İnternet üzerinde Facebook, Friendfe-ed, Twitter gibi sosyal platformlar yayıldık-ça, bunları kullananların sayısı da hızla art-maya başladı. Bunları kimisi yıllardır yüzü-nü görmediği veya ayda yılda bir görüşebil-diği arkadaşlarından haber almak için kulla-nıyor, kimi fikir ve düşüncelerini çevresinde-kilerle paylaşmak için, kimi de şanını yürüt-mek veya yapacağı duyurularla herhangi bir şeyi pazarlamak için. İşte geçtiğimiz ay, özel-likle de bu son gruptakileri ilgilendirecek bir haber duyuldu: uSocial adlı bir site para kar-şılığı arkadaş edindirme hizmeti veriyor. Si-te, size küçük bir ücret karşılığında Twitter takipçisi, Facebook arkadaşı veya Facebo-ok sayfanız için hayran bulabileceğini söylü-yor. Üstelik bulunacak arkadaşların özellikle-rini belli ölçütlere göre sınıflandırabiliyorsu-nuz ve toptan alımlarda indirim var. 5000 Fa-cebook arkadaşı satın alayım derseniz tane-si yaklaşık 13 sente geliyor. Hayran
edinmek-se biraz daha ucuz; 10.000 Facebook hayranı için hayran başına ödemeniz gereken miktar yaklaşık 12 sent. Site Twitter vaatlerinde ise iyice uçmuş durumda. Size bir yılda 100.000 Twitter takipçisi sağlayabileceklerini söy-lüyor ki, bunun bedeli de takipçi başına 4
sent. Bir zamanlar sağdan soldan topladık-ları e-posta adreslerini sektörlere göre ayırıp satarlardı, şimdi de sosyal mecralardaki pro-filinizi özelliklerine göre sınıflandırıp sizi baş-kalarına pazarlıyorlar. Bakalım bu dijital pa-zarlama denen olgu daha nerelere gidecek...
İnternette Arkadaşlıklar Bile Satılık
Levent Daşkıran
Mobil cihazlarla yaşamak iyidir hoştur da, iki şey çoğu insanın içine dert olur: Bi-rincisi o mini mini ekranlarda bir şeyleri gör-meye çalışmak, ikincisi de dokunmatik ek-ranı veya cihazın altında bir yerlere sıkıştı-rılmış ufacık klavyeleri kullanarak yazı yaz-mak. Hele de parmağı kalın olanlardansa-nız, gelen mesaja cevap yazacağım der-ken akla karayı seçersiniz. İlk problemin çö-zümü için araştırmacılar katlanan, kıvrılan ekranlar üzerinde uzun süredir çalışıyor-lar. İkincisi konusunda ise ilginç bir gelişme var: El yazısını doğrudan mobil cihaza ak-taracaklar. Ama bunu öyle “Sen al eline ka-lemi, kâğıda yaz biz oradan cihaza aktara-lım” şeklinde değil de, kaslara gelen elektrik sinyallerini takip ederek çözmeye çalışıyor-lar. Prensip şu: Yazı yazarken beyinden ge-len sinyallere göre bazı el kaslarınız hare-kete geçer ve bunun sonucunda eliniz bel-li yönlere doğru gidip gebel-lir. İşte sinirbibel-lim- sinirbilim-ci Michael Linderman, elektromiyelografi yardımıyla hangi kaslarınızın elektriksel ola-rak uyarıldığını takip ederek bu yolla el ya-zınızın tanınabileceğini düşünüyor. Böylece gelecekte özel bir ekipman yardımıyla, ör-neğin parmaksız bir eldiven giyerek hava-da yazı yazar gibi elinizi hareket ettirip
çiz-diğiniz karakterleri mobil cihazın ekranında görebileceksiniz. Linderman’ın yaptığı de-nemelere göre sistem beş kez tekrarlama-nın ardından % 63, 35 tekrarlamatekrarlama-nın ardın-dan % 97 doğruluğa erişebiliyor. Aslında bu uygulama normal kullanım açısından çoğu-nuza gereğinden fazla karmaşık
görünebi-lir. Bununla birlikte, engellilerin elektronik cihazları daha rahat kullanabilmesini sağla-mak veya eldiven giymek zorunda kalınan durumlarda iletişimi devam ettirebilmek gi-bi, olası getirilerini de gözardı etmemekte fayda var. Araştırmaya dair ayrıntıları http:// getir.net/aht adresinde bulabilirsiniz.
Mobil Cihazlar Elinizi Okuyacak
Yakında mobil cihazlarla etkileşim kurmak için klavye kullanmak yerine havaya yazı yazabileceksiniz.
uSocial adlı servis, sizin için ücreti karşılığında sosyal paylaşım sitelerinden dilediğiniz sayıda arkadaş veya hayran bulabileceği iddiasında.
Ctrl+Alt+Del
Dünya üzerinde üretilen bilgi arttıkça, bu bilgiyi anlamlı hale dönüştüren uygulamaların da önemi ar-tıyor. Hem bilgi toplama, hem de bunları mantıklı so-nuçlar ve ideal kullanım biçimleri ortaya koyacak bi-çimde işleme konusunda en becerikli şirketlerden biri de Google. Bu kez yaptıkları ise şu: Kullanıcılardan ge-len konum verilerini trafik yoğunluğunu ölçmek üze-re kullanmak. Normalde araçlarında navigasyon ciha-zı kullanan sürücüler için (Türkiye’de uygulamaya he-nüz geçilmemiş olsa da trafik durum bilgisi yayını ya-pılıyor. Böylece yola çıkmadan önce ana yollar üzerin-de trafik yoğunluğunu cihazınızdan görerek yolunuzu ona göre planlıyorsunuz. Peki ana yola çıkana kadarki ara yollarda trafik durumunu öğrenmek için ne yapa-caksınız? İşte Google diyor ki, elinizde internete bağ-lanabilen ve navigasyon donanımı olan bir cihaz var-sa, Google Maps de yüklü ve çalışır durumdaysa ko-numunuzu bize yollayın. Kabul ederseniz, cihazınız si-zin adınıza belli aralıklarla o anki konumunuzu (tabi-i k(tabi-i k(tabi-iml(tabi-iğ(tabi-in(tabi-iz(tabi-i, başlangıç ve varış noktalarınızı g(tabi-izleye- gizleye-rek) Google Maps sunucularına gönderiyor. Sizinle ay-nı yolda giden üç-beş kişi daha varsa, sunucu bu bil-gileri de alarak ortalama hızı hesaplıyor ve ara sokak-ta trafiğin hangi hızda aktığını harisokak-ta üzerinde grafikle gösteriyor. Belki hemen olmasa da, neredeyse her cep telefonunun navigasyon donanımıyla satılmaya baş-ladığı günümüzden üç beş yıl sonra bu uygulamayla yaygın biçimde karşılaşmak pekâlâ mümkün.
Bu arada hazır konum verilerinden bahsetmişken, iPhone için yazılmış iki ilginç uygulamadan da
bahse-deyim: Swine Flu ve Offender Locator. Offender Loca-tor, ABD’de daha önce cinsel saldırı suçu işlemiş sa-bıkalıların adreslerini emniyet veritabanından alıp si-zin konumunuza yakın olup olmadıklarını gösteriyor. Swine Flu ise domuz gribi vakalarını takip ederek, o anda dolaşmakta olduğunuz yere yakın bir yerlerde domuz gribi vakası görülüp görülmediğini ve nereler-den uzak durmanız gerektiğini söylüyor. Bakalım da-ha neler göreceğiz...
Bugüne kadar güvenlik yazılımı şir-ketlerinin, bilgisayar korsanlarına kar-şı bireysel ve kurumsal olarak önlem al-mamızı sağlamanın ötesinde pek bir ya-rarı olmadı. Diğer bir deyişle olası teh-ditlerden korunmak için gerekli dona-nım ve yazılımları kurarak sistemin etra-fını mümkün olduğu kadar kalın bir du-varla çeviriyor ve birilerinin bunun üze-rinden atlamamasını ümit ediyorduk. So-nunda Symantec baktı ki güvenlik yazılı-mı üreticileri olarak sürekli ortaya çıkan
tehditlerle baş etmek iyice zorlaşıyor, bizzat kullanı-cıları ve siber saldırı mağdurlarını bu mücadelenin bir parçası haline getirmeye karar verdi. Buna uygun ola-rak şirketin yeni güvenlik yazılımları Autopsy adı ve-rilen bir özellikle beraber gelecek. Autopsy’nin yaptı-ğı iş sisteme yöneltilen saldırıyla ilgili bilgi toplamak
ve saldırının ayrıntıları konusunda kulla-nıcıyı bilinçlendirmek. Böylece bilgisayar kullanım alışkanlığınıza bağlı olarak ola-sı bir saldırının nerelerden gelebileceği-ni veya anlık tehditlere karşı ne yapma-nız gerektiğini öğrenebileceksiniz. Hatta kurulum sırasında ilgili tercihi seçerseniz, bu raporları ilgili güvenlik birimlerine yönlendirmek de mümkün olacak. Daha-sı, Symantec’in önümüzdeki yıldan itiba-ren FBI’ın listesindeki bilgisayar korsanla-rının yakalanmasını sağlayacak bilgiyi te-min edenlere para ödülü vermeyi düşündüğü de söy-leniyor. Yalnız bu konuda endişelenenler de yok de-ğil. Yöntemin ters teperek bilgisayar korsanlarını geri-de kanıt bırakmamak için kullanıcılara daha fazla za-rar vermeye özendireceğini düşünenler var ve pek de haksız sayılmazlar. Bekleyip görelim.
Trafiğin Akışını Siz Belirleyin
Bilgisayar Korsanlarına Karşı Sivil Direniş Başlıyor
Symantec, bilgisayar korsanlarıyla mücadelede artık bilgisayar kullanıcılarının da aktif rol alması gerektiğini düşünüyor.
Google Maps, ara sokaklardaki trafik yoğunluğunu kullanıcılardan gelen verilerle belirlemeyi amaçlıyor. Bilim ve Teknik Ekim 2009
ldaskiran@gmail.com
