• Sonuç bulunamadı

Mahkemenin kararı (4) —

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mahkemenin kararı (4) —"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mahkemenin kararı (4)

170

Cavit beyin içtimalara 'e ka­ rarların şekil ve mahiyetine müteallik olarak İzmirde soru­ lan sualler karşısında gerek ilk ifadelerinde, gerek muhakeme­ sinde musırrane inkâr ve kaça­ mak yolunu tecrübe etmesine rağmen Ankaradaki tevilli iti­ rafları Harbi Umumî senele­ rinden beri hiç görüşmiyecek, selâm yermiyecek derecede dar­ gın bulunduğu maslup Şükrü ile Kara Kemalin delâletiyle barışarak zikri geçen içtimalar- da işbirliğini kabul etmiş bu­ lunması ve Ali İhsan beyin Şiş* li içtimalarına ve maslup Sarı Efe Edibin suikast teşebbüsle­ rinin tatbikatı için para yar­ dımlarına dair ifadeleri, on se­ nelik gizli cemiyet ve fırka ar­ kadaşlığı esnasında hemen hiç temas ve münasebette bulun­ madığı Kara Kemal ile son se­ nelerde bilhassa son zamanlar­ da bir haftayı geçmiyen fasıla­ larla sık sık temas ve münase­ bette bulunduğu hakkmdaki tahkikatın kendi ifadeleriyle sübutu gibi deliller mumailey­ hin gizli heyetin reisliğini de­ ruhte eylemiş, olduğuna müte­ allik kanaatleri teyid ve takvi­ ye eylemektedir.

Dr. Nâzım beyin Cavit beyin evindeki kongreye ve onu takip eden gizli heyet içtimalarına katıldığı ve ittihaz edilen bütün kararlarda reyinin munzam ve

müşterek olduğu ve bu karar­ ları tatbik sahasına ulaştıracak siyasî faaliyetlerde bulunduğu, siyasetle uğraşmaktan fariğ bulunduğu hakkmdaki ifadele­ rine ve ilk tahkikattan muha­ kemenin sonuna kadar devam eden umumî inkârlarına rağ­ men diğer arkadaşlarının gizli içtimalarda bulunduğuna müte­ allik ifadeleri ve esbak Harici­ ye Nazırı Halil beyin dosyada mahfuz cevabî mektupları ile anlaşılmış ve mesaisi teşkilâtı ile asla alâkadar bulunmadığı­ nı ilk ifadesinde söylediği Te­ rakkiperver Fırkanın gizli teş­ kilâta dahil diğer arkadaşları gibi gizli fakat tam ve hararet­ li bir müzahiri bulunduğunu da maslup Şükrüye hitaben yazıl­ mış olup ele geçirilen mektupla sabit olmuştur. Vatanı kurta­ ran selâmet ve saadet yollarına sevkeden halâskâra karşı nan­ körlük gösterilmesinden muzta- rip olduğunu ifade eden mektu­ bunda da “Yunan çizmesi altın da ezilen insanlarda Mustafa Kemale karşı beslenen hissi minnettarinin henüz tamamiyle zail olmamış tesirleri vardır” demesi ve minnettarlık hissinin zail olmamasından şikâyet edişi Dr. Nâzım beyin memlekette nelerin izalesini arzu eylediği ve nelere çalıştığı hakkında bir fikri mahsus verebilecek mânâ ve mahiyette telâkki edilmiştir. Gizli içtimada tesbit edilmiş do­

kuz maddelik program sureti­ nin mumaileyhin evindeki ara­ mada çıkması kendisinin gizli cemyete dahil ve kanunu ceza­ nın 57 nci maddesinde vasfedi- len muharrikler zümresine men sup bulunduğunu teyid ve tev­ sik edecek delâili kaviyeden ad­ dedilmiştir.

Sabık İttihat ve Terakki mu­ rahhaslarından olup Rusyada ve bilâhare merhum Enver pa­ şanın hususî memuru olarak gelip oturduğu Ankarada daimî gizli olmak üzere siyasî faali­ yetten ve o zamanki mevcut iki grup arasında nifakçı bir rol oynamaktan biran hâli kalma­ mış olduğu muhakemenin cere­ yanı ile belli olan Nail beyin, millî zaferden sonra Kara Ke­ mal şebekesine tekrar iltihakla Cavit beyin evindeki kongreye katıldığı ve gizli heyet meyanı- na alındığı ve o andan itibaren takip ve tahkik olunan tarzı hayatına nazaran daima menfî faaliyetleri tahrik eylediği ve gerek Harbi Umumîden beri dargm olduğu halde son siyasî faaliyetler devresinde barıştığı Kara Kemal ve gerek Abdülka- dirle en sıkı bir irtibat ve mü­ nasebet idame ederek bilhassa son sene zarfında Kara Kemal, Abdülkadir ve Hilminin iştira­ kiyle akdolunan gizli içtimalar­ da hazır bulunduğu kendisinin tevilen vaki itirafları ve arka­ daşlarının ifadeleriyle anlaşıl­ mıştır.

(2)

II II İI II II II II H İ

Mahkemenin kararı 5)

— 171

Bundan başka siyasetle uğraş maktan feragat ettiği hakkında ki kati ifadelerine rağmen Eski şehirde Terakkiperver Fırka teş kilâtmı deruhte ettiği gibi yüz elli liradan ibaret maddî yardım da dahi bulunduğunu ve kendisi ilin aynen Kara Kemal, Cavit, Abdülkadir, Hilmi ve emsali gi bi Terakkiperver Fırkaya dahil olmadan bu fırka teşkilâtını, a İmmiş karar mucibince, gizli faa liyetlerle takviyeye çalıştığı kendi itirafiyle anlaşılmış» ve Cavit beyin evinde İttihat ve Terakki namına müstakbel pro îe tanzim eden gizli heyete da­ hil bulunduğu kâtibi mesuller­ den Hüsnü beyin müşahedeye dayanan ifadesiyle teeyyüd et­ miş bulunduğundan ve muma­ ileyhi dahi kanunu cezanın 57 nci maddesi tarifatma göre sui­ kast ve taklibi hükümet cürüm­ lerine müntehi ef’al ve harekât ve teşebbüsatın muharrikleri meyanında kabul etmeye mecbu riyeti kanuniye tahassül etmek tedir.

İttihat ve Terakkinin eski fe­ daî ve silâhendazlarından ve son zamanlarda merkezi umumî âzasından olup Büyük Millet Meclisinde Ardahan mebusu olarak bulunduğu esnada bir taraftan Rusyadan memleket içine atılmaya fırsat arayanlar­ la rabıta ve münasebet tesis eyliyen veyahut da memleket aleyhine vahim neticeler doğu­ rabilecek tarzda malûm faali­ yetlerde bulunmakta olan En­ ver paşanın bu gibi harekâtın­ dan vazgeçmesi hususunda An­ kara hükümeti tarafından bazı

tavsiyeleri Enver paşaya ulaş­ tırmaya memur edilmiş iken da­ ha Ankaradan ayrılır ayrılmaz bu vazifeyi bütün güzergâhın­ da millî mücadele aleyhinde ve vatan haricinde olanlar lehinde hararetli propagandalarda bu­ lunmak gibi bir sureti ihanet- kâranede ifa eylediğinden do­ layı derhal Trabzondan geri çevrilmiş olmakla maruf bulu­ nan Hilmi beyin Cavit beyin evindeki kongreye Ve rüesanın onu takip eden gizli içtimaları- na katıldığı, ve malûm karar­ ların alınmasında methaldar olduğu, gizli heyetin Kara Ke­ male bağlı, akdi halinde Nail ve Abdülkadirle birlikte Mesa- det hanında mükerrer gizli toplanmalarda hazır bulunduğu Ve Ankara suikastı plânı hazır­ landığı esnada davet üzerine, ticaret maksadiyle gittiği Sav- şattan derhal Istanhula koştu­ ğu sabit olmuştur.

Hilmi beyin müdafaanamesin de ticaret işlerini görmek ve valdeslııi ziyaret etmek maksa­ diyle her sene yalnız kısa bir müddet için istanbula gelmekte ve derhal avdet eylemekte ol­ duğu hakkındaki Ankara sui- kasdi hazırlıkları esnasındaki gelişinden tevfikine kadar altı ayı mütecaviz bir müddeti kıs^ bir zaman olarak tavsif ve ka­ bule imkân bulunmadığı gibi ilk ifadesinde Istanbulda kaldı­ ğı müddetçe Kara Kemali an­ cak sekiz on defa ziyaret etti­ ğine dair olan oeyanatını da el­ de edilen ve altmışa yakın zi­ yaret kaydeden kendi not defte­ ri tekzip eylemektedir.

Notlan 30 Kânunusanide baş­

layan defu janı dikkat kayıtlarına nazaran Hilmi bey bu müddet zarfında 56 defa Ka­ ra Kemalin yanına gitmiş, on defa Abdülkadirle, 17 defa Na­ il ile buluşmuş, 9 Martta Kara Kemalle, 10 Martta Abdülkadir­ le görüştükten sonra U Mart­ ta dahi Hafız Mehmedin yazı­ hanesinde Hafız Mehmet ve A- bidin ile temasa gittiği, 13 Martta Mes’adet hanında ge­ çirdiği, 15 Martta ise yine Mes’adete uğradıktan sonra Nail ve Ziya Hurşitle buluştuk­ ları, 16 Martta Rüştü paşa ile buluşarak Ziya Hurşidin yanma gittikleri, ve kendisinin oradan ayrılıp şüphesiz görüşme neti­ cesi hakkında malûmat vermek üzere Kara Kemalin yanına avdet ederek yarım saat kaldı­ ğı, bunu takip eden günlerde Kara Kemal ve Nail ile birçok gece toplanmalarında bulundu­ ğu, 25 Martta Mes’adet hanına iki defa uğradığı ve aynı gü­ nün gecesinde saat dokuzda Nail ve Ziya Hurşit ve Abdül­ kadirle buluştuğu, 9 Nisanda Kara Kemalle ve Nailin kendi­ sini evinde ziyaret ettikleri, İz­ mir suikasdine yakın surette tekaddüm eden zamanlardan bir Haziranda bermutad Mes’a­ det hanına uğradıktan sonra o- radan çıktıktan sonra Abdülka- diri bulup beraberce Nailin evi­ ne gittikleri 14 Haziranda Kara Kemale giderek saat 16 ya ka­ dar kaldığı, 17 Haziranda yine Mes’adet hanına uğradığı gayri kabili red ve inkâr bir surette tahakkuk eylemekte ve Arda­ han mebusu sabıkı Hilmi beyin dahi kanunun aynı maddesinin tavsif eylediği muharriki mefse det olanlar sınıfına dahil bulun duğuna şüphe bırakmamaktadır.

(D evam ı v a r)

l!lll!lllllllllll||||||||||||||||||||||||||||IH IIIIIIIIIIII!llllllllllllllllllllllllllilllllll!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIU i

(3)

Mahkemenin kararı (7)

— 173

Ötedenberi Kara Kemalin sa­ halarında, mesai arkadaşların­ dan olan gözlüklü Mithat bey, Sıtkı, Mehmet Ali, veznedar Rıza, Sadettin Rıza, millî tica­ ret İzmit mümessili İhsan, Üs­ küdar belediye reisi esbakı Ri- fat» Haşan Fehmi, İzzet Muh­ tar, Ferit, postacı Hilmi, küçük Nâzım, ve Cavit beyin evindeki kararların Kara Kemal tara­ fından takip ve tatbikinde dahi en yakın ve muayyen vasıtalar halinde faaliyette bulunmak­ tan geri kalmadıkları ve bu iti­ barla bilcümle suikast ve tak­ libi hükümet tasavvur ve teşeb- büsatınm mürevviç ve taraftan oldukları tahkikatı vakıa ve muhakemelerinin kâffei safa- hatiyle tebeyyün ve tezahür et­ miştir. Ergani mebusu İhsan beyin suikast ve taklibi hükü­ met cürmüne methal ve iştira­ ki sabit olamamıştır. Küçük Talât beyin ve Azmi beyin va­ tana avdetten sonra millî zaferi takip eden senelerde müsbet ve ya menfî hiçbir faaliyeti siya- siyede bulunmadıkları sabit ol­ muş, ve muhakeme suretiyle tesbit olunmuştur.

Binaenaleyh bunlardan Mali­ ye Nazırı esbakı Cavit, Dr. Nâ­ zım, Ardahan mebusu sabıkı Hilmi ve kâtibi mesullerden Nail beylerin harekâtı vakıala­ rının icabettirdiği cezaların yeni kanunu cezada daha ağır ahkâmı ihtiva etmesi hasebiyle eski kanunu cezanın metninde “Türkiye cumhuriyetinin teşki­ lâtı esasiye kanununu tamamen veya kısmen tağyir ve tebdil ve ilgaya ve kanunu mezkûre tev­

fikan teşkil edilen BüyükMillet Meclisini iskat ve ifayı vazife­ den men’e cebren teşebbüs eden idam olunur’’ diye yazılı bulu­ nan 95 inci madde delâletiyle kanunu mezkûrun metninde “balâda muharrer 55 inci ve 56 ncı maddelerde beyan olunan kararlardan birini bir takım eşhas müçtemian icra eder ve yahut icrasına tasaddî eylerler­ se ol cemiyete dahil bulunan­ lardan asıl reis ve muharriki met'sedet olanlar her nerede bu­ lunursa idam olunur” diye mu­ harrer 57 nci maddenin birinci fıkrasına tevfikan idamlarına, ve maznunlardan Vehbi, Hüsnü, İbrahim Ethem, Rauf ve Rahmi beylerin vaki hareketleri 55 in­ ci madde delâletiyle kanunu ce­ zanın metninde “balâda mez­ kûr cinayetlerden 55 ve 56 ncı maddelerde beyan olunan fesat­ lardan birini icra kasdiyle iki veyahut daha ziyade eşhas bey­ ninde bir ittifakı hafi teşkil olunup da o ittifakta tasmim o- lunan fesadın icrası söyleşilip karargir olduktan sonra başka esbabı icraiyesini tehiye zımnin da bazı ef’al ve tedabire dahi te şebbüs olunmuş ise ol ittifakta bulunan kimseler müebbeden kalebend olur ve eğer öyle bir ittifak hakkında bir veçhile fesadın esbabı icraiyesini tehiye I zımnında teşebbüs olunmuş bir fiili tedbir tebeyyün etmeyip yalnız icrası söyleşilerek karar verilmiş olmasından ibaret bu­ lunursa o halde dahili ittifak bulunan kimseler muvakkaten kalebend kılınır” diye muharrer olan

58

inci maddenin ikinci

fıkrasına tevfikan on sene ka­ lebend edilmelerine, ve yeni ka­ nunu cezanın 58 inci maddesine tevfikan Vehbi beyin on sene müddetle Kângırıya, ve Hüse- yinin on sene müddetle Niğde- ye, Ethemin on sene müddetle Kastamonu mevkilerine, diğer maznun Ali Osman ve Salih kâhyaların hareketi vakıaları kanunu cezanın metninde “her kim meydan ve sokaklarda ve halkın toplu bulundukları yer­ lerde n u t u k irad ederek ve gerek yafta yapıştırarak ve yahut matbu varaka neşreyliye- rek ahali ve sekeneyi işbu fiil­ lere beyan olunan cinayetleri işlemeğe doğrudan doğruya teşvik ederse ol cinayetlerin fi­ ilen mürtekibi gibi müeazat olunur. Fakat zikrolunan teşvi- katin bir gûna eseri fiilisi zu­ hur etmezse muvakkat nef’i ce- zasiyle müeazat olunur” diye muharrer olan 64 üncü madde­ nin son fıkrasına tevfikan onar sene müddetle memleket­ leri olan Malatya ve Sürmene- ye nefy edilmelerine, ve cerai- mi vakıada methal ve müşare­ ketleri vüsûku kanunî ile te- eyyüd etmiyen ve beriyyüzzim- me bulunduğuna dair kanaati vicdaniye hasıl olan Ergani me busu İhran, îst. mebusu sabı- Ajdnan, Erzurum mebusu sabı­ kı Hüseyin Avni, Sivas mebusu sabıkı Kara Vasıf, Mersin me­ busu sabıkı Salâhaddin, Küçük Talât, Mithat Şükrü, Dr. Hüse­ yin zade Ali, Hamdi baba, Ce­ mal Ferit, Eyüp Sabri, Dr. Rü- suhi, Ahmet Nesimi, Salâh Cim coz, mütekait erkânıharp bin­ başısı Rıza, Naim Cevat, tır­ nakçı Salim, Yakup Cemilin bi­ raderi Seyit Mehmet, küçük Kâzım Çerkeş Aziz, ekmekçiler şirketi müdürü Aziz, kör Ali İhsan, Üsküdar belediye reisi esbakı Rifat, polis müdürü sa­ bıkı Azmi, Tanin sermuharriri Hüseyin Cahit, yalnız işbu ef’al

den, Gaziantepli Ahmet Muh­ tar, Bakırköy kaymakamı Ne­ şet, muhasebeci Sait, sabık ko­ miser Cavit, gözlüklü Mithat, Bekir Sıtkı, Mehmet Ali, ser- veznedar Rıza, millî mensucat­ tan Sadettin Rıza, millî ticaret­ ten İhsan, millî mahlûlâttan Haşan Fehmi beylerle Hasip ağanın beraetlerine, ve sebebi âhire binaen mevkuf bulunma­ dıkları takdirde tahliyei sebil­ lerine, Kara Kemalin teşkil ey­ lediği İktisat Bankası ve şir­ ketler sermayesinin makamı iddianın izah ve tafsil eylediği veçhile ahkâm ve şerait ve ka­ ziye ile mütearız bir şekilde mesulü ve vakıf tayini suretiy­ le vakfeylediği mebaliğin mu­ vazaa ve bir vakfı eahih oldu­ ğu indelmuhakeme tahakkuk etmesine binaen vakfiyesinin feshiyle ve kanunu ticaret hilâ­ fında makasıdı siyasiye itiba­ riyle teessüs ettiği sabit olan mezkûr banka ve şirketlerin tasfiye suretiyle ve idaresi hak kında hükümetin tensip ve itti­ haz edeceği mukarrerat dahi­ linde muamele ifasının ve keza Ergani meubusu İhsan beyin İttihat ve Terakki Fırkasının ilânı dolayısiyle Teceddüt Fır­ kası namına teslim edilmiş olan mebaliğ ve mücevherat ve eş­ yayı indettahkik hüsnüistimal etmediği ve malûmu esami rü- fakasiyle zimmetlerine geçir­ dikleri birçok sene evvel ma­ dun bir hale gelmiş olan Te­ ceddüt Fıkrası namına yed-i zaptında bulundurmuş olduğu mebaliğ ve eşyayı mecmuanın hazinei devlete ait olması lâ­ zım geleceğine göre o suretle bu cemiyetin dahi icabı kanuni­ si icra kılınmak üzere Başvekâ­ leti celileye arz ve iblâğına, maznunlardan Rauf ve Rahmi beylerin gıyabında, diğerlerinin vicahmda ittifakla 26 Ağustos 1926 tarihinde karar verildi.

(D evam ı v a r) -ııııııııııııımıııııııımııııııııııııııııııııııııııııııımııılıııııııııııııımıııımıııılHMiııııımıııııııııııiHijıııg

KOÇ BURCU

( 20 M art 19 N is a n ) P a ra m eselelerin d e b iraz d a h a İh tiy a tlı o lm an ız lâzım .

BOĞA BURCU

(2 0 N isan 20 M ayıs) Borç ve kred i m eselelerin iz son derece d ik k a tli o lm an ızı gerek tiriy o r.

ik i z l e r b u r c u

(21 Mayıs 20 H aziran) Azimli ve k a ra rlı o lara k h a ­ re k e t ederseniz, işlerin izd e b a­ ş a rıla r elde ed eb ilirsin iz.

YENGEÇ BURCU

(21 H aziran 22 Tem ­ muz)

T e re d d ü tle r veya a k silik ler dolayısiyle u ğ ra d ığ ın ız z am an k ay b ın ı te lâ fi etm eğ e bakınız.

ASLAN BURCU

(23 Tem m uz 22 A ğus­ tos)

Şim diye k a d a r sizi çok u ğ ­ ra ş tırm ış o lan m eseleleri, bi­ raz g ayretle, b u g ü n lerd e b aşa­ rıy la s o n u ç la n d ıra b ilirs in lz .

BAŞAK BURCU

(23 Ağustos 22 Eylül) B iraz d u ru p , e tra fın ız a bak­ m ak, sö y len en lere k u la k ver­ m ek ve geleceğe a it p lâ n la r y ap m ak için elv erişli b ir dev­ redesiniz.

TERAZİ

b u r c u

(2 2 E ylül 22 Ekim Sş G erçi çok .saadet v erici ş a rt- § la r için d e değ ilsin iz, a m a 'i ş l e - ş rin lz yolunda..

AKREP BURCU

( 23 E kim 21 Kasım )I K e n d in iz e b ir çeki d ü z e n v e r = m ek, g ay retle rin iz i b e lirli h ed ef 5 le r ü z e rin d e to p la m a k İh tiy a c ın î d a sm ız =

YAY BURCU

(22 K asım 21 A ralık ş: Eski b ir d ö rd ln lz y en id en b a ş | k ald ırıy o r. S o ğ u k k an lılığ ın ızı = m u h a fa z a edin, o n u y in e a lte d e \ b ilirsin iz.

OĞLAK BURCU

( 22 A ralık 19 O cak )i Çok p a rla k fik irle rin iz v ar, § b u n la rı size y a rd ım ed eb ilecek 5 b irisiy le m ü n a k a şa ediniz.

KOVA BURCU

(2 0 Ocak 18 Ş ubat )= B a şk a la rın ın siz in İşlerin ize i m ü d a h a le sin e sin irle n ly o rsu - | n u z, am a h a k sızlık etm em eye \

çalışın . z

BALIK BURCU

(1 9 Ş ubat 20 M art Bazı engellere ve m u h a le fe te | rağm en, fik irle rin iz d e n dönm e- § yin, d o ğ ru yoldasınız.

(4)

İdam a m ahkûm o la n la r

A n k a ra 'd a n asıl a sıld ı ?

174

Kararın verilmesinden son ra beraet edenler tahta par­ maklıklar arasından alkışlar la çıkmışlardır İdama m ah­ kûm olanlar ise gece saat yirmi üçe çeyrek kala Cebe­ ci’de hapishane civarında a- sılmışlardır.

Hüküm evvelâ Cavid’e teb liğ edilmiş, Cavid masumiye­ tinden bahsetmiş, “Müsaade ederseniz iki üç şey yazarım, etmezseniz yazmam” demiş, sonra yazmaktan vazgeçmiş­ tir. Maliye Nazırı esbakı Ca­ vid müdürün odasından sap­ sarı renkte çıkmış, hapisha­ nenin Yenişehire nazır cep­ hesinin sağındaki sehpaya götürüldüğü zaman hiç de telâşlı görünmemiştir. Kürsü ye geldiği zaman Adalet dok toruna «Cahid Bey burada­ dır. Selâm söyleyiniz, Çocuk­ larımın ve refikamın gözle­ rinden öpsün» demiş, bun­ dan sonra Gazi’ye ve hâkim­ ler heyetine selâm söyleme­ lerini bildirmiş, arapça bir âyet, türkçe bir beyit oku­ muş, sonra:

«— Haydi vazifenizi görü­ nüz» demiştir. Masaya çıkın­ ca «Sandalyeye oturayım mı» diye sormuştur. Kendisine ayakta kalması söylenmiş, ip boynuna geçirilmiştir.

İkinci olarak Doktor Nâ­ zım asılmıştır Doktor Nâzım içeride vasiyetini söylemiş, dışarı çıkarken biraz çırpın­ mıştır. Senpada ip boynuna geçirilirken:

— Efendiler bu meselede katiyen alâkam ve sun’u tak sirim yoktur demiştir.

Üçüncü olarak asılan Nail hükmün tebliğini müteakip «karar âdilânedir» demiş, hâ tıra defterine bir şeyler yaz­ mıştır. Müteakiben hükmün tebliğinde hazır bulunanla­ ra:

«— Reis ve Kılıç Ali Beyle­ re mahsus selâm söyleyin, hükmü adaleti ifa ediyorlar. Kendilerine hiçbir dargınlı­ ğım yoktur» demiştir.

Dışarıda sehpa önüne ge­ tirilerek masanın üzerine çık tığı zaman da «Millet sağ ol­ sun, vatan pâyidar olsun» de miş, sonra ilâve etmiştir: «Yalnız düğümü arkaya ge­ tirin» müteakiben masanın üstündeki sandalyeye otur­ muştur. Kendisine ayağa ; kalkması !htar edilince güle- i

rek: «Daha evvel aşılmadığım ; için bilmiyorum. Yalnız düğü i mü arkaya getirin» demiştir. ;

Dördüncü olarak Ardahan i sabık meb’usu Hilmi asılmış i tır. Mahkûm dışarıya siikû- j

netle ve etrafına bakınarak gelmiş, masaya çıkmış, «Mü­ saade ederseniz bir iki söz söyliyeceğim. Fakat menfi söylemiyeceğim» demiş, son­ ra şunları söylemiştir: «Vazi­ fenizi yapınız. Beni asanlara hakkımı helâl ediyorum. Al­ lahaısmarladık» demiştir.

İp çekildiği zaman uzun bı rakılmış olduğundan sehpa ayakları açılmak suretiyle devrilmiş, mahkûm yüzüstü düşmüş, yüzünden biraz ya­ ralanmış, kanlar silinmiş, ye ni bir gömlek giydirilerek hü küm infaz olunmuştur.

ABDÜLKADİR NASIL YAKALANDI VE

ASILDI

Suikasd hâdisesinin birinci derecede elebaşılarından olması dolayısiyle İstiklâl Mahkemesi .arafından gıyaben idama mah­ kûm edilen esbak Ankara Vali­ si Karadeniz sahilinden Bulgar hududuna kaçarken yakalanmış tır. Abdülkadir zabıtanın elin­ den kaçmak fırsatını bulmuş ve iki ay kadar ortadan kaybol­ muştu. Zabıta sıkı aramalarına rağmen kendisini bulamamıştır. Abdülkadir zabıta takibatının gevşediğine kani olmuş, bu hu­ susta üç yo( düşünmüştür. Biri tren hattı güzergâhı ile Edirne, diğeri karadan Çatalca yoliyle Bulgaristan hududu, üçüncüsü de Kilyos ve oradan İstranca or

manları yoliyle Bulgaristan hu- dudur. Abdülkadir vapurla Av­ rupa’ya firarı mümkün görme- miştir. Çünkü fotoğrafları her tarafa gönderilmiş, ve eşkâli en küçük teferrüatma kadar her tarafa bildirilmiştir. Kilyos sa­ hilinden taka ile kaçması da mümkün değildi. Çünkü o taraf havalisi sıkı bir kordon altında idi. Hattâ bir müddet evvel bu­ ralarda dolaştığı şayi olmuştu. Zabıta Abdülkadir’in mutlaka İstanbul’da olduğuna kaniydi. Fakat İstanbul’da da bir türlü bulunamıyordu. Şüphelenilen ev ler birkaç defa aranmış, hiçbir iz bulunamamıştı.

Abdülkadir en salim yolu de­ niz tarafında bulmuş, saklandı­ ğı yerden çıkmış. Demirköyün« kadar yaya gidebilmiştir. Bü- yükdere - Rumeli Feneri - Ter- kos yolunu takibetmiştir. Ken­ disi evvelce asker olduğundan yürümeye de alışıktır. Abdülka­ dir böylece İstranca ormanları­ nın eteklerine ulaşmış, Midye’- ye, oradan Iğneadaya kadar ge­ celeri yürümekle geçirmiştir. O zamanki İstanbul Orman Mü­ fettişi Cafer Sadık Bey, Abdül­ kadir’in nasıl yakalandığını şöy le aldatmıştır :

“İstranca nahiyesi civarında Çilingos namında bir çiftlik vardır. Memuren orada bulunu­ yordum.

(Devam ı var)

( 2» M art 19 N is a n ) i E tra fın ız d a k i a rk ad a şların ız £ g ü lery ü z lü g ö rünüyor, am a hep- I sin e aynı dereced e güvenm eyin.

b o ğ a b u k c u

< 20 N isan 20 M a y ıs) I F ik ir ç alışm asın ı g e rek tire n £ b ir iş te b a şa rı kazan acak sın ız.

İKİZLER BURCU

| (21 Mayıs 20 H aziran)

E S ev d ik lerin izle a ran ızı d ü z e lt £ m ek ve m u h itin iz d e isted iğ in iz E havayı y a ra tm a k siz in elinizde.

YENGEÇ BURCU

(21 H aziran 22 Vem-

: muz)

E C a n lılık ve z in d e liğ in iz b u E g ü n lerd e çok işin iz e y an y acak .

ASLAN BURCU

( 2 3 T em m n z 2 2 A ğus­ tos)

: K ö tü m se r in s a n la rın m u h itin

: den u zak laşın . H er işin izi vak-

: tin d e yapm .

BAŞAK BURCU

(23 Ağustos 22 Eylül) • S ü k û n e tin iz i m u h a fa z a eder- : şeniz, b irçok ta ts ız lık la rı r a h a t ; ça a tla ta b ilirs in iz .

(2 2 Eylül 22 Ekim ) | An! k a ra rla r verm enizi gerek- £ tir e n d u ru m la rla k a rşıla şm a n ız | m u h te m e l. T e tik te b u lu n u n . |

AKREP BURCU

( 23 Ekim 21 Kasım )£ K ısk an çlık h issin e k e n d in iz i I n e k a d a r k a p tırırsa n ız , o k a d a r £ k aybedersiniz.

YAY BURCU

(22 Kasım 21 A ralık: 5 G ö n ü l İşlerin iz yolu n d a. S izin £ ve y a k ın la rın ız İçin İyi b ir g ü n . E

OĞLAK

b u r c u

( 22 A ralık 1* Ocak iş İç tim a i h a y a tın ız d a b ir sflrü £ yeni im k â n la rla k a rşıla şa c a k sa = m z.

KOVA BURCU

( 2 0 O cak İ S Ş u b a t ) İ K en d in izi g ö sterm en in ve fi- | k irle rin iz d e ıs ra r e tm e n in ta m £ zam an ı.

BALIK BURCU

(1 9 Ş ubat 20 M art ) | B ir film veya piyes size lyl i b ir f ik ir ilh a m edecek.

(5)

Abdlilkadir nasıl yakalandı?

175

Bir sabah çiftlik müs - tecirinin vekili umumisinin kâ­ tibi Almanca hiddetli hiddetli birşeyler konuşuyordu. Nazarı dikkatimi çekti. Şöyle diyordu:

— Tanımadığınız bir adama neden beygir veriyorsunuz? Ne olduğu belirsiz bir serseridir. Belki fena bir maksadı vardır.

O zaman amelebaşı kendisine şu suretle cevap verdi :

— Ne yapayım efendim» çok ısrar etti. “Ben orman müfet­ tişiyim, hayvan vermezseniz ne­ ticesi çok fena olur’’ diyordu. So nunda da şu tehdidi savurdu : Bir işiniz düşerse sonra karış­ mam ha!..

Nihayet sordum :

— Kimdir bu orman müfet­ tişi?

Amele başı Nuri Efendinin verdiği izahata göre Ağustosun 18 inci çarşamba günü saat on buçuğa doğru, semerli bir bey­ gir üstünde, kısaca sakallı, e- linde bir yara izi bulunan orta

boylu bir adam çiftliğin yanın­ da odun arabacılarının yatıp kalktıkları kulübenin önünde gö rünmüş :

— Selâmı aleyküm... demiş, arabacılar kendisine mukabele etmişler. Adamın kıyafeti hiç de emniyet telkin edici görülme miş. Fakat kendisinin orman müfettişiyim diye ısrar etmesi üzerine kulübenin kapısı açıl­ mış, ve kendisine :

— Beyefendi, çifftlik binası­ na kadar teşrif etmez misiniz? Siz bir kahve içip dinleninceye kadar biz de beygiri tedarik e- der getiririz., denilmiştir.

Abdülkadir bu tekliften pire­ lenmiş :

— Orada aileler vardır. Ra­ hatsız etmiş olurum, demiştir. Kendisine ailelerin başka bir yerde oturdukları, kendisine ay rı bir oda açılacağı söylenince oraya kadar gitmiye razı olmuş tur.

Abdülkadir bu odada İğneada ve o sahil mıntakası rüsumat

muhafaza memuru Hüsnü Eten di ile karşılaşmış, biraz som« çiftlik amele başısı Nuri Efendi de oraya giderek :

— Hoş geldiniz Beyim demiş, Abdülkadir de Nuri Efendiye ra dece :

— Hoş bulduk! şeklinde ce­ vap vermiş ve hemen şu sözle»! söylemiştir :

— Buraya bir arkadaşım ge­ lecekti. Bir saatten beri kendi­ sini bekliyorum. Hâlâ gelmedi. Binaenaleyh buraya uğrarsa “si zi bekledi, gitti’ dersiniz. Bana da hemen şimdi Midyeye geç­ mek üzere bir beygir bulunuz!

Nuri Efendi bu âmirane hi­ tap üzerine :

— Efendim, beygir istiyorsu­ nuz ama, burada beygirler odun taşımakla meşguldürler. İşsiz beygir bulmak kolay değildir.

Abdülkadir işi şarlatanlığa dökerek devam etmiştir ':

— Orman müfettişiyim diyo­ rum. Bana beygir bulmaya rnıec bursunuz. Oraya kadar yaya gi­ demem ya!...

Nuri Efendi» şöyle mukabele etmiştir :

— İyi ama, Beyefendi, Midye yolunu koruculardan kimse bil mez. Sizi Midye’ye kim götüre­ cek?

Abdülkadir o zaman, Osman ismindeki orman bekçisinin yo­ lu pekâlâ bildiğini söyliyerek :

— Bu gece burada kalırım. Yarın sabaha kadar da siz de bir beygir bulursunuz, demiş ve geceyi çiftlikte geçirmiştir.’’

Abdülkadir Midyeye var * madan evvel attan inerek hay­ vanı yanındaki adama teslim ediyor ve geri çeviriyor. Ve bu­ radan itibaren yaya olarak yü­ rümeye başlıyor ve bu suretle Midye’ye nazarı dikkati çekme den girmeye çalışıyor. İşte tam bu sırada aynı yoldan iki jan­ darmanın geldiğini görünce« kendisini tanırlar korkusiyle yo Iun kenarındaki çalıların arka­ sına gizleniyor. Bu sırada o ci­ varda bulunan bir köylü, pej­ mürde kıyaeftli bir adamın jan darmaları görmesi üzerine ça­ lılarım arkasına saklanmasını manidar buluyor ve derhal jan darmaların yanına giderek bu vaziyeti haber veriyor. Jandar­ malar gidip Abdülkadiri saklan dığı yerden çıkarıyorlar. Hüvi­ yetini soruyorlar. Abdülkadir kömür ve yumurta tüccarı ol­ duğunu, jandarma yüzbaşılığın dan emekli olduğunu, isminin Nazif olduğumu söylüyor. Jan­ darmalar hüviyetini ispat etme »inde ısrar edince hiçbir vesika gösteremiyor, karakola sevkedi liyor.

Abdülkadir karakolda sorgu­ ya çekilince, aynı şeyleri söylü­ yor. Bu vaziyet karşısında ka­ rakol kumandanının şüpheleri büsbütün artıyor ve kendisini Kırklareline sevkediyor.

(6)

. 6 Mart 195V

Abdülkadir asılıyor!

— 176

Abdülkadir Kırklareline sev- kedildiği zaman hüviyetini kim se bilmiyordu. Yakalanmasın­ dan iki gün sonra yani 21 Tem­ muz Cumartesi günü Orman Müfettişi Cafer Sadık Bey Çi- lingos çiftliğine gidiyor. Orada çiftlik sahibi Almanın iki gün­ lük vukuatı tetkik ederken bir yabancı şahsin emrine beygir verildiğini öğreniyor.

Yabancı bir şahsa cevaz ve­ rilmesi sebebini sorarken “Or­ man müfettişi’’ lâfı geçiyor, ve bu muhavereyi duyan Cafer Sa­ dık bey o bölgede kendisinden başka orman müfettişi olma­ dığını bildiğinden vilâyete müs tacel bir telgraf çekiyor, valiyi telgraf başına çağırıyor, eşkâl tarif ediyor, her tarafa telgraf­ lar verilerek pejmürde kıya­ fetli adamın tevkif edilmesi em­ ri veriliyor. Halbuki, Abdülka­ dir bundan 48 saat evvel yaka­ lanmış bulunuyordu.

Abdülkadir ilk ifade olarak, saklandıktan sonra Kostantinop le otelinde birkaç gece yattığını, burada barınamıyacağını anla­ yınca birkaç gece yatsı nama­ zından sonra bazı cami ve mes­ citlere girerek orada barındığı­ nı söylemiştir. Abdülkadir, yi­ ne ifadesine göre, Bakırköyde çiftlikte birkaç gün kaldıktan sonra, 16 Ağustosta orasını terketmiş, uzun bir yol almak suretiyle Safraköy, gamlı, Saz­ lı bostan, Dursunköy, Yassıviran yoliyle Çatalcaya gitmiş, gece­ yi orada geçirmiştir. Ertesi gün Çiftlikköy, Karacaköy, Podima yoliyle Çilinkosa gitmiş, burada bir eşek tedarik ederek yoluna devam etmiş, îğneadaya gitmiş, çarşıya öteberi almak üzere indiği zaman da köylüler “ya­ bancı var” diye bağırınca jan- j darmalar gelmiş, kendisini ya­

kalamışlardır.

Abdülkadiri Istaııbulda Pan- danica çiftliğinde saklayan En­ ver paşanın kâhyası Derviş, merhum Mustafa Natık paşa­ nın refikası Seher hanım, Sai- me hanım, Naciye Sultanın ha­ rem ağası Aziz, Arnavut Yu­ suf, çiftlikte müstahdem Ömer, İsmail tevkif edilmişler, Abdül­ kadir de Istanbula getirilerek buradan Aııkaraya gönderilmiş tir.

Abdülkadir Ankarada 28 A- ğustos cumartesi günü sorguya çekilmiştir. Abdülkadir sorulan suallere gayet uzun cevaplar vermiş, suikast meselesi hakkın da “ben böyle bir şey yapabilir miyim” demiştir 29 Ağustos pa zar günü, müddeiumumi iddia­ namesini okumuştur.

İddianamede müddeiumumi Necip Ali bey, Reisicumhur hazretlerine karşı suikast yap­ mak teşebbüsünde methaldar ve alâkadar bulunan Abdülka- dirin 17 Haziran 926 tarihinde firar ettiği beyan ve tamirde cereyan eden muhakeme netice­ sinde hakkında verilen gıyabî idam cezasının kanunu cezanın 382 nci maddesi ahkâmına tev­ fikan feshj ile yeniden muha­ kemesinin icrası isteniyordu. Cereyan eden duruşmada Ziya Hurşidin vaki ifadelerinde

Ab-dülkadirin suikast tertibi için çalışanların ileri gelenlerinden bulunduğu ve bu hususta kendi­ siyle müteaddit temaslarında Ankarada yapılacak olan sui­ kastın muhtelif şekil ve suret­ leri hakkında görüştükleri, ke- zalik maslup Edibin ifadesinde suikast teşebbüsünü 1 Haziran 926 tarihinde Abdülkadirden öğrendiği, Gazi Mustafa Kema­ lin öldürülmesinde Abdülkadi- rin ısrar ettiği ve bu mesele et­ rafında Şükrü, Hafız Mehmet ile sıkı temasta bulunduğu zik­ rediliyor Ankara, Bursa ve İz­ mir suikasdi muharrik ve mü­ şevviklerinden olmakla itham edilerek kanunu cezanın 55 inci maddesi delâletiyle 57 nci mad­ desinin birinci fıkrasına tevfi­ kan cezalandırılması isteniyor­ du.

Abdülkadir yeniden yargılan­ mış ve 31 Ağustos günü de mü­ dafaasını yapmış neticede mah keme idamına karar vermiştir.

Abdülkadir Eylûi gecesi saat 23 de asılmıştır. Gece hapisha­ ne muhafızı jandarma ku­ mandanı Abdülkadirin mevkuf bulunduğu odaya çıkarak hük­ mün tebliği için aşağıya indiri­ leceğini söylemiş, Abdülkadir derhal vaziyeti kavramış, şaş­ kın ve perişan bir hal almıştır. Aşağıda kendisine mahkeme kararı okunmuş, kendisine “va­ siyetin var mı?” diye sorulmuş, o “ne vasiyetim olacak, beni

buraya mı gömecekler” dem^p tir. Biraz sonra cebinden iki li­ ra çıkartmış, bunun kardeşin* verilmesini, ve mezarının kar­ deşi tarafından yaptırılmasını söylemiştir.

Gömlek giydirildikten sonra dışarı çıkarılan Abdülkadir, ka­ pı önündeki sehpayı görünce “bir parça durun bir şey söylî- yeceğim” demiş, fakat bir şey söylemeyince boynuna ip geçi­ rilerek asılmıştır.

SON

» I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l i l l l l l l l l l l l l l l i m i l l t l l l l t t

f Şeyh Sait isyani* \

f nın içyüzüne dair

j

I Şark İstiklâli

I MAHKEMESİ

i

SAVCISININ

I hâtıraları

| El yazılan, çeşitli vesi- |

|

kalar ve fotoğraflar

|

1

Pek yakında geniş

¡

I

tafsilât bekleyiniz

ñ l l l l l l l i m i l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l N l l l l l i r i l l l l l l l l l l S

KOÇ BURCU

I 20 M a r t 19 N is a n ) Çok genç b irisin in size b ir sü rp riz i var. .ş h a y a tın ız d a cesu r o lm alısınız.

TERAZİ BURCU

BOGA BURCU

( 22 Eylül 22 Ekim 1 S ezg ilerin iz size çok y ard ım ediyor. Mevki ve itib a rın ız d a Ç ~ f ( j b i r y ükselm e bekleyi

M

biz. ( 20 Nisan 20 M ay ıs) B ir m eselede çok

ısra rlı ve azim li olm a ıısınız. Bazı k ay ıp lara u ğ ra m a n ız a rağm en İlerlem eler k ay d ed i­ y o rsu n u z. i

İKİZLER BURCU

(21 M ayıs 20 Haziran) D u rm a d an değişen ş a r tla r a ayak u y d u r­ m ak zo ru n d asın ız. Da h a fazla k u d r e t ve n ü fuz k a za n m a n ız m u h tem el.

YENGEÇ BURCU

(21 H aziran 22 T em ­ muz) B u g ü n k a rşıla şa ca ­ ğınız bazı a k silik lere h i ç ' önem yerm eyin. Ş an sın ız açık

ASLAN BURCU

(23 Tem m uz 22 Ağus­ tos)

Sizi çok u ğ ra ş tıra n nlr m eseleyi m es’u t b ir so n u c a bağlıyacak siniz. H erkesin ta k d i rln i k a z a n ıy o rsu n u z.

^ 7 )

BAŞAK BURCU

(23 A ğustos 22 Eylül) U m d u ğ u n u z şek il­ de o lm a m ak la b e ra b e r eğlenceli ve neşeli g ü n ler geçireceksiniz.

AKREP BURCU

( 23 Ekim 21 Kasım ) = D ah a c ö m e rt o lm a = yı g e re k tire n ş a r tla r 3

için d esin iz. 3

YAY BURCU

, / ^ Î . (22 K asım 21 A ralık) Ü S â k in f a k a t İlerisi 3 için im k a n la rla d o lu Ş bir devreye g iriy o rsu 3 n u z. o ğ l a k b u r c u (2 2 A ralık 19 O c a k ) ü B ir te h lik e y i göze 5= a lm a n ız lftzım. Engel 3 'e r k a rşısın d a ü rk e rs e 3 nlz, b a şa rıy a erişe- =

m ezslniz. =

KOVA BURCU

(2 0 O cak 18 Ş u b a t) = Y eni y en i a lâ k a = m ev zu ları b u lu y o rsu - m n u z. B u n la r gö rü ş = iv u f k u n u z u g en işleteb l = Ur.

BALIK BURCU

(1 9 Ş u b at 20 M a r t) = H usus! ve m eslek! 3 b a y a tın ız d a h a fif, f a = k a t fa y d alı m ü d a h a le = e rle k a rşılaşıy o reu - g n u z : b u n la r ı İyi n iy e t 3

le k a b u l ed m .

TilllllllllllllllllllllllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIItlIİ?

Referanslar

Benzer Belgeler

Güney-batı kısmında yer alıp, önemli bir şehir dışı trafik bağıyla (düğümüyle) sınırlanmıştır. Bu bağ, yeni A n - kara merkezinden Eskişehire doğru giden ve

[r]

Y a n caddede müstakil antreli bir temsil, sinema veya konser salonu olmıya elverişli, aza- mî 150 kişilik bir salon yapılmıştır.. yükseklikten sonra bir

UNESCO’nun ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı’ ilan ettiği Macahel’de Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu bile istemeden hidroelektrik santral izni verildi.. İzin

Bakan Yıldız, ihalenin iptal edilip, edilmeyeceği yönündeki bir soruya ise ilginç bir yanıt vererek, şöyle konuştu: “Bu bir yarışma süreci olduğu için ‘evet’in de

1925 Soviyet kanunu ile şehirdeki ar- salar beled yeler vasılasile idaresi ve bu idarelere yapı ve arsalar üzerinde nihayetsiz bir inhisar salâhiyeli verildi.. Demiryolları

Halbuki çok şirin Rado bunların ikisini de bilmez: «sahib-i adâlet» terkibinin hazan «sahib - adalet» suretinde okunacağını biimiyecek derecede Türkçe

Türkiye’de çok güçlü dalgaların olduğu yerler olmadığı için daha çok rüzgârdan yararlanılan sörf stille- ri tercih ediliyor.. İşte çeşitli