• Sonuç bulunamadı

Çocuklarla birlikte yaşamak, onları yetiştirmek ve terbiye etmek her zaman kuvvet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Çocuklarla birlikte yaşamak, onları yetiştirmek ve terbiye etmek her zaman kuvvet"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Hepimiz çocuklarımızla iyi anlaşmak isteriz.

Ç

ocuklarla birlikte yaşamak, onları yetiştirmek ve terbiye etmek her zaman kuvvet ve zaman ister ve bazen de sıkıcı olur. Tabii ki her şey yolunda giderse çok da zevkli olur.

Çocuklarımızın nasıl olacakları, nasıl gelişecekleri ve hayatta kendi yollarını nasıl çizecekleri yolunda hepimizin farklı farklı düşünceleri vardır.

Ama düşüncelerimiz ne olursa olsun, kesin olan birşey de; çocuğunuzun hislerini rencide eden bir terbiye şekli, yani dayağa başvuran bir terbiye şekli ile amacınıza asla ulaşamayacağınızdır. Dayak sıkıntılı zamanlarda ortaya çıkan bir sabırsızlığın sonucudur.

Eğer dayağa başvurursanız, çocuklarınızla iyi geçinmenin yolunu kendiniz tıkamış olursunuz.

(3)

Ç

ocuğunuzu cezalandırarak, mesela arkadaşlarıyla oynamasını veya dışarıya çıkmasını yasaklayarak, odadan kovarak, utandırarak veya hakir görerek terbiyeli olmasını sağlayamazsınız. Onun terbiyeli olmasını ancak çocuğunuzla birlikte sağlayabilirsiniz. Eğer çocuğunuzla olan ilişkinizde sadece ceza yoluyla birşeyler elde edebileceğinizi düşünüyor- sanız, çok geç kaldınız demektir.

Çocuklarınıza ceza vermekle, gelecekte nasıl daha iyi davranmaları gerektiğini öğretemezsiniz. Ceza vererek onlara sadece yanlış bir şey yaptıklarını gösterirsiniz ama bu yanlışı nasıl düzelteceklerini göstermemiş olursunuz.

Ceza vererek sadece çocuklarınızı öfkeli ve dikkafalı olmalarını sağlamış olursunuz.

Ceza vererek, mesela küçük bir tokat atarak veya odasına kapatarak öncelikle bir yaramazlığa engel olsanız bile, bu şekilde çocuklarınıza nasıl doğru davranılacağını göstermiş olmazsınız. Sadece kendi öfkenizi tatmin etmiş olursunız.

Çocuk aniden ürktüğü için önce birşey düşünemez. Çocuk sadece yediği tokadı hatırlar ama tokadı niçin yediğini hatırlayamaz. Siz ondan sonra çocuğa istediğiniz kadar neden tokat yediğini her defasında anlatsanızda, en son niçin tokat yediğini sorduğunuzda, ya

„bilmiyorum“ veya „Annem bana kızmıştı“ diyecektir.

Edepsizlik eden ufak bir çocuğa veya arsızlık eden dört yaşında bir çocuğa dayak atarsanız, bu ateşi su yerine benzinle söndürmeye çalışmak olur. Çocuklar en çok anne- babalarmı taklit ederek öğrenirler. Sizin davranışlarınızı taklit ederler. Yani eğer siz çocuğu- nuza o vurduğu için vurur veya o ısırdığı için siz de onu ısırırsanız, çocuğun vurmamayı veya ısırmamayı bu yoldan öğrenmesi oldukça uzak bir ihtimaldir.

(4)

Mükafat, övgü ve kucağa alarak çok daha fazla başarı elde edilir. Çünkü takdir görme herkes için teşvik edicidir.

Çocuğum böyle tamamen şımarık olmaz mı?

Çocuğunuza tokat atmaktan, onu cezalandırmaktan vazgeçmeniz demek ona terbiye vermekten vazgeçmeniz demek değildir. Çocuklar gerçekten anne babaları kendilerine karşı saygı ve sevgiyle davrandıkları için şımarmazlar. Yada onları sevindirdiğiniz, ilgi gösterdiğiniz, küçük hediyeler verdiğiniz, veya arada bir öğleden sonrayı onlarla beraber birşeyler yaparak geçirdiğiniz için de şımarmazlar.

Çocuğunuzu şımartıp şımartmamak konusunda önemli olan çocuğa ne verildiği değil, verilen şeyin neden verildiğidir. Eğer bir çocuk mızmızlık ederek veya edepsizlikle her defasında sizden birşeyler almayı başarıyorsa, o çocuk şımarma yolunda emin adımlarla ilerliyor demektir. Ama eğer siz ,,hayır" dediğiniz zaman çocuğunuz ne kadar edepsizlik ederse etsin, sözünüzden dönmezseniz, çocuğu istediğiniz kadar şımartabilirsiniz ve çocuk edepsiz, şımarık olmaz.

Çocuğunuz üç yaşlarındayken olumlu terbiye yollarını uygulamaya başlayabilirsiniz.

Çocuk ancak bu yaştayken sizin ondan ne istediğinizi anlayabilir. Bu yaştayken sizin sözünüzü dinleyip ,,uslu" olmaya veya dinlemeyip ,,yaramaz" olmaya karar verebilir.

Beş yaşlarında bir çocuk sadece sizin ondan ne istediğinizi değil, hangi sebepten dolayı istediğinizi anlayacak kadar gelişmiştir. Böylece beş yaşlarındaki bir çocuğa her seferinde en ufak şeyleri izah etmek zorunda kalmazsınız: tembih ettiğiniz şeyleri siz yokken de yapar.

Birkaç sene sonra sizin tembihlediğiniz şeyler çocuğun kendi kendini kontrol etmesine yol açacaktır. Bundan sonra artık çocuğa devamlı tembih etmek gereksizdir, bu aşamada kendi kendini kontrol etmesini, ,,vicdanına" göre hareket etmesini pekiştirmek yeterlidir.

Çocuklar sizinle birlikte gözlem yaptıkları, sizinle konuşup sohbet ettikleri zaman da birşeyler öğrenirler. Kendi değer yargılarını sizi örnek alarak geliştirirler. Bunu yaparken de sadece onlara karşı davranışlarınıza göre değil, aynı zamanda başkalarına karşı olan davranışlarınıza göre de değer yargısı geliştirirler. Çocuğunuzun davranışları, sizin sözleri- nizden ziyade davranışlarınıza bağlıdır. Siz çocuğunuza ne kadar kıymetli ve eşsiz bir insan muamelesi yaparsanız, o da o kadar güzel davranışlar edinecektir.

(5)

Çocuğunuza mümkün olduğu kadar çok zaman ayırın.

Çocuğunuzla oynamak, kendisini dinlemek ve bazı şeyleri izah etmek elbette zaman alır. Televizyonu açıvermek veya poposuna bir tane vuruvermek veya eline bir şeker tutuştu- ruvermek hem daha kolay hem daha çabuktur. Ama çocuğunuza ayıracağınız zaman onun için gerçekten çok önemlidir.

Size nasıl davranılmasını istiyorsanız siz de çocuğunuza öyle davranın.

Çocuklara karşı sık sık nezaketle davranılırsa, saygı gösterilirse ve onlarla beraber birşeyler yapılırsa onlar da sık sık nezaket, saygı ve uyum gösterirler. Eğer siz kızınıza tökez- lediği için bağırırsanız, o da örneğin saçını tararken saçları çekiştiği için bağıracaktır. Eğer sizin oğlunuzu dinlemeye hiç vaktiniz yoksa, kendisini sizi dinlemeye ikna etmeniz zor olur.

Eğer çocuklarınız misafirlere nazik olmak zorundaysalar o zaman sizin de onları arkadaşlarının yanında hiç bir zaman eleştirmeye veya gülünç duruma düşürmeye hakkınız yoktur.

Devamlı anne-babaya saygıdan dem vurarak çocuğunuzun size saygı duymasını sağlayamazsınız. O size zaten saygı duyuyordur. Küçük çocuklar anne-babalarının mükem- mel olduğunu düşnürler. Onun için bir kere haksız çıktınız diye utanmanıza gerek yoktur.

Böyle birşey olduğunda çocuğunuzun sizden nasıl özür dilemesini arzu ediyorsaniz, siz de ondan öyle özür dileyin.

Çocuğunuz size cevabını bilmediğiniz veya veremeyeceğiniz birşey sorduysa ziyani yok (çocuğunuzun sizin herşeyi bildiğinizi zannetmesini istemezsiniz herhalde).

Böyle bir durum ortaya çıktığında sorunun cevabını birlikte arayın.

(6)

İsteklerinizi daima izah edin (çok tehlikeli durumlar hariç).

Çocuğunuz size ,,Niye?" diye sorduğunda ona ,,Çünkü ben öyle istiyorum" diye cevap verirseniz ona hiç birşey öğretmiş olmazsınız. İsteklerinizi olumlu bir şekilde dile getirin.

Çocuklar boş durmaktan nefret ederler, birşeyler yapmayı severler.

,,Lütfen onu yerine koy" sözü ,,Lütfen onu yerinde bırak" sözünden daha etkilidir.

Yasaklamayı sık sık kullanmayın çünkü o zaman sizi dinlememeye başlarlar. Bir yasak en iyi güncel bir kural olarak tesirli olur. Mesela ,,Yanında yetişkin biri yokken hiçbir zaman sokakta karşıdan karşıya geçme" gibi.

Eğer mutlaka ceza vermeniz gerekiyorsa o zaman hemen ve uygun ceza verin.

Mesela: ,,Cumartesi günü sana harçlık yok çünkü bugün yaramazlık ettin" sözü çocuğunuzun davranışını düzeltmez. Çünkü önce paranın yaramazlıkla ilgisi yoktur. Sonra yapılan yaramazlık Cumartesi' ye kadar çoktan unutulacaktır. Ama mesela çocuğunuz bisikletini kaldırımda süreceğine dair size söz verdiği halde yola inmişse, o zaman o günün sonuna kadar bisiklete binmesini yasaklayabilirsiniz. Bunu yaparken de daha tesirli olmasi için ona mesela şöyle bir izahatta bulunabilirsiniz:

,,Eğer sen kendi güvenliğini düşünmüyorsan bunu benim düşünmem lazım çünkü sana karşı sorumluluk duyuyorum."

Hata bulmak için uğraşmayın.

Bu durumda devamlı söylenir durursunuz. Hepimiz gibi çocukların da morallerinin bozuk olduğu günler vardır. Yapmaları gerekeni değil yapmak istediklerini yaparlar. Ufak tefek şeyleri görmemezlikten gelmeye karar verin. Herşeye söylenip tepki gösterirseniz çocuğunuzla yüzgöz olursunuz.

(7)

B E B E K L E R : En iyi yol tedbir almaktır.

Bebekler heryeri karıştırırlar. Herşeyi incelemek zorundadırlar çünkü ancak böyle öğrenebilirler. Bebeklerin sık sık ellerine vurulur. Çünkü kırılabilecek veya onlar için tehlikeli olabilecek şeyleri ellerler. Bir bebeğe bazı şeyleri ellememeyi hiç bir şekilde öğretemezsiniz.

Yasaklamayı anlayamaz ve yasaklanan şeyleri hatırlamaz. En iyisi, ellemesini istemediğiniz şeyleri onun uzanamayacağı yerlere kaldırın, o zaman mesele ortadan kalkar.

Tehlikeye karşı önlem alın - evinizi bebek için güvenli hale getirin.

Merdiven önündeki her korkuluk, güvenli hale getirilmiş her elektrik prizi, çocuklara karşı güvenli hale getirilmiş her dolap kapısı, bebeğiniz için eksilen bir tehlike, sizin için de eksilen bir endişe demektir.

Zararı engelleyin: Eşyaların yerini değiştirin.

Mesela, masanın üzerine porselen biblo yerine tahtadan bir biblo koyarsanız, veya rafın altında duran kıymetli kaset ve plaklarınızı üst rafta duran eski mecmuaların yerine koyarsanız, bebeğinizin kıymetli şeylere zarar vermesini engellersiniz ve aynı zamanda onun

(8)

e

ğer bebeğinizin eli tehlikeli bir şeye uzanıyorsa, elini tutun ve ,,Hayır" diyin. Bu eline veya poposuna vurmaktan daha çabuk ve etkilidir.

Eğer bebeğiniz kırılacak bir şeyi eline aldıysa, ona vurmayın ve elindekini çekiştir- meyin; ona sadece başka birşey gösterip dikkatini başka yöne çekin, elindekini bırakacaktır.

Eğer bebeğiniz bacaklarınıza sarılıp mızmızlanarak ilginizi çekmeye çalışıyorsa ona vurarak veya onu iterek durumu daha da beter yaparsınız. Ona eğilip beş dakika ilgi gösterin - böylece bir süre için mızmızlanmasını engellersiniz.

Yalnız başınızayken sabrınızın taşmak üzere olduğunu fark ederseniz ve yanınızda size bir mola vermenizi sağlayacak kimse yoksa, bebeğinizi e m i n b i r yere götürün.

Mesela yatağına yatırın - siz tekrar sakinleşene kadar orada kalsın, isterse ona alaka göstermediğiniz için ağlasın - böyle ağlaması sizin onun canını yakmanızdan her zaman daha iyidir.

(9)

KÜÇÜK ÇOCUKLAR : En iyi yol yön vermektir.

Aklına koyduğunu yapmaya çalışmak ve inatlaşmak bebeğinizin bebeklikten çıkmaya başladığına işarettir. Bunlar onun kontrolden çıktığına işaret etmezler. Küçük çocuklar çoğu zaman onlara söyleneni yapmadıkları için tokat yerler. Veya istediklerini yapamadıkları için huysuzluk ederler. Ama unutmayın, çocuğunuz ancak 3 yaşından sonra kendini karşısında- kinin yerine koyup, bile bile „yaramaz" veya ,,uslu" olabilir. Onun için ceza yoluyla da birşey öğrenmezler. Ceza ile ancak hem onun hem de sizin huzurunuz kaçar. Yapacağınız şey çocuğunuza makul davranabilmeyi öğretmektir - o makul davranışın ne olduğunu ancak böyle öğrenebilir.

En kolayı, sizin kendi yetişkin aklınızı kullanarak onun size uymasını sağlamaktır.

Yoksa yetişkin kuvvetinizi kullanarak onun size baş eğmesini sağlamak değil.

Çocuğunuza doğru olanı yapmayı öğretin.

Çocuğunuza kendiliğinden ve isteyerek doğru olanı yapmayı öğretin. Eğer hemen yatmaya gitmesini emrederseniz büyük bir ihtimalle buna karşı çıkacaktır. Ama eğer ona ,,Hadi yatmaya gidelim, orda sana uyuman için bir masal anlatırım" derseniz daha iyi bir yol seçmiş olursunuz ve böylece çocuğunuzun sizin istediğiniz şekilde davranmasını sağlamış olursunuz.

(10)

Çocuğunuza daha az yaramazlık yapması için yardımcı olun.

Çocuğunuza ceza vermek yerine mantığınızı kullanın ve onun dikkatini başka yere çekin. Veya kuvvetinizi ve cüssenizi gerginlikleri yumuşatmak için kullanın. Eğer çocuğunuz hala sizi kızdıracak şeyler yapmaya devam ediyorsa ona nasıl başka şeyler yapabileceğini gösterin. Mesela banyo küvetinden çıkmak veya oyun yerinden ayrılmak istemiyorsa, inat ediyorsa ona bağırmayın. Çünkü bağırdıkça sizin öfkeniz artacak ve belki de ona el kaldıra- caksınız. Onun yerine çocuğunuzla konuşun, ona rica edin, tekrar tekrar söyleyin - tekrar söyleyin - ve hala inat ediyorsa onu kucaklayıp kaldırın ve götürün.

Kazanamayacağınız kavgalardan kaçının.

Siz de bilirsiniz, bu kavgalar çok ve çeşitleri vardır: yemekle ilgili kavgalar, tuvaletle ilgili olanlar, oyuncakları toplamakla ilgili olanlar vesaire. Bu durumlar ne kadar bağırıp çağırsanızda, ne kadar küfretsenizde, tehditler savursanızda, hatta tokat atsanız bile, kendi- sinin hiç bir zaman mamasını yemesini veya çişini yapmasını, veya sizi anlamasını sağlaya- maz. Sadece hem kendinizi hemde çocuğunuzu gittikçe daha mutsuz etmiş olur.

Onun için çocuğunuza sizinle inatlaş ması için firsat tanımayın. Mesela, mamasını veya yemeğini yemiyorsa şunu deneyebilirsiniz: ,,Doydun mu? Doydunsa sofradan kalk o zaman ..." Veya çişini yapmak istemiyorsa ,,Çişin yok mu? Peki. Belki biraz sonra gelir ..." Oyuncakları toplamıyorsa: «Bakalım oyuncakları sen de benim kadar çabuk toplaya- bilecek misin?"

Siz yetişkinsiniz – bunu unutmayın.

Çocuğunuz öfke krizine tutulduğu zaman siz de öfkelenip onun seviyesine inmeyin.

Eğer öfke krizine mani olamadıysanız, kriz geçene kadar beklemekten başka yapacak şey yoktur. Böyle zamanlarda çocuğunuz ,,Mantığın güzel sesini" dinlemeyecektir. Eğer siz de laf dinlemiyor diye öfkelenir ve ona vurursanız herşeyi daha kötü edersiniz. Siz evdeyken çocuğunuzu rahat bırakın. Kendinizi başka şeylerle meşgul edin. Kendi kendinize şarkı mırıl- danın böylece kavga çıkmasını önlersiniz, dahası, onun gibi bağırma isteğinizi bastırırsınız.

Dışardaysanız ve etraftan geçenler sizi ayıplıyorlarsa (ki bu insanlar bütün küçük çocukların bazan inatçılık ettiklerini unutmuşlardır) – o zaman çocuğunuzu daha az kalabalık olan bir yere götürün (mesela otopark veya tuvalet gibi.) Bağırması bitip, ağlaması kesilince onu kucağınıza alın ve konuya tekrar baştan başlayın.

,,Hayır" demeden önce iyi düşünün ama bir kere hayır dediyseniz sözünüzden dönmeyin.

Tartışmadan kaçınmak ve sabırlı olmak iyidir ama bir kere ,,hayır" demişseniz bunda mutlaka ısrar edin. Öyle ki, çocuğunuz ne yaparsa yapsın bunu değiştiremeyeceğini anlasın.

Sizden bir tokat yiyeceği için değil, bir kere ,,hayır" dendi mi bunun gerçekten ,,hayır" demek olduğu için. Tabii bunu inatçılık olarak anlamamak şartıyla.

(11)

C

üssenizi ve kuvvetinizi çocuğunuzu korumak ve onu terbiye etmek için kullanın, onun canını yakmak için değil. Onu tehlikeden uzaklaştırmak için kaldırıp kucağınıza alın, mesela gelmek istemiyorsa gerekirse kucağınızda taşıyın veya bir köpeğin kuyruğunu çekiştirmekte inat ediyorsa durdurmak için onu sıkıca tutun.

Zıtlaşmış bir tartışmayı odayı terk ederek engelliyebilirsiniz - böylece tartışacak kimse kalmayacağı için kavga bitecektir. Eğer çocuğunuz hiç bir şekilde sizi dinlemiyorsa ve sizin de sabrınız taşmış, ona vurmak için elinizi kaldırmışsanız: o zaman çocuğunuza değil, elinizi masaya veya kendi bacağınıza vurun. Çıkacak ses çocuğunuzun dikkatini çekecektir ve böylece sizi dinleyecektir. Ona vurursanız sizi dinlemek yerine, canı yandığı için ağlaya- caktır.

(12)

O K U L Ö N C E S İ Ç O C U K L A R : Göstermek ve konuşmak yolunu seçin.

Eğer çocuğunuzun daha sık ,,cici" çocuk olmaya karar vermesini istiyorsanız, o zaman onun ,,cici çocuk" olmakla ,,yaramaz çocuk" olmak arasındaki farkı anla masına yardımcı olun. Ayrıca ,,cici çocuk" olmanın onun için daha eğlenceli olmasını sağlayın.

Çocuğunuzu en çok sizin ona sevgiyle ilgi göstermeniz mutlu eder: kızgınlıkla ilgi gösterse- niz bile bu ona hiç ilgi göstermemekten daha iyidir.

(13)

Çocuğunuz ,,yaramazlık" yaptığı zaman değil, ,,uslu" olduğu zaman ilgi gösterin.

Eğer çocuğunuz uslu olduğu zaman ona fazla ilgi göstermez ama yaramazlık ve mızmızlık ettiği zaman ilgilenirseniz ulaşmak istediğiniz amacın tam tersini elde edersiniz.

Çünkü böylece çocuğunuz mızmızlıkla ilgi çekeceğini öğrenir. (Dikkat edin, markette kasaya gelindiğinde çok mızmızlanan, çocuklara şeker alınır.)

Sadece uslu durma uğruna usluluk beklemeyin.

Ama eğer çocuğunuz uslu duruyorsa, sizin buna sevinmenizi arzu eder. Siz ne kadar çabuk sevinirseniz o da o kadar sık uslu olmayı deneyecektir.

Arada sırada öfkenizi tahrik edeceğini ve sersemlik edeceğini hesaba katın.

Arsızca sözler ve kontrolsüz hareketler arasıra olacaktır, bu gayet normaldir. Çocuk bu yaşlarda kelime ve tavırlarla deneme yapmaktadır. Başka çocukları taklit etmektedir.

Oğlunuz mesela bir küfür kelimesinin niçin sizi öfkelendirdiğini ama başka bir normal kelimenin niçin öfkelendirmediğini anlayamaz. Ona sebebini anlatın ama sükûnetinizi bozmayın. Sizi şaşırtmak onun hoşuna gider. Mesela kızınız hızla büyümekte olan kol ve bacaklarının uzunluğunu gerçekten kestiremez. Onun için yeterince hareket etmesini sağlayın - mesela yatağının üzerine asacağınız bir oyuncak yardımcı olabilir. Ama yine de kırılabilecek kıymetli şeyleri onun erişemeyeceği yerlere koyun.

Çocuğunuza önemli değer yargılarını öğretin.

Mesela doğru sözlülük, gerçeği sevmek ve hakkaniyetli davranmak her gün görülen davranışlar olmalıdır. Bunları çocuğunuza durumları misal gösterererek açıklayıp anlatın.

Mesela çocuğunuzun size hastalık numarası yaptığından şüpheleniyorsanız ona doğru söylemesini, çünkü eğer gerçekten hastaysa ona yardım etmek istediğinizi söyleyin. Veya oyun grubunda herkes bir kitabı alıp eve getirse orada hiç kitap kalmayacağını anlatın.

Salıncağa herkes önce kendi binmek ister, ama en hakkaniyetlisi bu işi karşılıklı sıraya koymakla sağlamaktır. Bu gibi misallerle çocuğunuza önemli değer yargılarını öğretebilirsiniz.

(14)

e

ğer keyfiniz yerindeyse, çocuğunuz şımarık veya sinir bozucu bir davranışta bulunursa bunu şakayla sona erdirebilirsiniz. Mesela başka bir işle meşgulseniz sinir bozucu davranışlara aldırmamak daha kolay olur. Mesela, radyo dinlemeyi veya bir arkadaşınıza telefon etmeyi deneyin.

Ama eğer gerçekten herşey kontrolden çıkmışsa, tekrar düzen vermek için ellerinizi alkış yapıyormuş gibi birbirine vurarak çocuğunuzun durmasını sağlayınız. ,,Durmazsan tokadı patlatırım" deyip bağırmak yerine, „Durmazsan sana bağıracağım!" deyip ondan sonra bağırmak daha verimlidir.

(15)

OKUL ÇOCUKLARI: Onlara iyi örnekler gösterin, karşılıklı saygıyı öğretin ve onlarla bol bol konuşun!

Birkaç sene sonra çocuğunuzu idare eden kendi vicdanı olacaktır. Şimdiden sizin koyduğunuz kuralları kendi başına uygulamasına yardım edin.

... Çocuğunuzun zekasını küçümsemeyin ...

Karşılıklı konuşma zevkini de küçümsemeyin: beş-altı yaşındaki çocuğunuz niçin başka çocukların gece geç vakte kadar televiziyon seyretmelerine izin verildiğini veya niçin onlara yatmadan önce masal anlatılmadığını öğrenmek ister. Yedi yaşındaki çocuğunuz okul ve ailenin değişik beklentileriyle başa çıkmayı öğrenmek zorundadır. Dokuz yaşındaki çocuğunuz belki de uzun zamandır, okulda onu itip kakan büyük çocuklara ne yapması gerektiği konusunda sizinle konuşmak için fırsat kollamaktadır. Veya okuldaki çocuklar arasında kurulan çeteler konusunda ne düşündüğünüzü bilmek ister. Ancak karşılıklı konuşmakla tecrübelerinizi ve düşüncelerinizi ona iletebilirsiniz.

Duygularınızı açıkça gösterin.

Çocuğunuz öfkeli, sinirli veya üzgün olduğunuzu her zaman farkeder. Yalnız bunun sebebini her zaman bilemez ve genellikle de bundan kendini sorumlu tutar. Eğer öfke, sinir veya üzüntünüzün sebebi çocuğunuz ise, ona ne yaptığını açıkça söyleyin. Böylece bir dahaki sefere aynı davranışı göstermemeyi öğrenir. Eğer sebep çocuğunuz değilse, ona bunu da söyleyin. Böylece size yardım etme şansı olur veya en azından siz kendinizi daha iyi hissedene kadar ayak altından çekilir.

... Çocuğunuzun hislerini gösterebilmesi için ortam yaratın ...

Herkesin sıkıntılı olduğu zamanlar vardır. Eğer çocuğunuz sıkıntılı görünüyorsa ve sebebini sizinle konuşmak istemiyorsa, dırdır edip sabrını taşınmayın. Bütün kardeşler arasında zaman zaman kavga çıkar. Eğer siz hemen müdahele ederseniz kavga belki geçici olarak bitmiş olur ama bu barış pek uzun sürmez. Ayrıca yanlışlıkla kabahati olmayan çocuğu azarlamış olabilirsiniz. Çocuklarınız aralarında kavga ettikleri zaman çözümü de yine kendi- lerinin bulmalarını sağlayın. Bu konuda onların özgüvenini güçlendirin.

(16)

Ç

ocuğunuza öfkelendiğiniz zaman bunu içinize atmayın. Ona ne hata yaptığını ve hatasını nasıl düzeltebileceğini anlatın. Çocuğunuz dinlemek ve konuşmak istemiyorsa, ona bağırmak veya vurmakla boşa çaba harcamayın. Onun dikkatini çekmek için onunla aynı göz hizasına gelin, canını acıtmadan kollarından sıkıca tutun, gözlerinin içine bakarak tekrar onunla konuşun.

Çocuğunuzla konuşamayacak kadar öfkelendiyseniz, başka bir yere gidin ve beş dakika sakinleşmeye çalışın. Mesela açık havaya çıkın veya bir mecmuaya bakın. ,,Hadi baştan bir kere daha konuşalım" diyebilecek kadar siniriniz yatışmadan da geri dönmeyin.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Yaşadığımız mekânlardaki en önemli bitkisel öğeyi oluşturan çim alanları ülkemizde özellikle sahil yörelerimizde giderek artmaktadır... Yaşadığımız mekânlardaki

 3- Siluryen 3- Siluryen devir, 435 milyon yıl önce başlayıp 23 milyon yıl boyunca devir, 435 milyon yıl önce başlayıp 23 milyon yıl boyunca devam etmiştir.. Bu devirde

İki elinizi içeri koyun İki elinizi dışarı alın. İki elinizi

31 Mart 2007 günü yaşadığımız bu büyük mutluluktan kısa bir süre sonra, çok sevdiğim ve saydığım meslektaşlarımızın ve dostlarımızın ölüm haberleriyle sarsıldım..

Bunları kimisi yıllardır yüzü- nü görmediği veya ayda yılda bir görüşebil- diği arkadaşlarından haber almak için kulla- nıyor, kimi fikir ve düşüncelerini

Resmi tanıtım Basın duyuruları basın toplantıları basılı materyaller.. Etkinlik

• Temel ihtiyaclara harcanan zaman (yemek, uyku, kisisel bakim) + bos zaman (dinlenme +

• Zorunlu olarak yapılan işler için ayrılan zaman; çalışarak ekonomik kazanç elde etmek için ayrılan zaman. • Serbest zaman (Boş Zaman