• Sonuç bulunamadı

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?

Çapraz bağımlılık; bağımlılık geçişi (addiction transfer) olarak da adlandırılan bir durum olup dürtüsel bir davranışın ortadan kaldırılması durumunda başka bir dürtüsel davranışın ortaya çıkmasıdır. Alkol ve madde bağımlılığında daha fazla konu edinilen bu durumun yeme bağımlılığı ve obezite ile de ilişkili olabileceğini işaret eden bazı yayınlar medyada daha sık yer almaya başlamıştır.

Obezite cerrahisi geçiren hastaların yeme ile ilgili bağımlılıklarının ameliyat sonrasında, diğer bağımlılık yapan maddeler ya da bağımlılık eşdeğeri davranışlarla yer değiştirdiğini gösteren bilimsel çalışmalar da mevcuttur. Amerikan Bariatrik Cerrahi Derneği obezite cerrahisi hastalarının

%5’inde cerrahi sonrasında yeni bağımlılık türlerinin oluştuğunu söylerken, başka yayınlarda bu oranın %20-30’lara yükselebildiği ifade edilmiştir. Bu konuda günümüze kadar yapılmış bilimsel çalışmaların azlığı nedeniyle, bildirilen oranlardaki bu farklılıklar bu konuyu hala sağlık çevrelerinde tartışılır kılmaktadır. Obezite cerrahisi öncesi yeme bağımlılığı olan kişilerde cerrahi sonrasında arttığı ileri sürülen dürtüsel-bağımlılık türündeki davranışlar şunlardır;

sigaraya başlama ya da mevcut sigara tüketiminde arttırma

kahve tüketiminde artış

alkol tüketiminde artış

ağrı kesici kullanımında artış

kumar, egzersiz, seks ve dini uğraşlar gibi davranışsal bağımlılıklarda artış.

Yapılan çalışmalar çapraz bağımlılığı olan kişilerin beyin görüntüleme yöntemlerinde beynin ödül mekanizmasından sorumlu bölgelerinde dopamin adı verilen bir kimyasal maddenin miktarının azaldığını göstermektedir. Bu durum madde bağımlılığı olan bireylerin beyinlerinde olan durumla birebir örtüşmektedir. Bu benzeşme aşırı yeme davranışı olan kişilerin leziz gıdalara yönelmesinin bir çeşit bağımlılık olarak kavramsallaştırılabileceğine işaret etmektedir. Ayrıca vücut kitle indeksi (VKİ) ile dopamin düzeylerinin arasında ters bir ilişki varlığı da ortaya konmuştur. Yani VKİ ne kadar yüksekse dopamin düzeyi o kadar düşüktür. Bu durumda da düşük dopamin düzeyleri kişileri aynı hazzı alabilmek için daha fazla yemeye yöneltmektedir. Alkol ve madde bağımlılığı ve diğer dürtüsel davranışlar obezite cerrahisine hasta seçiminde değerlendirilmekte ve bu durumların varlığı obezite cerrahisi uygulanmasında dikkate alınmalıdır. Ameliyat öncesi bir bağımlılığın mevcudiyeti ameliyat sonrasında çapraz bağımlılık açısından ayrıca bir risk oluşturmaktadır.

Yeme bağımlılığı nedir?

Yağ ve şekerden zengin gıdayla beslenmeye maruz bırakılan hayvanların davranışlarında bazı değişimler gözlenmiştir. Örneğin, sıçanlara aralıklı olarak yüksek şeker ihtiva eden gıdalar verildiğinde insanlarda gözlenene benzeyen tıkınırcasına yeme davranışları ortaya çıkmış, sınırlı zamanda büyük miktarda yiyecek tüketimine yönelmişlerdir. Şeker verilmediğinde ise sıçanlar alkol ve madde bağımlılığında olduğu gibi yoksunluk belirtileri göstermişlerdir. Bu durum yeme bağımlılığı denen durumun varlığına işaret etmektedir. Ayrıca çalışmalar şeker bağımlılığı gelişen sıçanların alkol madde bağımlılığına da daha yatkın olduğunu göstermektedir. İnsanlarda yapılan bir çalışmada ise yeme bağımlılığı olan bireylerde depresyon ve dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu

(2)

gibi bağımlılık davranışıyla ilişkili diğer psikiyatrik hastalıkların daha sık olduğu da gösterilmiştir.

Bağımlılık davranışları bazen stresli ve sıkıntılı duygusal durumlarla baş etme aracı olarak kullanılmaktadır. Bunu ispatlar şekilde alkol bağımlılarının %10 ila 25’i olumsuz duygularını rahatlatmak için içki içtiklerini söylemişlerdir. Sigarayı bırakmayı takiben tekrarlayan sigaraya başlamalar ve başka bağımlılık davranışı geliştiren kişilerde de sıkıntıyı tolere edebilme ve olumsuz duygulanıma dayanabilme becerilerinin daha düşük olduğu gösterilmiştir. Duygusal aşırı yeme, sıkıntıyı tolere edebilme becerisiyle ters yönde ilişkilidir, yani bir kişinin stres toleransı ne kadar düşük ise olumsuz duygusal durumlara cevap olarak aşırı yeme davranışı gösterme ihtimali o kadar fazladır. Bu sebeplerle sıkıntı toleransının düşüklüğü ve yeme bağımlılığı obezite cerrahisi yapılan hastalarda değerlendirilmesi gereken önemli kavramlardır. Çünkü bu özellikleri olan bireylerde ameliyat sonrası aşırı yeme davranışı madde kötüye kullanımı ile yer değiştirebilmektedir. Gerginlik, stres, depresyon veya herhangi bir duygusal zorlanma ile karşılaştığında düşük sıkıntı toleransı olan kişiler ameliyat öncesinde aşırı yeme davranışı ile yaşadıkları rahatlama hissini elde edebilmek için ameliyat sonrası dönemde bağımlılık veya dürtüsel davranışlar geliştirebilirler. Nitekim obezite cerrahisi hastalarında ameliyattan 2 yıl sonrasında ameliyat öncesi durumla karşılaştırıldığında bağımlılık yapıcı madde kullanımında artış olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur.

Bir çalışmada madde bağımlılığı sebebiyle yatırılarak tedavi edilen obezite cerrahisi hastalarına

“neden madde bağımlılığı geliştirmiş olduğunuzu düşünüyorsunuz?” sorusu sorulmuş ve bu hastaların %75 i madde ve alkol bağımlılığının gelişmesini çözülmemiş çatışmalarına bağlamışlardır.

Bu gurubun %83’ü ise durumlarını bir bağımlılıktan başka bir bağımlılığa geçiş olarak nitelendirmişlerdir.

Bu bulguların ışığında, obezite cerrahisi hastalarında ameliyat öncesinde kişilerin yeme bağımlılığı ve düşük sıkıntı toleransı bakımından değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Ayrıca hastalar obezite cerrahisine eşlik edebilen psikolojik risklerle ilgili bilgilendirilmeli ve ilerleyen zamanda gelişebilecek çapraz bağımlılıktan korunmak için hastalara terapötik destek sağlanmalıdır.

Çapraz Bağımlılık için sağlıklı yollar

Hem hastaların hem de doktorların çapraz bağımlılık riskinin yanı sıra yeme ile elde edilen ödülün yerine geçebilecek sağlıklı yolların da var olduğunun bilinmesi önemli bir noktadır. Bu konuda en önemli örnek egzersizdir. Egzersiz ödül döngüsü ile ilgili beyin bölgelerinde kurabiye ve pasta gibi gıdaların aşırı alınmasıyla sağlanan durumdakine benzer bir etkiyle dopamin salınımında artışa sebep olmaktadır. Keza vücudun tabii morfini olan endorfinlerin salınımı da egzersizle artmaktadır.

Egzersiz yeni başlayanlarda ilk planda ağrılıdır ödül hissi yaşanmaz ancak zamanla bedenimiz alıştıkça fiziksel aktivite kişileri iyi hissettirmeye başlar. Ancak aşırı yapıldığında zarar verici de olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin anoreksiya nervosa ve bulimia nevroza gibi yeme bozukluğu olan bazı vakalarda aşırı egzersiz davranışı görülebilmektedir.

Egzersiz dışında Adsız Alkolik programlarında uygulandığı üzere yeni kişilerarası ilişkiler geliştirme ve bu yolla süpervizyon altında bulunma ve destek gruplarına katılma gibi davranışsal boyutların da çapraz bağımlılığı yönlendirebileceğimiz sağlıklı kanallar olduğu bilinmelidir. Ancak kazalara yol açacak ve bunu umursamayacak düzeyde egzersiz bağımlılığı ya da

(3)

yeni ilişkiler sonucunda ortaya çıkan romantik ilişki ile ilgili kişisel bağımlılıkların gelişebileceği de akılda tutulmalıdır.

Sonuç olarak; çapraz bağımlılık kavramının potansiyel olumsuz sonuçları göz önüne alındığında obezite cerrahisi öncesi yapılan kapsamlı psikolojik değerlendirmenin dürtüsel davranışlar ve bağımlılık karakteristiklerinin incelenmesini de içermesi gerektiği aşikardır.

Yrd. Doç. Dr. Güzin M. Sevinçer (Psikiyatri Uzm) Doç. Dr. Halil Coşkun

HAYAT KURTARAMAZ DEDİLER 41 KİLO VERDİ! "DİDEM AKBAL"

112 Acil’de görevli Didem Akbal’a biri “gidene kadar hasta ölür kiloya bak” diye laf attı. Çok üzülen Akbal, midesini küçültüp bir yılda 110 kilodan 69 kiloya düştü

Mersin’de geçen yıl yaralının imdadına koşan 28 yaşındaki 112 Acil Servis görevlisi Didem Akbal,

“Bu yetişene kadar yaralı ölür” diyen kişinin inadına kilo vermeye karar verdi. Genç kız geçirdiği mide operasyonunun ardından 1 yılda tam 41 kilo vererek, 110 kilodan 69 kiloya düştü. Mersin İl Ambulans Komuta Merkezi’nde görev yapan Acil Tıp Teknisyeni 28 yaşındaki Didem Akbal lise yıllarından itibaren kilo almaya başladı. 2007 yılında hayalini kurduğu mesleğine başlayan Akbal, zamanla 120 kiloya kadar ulaştı. Yaptığı rejim ve spora rağmen ancak 110 kiloya düşebilen Didem Akbal, kiloları yüzünden üniformasını bile giyemez hale geldi. Yaşadıklarını tam bir kâbus olarak nitelendiren Didem Akbal, “Mesleğime büyük bir aşkla bağlıyım ancak kilolarım yüzünden çok sevdiğim üniformayı bile giyemiyordum. Ancak zamanla bu durumumu kabullenmeye başlamıştım”

dedi.

“RESMEN YIKILDIM”

112 görevlisi olduğu için birçok olaya giden ve acil müdahalelerde bulunan Didem Akbal her şeyin bir bıçaklama vakasında değiştiğini anlattı. Akbal, “Bir gece vakti bıçaklama ihbarı geldi ve hemen biz ihbarı aldığımız sokağa gitmek için yola koyulduk. Dakikalar içerisinde olay yerindeydik ancak ambulans sokak dar olduğu için oraya giremedi. Biz de önde doktorumuz elimizde çantalarla yaralının yanına koşmaya başladık. Bu sırada sokakta bulunan bir kişi beni kastederek ‘Bu yaralıya yetişene kadar adam ölür. Şundaki kiloya bak’ dedi” diye konuştu. Bu durumun kendisini çok üzdüğünü ve ağlayarak yaralıya koştuğunu belirten Akbal, “Bu cümle beynime öylesine kazındı ki bir yandan ağlıyor bir yandan yaralıya koşuyordum. Yaralıyı kurtardık ancak ben resmen yıkılmıştım”

dedi.

“İYİ Kİ O CÜMLEYİ DUYMUŞUM”

Aynı gün kilolarından kurtulmak için farklı yollar aramaya başlayan genç kız, internette mide

(4)

küçültme operasyonlarını araştırmaya başladı. Hemen Doç. Dr. Halil Coşkun’a ulaşan Didem Akbal 1 ay içerisinde İstanbul’a giderek, tüp mide operasyonu geçirdi. Operasyonun ardından her geçen gün kilo vermeye başlayan Akbal 1 yıl içerisinde 110 kilodan 69 kiloya düşmeyi başardı. İlk duyduğunda kendisini yıkan o cümlenin aslında kurtuluşu olduğunu söyleyen Akbal, ” O zaman çok ağladım, çok üzüldüm ama benim için bir milat oldu. Şimdi iyi ki o cümleyi duymuşum diyorum çünkü yaşadığımı şimdi hissediyorum. Bu arada bir yıl içinde hiç almadığım kadar evlenme teklifi aldım” dedi.

AMELİYATLA ZAYIFLAYIP TİP 2 DİYABETİ ALT ETTİLER!

Gülşah Peker, Kadir Zerey ve Nurdan Ak, obezite cerrahisiyle tip 2 diyabeti yendi. Toplamda 228 kilo verip zayıflayan 3 hasta, tekrar yaşama dönmenin tadını çıkarıyor.

Modern tıp sayesinde tip 2 diyabeti yenmek artık hayal değil. İnce bağırsağın son bölümünün başa, baş bölümünün sona alındığı metabolik cerrahi operasyonuyla, şeker hastalığı yüzde 95 oranında ortadan kalkıyor. Hastalar diyabetlerinden kurtulurken 3-4 ay sonra diyet yapmasına gerek kalmadan beslenebiliyor. Kiloları yüzünden nefes almakta dahi zorlanır hale gelen Gülşah Peker, Kadir Zerey ve Nurdan Ak da bu hastalığı yenenlere 3 örnek… İşte onların diyabetten kurtulma hikâyeleri:

‘BU İŞE EN ÇOK KIZIM SEVİNDİ’

33 yaşındaki Gülşah Peker’e 8 yıl önce şeker teşhisi konuldu. Vücudunda çıkan yaralar için doktora gittiğinde karaciğerinin iflas etmek üzere olduğunu öğrendi. Bir gün açlık kan şekeri 480 çıkınca, hastaneye kaldırıldı. Günde 5 defa insülin yapan, 2 tansiyon ve 2 de şeker hapı kullanan Peker 6 sene içinde, 70′li kilolardan 135 kiloya kadar çıktı. En sonunda artık şekeri 700′lere dayanınca ayaklarında uyuşma, midede kaynama şikâyetiyle hastaneye gitmeye karar verdi. Doktorlar obezite cerrahisini önerdi. Hastanede ameliyatını olmuş ve taburcu olan Kadir Zerey’den bilgi alan, internette bu ameliyatı olanların hikâyelerini okuyan genç kadın ameliyat kararı verdi. 135 kilo ile ameliyata girdi.

Ertesi gün insülin kesildi ve şekeri 100′lere indi. Şimdi 70 kilo olan Gülşah Peker, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Diyabetten kurtulmama ve zayıflamama en çok eşim ve 14 yaşındaki kızım sevindi.

Diyabet yüzünden yataktan kalkamıyordum. Çok halsizdim. Saat 3-4′lere kadar uyuyordum. Yaşamın ne demek olduğunu şimdi anlıyorum.”

5′İNCİ SINIFTA 104 KİLOYA ÇIKTI

Web tasarım uzmanı 25 yaşındaki Kadir Zerey ise kendini bildi bileli kiloluydu. 5. sınıfta ilk kez tartıya çıktığında 104 kiloydu. Lise birinci sınıfa giderken diyabet tanısı konuldu. Lise 2′ye giderken insülin kullanmaya başladı. Zerey hikâyesini şöyle anlattı: “İnsülin seviyem 50 yaşındaki babamın 2 katı kadardı. Diyabeti bedenimden hiçbir zaman atamayacağımı düşündüm. Gastrik by-pass olan bir arkadaşımdan cesaret alarak bu işi araştırmaya başladım. Ameliyata karar verdim. 151 kilo ile ameliyata girdim. Şu anda 73 kiloyum. Böyle çok daha yakışıklıyım.”

(5)

2 YILDA 85 KİLODAN KURTULDU

44 yaşındaki Nurdan Ak 10 yaşına kadar kilo alsın diye balık yağı içirilmiş. 10 yaşında babasının vefatı ve 20 yaşında tip 2 diyabet teşhisi hayatının 2 dönüm noktası oldu. Psikolojisi bozulan Ak, kendisini yemeye verdi. Liseyi bitirdiğinde tam 110 kiloydu ve bu kilosundan utandığı için üniversiteye başlamadı. En sonunda 160 kiloya kadar çıktı. Bir odadan diğerine geçerken bütün aile nefes alıp verişlerini duyuyordu. Annesinin ilacını yazdırmak için doktora gittiği sırada kendi doktoru ile tanışıp ameliyat olmaya karar verdi. Ameliyattan sonra 2 yılda tam 85 kilo vererek 75 kiloya inen, şeker hastalığından kurtulan Nurdan Ak, ameliyattan sonra karın germe ameliyatı yaptırdı.

100 HASTAYI BU YOLLA İYİLEŞTİRDİK

Doç. Dr. Halil Coşkun (Obezite Cerrahisi Uzmanı): Şimdiye kadar 100 hastamıza obezite cerrahisi yaparak, tip 2 diyabet hastalıklarını bitirdik. Diyabetten kurtardık. Kilo vermeleri tabii ki çok önemli ama asıl sorunları diyabetti. Hem kilo verip, hem de diyabetten kurtulunca hayata pozitif bakan, işine, okuluna geri dönen, yaşama yeniden sarılan insanlar oluyorlar ve bu biz hekimleri de çok mutlu ediyor.

OBEZİTE CERRAHİSİ AMELİYATI ÖNCESİNDE DİYET YAPMAK

Obezite cerrahisi öncesinde ve sonrasında, özellikle beslenme ve diyet konusunda hayatınızda bir çok önemli değişiklik yapmanızı gerektirir. Obezite cerrahisi hastaları, kilo kaybı ameliyatlarının öncesi ve sonrası ile ilgili gerek besin değerleri, gerekse kendilerine özel beslenme ve diyet kurallarını öğrenmelidir. Cerrahınızdan ve/veya beslenme uzmanınızdan diyetiniz ve beslenme rehberiniz hakkında bilgi almanız, kilo kaybı süreciniz için çok önemlidir.

Kilo kaybı ameliyatınız öğününüzde neler yediğinizi, ne kadar yediğinizi ve nasıl yediğinizi etkileyecektir. Ameliyat öncesinde dahi vücudunuzu ameliyata hazırlamak, iyileşmenizi hızlandırmak ve kilo kaybetme oranınızı arttırmak amacıyla beslenme sisteminizi değiştirmeniz gerekir. Kişi kilo kaybı ameliyatına kadar beslenme sistemini bozmak ve sağlığını daha kötü etkileyecek besinler almak yerine ameliyatına hazırlanmalı ve değişiklik yapma sürecine girmelidir.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyetin Amacı

1- Vücut yağını azaltmak: Özellikle karaciğer ve karın içi yağının azalması hasta güvenliğini arttırır.

2- Kas dokusunu korumak: Alınan proteini arttırarak diyet yapmalı , çok düşük kalorili diyet yapıp vücudunuzun kas dokunuzu enerji olarak yakmasından kaçınılmalıdır.

3- Vücudu ameliyata ve iyileşme sürecine hazırlamak: Sağlıklı beslenmek, protein alımını arttırmak , vitamin ve mineral desteği almak ameliyat ve iyileşme sürecinizde vücudunuza yardımcı

(6)

olacaktır.

4- Hastayı ameliyat sonrası diyetine hazırlamak: Ameliyat öncesi diyeti, pek çok açıdan ameliyat sonrası diyeti ile benzerlik gösterir (protein alımının arttırılması, az yağ, az karbonhidrat vs.) ve hastayı ameliyat sonrası yeni yaşam ve beslenme biçimine hazırlar.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyetine Başlamak

Kilo kaybı cerrahisinden önce diyet yapma gerekliliği tüm ameliyat tipleri için geçerli olsa da, diyetin zaman çerçevesi, yoğunluğu ve şekli size uygulanacak cerrahi prosedüre göre değişkenlik gösterebilir. Mide Bandı hastaları için diyet ameliyat öncesi iki-üç hafta önceden başlayabilirken, gastric bypass ya da tüp mide gibi cerrahilerden önce doktorunuz gerek gördüğü takdirde diyetiniz dört ya da altı hafta öncesinden başlayabilir. Durumunuz ve ameliyat öncesi kaç kilo kaybetmeniz gerektiği göz önüne alınarak uygulamanız gereken diyetin çerçevesi cerrahınız tarafından belirlenir.

Ameliyat Öncesi Kilo Kaybı Ameliyat Güvenliğini Arttırır

Ameliyat öncesinde kilo vermek olası komplikasyon risklerini düşürür ve ameliyatınızı daha güvenli kılar. Süper-obez (VKİ>50 kg/m2) hastalarda yeterli derecede kilo kaybı sağlanabilirse, ameliyatın laparoskopik yapılabilmesi daha kolay olur. Kilo kaybı cerrahisi öncesi kilo vermenin asıl amacı özellikle karaciğer çevresindeki karın yağlarından bir nebze olsun kurtulmaktır. Karaciğer yağlanmasını azaltmak, laparoskopik işlem süresini kısaltır ve işlemin daha güvenli yapılabilmesine yardımcı olur. Karaciğerin çok büyümesi ve yağlanması gibi durumlarda, cerrahınız gerek görürse ameliyatınızı erteleyebilir.

Cerrahi Öncesi Beklenen Kilo Kaybı Miktarı

Ameliyatınız öncesinde kaybetmeniz gereken kilo miktarı, cerrahınız tarafından ameliyatınızın tipine, sağlık durumunuza ve başlangıç kilonuza göre belirlenir. Bazı hastaların ağırlığının yüzde onu kadar bir kısım kaybetmeleri gerekirken, bazı hastalarda 15-20 kg kadar verebilmek ameliyatın olası risk ve komplikasyonlarını azaltır.

Ameliyat Öncesi Beslenme – Yüksek Protein, Düşük Kalori

Ameliyat öncesi diyetinizde beklentiniz yüksek protein içeren, düşük kalorili, yağ, karbonhidrat, özellikle rafine şekerden uzak bir diyet uygulaması olmasıdır. Ameliyat öncesi uygun bir diyette günlük 800 ila 1200 K kalori ve 70 ila 120 gram protein almanız beklenir. Çoğu cerrah ameliyatınız iki hafta öncesinden başlayarak protein ağırlıklı sıvı diyet uygulamanızı öğütler. Ayrıca cerrahınız iduruma göre yileşme ve vücut sağlığınız için bir kısım vitamin ve mineral tavkiyesine başlamanızı da isteyebilir.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyet

Ameliyata girme süreciniz başladığında cerrahınız ya da beslenme uzmanınız size ameliyat öncesi diyetinizi açıklayacaktır. Her ne kadar ameliyat öncesi diyet önerileri hastadan hastaya, cerrahtan cerraha, prosedürden prosedüre değişebilir olsa da, kilo kaybı ameliyatlarından önce uygun beslenme ve ameliyata hazırlığın belli başlı değişmeyen ortak kısımları vardır.

Obezite cerrahisi öncesi genel beslenme kuralları şöyledir:

(7)

* Protein takviyelerine başlamak

* Yağ oranı yüksek yiyecekleri azaltmak (yağlı etler, her nevi kızartmalar, yağlı süt çeşitleri vb.)

* Şeker içerikli yiyecekleri azaltmak (her nevi şeker, şekerli gazoz ve sodalar)

* Yüksek karbonhidrat içeren yiyecekleri azaltmak (ekmek ve pastalar)

* Sigarayı bırakmak

* Alkolden uzak durmak

* Sürekli ve fazla miktarda yemeyi bırakmak (tepkisel aşırı yemek yemek-binge eating)

* Doktorunuza danışmak suretiyle kullandığınız bir takım ilaçlardan uzak durmak (özellikle kan sulandırıcılar)

Ameliyat öncesinde doktorunuzun söylediği beslenme ve diyet kurallarına uymak sizin için çok önemlidir. Bu sadece ameliyat öncesinde vücudunuzu ameliyata hazırlayıp, ameliyat risklerinizi azaltmaya yardımcı olmaz, ameliyat sonrası ve hayat boyu yeni beslenme sisteminize alışmak ve yaşam biçiminizi değiştirmek için de yüksek oranda size yardımcı olur.

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASINDA VÜCUTTA GÖRÜLEN MORARMA VE KIZARMA

Obezite ameliyatlarından sonra kilo kaybetmek bazı insanlar için zor bir süreç olabilir. Egzersize başlamak ve sağlıklı beslenmek günlük rutininiz için önemli değişikliklerdir. Bu değişikler bazen rahatsız edici hatta dikkat edilmezse acı verici hale gelebilir. Ancak vücudunuzdaki morarma veya kızarma (döküntü) gibi yaralanma semptomları kilo kaybınız için yanlış ya da eksik bir biçimde diyet yaptığınızı gösteriyor da olabilir. Kilo kaybı sürecinizde vücudunuzda morarmalar tespit ederseniz doktorunuza başvurmalısınız.

Merriam-Webster sözlüğünde yer aldığı şekliyle Morarma : “Küçük kan damarlarının çatlaması neticesinde deride renk değişikliğine neden olan yaralanma” dır. Zaman zaman çürükler mavi, mor ya da siyah olabilir ve genellikle dokunulduğunda acı verirler. Bu acı genellikle vücudun etkilenen kısımlarında olmakla beraber kimi zaman da esas etkilenen alan dışında da oluşabilir. Çürükler yayılabilir ya da şiddetli olgularda boyutu büyüyebilir.

Yetersiz Beslenme

(8)

Bazı durumlarda diyetinizde yaptığınız değişiklik cildinizde (özellikle yağlı bölgelerde) morarmaya sebep olarak vücudunuzun travma yaşadığının habercisidir. Diğer bir deyişle; vitamin, mineral ve besin değeri düşük ve kalitesiz beslenmek, olması gerekenden çok daha hafif çarpma ve ufak travmalarda vücudunuzun çok daha büyük morarmalar ve çürükler geliştirmesine sebep olur.

Vitamin bakımından zengin ve kaliteli beslenmek, B12 ve C vitaminini yeterince almak genellikle cildinizi güçlendirecek ve çürük gelişimi açısından sınırlandırmaya yardımcı olacaktır.

Vücudunuzdaki B12 ve C vitamini alımını korumak ve dengelemek için B12: kırmızı ve beyaz et, deniz mahsülleri, yumurta akı, C vitamini: biber, brokoli, kivi, portakal, limon gibi besinlerden alabilirsiniz. Bununla birlikte B12 ve C vitamini replasmanınıda ihmal etmemelisiniz.

Yağlı dokuyu kaybetmek

Kilo kaybı sırasında morarma için diğer bir potansiyel risk faktörü aslında vücut kitlesi ve yağ dokusu kaybetme gerçeği ile ilgilidir. Vücudunuzdaki yağlı dokunun azalmasıyla eskiden yastık görevi gören ve darbelerden sizi koruyan yağ tabakasının azalması sizi darbelere açık hale getirir.

Diyetiniz nedeniyle incelme yaşayan bölgelerinizde morarma-çürükler farkederseniz yaralanma nedeninizi kesin belirlemek için günlük aktivitenizi izlemeniz gerekmektedir.

Düşünceler

Cildiniz için morarmanın kaynağı ve sebebi ne olursa olsun, tüm bu yaralanmalar hafife alınmamalıdır. Böyle bir durumda doktorunuz ile irtibata geçerek gerekli bilgilendirme ve tetkikler yapılarak sebebin ne olduğu tespit edilmeye çalışılmalıdır.

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN

HASTALAR İÇİN AMELİYAT SONRASI BESLENME

Obezite ameliyatı olmaya mı karar verdiniz?, yoksa ameliyat sonrası kilo verme yolunda mısınız?

Harika, ama öncelikle Mide Bandı, Tüp Mide ya da Gastric Bypass için ameliyat sonrası diyetin temel prensiplerini bilmeniz gerekir, böylelikle doktorunuzun sizin için oluşturduğu yöntemi uygun bir şekilde kullanabilirsiniz.

Öncelikle ve en önemlisi, genel diyet amacınızın, vücudunuza sağlıklı olması için gereken besinleri elde edebilmek olduğunu unutmayın. Öğünler için porsiyon büyüklükleri 170 – 225 gr dan daha fazla olmamalı ve bu miktar sizi doyurmalı ya da en azından “tatmin” etmelidir.

İster Mide Bandı, Tüp Mide isterse Gastrik Bypass yaptırmış olun, vücudunuzun tatmin belirtileri için bir farkındalık geliştirmeli ve vücudunuzun erken tokluk hislerine uymalısınız.

Besinler – Protein Hakkında

(9)

Protein, obezite ameliyatlarından sonraki diyetteki en önemli besindir. Tok hissetmek için protein bakımından yüksek gıdalar öncelikle yenmelidir. En iyi protein kaynakları yumurta, kümes hayvanları, et, balık, peynir ve süt iken gözönüne alınacak diğer proteinler fasulye, mercimek ve soya ürünlerini içermektedir.

Sığır, koyun ve dana eti gibi kırmızı etleri ameliyat sonrası hastaların sindirmesi, özellikle güç olabilir bunun için yumuşak gıdalar seçtiğinizden emin olmalısınız. Bazı obezite cerrahisi diyet programları, protein takviyelerinin düzenli olarak alınmasını teşvik etmektedir, ancak diyetinize protein takviyesi eklemenizi gerektiren özel bir durumunuz yoksa her zaman için en iyi seçiminiz, geleneksel gıdalar olmalıdır. Önerilen ameliyat sonrası uzun vadeli protein alımı, günlük 55- 80 gram arasında değişmektedir.

Ekmek ürünleri, pirinç ve makarna gibi nişastalar obez olan pek çok hastada gıda alımını tetiklediği için, birçok obezite cerrahisi diyet programı tarafından alımları sınırlandırılmaktadır.

Karbonhidratlar vücudunuzun temel yakıt kaynağı oldukları halde aynı zamanda meyve ve sebzelerde de bulunurlar. Ne yazık ki hastaların pek çoğu operasyon öncesi diyetlerinde meyve ve sebze alımlarını kısıtlamakta olup, artık çok daha önemli bir hale gelen dengeli bir diyet için önlemleri hakkında bilinçli bir şekilde asla düşünmemektedirler. Her öğün en az bir meyve ya da sebze veya belki de her birinden bir porsiyon içermelidir.

Ekmek ürünleri, pirinç ve makarna gibi nişastalar da aynı zamanda karbonhidrattırlar. Bu gıdaları diyetinize katmaya karar verirseniz tam tahıl ekmeği, esmer pirinç ve tam tahıl/yüksek proteinli makarnayı tercih etmelisiniz.

Yararlı İpuçları ve İlkeler

· Porsiyonlarınızın büyüklüğünü kontrol edin. Porsiyonlarınızın büyüklüğünü kontrol etmek için ölçüm araçları ile bir besin ölçeği kullanın. Öğünleri salata ya da aperatif tabağı gibi daha küçük tabaklarla sunmak, bu küçük porsiyonların daha cazip görünmesine yardımcı olur.

· Her gün üç öğün yiyin. Her gün üç öğün yemek, öğün aralarında çok sayıda kalori ekleyen atıştırmaları önlemeye yardımcı olur. Uzun vadeli ameliyat sonrası obezite cerrahisi geçiren hastaların çoğu, kilo kayıplarını sürdürmek için günlük toplam kalori alımlarını günde 1.000 kalori ile sınırlamaları gerektiğine karar verirler.

· Yavaş yiyin. Gıdalar yavaş bir şekilde yenmelidir. Hastaların çoğu önceki yaşamlarında hızlı yedikleri için bu, değiştirilmesi güç bir davranıştır. Yavaşlamanıza yardımcı olması için küçük bebek kaşıkları ve çatalları gibi aletler kullanın. Bir yumurta zamanlayıcısı, lokmalar arasında iki dakika beklediğinizden emin olmanızı sağlayan, öğün süresini önerilen 20 ila 30 dakikaya kadar uzatan kullanışlı bir yöntemdir.

· Yiyecekleri dikkatli bir şekilde çiğneyin. Yiyeceğinizi dikkatli bir şekilde, belki de lokma başına 14-20 kez, yutmadan önce püre halinde hissedinceye kadar çiğnemek, yavaşlamanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca yiyecekleri iyi çiğnemek, poşun daralmış çıkışından geçerken hiçbir şeyin sıkışmamasını temin etmek için de önemlidir.

Mide Bandı’na Karşı Gastrik Bypass’ta Damping Sendromu

Gastric bypass gibi bazı obezite ameliyatları, ameliyat sonrası hastaların çikolata, kurabiye ya da dondurma gibi tatlılar yediğinde damping sendromunun oluştuğu bir semptomlar zincirinin oluşmasına yol açar. Bu semptomlar karın ağrısı, bulantı, ishal, baş dönmesi, sıcak basmaları ve soğuk terlemeleri içermektedir.

Hastaların çoğu için tatlı yedikten sonra hastalanacaklarını bilmek, güçlü bir caydırıcı olarak bu gıdaları yemek istemelerini önleyecektir. Ancak zaman içinde “yalnız bir lokma” tatlı yiyerek tolerans oluşturabilirsiniz. Bu, sonunda damping sendromu yaşamadan daha fazla tatlı

(10)

yiyebileceğiniz ve bu yüksek yağ, yüksek şeker ve yüksek kalorili gıdalardan kaçınmanıza yalnızca iradenizin yardımcı olacağı anlamına gelmektedir. Tabii ki sonunda bu, yeniden kilo almanıza ve hatta beklenen kilo kaybına ulaşamamanıza yol açabilir.

Damping sendromu gastric bypass hastaları için tatlılara karşı güçlü bir caydırıcı olabilirse de Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları, sindirim kanalları bozulmadan kaldığı için tatlıları tolere edebildiklerini göreceklerdir. Tatlı porsiyonlarını ve yeme sıklığını sınırlamazlarsa, tatlıya düşkün Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları için kaloriler hızla birikecektir. Tatlıların protein, vitamin ve mineral bakımından az bir besin değeri sağladığını unutmayın, bu nedenle kalori içeriği için etiketleri okumak ve porsiyonları kontrol etmek temel anahtardır.

Sıvılar

Sıvılar tüm diyetlerin, özellikle obezite cerrahisi geçiren hastaların önemli bir parçasıdır. Tüm sıvılar asla öğünle birlikte değil, öğünler arasında tüketilmelidir. Bu, vazgeçilmesi zor bir alışkanlıktır, ancak başarınız için çok önemlidir.

Öğünlerle birlikte içmek, katı gıdaları poşunuzdan daha hızlı bir şekilde “itilmesine” yol açabilir ki bu durum, poşunuzun daha hızlı boşalmasına yol açar. Poşunuz boş olduğunda ise açlık hissedersiniz. Poşunuz ne kadar çabuk boşalırsa o kadar açlık hissedersiniz ve öğünler arasında yemek yeme eğiliminde olursunuz.

Gazsız içecekler tercih edilmelidir. Evet bu durum diyetinizde normal soda yok anlamına gelir.

Üstelik karbonatlı içecek tarafından üretilen gaz, kendinizi rahatsız hissetmenizi sağlayarak poşu ya da çıkışını gerebilir. Gerilme kısa süre içinde, tokluk hissetmeden önce daha büyük yemek parçalarının da geçebileceği anlamına gelir. Daha çok yemeğin daha fazla kaloriye eşit olduğunu unutmayın.

Sıvılar için en iyi seçim su; kafeinsiz kahve ya da çay; bitkisel çaylar; et suyu ve sulandırılmış yüzde 100 meyve sularıdır. Sağlıklı “vitamin suyu”nuzun kalorilerle yüklü olmadığından emin olmak için etiketleri dikkatli bir şekilde okuyun.

Vitaminler ve Mineraller

Tüm hastalarının, önerildiği şekilde vitamin ve mineral takviyelerini almaları gerekir. Takviyelerin miktar ve türleri özgün ameliyat türüne göre değişmekle birlikte profesyoneller bu takviyelerin, vitamin ve/veya mineral yetersizliklerini önlemek için gerekli olduğunu kabul etmektedir.

Gastric Bypass hastalarının, ameliyatlarının bypass kısmı tarafından oluşturulan emilim yetersizliğinden dolayı demir, kalsiyum ve B12 vitamini takviyeleri almaları gerekmektedir.

Ancak hangi tür ameliyat geçirmiş olursanız olun periyodik laboratuar testleriniz, besinsel gereksinimlerinizi karşıladığınızdan emin olmak için yıllık ya da altı aylık olarak izlenmelidir. Tabii ki uygun diyet seçimleri de bu bakımdan önemlidir.

Amacınız, besin değerini maksimize eden ve kalorileri düşük tutan akılcı gıda seçimleri yaparak, gerekli vitamin ve mineralleri öncelikle gıdalardan elde etmek olmalıdır. Bu, diyetinizin bol bol tam tahıl, az yağlı süt ürünleri ile meyve ve sebzelerin yanı sıra yeterli protein de içermesi gerektiği anlamına gelir.

Sonuç

Uygun bir şekilde beslenmenin iyi anlaşılması, obezite ameliyatının başarısı için çok kritiktir. Cerrahın size sağlamış olduğu yöntemi uygun bir şekilde kullanmak üzere gereken herşeyi öğrenmek için doktorunuzla devamlı irtibat halinde olun.

Doç. Dr. Halil Coşkun

(11)

Referanslar

Benzer Belgeler

Gerginlik, stres, depresyon veya herhangi bir duygusal zorlanma ile karşılaştığında düşük sıkıntı toleransı olan kişiler ameliyat öncesinde aşırı yeme davranışı

Bu bulguların ışığında, obezite cerrahisi hastalarında ameliyat öncesinde kişilerin yeme bağımlılığı ve düşük sıkıntı toleransı bakımından değerlendirilmesi

 Madde bağımlılığı gibi facebook bağımlılık riski yüksek olan bireylerde depresyon ve TSSB olması bu kişilerin facebook kullanımını olumsuz duygulanımdan

ameliyat öncesi fizyolojik ve psikolojik durumuna, ameliyatın büyüklüğüne ve ameliyat sonrasında komplikasyon gelişip gelişmediğine bağlıdır.  Taburcu edilmeden

Yeme bozukluğu olan bireylerin %50’si bu grupta olup tedavi edilmedikleri takdirde AN veya BN’ya.

Önceleri anoreksiya nervozalı hastalarda ölüm oranının yüksekliği, açlık ve açlığa ikincil komplikasyonlara bağlanırken son yıllarda yapılan çalışmalar

Hemşirelerin duygusal emek davranışına ilişkin yapılan bir çalışmada, hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarına olan davranışları ve onlarla ilişkileri

Kadın öğrencilerin TFEQ-R21’de bulunan bilişsel kısıtlama, duygusal yeme, alt faktörlerinden ayrı- ca EMAQ-NE ve EMAQ-NS alt faktörlerinden al- dıkları puanlar ile