«inC'VL c>.v.7 v on !'«
Halûk’un 28 Ocak 1964’te yolladığı İngilizce mektubun son bölümü
"HALÛK'UN
m i e W& J f e W , 'A ü „ ' - ■ ' h ' j
SON VEDAI,,
< * ^ ^ f *' , s % ' ...:■!.:■ i
M ÎLLİYET’in Amerika
muhabiri Talât Sait Hal-
maıı, büyük Türk şairi
Tevfik Fikret’in Florida
eyaletine
yerleşerek
Presbyterian Kilisesinde
rahiplik yapan tek oğlu
Halûk
Fikret’le
uzun
uğraşmalar
sonunda
mektuplaşarak
babası
ve kendi hakkında şim
diye kadar hic açıklan
mamış bilgileri sağladı.
■
Bu belgeler Türk edebi
yat
tarihimize
ayrıca
ışık tutacak bir nitelik
de taşıyor.
f r f f f t t t t f t f f t T t f T T T T f f ¥ ¥ + ¥ v
/ ? ; ¿
J 9 U
\J.
it¿ (p j'f'
m m W €
Servet-i Fünûn Edebiyatının en
ünlü şairi Tevfik Fikret'in oğlu l
Halûk, ihanet
senbolü müydü ?
1
Tevfik Fikret’in 1913 yılında Amerika’ya yerleşip sonradan rahip olan
oğlu
Halûk,
1965 yılı Haziranında Florida Eyaletinin Orlando şehrin
de öldü. Michigan Üniversitesinden 1916 yılında Makine Mühendisi 1
olarak çıkan ve birkaç yıl çeşitli ok ullarda bu ihtisas dalında ders veren I
Halûk’un
son işi Orlando’daki Park Lake Presbyterian Kilisesi rahip- I
liği olmuştu...
I
O
F
IKRET’in
«Yarının
inkılâp ordusunda çar
pışacak
kahraman»
gibi gördüğü ve kendisine
yurdun geleceği için bel
bağladığı oğlu Halûk, baba
sının hiçbir umudunu ger-
çekleştiremeden ömrünün
en verimli çağlarını
Presbi-teryen mezhebine hasretti.
Millî şair, Halûkü yurt dışı na —Iskoçya’ya— ilk defa eği time gönderirken «Bize bol bo! ziya kucakla, getir» diye uğurla- mıştı. Halûk, Batıda öğrendik- £ lerini Türkiye’ye getirmedi: Di-t- liyle, diniyle tam bir Amerikalı £ olup anavatanla ilişiğini kesme-(. ği tercih etti,
Son elli yıl boyunca Türk ba- (. smında Halûk aleyhinde düzi-t nelerle yazı yayınladı. Türklük-£ ten çıktığı için milliyetçiler,
hı-t- ristiyanlığa geçtiği için Islâm
cı-t 1ar, F ik ret’in oğluna şiddetle £ hücum ettiler. Genç Türkiye t Cumhuriyeti Fikret’in ömür
bo-^
yu hülyasını kurduğu ilerici vehür toplumu gerçekleştirirken Halûk’un Türklüğünü inkâr . t- K mesi, milliyetçi yazarların gaza-£ bina uğramasma yol açtı. Ba-h basını hür vicdanmdan ötürü £ «Protestanlara zangoçluk» et-l- mekle suçlayan dinciler, Halûk’-£ un Presbİteryen rahipliği hak-I- kında söylemediklerini bırak-t madılar.
KOPAN BAĞLAR
£ T T GRADIGI hücumlara vere-I vere-I cek cevabı olmayan Halûk £ anavatanıyla zâten zayıf-h lamış olan bağlarından büsbti-£ tün koptu. Yıllar geçtikçe —an
nesiyle ve birkaç akrabasıyla , arasıra mektuplaşması bir ya
na— Türkiyeyle her türlü mâ nevi ve kültürel ilişiğini kesip Amerika’ya ve kiliseye dört elle sarıldı. Fikret’in yeni Türkiye- nin tim sali olarak görüp gös terdiği Halûk, Cumhuriyet Tür- kiyesinde bir ihanet sembolü olmuştu.
Halûk’un uyruk, ülkü ve din değiştirmesinin sebepleri kesir - likle bilinmiyor. B ir devrim nes linin şiirde ölümsüzleşmiş sem
bolü olmak, taşınması imkânsız bir sorumluluk yükü olduğu için mi memleketinden kaçmıştı? Babasıyla arası açık mıydı? Mil liyetini değiştirerek babasmın hâtırasından intikam mı alıyor du? Yoksa Fikret’in «Toprak vatanım, nev’i beşer milletim» sözünü yanlış yorumlayarak bir evrensel hüviyet kazanmak ça basına mı girişmişti?
SORULAR... SORULAR
H
ALUK hâtıralarını yazma dan ve belge bırakmadan ölüp gittiğine göre, bu so ruların cevaplandırılması müm kün olmayacak. Halûk, babası hakkında da bilgi ve belge ver meden gitti.Toplum ve edebiyat tarihimiz için yararlı olacak bâzı bilgileri Halûk’un kendisinden temin edebilmek umuduyla ben 1963 ve 1964’te İsrarlı gayretlerde bu- , lundum. Halûk’ta babasmın hiç bir yerde yayınlanmamış şiirleri var mıydı? Fikret’in’ şahsiyeti ve sanat hüviyeti hakkında ye ni bilgi verecek bâzı mektupları gün ışığına çıkarabilir miydi? Halûk, Fikret’i baba olarak, in san olarak, şair olarak nasıl ha tırlıyordu? Halûk, babasmın hâtırasmdan ve etkisinden, Türk kültüründen ve Türkçe’den ne derece kopmuştu? Halûk’un hiç değilse ömrünün son yıllarında Türkiye’ye belge ve bilgi vererek bir hizmette bulunmasını sağ lamak amaeiyle 30 Nisan 1963 günü uzun bir mektup yazdım. Türklerle temas etmekten ka çındığını, kendisine yazılan mektuplara ya hiç cevap ver- . mediğini, ya da kısa bir cevap' yazarak Türklükle ilişiği olma dığından bahsettiğini öteden be ri işittiğim için, mektubumu kendisinin özel hayatına müda hale ediyormuşum gibi bir en dişe duyarak yazdığımı, fakat edebiyat tarihçileri için yararlı olacak bir soruşturma yapmak gibi iyi bir niyetle hareket etti ğimden emin olmasını rica et tiğimi belirttikten sonra kendi mi takdim ederek dedim ki:
İLK MEKTUP
T
AHMİN edeceğiniz gi bi, babanızın modern Türkiye’nin şiirine, top lumsal tarihine ve ahlâkına yap tığı muazzam hizmete büyük değer vermekteyim. Kendisinden anılarınız, edebiyat ve fikir fa aliyetlerini değerlendirişiniz ve «Halûk» şiirleri üzerindeki dü şünceleriniz hakkında sizinle bir veya birkaç görüşme yapmak istiyorum. Ricamı kabul etmek nezaketinde bulunursanız sizin için uygun olan herhangi bir yere istediğiniz gün ve saatte gelip istediğiniz kadar uzun veya kısa görüşmeğe hazırım.»
Halûk’tan haftalarca cevap gelmedi. Hiçbir Türkle mek tuplaşmak ve görüşmek isteme diği hakkmdaki yaygın söylen tileri yanlış çıkarmak umuduyla 12 Haziran 1963’te ikinci bir mektup yazarak edebiyat tarihi ne hizmette bulunması ile ilgili ricamı tekrarladım. 1963 Tem muzunun ilk günlerinde, yazı geçirmek üzere, New York’tan İstanbul’a hareket ettiğim vakit Halûk’tan hâlâ cevap gelmemiş ti.
1963 Eylülünde New York’a döndüğümde Halûk Fikret’in 8 Temmuz 1963 tarihli uzun mek tubu beni bekliyordu. Halûk, belki de ilk defa bu mektubun da, tanımadığı bir Türke açılı yor ve babasına, kendisine ve baba-oğul münasebetlerine bir- çök bakımlardan ışık tutuyordu.
--- Y A R I N :
---Halûk’un
cevabı...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi