDEMİR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erman ÖZDEMİR"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi The Journal of Social Sciences Institute

Yıl/Year: 2019 – Kış / Winter Sayı/Issue: Ek-1 Özel Sayı Sayfa / Page: 291-310

ISSN: 1302-6879 VAN/TURKEY

Makale Bilgisi / Article Info - Geliş/Received: 22.10.2019 Kabul/Accepted: 17.11.2019 - Araştırma Makalesi / Research Article GÖKÇEADA ÖRNEĞİNDE

KÜLTÜREL PEYZAJIN KORUNMASI AÇISINDAN SAKİN ŞEHİR HAREKETİNİN ÖNEMİ*

THE IMPORTANCE OF THE SLOW CITY MOVEMENT FOR THE CONSERVATION OF CULTURAL LANDSCAPE IN GÖKÇEADA SAMPLE

Erman ÖZDEMİR Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir ve Bölge Planlama ABD, Doktora Öğrencisi ORCID: 0000-0001-5196-2590, ermanozdemir.8@hotmail.com Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem KAPTAN AYHAN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü ORCID: 0000-0001-5148-4162, cigdemayhan@yahoo.com

* Bu makale, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mi- marlığı Anabilim Dalı’nda, Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Kaptan Ayhan danışmanlığında, Erman ÖZDEMIR tarafından hazırlanan “Küreselleşen Dünyada Sakin Şehir Kavramının Doğal ve Kültürel Peyzaja Etkisi: Gökçeada Örneği” adlı yüksek lisans tezinin bir bölümünden yararlanılarak hazırlanmıştır.

Öz

Italya’da 1999 yılında ortaya çıkan ve bir koruma politikası olarak be- nimsenen Sakin Şehir (Cittaslow) Hareketinin felsefesi; özgün olmayan, iletişim- den yoksun ve sadece tüketime odaklı bir yaşamı reddetmek üzerine kurulmuştur.

Insanları sahip oldukları özgün ve geleneksel yaşam alışkanlıklarını modern bir yaklaşımla sürdürmeye davet eder. Geçmişten gelen ve koruma değeri olan tüm doğal ve kültürel ögeleri kapsayıcı politikalar içerir. Yerel üretimi özellikle teşvik eder.

Çalışma alanı; Ege Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan ve Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada’dır. Ada, önemli doğal peyzaj özelliklerinin yanı sıra, dikkat çekici bir kültürel zenginliğe de sahiptir. Geleneksel Rum mimarisi örnekleri ve yöresel ürünler (şarap, zeytinyağı) adanın korunması gereken önemli kültürel ögelerindendir. Gökçeada, uluslararası sakin şehir ağına 2011 yılında da- hil olmuştur. Bu ağın ilk ve tek adasıdır.

(2)

Bu çalışmada; sakin şehir hareketinin, kültürel peyzaj özelliklerinin sür- dürülebilirliğine katkısı Gökçeada örneğinde araştırılmıştır. Bu amaçla, sakin şe- hir manifestosunda yer alan konuyla ilgili kriterler irdelenmiştir. Yerinde yapılan gözlem ve incelemelerle, sakin şehir ilanı ve sonrasındaki süreçte kültürel pey- zajların korunmasına yönelik yapılan çalışmaların yeterlilikleri ele alınmıştır. Ça- lışma sonunda; sakin şehir unvanının Gökçeada’da istenen ölçüde etkili olmadığı saptanmıştır. Ek olarak, adada hızla gelişen turizm hareketlerinin kültürel peyzaj ögeleri üzerindeki yıkıcı etkilerini en aza indirgeyebilmek adına, sakin şehir yak- laşımı çerçevesinde çeşitli öneriler getirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: sakin şehir hareketi, kültürel peyzaj, koruma, Gök- çeada, Çanakkale.

Abstract

The Movement of Cittaslow was born in Italy in 1999 and it has been adopted as a conservation policy. The philosophy of this movement; is based on rejecting a life that is not original, devoid of communication and focuses only on consumption. It invites people to maintain their original and traditional life habits with a modern approach. It involves inclusive policies, for all natural and cultural elements from the past that have conservation value. It particularly encourages local production.

Gökçeada, which is selected as a study area is Turkey’s largest island and, it is located in the northeastern of the Aegean Sea. In addition to important natural landscape features, it also has a remarkable cultural richness. Examples of traditi- onal Greek architecture and local products (wine, olive oil) are important cultural elements of the island that should be protected. Gökçeada was joined in the inter- national slow city network in 2011. It is the first and only island in the network.

In this study, the contribution of the slow city movement to the sustaina- bility of cultural landscape features was investigated in the case of Gökçeada. For this purpose, the relevant criteria in the slow city manifesto were examined. With the observations and investigations carried out in-situ, the proficiency of the pro- jects or activities on conservation of cultural landscapes, from achieving the status of the slow city to today were discussed. At the end of the study; it was found that the title of the slow city was not as effective as expected in Gökçeada. In additi- on, in order to minimize the destructive effects of the rapidly developing tourism activities on the cultural landscape elements, various suggestions have been made within the framework of the slow city approach.

Keywords: the movement of cittaslow, cultural landscape, conservation, Gökçeada, Çanakkale.

Giriş

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, peyzajı; “Insanlar tarafından algılan- dığı şekliyle, karakteri doğal ve/veya insani unsurların eyleminin ve etki-

(3)

leşiminin sonucu olan bir alan olarak tanımlamaktadır.1 Bu tanıma paralel olarak kültürel peyzaj kavramı da çeşitli çalışmalarda tanımlanmıştır. Kül- türel peyzaj; insan topluluklarının farklı kültürel tercih ve potansiyelleriy- le, içindeki yaşadıkları doğal çevrenin onlara sunduğu şartların etkileşimi sonucu oluşur. Bu süreçte; doğal alan; ortam, kültür; etmen ve kültürel peyzaj ise somut ve özgün bir sonuç üründür (Sauer, 1925: 46). Kültü- rel peyzaj; insanların içinde yaşadıkları doğal çevrenin özelliklerine ve kısıtlarına göre oluşturdukları sürdürülebilir alan kullanım tekniklerini ve doğayla olan manevi ilişkilerini yansıtır. Kültürel peyzajların korunması aynı zamanda geleneksel ve sürdürülebilir alan kullanım formlarının de- vam ettirilmesi ve böylece biyolojik çeşitliliğin korunması anlamına da gelmektedir (Mitchell vd., 2009: 19).

Dünya Mirası Sözleşmesi; 1992’de, kültürel peyzajları tanıyan ve koruyan ilk uluslararası yasal araç olmuştur. Sözleşmede doğa ve insanın ortak eserleri olarak tanımlanan kültürel peyzajlar 3 farklı kategori altında değerlendirilmektedir:

1.Insan eliyle yaratılmış ve tasarlanmış peyzajlar: Bunlar genelde dini ya da anıtsal yapılarla ilişkilendirilmiş park/bahçe alanlarıdır.

2. Organik olarak oluşmuş peyzaj alanları: Bu peyzajlar geçmişteki sosyal, ekonomik, idari ve dinsel zorunlulukların ve doğal çevrenin özel- liklerinin bir sonucu olarak oluşmuşlardır. Iki alt grupta değerlendirilirler.

a) Fosil peyzajlar olarak da nitelendirilebilen, Oluşum ve evrim sürecini geçmişte aniden ya da zamanla tamamlamış ancak önemli özellik- leri halen görülebilen alanlardır.

b) Sürekliliği olan peyzajlardır. Geleneksel yaşam biçiminin çağ- daş yöntemlerle harmanlandığı ve halen toplumda aktif rol sahibi alanlar- dır. Kendi evrim süreçlerine ilişkin önemli materyaller sunarlar.

3. Birleşik kültürel peyzaj alanları; güçlü dini, sanatsal ve kültürel etkilerle doğal yapının birleştiği yerlerdir (Mitchell vd., 2009: 121).

Kültürel peyzajlar oluşum ve evrim süreçlerinde çeşitli bileşenler- den oluşurlar (Tablo 1). Somut bileşenler; hem doğal hem de insan yapımı formları içeren görünen alanları ifade ederken, esas olarak inançlarla şekil- lenen, bazı kurallarla kontrol edilen ve sosyal davranışlarda gözlemlenen bileşenler ise kültürel peyzajın somut olmayan yönünü temsil etmektedir.

Bağlantılar ise; bu iki ana bileşen arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkideki yön- tem ve etkenleri içermektedir (Ziyaee, 2018: 24). Somut ve soyut tüm bu bileşenlerle kültürel peyzajlar geniş bir mirası kapsamaktadırlar (Çöteli,

1 https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2003/07/20030727.htm (Erişim tarihi 01.02.2018)

(4)

2012: 75) ve tek bir ögenin değil farklı birçok oluşum ve etkinin meydana getirdiği bütünlük nedeniyle oldukça kıymetlidirler. Ancak bu çeşitlilik, özel bir koruma politikası oluşturmayı güçleştirmektedir. Peyzajlar üzerle- rindeki alan kullanım desenleriyle ayrılmaz bir ilişki içindedirler ve izole edilemezler. Ancak doğru mekânsal gelişim stratejileriyle kültürel pey- zajlara zarar veren kullanımlardan uzaklaşmak mümkün olabilmektedir (European Commission, 1999: 75).

Tablo 1: Kültürel Peyzaj Bileşenleri

BİLEŞEN ANA

ELEMAN ALT ELEMAN

Somut Doğal Topografya, hidroloji, vejetasyon, iklim vb.

Yapay Yapılar, yollar, köprüler, anıtlar, bahçeler, tarım alanları

Somut

olmayan Inançlar Değerler, görüşler, dinler, ideolojiler Kurallar Politikalar, ekonomi, enerji

Davranışlar Sosyal alışkanlıklar, yer adları, semboller, yaşam stilleri, efsaneler, hikayeler

Bağlantı Zaman/Süreç Tarih, bellek Metot ve

Teknikler Halk dansları, yerel müzikler, kıyafetler ve yiye- cekler

Kaynak: (Ziyaee, 2018: 24)

Teknolojiyle beraber artan insan etkisinin peyzajlarda yarattığı yı- kım özellikle büyük kentlerdeki tüketim odaklı yaşam alışkanlıklarının da etkisiyle, henüz özgün değerlerini muhafaza eden küçük yerleşimlerde de görülmeye başlanmıştır. Geçmişte var olan arazi kullanım formları, gele- neksel el sanatları, şenlik veya düğünler gibi etkinlikler, tarımsal üretim yöntemleri, mimari uygulamalar çeşitli nedenlerle geçerliliğini yitirmiştir/

yitirmektedir. Bu durum aynı zamanda kırsal kalkınmanın önünde bir en- gel oluşturmaktadır. Bu süreci durdurabilmek ya da etkilerini azaltabilme amacıyla oluşturulan sürdürülebilirlik temelli çeşitli politikalar ve uygula- malar mevcuttur. Ortaya çıkış nedenleri, ölçekleri ve kapsamları farklı olsa tüm bu çalışmaların ana amacı peyzajlarda koruma-kullanma dengesinin sağlanmasıdır. Sakin şehir yaklaşımı da henüz özgün değerlerini kaybet- memiş kültürel peyzajlarda, sürdürülebilir kullanımı hedefleyen ve dünya- nın birçok ülkesinde/şehrinde kabul gören ve uygulanan bir yöntem olarak literatürdeki yerini almıştır.

Italya’da fast food tarzı tüketim alışkanlıklarına karşı olarak başla-

(5)

tılan “slow food” hareketi kendisinden sonra gelen ve dünyanın birçok ül- kesinde kabul gören sakin şehir (slow city) akımına öncülük etmiştir. Sim- gesi yavaş yemek hareketi gibi salyangozdur. Italya’da 1999’da kurulan sakin şehir ağı bugün tüm dünyada 30 ülke ve 262 kenti kapsamaktadır2. Türkiye’de ilk defa, 2009 yılında Seferihisar Ilçesi bu unvanı almıştır. O tarihten bugüne 17 ilçe uluslararası sakin şehir ağına dahil olmuştur3. Sa- kin şehir hareketi; geçmişten bu yana süregelen alan kullanım formlarını, zirai yöntemleri, geleneksel el sanatlarını modern yaşamla harmanlayarak katma değer ortaya çıkarmak, üretmek, geliştirmek ve sürdürmek amaç- larını taşımaktadır. Ayrıca bireyleri, yaşamın hızlı akışında kaybettikleri, geçmişin ve bugünün kültürel değerlerine yönelik farkındalıklarını bulma konusunda teşvik eder. Bu amaçlar için oluşturulan sakin şehir manifes- tosunda, Tablo 1’de kültürel peyzajın bileşenleri olarak tanımlanan tüm kavramlar yer almaktadır. Bu manifesto yedi ana ölçüt ve bazıları başvuru sırasında yerine getirilmesi zorunlu 72 alt kriterden oluşmaktadır. Özdemir (2018: 10); bu kriterlerin sürdürülebilirliğin üç “E” (Environment=Çevre, Economy=Ekonomi, Equity=eşitlik) kuralıyla tanımlanabileceğini belirt- mektedir. Mayer ve Knox’a (2006: 327-328) göre; toprağın ve geleneksel tarımsal üretim yöntemlerinin korunması, hava ve ışık kirliliğin azaltılma- sı gibi hedefler çevre ilkesiyle ilişkilendirilebilir. Yerel ürünlerin üretimi- ni teşvik etmek, yerel pazarlar kurmak gibi etkinlikler sürdürülebilirliğin ekonomi başlığı altında yer alabilmektedir. Bu faaliyetler sonucunda yerel halk için oluşan ekonomik fırsatlar da eşitlik ilkesiyle bağdaşmaktadır.

Araştırma alanı olarak seçilen Gökçeada sakin şehir unvanını 2011 yılında almıştır. Halen dünyada bu unvanı almış ilk ve tek ada olma özelli- ğini taşımaktadır. Bu çalışma çerçevesinde; Gökçeada’nın kültürel peyzaj değerlerinin korunması açısından sakin şehir unvanının işlevselliği irde- lenmiştir. Kriterler çerçevesinde sakin şehir ilanı ve sonrasında kültürel peyzaj değerlerinin sürdürülebilir kullanımı konusundaki gelişmeler araş- tırılmıştır.

Materyal ve Yöntem Materyal

Çalışmanın ana materyali; Çanakkale Ili Gökçeada yerleşmesidir.

Ayrıca, çalışma konusu ve alanıyla ilgili yazılı literatür, alana ait çeşitli ölçeklerdeki planlar ve plan raporları, yazılı ve görsel basında alanla il- gili yayınlanmış haberler de araştırma materyalleri arasında yer almıştır.

2 http://www.cittaslow.org/sites/default/files/content/page/files/246/cittaslow_list_

june_2019.pdf (Erişim tarihi 15.07.2019)

3 https://cittaslowturkiye.org/#slayt (Erişim tarihi 15.07.2019)

(6)

Araştırma konusuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla yapılan görüş- melerden elde edilen bilgiler ve yerinde yapılan gözlemler, alınan notlar ve çekilen fotoğraflar da çalışma materyalinin bir diğer önemli kısmını oluşturmaktadır.

Çalışma Alanı

Türkiye’nin en büyük adası (290 km2) durumunda olan Gökçe- ada; Türkiye’nin en batısında, Saroz Körfezi’yle, Çanakkale Boğazı’nın arasında, Ege açıklarında yer almaktadır (Şekil 1). Adada beşi geçmişten beri var olan dokuz köy yerleşmesi vardır (Şahin, 2015: 285). Hüryılmaz’a (2006: 17) göre Gökçeada’nın iklim özelliği Akdeniz ikliminin baskın olduğu, yüksek kesimlerde karasal iklimin de kısmen gözlendiği Marmara Geçiş Iklimi tipindedir. Adanın sert rüzgarlara açık bir konumdadır. Hakim rüzgar yönü kuzey doğudur. Sadece kış aylarında değil yazın da şiddetli rüzgarlar gözlemlenebilmektedir.

Şekil 1: Araştırma Alanı Coğrafi Konum Kaynak: (ESRI, 2016; Google Earth, 2019)

(7)

Gökçeada’da orman, maki ve garig vejetasyonu hakimdir. (Boz- bay, 2002: 35). Ormanların yüksek kesimlerinde karaçam (Pinus nigra), biraz daha aşağı seviyelerde kızılçam (Pinus brutia), meşe (Quercus sp.) hakim türleri bulunmaktadır. Orman alanlarının haricinde, arazi maki ve garig (fakirleşmiş maki) toplulukları ile kaplıdır veya Akdeniz otsu bitki- lerinin seyrek bir şekilde görüldüğü çıplak alanlar şeklindedir (Erinç ve Yücel, 1978: 22). Adada görülen bitki türleri arasında; zeytin (Olea euro- peae), kocayemiş (Arbutus unedo), böğürtlen (Rubus fruticocus), geven (Astragalus sp.), kekik (Thymus sp.), ahlat (Pyrus elaegnifolia) ve ılgın (Tamarix sp.), sandal (Arbutus andrachne), laden, (Circus creticus ve Cis- tus salviifolius), funda (Erica manipuliflora), dikenli ardıç (Juniperus oxy- cedrus), zakkum (Nerium oleander), karaçalı (Paliurus ssp. Dasyphylla), kuşburnu (Rosa canina), böğürtlen (Rubus sanctus), katırtırnağı (Spartium junceum), hayıt (Vitex agnus-castus), asma (Vitis sylvestris) yer almaktadır (Atabay ve Özügül, 2001: 54; Bozbay, 2002: 46). Ayrıca; Tümen, Satıl, Duman ve Başer (2000:211); Gökçeada’dan toplanan Lamiaceae familya- sına ait Satureja icarica bitki türünün Türkiye için yeni bir tür olduğunu belirtmişlerdir. Türe ait örnekler Isveç’teki botanik müzesine gönderilerek kontrol ettirilmiştir.

Gökçeada’yı fauna açısından değerlendirmek gerekirse; adadaki sulak alanların varlığı, birçok tür için beslenme, barınma ve üreme olanağı sağladığı söylenebilir. Sevim (2007: 209), Gökçeada, Bozcaada ve Karayer adalarında Şubat 2006-Mart 2007 tarihleri arasında yapılan arazi çalışma- larında 43 familyaya ait toplam 143 kuş türü saptandığını belirtmektedir.

Bu türlerin arasında alacabalıkçıl (Ardeola ralloides) ve büyük akbalıkçıl (Casmerodius albus) türleri sadece Tuz Gölü’nde gözlenmiştir. Göl aynı zamanda flamingo (Phoenicopterus ruber) için de önemli bir beslenme ve kışlama alanı olmakla beraber göldeki kurumalar ve artan turizmle beraber bu türün alanı terk ettiği belirtilmektedir (Sevim, 2007: 213).

Gökçeada denizaltı canlı yaşamı açısından da oldukça zengindir.

Kuzey sahilinde yapılan çalışmalarda 13 sünger türü saptanmıştır (Topa- loğlu, 2001: 97). Gökçeada’nın balık türü sayısını; Keskin ve Ünal (1998:

299) 59 familyaya ait 76 tür; Keskin (2004: 190) 59 tür; Karakulak, Erk ve Bilgin (2006: 274) 37 familyaya ait 83 tür olarak belirtmişlerdir. As- lan-Cihangir ve Cihangir (2013’ten aktaran Akyol ve Ceylan, 2014:93) ise çalışmalarında sadece 300 m2’lik alanda ve 5-10 m derinlikte görsel sayımla toplam 337 tür içerisinde 62 tür balık olarak tespit etmişlerdir.

Gökçeada’da 1980-2013 yılları arasında yapılan amfibi ve sürüngenleri belirlemeye yönelik çalışmalar sonucunda ise; 17 amfibi ve sürüngen tipi tespit edilmiştir. Bunlardan üç tanesi kurbağa (Anura), 3 tanesi kaplumba- ğa (Testudinate), 3 tanesi kertenkele (Lacertilia) ve 8 tanesi yılanlar (Op-

(8)

hidia) grubuna dahildir (Tok vd., 2014: 127).

Gökçeada zaman içinde bir çok farklı medeniyete ev sahipliği yap- mıştır ve bu sürede bitki örtüsü yoğun şekilde tahrip edilmiştir. Bu tahrip ve adanın sahip olduğu yüksek ve engebeli rölyefe bağlı olarak toprak ör- tüsü erozyona maruz kalmıştır. Bu nedenle ada genelinde horizonlaşmış derin bir toprak örtüsü gelişme gösterememiştir (Kapsız, 2004: 98). Ada topraklarının büyük bölümü VII. sınıfa tabiidir ve işlemleri tarıma uygun olmayan alanlar uygun alanlardan daha fazladır (Cengiz vd., 2009: 27).

Alüvyal ve kolüvyal toprak grubu, kahverengi orman toprakları ve kireç- siz kahverengi topraklar adada bulunan toprak gruplarıdır (Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 1999: 65). Gökçeada, su varlığı açısından dünyada ge- nelindeki adalara kıyasla oldukça zengindir (Atabay ve Özügül 2001: 54).

Büyükdere, Ballıdere ve Değirmendere adanın en önemli akarsularıdır.

Bunların haricinde yüksek kütlelerden ve tepelik alanlardan kaynağını alıp denize dökülen kısa boylu, paralel ve yarı paralel özellik gösteren mev- simlik akarsular da mevcuttur (Kapsız, 2004: 93-94). Adada bulunan Tuz Gölü, kuşların beslenme, barınma ve yuvalama alanı olarak ayrıca öneme sahiptir.

Tarihsel gelişime bakıldığında Gökçeada’daki ilk yerleşimin M.Ö.

3000-2000 arası olduğuna ait kanıtlar olduğu ifade edilmektedir (Kahra- man, 2006: 27). Adaya en eski yerleşenlerin Pelasglar (Akalar) olduğu (Özbek, 2008: 60) ve adanın tarih boyunca farklı birçok medeniyete de ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Son olarak 22 Eylül 1923’te Lozan Ant- laşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmıştır (Çapa, 2017: 93).

1946 yılına kadar adadaki Rum nüfusunun ağırlıkta olup, 1960 sonrasında ise büyük bölümü Yunanistan’a göç etmiştir. Adanın1970’e kadar Imroz olan ismi bu tarihte Gökçeada olarak değiştirilmiştir. Göçle ayrılan Rum- lar Gökçeada’yla olan bağlarını koparmayarak, çeşitli festival, şenlik veya dini günlerde adayı ziyaret etmektedir. Bir bölümü ise emekliliklerini taki- ben tekrar adaya yerleşmişlerdir (Güney Marmara Kalkınma Ajansı, 2012:

11). TUIK verilerine göre adanın 2018 yılı nüfusu 9783 kişidir4. Geçmişten gelen Rum kültürü mimari dokuda da etkisini göstermiştir. Özellikle Rum köyleri özgün mimari yapı ve kültürel değerler içermektedir (Duran, 2009:

140). Köyler, geçmişte kıyıdan gelebilecek saldırılardan korunmak ve kıyı bölümündeki verimli arazilerin zarar görmesini engellemek amacıyla tepe- lere ve Ada’nın iç kısmına doğru kurulmuştur. Gökçeada’nın Rum mima- risi Ada’da bulunan doğal taşlardan topraktan harç olarak yığma teknikle oluşmuştur. Taş evler, Arnavut kaldırımlı sokaklar, kiliseler, çamaşırha- neler, kahve ve çeşitli dükkanların toplandığı meydanlar köylerin mimari 4 https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr (Erişim Tarihi 15.07.2018)

(9)

dokusunu oluşturmaktadır. Gökçeada’nın geçim kaynağı tarım ve hayvan- cılık olduğundan dolayı birçok yerleşim yerinde ve kırsal alanda bağ ev- leri bulunmaktadır. Ancak barınma amaçlı yapılan bu bağ evleri bakımsız ve harabe durumdadır. Buna rağmen harabe ve bakımsız yapılar adanın mekansal kimliğini yansıtmaktadır (Gökçeada Kentsel Tasarım Rehberi, 2016: 26). Bu özgün doku; değişen nüfus profili, ihmal ya da restorasyon çalışmalarındaki hatalardan dolayı her geçen gün zarar görmektedir. Sahip olduğu doğal ve kültürel peyzaj özellikleri çerçevesinde adada çeşitli sta- tülerde (doğal, arkeolojik, kentsel sit, su altı milli parkı) korunan alanlar mevcuttur.

Ekonomik yapı içinde en önemli sektörler hizmet sektörü ve tarım sektörüdür. Avcı (2008: 86)’ya göre adadaki en önemli tarımsal faaliyet zeytincilik ve tahıl üretimidir. Konyalı, Daş, Savaş ve Yurtman’a (2004) göre; adaya özgü olan Imroz koyunu, tarımsal ekonomide önemli yer tut- maktadır. Ada’ya özgü bir diğer özellik ise; “Yabani” olarak tanımlanabile- cek koşullarda sürdürülen yetiştiricilik sistemidir. Hem gen kaynağı olarak spesifik bir özelliğe sahip olan hem de korunması gereken tür kapsamında yer alan Imroz Koyunu ve yetiştirme şekli Ada ekonomisi için son derece önemlidir. Avcı (2008: 86), bağcılığın Rum nüfusun yoğun olduğu dönem- lerde önemli bir faaliyetken bugün daha kısıtlı olduğunu belirtmektedir.

Turizm faaliyetleri de ada ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.

Ekoloji temelli turizm hareketleri ve bağlantılı olarak organik tarım giri- şimleri devlet tarafından da çeşitli teşviklerle desteklenmektedir.

Yöntem

Bu çalışmada; Gökçeada örneğinde sakin şehir statüsünün kültü- rel peyzajların korunmasında etkisinin saptanması amaçlanmıştır. Alan ve konuyla ilgili yapılan literatür çalışmaları yöntemin ilk bölümünü oluştur- maktadır. Devamında Gökçeada, sakin şehir manifestosu içinde yer alan ana ölçütler ve kültürel peyzajla yakın ilişkili olduğu düşünülen alt kri- terler (Tablo 2) çerçevesinde irdelenmiştir. Bu kriterlerin Gökçeada’daki durumu, sakin şehir ilanı öncesi ve sonrasında kültürel peyzaj değerlerinin sürdürülebilir kullanımı konusunda yapılmış çalışmalar analiz edilmiştir.

Ek olarak yerinde yapılan gözlem, araştırmalar ve kamu ve özel kuruluş- lardaki uzmanlarla yapılan görüşmelerden elde edilen bilgiler de yapılan analizlerde değerlendirilmiştir.

Araştırma yöntemi çerçevesinde kültürel peyzajın korunmasında etken olduğu düşünülen sakin şehir ölçütlerine yönelik bir değerlendirme yapıldığında; “Çevre Politikaları” başlığı altında özellikle kentsel çevrenin korunması yönünde önemli alt başlıklar bulunduğu görülmektedir. Bunlar- dan “Hava ve su temizliğinin yasa tarafından belirtilen parametrelerde ol-

(10)

duğunun belgelenmesi”, “Kentsel katı atıkların ayrıştırılarak toplanması”,

“Kentsel ya da toplu kanalizasyon için atık su arıtma tesisinin bulunması”

ve “Kamusal ışık kirliliğinin azaltılması” kriterlerinin başvuru aşamasında yerine getirilmesi zorunludur. Altyapı Politikaları başlığı altında yer alan maddeler (bisiklet yollarının oluşturulması veya engellilere yönelik düzen- lemelerin yapılması gibi) kaliteli ve özgün formunu koruyan bir kentsel yaşam için son derece önemlidir. Kültürel peyzajların sürdürülebilir kul- lanımı açısından “kentsel Yaşam Kalitesi Politikaları” ayrıca önem taşı- maktadır. Kentsel dokunun korunması ve modern yaşamla harmanlanması açısından bu başlık altındaki kriterler dikkatle irdelenmesi gereken konu- ları içermektedir. Yerel tarımsal ürünler ve el sanatları, kültürel peyzaj bi- leşenleri içerisinde yer alan önemli ögeler arasındadır. “Tarımsal, Turistik, Esnaf ve Sanatkarlara Dair Politikalar” incelendiğinde; özellikle yerelin özgün iş ve yaşam alışkanlıklarının korunması konusunda önemli kriterler olduğu görülmektedir. Özellikle küçük ve geleneksel özeliklerini koruyan yerleşimlerde, uygulanmak istenen her yeni plan, proje öncelikle yerel hal- kın desteğini almalıdır. Sakin şehir hareketi için de aynı durum geçerli- dir. Bu hareketin anlamı, amacı ve felsefesi yerel halka doğru anlatılır ve manifesto içinde yer alan kriterler konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılırsa sakin şehir yaklaşımı kalıcı ve yaralı olmaktadır. “Misafirperver- lik, Farkındalık ve Eğitimler Için Planlar” başlığı altında bulunan kriterler de bu temelde ele alınmıştır. “Sosyal Uyum” özellikle Gökçeada gibi çok uzun zamandır farklı din, dil ve kültüre sahip toplumları barındıran yerleş- meler için son derece önemlidir. Ayrıca yine bu başlık içinde yer alan genç işgücünün istihdamı ve engelli bireylerin topluma kazandırılması konula- rında da Gökçeada özelinde değerlendirme yapılmıştır. Altı ana başlıkla beraber atılması gereken adımlar ve oluşturulması gereken politikalar “Or- taklıklar” başlığı altında ele alınmıştır.

(11)

Tablo 2: Sakin Şehir Manifestosu Ana Ölçütler ve Kültürel Peyzajla Ya- kın Ilişkili Alt Kriterler5 (* zorunlu)

Çevre Politikaları

Hava temizliğinin yasa tarafından belirtilen parametrelerde olduğunun belgelenmesi*

Su temizliğinin yasa tarafından belirtilen parametrelerde olduğunun belgelenmesi*

Kentsel katı atıkların ayrıştırılarak toplanması*

Kentsel ya da toplu kanalizasyon için atık su arıtma tesisinin bulunması*

Binalarda ve kamu kullanım alanlarında enerji tasarrufu Kamunun yenilebilir enerji kaynaklarından enerji üretimi Kamusal ışık kirliliğinin azaltılması*

Biyoçeşitliliğin korunması Altyapı Politikaları

Kamu binalarına bağlı verimli bisiklet yolları Engellilere yönelik mimari engellerin kaldırılması*

Sağlık hizmetlerine onaylanmış ulaşılabilirlik Şehir dışında çalışan şehir sakinlerinin oranı*

Kentsel Yaşam Kalitesi Politikaları

Kente ait değerlerin iyileştirilmesi, kent merkezlerinin ve kamu binalarının değerlerinin arttırıl- ması için programlar*

Sürdürülebilir mimari için hizmet masası oluşturulması*

Kent içindeki kullanışlı yeşil alanların verimli bitkiler ile değerlendirilmesi*

Yerel ürünlerin ticarileşmesi için alanların yaratılması*

Atölyelerin korunması ve değerlerinin arttırılması – doğal/yerel alışveriş merkezlerinin yara- tılması*

Tarımsal, Turistik, Esnaf ve Sanatkarlara Dair Politikalar Agroekolojinin geliştirilmesi*

El yapımı ve etiketli veya markalı esnaf/sanatkâr ürünlerinin korunması*

Geleneksel iş tekniklerinin ve zanaatların değerinin arttırılması*

Kamuya ait restoranlarda (okul kantinleri, aş evleri vb) yerel, mümkünse organik ürünlerin kul- lanılması*

Kişisel kullanımda ve yemek sektöründe tat eğitimlerinin verilmesi ve mümkünse organik yerel ürünlerin kullanılmasının teşvik edilmesi*

Yerel ve geleneksel kültürel etkinliklerin korunması ve değerlerinin arttırılması*

Misafirperverlik, Farkındalık ve Eğitim Için Planlar Iyi karşılama*

Esnafın ve operatörlerin farkındalıklarını arttırmak*

Yavaş güzergahların mevcut olması

Eğitimciler, yöneticiler ve çalışanların Cittaslow temaları hakkında sürekli eğitim görmesi*

Yöre halkına Cittaslow’un anlamı hakkında sistematik ve kalıcı eğitim vermek*

Cittaslow kampanyalarının desteklenmesi*

Cittaslow logosunun internet sayfasında ve antetli kağıt üzerinde kullanımı*

Sosyal Uyum

Farklı etnik kökene sahip insanların aynı mahallede yaşaması Engelli kişilerin entegrasyonu

Genç neslin istihdam durumu Farklı kültürlerin entegrasyonu Ortaklıklar

Slowfood aktiviteleri ve kampanyaları için destek

Doğal ve geleneksel yiyecekleri Slowfood veya diğer kurumlar ile desteklemek

Eşleştirme projelerini desteklemek ve gelişmekte olan ülkelerin Cittaslow ve Slowfood felsefe- lerinin yayılmasını da sağlayacak şekilde gelişmeleri için işbirliği yapmak

5 https://cittaslowturkiye.org/uyelik-sureci-ve-kriterler/ (Erişim tarihi 15.07.2018)

(12)

Bulgular

Sakin Şehir Alt Ölçütlerinin Değerlendirilmesi 1-Çevre Politikaları

Çalışma alanının bir ada olması ve rüzgarın iklimsel yapıda belir- gin bir öge olması sayesinde hava kirliliği Gökçeada için bir tehdit unsuru değildir. Aynı durum ışık kirliliği için de geçerlidir. Ada su kaynakları açı- sından zengindir ve halihazırda bu kaynakları kirletecek yoğun bir sanayi mevcut değildir. Ayrıca adanın içme suyu hattı yakın zamanda yenilenmiş- tir. Ada katı atıklar ve su arıtma açısından gerekli tesislere sahiptir. Sakin şehir ağına dahil olunmasına yönelik başvuru sürecinde kamu alanların- da mümkün olduğu kadar güneş enerjisinden faydalanılması için gerekli düzenleme yapılmıştır. Ada merkezinin aydınlatılması ve bilgilendirme panolarına enerji sağlanmasında güneş enerjisi kullanılmaktadır. Adada, 2 adet katı atık tesisi ve atık su arıtma tesisi de bulunmaktadır. Yine baş- vuru sürecinde belirtilen adanın organik tarım konusunda geliştirilmesine yönelik çalışmalar, sakin şehir unvanının alınmasından bu yana da artarak devam etmektedir. Bu çalışmalar aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunma- sı kriteri açısından da son derece önemlidir. Ayrıca aynı süreçte Bademli Köyü ve Tepeköy’de bulunan anıt çınar ağaçları koruma altın alınmıştır.

Ancak özellikle mimari dokusuyla öne çıkan Rum köylerindeki elektrik direk ve telleri görsel kirlilik oluşturmaktadır.

2- Altyapı Politikaları

Sakin şehir unvanına başvuru sürecinde engellilere yönelik özel- likle kamu binalarında gereken mimari düzenlemeler yapıldığı belirtilmiş- tir. Bisiklet yollarının oluşturulması ve geliştirilmesine yönelik planlama- lar yapılacağı da taahhüt edilmiştir. Yine bu süreçte bir hastane, bir sağlık ocağı ve bir hayvan sağlık merkezi de faaliyete açılmıştır. Ayrıca ada mer- kezindeki otopark da yine başvuru sürecinde yenilenmiştir. Bu başlık içeri- sinde yer alan “şehir dışında çalışan şehir sakinleri”ne ilişkin kriter adayla anakara arasındaki ulaşımın toplamda 4 saat sürmesi nedeniyle günübirlik ulaşım (işyeri mesaisi açısından) mümkün olmamaktadır. Bu nedenle de- ğerlendirmeye alınmamıştır.

3- Kentsel Yaşam Kalitesi Politikaları

Kente ait değerlerin iyileştirilmesi açısından başvuru sürecinde, adadaki tarihi mekanların ve yüksek kültürel değeri bulunan nesnelerin korunmasına yönelik planlama çalışmaları yapılmıştır. Yaşam kalitesinin artırılması adına, ada merkezinde ve köylerde toplam 8 adet yeşil alan hiz- mete açılmıştır. Ayrıca köy odaları ve kamu tuvaletleri yapılmıştır. Ada koruma planı içerisinde olan Merkez Çarşı ve Balıkhane, tarihi özelliğine

(13)

göre restore edilmiştir. Adadaki kent mobilyaları mümkün olduğunca tek tip ve ada mimarisiyle uyumlu hale getirilmiştir. Aynı şekilde adadaki tüm reklam panoları ve dükkân vitrinleri ada yapısına uygun olarak düzenlen- miştir. Yerel ürünlerin ticarileşmesi için merkezi ve yerel yönetimler çeşitli destekler sağlamaktadır. Sakin şehir kapsamında oluşturulan “Earth Mar- ket” halen aktif durumdadır. Hem yerel halka hem de adaya gelen turistle- re yerel ürünleri sunma, organik tarım konusunda farkındalık yaratma ve ayrıca kırsal kalkınmayı destekleme adına ada merkezinde önemli bir rol oynamaktadır.

4- Tarımsal, Turistik, Esnaf ve Sanatkarlara Dair Politikalar Bu başlık altında özellikle unutulmaya yüz tutmuş çeşitli el sanat- larının tekrar modern hayata dahil edilmesi ve ada etiketli bu ürünlerin hem iç hem de dış pazarda değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda;

sakin şehir başvuru aşamasında belirtildiğine göre; Gökçeada Belediyesi, 2006 yılında kurulan Slow Food Gökçeada Convivium ve Çanakkale On- sekiz Mart Üniversitesi Gökçeada Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun işbirliğiyle yerel halk ve üreticileri GDO konusunda eğitici toplantılar ya- pılmıştır.

Daha önce de belirtildiği gibi ada organik tarım merkezi haline gelmiştir. Hem yerel hem de merkezi yönetim ve konuyla ilgili kamu ku- rumları ve üniversitenin ilgili bölümleri bu konuda sürekli bir işbirliği içe- risindedirler. Bu durum sakin şehir felsefesiyle birebir örtüşmektedir.

Gökçeada’da gastronomiye ilişkin çalışmaların sakin şehir hareke- tiyle paralel olduğunu söylemek mümkündür. Başvuru öncesi ve sürecinde Slow Food Gökçeada Convivium ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gökçeada Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi bölümünün iş- birliğiyle ilkokullarda besleme ve tat eğitimleri verilmesi üzerine çalışma- lar yapılmıştır. Yine aynı işbirliği çerçevesinde 2006 yılında Gökçeada’da Geleneksel Meslekler: Sözlü Tarih Çalışması yapılmış, sonuçta geleneksel meslekler ve bunlara dayalı el sanatları belirlenmiştir. Ek olarak; Gökçe- ada Mutfağı konulu bir sözlü tarih belgeleme çalışması yapılmış ve bu çalışma 2007 yılında “Slow Food ve Gökçeada: Yönetsel Bir Yaklaşım”

adıyla bir kitap olarak basılmıştır. Bugün halen Gökçeada’da faaliyetine devam eden çeşitli ölçeklerdeki özel firmalar Gökçeada etiketli ürünlerini ulusal pazarda değerlendirmektedir.

Kültürel peyzajların sürdürülebilirliği aynı zamanda özellikle kır- sal alandaki kalkınma hareketleriyle yakında ilişkilidir. Geleneksel yaşam stilleri, el ürünleri mimari doku vb. ögeler ekonomik olarak değer kazandı- ğında yerel halkın bu değerleri koruma konusunda daha istekli davrandığı bilinmektedir. Bu nedenle turizm kapasitesinin artırılması (doğru politika-

(14)

lar ve planlamalar eşliğinde) yerelliğin özendirilmesi açısından önemlidir.

Bu bakış açısıyla; adanın tamamında uluslararası turizm işaretleri uygula- ması gerçekleştirilmiştir. Restoran ve otellerde, fiyatların işletme önünde sergilenmesi uygulamasına geçilmiştir. Ayrıca önceleri sadece Rum nüfu- sunun dini nedenlerle katılım gösterdiği özel günler ya da festival ve şen- likler sakin şehir hareketinin de etkisiyle bir turizm ögesi haline gelmiştir.

Farklı görüş ve inançtaki insanların bir araya gelmesi ve bir bütünün parça- ları olduklarını idrak etmeleri kültürel peyzajı oluşturan “insan” ögesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

5- Misafirperverlik, Farkındalık ve Eğitimler İçin Planlar Gökçeada özelinde durumu değerlendirmek gerekirse; sakin şehir başvuru sürecinde yerel halk, yavaş yaşam felsefesi konusunda eğitilmiş, slow food ve sakin şehir faaliyetlerinin yayılmasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmiştir. 2010 yılında “Yavaş hareketi” adıyla bir kitap yayınlanmış ve yerel halka dağıtılmıştır. Aktif bir şekilde süren bu faaliyetlerin sıklığı 2013 yılından sonra azalmaya başlamıştır. Yine başvuru sürecinde yerel halk için konukseverlik konusunda çeşitli eğitim programları hazırlanmış- tır.

Bu çalışmanın hazırlanması sırasında bilgisine başvurulan çeşitli kamu kurum ve kuruluş çalışanlarının konuyla ilgili kısıtlı bilgiye sahip oldukları ve sakin şehir hareketine özel bir ofis veya birim bulunmadığı da saptanmıştır. Ayrıca sakin şehir hareketinin simgesi olan salyangoz logosu belediye internet sayfasında ya da antetli kağıt üzerinde mevcut değildir.

Ada özelinde hazırlanmış bir “yavaş güzergah” da mevcut değildir.

6- Sosyal uyum

Bu başlık Gökçeada’nın tarihsel yaşamıyla da paralellik göstere- cek şekilde farklı kültürlerin bir arada yaşayabilmesini, kentin huzur kon- for ve medeniyet derecesini yükseltme amacını taşımaktadır.

Gökçeada’da bugün geçmiş yıllara göre, dışarıdan göç politika- sının da bitirilmesiyle beraber daha pozitif ve yapıcı bir yaşam politikası sürdürülmektedir. Sakin şehir başvuru sürecinde engellilere yönelik kolay- laştırıcı çalışmaların bugün istenen noktada olmadığı görülmektedir. Ada genelinde engellilere yönelik evrensel tasarım örnekleri olması gerektiği düzeyde değildir. Kültürel peyzajların sonraki nesillere aktarılması ancak genç nüfusun ilgi, bilgi ve farkındalığının artırılmasıyla mümkün olacaktır.

Sakin şehir hareketi kriterleri içinde yer alan genç neslin istihdam durumu adada olması gereken düzeyde değildir.

(15)

7- Ortaklıklar

Earth Market etkinliği dışında belirli bir yerel ürün pazarlama sis- teminin olmaması, kültürel peyzajın somut ve somut olmayan bileşenleri arasında bir bağ kurulması noktasında önemli bir eksikliktir.

Tartışma ve Sonuç

Gökçeada çeşitli doğal ve kültürel özellikleriyle ve en önemlisi

“ada” kimliğiyle son derece kıymetli ve özenle korunması gereken bir yer- leşimdir. Çok uzun zamandan bu yana çeşitli yerleşimlere sahne olmuş olan ada, yakın tarih içinde de Rum ve Türklerin oluşturduğu ortak yaşam kültürünü barındırmaktadır. Doğayla insanın karşılıklı etkileşimiyle oluşan bu kültür bugün halen canlılığını korumaktadır. Felsefesi açısından tam da bunu amaçlayan sakin şehir hareketi, Gökçeada’nın sürdürülebilirliği açısından son derece uygun bir yaklaşımdır.

Ancak; çalışma alanında yapılan inceleme ve gözlemlerde sakin şehir hareketinin, başvurunun yapıldığı yıllara göre Gökçeada’da özelli- ğini, önemini kaybetmeye başladığı görülmüştür. Her ne kadar sakin şehir kriterleri adanın sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunabilecek de olsa adada planlanan çalışmalara sakin şehir unvanı dahil edilmemektedir.

Adanın sakin şehir statüsüne ilişkin bir bilgilendirme panosu sadece Ku- zulimanı mevkiinde, karayolu kenarında bulunmaktadır. Ilçe merkezinde ve köylerde tek tük rastlanan bireysel bilgilendirme çabalarının dışında adanın bu özelliği neredeyse kaybolmuş durumdadır. Erdoğan, (2016: 245) çalışmasında; ada halkının sakin şehir kavramı ve önemi konusunda bilgi sahibi olduğunu ancak, bu statünün sağlayacağı yararlar açısından yerel halkın neler yapılması gerektiği konusunda bilgisinin yetersiz olduğunu belirtmektedir.

Yine bu statü çerçevesinde oluşturulabilecek uluslararası bağlan- tılar veya dünyanın farklı coğrafyalarındaki diğer sakin şehirlerle kuru- labilecek ortaklıklar ve bu yolla sağlanabilecek finansal desteklerle ilgili herhangi bir plan proje mevcut değildir.

Ada hali hazırda yoğun bir turizm hareketliliği ile karşı karşıyadır.

Ancak yoğunluk, bir planlama sürecinden yoksundur. Özellikle, adaya has yaşam kültürü, adanın kültürel peyzaj özellikleri ve sakin şehir kavramına yönelik yeterli farkındalık ve bilinç düzeyine sahip olmayan, dar gelirli turist sadece deniz kum güneş etkinliği için adayı tercih etmekte, kendi yiyeceğini getirmekte, genelde konaklama yapmamakta ve sonuçta ada ekonomisine beklenen ölçüde katkı sağlamamaktadır. Geliştirilecek çeşitli tanıtım faaliyetleriyle, sakin şehir statüsünün görünürlüğünün ve bilinirli- ğinin artırılması, daha bilinçli ve bu kavram nedeniyle alanı ziyaret edecek

(16)

turist profili açısından cazibe yaratacaktır. Adanın sadece kültürel peyzaj dokusu değil doğal peyzaj özellikleri de bu sayede korunabilecektir.

Gastronomi ada için son derece önemlidir. Bu alanda geliştiri- lecek her bir proje adanın uluslararası boyutta tanınmasında önemli bir adım olacaktır. Ancak yine başvuru sürecinde yoğun olarak gerçekleştiri- len gastronomi merkezli etkinlikler tekrar yaygınlaştırılmalı ve geleneksel hale getirilmelidir. Benzer şekilde ada halkına, esnafa, çocuk ve gençlere sürekli olarak sakin şehir kavramı ve felsefesini anlatan eğitim çalışmaları yapılmalı ve bu konunun ada için önemi net olarak ortaya konmalıdır.

Adada yapılan kentsel yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışma- lar sakin şehir manifestosuyla paralellik göstermelidir. Özellikle kentsel yeşil alanların geliştirilmesi konusunda adanın doğal bitki örtüsü içerisin- de yer alan türlerin (süs bitkisi, meyve ağacı) kullanımı teşvik edilmelidir.

Ilçe merkezinde adaya has mimari dokuya rastlanmamaktadır.

Gökçeada Kentsel Tasarım Rehberi’nde de belirtildiği gibi bu konu bir bü- tün olarak ele alınmalı ve gereken plan, proje ve uygulamalar yapılmalıdır.

Ada 2011 yılından bu yana uluslararası sakin şehirler ağına dahil- dir. Ancak halen bir yavaş güzergah mevcut değildir. Bilimsel temellerle ve teknolojinin (uzaktan algılama ve CBS uygulamaları gibi) desteğiyle farklı alternatif güzergahlar hazırlanmalı ve ziyarete gelen turistlerin kıyı alanlarında yarattığı baskı azaltılmalıdır. Ayrıca iklimsel koşullar nedeniy- le deniz turizminin en fazla 2-2,5 ay sürdüğü Gökçeada’da bu sayede uy- gun olan diğer aylarda da turizm hareketliliği sağlanabilir.

Sakin şehir manifestosunda yer alan kriterlerden birisi de genç neslin adada istihdam edilebilmesidir. Kültürel peyzajın oluşabilmesi ve devamlı olabilmesi için doğanın varlığı kadar insanın mevcudiyeti de önemlidir. Nitekim Kayserili (2010: 184), insanoğlunun çeşitli gereksi- nimlerinin, onun kültürel peyzajı oluşturmasındaki en önemli etmen ol- duğunu ve korunma, beslenme, ulaşım, ibadet gibi çeşitli faaliyetler için inşa ettiği yapıların zamanla kültürel peyzajın birer parçası haline geldiğini belirtmektedir. Buna ek olarak Arı (2005: 314) da kültürel peyzajın, insan gereksinimlerinin doğal peyzajı değişikliğe uğratması ve insanın kendi ni- teliklerini yansıtacak şekilde doğayı işlemesiyle ortaya çıktığını belirtmek- tedir.

Kültürel peyzajı oluşturan bileşenler arasında; geleneksel alan kul- lanım desenleri ve tarımsal faaliyetler, yerel ürünler, el sanatları, mimari doku, somut olmayan değerler ( yaşam alışkanlıkları, halk dansları, hika- yeler, efsaneler…) vb. yer almaktadır. Konuya Gökçeada özelinde yak- laşıldığında; adada uzun zamandır süregelen kültürel peyzaj değerlerinin

(17)

korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından genç nüfusun adada istihdam edilmesi oldukça önemlidir.

Bakanlığın ve ilgili taşra teşkilatlarının da işbirliğiyle adanın or- ganik tarım merkezi olması çabaları devam etmektedir. Eğer bu çalışmalar sakin şehir unvanıyla bir arada yapılabilirse elde edilecek kazanç çok daha büyük olacaktır.

Gökçeada özelinin dışında bu statünün özellikle gıda üretimi ve pazarlanması konusundaki yasal mevzuata dahil edilmesi özellikle yerel ürünlerin pazarlanması aşamasında büyük kolaylık ve ilerleme yaratacak- tır.

Sonuç olarak; Gökçeada çok kıymetli ada ekolojisine sahip ol- masının yanı sıra; doğal güzellikleri ve kültürel özellikleriyle son derece önemlidir. Sakin kent yaklaşımı yereli korumayı, hayatı sade, basit ama zevk alınabilir hale getirmeyi ve sürdürülebilirliği amaçlar. Geleneksel ama yıkıcı turizm faaliyetlerine yönelik planlamalar (marjinal arazilerin imara ve turizm odaklı yapılaşmaya açılması vb) yerine, ekolojik temelli, koruma kullanma dengesi gözeten stratejiler her zaman daha doğru so- nuçlar sağlayacaktır. Ancak Ada’da son dönemde manifestoda yer alan tarım faaliyetlerinin geliştirilmesi dışında, verilen taahhütlerin ve sakin şehir unvanının gerekliliklerinin yerine getirilmesi ve sürdürülebilmesi yönünde yeterli çalışma yapılmadığı görülmektedir. Bu duruma rağmen, Gökçeada’da, doğal ve kültürel peyzaj değerleri günümüzde olumsuz bir şekilde etkilenmese de, ilerleyen yıllarda ziyaretçi sayıları artacak ve tarım bundan olumsuz etkilenecektir. Ekonomi buna paralel bozulduğunda, ör- neğin Ada sakinleri, Ada’da daha büyük sanayilerin kurulmasına, istihdam yönünden olumlu bakabilir. Bu da Ada’nın doğal ve kültürel peyzajına doğrudan olumsuz etkidir. Bu sebeple; eğer mevcut hükümetler ve yerel yönetimler sakin şehir manifestosunda belirtilen kent ve kır politikalarını hayata geçirebilirse ve buna ilave olarak özel şirketler doğru yatırımlar yapacak şekilde yönlendirilirse, Gökçeada doğal ve kültürel dokusunu ko- ruyarak; turizm hareketleri, tarım faaliyetleri ve yaşanabilirlik açısından ciddi bir kalkınma ve ilerleme kaydedecek ve Türkiye için emsal teşkil edebilecektir.

Kaynakça

Akyol, O. ve Ceylan, T. (2014). Gökçeada Balıkçılığı, Öztürk, B. ve Pa- zarkaya, Y. (Ed.). Gökçeada Doğa ve Kültür Varlıkları içinde (s.

93-103). Istanbul: Cem Yayınevi.

Arı, Y. (2005). Amerikan Kültürel Coğrafyasında Peyzaj Kavramı. Doğu Coğrafya Dergisi, 10(13), 311-229.

(18)

Atabay, S. ve Özügül, M.D. (2001). Gökçeada Örneği Özelinde Ekolojik Temelli Mekan Organizasyonu. Ulusal Ege Adaları 2001 Toplan- tısı Tam Metni Içinde (s. 48-58).

Avcı, N. (2008). Gökçeada’da Organik Tarım ve Organik Ada. Çanakkale İl Değerleri Sempozyumu Tam Metni Içinde (85-88).

Bozbay, G.A. (2002). Gökçeada Örneğinde Ekolojik Planlama Çerçe- vesinde Peyzaj Analizi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Istanbul Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü, Istanbul.

Cengiz, T., Özcan H., Baytekin, H., Altınoluk, Ü., Kelkit, A., Özkök, F., Akbulut C. ve Kaptan Ayhan, Ç. (2009). Gökçeada Arazi Kullanım Planlaması, TUBITAK Projesi (107T337).

Çapa, M. (2017). Lozan Antlaşması’ndan sonra (1923-1928) Imroz (Gökçeada) ve Bozcaada’da Türk Egemenliğinin Yeniden Kurulması: Adalar Hakkında Bir Rapor. Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 11(22), 91-108.

Çöteli, M.G. (2012). Kültürel Peyzajın Korunması ve Sürdürülebilir Kent- sel Gelişmenin Yaratılması Yönünde Bir Politika Önerisi. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(32), 35-74.

Duran, E. (2009). Sürdürülebilir Turizm Kapsamında Toplumsal ve Kül- türel Kimliğin Korunması: Gökçeada Örneği. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitü- sü, Izmir.

Erdoğan, M. (2016). Local Community Perception Towards Slow City:

Gökçeada Sample. Asian Social Science, 12 (5), 241-246.

Erinç, S. ve Yücel, T. (1978). Ege Denizi Türkiye ile Komşu Ege Adaları.

Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını.

ESRI, (2016). ArcGIS 10.5 Software, Environmental Systems Research Institute, CA.

European Commission. (1999). European Spatial Development Perspecti- ve Towards Balanced and Sustainable Development of the Terri- tory of the EU, Italy.

Google Earth, (2019)

Gökçeada Kentsel Tasarım Rehberi. (2016). Istanbul: Atelye 70 Planlama ve Tasarım Grubu.

Güney Marmara Kalkınma Ajansı. (2012). Çanakkale: Bozcaada & Gök- çeada Değerlendirme Raporu 2012.

(19)

Hüryılmaz, H. (2006). Kuzey Doğu Ege Denizi’nin Rüzgarlı Bahçesi: Gök- çeada. Çanakkale: Gökçeada Belediyesi Yayınları.

Kapsız, A. (2004). Gökçeada’da Fiziki Coğrafya Araştırmaları. (Yayım- lanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ege Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Izmir.

Karakulak, F.S., Erk, H. ve Bilgin, B. (2006). Length-Weight Relations- hips for 47 Coastal Fish Species From the Northern Aegean Se, Turkey. Journal of Applied Ichthyology, 22 (4), 274-278.

Kahraman, S.Ö. (2006). Geçmişten Günümüze Gökçeada’da Yerleşmele- rin Dağılışında Etkili Olan Faktörler. Coğrafya Dergisi, 14, 25-42.

Kayserili, A. (2010). Carl Ortwin Sauer ve Kültürel Coğrafya. Doğu Coğ- rafya Dergisi, 15(24), 177-190.

Keskin, Ç. (2004). Composition of Species and Biomass of Coastal Fish Around Gökçeada Island (NE Aegean Sea). Journal of the Black- Sea/Mediterranean Environment, 10 (3), 187-200.

Keskin, Ç. ve Ünsal, N. (1998). The Fish Fauna of Gökçeada Island, NE Aegean Sea, Turkey. Italian Journal of Zoology, 65, 299-302.

Konyalı, A., Daş, G., Savaş, T. ve Yurtman, I.Y. (2004). Gökçeada’da Im- roz Koyunu Yetiştiriciliği: Organik Hayvancılık Için Potansiyel. I.

Uluslararası Organik Hayvansal Üretim ve Gıda Güvenliği Kong- resi.

Köy Hizmetleri Çanakkale Il Müdürlüğü. (1999). Çanakkale Ili Arazi Var- lığı, Köy Hizmetleri genel Müdürlüğü Yayınları Il Rapor No: 17, Ankara.

Mayer, H. ve Knox, P.L. (2006). Slow Cities: Sustainable Places in a Fast World. Journal of Urban Affairs, 28 (4). 321-334.

Mitchell, N., Rössler, M. ve Tricaud, P.M. (eds.). (2009). World Heritage Cultural Landscapes A Handbook for Conservation and Manage- ment. Paris: UNESCO.

Özbek, Ç. (2008). Antik Çağda Gökçeada. Çanakkale Il Değerleri Sempozyumu Tam Metni Içinde (59-68).

Özdemir, E. (2018). Küreselleşen Dünyada Sakin Şehir Kavramının Doğal ve Kültürel Peyzaja Etkisi: Gökçeada Örneği. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü, Çanakkale.

Sauer, C.O. (1925). The Morphology of Landscape. University of Califor-

(20)

nia Publications in Geography, 2 (2), 19-54.

Sevim, I. (2007). Çanakkale Adaları Kuş Popülasyonları ve Habitat Iliş- kileri Üzerine Gözlemler (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü, Ça- nakkale.

Şahin, Ç. (2015). AB Bölgesel Politikası Adalar ve Gökçeada. Istanbul:

Beta.

Tok, C.V., Özkan, B. ve Gürkan, M. (2014). Gökçeada’nın Karasal Omur- galıları. Gökçeada Doğa ve Kültür Varlıkları içinde (s. 127-155).

Istanbul: Cem Yayınevi.

Topaloğlu, B. (2001). Gökçeada Kuzey Sahili Sünger Faunası Üzerine Bir Ön Çalışma. Ulusal Ege Adaları 2001 Toplantısı Tam Metni Içinde (s.97-102).

Tümen, G., Satıl, F., Duman H. Ve Başer, K.H.C. (2000). Two New Recor- ds for Turkey: Satureja icarica P.H. Davis, Satureja pilosa Velen.

Turkish Journal of Botany, 24 (3), 211-214.

Ziyaee, M. (2018). Assessment of Urban Identity Through a Matrix of Cul- tural Landscapes. Cities, 74, 21-31.

Referanslar

Benzer Belgeler

Katılımcıların 5’i Sakin Şehir için sakin ve sessiz bir şehir, 2’si huzurlu şehir, 2’si doğal yaşamın hüküm sürdüğü şehir, 1’si yerel değerlerin güçlü olduğu

Yava ş Şehir olmak için gürültü kirliliğini ve hızlı trafiği kesmek, yeşil alanları ve yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri satan

Var olan her şeyin ilkesi olan irade, doğada kendisini bir zorunluluk olarak gösterir; başka bir deyişle, doğada her şey belirlenmiştir.. Bununla birlikte, irade bazen

olanla karşılaşmak için taşıdığı bir sempati” olarak tanımlayan Bergson’a göre, sezgi bize duyusal olmayan gerçeklikle dolaysız bir temas temin eder. O, “dolaysız”

Dünyada, ne varoluşu için başka bir şeye gerek duymayan bağımsız varlıkların, ne de statik varlıkları ifade eden kavramların söz konusu olabileceğini, yalnızca

Uluslararası bir kent ağı olarak İtalya’da doğan Cittáslow hareketi, küreselleşmenin benzeştirici etkilerine karşı, yerel sürdürülebilirliğe dayanarak, çevre,

Güney'deki o sitede beyaz kumların üzerinde aheste-beste plaja süzülen o ince belli kadınları

Situations of increased stress, wars, natural disasters, including a pandemic as a significant global health crisis, can trigger deterioration in people with mental