Çiftçi Sen, haklarında açılan kapatma davası nedeni ile 2. Aralıkta Ankara Adliye Sarayı önünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada 7 sendikadan oluşan konfederasyonların kapatılmak istenilmesinin hukuki dayanağı olmadığı, hükümetin yasal düzenlemeler yapmamasının, uluslararası sözleşmeler ile kendilerine tanınan örgütlenme hakkının ortadan kaldırılmasına gerekçe olarak sunulamayacağı vurgulandı.
Basına ve kamuoyuna
Dünyanın yeniden yapılandırıldığı bu süreçte Türkiye tarımı tahrip ediliyor, çiftçiliği ortadan kaldırıp yerine şirket tarımcılığını ikame edecek ekonomik, sosyal, politik adımlar atılıyor. Oysa tarım bir kültür ve yaşama biçimidir. Şirketlere bırakılamayacak kadar hem üreticiler hem de tüketiciler için yaşamsal önemdedir.
1980’li yıllardan bu yana, önce IMF ve Dünya Bankası (DB) programlarıyla, sonra da Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kural ve normları aracılığı ile azgelişmiş ülkelere kabul ettirilmeye çalışılan politikalar; tarımsal ürün ve girdi piyasalarındaki destekleme alım, destekleme ve sübvansiyon gibi müdahalelerin tasfiyesidir. Bu tasfiye aslında çiftçilerin tasfiyesi anlamına gelmektedir.
çiftçiler hakkında alınan bu kararlar bilindiği gibi adına alına gelmektedir. çiftçiler adına bu kararlar alına gelinirken haklarının mücadelesini verecekleri bir örgütlülükleri yoktur.
çiftçiler olarak çıkarlarımızı ulusal ve uluslar arası kurumlar, şirketler ile diğer yapılar karşısında korumak ve geliştirmek amacıyla çeşitli tarihlerde ürün bazında yedi sendika kurmuştuk. Bunlar : Üzüm Üreticileri Sendikası, ÜZÜM-SEN, Tütün Üreticileri Sendikası, TÜTÜN-SEN, Fındık Üreticileri Sendikası, FINDIK-SEN, Ayçiçeği Üreticileri Sendikası, AYÇİÇEK-SEN, Hububat Üreticileri Sendikası, HUBUBAT-SEN, Zeytin Üreticileri Sendikası, ZEYTİN-SEN, Çay Üreticileri Sendikası, ÇAY-SEN’dir.
Ürün bazında örgütlediğimiz bu yedi sendikamızla birlikte aşağıda belirlediğimiz konularda daha güçlü bir şekilde hak arama mücadelemizi sürdürebilmek için çiftçi Sendikaları Konfederasyonu-ÇİFTÇİ-SEN çatısı altına birleştirdik. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak :
- Artık destekleme alımları yapmayan ve destekleme alım fiyatı açıklamayan kamunun yerine .çiftçiler için referans fiyatları belirleyip açıklamak ve gerçekleşmesi mücadelesi vermek.
- Çiftçilerin haklarından yana politikaların belirlenmesinde etkin olmak,
- Çiftçilerin üretim aracı olan toprak ve suyun kirlenmesine karşı etkin hukuksal ve demokratik mücadele vermek. - Çiftçilerin mesleklerini sürdürmelerine engel oluşturan tohumun şirketlerin egemenliğine geçmesi ve doğa, su ile insan sağlığını riske eden endüstriyel tarım modelinin alternatifi olan organik köylü tarım modelinin
uygulanabilmesini savunmak ve gerçekleştirmek.
- Çiftçiler için gerekli olan Tarım Sigortası Yasası’nın çiftçilerin çıkarına yeniden düzenlenmesini sağlamak, - Tüccarın vurgunculuğu ve dolandırıcılığına karşı çiftçileri koruyacak etkin bir yasanın çıkarılma mücadelesini vermek,
- Kamunun tarımcıyı koruyucu, çiftçilere öncü, eğitici ve öğreticilik yapmasını sağlamaya yönelik demokratik mücadele yürütmek,
- Çiftçilerin, eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını sağlamak,
- Sözleşmeli çiftçiliğe mecbur edilen çiftçilerin adına sözleşme yapmak ve çiftçilerle sözleşme yapan işveren durumundaki sanayici ve tüccarın sözleşme koşullarına uymadığında sendika üyesi çiftçilerin hakkını aramak ve
korumak,
- Çiftçilerin mağduriyetine neden olacak her türden politikanın karşısında çiftçilerin çıkarlarını korumak ve
geliştirmek için kurulan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, Hükümet tarafından iç hukuk düzenlemesi yapılmadığı için Ankara Valiliği’nin başvurusuyla kapatılmak isteniyor.
Oysa Konfederasyonumuz: Hem yasal hem de meşrudur! ILO ve diğer uluslar arası antlaşmalar bunun kanıtıdır. Türkiye de bu anlaşmalara uymak durumundadır.
Ayrıca uluslar arası anlaşmalar yanında Konfederasyonumuz, iç hukuktaki haklara dayalı olarak kurulmuştur. İç hukuktaki çalışanlar tanımı, Anayasa Mahkemesi 23.06.1970 ve 1970/3 esas ve 1970/35 sayılı kararında çalışanlar kavramı şöyle yorumlamıştır: “çalışanlar kavramı; çalışma durumunda bulunan bütün insanları kapsar. İşçi, sermayeci, topraklı ve topraksız çiftçi, memur ve öğretmen demeden içine alır.”
Anayasa Mahkemesi’nin de tanımladığı gibi “çalışanlar” ibaresi bütün üreticiler için geçerlidir. Anayasamızın 46.Maddesi de çalışanların sendika kurma hakkını güvence altına almıştır.
Hükümetimiz ve Meclisimiz görevini yapmadığı yani içi hukuk düzenlemesi yapmadığı için bu duruşmalarda “siyahın siyah, beyazın beyaz” olduğunu kanıtlamak görevi biz çiftçilere düşmektedir.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak ;
Hükümetin ivedilikle iç hukuk düzenlemesi yapmasını,
İç hukuk düzenlemesi yapılana kadar, Hükümetin davayı geri çekmesi; çiftçilerin uğrayacağı mağduriyetini bugünden önlemesi açısından önemlidir. Ayrıca bu görevi yapmakla çiftçilerin hak arama mücadelesi önünde engel
oluşturmamış olacaktır. Saygılarımızla.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu