• Sonuç bulunamadı

Akşam'ın fıkracısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akşam'ın fıkracısı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I “ Akşam,, m fıkracısı

:...'.^

t

=-

t

= Mldhat Cemal KUNTAY

ı ı ...—

İK İ HAYRET Bir insandan her şeyi bilmesi Otuz yıl evvel «Akşam» gazete­

sinde fıkra muharriri Falih Rıfkı idi. Onun genç yaşındaki o fıkra­ larını büyük bir nesrin karşısında­ ki haklı hayretin büyülttüğü göz­ lerle okurduk. Otuz yıl sonra, yani bugün, Akşam gazetesinde fıkra muharriri bay Şevket Rado’dur. Onun fıkralarını da hazin hayre­ tin büyülttüğü gözlerle okuyoruz.

«Akşam» gazetesinin zavallı «fık ra » sütunu, sen nerede başladın! Nerede bittin!

MERHUM İZZET MOLLANIN GEÇİRDİĞİ KAZA

Bir ölü kaza geçirir mi, de­ meyin. Bay Şevket Rado kazanın bu türlüsünü de yapmağa mukte­ dirdir; anlatayım;

Şair İzzet Mollanın Mihenet-i Keşan'ını herkes bilir, hattâ Lise talebesi bile... O kitaptaki şu bey­ tin aşağıdaki gibi olacağını da her kes bilir, hattâ okul öğrencileri bile...

G alâtâ kazasında hâkim idim; Ne sâhib - adalet, ne zâlim idim.

Fakat, işte bu beytin nasıl o l ­ duğunu «Akşam» îıı fıkra muhar­ riri bay Şevket Rado bilmez.

beklenemez. Fakat bahsettiği şeyi bilmesi daima, beklenir. Hele o in­ san o şeyden çok şirin Şevket Ra­

donun cakasile bahsederse!... Me­ selâ, madem ki, Şevket Rado, ede­ biyattan bahsediyor, iki şeyi bil­ mesi mutlaka lâzımdır, evvelâ eski Türkçeyi, sonra aruz veznini.

Halbuki çok şirin Rado bunların ikisini de bilmez: «sahib-i adâlet» terkibinin hazan «sahib - adalet» suretinde okunacağını biimiyecek derecede Türkçe bilmez; ve «sa­ hib-i adalet» yazılırsa yukarıdaki mısraın vezninin mahvolarak ken­ di nesrine benziyeceğinı biimiyecek derecede vezin bilmez.

«Akşam» daki fıkrasında Bay Şevket Rado o beyti şöyle yazar;

G alata kazasında hâkim idim; Ne sahib-i adalet, ne zalim idim

Ve merhum İzzet Mollanın ba­ şından da öyle bir kaza geçer ki İkinci Mahnıudun gizli idam ka­ rarı Mollaya saadet görünür.

Fakat bay Şevket Rado «fık ra » yazmakta devam ettikçe yalnız bir «merhum» değil, edebiyatımızdaki bütün «merhumlar» tehlikededir.

(Devamı ^ inci Sayfada)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(...) Nâzım’m ne demek istediğini yıllar sonra anladım. ‘Demirciler Çarşısı Cinaye­ ti^ 'ni yazarken, birçok cümleyi kendimin uydurduğunu far- kettim. Halk dili

Ba­ kırköy Belediye Başkanı Yıldırım Aktuna ise Yüzatlı’nın “ bayrak açtığını” ve nedenini bulamadığı b ir şekilde “ olayı tırm andırdığını”

Hansa kentindeki kapahçarşıyı anlatır. Han- sa’nın 6 ilçeye ayrıldığını, bu 6 ilçeden üçün- cüsünde Müslümanların yaşadığını, burada kurulan,

Yakın zamanda uzaya gönderilen Parker Solar Probe ve Solar Orbiter uzay araçla- rından elde edilecek gözlem verileri sayesinde, yıldızımıza daha yakından bakarak,

Nihal Başar, sonbaharda dallarda kalan son yaprakları görünce, onları “son ümide sarılmış” insanlar gibi tasavvur eder, yere düştükleri zaman toprağın onları

gama ve kedere bürünmüş gibidir. Hazan mevsimi tabiatı perişan eder, sararmış yapraklanyla san, hastalıklı yüzü hatırlatır. Sarı renkli ve kurumuş hazan

Almanyadaki fabrikasının formüllerile imal etmekte olduğumuz H e m a t e k t tecrit maddesi, senelerdenberi memleketimizde, Nafia işlerile diğer birçok resmî ve

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com. Yazar eserini iki