MİMAR - — — — — . — — — — — — 2(15
/
Mektep inşaatında iktiadî d üşünceler
Zeki Selâh İs. Yi. Mimarlarından
Mekteplerimizin planlarını hazırlarken, nazarı dikkate alacağımız mühim mes'elelerden biri de, ikti- sadi düşünceler ve esasat ile hareket etmektir.
İlk gündüz mekteplerinde; şüphesizki; planımızın ruhunu sınıflar teşkil etmektedir. Planın merkezi sik- leti sınıflardır, ve sınıflar sahasının umum bina sa- hasına göre nisbeti azamî olmalıdır.
Teferruatı da ihmal etmemek icap eder. Ancak onlara lüzumundan fazla saha vermek; faydasız ol- makla beraber binanın maliyet fiatini yükseltir.
Zamanımızda; tedris ve terbiye usullerinin te- kâmülü; mektep binalarının; mütemmim unsurlar ile teçhizine sebebiyet vermektedir; bugün; cimnas- tik salonundan; resim veya el işleri atelyelerinden mahrum binalar, ihtiyaca tekabül edememektedirler.
Bunlar gibi diğer teferrüatın; inzimamı; mektepler ile iştiğal edenleri; iktisadî arayışlara sevketmekte- dir.
Cimnastikhanelerin; ayrıca birer bina olarak in- şası mektep binasının maliyet fiatini yükseltmek- tedir.
Binaenaleyh cimnastik salonlarını esas binaya ilhak etmek; bodrum ve zemin katından istifade et-
mek sureti ile bina dahilinde yapmak daha ekono- miktir. Çatıları dik olmak icap eden memleketlerde, son kat ile çatı irtifaindan istifade edilmesi şayani tavsiyedir, ve yine; cimnastikhane, sinema, içtima sa- lonlarını bu salona inhisar ettirmek ve burayi; ihti- yaçlara tekabül edecek şekilde inşa etmelidir. Nüfus kesafeti çok olan bir mıntakada, yakııi yakın mesa- felerde müteaddit mektepler yapmak yine iktisadî de- ğildir. Çünkü, bu her mektep binasının, birer cimnas- tikhane; ve muallim ikametgâhına; hollara ve acces- soirelara ihtiyaçları vardır.
Halbuki; meselâ 1000 talebelik bir mektepte, te- ferruatın (accesoire) sınıflara nisbeti mesahası, 300 talebelik, üç mektebinkine nazaran daha az olacağın- dan; şu halde; büyük mekteplerde sınıf adedi çok olacağından, mesahası; umum mesahanın asgarî yüz- de ellisine baliğ olur. Bu iyi bir neticedir. İktisadî, elan noktalardan biri de kat adetleridir, iki katlı mektep binaları daha ziyade katlı binalara nazaran daha pahalıya mal olmaktadır. Almanyanın şehir mektepleri, son zamanlarda asgarî üç kat olarak in- şa edilmektedir.
206 M İ M A R
Bodrum katlarını; toprağa fazla gömmemek ve biraz daha irtifa vermek sayesinde bir hakikî kat gibi istimal etmek kabildir. İkametgâh binalar; ikamet- gâhsız mektep binalarına nazaran ufak mekteplerde
% 20 daha pahalıya mal olmaktadır. Fakat;' bizim memleketimiz için köy mekteplerine mutlaka mual- lim ikametgâhı ilâve etmek hayati bir zarurettir. M a - alesef; köy evlerinin gayri sıhhî olması ve bilhassa pansiyon hayatının mefkut bulunması bu ihtiyacı za- rurî kılmaktadır. Şehir mekteplerinde muallim ika- metgâhı köyler gibi bir zaruret değilsede; mektep müdürinin; turaya daimî bir nezaret ve adeta himaye etmesi noktasından şayanı tavsiyedir. Şimdi- ye kadar; mekteplerimizde, kapıcı ikametgâhına e- hemmiyet verilmemiştir. Kapıcılar; mektebin lâlet- tayin bir yerinde, oturmaktadılar. Halbuki, binanın muhafızı olduklarından, odalarına ve ikemetkâhları- na ehemmiyet vermek icap eder, mektebin mütem- mim aksamından olan vestiyerlerin mahalleri ve ne- relerde vücuda getirilmeleri de, şayanı dikkat bir mesele teşkil ediyor.
Evvelce; elbise askılarını; sınıflar dahiline vaz- ederlerdi, bu halin muzır olduğu ve ratip bir halde olan palto ve sairelerin, sınıflarda teaffün vücuda ge- tirerek havayı ifsat ettiği anlaşılmıştır. Koridorlara askıları koymak; koridoru geniş inşa etmeyi mucip oluyor. Her sınıfın yanına vestiyer odası yapmak ma- hiyet noktaı nazarından oahalı ise de en sıhhî ve ekmel bir şekil olduğundan şayanı tavsiyedir.
Sınıfların; irtifaları meselesine gelince; nazarî küpajı vermek için yüksek olması icap eder. Ancak;
makineli (ventilâsion) sayesinde irtifalar bir miktar azaltılabilirsede; bizim memleketimiz için daha mas- raflıdır.
İlk gündüz mekteplrinde; müze salonuna ihtiyaç yoktur. Talebenin; el işleri ve sairesi resim atelye- rinde; dolaplarda saklanabilir, velhasil; ilk gündüz mekteplerinin planlarını hazırlarken; talebe adedini göz önünde tutarak; sınıflara ehemmiyet vermek; ve mütemmim aksamı ihtiyaca tekabül edecek mesaha- dan fazla insa etmemek lâzımdır. r
Proje müsabakaları
— Klıızi/. belediyesi sinema projesi müsabakası ıııflııaselıeUle —
Faruk Galip M i m a r
Şehrimizin bediî güzelliklerile, memleketin imar siyasetile alâkadar vekâletlerin şirketlerin, belediye- lerin yapı işlerinde muasır medenî memleketlerin gittikleri yolu takip etmeleri zamanı gelmiştir. Bizim büyük şehirlerimizin belediyelerinde ve vekâletleri- mizde birer mimar bazen bir heyeti fenniye bulun- maktadır. Bu mimarlar veya bürolar daima esas vazi- felerinden uzaklaşarak memleketin inşaî, bediî, hat- tâ fennî yapı meselelerile çalışmaktadırlar. Buralar-
da çalışan arkadaşlarımızn yüksek kıymetlerine bü- yük itimadımız vardır. Fakat bir fen heyetinin veya bir memur mimarın vazifesi; proje ihzarından ziya- de ihtiyaçları görmek hazırlanmış projeleri mevki tatbike koymak memleket kanunlarını, kendi mesleği hududu dahilinde takip etmektir. Yalnız küçük in- şaat ve tamirat için salâhiyetini istimal edebilir. Hal- buki şehirlerimizin bediî şöhretleriyle alâkadar bina hattâ abideler bile bu yarım teşkilâtlı bürolarda yapı-
ı