İ S T A N B U L S U R K A P I L A R I
Tarihçi Janin tarafından 17. yüzyılda açıldığı söylenen Ayazma Kapı'nın eski bir resmi...
HALİÇ SURLARININ
KAPILARI (2)
Sanat Tarihçisi İnci GÜLSEVİL PORTA PLATEA: Unkapanı Kapısı.
Cibali Kapısı ile Ayazma Kapısı a- rasındadır. Bu kapıya «Horozlu» ka
pı da denirdi. Bu ismin menşei ya lçınındaki Horoz Dede mezarına da atfedilir. Evliya Çelebi'ye göre Ho- roz Dede İstanbul'un fethinde bulu nup, bu mevkide şehit düşmüştür. Haliç'i Marmara denizine bağlıyan ağaçlı yolun sonunda bulunan bu kapının Bizans devrindeki adı Porta Platea idi.
Bugünkü ismini ise, şehrin buğday ve un ihtiyacını temin eden ambar ların, değirmenlerin ve fırınların bu lunduğu bir merkezde oluşundan al mıştır.
Fetih sırasında Haliç’teki Türk do nanmasına ait gemiler Xyloporta'dan Porta Platea'ya kadar yayılmışlardı. Kapı yolu genişletmek bahanesiyle yıkılmıştır.
AYAZMA KAPISI: Porta Hagiasma - Unkapanı Kapısı ile Odun Kapısı a- rasındadır.
Eremya Çelebi; Bu yerin altından çok su akar. Denizde «Bokluk İske le» denen kısım vardır, her iki yanın da kereste istifleri görülür. Deniz kı yısında yalı tipinde binalar vardır. Bunlar Türkler tarafından yaptırılıp Yahudilere kiraya verilmişlerdir. Millingen'e göre Fetih'den sonra a- çılmıştır. Daha önce hiçbir yerde kaydına rastlanmayan kapıdan Fe tih'den sonra şehre gelen Gyllius da bahsetmemiştir.
Kapının adının «Yeni kapı» olarak da bazen geçmesi yeni açıldığına dair bir delil sayılabilir.
Janin de bu kapının XVII. y.y. da açıldığını söyler.
Ayrıca, kapıya taşıdığı ad, civarın da bulunan ve eskiden bir ayazma olması muhtemel olan su kaynağın dan verilmiş olabilir.
Kapı bugün mevcuttur.
ODUN KAPISI: Drungarii
Ayazma kapısı ile Balıkpazarı kapı arasındadır. Buraya İzmit ve civarın dan yiyecek maddeleri getirilirdi. Kapının Bizans devrindeki ismi hak kında fikir birliği yoktur. Millingen ve Janin kapının ismini «Porte Drun- garius Viglae» olarak kabul ederler. Schneider ise, Viglae ismini aldığı yapının burada değil Uzun Çarşıda bulunduğunu ve İmparator Arkadius zamanında yapıldığını söyler. Millingen'e göre, «Zeuguma» deni len bu sahilde imparator lustinianos zamanında kereste ticarethaneleri vardı.
ZİNDAN KAPISI: Porta Seminaria Odun Kapısı ile Balıkpazarı Kapısı arasındadır.
Venediklilere imtiyaz olarak veril miş olan yerdeki bu kapının adı, ya nında bulunan hapishaneden gel mektedir.
Gyllius, Odun Kapısı ile Balıkpazarı Kapısı arasında «Seminaria» kapı sından bahseder, bu «Zindan Kapı sı» olmalıdır, der.
Diğer bir ismi de Yemişçi iskelesi dir.
Suçluların Piri Baba Cafer'in meza rı da buradadır.
Baba Cafer, şimdi ipçiler denilen Zindan Kapısinda karanlık bir tür be içinde yatar.
Bir rivayete göre, Baba Cafer, imam
Hüseyin'in çocuklarındandır. Asıl
adı Seyid Cafer'dir. Bu şahıs, şeyh
Maksud adında bir arkadaşı ile yan larında beş-altı yüz kişi bulunduğu halde, Abbasi Halifesi Harunurreşid tarafından elçilikle İstanbul’a gön derilmişlerdir. Şehre gelmelerinden az önce Araplar ile Rumiar arasında bir çarpışma olmuş, bu çarpışmada birçok kimse şehit düşmüş. Bun ların cesetleri gömülmeyerek gün lerce sokaklarda kalmış. Seyid Ca fer ile arkadaşı Bizans imparatoru nun huzuruna çıktıkları zaman, şe hitlerin böyle sokak ortalarında bı
rakılmasından dolayı Seyid Cafer
imparatora bir hayli şiddetli sözler söylemiş bu yüzden şimdi yatmakta olduğu zindana attırılıp zehirletilerek öldürülmüştür.
Diğer bir rivâyete göre. Şeyh Zin
dan! Abdürrauf Samedanî adında
bir zat İstanbul muhasarasında bu lunmuş ve bu kapıdan şehre girmiş tir. Bunun için bu kapıya Zindan Ka pısı denilmiştir.
Halife Harunurreşid zamanında elçi likle Bizansa gönderilip bu zindan da zehirlenerek öldürülen Baba Ca fer, Şeyh Zindanı Abdurrauf Same danî cedlerindendir.
BABA CAFER ZİNDANI
Fatih'den Yeniçeri Ocağının kaldırıl masına kadar, şehrin başlıca hapis hanelerinden idi. Burada kadınlar i- çin de bir kısım vardı.
BALIKPAZARI KAPISI: Porta Heb raica, Perama Porta, Piscaría Kapısı. Bugünkü Balıkpazarı kapısının bu lunduğu yerde idi. Lâtinler bu kapıya
Porta Heberaika derlerdi. Bizans
devrinde, Venediklilere verilmiş olan imtiyazlı sahanın içinde kalan bu
yer daha o devirde işlek bir ticaret
yeri idi. Eminönü'nden Galata'ya
geçmek için kayıklara buradan bi niliyordu.
Bendeomonti haritasında burayı
Porta Piscaria olarak işaretlemiştir. Bugün bu kapı yıkılmıştır.
HİKANATISSA KAPISI:'
Bahçekapısının batısında idi. Bu ci vardaki mahallede aynı ismi taşıyor du. Bu ismin saray ordusu Hikânati' den geldiği düşünülebilir.
Kapı yıkılmıştır.
BAHÇE KAPISI: Porta Neorion, Por ta Oraia.
Hikanatissa Kapısı ile Evgenios ka pısı arasındadır. Bu kapı eskiden burada mevcut tersaneye izafeten Neorion kapısı adını almıştır. Kraliyet filosu burada dururdu. Bu bazen hazırlık bazen de Haliç'i ko rumak için olurdu. İmparatorluğun
son zamanlarında bu kapının adı
«Güzel Kapı» olmuştur. Tarihçi Du- kas Haliç'teki zincirin bir ucunun «Güzel Kapıya» bağlı olduğunu söy lerken «Güzel Kapı'yı» daha doğu da olan Evgenios kapısı ile birleş tirmiş olur. Gyllius buradan «Çıfıt» kapısı olarak bahseder. Bu ismi, ci varında oturan yahudilerden almış tır. Hakikaten bu bölgede Yahudiler Türk devrinde de yaşamışlardır. Bu radaki Yahudi mahallesi 16. y.y. son larında Yeni Valide Camii'nin inşası vesilesi ile kaldırılmıştır.
Kapı 16. y.y. ın ikinci yarısında bir zelzelede yıkılmıştır. Halbuki, M. Ziya Kapının 1844 de yıkıldığını ya zar.
(Devamı 34. sayfada)
Sonradan örülmüş isimsiz kapılardan biri...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi