FACEBOOK KULLANIM DÜZEYİNİN TRAVMA SONRASI STRES
BOZUKLUĞU, DEPRESYON VE
SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER İLE İLİŞKİSİ
Psk. Asra Babayiğit
LEPİM LEFKOŞA PSİKİYATRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA EKİBİ
Prof. Dr. Mehmet ÇAKICI
Psk. Asra Babayiğit
Uz. Psk. Meryem Karaaziz
Doç. Dr. Ebru Çakıcı
GİRİŞ
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Depresyon
ARAŞTIRMANIN AMACI
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti genelinde yetişkinler arasındaki facebook bağımlılığı, travma sonrası stres bozukluğunu, major depresyo’nun yaygınlığının oranlarını ortaya koyan ilk araştırmadır.
KKTC’deki savaşın, göçün ve diğer travmatik yaşantıların bağımlılıklar konusunda da son dönemde artan facebook bağımlılığının nedenlerini ve major depresyon riskini de ortaya koyan bir çalışma olacaktır.
YÖNTEM
Örneklem:
Kuzey Kıbrıs’ta ikamet eden 982 katılımcı 18-65 yaş arası Türkçe konuşan bireyler.
Prosedür:
Kesitsel araştırma deseni
çok basamaklı tabakalandırılmış randomize örneklem yöntemi
Ölçekler
Sosyo-Demografik Bilgi Formu
Facebook Bağımlılığı Ölçeği
Beck Depresyon Envanteri
Travmatik Stres Belirti Ölçeği
İSTATİKSEL YÖNTEM
Bulguların analizi facebook bağımlılık riski yüksek grup (FB-YRG) (FBÖ>45) ve
facebook bağımlılık riski düşük grup (FB-DRG)
(FBÖ≤45) olarak ikiye ayrılarak karşılaştırılmıştır.
ki-kare testi
lojistik regresyon
BULGULAR
FB-YRG %17,6
Major Depresyon nokta yaygınlığı %23,5
Travma Sonrası Stres Bozukluğu %19
FB-YRG’de FB-DRG’ye göre depresyon ve TSSB daha yüksek olarak tesbit edilmiştir.
Gençlerde, madde kullanımı olmayan bireylerde, çocuk sahibi olmayanlarda,
fiziksel bir hastalığı bulunmayanlarda ve evli olmayan katılımcılarda facebook bağımlılığı riski daha yaygın olarak gözlemlenmiştir.
YAYGINLIK
FB-YRG Depresyon TSSB 0
5 10 15 20 25
TSSB
SONUÇLAR
Facebook bağımlılığı riski yüksek olan kişiler olmayanlara kıyasla daha sosyal olarak izole edilmiş, yalnız, özgüveni düşük ve genç bireylerdir.
Madde bağımlılığı gibi facebook bağımlılık riski yüksek olan bireylerde depresyon ve TSSB olması bu kişilerin facebook kullanımını olumsuz duygulanımdan kurtulmak amacıyla kendi kendilerini tedavi etme aracı olarak görmelerinden ortaya çıkabilen bir davranış biçimi olduğunu düşündürmektedir.